Masonlar.org - Harici Forumu

 

Anket

Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?

Yalnız Doktorlar haklı
Yalnız eczacılar haklı
Hem doktorlar hem eczacılar haklı
Hükümet haklı
Kararsızım

Gönderen Konu: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?  (Okunma sayısı 13044 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 29, 2010, 03:24:46 ös
Yanıtla #20
  • Ziyaretçi

Genel halk arasındaki tartışmalara da bakarsak, burada da onun etkisi aynen yansıyor...

Basitce ifade etmek gerekirse, doktorluk avukatlık, mühendislik vb, halk arasında itibarlı görünen mesleklerde her zaman hem gözde olunur hem de, diğer alanlardan daha fazla  gibi bir yerme oluyor. Kimi haklıdır kimi haksız, tartışılır.

Hangi meslek grubu olrusa olsun, herkesin ortak derdi *geçim derdi*dir, bu su götürmez bir hakikat. Ayrıca da her meslek grubunda çok kazanan da vardır az kazananda, işinin hakkını veren de, işini paraya tapmak noktasına getirip, iş ahlakından yoksun olanlarda. 550 milletvekilinin içinde 50 tanesi ahlak dısı kazanc elde ederse geri kalan 500 ü de zan altında bırakır. Kimi avukat para için hırsızlık arsızlık yapanları savunursa, yahut hakkı olan müvekkilinin hakkını almasına yardımcı olurken, bilgisini ahlak dışı kullanıp, müvekkilini/müşterisini soyma düzeyinde sömürüyorsa diğer avukatlarda zan altında kalır. Aynı şekilde, bir hasta, şehir şehir dolaşıp, bıçak parası istemeyen bir cerrah arayıp yüzlerce kilometre yol tepiyorsa, tüm sağlık sistemi zan altında kalır. Hali ile de, doktorlara topyekün bir önyargı oluşur...

Belirttiğiniz rakamlar doğru, SGK'nın tıp merkezi ve özel hastanelere ödediği meblağın yanında 5-10 TL daha fazlasını devlet hastanesindeki muayenelere ödemektedir. Dengesizlik mevcut enrden bakarsanız bakın..

Bir pratisyen hekim aldığı maaş, Türkiye şartlarında iyi bir rakam, ancak bunun sebebi son 10 yıldaki yaşanan ekonomik krizlerde, devletin enflasyon bazında zam yaparken, -diğer meslek gruplarındaki gibi- özel sektör krizlerinden devlet çalışanlarının *zam* konusunda etkilenmemesi. Ancak gerçekliktir ki, diğer meslek gruplarından, öüretim görevlisi, uzman, müfettiş vb gibi ünvanlarla bir arada düşünüldüğünde *piyasa şartlarında* maaş düzeyler çok kötü değildir.

Bu kanunun en son kabul edilmiş halinde, hekimlerin maaşlarına yapılan sabit ek ödeme, sektörüm kendine has olan sıkıntılarına, çalışan doktor açısından faydalı olacağına inanıyorum. Dahası, emekli olan ve ayrılanlara, tekrar devlet hastanelerinde çalışma imkanı verilmesi doktorsuz bölgelere, *vatandas* açısından ilaç gibi gelecektir zannımca.

Hangi meslek grubu olursa olsun, kimsenin cok kazanmasına karsı degilim, yeter ki, çalışarak kazansın, ve işinin hakkını vererek kazansın.  Denetim mekanizması vs, gibi konular hicbir vakit kesin çözüm olmaz, çünki, kişiler özellikle sağlık sektöründe ve Türkiye'de, acık nokta bulduğunda *ahlaki yapısı* bozuksa, o kişi ahlaksızca para kazanmaktan cekinmeyecek, vicdanını susturmak gibi bir derdi de olmadığında zaten yapacak bir sey yok....

Sn ozak1977'ye, her hizmetin ve emeğin maliyeti olduğu konusunda katılıyroum. Ancak isteyenin ünvan sahibine muayene olmaya kısıtlama getirmesine katılmıyorum. Misalen Ben Multiple Sikleroz hastası olsam, bir Nöroloji uzmanından ziyade, rahatsızlığımın üzerine çalışma yapmış bir prof'a muayene olarak onun gözetimi altında olmak isterim. Ve prim ödeyen bir vatandaş olarak sosyal güvenlik sisteminin bunu bana sunmasını isteme hakkım var. Yahut özelde bunu yapacak kurumu secme hakkım. Ayrıca özel ve devlet hastanelerinde bir cok Akademik ünvanlı doktor mevcut -üniversiteler dısında-.

