Masonlar.org - Harici Forumu
Mason ve Masonluk Ne Degildir? => Anti-Masonluk => Konuyu başlatan: MMT - Eylül 03, 2010, 12:24:42 öö
-
Son günlerde aklımı bir şey çeldi. Okuduğum bir kitapla bu sitede okuduğum bir şeyi kıyasladığım da ortaya garipbir şeyler çıktı. "Türkiye'de Masonluk" konusunda Sn. MASON'un açmış olduğu "Türkiye Büyük Locasını Tanıyalım H.K.E.M.B.L." başlıklı yazıda "Yardım Faaliyetleri" adı altındaki E maddesini inceleyecek olursak orada SEV Vakfı'nın H.K.E.M.B.L.'nin doğrudan veya dolayılı yoldan kurduğu yardım kuruluşları arasında gösterilmiştir. Buraya kadar herhangi bir sorun yok. Peki SEV Vakfı'yla ilgili size biraz bilgi vereyim.
Gazeteci Adnan Odabaş'ın, Üsküdar gazetesinde, misyonerlik faaliyetinde bulunmakla suçladığı Sağlık Eğitim Vakfı'nın (SEV) bu haber üzerine gazete aleyhine açtığı dava önemli bir gerçeği de meydana çıkarıyor. Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, Odabaş'ın SEV'in misyonerlik yaptığı yönündeki iddialarını MİT'e sorar. MİT gazetecinini iddialarını doğrulayınca, mahkeme 12 Aralık 2005 tarihli kararıyla 30 milyarlık manevi tazminat talebini reddeder. Adnan Odabaş, SEV'in Çağdaş Eğitim Vakfı ve başkanlığını Prof. Türkan Saylan'ın yaptığı Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile işbirliği içinde olduğu, ayrıca bu vakfın Dünya Kiliseler Birliğine bağlı Amerikan BOARD'la ilişkisinin bulunduğu, aynı binada çalıştıkları, bünyesindeki Protestan kilisesi ile 1830 yılından beri Türkiye'de faaliyet gösterdiği, emrindeki Bible House Şirketi ile misyonerlik faaliyetleri yaptıkları ve okul mezunu 12.000 kişinin vakfın kayırlı üyeleri olduğu iddialarında bulunmuştu.
KAYNAK: Uyan Türkiye-İsmail Şefik Aydın
Unutmayın yazıya bakacak olursak MİT, bu derneğin misyonerlik faaliyetlerinde bulunduğunu doğrulamış. Ve Adnan Odabaş'ın diğer iddialarına gelince de... Bu gazetecinin ilk söyledikleri eğer doğruysa diğer iddialar neden doğru olmasın. Ayrıca doğru olmasa bile ilk iddia (SEV'in misyonerlik faaliyetlerinde bulunmasu) yeterli olur sanırım. Aslında ben Anti-masonik düşüncelere sahip birisi değilim ama bunu farkedince paylaşmak istedim.
Saygılar.
-
Misyonerlik ya da İncil propagandası, sadece Türkiye'de ve bazı İslam ülkelerinde suç olarak görülmektedir, dünyada. Bu da ülkemizin güzel (!) özelliklerinden biri olsa gerek...
-
Sn. Texan
Mesajınızdan anladığım kadarıyla ülkemizde misyonerliğin suç olarak görülmesinin yanlış olduğunu söylemişsiniz "güzel(!)" diyerek. Umarım doğru anlamışımdır. Ülkemizde yasalar çerçevesine misyonerliğin suç olarak görüldüğünü sanmıyorum. Özellikle de 2002-2010 hükümeti devrinde. Ama insanların bunu suç olarak görmeleri çok doğal değil mi? İsterseniz bunu ülkemiz yerine avrupa olarak değiştirelim. Hatta tüm dünya olarak. Çünkü dinlerini benimsemiş insanlar siz de kabul edersiniz ki dinlerini korumak isterler. Bu sebepten diğer dinlerin misyonerliğini yapan kişileri suç işliyormuş gibi, hatta o kişileri de suçlu, halk düşmanı olarak görürler. Bu gayet doğaldır. Bunun Fransa veya İspanya'da daha bir revaçta olduğunu söylemek mümkün. Yani ülkemizden daha fazla.
