Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Bilim ve Felsefenin Ulaştığı En Derin Hakikat (Dolanıklık)  (Okunma sayısı 9816 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 04, 2016, 07:30:07 ös
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 640
  • Cinsiyet: Bayan

www.youtube.com/watch?v=UvKiCmFYeBw
Sonsuz ışığa kavuşabilmek için...


Ocak 04, 2016, 08:37:35 ös
Yanıtla #1

formülsel olarak zorlayıcı olsa da , fizik biliminin felsefeyle uzaktan yakından bir bağı bulunmamaktadır.ancak matematiksel olarak yaşanan parametri krizi insanoğlunu felsefi düşünce ve yorumlara da itmiştir.
2-3 sene önce 2000 yıllık soruyu çözen matematikçi  soruyu ve ulaşma sürecini anlatıyor,o dönem özellikle büyük bir yankı uyandırmış,sonra da sessizliğe gömülmüştür toplumda***.
ancak bu konuların işlemsel ifadesi gerçekten zor ve uğraştırıcı olduğu için ,olayı felsefeye bağlama cazipliğine düşüp bunu da bilimle cilalamak artık çok yaygın bir popüler kültür ögesi halini almıştır.

yukarıda bahsettiğim problemi merak edenler için link;  http://www.hurriyet.com.tr/2000-yillik-problemi-cozen-turk-matematikciye-buyuk-odul-24983827

2000 yıllık problemi çözen Türk matematikçiye büyük ödül
25 Ekim 2013

 
Bunu hepimiz ortaokulda öğrendik. Yani, 2, 3, 5, 7, 11, 13, 17, 19 gibi sayılar bunlar.
Milattan önce 4. yüzyılda büyük matematikçi ve geometrinin kurucusu Öklid, asal sayıların sonsuza kadar uzandığını ispat etti.
Asal sayıların büyürken belli bir düzen takip edip etmediği meselesi 2000 yıldan fazla zamandan beri matematikçileri meşgul eden bir konu.
Bu meşguliyet sırasında ortaya çıkan ilginç durumlardan biri ve belki de en ünlüsü ‘ikiz asallar’ konusu. Yani aralarında 2 fark olan asallar: 3-5 gibi, 5-7 gibi, 17-19 gibi... Acaba onlar da sonsuza kadar gidiyor mu? Eğer gidiyorsa, onları tahmin etmenin bir yolu olabilir mi?
Aynen Fermat’ın meşhur teoremi gibi, ilkokul çocuğuna bile anlatabileceğiniz basitlikte bir problem ama çözmesi zor.
Cem Yalçın Yıldırım, bugün Boğaziçi Üniversitesi’nde çalışan bir matematikçi. 1990’da Toronto’da doktorasını verdiğinden beri dönüp dönüp asal sayılarla ve bu ikiz asallarla uğraşıyor.
Zaman içinde, kendisiyle aynı meseleyle uğraşan ama tamamen farklı bir yoldan sorunu çözmeye çalışan Amerika’dan Dan Goldstone ile birlikte çalışmaya başlıyorlar, ikiz asallarla ilgili ortak makaleler yayımlıyorlar.
Son olarak Cen Yalçın Yıldırım ve Dan Goldstone, bundan 4 yıl önce, 2009 yılında aralarına Janos Pintz’in de katılmasıyla matematik alanının en önemli dergilerinden biri olan Annals of Mathematics’te yayınladıkları makaleleriyle ikiz asal probleminde çok önemli bir ispat yaptılar. Onların ispatı, asallar arasındaki küçük farklara ilişkindi. Yıldırım, Goldstone ve Pintz’in ispatını kullanan Yitang Zang da aynı dergide yayınladığı makalesiyle asallar arasındaki fark meselesine önemli bir ispatla katkı yaptı.
Yani, insanlığın 2000 yıllık problemlerinden biri çözüldü. İşte bu ispatlar da, hem Yıldırım-Goldstone-Pintz’e hem de Yitang Zang’a matematik dünyasının en önemli ödüllerinden biri kabul edilen ‘Cole Ödülü’nü kazandırdı.
Ödül açıklaması Aralık ayında yapılacak, ödül töreni ise Ocak ayında.
Yazının burasına kadar sabırla okuyanlar kendi kendilerine, ‘Tamam da bu tamamen soyut bir konu, kimin ne işine yarayacak bu ispat’ diye sormaya başlamış olabilir.
Sakın acele etmeyin. Evet, sayılar teorisi neredeyse tamamen soyuttur ve bu teorinin hiçbir somut işe yaramadığı sanılırdı ama bu durum değişti; özellikle asal sayılar sayesinde.
Bilgisayarınızla internet bankacılığı yapmak istediğinizde veya internet üzerinden alışveriş yaptığınızda, sokaktaki ATM’den para çektiğinizde bilgisayarlar birbirleriyle şifreli haberleşiyor. Daha geniş alanda devletler kendi içlerinde şifreler kullanıyor, başkaları bu haberleşmeyi okuyamasın, göremesin diye.
Bu şifreleme işi artık asal sayılarla yapılıyor. Çok büyük, mesela 128 haneli, hatta 512 haneli iki asal sayı birbiriyle çarpılıyor ve çıkan sonuç şifre anahtarı olarak kullanılıyor, herkes tarafından da görülebiliyor. Zor olan anahtarı bilmek değil, şifreyi oluşturan iki asal sayıyı bilebilmek. Bunu zorlaştırmak için de dediğim gibi 512 haneli, 1024 haneli asal saylar kullanılıyor. Sonunda şifre çözülüyor belki ama çözmek için bir tane yöntem var: O çarpım sonucu oluşmuş, sizin de gördüğünüz kocaman sayıyı çeşitli asal sayılara bölerek iki çarpanı bulmak. İşte zaman alan da bu.
Cem Yalçın Yıldırım ve arkadaşlarının ispatı evet bir yanıyla Olimpos dağının tepesinde oturan tanrılarla ilgili ama bir yandan da çok ama çok geniş bir endüstri olan şifreleme ve şifre çözmede kendine çok geniş uygulama alanları bulabilecek bir şey.
Ama hepsinden daha önemlisi, Türkiye’den bir matematikçinin, ‘Matematiğin Nobel’i’ kabul edilmesi gereken birkaç çok prestijli ödülden biri olan Cole Ödülü’nü almış, o listeye kendi adını yerleştirmiş olması.

