Masonlar.org - Harici Forumu

Mason ve Masonluk Nedir? => Mason Sözlüğü => Terimler ve Kavramlar => Konuyu başlatan: ADAM - Nisan 09, 2011, 02:45:43 ös

Başlık: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: ADAM - Nisan 09, 2011, 02:45:43 ös


Kimi zaman tek bir sözcük, tek bir terim zihinde tasarlanan kavramın anlaşılabilmesi bakımından yeterli olamayabiliyor. Bunun nedeni, dil-düşünce iletişimini tam olarak kuramayışımızdan ileri geliyor. Nitekim simge bu bağlamda büyük kolaylık sağlıyor.

Yaşları biraz ileri olanlar, kökeni Arapça ya da Farsça olan hatta kimi zaman ne olduğu pek belli olmayan birtakım eski sözcük ve terimlere alışmış hatta kapılmış durumdalar. Bunların öz Türkçedeki karşılıklarını anlamakta güçlük çekiyorlar. Daha genç yaşta olanlar için ise bunun tam tersi söz konusu olabiliyor.

İşte bu olguyla Masonlukta önemli bir yer tutan yetkinlik ve yetkinleşme kavramları bakımından da karşılaşma durumu söz konusu.

Kökensiz sözcük olur mu?... Kimi zaman oluyor. Örneğin Masonluktaki şu “tekris” sözcüğü Arapça kökenli kokuyor ama Arapçada böyle bir sözcük olmadığı gibi, bunu Arapça bir kökene bağlayabilmek isteyenler bin bir takla atıyor bir şey çıkarabilmek için.

Köken önemli aslında. Bu yüzden biz de bu yazının başlığındaki sözcüğün kökenine inelim; isim ya da sıfat kipinde olabilen “yetkin” ile başlayalım.

Bu sözcük yüklem olarak “yet” kökünden türetilme. Burada “kin” diye bir bütünleyici kullanılıyor fiili isim ya da sıfat kipine dönüştüren. Bir diğer deyişle “yetkin” kendi başına bir sözcük değil.

“Yet” yükleminden başka birçok türetme yapabiliriz; “kin” bütünleyicisini de başka yüklemlerle birlikte kullanabiliriz (seçkin, bitkin gibi ama Türk dili ses uyumu kuralları uyarınca bu değişebilir ve “gin” “gun” gibi biçimler de alabilir.)

Öz Türkçe, dil olarak pek ilginç… Birçok türetmeye ve bilinmeyen sözcük ya da terimlerin bile kavramsal bakımdan kolayca anlaşılmasına olanak veriyor. Sanıyoruz ki böyle bir olanak aslında Arapçada söz konusudur ve Türk dili bu bakımdan pek yetersizdir. Hiç de değil. Fakat biz kendi dilimizi yeterince bilmiyoruz; öğrenemedik, öğretmediler. Sadece kalıpları kafamıza çaktılar. Oysa ezbercilikle dil öğrenilmez; sadece güncel iletişim sağlanır. Bunun ötesine rde geçilemez. Zaten geçemiyoruz. Felsefe üretemiyoruz. Çünkü dilimizi iyi kullanamayınca iyi düşünemiyoruz; iyi düşünemeyince dilimizi geliştirmeyi beceremiyoruz.

Dilimiz üzerine çok şey söyleyebilirim ama konumuzun başlığından uzaklaşmaya gönlüm razı değil. Zaten bu yüzden kimi forum üyelerini eleştirmiyor muyum ara sıra?!

Sözcük olarak yetkin, bir varmışlığı, erişmişliği, bütünlenmişliği, en çok da mecazi anlamda olgunlaşmışlığı yansıtıyor. Zaten Masonlukta bu bağlamda genel olarak alınan da mecazi anlam… Bu nedenle yetkin ve olgun sözcüklerinin eş anlamlı olarak kullanıldığını da görebiliyoruz.

Ancak bu sözcükleri zihnimizin içinde şöyle bir çevirirsek belki olgunluğun aslında yetkinlik ile tam eş anlamlı olmadığını, ancak yakın olduğunu, bir alt aşama sayılabileceğini söyleyebiliriz. Bana öyle gibi geliyor; size öyle gelmeyebilir.

Üstelik bir meyvenin olgun olduğunu söyleyebiliriz ama yetkin olduğunu söyleyemeyiz; olmaz, tutmaz. İnsan için ikisi de geçerli olabilirse de ayrıntısal bir fark var gibi...

Şöyle bir terim: “Olgun mason”…

Bu bana biraz garip geldi. Gerçi Masonlukta kullanılmayan bir terim değil. Olgun genç desek bunu garipsememem. Ancak bir masondan söz edince sanki “yetkin mason” daha iyi.

Yetkin sözcüğünün eki dildeki karşılığına bir bakalım: Kâmil yani kemale ermiş…

Kemale ermek deyişi artık günümüzde pek kullanılmaz oldu gibime geliyor. Sanki bunun yerini olgunlaşmak almış durumda.

Peki onun yerine yetkinleşmek koysak…

Dedim ya, bu bana biraz daha ileri, bir üst aşamaymış gibi geliyor ama belki siz eş değerde görebilirsiniz.

Şu Arapça kökenli fiillere baksak… Kâmil olmak için ne gerekiyor? Tekâmül etmek… Gelişmek; olgunlaşmak da diyebiliriz buna ama işte o olgunlaşma sanki gelişme eyleminin sonunda yer alıyor gibi.

Türk Masonluğundaki eski yazılarda (örneğin Büyük Şark gibi 1930’lu yıllarda yayınlanmış dergilerde) tekâmül sözcünün yer yer doğru, yer yer yanlış olarak kullanıldığını görmüştüm. Demek o zaman kimi masonlar zihinlerinde bu farkı pek belirleyememiş. Oysa asıl kullanılması gereken sözcük “tekemmül”… Bunun kökeninde ise kemal ya da kâmil değil, kümül (toplamı, hepsi, bütünü) sözcüğü yer alıyor. Dolayısıyla tekemmülün dilimizdeki karşılığı olgunlaşma değil, bütünlenme. Bunu bir insan (özellikle bir mason) için düşünürsek, noksanlardan, yanılgılardan, pürüzlerden, olumsuzluklardan arınma ve böylece “tam” olma…

Saltık bir tam… %100. Doğada böyle bir şey var mı?

Var. %100 olan bir şey var. Ben söylemeyeyim ne olduğunu; siz belirtin.

Ancak %100 tam olan insan yok. Onu pek yaklaşabilmiş olanı var.

Peki ona yani o tekemmül etmişe ne denir?

Mükemmel… İşte o da = yetkin.

Bir de Batı dillerinde ne deniyor ona bakalım.