Uzun lafın kısası,

Bu kanun tasarısı, sorunlara çözüm olarak yetersiz *bence*, ancak Tabib Odaları/Birliği'nin aksine, eylemlere doktorların çoğunun katılmaması da aşikar bir sebep, sistemdeki kimi aksaklığın düzeltimesinde olumlu bir adım olarak görüyorum.
Tanıdığım bir pratisyen hekim, mesela, maaşına ek oalrak 3 kuruşluk ek gelir alabilmek için özel sektörde nöbet tutuyor, bu dokorun şu durumda alacağı ek geliri devlet hastanesinde harcadığı mesai ile elde edebilecek durumda...

Saygılar


Ocak 29, 2010, 04:20:33 ös
Yanıtla #21
  • Ziyaretçi

Eczacılar açısından bakıldığında ise durum biraz daha farklı,

Bugün fiyat farkından dolayı kimi ilaçlar *üretici kaynaklı* olarak temin edilemiyor. Fiyatlar Avrupa ortalaması alınarak belirlendiğine göre, üreticiler haksız..

Fiyat farklarından doğan zararların karşılanması için eczacıların eylem yapmalarında haklı görünseler de, anladığım kadarı ile, üreticiler bu farkları tazmin için, tibbi ürünler ile mahsup yolunu seçmiş ve eczacılar da bu konudan rahatsız -medyaya yansıyan kadarı-  verilen ürünler satılamayacak yahut kazanç getiremeyecek tarzda ürünler. Gene kaynakta üreticiler haksız..

Vatandaş olarak, ilaç bulunamaması, eczanelerin kapanması, vb gibi nedenlerle sağlık konusunda mağdur olamasından ötürü ---Vatandaş Haklı-----

Eczacılar birliği, konunun üreticiler nezdinde çözülmesi veya SGK'ya tavır alarak sistemi kitleyecek tavır alması; Haksız...
Eczacıların, eczacılar birliği (eczanelere karşı yaptırım gücü olmasından dolayı ) ile SGK arasında sıkışıp kalması sonucu zarara uğraması; Eczaneler Haklı....

Türkiye'de ilaç sanayinin gelişmemesi ve Uluslararası İlaç Firmalarına karşı mücadele edilemeyen durumda, üniversitelerden hiçbir tutarlı proje çıkmaması,,,,, ACI GERÇEK.....

Not: Özellikle, H1N1 grip aşısı ile gündeme gelen, kimi Asya ülkelerinde bile 24 saat gibi bir sürede aşı üretim kapasitesi olmasına rağmen, ülkemizde bırakın ilaç sanayisini, acil bir durumda aşı üretimi kapasitesi bile olmaması gerçekten acı bir durum. Üniversite adını vurgulamam, bu işin araştırma ve geliştirmesini yapacak güçte özel firmaların zayıf kalması nedeni ile, tek çıkar yolun üniversiteler olması idi. Diyeceksiniz, *devlet* yapsın *hükümet* yapsın... DPT her yıl araştırma ve geliştirme amaçlı laboratuvar kurulumu için, çeşitli projeler için destek sağlıyor, bir kaç üniversite örnek olarak, yakın zamanda tek kalemde 20-30 milyon dolar tutarında teknik tesislerini aynı kaynaktan sağlayarak açtı.... Acıdır ki, sağlıkta maalesef, benzer proje/talep *saygın* kurumlarda bile yok. Sorumlu, o işe girişmeyen akademisyen midir? Çokuluslu kartel midir? Şu mudur ? Bu mudur?

......

saygılar


Şubat 11, 2010, 09:03:51 ös
Yanıtla #22
  • Ziyaretçi

Bir kac gun once bir haber gozume ilisti, dis hekimleri birliklerinden, tam gun yasasi kapsamina alinmadiklarina dair sikayet vardi. Cevaben de idari hukuk yolu ile esitlik ilkesinden yola cikilarak dis hekimlerinin de yararlanabilecegi yonde idi. Anladigim kadari ile dis hekimleri de hususi olarak kendilerine dair bir duzenleme olmamasina karsin bu yasa kapsamina girmek istiyorlar bu da kanun kapsaminin hekimler acisindan olumlu oldugunu gosteriyor zannimca....


