Masonlar.org - Harici Forumu
Inanc => 3 Buyuk Din => Hiristiyanlik => Konuyu başlatan: Herakles - Mayıs 19, 2016, 12:35:44 ös
-
Rahibe Teresa inançsız mıydı?
LONDRA - Hıristiyan aleminde Tanrı inancının adeta yeryüzündeki sembolü haline gelen, hayırsever faaliyetlerinden ötürü 1979'da Nobel Barış Ödülü alan, hatta bu yıl Vatikan'dan 'Azize' unvanı alması beklenen Rahibe Teresa'nın, hayatının son 40 yılında, Tanrı ve Hz. İsa'nın varlığı konusunda büyük kuşkular yaşayarak son nefesini verdiği ortaya çıktı. Haber, İngiliz The Guardian gazetesinin serbest yorum köşesinde, "Rahibe Teresa ateist miydi?" başlığıyla verildi.
Makedonyalı Arnavut bir Katolik olan ve yoksul çocuklara yardım için gittiği Hindistan'ın Kalküta kentinde 1997'de 87 yaşındayken ölen Rahibe Teresa'ya, 4 yıl önce Vatikan tarafından 'mübarek insan' unvanı verilmişti.
Azizelikten bir önceki aşama sayılan bu sıfata ölümünden sonra kavuşan Rahibe Teresa ile ilgili gündemi sarsan yeni bilgiler, Kalküta'ya gidişinden sonra üst düzey rahiplere, sırdaşlarına ve dostlarına yazdığı gizli mektuplardan derlendi.
'DUA ETMEYİ BIRAKTIM' DEMİŞ
18 yaşında rahibe olan ve 1949'da Hindistan'a giden Rahibe Teresa'nın mektupları, kendisinin Kalküta'ya geldikten sonra adeta inançlı ruhunu kaybetmeye ve Tanrı'nın varlığını sorgulamaya başladığını gösteriyor. Bu kuşkular içinde son nefesini veren Rahibe Teresa'nın, bir keresinde 'Dua etmeyi bıraktım' dediğine de dikkat çekiliyor.
VASİYETİ: MEKTUPLARIMI İMHA EDİN
"Ölümümden sonra hepsini imha edin" şeklindeki vasiyetine rağmen Kilise'nin bugüne kadar sakladığı mektuplar, Vatikan'ın Rahibe Teresa'ya 'Azize' unvanı vermesi için çabalayan Peder Brian Kolodiejchuk tarafından derlendi. Kolodiejchuk, "Bu mektuplardaki sözleri, Rahibe'nin yaşadığı ruhsal işkenceyi gösteriyor. Acı çekmesi onu daha da kahramanlaştırıyor" dese bile, dünya medyasında durum daha farklı algılandı.
'GÜLÜMSEYİŞİM BİR MASKE'
Hıristiyan aleminin hayırsever kahramanıyla ilgili olarak Kolodiejchuk'un kaleme aldığı 'Rahibe Teresa: Gel ve Işığım Ol' adlı kitapta Rahibe Teresa'nın çeşitli mektuplarındaki şu ifadeler göze çarpıyor:
"İnancım nereye gitti? Ruhumun derinliklerinde tam bir boşluk ve karanlık var. Tanrım, eğer varsan beni affet... Bu derin Tanrı özlemim geri tepti. Artık inanç yok, coşku yok aşk yok. Dua ederken dilim söylüyor ama yürekten konuşmuyor. Gülümseyişim aslında herşeyi örten bir maske. Kalbim Tanrı aşkıyla doluymuş gibi konuşuyorum... 'Bu ne ikiyüzlülük' dersiniz... Ben ne için çalışıyorum? Eğer Tanrı yoksa ruh da olamaz. Eğer ruh yoksa, ey İsa demek sen de doğru değilsin."
-
Yalnızlık...
İnsan yalnız kaldığında kendiyle çatışmaya başlar. En olmayacak düşünceler gelir. İnandığı herşeyden vazgeçmeye kadar gidebilir bu durum. Rahibe hanım da bu iç çatışmalarıyla son nefesini vermiş. Üzücü..
-
Aynen dediğiniz gibi. Yalnızlık ve acı çekmek insan daha fazla sorgulamaya yönlendiriyor.
-
Sayın Herakles paylaşımlarınız karanlık dünyama ışık saçıyor biz Rahibe Terasayı böyle tanımamamıştık...
-
Tanrı ,Tanrı ,Tanrı nerede ; bazılarımızın aradığı ve varlığına inandığımız bir yaradan lakin , bu gizem neden kimden neyi gizliyor kendi yarattığından kaçıyor .
Ara bul ve İMAN et , gerisi cennet .İlginç olan bütün dinlerde herkes cennete gidecek lakin doğru olan hangisi ?
İnsan oğlu nereden doğruyu bilecek bu kadar gizemin olduğu kavramların hangisine inanacak ...
Son sözüm dürüst ve adil bir İnsan hak olmadığı iddia edilen dinde ölürse bu İnsan neden cezalandırılsın Hak ve adalet burada nerede ?
Saygılar
Not: Rahibe Teresa toprağı bol olsun ...
-
Tanrı kavramı zaten insanın aklı , vicdanı ve kendi doğrularıdır. Sayısız din ve hurafelere bakınca bunu anlamamak çok zor değil. Rahibe Teresa bunu geç de olsa fark etmiş ama dini kimliği ve gerçek düşüncesi arasına sıkışıp kalmış. Çok zor bir durum. Dediğiniz gibi toprağı bol olsun.
-
Gerçeği algıladı. Yaptıkları gerçekten iyilikmiydi, yoksa iyilik yapmaktan aldığı hazzın Egosunu tatmin ettiğinin mi farkına vardı?