Konumuz özel olarak Masonluktaki kavramlar olunca Fransızcada “parfait”, İngilizcede “perfect”, Almancada “Perfekt” kullanılıyor. Peki sözlükte bunların Türkçe karşılığına bakınca ne görüyoruz? Tam, mükemmel, kusursuz…

Bendeki sözlüklerde bu bağlamda ne “yetkin” özcüğü geçiyor ne “olgun”. Tersinden bakıyorum… “Yetkin” sözcüğünün karşılığında yukarıda verdiklerim var ama iş “olgun” sözcüğünün karşılığına gelince onun karşılığı “gençliğin ilerisindeki bir yaşta olmak” anlamında atabileceğimiz “matur” ve benzeri sözcüklere varıyor.

Bütün bu sözcük/terim didişmesi niçin?

Çünkü Masonlukta bence “yetkin”, “yetkinlik” ve “yetkinleşme” tarzında olması gereken sözcükler yerine “olgun”, “olgunluk”, “olgunlaşma” sözcüklerinin de kullanıldığını görüyoruz.

Bunu böyle kullananlar çok mu yanlış yapıyor?...

Yooo!... Bu bir yeğleme olarak benimsenebilir. Ancak “olgun”u benimseyenler çıkar da “yetkin”in yanlış olduğunu ileri sürerlerse, işte o zaman çok yanlış yapmış olurlar.




Şimdi burada duralım. Tartışmak ve katkıda bulunmak isteyenlere fırsat verelim. Sonra bu terimlerin Masonlukta nerede ve nasıl, ne anlamda kullanılmakta olduğuna geçeriz.

Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: Kajmeran - Ocak 20, 2015, 12:24:40 ös
Mantıken evet yetkin daha yaraşır ama olgun kulağa dahamı hoş geliyor yada biz yanlışımı benimsedik zamanla artık bilemiyorum ama güzel bir paylaşım olmuş teşekkürler.
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: ADAM - Ocak 20, 2015, 03:47:43 ös
Bu başlığı üç buçuk yıl önce  açmışım. Tartışmaya girişecek olanları beklemişim; ses çıkmamış. Unutmuşum; kalmış.

Şimdi Sayın Kajmeran konuya değinince, baktım ki konuya devam ederek birtakım açıklamalarda bulunmayı da öngörmüşüm. Nerede ve ne zaman olgun ve olgunluk, nerede ve ne zaman ise yetkin ve yetkinlik...

Bunların kulağa hoş gelmesi ya da tersi, terimin kulanımı için tercih konusu olamaz. Kullanım amacı ve kavramda uyuşmadır önemli olan.

Üstelik unutmayalım ki, bu kavramın burada, bu Forumda irdelemeye alınışı Masonluk ile doğrudan bağlantılı bir nedenden ileri geliyor. Bunlar Masonlukta geçen terimler ve Batı dillerinden alınma. O nedenle önemli. Örneğin İngilizce'deki "perfect" Fransızcadaki "parfait" sıfatının Türkçesi "olgun" diye mi alınmalı yoksa "yetkin" diye mi?... Başlığı ilk açtığım  zaman bu konuya devam etmek üzere ne düşünmüş olduğumu şimdi hatırlamıyorum.  Bir hatırlatan olsa...

 
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: İNSAN - Ocak 20, 2015, 04:44:30 ös
Açtığınız bu güzel konuya iki kıvrım da ben getirmek istiyorum. 


1.KIVRIM :
a)   yetkinlik
b)   olgunluk
c)   erişkinlik
Bu üç kavram da birbirine çok yakın olan ve aynı zamanda çok ince çizgilerle de birbirinden ayrılan kavramlar. Siz zaten yukarıda ilk iki maddeyi bir kadayıfın tellerini birbirinden ayırır gibi sakince ve güzelce ayırmış ve anlatmışsınız. Aslında bu bölümde üzerine çok söylenecek  şey yok.
Ama öyle görünüyor ki,  yetkinlik ve erişkinlik kavramları ‘bir şeye yetme’ ve ‘bir şeye erişme’ anlamlarında bir alt sınır belirtiyor. Bunun yanı sıra bu iki kavramın sınırları arasında oluşan ‘ranj değeri’ de olgunluk kavramından daha küçük ve alanı daha dar gibi duruyor. Sanki yetkinlik bitiyor da, bir üst basamakta olgunluk devreye giriyor gibi.
 
Diğer taraftan yetkinlik, bir durumu yerine getirebilecek düzey diye biliniyor. Bir nevi ‘aklın yetmez’ veya ‘aklın yeter’ durumu. Hatta eğitim kademelerinde de kullanılan bir kavram. (yüksek lisans için : üst yetkinlik gibi)
Erişkinlik de çok farklı sayılmaz. Kullanım alanları çok farklı olsa da, zihinlerde çaktığı şimşek yetkinliğe çok benziyor. Bir nevi ‘aklın ermez’ veya ‘aklın erer’ durumu.
 Bu kullanımlar bahsettiğimiz iki kavramı olgunluk için ölçüt konumuna taşıyor. Ve bu ölçütler yerine getirildiği andan itibaren, sanki olgunluk çıkıyor ortaya. Bunun da halk arasında kullanımı şöyle :
‘’ Evet oğlum itiraz istemiyorum, bu konuştuğumuz konuya dahil olman gerekiyor,çünkü bu konuya senin de aklın erer ve yeterince büyüdün artık’’
O halde böyle konuşan bir anneye göre bu çocuk olgun oluyor. Yani çocuğun zihninin bazı olguları kavrayabilme kıvamına ulaşma. Bu da bizlerin hayal ettiği olgunluğa ters. Çünkü biz olgunluk denince aklımıza en az 35-50 yaş veya artık yaşlı diyebileceğimiz 50-65 yaş arası canlanıyor. Oysa çocuk bisikletin pedallerini çevirebiliyorsa olgundur. ( Ama sadece bu iş için olgundur )
 Kısacası olgunluk için, yetkinlik ve erişkinlik yine bu mantığa göre ön koşul özelliği taşıyor. Ama gelin görün ki, olgunlaşma kavramını birçok pedagoji ve psikoloji kaynakları ‘çevreden bağımsız olarak belli fiziksel ve zihinsel yeterlilik durumuna ulaşma ve kas-koordinasyon halini sağlama’’ olarak ele alıyor. Tabi böyle olunca bu üç kavram da iç içe geçiyor.
Ancak gerek Piaget  gerek Ericson  erişkinlik ve yetkinlik durumlarına bir yaş sınırı biçiyor olabilmesine rağmen, olgunluk üzerinde aynı rahatlığı gösteremiyorlar. Yani orada da yaş üzerinden bir önkoşulluk ilkesi az da olsa sezinleyebiliyoruz.
Bir de şu husus var. Yetme ve yapma.
Temsili örneği şöyle olabilir :
Bir bireyin bir çiviyi duvara çakabilmesi. Bunun için yeterli donanımı sağlaması.
Diğer taraftan bir bireyin bir çiviyi duvara ustaca çakması. Ve bunun için maximum donanımı sergilemesi.
 Biri olmamış ama idare eden, diğeri ise harikulade olan.
Yani idare eden ürün yetkinlik, harikulade olan ürün olgunluk gibi geliyor.