Şubat 11, 2010, 11:50:06 ös
Yanıtla #23

Evet Sayın Cardiffmonster, diş hekimleri de sosyal devlet olmanın avantajlarından yararlanmak istiyor. Ama bir fark var.

Hükümet bu uygulamayı devlet hastahanelerinde çalışan doktorlar için düzenliyor. Yani tabii ki devlette çalışan diş hekimi de tam gün yasasından yararlanacak. Ancak diş hekimleri odalarının istedikleri farklı;

Diş hekimleri özel muayenehanelerin de sosyal güvenlik düzenlenmelerine alınmasını istiyor. :)
Açıkçası devlet de buna niyetlenmişti, fakat danıştaydan döndü.

Bu, açıkçası benim içime sinmeyen bir şey. Yani devlet özel sağlık sektörüne karışmamalı.

Devlet bu sistemi yürütemez. Mali yönden devlete çok büyük bir mali yük getirir. Ki zaten gerekçede bu da yazıyordu. Sanırım zaten maliye bakanlığı bu konuya soğuk bakmış.

İkincisi TDB'nin resmi dergisinde bu ay okuduğum haberde, bu uygulamanın iptali için "hükümet sözünde durmadı" gibi bir kapak başlığı koymuşlar ve ilgili konuda yazdıkları yorumda şöyle bir pasaj da gözüme çarptı;

"bir çok meslekdaşımız muayenehanelerini kapatma noktasına geldi..."

Çoğu kişi için önemsiz gibi gelebilir, fakat bu cümle bana çok şey anlatıyor.

Diş hekimleri birliği, muayenehanelerin bekleme odasına bir afiş gönderiyor: "Sağlık hakkından faydalanmak için, devlette sıra beklememeniz ve aynı kalitede hizmeti alabilmeniz için, özelden de hizmet almak sizin de hakkınız. Lütfen bize destek olun" gibi bir şey.

Fakat saik belli "artık az kazanıyoruz".

Diş hekimleri birliği bunu "sosyal duygu" ile değil, "ekonomik kaygıları" nedeniyle istiyor. Birçok diş hekimi muayenehanesini kapatma noktasına gelmeseydi, herkes bundan 10-15 yıl önceki gibi çok iyi kazansaydı, acaba bugün böyle bir söylemde bulunurlarmıydı? Kesinlikle hayır. İşin diğer kısmı tamamen politika ve demagoji.

Bir kere devletin böyle bir gücü yok. İngiltere'de "national health programme" diye anılan sistem çöktü. Artık şirketlerle anlaşıp, dış ülkelerde tedavi ettiriyorlar "national" insanlarını.

İrrasyonel olan irrasyoneldir. Devletin parası yoksa, bunu yapamaz.

Hekimler yeterince kazanamıyorsa, ücretleri aşağı çekmeyi denemelidirler. Bu kadar basit. Hem az ücretle daha fazla talep çekersin. Hem de düşük fiyatla halk da ucuza tedavi yaptırmış olur. Al sana sosyal duygu.
Az kazanmak kimsenin işine gelmez, fakat bu "ben tedavi edeyim, devlet paramı versin" sistemini savunmayı da haklı kılmaz. Bu tamamen gayri ahlaki bir durumdur. Devletin, ve o devlete vergi veren insanların sömürülmesidir. Akılsız ve yağmacı bir bencilliktir.

« Son Düzenleme: Şubat 11, 2010, 11:55:34 ös Gönderen: popperist »
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Şubat 12, 2010, 09:44:11 öö
Yanıtla #24
  • Ziyaretçi



Diş hekimleri özel muayenehanelerin de sosyal güvenlik düzenlenmelerine alınmasını istiyor. :)
Açıkçası devlet de buna niyetlenmişti, fakat danıştaydan döndü.
........
Diş hekimleri birliği, muayenehanelerin bekleme odasına bir afiş gönderiyor: "Sağlık hakkından faydalanmak için, devlette sıra beklememeniz ve aynı kalitede hizmeti alabilmeniz için, özelden de hizmet almak sizin de hakkınız. Lütfen bize destek olun" gibi bir şey.

Fakat saik belli "artık az kazanıyoruz".

