buradayım
ve ermeni olaylarıyla ilgili görüşümü de belirttim. herhalde o belirtimim Kana Katliamini kınamamı da geçerli kılar gözünüzde... olaya manevi vs. yoldan bakmıyorum. eğer birileri kutsal savaş adı altında çocukları bebekleri öldürüyorsa onların karşısındayım. açın benim yazdıklarıma bakın holokost hakkında yazdıklarıma bakın, soykırım vve insanlığa karşı işlenmiş suçlar hususndaki yaklaşımımı bi nebze anlayabilirsiniz.
evet Kana Katliamını unutmayacağım. Bu katliamı gerçekleştiren Faşist Yönetimlere karşı duracağım. ama bu anti-semitizm demek değildir. bu ikisi birbirinden tamamen farklıdır.
kaldı ki ermeni soykırımı yada sözde ermeni soykırımı üstünde tartışılan bir konudur. ancak kana katliamı apaaçık gün gibi aydınlıktır tıpkı holokost gibi tıpkı ruandada gerçekleşen soykırım gibi....
elmayla armudu birbirine karıştırmamanız dileğiyle
saygılarımla...
sevgili skullg siz faşizme karşımısınız.
Ne demektir faşizm?
Faşist derken ülkücülerede faşist deniyor onlaradamı karsınız.hitler ,türkeş yada şaron v.b. hepside faşist oluyor değilmi?
Faşizm denildiğinde, genelde ilk akla gelen “bir hükümet tarzı” olsa da, faşizm, yalnızca bununla kaim değildir. Faşizmin üç düzeyinden bahsedilebilir: Rejim olarak faşizm, örgütlü bir hareket ve ideoloji olarak faşizm, sıradan/gündelik faşizm. Bu üç düzey, her daim eş anlı olarak bir arada bulunmazlar; genellikle düzeylerden bir diğerlerine nispeten daha gelişkin halde bulunur. Faşizmin düzeylerinin birbirlerine tamamlar biçimde mükemmelen bir arada bulunmaları nadiren gerçekleşir
“sıradan faşizm”, Tanıl Bora’ya müracaat ederek şöyle tanımlanabilir: “Sıradan faşizm, faşizmin ideolojik saiklerinin ve faşist hareket unsurlarının (devlete/otoriteye tapınma, şiddeti bir mücadele aracı olarak kullanma, biyolojik belirlenimciliğe dayanan organik bir ulusu anlayışı, ırkçılık ve aşırı milliyetçilik, lider kültü, totaliterizm, vs…), doktriner bir çerçeveye oturtulmaksızın gündelik ideoloji içerisinde anlık ve sürekli olarak tezahür edişini, politik bir hedefe bağlanmaksızın, örgütsel bir yönlendirme olmaksızın kendiliğinden eylemlerde dışavurumunu anlatır.” (Tanıl Bora; Faşizmin Halleri, Birikim, Sayı 133, Mayıs 2000, s. 21-34)
Sıradan faşizme yalnızca faşist hareket içinde rastlanmaz; bu mevzuu, sadece faşist hareketle irtibatlandırılamaz. Sıradan faşizmi oluşturan eylemler, tavırlar ve sözler normal hayatımızın içinde aktığı birçok mekanda (okulda, işyerinde, kadın erkek ilişkilerinde, stadyumlarda, delikanlı sohbetlerinde) farklı şekillere bürünerek (bazen fiziki şiddet kullanımı bazen hakaretamiz bir dille) karşımıza çıkabilir. Yaşamın her alanında boy gösteren sıradan faşizmin görüngüleri zamanla “doğal, normal” bir hal alır. Bu sürecin içselleştirilip yaygınlaşmasıyla birlikte farklı toplumsal katmanlardaki insanların, dillerine ve hareketlerine yön veren faşizan unsurların ayırdına varmalarını güçleşir; sözlerinde ve tavırlarında katıksız bir faşizmin izleri görülse de onlar yaptıklarını faşizmle ilişkilendirmezler.
Sıradan faşizmin faillerinin de mutlaka bir faşist örgütle organik bir bağ içinde olması gerekmez. Tekrardan Bora’nın kılavuzluğuna başvurarak, faşizmin bu halinin, bütün toplumsal kesimlere ve her siyasal yapılanmaya sirayet etme kudretine sahip olduğunu belirtebiliriz: “Sıradan faşizm etmenleri fragmanten, spontan, ani ve çoğulcudur. Kolayca belli bir sınıfsal kültüre, politik kimliğe özgülenemez. Sıradan faşizm belirtilerini ülkücü mahfillerde olduğu gibi, Atatürkçü, İslamcı ve hatta bir çeşit solcu muhitlerinde de görebiliriz.” Bu nedenle, faşizm karşıtı bir duruşa sahip olduklarını belirtip sürekli olarak “anti-faşist”, “özgürlükçü”, “çağdaş”, “ilerici” olduklarına iman edenlerin, ağızlarından faşist söylevleri eksik etmemesi şaşırtıcı değildir.
Faşist dilin ayırtedici özelliklerinden biri, kendini, başkalarından/ötekilerden üstün görmesidir. Bir faşistin tefekküründe, o ve ona benzeyenler bütün iyiliklerin, güzelliklerin ve doğrulukların sahibidir; buna karşılık ötekiler ise kötülüklerin, çirkinliklerin ve yanlışlıkların taşıyıcıdır. Bu nedenle kendisi üstün, öteki ise aşağıdır. Bu dilin kemale ermiş örneği olan Alman faşizminde, bir Almana sırf Germen ırkından olduğundan bütün olumlu özellikler atfedilirken; bir Yahudinin, bütün kötülüklerin müsebbibi olarak görülmesinin sebebi slt Yahudi olmasıydı. Bir başka anlatımla; bir Yahudi somut bir kötülük ürettiği veya bir suç işlediği için değil; sadece Yahudi olduğu için aşağılanıyor, cezalandırılıyor, öldürülüyordu.