2 .KIVRIM  :
Bu kıvrım pek de hoş karşılanmayabilir. Hatta çatlak da yaratabilir. Ama ilk bölümde üzerinde durduğum yaş ile yakınlığını belirtmeden geçmek istemedim.


Çocukluk ve gençlik yaşları ile ilgili birçok pedagog bir sınır biçmiş ;  fakat hiçbiri olgunluk çağı dediğimiz üst verim çağı için net bir yaş gösterememiş. Ben de bunu merak ederek mistik açıklamalardan faydalanmaya çalıştım. Acaba birine olgun demek için yaş, ölçüt olarak ele alınmalı mı ? Alınırsa ne kadar doğru,alınmazsa ne kadar eksik ?
Acaba Virginia woolf  ‘’ 30 yaşına gelmeden yazılarınızı yayımlatmayın’’ derken o da mistik içgüdüyle mi,yoksa biyolojik bir argümanla mı hareket etmiş..
Olaya bir de böyle bakalım dedim, ne dersiniz ?


''Biz insana, anne babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi, onu sıkıntı çekerek karnında taşımış ve sıkıntı çekerek doğurmuştur. Onu taşıması ve sütten kesmesi otuz ay sürmektedir. İnsan olgunluk çağına gelip, kırk yaşına ulaşınca şöyle dedi:...'' diye devam ediyor.


Bununla ilgili tek net yaş ( en azından benim gördüğüm net yaş)  kutsal kitaplarda geçiyor. Ve olgunluk yaşı ile ilgili ‘kırk’ yaşa işaret ediyor.
 

Bu işarete ilişkin bilimsel bir gerçeklik var olmamakla beraber, bu sözü temsil eden elimde
 -tesadüfü aşkın- birçok örnek var. Örnek sayısı fazla olduğu için üzerinde durulması gerektiğine inanıyorum. O örneklerden birini de burada sizlerle paylaşmak istiyorum.
Vereceğim örneği de -burada var olan üyelerin dikkatini cezp etmesi açısından-, yakın bir çevreden seçmek istedim :


Mesela Bir önceki Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Büyük üstadı: SAYIN  Mehmet Remzi SANVER. Doğum tarihi 1970 ve Büyük Üstad olma tarihi 2010. Yani yaş kırk.


Acaba gerçekten üzerinde durduğumuz bu kavramların insanda bir yaş ile beraber hareket ettiği gerçeği var mıdır ? Varsa ne derece geçerli ve ne derece güvenilirdir.
Fikri olan arkadaşların fikrini merak ediyorum , paylaşırlarsa sevinirim.


Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: ADAM - Ocak 20, 2015, 05:16:11 ös
Sayın İNSAN, bizim "Mason Sözlüğü" kapsamındaki Kavramlar alt bölümünde ele almış olduğumuz bu konuya, kendince güzel bir katkıda bulundu.

Bu konuyu iyi bildiği anlaşıldığına, üstelik HKEMBL Önceki En Muhterem Üstadı Remzi Sanver'e de değinerek Masonluk üzerine bilgili oldunu yansıttığına göre soralım:

- 1761 yılında kurulmuş olan İskoç ritine dilimizde Yetkinleşme Riti mi denmeli Olgunlaşma Riti mi?

- Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti'nin 4. - 14. derecelerinde çalışan birimlerine "Yetkinleşme Atölyesi" mi denmeli "Olgunlaşma Locası" mı?

- Bu ritin 5. derecesi Yetkin Üstat olarak mı anılmalı Olgun Üstat mı? Bu çerçevede ritin 14. derecesinin unvanı nasıl belirtilmeli?

Buna benzer sorular Masonluğun öteki ritleri bakımından da söz konusu olabilir.  Nitekim, Katharlar için geçerli: "Parfaits" teriminin Türkçesi nedir?





 
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: Erbeks - Mayıs 15, 2015, 12:25:05 ös
           
           Masonlukta "olgun" , "olgunlaşma" terimleri  yerine "yetkin" , "yetkinleşme"  ifadelerinin kullanılması bence çok daha yakışık alır.. Zira "olgun" kelimesi hangi açıdan bakarsak bakalım biraz kaba hissettiriyor.. Fakat "yetkin" daha şık duyuluyor ve hissediliyor gerçekten.. 
           
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: ADAM - Mayıs 15, 2015, 01:49:03 ös

Kimine göre öyle, kimine göre öteki türlü.

Her ikisinin de kendine göre bir açıklaması var.

Baktım da, bu bağlamdaki sorulara yanıt vermeyi girişen olmamış. Demek ya bilinmiyor, ya bilene denk gelmiyor ya da önemsenmiyor.

Acaba olgunluk yetknliğin bir aşaması mı?

Yoksa tersine, yetkinlik mi olgunluğun bir aşaması?
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: İNSAN - Mayıs 15, 2015, 02:06:54 ös
Ben bu konudaki fikrimi aylar önce genişçe paylaşmıştım. Ama Sayın ADAM'dan başka bakan olmamıştı.

Ve bu geçen aylar içinde yukarıda yazdığım fikirlerimde küçük değişimler olduğunu fark ettim.

Yukarıda, bir çiviyi duvara çakabilmek yetkinlik ; ustaca çakabilmek ise olgunluktur demişim. 

Çünkü bu örneği verirken, olgunluk ve yetkinlik kavramlarını duyuşsal gelişim açısından ele almıştım.

Oysa öyle görünüyor ki, bu kavramlar psikomotor gelişim içinde değerlendirildiğinde ortaya farklı yorumlar çıkıyor.


Fikrimin değişime uğrayan yeri ise bu noktada oluşuyor.

Eğer fiziksel anlamda düşünürsek, yukarıda söylediğimin aksine, olgunluğun yetkinlik için bir önkoşul olduğunu söyleyebiliriz.

Çünkü psikolojide var olan 'Olgunlaşma Kuramı' göz önüne alındığında ortaya şöyle bir sonuç çıkıyor.

''Bisikleti ustaca sürebilmek için önce o bisikletin pedallerini çevirebilecek güce sahip olmak ve dengede durabilmek için de belli bir zihin koordinasyonuna ulaşmak gerekiyor.''

Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: Spock - Mayıs 15, 2015, 02:27:31 ös
Ben “yetkin” ve “olgun” dolayısıyla “yetkinlik” ve “olgunluk” kelimelerinin eş anlamlı kullanılmamaları gerektiğini düşünenlerdenim. Bana göre “yetkin” belli bir işte uzman, o işi veya mesleği layıkıyla icra etme bilgi ve becerisine sahip kişi anlamına gelir. Bir başka ifadeyle “yeterliliği olan kişi”. İlla ki yabancı bir karşılık aranıyorsa, tam karşılığı İngilizce’deki “competence” veya kimilerince Türkçe’de de kullanılan kompetans olarak düşünülebilir. Buna ek olarak, İngilizce’deki “proficiency” kelimesi de uygun olabilir. Doktora öğrencileri, konularında uzman olduklarının test edilmesi için “yeterlilik sınavına” girerler. Sanırım 1960’larda doktora yeterlilik sınavı yerine “olgunlaşma sınavı” ibaresi kullanılıyormuş. Bence sonradan düzeltilmesi iyi olmuş. Bu nedenle bence “yetkinliğin” olgun olma durumu ile bir ilgisi yoktur. Kelâma erme ile de bir ilgisi yoktur. Çünkü yetkinlik, içinde manevi bir anlam barındırmaz. Usta bir hırsız da yaptığı işte gayet “yetkin” olabilir.

Olgunluk (İngilizce “maturity”) ise daha çok manevi bir anlam taşır. Benim fikrime göre, erdemlerin davranışa yansıması anlamına gelir. Fakat bunu, kişinin yaşı ile bağdaştırmak da doğru olmayabilir. Genç yaşta olgunlaşmak da mümkündür. Veya 90 yaşına gelip halen olgunlaşamamış olmak da mümkündür. Olgunluk “kelâma erme” fiilini bence daha iyi karşılamaktadır. Olgun kişi, ilahi rahmet ve huzura erişmenin, öncelikle gönül ve ruh temizliğinden geçtiğinin farkındadır.

“Yetkinlik + Olgunluk” ise kusursuzluğu (perfection) getirir. Yani hem akılcılık, hem bilgi, hem erdemler toplamıdır. Şimdi çok garip bir durum ortaya çıktı. Çünkü “akılcılık + bilgi + erdemler” genellikle “bilgelik (wisdom)” olarak da tanımlanır. Bu durumda “kusursuzluk acaba bilgelik midir?” diye bir soru beliriverdi kafamda. Üzerinde düşünülmesi gerek… Bilge kişi kusursuz kişi midir? Bence olmayabilir. Çünkü bilge kişi zaten kusursuz olmadığını kendisi de bilir. Zaten bunu bildiği için bilgedir. Peki, tersinden bakarsak, kusursuz kişi bilge kişi midir? O da olamaz. Çünkü kusursuz kişi diye bir şey yoktur.

Sn. ADAM’ın soruları ise adeta beni irdelemeye çağırıyor… 1761 yılında kurulmuş olan İskoç ritine dilimizde Yetkinleşme Riti mi denmeli Olgunlaşma Riti mi? Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti'nin 4. - 14. derecelerinde çalışan birimlerine "Yetkinleşme Atölyesi" mi denmeli "Olgunlaşma Locası" mı? Bu ritin 5. derecesi Yetkin Üstat olarak mı anılmalı Olgun Üstat mı? Bu çerçevede ritin 14. derecesinin unvanı nasıl belirtilmeli?

Bu sorular öyle kolay kolay cevaplanamaz. Öncelikle EKEİR dereceleri hakkında bilgi sahibi olmayı gerektirir. İkincisi, 17. Maddeyi delmeyi gerektirir. Eğer ritte yapılan çalışmalar Masonik anlamda bilgi, beceri ve yeterliliği artırmaya dönükse, “yetkinleştirme” kelimesi uygundur. Eğer yapılan çalışmalar, gönül ve ruh temizliği vasıtasıyla rahmet ve huzura erişme amacını taşıyorsa, o zaman da “olgunlaşma” kelimesi uygundur. Peki, her ikisini de amaçlıyorsa, o zaman ne olacak? Zaten Ham Taşı yontma eylemi, bu amaçların her ikisini birden kapsamıyor mu? Üstelik İngilizcesi “Rite of Perfection”. Bunun tam karşılığı da “Kusursuzlaşma Riti” olur. Fakat “kusursuzlaşmak” diye bir şey olamayacağına göre, o da olmaz.
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: İNSAN - Mayıs 15, 2015, 02:44:16 ös


Yetkinlik + Olgunluk denklemi kafamı kurcaladı biraz.

Zaten, olgunluk eşit değil midir yetkinlik+erişkinlik ?


Size göre yetkinlik profesyonelliği temsil ederken, olgunluk daha çok bilgeliği temsil ediyor.

Bu mantığa göre, olgunluk profesyonelliği bünyesinde taşımaz mı ?
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: Spock - Mayıs 15, 2015, 02:57:07 ös


Bu mantığa göre, olgunluk profesyonelliği bünyesinde taşımaz mı ?

Meslekte olgunluk döneminden bahsedilir ama benim kullanmadığım bir ifade tarzıdır bu. Olgunluk iyi şeyler yapmakla ilgilidir. Profesyonellik açısından konuya bakarsak, "bir kiralık katilin mesleğinde olgunluk dönemini yaşayabileceği" fikrini kabul etmemiz gerekir. Bunun yerine kişinin mesleğinde "ustalık" dönemini yaşadığını söylemek bana daha doğru gelir.

Ancak olgunluk profesyonelliği bir şekilde bünyesinde taşıyabilir. Eğer kişi mesleğini yaparken toplumsal yarar gözetiyorsa, elinden gelenin en iyisini yapıyorsa, çalıp çırpmıyorsa, iyi ahlâkını işine de yansıtıyorsa, işte o zaman olgunluk profesyonellikle ilişkilendirilebilir. Yoksa çalışılan yıl sayısı beraberinde olgunluğu getirmez.
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: Erbeks - Mayıs 15, 2015, 03:53:37 ös
            Konudan uzaklaşmadan yorumlamak gerekirse eğer, ben, kelimelerin Türkçe'de kullanımı ve akla ilk getirdiği, ilk düşündürdüğü, ilk     hissettirdiği şeylerden yola çıkarak cevap verdim. Şöyle ki; "olgunluk" kelimesinin benim zihnimde uyandırdığı sırasıyla; kişisel yetişme, becerebilirlik ve düşünsel olarak yetişmişliği ayrıca yaş almışlığı daha da ötesinde meyvelerin yenebilecek kıvama gelişi için bile kullanılan bir kelime olmasıdır. Ayrıca kelimenin birden fazla ve birbirinden alakasız noktalarda kullanılabilirliğinden dolayı bulanık ve kafa karıştırıcı olduğunu düşünmekteyim. "Yetkinlik" ise  bu karmaşıklıktan uzak, sade ve net bir anlam ifade etmektedir. Gördüğünüz üzere "olgun" kelimesini ifade ederken en az 3 uzun cümleyle ifade etmişim, fakat "yetkinlik"i açıklamama bile gerek kalmadan sadece 1 cümleyle ifade edebilmişim.
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: ADAM - Mayıs 15, 2015, 04:22:17 ös

Çok güzel paylaşımlar...

Ancak bu paylaşımlar pek genel. Hani başlık bölümü Felsefe ya da Dilbilim olsa, şahane denilebilir.

Forumdaki bölüm Terimler ve Kavramlar.