Diş hekimleri birliği bunu "sosyal duygu" ile değil, "ekonomik kaygıları" nedeniyle istiyor. Birçok diş hekimi muayenehanesini kapatma noktasına gelmeseydi, herkes bundan 10-15 yıl önceki gibi çok iyi kazansaydı, acaba bugün böyle bir söylemde bulunurlarmıydı? Kesinlikle hayır. İşin diğer kısmı tamamen politika ve demagoji.

Bir kere devletin böyle bir gücü yok. İngiltere'de "national health programme" diye anılan sistem çöktü. Artık şirketlerle anlaşıp, dış ülkelerde tedavi ettiriyorlar "national" insanlarını.

İrrasyonel olan irrasyoneldir. Devletin parası yoksa, bunu yapamaz.

Hekimler yeterince kazanamıyorsa, ücretleri aşağı çekmeyi denemelidirler. Bu kadar basit. Hem az ücretle daha fazla talep çekersin. Hem de düşük fiyatla halk da ucuza tedavi yaptırmış olur. Al sana sosyal duygu.
Az kazanmak kimsenin işine gelmez, fakat bu "ben tedavi edeyim, devlet paramı versin" sistemini savunmayı da haklı kılmaz. Bu tamamen gayri ahlaki bir durumdur. Devletin, ve o devlete vergi veren insanların sömürülmesidir. Akılsız ve yağmacı bir bencilliktir.




Sn popperist

Dogru yorumlamis ve gozlemlemissiniz,

Genel olarak eczanelerle baslayan catismalarda da eczacilarin kaygilari, ayni sekilde tamami ile daha az kazanmak durumunda kaldiklari ve sonrasinda da siyasi zeminde, -sorarlar odalara, birliklere; siz ne is yaparsiniz diye- varlik gosterme adina, fiili proje uretmek yerine eylem ile ses duyurma gayreti idi -benim gozlemim-

Ancak su var Ingiltere"de sistemin cokmus oldugu cok dogru, bunun yaninda, Norvec ornegi var ki, Saglik sisteminde, devletin sosyal guvenlik kurumlari, -tum branslarda- ozel muayenehaneler ile anlasmali. Turkiyede"ki durumda ise, sistem zaten asiri derece daginik, duzensiz, -20 sene oncesi icin- rezalet bir durumda idi.

Ozel sektor alternatifini getirerek, devletin mevcut hastanelere ayirdigi odenekler ile dhaa fazal hastane yatirimi yapmasi durumunda altindan kalkamayacagi asikar...

Maddi kaygilarin olmasi dogal, zira madi kaygidan benim anladigim; "calismak sureti ile para kazanma" oldugu surece sorun yok, mesele "calismadan kazanayim, calayim cirpayim" olursa sakat ki, insan sogasi bu iki ihtimal de fiiliyatta aci sekilde sagliktan hukuka, her alanda mevcut. Kimi devletin kaynaklarini , kimi musterilerini sadece para sagacak, daha agir ifade ile kaziklayacak materyal gorudgu surece zaten sistem celiskilerle icicedir.

saglikli bir piyasa -denetim mekanizmalari ile birlikte- olustugu anda ancak fiyatlarin asagi cekilmesi vs mumkun. Mevcut durum bir gecis donemi, sistem bir sekilde rayina oturacak ve surekli kendini piyasa sartlarina gore uyum saglayacak duruma gelmek zorunda.

Maddi kaygisi olsun olmasin, ben vatandas olarak istedigim yerde saglik ihtiyacimi karsilayabilmeliyim. Bu benim en temel hakkim. Ozelmis, tuzelmis, hukumetmis siyasiymis, bu benim derdimde degil acikcasi. Aci bir sey de soyliyeyim, genelde ozel kurumlar suistimal ile itham edilir, -kismen dogru, cunki ozel saglikkurumu acikca para kazanma amaci ile acilmistir, nasil kazanacagi idaresinin ahlaki yapisi ile ve denetim kistaslari ile sinirlidir- Ancak en cok, gereksiz tetkik ve tedavi maalesef, devlet ve universite hastanelerinde uygulaniyor. Bu gecmis yillarda, net olarak, sosyal guvenlik bakanligi yanlis hatirlamiyorsam resmi aciklamasinda belirtilmisti....