Cole Ödülü nedir, kimlere verilir?

Amerikan Matematikçiler Derneği (American Mathematical Society - AMS) bu alanın en önemli bilim örgütlerinden biri. Bu örgüt, 1928 yılından beri, daha önce derneğe 25 yıl hizmet vermiş önemli bir matematikçi olan Frank Nelson Cole’un adına cebir ve sayılar teorisi alanlarında bir ödül veriyor. Ödül iki veya üç yılda bir, bir seferinde cebir bir seferinde de sayılar teorisi alanında yapılan üstün çalışmalara veriliyor. Daha önce sayılar teorisi dalında ödül alanlar arasında Paul Erdös gibi ve Fermat’ın son teoremini çözen adam olarak tarihe geçen Andrew Wiles gibi isimler de var. Cem Yalçın Yıldırım ve arkadaşları da ödülü sayılar teorisine yaptıkları katkıyla alacaklar.




not:( ikiz asal sayıların sonsuzluğu üzerine bulgusu/hala kesin bir sonuç yoktur ancak ulaşma konusunda cdidi bir kolaylık bulunmuştur)

http://www.radikal.com.tr/hayat/kalem-efendisi-turk-matematikciye-buyuk-onur-1157928/
kalite çöplükte aranmaz.


Ocak 04, 2016, 10:49:07 ös
Yanıtla #2
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 640
  • Cinsiyet: Bayan

Sayın hyperbolic metamaterial,

paylaşımınızın, benim paylaşımını yaptığım konuyla herhangi bir alakası bulunmamaktadır. Konumuz, kuantum fiziği. Konumuz matematik değil, ve konumuz, hangi bilim insanının ne ödül aldığı da değil. Siz ya konuyu tam anlayamadınız ya da videoyu izlemediniz. Sanırım sadece başlık üzerinden yorum yaptınız ancak çok alakasız olmuş.