Bu Terimler ve Kavramlar tüm terimler ve kavramlar mı?

Hayır!

Masonlukta kullanılan, Masonluğun ilgi alanındaki terimler ve kavramlar. Nitekim Mason Sözlüğü bölümünün kapsamında bir alt bölüm olarak yer alıyor.

Böyle olunca, Sayın Spock'un kısmen uzun olan yazısının son iki paragrafı olmalı bizi burada asıl ilgilendiren.

Çünkü bu Forum herhangi bir forum değil. Burası masonlar.org sitesinin forumu. Konu öncelikle Masonluk. Adları farklı olan bölümlerde bile konu öncelikle Masonluk ve masonik çalışmalarda ilgilenilenler. Diğerleri de var çerez niteliğinde olmak üzere, bu arada ilgilenmek isteyenler için.

Olgun - Olgunlaşma - Olgunluk ve Yetkin - Yetkinleşme - Yetkinlik konularının irdelenişinin gerekçesini Sayın Spock çok güzel bir şekilde ortaya koydu.

Buradaki konumuz Kâmil, Parfait, Perfect Perfekt sözcüklerin karşılığının, sonra da Tekemmül, Perfection, Perfektion terimlerinin karşılığının günümüzdeki Türkçe kullanımında nasıl alınması gerektiği.

Bu bizi 17. maddeyi çiğneme sıkıntısına sokmaz. Çünkü bunlar ansiklopedik bilgilerdir.

Belki Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti ile sınırlı kalmamak gerekir.

Belki bu konu biz haricilere ağır gelir. Belki iyi bir masonik bilgi gerekir ve bunu Forum arşivinde bulamayız.

Sitemizin adı: masonlar. org.

Sayın masonlar... Buyrun! Sayın Spock'u yalnız bırakmayın lütfen.

   
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: karahan - Mayıs 15, 2015, 04:40:34 ös
sn.spock'un anlatısı oldukça açıklayıcı aslında.
Yetkinlik ile olgunluk arasında aslında çokta bir bağ yok.Mesleki anlatım ile ele alırsak eğer örnek olarakta mobilyacılık mesleğine bakalım burada yetkinlik nasıl oluyor.

Öncelikle işi bilen ve öğreten olgun bir adam var bu adamın işi öncelikle kurduğu sistemin işlemesi,işlemesi içinde gerekli materyalleri gerekli olan yerlere gerektiği gibi monte etmek.

Tıpkı masonluktaki gibi çırak,kalfa ve usta sistemi ile işe başlanır.olgun adam işi yetkin ustaya verir,yetkin usta yektin kalfalar arasında görev bölümü yapar ve işi başlatır.Her yetkin kalfanın yanındada yetiştirmesi ve kalfaya yardımcı olması için yetkin olmayan bir çırak verilir.
İş başlamıştır,işin bitiş hali yetkinliğin göstergesidir.

Olgun olma hali ise daha başkadır Can Dündar şöyle anlatır olgun adamı;

 “ önemli değil kaç kez yenildiğin; önemli olan yenilgiden sonra yeniden doğrulabildiğin. Bu paramparça ruhlardan, çelişkili ruhlardan, çatışmanın açtığı yaralardan mucizevi bir ahenk çıkıyor ortaya… ki  olgunluk diyorlar adına….”
Olgun kişi eleştiri ve özeleştiriye açıktır başta kendi çalışmaları olmak üzere olayları ve olguları tarafsız, nesnel bir şekilde inceleyebilen, araştırabilen ve sorgulayan kişidir. Olgun insan her türlü eleştiriye açık olduğu gibi kendi kendini de eleştiren veya özeleştiri yapan erdemli insandır. Olgun insan çevresindeki olayları, kişileri en ince ayrıntısına kadar araştıran ve sorgulayan kişidir. ‘Erdemli kişi önce kendini yargılamasını bilen kişidir’ özdeyişi olgun insan için çok yerinde bir deyiştir.  Olgun insan tarafsız, bağımsız karar verebilen, gerektiğinde düşüncelerinin mevcut anlayışla bağdaşıp bağdaşmadığına bakmaksızın açık, net ve özgürce ifade eden kişidir.

Türk Dil Kurumu sözlüğü olgun kelimesini (meyveler için) yenecek duruma gelmiş, (insanlar için) bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş, kâmil olarak tanımlamaktadır.