Saygilar


Şubat 12, 2010, 05:30:27 ös
Yanıtla #25
  • Ziyaretçi

Hem 5 kuruş daha ucuz olsun , hem pencere kenarı olsun , hem çok kalabalık olmasın ...:) Talepler sadece güldürücü. Tesisat değil bu , marangozluk da değil. İnsan canı  .... Hasta muayenesi 15,00 T.L. olmamalı. Haaa bu kadar ucuz yaparsan  muayene ve  ameliyatı  ; o kadarlık can sağlığı alırsın , fazla da bıdılanmanın gereği olmaz.


Şubat 12, 2010, 06:20:16 ös
Yanıtla #26

Sayın Ozak1977,

Devletin şemsiyesi altında yaşıyorsanız, tedavi ücretlerinin 15 tl olmasına da bir şey diyemezsiniz.

15 TL aldığınızda yaptığınız iş marangozluk olmuyor ki. Yine bir insanı muayene ediyorsunuz.

Ben diyorum ki "haa madem bu şartları beğenmiyorsun, özel muayenehaneni açarsın".

İşveren devletse, ve devletin de mali gücü kısıtlıysa, doktora ödeyeceği ücret aşağı yukarı bellidir. Herkes matematik biliyor. Devletin gücü bir muayeneye 80 tl vermeye yetmiyor işte. Neden? Doktorlara "gıcık" kaptığından, veya "insan canı"nı bir marangozluk işiyle bir gördüğünden değil; parası olmadığından. Mali gücünün ve mali kontrolünün yetersizliğinden.

Ama bunları görmezden gelmek daha çok işimize geliyor. Nedense.

Bununla beraber 15 tl ile göstereceğiniz performansa siz karar veriyorsunuz tabii. "o kadarlık can sağlığı alırsın" diyorsunuz ya. Aynen öyle. Eğer bu parayı hak etmediğinizi düşünüyorsanız, o paranın hakkı kadar emek verirsiniz. Ben bunu gayri ahlaki bulmuyorum. Çok mantıklı buluyorum.

Sosyal devlet, "kolektif"in yararına inanan insanların olduğu yerde geçerlidir. Vergi kaçıran, arabesk sızlanma kültürüyle geçinen insanların olduğu bir memlekette, insanlar eğer 15 tl'nin üzerine bir sakal atmıyorsa (bilerek böyle yazdım) 15'tllik ilgi gösterilir. O sakal da sakal değildir; kaçırdığı vergidir zaten, hakkınızdır.

Peki vatandaşların vergilerini doğru dürüst ödediği İngiltere gibi ülkelerde de sistemin hata vermesi nedir? Diye sorulabilir. Çok açıktır; alınan vergiye göre verilen hizmetlerin fazla olması. İngiltere'nin yapacağı şey, vergileri düşürüp, vatandaşlarına sunduğu sağlık sigortasının kapsamını daraltmak ve kalan işi özel sektöre bırakmaktır. Ama böyle yapınca da yağmacılar çıkıp "şu hakkımız engelleniyor, şu hakkımızdan yararlanamıyoruz" vb. diyor.

Neden? Çünkü "hak" kavramını açamıyor. "hak" birinin size o hakkın nesnesini sağlayıp önünüze koyması değildir, "hak", eğer o hakkın nesnesine sahip olmak için çalışırsan sana kimsenin engel olamayacağının deklare edilmesidir. "Barınma hakkı" mesela devletin size ev sağlamak zorunda olması demek değildir. Size ev almak özgürlüğünün tanınmış olmasıdır. Aynı şekilde "sağlık" hakkı da, devletin sizin tüm hastalıklarınızı tedavi etmek zorunda olması demek değildir. Siz tedavi olmak istediğinizde size kimsenin engel olmayacağının deklare edilmesidir. "hak" bir bağışlama değildir, "hak" bir özgürlük deklarasyonudur. Daha fazlası değil. Aradaki tüm dengesizlikler "sivil toplum" ile sağlanacaktır. Yani

"Maddi kaygisi olsun olmasin, ben vatandas olarak istedigim yerde saglik ihtiyacimi karsilayabilmeliyim. Bu benim en temel hakkim. Ozelmis, tuzelmis, hukumetmis siyasiymis, bu benim derdimde degil acikcasi."

Demenin hiçbir mantıki gerekçesi yoktur Sayın Cardiffmonster. İnsanlar devleti kurarken böyle bir anlaşma imzalamamışlardır. İmzalamış olsalar dahi, bugün çoğunluk bu anlaşma ahdine vergi vermeyerek vefa göstermedikleri için bu ahdin felsefi, etik gerekçesi ortadan kalkmıştır.






Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Şubat 12, 2010, 08:53:24 ös
Yanıtla #27
  • Ziyaretçi

Sayın Popperist ;


Anadolu 'da bir kasabada Genel Cerrahi uzmanı olarak çalışmaktayım. Ameliyathanesi açık olmadığından sadece poliklinik hizmeti verilmektedir.  Çalışma saatleri 08:00 ile  16:00 arasındadır. ( Arada yarım saatlik öğlen yemeği molası vardır)  Hergün istisnasız 80 hasta bakmaktayım. Sınır koymasam  bu sayı 120 ye kadar çıkabilmektedir. Toplam çalışma saati 8 saat olduğunu göre 8* 60= 480 dk  çalışma süresi eder. Hasta başına düşen muayene süresi  480:80 = 6 dk 'dır.

Standart olarak Dünya Sağlı Örgütünün optimal hasta muayenesi için öngördüğü süre ''en az'' 20 dk. dır. Yani  en az 20 dk. olması gereken hasta muayenesi 6.dk. 'ya inmektedir.

Şimdi efenim bu muyenelerimizin büyük kısmını pekçok hekimin de tanımladığı gibiyeşiller oluşturmaktadır.  Yani  sağlık sigortası için para ödemeyen , memurların maaşlarından kesilen paralarla , diğerlerine bakmak üzre düzenlenen karneler oluşturmaktadır...(Nasıl fakir oluyorlarsa hastaneye özel arabalarıyla gelmektedirler)


Eğer  bu kişilerin elinde yeşil kart olmasa  , önce 1 No.'lu Sağlık Ocağı 'na , ordan çıkıp 2 No.'lu Sağlık Ocağına , ordan da çıkıp Hastane 'ye bana gelip , muayene olup ,ilaç yazdırmaya çalışmazlar...Böylece ; hem gerçekten hasta olan insanların süresinden çalmazlar ,hem de Doktoru , Hemşireyi lüzumsuz meşgul edip devlete yük olmazlar...


Ne kadar uğraştıysak  80 hastanın sayısını daha fazla  azaltamadık , yoksa kaymakama kadar şikayete gitmektedirler...Ne yaptık , ne ettiysek  aynı gün 3-4 ayrı doktora görünmelerine engel olamadık.

 Yeşil Kart için ödenen hasta muayene parası ile de  bir hastanın muayenesi için en çok 6.dk. ayrılmaktadır. Ondan sonra da bana tanı koyamadılar ...:) Hadi yaa !Göründüğü üzre , sağlığın  şakası da yoktur , pardonu da :)

 Türkiye 'deki yeşil kart sayısı bize fakir insan sayımızı değil , uyanık hasta sayısını vermektedir...Yani paraları olmadığından değil , sağlığın o kadar da önemli bişey olmadığını düşündüklerinden ya da doktoru küçümsediklerinden  sağlık için para ödemek istemiyorlar...Yani ülkemizde  insanlar  özel hastaneye gidip parayla muayene olmak şöyle dursun , sigorta kurumuna kayıt olup  primini bile ödemek istememektedirler :)

 Kişisel fikrim  eğer kişi özel hastaneye gitmek istiyorsa bunun tek kuruşunu devlet ödememelidir... Ben şahsen ilaca ihtiyacım olduğu zaman paramla almayı tercih ediyorum ki devlete fazla yük olmasın , zaten  büyük indirim oldu ilaç fiyatlarında :antibiyotikler , ağrı kesiciler , şeker ve tansiyon hapları  ucuzladı... Ancak zamanımızda özel hastanelerin birtakım zincirlerinin  devletle anlaşması vardır. Ben bunu çok sakıncalı buluyorum. Bu devletin sırtına en az yeşil kart kadar  yük olan bir kamburdur...

Yani diyeceğim o ki ; yeni çıkan  kanunu destekliyorum ; ancak saat 16:00 'dan sonra özelde çalışmak isteyen doktor olursa buna engel olmamak gerekir...Denetimi sıkı yapılır , hastaları muayenehanesine mahkum eden hekimler  teknik takibe alınıp yakalanabilir ; filan  ...Çareler  tükenmez...  Ancak  mesai saatinden sonra muayenehane işletmek isteyenin önüne engel koyulmamalıdır ...( Ben muayenehane hiç açmadım  açmayı da düşünmüyorum) Bu devlet  doktora  hakettiği parayı veremiyeceğine göre , muayenehanesinde çalışmasına izin vermelidir.