Kuantum fiziği, fizik ile felsefenin iç içe geçtiği bir alandır. Bu bakımdan ilk paragrafta yazdıklarınıza katılmamaktayım. Kuantum fiziğiyle ilgili veya direkt konumuz olan dolanıklık ile ilgili fikirlerinizi söylemek istiyorsanız tamam ama lütfen onun haricinde ileti kirliliği yapmayınız. Bu arada o kelime 'parametri' değil, 'parametre.' Fizik ve felsefeyle iç içe olarak gerçekleştirilen çalışmalar için 'olayı felsefeye bağlama cazipliğine düşüp bunu da bilimle cilalamak' olarak tanımlamak, bu alanda önemli çalışmalar yapmış insanlara saygısızlıktır bence. Mesela matematikle ilgili birtakım şeyler paylaşmak istiyorsanız eğer, konu başlığımız gereği paylaşımınızın kuantum mekaniğinin matematiği olmasını tercih ederim.


Fay Frin
Sonsuz ışığa kavuşabilmek için...


Ocak 04, 2016, 10:55:56 ös
Yanıtla #3
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 640
  • Cinsiyet: Bayan

Einstein'ın "Ürkütücü" Kuantum Dolanıklık Teorisi Kanıtlandı !



Dolanıklık teorisi evrende bulunan iki dolanık parçanın birbirlerine zıt şekillerde eylemler sergilemesiyle ortaya çıkmış olan bir teori. "Kardeş" veya "bağlı" diyebileceğimiz bu iki farklı parçacık, birbirlerinden ne kadar uzakta olurlarsa olsunlar birisi saat yönünde döndüğü sırada diğeri saat yönünün tersi yönünde dönüyor. Bu gibi zıt eylemleri sürekli ve hiç durmadan gerçekleştiren parçacıkları konu alan teori, University of Vienna araştırmacıları tarafından oldukça ilginç bir deneyle kanıtlandı.


Bağlı iki parçacığı birbirinden çok uzakta bulunan adalara taşıyan araştırmacılar, parçacıkları 143 kilometre ayırdılar. Bu ayrılmanın sebebi, parçacıkların birbirlerine yakın olduğu sırada birbirlerini etkileyebilecek olmalarıydı. Uzakta bulunan parçacıklar, dev dedektörler tarafından izlenilmeye ve eş zamanlı olarak bilgiler paylaşılmaya başlandı. Dedektörlerin ölçümlerine göre elde edilen veriler iki parçacığın uzaklık fark etmeden birbirlerine zıt şekilde hareket ettiğini kanıtlıyordu. Bu teorinin kanıtlanmasıyla birlikte bilim adamları bağlı olan bu iki parçacığın arasındaki mesafenin sonucu 140 milyonda 1 oranında değiştirebileceğini belirtti.

Einstein'ın teoriye konu olan etki olayını tanımlamak için kullandığı "ürkütücü" kelimesi ise bu etki-tepki olayının evrenin bir ucundan diğer ucuna gerçekleşebilecek olmasıdır. Yani ışığın bile katetmek için milyar yıllara ihtiyaç duyduğu bu uzaklıkta eş zamanlı olarak gerçekleşebilen bu tepkiler, gerçekten bizler için oldukça ürkütücü.



Kaynak: http://www.webtekno.com/bilim-haberleri/einstein-in-urkutucu-kuantum-dolaniklik-teorisi-kanitlandi-h12488.html
« Son Düzenleme: Ocak 04, 2016, 10:58:00 ös Gönderen: Fay Frin »
Sonsuz ışığa kavuşabilmek için...


Ocak 04, 2016, 11:59:23 ös
Yanıtla #4

matematik fiziğin dilidir.dünya üzerinde 1500 dil bulunmakta(eski ahitte geçen ifadeye göre bu aslında bir nevi ceza imiş). ancak matematik her dilden insanın konuşabileceği tek dildir.o sebeple fizik biliminden bahsederken matematik konuşuyoruz farkında olmasak da.(işte bazen sözler de kifayetsiz kalıyor)