Herhangi bir nesnenin –örneğin meyvenin-büyüyüp gelişmesi olarak anlamını bulan olgun(laşma) kavramı, insan için duygu ve düşünce bakımından yüksek seviyeye ulaştığı için olayları geniş görüş açısından değerlendirebilen, hoşgörülü, bilgisi ve görgüsü gelişmiş, kültürlü, yetkin olarak tanımlanmaktadır. Olgunlaşmak, duygu ve düşünce bakımından yetkinliğe ulaşmak, olgunlaştırmak ise olgun duruma getirmektir. Olgunluk ise, duygu ve düşünce bakımından yetkinliğe ulaşmış olma halidir. İnsan hayatında bedeni ve ruhi yeteneklerin gelişme sürecini tamamlayarak en yetkin duruma ulaştığı dönem olgunluk çağıdır ve olgun kavramının durumunu anlatmaktadır ve bilgi, görgü ve hoşgörü bakımından gereği kadar gelişmiş olma durumu, yetkinlik, kemal (Yüzündeki incelik, olgunluk onu bambaşka seviyede bir erkek gösteriyor- H. E. Adıvar) olarak tanımlanmaktadır. Bu yüzden, insan hayatında beden ve ruhî yeteneklerinin en yetkin olduğu dönem  olgunluk yaşı dönemidir.
Yetki, bir kimseyi herhangi bir alanda söz sahibi kılan, bir görevi, bir işi yaparken kendi görüşleri doğrultusunda davranabilme, karar verebilme ya da buyurabilme olanağı sağlayan hak ve salahiyettir.  Askeri anlamda ise, sevk ve idare ile çeşitli askeri hizmetleri yürütmek amacıyla kararlar almak, gerekli emirler vermek ve yayımlamak üzere bir askeri görevliye sağlanan haktır.
Yetkin, gerekli olgunluğa erişmiş, kamil, mükemmel anlamına gelirken yetkinlik ise yetkin olma durumu, kemal, mükemmeliyet olarak tanımlanmakta, iş ortamında ise hayatta kalabilmek ve işlevlerini sürdürebilmek için gerekli araç, teknik ve stratejileri geliştirme becerisi olarak anlamlandırılmaktadır. Kendisinden beklenen tüm nitelikleri taşıyan, kusursuz, eksiksiz bir kimse ya da bir şey için kullanılan yetkin ve onun türetilmiş hali olan yetkinlik,
- Bilgi, beceriler, yetenekler, motivasyon, inançlar, değerler ve ilgilerin bir karışımıdır.
- Bir işteki yüksek performans ile birleşen bilgi, beceri, yetenek ve özelliklerdir.
- Güdü, karakter, kişilik, tutum, değer, içerik bilgisi veya kavrama becerisi ve üstün başarılı olanları ortalama performans gösterenlerden ayırmak üzere güvenilir bir şekilde ölçülebilen diğer kişisel özelliklerin bir birleşimdir.
- İş amaçlarını gerçekleştirmede kullanılan ölçülebilir iş alışkanlıklarının ve kişisel becerilerin yazılı tanımıdır şeklinde farklı şekillerde tanımlanmıştır.
Tanımlardan yetkinliğin beş özelliği ortaya çıkmaktadır:Bilgi (Her yetkinliğin az yada çok kavramsal boyutta bir bilgi düzeyinin olması) Beceri (Yetkinliğin doğal yada tecrübe ile kazanılmış yetenek boyutudur), Tutum( Kişilik özellikleri, karakter, inanç ve değerler gibi subjektif özelliklerin, bilgi ve beceriyi harekete geçirme konusundaki yaklaşımıdır), Gözlemlenebilir davranış (Yetkinliğin gözlemlenebilir (ve ölçülebilir) davranışa dönüşmesidir) Üstün performans (Davranış sonuçlarının ortalama performanstan daha fazla başarı sağlamasıdır). Tanımlardan yola çıkarak denilebilinir ki Yetkinlikler, mükemmel performansın elde edilmesinde ayırt edici olan bilgi, beceri ve tutumları kapsayan gözlemlenebilir davranışlardır.
Olgun insan, insanlık için durmadan çalışır özveride bulunur ve çoğu zaman da pastanın bölüşülmesinde en alt tabakalarda yer alır. Olgunluk, bir yaşam biçimidir. Kendini aşmış evrenselleşmiş kişi olduğundan kendine has bir yaşamsal disiplini olan, herkesten fazla toplumsal sorumluluk taşıyan kişidir. Ülke ve bölge sınırlarını aşan, yer yüzünün her noktasında meydana gelen olayların kendisini de ilgilendirdiğini düşünen kişidir. Dili ve dini evrenselliktir. İnsan kendi toplumunun veya kendi emeğinin ürettiği maddi ve manevi değerleri olan kültürel bir varlıktır. Olgunluk, bir kültür ve ahlak (etik) olayıdır. Olgun insan da toplum içerisinde yaşadığı için toplumla birlikte olması gereken durumlarda kendi iradesi dışında zorunlu bir takım ilişkiler çerçevesinde üretim sürecine girmek ve toplumun ortak kültürünü paylaşmak zorundadır. Toplumun oluşturduğu hukuk, sanat, felsefe, din ve ahlak değerleri gibi. Buradaki olgun insanın kendi toplumsal dinamiği içerisinde bir ulusal veya toplumsal kültürü vardır, bunlardan ise dayandığı sınıfın kimliği ve kültürü ağır basmaktadır. Bu yönüyle olgun insan bir kişilik ve kimlik taşımaktadır. Bir de olgun insanın başka bir kimliği veya kültürü vardır ki oda evrensel kimliğidir. Bu yönüyle olgun insan kendini ve dar çevresini aşmış kişidir. Sınırları evrenin sınırları ile ölçülmektedir.
Olgunluk, doğuştan değildir eğitim ile kazanılacak bir olgudur. Olgun insanın en önemli özelliklerinden biride onun ahlaki hayatıdır. Olgun insanın ahlaksal hayatı, sürekli bir arayış heyecanı, çıkara dayanmayan bir özlemle didinen saf ve onurlu bir hayattır. Sürekli doğruyu aramak, bulguları çarpıtmamak, okumadığını okumuş gibi göstermemek, bulmadığı sonucu bulmuş gibi göstermemek, başkalarının düşüncelerini kendi görüymüş gibi göstermemek gibi erdemlere sahiptir. Olgun insanın ahlaksal hayatı paraya, üne ve otoriteye önem vermeyen fakat gerçekleri bulma ateşi ile çırpınan bir hayattır.
Olgun insan ahlaki değerleri yüksek olan kişidir. Olayları ve olguları olduğu gibi kabul eder, gerçeğe saygılı kişidir. Esen rüzgarın yönüne göre veya güçlüye göre fikir değiştiren veya anlayışını güçlü olana göre belirleyen kişi değildir. Kendinden zayıfı ezmeyen ve kendinden güçlünün önünde diz çökmeyen, sağlıklı iç gelişmesini tamamlamış, olgun yapısıyla insanı insan olarak gören ve insan olduğu için saygı duyan ahlaklı ve erdemli kişidir. Evrensel düşünmek zorunda olduğundan, din, dil, ırk ayrımı yapmadan yaptığı araştırmayı dünyanın her insanı ile bölüşmede evrensel olmak zorundadır. Hümanist kişiliklidir. Olgun insan başka yaşam biçimlerini daha iyi anladığı için çevresindeki insanları daha iyi anlar, kişileri olduğu gibi kabul eder ve onlara yardım elini uzatmakta gecikmez.

Görüldüğü üzere olgunluk ve yetkinlik 2 ayrı mecranın göstergesi.

karahan
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: karahan - Mayıs 15, 2015, 04:58:26 ös
Can Dündar'dan olgunluk üzerine yazısının geniş metni.
........20 li yaşlara kadar iyilikle kötülüğün ülkesi, kalın
sınır çizgileriyle ayrılıyor birbirinden. Sıkı
dostları ve düşmanları oluyor insanın. Onları ölesiye
seviyor ya da ölesiye nefret ediyor onlardan.

30 larında yalanı hakikatten ayırt etmeye başlıyor.
İyi sandıklarının hıyanetiyle tanışıyor, sırtında dost
işi hançer darbeleriyle; ve en kötü zannettiği
şefkatle imdadına yetişiveriyor.

Zaman kanatlanıp da 40 ına yaklaştığında
insan, iyiyi kötüden ayıran hudut çizgilerini birbirine
karıştırıyor. İyilere nakşolmuş kötüyü ve kötülerin
içindeki iyiliği de keşfediyor ademoğlu. Anlıyor ki,
iyi insan/kötü insan yok; insanın içinde iyilik ve
kötülük var, kötüyle iyi panzehiri değil birbirinin;
kankardeşi.
İyilerle kötüler çekiştirmiyor ipi. İyilik ve
kötülükten örülmüş ibrişimin kendisi.


Bunu anlayınca şaşmıyorsun nefretin birden şehvete
dönüşmesine; acı girdaplarının içinde hazzın
raksetmesine.
Tevazuyla gurur, haysiyetsizlikle onur el ele
yürüyor.
İnsan, şuuraltındaki isyankarla sahtekarı, günahkarla
tövbekarı birarada farkediyor.
Benim, hükmeden ve boyun eğen, zulmeden ve acı çeken.
Bunca şiddet kadar onca merhamet de benim eserim.
Minneti nefrete, korkuyu cesarete, zaferi hezimete
bulayan benim.
Kundak bezime tıpatıp benziyor kefenim,
hayatım muhteşem ve sefil, mağrur ve rezil, hayasız
ve asil.
Ben, hem örs hem çekicim.