Saygılarımla


Şubat 13, 2010, 12:13:52 öö
Yanıtla #28

Evet Sayın Ozak1977, genel hatlarda uyuşuyoruz.

Aramızdaki tek fark, devletin yeşil kart uygulaması gibi irrasyonelliklerinden hem şikayet edip (ki bu şikayette haklısınız), hem de "muayenehane açmak istemiyorum" deyip yine de bu irrasyonel sistemde çalışmayı tercih etmeniz.

Bu son olasılıktan başka bir yol düşünmediğiniz için de ücretler konusunda devletten bir iyilik yapmasını bekliyorsunuz. Ben de bunun ütopik olduğunu düşünüyorum. (Aslında doğru bir gelir politikası ve makul bir vergilendirme ile, doktorlara ve öğretmenlere dolgun maaş verilmesi taraftarıyım. Sağlık ve öğretim alanının sosyal devletle en çok ilgili olan sektörler olduğunu düşünüyorum. Ama şu anda ülkede maalesef bu otokontrol ve ahlaki zihniyet gelişmiş değil. Belki bizim nesil bir şeyler yapabilir.)

Ben genel cerrah olsaydım özelde çalışmak istermiydim orasını doğru düzgün düşünemiyorum. Henüz diş hekimliğinde staj tecrübemden başka kişisel tecrübem olmadı, fakat çocukluğumdan beri diş hekimlerinin içinde büyüdüğüm için, onların özele açılmasının her zaman kolay ve sorunsuz olduğunu gördüm. Belki bu yüzden özel seçeneğini yadırgamanız konusunda sizi anlayamıyor olabilirim.

Saygılar.
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Şubat 13, 2010, 09:08:20 ös
Yanıtla #29
  • Ziyaretçi

Sayın Popperist ,


İstanbul ' da  özel hastanede 1 yıl çalıştım ...Çok ameliyat yaptım ;ayda 12 nöbet tutup , gündüzleri de çalıştım ve maaşımı  alamadım , sadece benim değil diğer uzman hekim arkadaşlara da aynı uygulama yapıldı...

Sağlık Bakanlığı özel hastaneleri doğrudürüst denetlemiyor ;yapabilir ama yapmıyor...Çalışan hemşirelerin çoğunun sigortasını yapmıyorlar , doktorların maaşını onda biri veya onbeşte biri gösterip uyanık geçiniyorlar  vs...Tabi büyük , köklü özel hastaneler değil , varoş semtlerdeki muhasebeciden bozma sahibi olan özel hastaneler bunu çok yapıyorlar ,ayrıca denklik sınavını almamış , komşu ülkelerden gelen doktorları kaçak olarak boğaz tokluğuna çalıştırıyorlar veyahud paralarını vermiyorlar.

Herkes herşeyin farkında ; kişisel fikrim  yerleşik büyük özel hastaneler dışındaki hastanelerin hepsi kapatılmalıdır. Özel hastanelerin  SGK ile anlaşmaların hepsi iptal edilmelidir.Hasta özelde ameliyat olmak istiyorsa , özel muamele istiyorsa bunu da cebinden ödemelidir. Özel hastaneler  hem devlete yüktürler (SGK ile anlaşmaları var ) , hem de etik çalışmamaktadırlar , hastaları ve çalışanları mağdur olmaktadırlar...

Muayenehanede her isteyen hekim çalışabilmelidir ( hastanedeki hastaları mağdur etmeden) ,  muayenehane açmıyorsam bu benim kişisel tercihimdir ,burada savunduğuma ters bir durum yoktur. Ben zaten 7/24 hastane için çalıştığım için , okumaya ve dinlenmeye de vaktim olsun istiyorum :)



Saygılarımla


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
58 Yanıt
50836 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 24, 2015, 09:38:15 ös
Gönderen: ARARAT
0 Yanıt
2203 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 10, 2009, 12:28:31 öö
Gönderen: Mozart
0 Yanıt
1986 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 04, 2013, 07:35:36 ös
Gönderen: Etimolog
0 Yanıt
1783 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 28, 2014, 07:29:28 ös
Gönderen: MEDUSA