o paylaşımın yapılmasının nedeni ise belirtildiği gibi şudur; biz her ne kadar laf salatası yapsak da, formülize etmediğimiz,matematiksel olarak izah edemediğimiz olguları felsefeyle açıklama gafletine düşemeyiz. oradaki haberde bahsi geçen kişi 2000  yıllık bir soruyu çözmek için gerçekten çok önemli bir çalışma gerçekleştiriyor.ancak gündemimiz bu adamın bu çalışması değil, gündem bin yıllar boyunca çözülmeyecek dahi olsa(bilemiyor olsak da) bir problemi sözlerle,dinle,inançla açıklamanın gafletine düşülmemesi gerektiğidir.bakın diyorum,2000 yıl ama çözüldü!!!(umudumuzu yitirmeyelim)
parametrik-parametre-parametri; tdk dan baktığım kadarıyla parametre demek daha türkçe bir ifade.(ingilizce eğitimin dili erezyona uğratması söz konusu.ancak sizin için gene araştırdım ikisi arasında bir fark bulunmamakta.  https://fi.wikipedia.org/wiki/Parametri_%28tietotekniikka%29  )
videonuzu izledim,yan sekmelerdeki tavşan deliği videosuna bile geçmişim...yazınızı dikkatle ve hayretle okudum.

son paylaşımınızda bile insani duygu barındıran bir ifade var.yani burada bir doğru bir yanlışı kurtarır mı diye düşünmekten öte geçemiyorum.felsefi olarak konuşacaksak da;
kime göre,neye göre ürkütücü? . ilk yazınızda da belirtmek istediğim şey buydu.kime göre,neye göre...(hakikat platonun devletinde yazar,tabii diğer filozoflar da hakikati farklı farklı izah etmişler de bunun matematikle bir ilgisi var mıdır? işte bu noktada şu sağlamayı yaparız.herkes için geçerli midir bu kurallar,bu ifadeler?değilse değildir. -koşullu önermeler-)

ürkütücü kelimesini çevirilerin gazabı olarak görüp kalan bilgileri ilgiyle okuduğumu belirtirim.orjinalinde  bu kişisel ifadeler yer alsa bile bunların fizikle bir  alakası yoktur.fizik için tek dil matematiktir.
« Son Düzenleme: Ocak 05, 2016, 12:01:27 öö Gönderen: hyperbolic metamaterial »
kalite çöplükte aranmaz.


Ocak 05, 2016, 12:20:36 öö
Yanıtla #5
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 640
  • Cinsiyet: Bayan

Söylediklerimden bir sonuç çıkaramadınız anlaşılan. Tekrar yineliyorum, konumuz kuantum fiziği. Bu konuyla ilgili paylaşım yapacaksanız buyrun. Fizik ve felsefeyle ilgili söylemeye çalıştıklarınız yalnızca sizin yorumlarınız. Kabul etseniz de etmeseniz de felsefeyle iç içe olan bir fizik var. İşte o da kuantum fiziği yani bizim şu anki konumuz. Ama siz konumuzla alakalı şeylerden bahsetmek yerine, laf kalabalığı yapmayı tercih etmektesiniz. Benimle bilimsel konuşun, yorumlarla konuşulacaksa zaten bilim olmaz bu. Ben de diyorum ki laf kalabalığı yapılmasın ! Sözlerinizde bütünlük yok, bir tarafta ahitten bahsederken diğer yanda Platon'a kadar, arada koşullu önerme örneği falan filan. Kuantum fizikçilerine 'felsefeye bağlayıp da bilimle cilalama yapanlar' diyen siz, bence azıcık bundan biraz da bundan bahsedeyim diye diye cilalama yapmaktasınız.

Fizik, kimya, biyoloji. Bu saydıklarım fen dersleri farkında mısın ? Yani bu derslerin temelinde matematik vardır. Bunu ek olarak sürekli belirtmenize gerek yok. Fakat anlamadığınız kısım, bilim ile felsefe iç içedir. Dolayısıyla konumuz gereği fizik ve felsefe de iç içedir.

FELSEFE, BÜTÜN BİLİMLERİN ANASIDIR.


Fay Frin
Sonsuz ışığa kavuşabilmek için...


Ocak 05, 2016, 12:24:35 öö
Yanıtla #6

kalite çöplükte aranmaz.