İşte bu keşif kolaylaştırıyor yaşamı..
Anlıyorsun ki toplumlar gibi insanlar dakanlı iç
savaşlarına borçlu ilerlemesini..

O zaman , iyileri kötülerden ayırmak gibi nafile bir
uğraşı bırakıp -başta kendin olmak üzere- insanların
içindeki iyiliğin peşine düşüyorsun; kıymet bilmeyi ve
-yine başta kendin olmak üzere- herkesi hoş görmeyi
öğreniyorsun.

Tükendikçe pahalanıyor zaman; günler azaldıkça
uzuyor. Saçların gibi, seyreldikçe değerleniyor dostların.
Günahları ve zaaflarıyla da övünüyor insanlar;
sevapları ve zaferleri kadar.

Önemli değil kaç kez yenildiğin; önemli olan, kaç
yenilgiden sonra yeniden doğrulabildiğin.

Bu paramparça ruhlardan, çelişkili duygulardan,
çatışmanın açtığı yaralardan mucizevi bir ahenk
çıkıyor ortaya

ki olgunluk diyorlar adına.....


NOT: Can Dündar'ın "Nereye" adlı kitabından alınmıştır. Tüm edebiyat severlere bilindik konulara bilinmedik yaklaşımlarla değinen bu akıcı ve güzel eseri tavsiye ediyoruz.....

karahan
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: Spock - Mayıs 15, 2015, 05:05:49 ös
Şimdi ortada üç soru var. Ben kısıtlı bilgimle ancak ilk soruya naçizane bir yanıt verebilirim:

- 1761 yılında kurulmuş olan İskoç ritine dilimizde Yetkinleşme Riti mi denmeli Olgunlaşma Riti mi?

Düşünüp taşındım... Rite of Perfection'ın karşılığı olarak Mükemmeliyet Riti'nin uygun bir isim olacağına inandım kendi kendime.

Diğer sorulara yanıt vermek için 4-14 derece çalışmaların ne amaçladığını bilmek lazım... Spekülatif bir cevap olacak ama belki de Mükemmelleştirme Atölyesi ve Mükemmel Üstat terimleri de dikkate alınmalı.
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: ADAM - Mayıs 15, 2015, 05:31:11 ös

Sayın Karahan yazmış da yazmış... Konu başlığının dışında. İlgilsiz. Silip atsak, emeklerine yazık olacak. Bir de patırtı çıkaracak. İyisi mi, ona zaman tanıyalım, lütfen o yazılarını alıp bir başka başlığa taşısın diye. Çünkü buradaki konumuz o değil. Daha sonra bi başlık altından silinecek.

Konuya Sayın Spock yanıt veriyor, olması gereken yönde.

Daha önce Türkiye'de Kadim ve Makbul İskoç Riti'nin 4-14. derecelerinde çalışan atölyelerine genel olarak "Tekemmül Mahfili" deniyormuş. Demek ki kullanılan terim Sayın Spock'un dediği gibi "mükemmeliyet" değil, tekemmül imiş. Eski dilin sözcük ve terim oluşturma yöntemine bakarsak, tekemmül fiilinin sonrasında mükemmel olunuyor ve böylece mükemmeliyet aşamasına varılıyor. Ancak Masonlukta kullanılan terim tekemmül. O sırada ritin 5. derecesinin unvanı da Kâmil Üstat. Sözlükte de göremiyorum mükemmel ve mükemmeliyeti.

Diyelim ki olsa... Bunun karşılığı olgun ve olgunlaşma mı olmalı, yetkin ve yetkinleşme mi?

İngilizce, Fransızca ve Almancalarını vermiştim. Başka dilde olanları da ister misiniz, örneğin İspanyolca?

Bakın soru bu kadar basit. Hiç de öyle Sayın karahan'a sayfalar doldurtacak ölçüde karmaşık ve çapraşık değil. Edebiyat ya da analiz yapmıyoruz. Bu işin romantik yanı da yok. Dümdüz. Sadece terimler ve kavramlar üzerinde duruyoruz. Masonluktaki terimler ve kavramlar, başka bir yerde de değil.

Hangisi daha doğru ve niçin?


Bilenlerin söylemesi için soruyoruz. Bilmeyenlerin bilmediğini, konuyla bağlantılı bir görüşü olmayanların görüşü olmadığını söylemesi (doğrudan ya da dolaylı) gerekmiyor.


 



     
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: karahan - Mayıs 15, 2015, 05:57:52 ös
Benimle didişmen bitmeyecek bu belli.Biliyorumki başlık senin silip atabilirsinde,istersen okuyup geçebilir ve yorum bile yapmayabilirsin.

Konu içi yahut dışı ne olduğuna anında karar verebilirsin olmasa bile.
Şunu şöyle diyelim yerine otursun olay,

1...Bu tip konu başlıkları aslında biz hariciler için açılmamıştır,öyle olsa her haricinin yaptığı yoruma verilen tepki bu olmaz.
2...Burada açılan konularda aslında amaç bilgi vermek olduğu söylenir hep ama kime hep paylanan hariciyemi?yoksa forumdaki   mason'lar ile bir bilgi sınanmasımı yapılıyor?
3...Daha önce Türkiye'de Kadim ve Makbul İskoç Riti'nin 4-14. derecelerinde çalışan atölyelerine genel olarak "Tekemmül Mahfili" deniyormuş. Demek ki kullanılan terim Sayın Spock'un dediği gibi "mükemmeliyet" değil, tekemmül imiş. sn.adam'ın bu yazısının muhatabı kesinlikle biz hariciler değildir,o yüzden yazdığımız ve yorumladığımız her konu sen aradan çekil ufaklık muamelesi gördü ve görür sn.adam tarafından.
4...Diyelim ki olsa... Bunun karşılığı olgun ve olgunlaşma mı olmalı, yetkin ve yetkinleşme mi?
      bu sorunuzun cevabınıda siz bizden değil forumdaki mason'lardan bekliyorsunuz.Düşünceniz bu ise sizin için hariciler burada satrançtaki piyon görevini görüyoır demektir.

Bunun böyle olmadığını söyliyebilir,yazılarımı size verilen yetki ile silebilir,yahutta cesaretle burada tutabilirsiniz.
Açık olun sn.adam bende dahil burada bir çok harici arkadaş merak ile yazdıkalrınızı takip ediyor,zaman ve enerji harcayıp iyi duygular ile geldikleri bu forumun ışığında aydınlanmaya çalışıyorlar.

Sorduğunuz bir çok sorunun muhatabı ve cevap verecek mercii biz değiliz,hatta zaman zaman size cevap vermeye çalışan yeni mason arkadaşlar bile değil,zaten verdikleri cevapları çoğu zaman beğenmemenizden belli.

