Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Borris Köşkü -1-  (Okunma sayısı 1252 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 27, 2015, 11:52:27 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 323
  • Cinsiyet: Bay

Meclis toplanmış, ülkenin dört bir yanından asiller masaya icra etmişti. O zamanlar henüz tavşan yoktu. Masalar doldukça Bolvers Dükü elinde şarabı salladıkça sallıyordu. Yeni olan ayakkabıların tıkırtıları ahşap evde geziniyor, kulaklarda zenginiz sesleri yankılanıyordu. Yemekte pişen etin kokusu salona neredeyse sabahtan beridir ulaşıyordu velhasıl bir türlü yemek masaya ulaşamadı. Sıska, cılız, uzun boylu, bir eli cebinde, diğer eli tütünün de olan Madderys, Bolvers Dükünün elinde ki şaraba bakıyordu. Acaba Bolvers Dükü şarabı nereden bulmuştu? Masaya da şarap getirilmemişti. O zamanlar henüz daha tavşan yoktu tabi, tavşan yoksa bazı şeylerin olmaması normal karşılanabilirdi. Yemek nihayet masaya gelmişti ki, koca kuzunun bir bacağının eksik olduğunu görünce şaşırmadım değil. Acaba kim yemişti? Soliver, evet evet Soliver. Yani bir zamanlar büyük toprak hasmımız. Girip çıktığı mekanları bilmek bile istemiyordu masada oturanlar. Ama Tanrının cezası bugün sürekli tüm yıl yaptıklarını anlatacaktı bize. Yinede parası olduğu için buna biraz katlanabilirdik. Ben Soliver'in anlattıklarına dalmış devam ederken kulağımda bir başka ses olduğunu fark ettim. Aslında yemek geldiğinden beri bir ses vardı kulağımda. Sağıma dönünce Madderys'in benimle konuşuyor olduğunu fark ettim. Bu beni daha çok şaşırtmıştı. ''sende biraz yüksek sesle konuşsana be adam''. Madderys eliyle sakallarını kaşıyarak ''acaba şarabı nereden buldu?'' diye mırıldandı. Madderys bu kadar yer edinince benimde içime dert oldu. Acaba nereden bulmuştu.

Madderys ayağa kalkıp koca köşkü dolaşmaya başladı. Salondan çıkışı en azından bunu yapacağına bir işaretti. Soliver'in konuşmasına yeniden seyre durdurdum. Bacak bacağa atmış, masada ona dönük olan yüzlere gerile gerile anlatıyordu. '' Tabi Berlin soğuktu'' cümlesinden başka gözüme çarpan bir söz olmadı. Beni rahatsız eden bir şeyler vardı. Kuşkusuz bu çok belliydi. ''Acaba Bolvers Dükü o şarabı nereden buldu? Girerken elinde yoktu. Nasılda içiyor ama.'' Madderys ortalıkta yoktu. Hazır beynimi kurcalayan bir soru varken birde üstüne şehrin bilgili insanı Gilly buradayken hemen ayağa kalkarak onun yanına doğru yöneldim. Koca masayı dolanmak durumunda kaldım. Gilly'in arkasına geçip ''Bay Gilly merhaba'' diye seslendim. Fakat beni duymadı. Nasıl olur da beni duymazdı. Tamda kulağına doğru ortalamış duruyordum dudaklarımı. Bu bana bir hakaretti. Kendimi bozmadan yerime yavaşça yürüdüm. Çokta kırmıştı bu durum beni. ''Demek bana aldırmazsın ha Gilly''. Madderys salona geldi, yüzündeki o düşünce dolu ifadeyi görebiliyordum. Bolvers Dükünün arkasına geçmiş, bir türlü yudumla, yudumla bitmeyen şaraba bakıyordu.
Dünya üstündeki en üstün yaşam formu olduğumuza ama yine de sözcüklere sığmayacak kadar mutsuz olduğumuza,çünkü başka hiçbir hayvanın bilmediği şeyi,ölmek zorunda olduğumuzu bildiğimize dair bir ironi


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2049 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 09, 2008, 05:53:38 ös
Gönderen: akasya