Ocak 05, 2016, 12:33:23 öö
Yanıtla #7
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 640
  • Cinsiyet: Bayan

No comment demek istediniz sanırım ama onun yerine 'yorum yok' demeniz daha doğru olurdu. İsterseniz ben de Fransızca konuşayım. Sizi bana sayıyla yolluyorlar sanırım.
Sonsuz ışığa kavuşabilmek için...


Ocak 05, 2016, 12:40:03 öö
Yanıtla #8

kalite çöplükte aranmaz.


Ocak 05, 2016, 08:28:37 öö
Yanıtla #9
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 405
  • Cinsiyet: Bay

Einstein'ın "Ürkütücü" Kuantum Dolanıklık Teorisi Kanıtlandı !



Dolanıklık teorisi evrende bulunan iki dolanık parçanın birbirlerine zıt şekillerde eylemler sergilemesiyle ortaya çıkmış olan bir teori. "Kardeş" veya "bağlı" diyebileceğimiz bu iki farklı parçacık, birbirlerinden ne kadar uzakta olurlarsa olsunlar birisi saat yönünde döndüğü sırada diğeri saat yönünün tersi yönünde dönüyor. Bu gibi zıt eylemleri sürekli ve hiç durmadan gerçekleştiren parçacıkları konu alan teori, University of Vienna araştırmacıları tarafından oldukça ilginç bir deneyle kanıtlandı.


Bağlı iki parçacığı birbirinden çok uzakta bulunan adalara taşıyan araştırmacılar, parçacıkları 143 kilometre ayırdılar. Bu ayrılmanın sebebi, parçacıkların birbirlerine yakın olduğu sırada birbirlerini etkileyebilecek olmalarıydı. Uzakta bulunan parçacıklar, dev dedektörler tarafından izlenilmeye ve eş zamanlı olarak bilgiler paylaşılmaya başlandı. Dedektörlerin ölçümlerine göre elde edilen veriler iki parçacığın uzaklık fark etmeden birbirlerine zıt şekilde hareket ettiğini kanıtlıyordu. Bu teorinin kanıtlanmasıyla birlikte bilim adamları bağlı olan bu iki parçacığın arasındaki mesafenin sonucu 140 milyonda 1 oranında değiştirebileceğini belirtti.

Einstein'ın teoriye konu olan etki olayını tanımlamak için kullandığı "ürkütücü" kelimesi ise bu etki-tepki olayının evrenin bir ucundan diğer ucuna gerçekleşebilecek olmasıdır. Yani ışığın bile katetmek için milyar yıllara ihtiyaç duyduğu bu uzaklıkta eş zamanlı olarak gerçekleşebilen bu tepkiler, gerçekten bizler için oldukça ürkütücü.



Kaynak: http://www.webtekno.com/bilim-haberleri/einstein-in-urkutucu-kuantum-dolaniklik-teorisi-kanitlandi-h12488.html

hatta parçacıkların bu şekilde birbirlerini anında etkileyerek ışık hızının da aşılmış olduğunu iddea edenler de duymuştum. yani aradaki mesafe bir kilometreyse etkileşim ışığın bir kilometreyi alışından daha kısa sürede oluyorsa ışık hızı da aşılmış demektir ki bu bir matrix filminin içindemiyiz sorusunu akla getiriyor...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
6713 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 31, 2006, 03:12:45 ös
Gönderen: MASON
5 Yanıt
17158 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 19, 2020, 10:37:24 ös
Gönderen: Mithranın Oğlu
4 Yanıt
9464 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 07, 2015, 10:49:25 ös
Gönderen: burakc
2 Yanıt
3032 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 09, 2009, 12:02:51 ös
Gönderen: degas
5 Yanıt
4250 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 24, 2010, 12:13:20 ös
Gönderen: maximia
1 Yanıt
4678 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 12, 2011, 06:09:30 ös
Gönderen: ceycet
10 Yanıt
5229 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 15, 2015, 12:56:30 ös
Gönderen: egeran
2 Yanıt
3504 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 19, 2015, 03:40:33 ös
Gönderen: Risus
4 Yanıt
4229 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 30, 2015, 07:21:08 ös
Gönderen: propulsion
6 Yanıt
3795 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 18, 2015, 10:40:33 ös
Gönderen: propulsion