Bu yazım patırtı çıkarmak için yazılmış değil,böyle bir şeydende çekinmediğimi bilirsiniz,lakin bu tavrınız o kadar sıkıcı,kırıcı,dışlayıcı ve ötekileştiriciki size aynı tondan cevap vermekten kendimi alamıyorum.
Böyle olacağını bile bile bunuda ısrarla yapıyoırsunuz.

Siz bu sorduğunuz sorunun cevabını biliyorsunuz,öğrenmek için sormuyorsunuz,başta forumdaki masonlar olmak üzere öğretmek için soruyorsunuz.Ama öğretmenlik performansınız ile sınıfınızda her öğrenci çakar başta ben.

Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: ADAM - Mayıs 15, 2015, 06:35:09 ös

Sayın karahan'ın dediği doğru.

Yanıtı masonlardan bekliyoruz.

Sitenin ardını tekrarlayalım: masonlar.org (hariciler.org değil)

Masonlardan da bilenlere soruyoruz.

Mason olmayan fakat bilenler de yanıtlayabilir.
 
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: Ati - Mayıs 15, 2015, 07:06:35 ös
          Sayın insan,"Yukarıda, bir çiviyi duvara çakabilmek yetkinlik ; ustaca çakabilmek ise olgunluktur demişim," diyor. Dediklerine katılmakla beraber, bu bende başka çağrışımlar yaptırdı. Acaba çiviyi ustaca çakmak olgunluk yerine "ustalık" ; çok da ustaca çakmak "üstatlık" olabilir mi? Malum öğrenmenin dört aşaması;
       1.Bilinçsiz Yetersizlik,
       2.Bilinçli Yetersizlik,
       3.Bilinçli Yeterlilik ve
       4.Bilinçsiz Yeterliliktir .

       Bilinçsiz Yeterlilik yetkinliğe ulaşmaktır. Belki de bundan sonraki aşama başkalarına öğretecek seviyeye gelmek, yani "üstatlık" olabilir. ama bence bir konuda yetkin olan herkesin olgun, olgun olan herkesin de yetkin olabileceği; ya da yetkinlik ve olgunluğun hangisinin bir öncekinin aşaması olduğu konusunu da kafamda bir yere yerleştiremedim.

        Sanki önce gelen sonrakine ulaşmaya çalışıyor gibi..
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: Erbeks - Mayıs 15, 2015, 08:52:28 ös
     Sn. ADAM'ın "işin romantik yönü" yorumunuz beni gülümsetirken, Sn. Ati'nin konunun hiçbir yerinden yakalayamamış olduğunu hissettim. Ben  Sn. ADAM'ın  olgun / yetkin seçeneklerinden önceki yazılarımda belirttiğim üzere "YETKİN"i net ve arı bir ifade olması dolayısıyla tercih ediyorum. Kaldı ki eğer dünya hergün değişip gelişiyorsa, şeffaflığa yöneliyorsa eğer  "tekemmül mahfili" denmesi yerine "yetkin mahfili" ifadesi kullanılması yerinde olacaktır diye düşünüyorum.. ha eğer Masonlukta on yıllardır kullanılması uygun görülen Arapça, Farsça kelimeler Masonluğun genlerine işlemişse yani olmazsa olmazlarıysa (tıpkı Türk hukukunda olduğu gibi) o zaman iş değişir tabi ..
     
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: ADAM - Mayıs 15, 2015, 09:42:43 ös
Bizim tercihlerimizin pek bir geçerliği yok.

Artık "tekemmül mahfili" terimi kullanılmıyorsa da "yetkin mahfili" diye bir şey yok. Olanlar, bu Forumdaki sözlükte  bile var. Demek kimasonlar da tercihlerini yapmış. Ancak acaba doğru mu yapmışlar? Eğer dedikleri gibi kendilerine önder olarak bilimselliği ve akıl ilkelerini alıyorlarsa, o zaman bunun tek bir göreli gerekçesi olur. Fakat işin içinde bizim bilmediğimiz, bilemediğimiz  başka etkenler varsa, o zaman bize özür dilemek düşer.

O noktaya bir gelebilsek!...
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: Ati - Mayıs 15, 2015, 10:47:02 ös
         Ayrı yerlerden yakalamaya çalıştığımız için hiç bir yerden yakalayamamışım gibi görülmüş olabilir. Ne demek istediğim madde madde irdelenip son aşamaya gelindiğinde söze, "Bana göre.." diye başlanırsa, daha doğru bir yaklaşım olur.

(Bu ileti bireysel hitaptan çıkarılarak genele yaygınlaştırılmıştır.)
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: Erbeks - Mayıs 15, 2015, 10:52:22 ös
    Ben gerçekten Sayın Ati'nin cümlelerinnin konuyla ilişkisini bulamadım . Ama düşünceler elbette yazarın kendisini bağlar ama belirtmek de daha şık bir davranış olurdu..


(Bireysellikten çıkarılıp düzeltildi.)
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: Ati - Mayıs 15, 2015, 11:03:57 ös
      Kimse bizi anlamak zorunda değil ama biz kendimizi anlatmak, ya da anlaşılır kılmak zorundayız. Galiba yazdıklarımın daha anlaşılır olabilmesi için kastettiklerimi örnekleriyle açıklamam gerekirdi. Eksiklik bende.


(Bireysellikten çıkarılıp genelleştirildi.)
Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: ADAM - Mayıs 16, 2015, 07:59:37 öö

Bu konu üzerinde Sayın Erbeks ve Sayın Ati birtakım sözler etkmiş ama dediklmerinin konunun aslı ile ilgisi yok. Üstelik bir de karşılıklı diyaloga girmiş oldukları için yazdıklarında düzeltme yapıldı.

Eğer konuyla bağlantılı olarak diyecekleri varsa diyebilirler. Her katılımcı diyebilir.

Unutmayın, konu yetkinleşme ve olgunlaşma sözcüklerinden hangisinin daha doğru (daha cazip değil) olduğu konusudur. Başka bir şey değildir. Başka konular başka alanlarda görüşülebilir.

Bu bir dil kullanımı sorunudur. Bireysel tercihler yapalırsa, dil bilimsel gerekçesi de ortaya konmalıdır. Kişilere hoş gelişi değil, anlamı önemlidir. Gerekirse, verilmiş olan eski Türkçe ve Batı dillerindeki karşılıklar irdelenebilir.

Forum üyelerinden bu yönteme özen göstermeleri beklenmektedir. 


Başlık: Ynt: Yetkinlik ve Yetkinleşme - 1
Gönderen: ADAM - Mayıs 16, 2015, 04:44:08 ös

Forum üyelerinden bu konuya girenler gereken özeni göstermedikleri için, zahmete katlanarak yazdıkları, birbirleriyle çekişmeye de girikleri, bireyselliğe yönelmiş tüm iletiler kaldırıldı.

BU KONU BAŞLIĞI KAPATILDI.