Ama konumuz bu değil tabi ki. Bu konuyu anti-masonluk konusuna yazdım çünkü insanlar bunu bilselerdi gerçekten masonluğa karşı koz olarak kullanabilirler. Bundan emin olun. Masonluk misyonerlik faaliyetleri yürütemez, yürütmemeli. Bu din ayrımına girer, masonluğu amaçlarından ve gayelerinden saptırır. Bunun üzerinde yoğunlaşmamız gerekir.
Ha belki masonların bu işle bir alakası yoktur. Olabilir. Masonlar sadece SEV'i kurmuşlardır ama böyle bir amaca hizmet etmesiyle alakaları yoktu. Ya da yazım da dediğim gibi "dolaylı yoldan" kurulmasına yardımcı olmuş olabilirler. Belki "çok dolaylı yoldan" yardımcı olmuşlardı. Olabilir. Bu konuda masonları ne kadar suçlayabiliriz? Onu bilemiyorum. Ama bizden daha bilgili birisinin bu konuyu aydınlatacağını umuyorum.
Saygılar...
-
Sn. Texan
Mesajınızdan anladığım kadarıyla ülkemizde misyonerliğin suç olarak görülmesinin yanlış olduğunu söylemişsiniz "güzel(!)" diyerek. Umarım doğru anlamışımdır. Ülkemizde yasalar çerçevesine misyonerliğin suç olarak görüldüğünü sanmıyorum. Özellikle de 2002-2010 hükümeti devrinde. Ama insanların bunu suç olarak görmeleri çok doğal değil mi? İsterseniz bunu ülkemiz yerine avrupa olarak değiştirelim. Hatta tüm dünya olarak. Çünkü dinlerini benimsemiş insanlar siz de kabul edersiniz ki dinlerini korumak isterler. Bu sebepten diğer dinlerin misyonerliğini yapan kişileri suç işliyormuş gibi, hatta o kişileri de suçlu, halk düşmanı olarak görürler. Bu gayet doğaldır. Bunun Fransa veya İspanya'da daha bir revaçta olduğunu söylemek mümkün. Yani ülkemizden daha fazla.
Ama konumuz bu değil tabi ki. Bu konuyu anti-masonluk konusuna yazdım çünkü insanlar bunu bilselerdi gerçekten masonluğa karşı koz olarak kullanabilirler. Bundan emin olun. Masonluk misyonerlik faaliyetleri yürütemez, yürütmemeli. Bu din ayrımına girer, masonluğu amaçlarından ve gayelerinden saptırır. Bunun üzerinde yoğunlaşmamız gerekir.
Ha belki masonların bu işle bir alakası yoktur. Olabilir. Masonlar sadece SEV'i kurmuşlardır ama böyle bir amaca hizmet etmesiyle alakaları yoktu. Ya da yazım da dediğim gibi "dolaylı yoldan" kurulmasına yardımcı olmuş olabilirler. Belki "çok dolaylı yoldan" yardımcı olmuşlardı. Olabilir. Bu konuda masonları ne kadar suçlayabiliriz? Onu bilemiyorum. Ama bizden daha bilgili birisinin bu konuyu aydınlatacağını umuyorum.
Saygılar...
Doğru anlamışssınız sayın MMT. İspanya, Fransa bilgilendirmesi için teşekkürler ancak orada misyonerlerin öldürüldüğünü hiç duymadım, ben haber sitelerinden. Lakin dediğiniz gibi, konu masonlukla ilgili... Saygılar.
-
Kısa yanıtları sevmem. Bundan kaçınırım.
Buna karşın şunu açıklıkla söyleyebilirim: SEV'i masonlar kurmamıştır. Bu çok yanlış bir bilgi aktarımıdır.
Sadece şu söz konusu olabilir: SEV'in kurucuları arasında masonlar da bulunabilir. Daha birçok kuruluşun içinde yer aldıkları gibi.
Bu konuda çok daha fazla şeyler söyleyebilecek olmakla birlikte bu kadarla yetinmek istiyorum.