Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: TAPINAK ŞÖVALYELERİ GELİYOR - 6  (Okunma sayısı 3341 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 12, 2009, 07:40:00 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Kimilerine göre; Hugues de Payen önderliğindeki şövalyeler Kudüs’te aslında bir şey bulmuş falan değildi.

Bu çok yanlış olsa gerektir. Ne buldukları tam olarak bilinemezse de, bir şey bulmuş olduklarının birtakım göstergeleri vardır. Bunlardan biri de şöyle belirtilmektedir:

Avrupa’ya gelir gelmez, yıllar önce Troyes kentinde Solomon ben Isaac adlı kişi tarafından kurulmuş olup, özellikle Kabala üzerinde ayrıntılı çalışmalar yapan bir ezoterik örgüt ile ilişki kurdular. Hemen ardından, bu örgütün o tarihteki üyeleri “kutsal geometri” ile ilgili bilgiler içeren bir kitabı Fransızcaya çevirmeye koyuldu.

Bu kitabın Kral Süleyman zamanından kalma olduğu söylenir.

Böylece edinilen bilgilerin, daha sonra Saint-Denis Kilisesi’nin başrahibi Suger tarafından Gotik Mimari Stili’nin oluşturulmasında kullanılmış olduğu da eklenir.

Nitekim bundan ötürü sonraki yıllarda Avrupa’daki mimar ve inşaatçıların hep Süleyman Tapınağı kadar yetkin bir yapıt oluşturmayı hayal ettikleri, onu kendilerine bir ideal olarak aldıkları da söylenir.

Eğer bu doğruysa, Tapınak Şövalyeleri böyle bir bilgiyi ille de Siyon Tepesi’nde yapmış oldukları araştırmalar sırasında değil, bir başka kaynaktan elde etmiş de olabilirler.

Ancak bu iddiada bir diğer bağlantı göze çarpıyor:

Masonluğun kökeninde yer aldığı ileri sürülen Orta Çağ katedral yapımcıları yani sonradan onlara verilen adla operatif masonlar ile Kudüs’teki Süleyman Tapınağı arasında, Tapınak Şövalyeleri aracılığıyla bir bağ kuruluyor. Böylece, Masonlukta Tapınak Şövalyelerine niçin önem ve değer verildiği de bir başka yönden anlam kazanıyor.

İlk Tapınak Şövalyelerinin Kudüs’te bundan başka ne bulmuş ya da keşfetmiş oldukları günümüzde hâlâ bir “bilmece” olmayı koruyor. Bu konuda yapılmış birçok spekülâsyon var. Hatta orada bir hazine bulmaktan çok, önemli bir sır ya da bilgi elde ettikleri üzerinde özenle duruluyor.

Fakat şu da pek iyi bilinen bir gerçek ki, tarih boyunca insanlar bir “sır” ya da “bilgi”den çok maddî değerleri öncelikli tutmuş. Bu günümüzde de böyle. Söz konusu sır ya da bilgi ancak dolaylı olarak bir maddi kazanç sağlayacaksa değerli tutulmuş.

Şayet bu dokuz şövalyenin Kudüs’te çok önemli bir sır ya da bilgi elde etmiş olduğu, Avrupa’ya sadece bunu getirdiği söylenmiş olsaydı; belki de yüzlerine bakan bile olmazdı.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
8 Yanıt
6968 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 20, 2009, 11:05:33 ös
Gönderen: Veritas
1 Yanıt
4426 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 08, 2009, 03:12:33 ös
Gönderen: Waldow
0 Yanıt
5651 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 09, 2009, 07:47:38 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3436 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 10, 2009, 07:51:58 öö
Gönderen: ADAM
4 Yanıt
4776 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 13, 2009, 04:57:14 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2928 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 14, 2009, 08:28:16 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2807 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 15, 2009, 08:22:43 öö
Gönderen: ADAM
6 Yanıt
12028 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 04, 2009, 07:04:17 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3349 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 05, 2009, 09:58:50 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2635 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 06, 2009, 07:34:42 öö
Gönderen: ADAM