Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Lüfer (2)  (Okunma sayısı 1570 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 05, 2013, 09:54:27 öö
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay

Babası hafifçe öne doğru eğilerek, tedirgin ama içinde binlerce ışık yılı uzaktan bile hissedilebilecek bir şefkat barındıran ses tonuyla konuştu:
 
-Oo Tosun sen baya bir sıkkınsın anlaşılan. Anlat bakalım. Özel bir durum mu var?
 
-Yok özel bir durum yok Baba. Her zamanki işler işte.
 
Bunu söylemeye çalışırken sıkıntısını gizlemeye çalışıyor, bu durum da sıkıntısını daha da görünür yapıyordu.
 
Babası O'nun birden açılmayan,gardını hemen düşürmeyen yapısını bildiğinden, çok üstüne gitmemesi gerektiğini biliyordu. Bu yüzden kelimeleri özenle kullanmaya çalışarak konuştu.
 
-Her zamanki işler de... Sen her zamanki gibi değilsin be Tosun. Anlatmak istersen dinlerim diyeceğim  ama anlatmayacak olsan zaten buraya gelmezdin. Eh! Ne yapalım? Bu da balığın içine edildi demektir. Ha ha ha.
 
Babasının ses tonundaki neşe O'nu bir an için içinde bulunduğu duygu halinden sıyırdı. Yüzünde bir neşenin silik izleri belirdi.
 
-Balık mı aldın Baba?
 
Sesindeki  bu çocukça telaş O'nu bile şaşırtmıştı.
 
Babası doğru yolda olduğunu anlamanın verdiği mutlulukla güldü. İşte yine O'nu yakalamıştı. Tosun küçüklüğünden beri balık düşkünüydü. Balığa hayatta hayır diyemezdi.
 
-Aldım tabii. Aldım almasına da... Bir an durdu ve başıyla Tosunu işaret ederek. Şu surata baksana bu suratla ne balık yenir, ne de rakı içilir. Yazık oldu canım lüfere. Ben de senin geldiğini görünce sevinmiştim. Evde rakı yoktu. Hoş olsa da tek başıma içmem bilirsin. Şimdi dedim içimden Tosun bir koşu gidip rakı alır gelir. Bir rakı balık yaparız ama Nerdeee! Şu surata bak.
 
Babası'nın bu kinayeli ve şakalı konuşması. İçine daha bir neşe doldurdu.
 
-Deme Baba! Hem de lüfer mi aldın?
 
Babası hiçbir şey  demeden tebessümle yüzüne bakıyor. Hiç büyümeyen bu bebeği şefkatle izliyordu. Babasının bakışlarından kendini kaptırmış olduğunu anladı. Buraya nasıl gelmişti şimdi nasıldı. Hem de daha bir saat bile dolmadan. Babasının sırrı buydu işte. İletişimi sarraf gibi işliyor, ilmek ilmek dokuyordu. Ne yaparsanız yapın sizi çözecek bir şey buluyordu. Belki bunda doktor olmasının etkisi olabilirdi. Yıllarca insanların dertlerini dinlemiş olmak bu özelliği kazandırmış olabilirdi.
 
Hiçbir şey demeden  gözleriyle anlaştılar. İkisinin de istemi dışı bir kahkaha tufanı koptu. Hani ortada gülünecek hiçbir şey yokken, bir şey söylenir, bir an yaşanır ve siz de içinizde coşkuyla karışık bir gülme hissi duyarsınız ya... İşte öylesi
 
"Hadi hadi" dedi Babası. " Hadi zevzekliği bırakalım da sen bir koşu gidip rakı al da gel".
 
Tosun yerinden neşeyle fırladı. Kapıya yönelirken Babası arkasından seslendi " Limon da al. Evde hiç kalmamış".
 
Tosun evden çıkıp mahalle bakkalının yolunu tuttu. Her ne kadar geldiği ana göre kendini daha iyi hissediyorsa da yine de içindeki sıkıntı tam anlamıyla geçmemişti.
 
En azından Babası ile yapacağı konuşmaya ( ki bu onun için çok önemliydi) rakı da eşlik edecekti. Bu da az şey değildi. " Acıyı hafifletir" diye geçirdi içinden.
 
Konuşmalıydı. Şüphesiz bir yerlerde hata yapıyordu. Bu sadece bu konuda değil, hayatının bir çok alanını etkiliyordu. O bunu açıkça göremiyordu ama içinde, derinlerde bir yerde bu konuyla ilgili sorunu çözerse gerisinin de kendiliğinden çözüleceğini hissediyordu.
 
Vakit kaybetmemeli, bu eşiği atlamalıydı... Artık arkasında her ne varsa... Görmeliydi..
enelsır


Nisan 05, 2013, 02:24:54 ös
Yanıtla #1
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 261

Ellerinize ve yüreğinize sağlık enelsır.Seriye devam...

Saygılarımla...
Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir.
(Socrates)


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
1715 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 04, 2013, 04:53:31 ös
Gönderen: symbol
3 Yanıt
1913 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 07, 2013, 02:05:48 ös
Gönderen: enelsır