Masonluk ve sedir ağacı üzerine birkaç yıl önce Sayın ADAM bir başlık açmış ve aradaki bağlantıyı ifade etmeye çalışmıştı.. Soruyu kendine sormuş ve kendi fikrince konuya cevap bulmaya çalışmıştı. Şimdi ise aynı konuyu ben, daha farklı boyutlarıyla ele alarak kendimce küçük bir tahlil yapmak istiyorum. Tabi yorumlar ve çıkarımlar bana ait olacağı için karşı çıkılabilir veya aksi görüş beyan edilebilir.
Sedir ağacı Tevrat'ta ve Kuran'da geçen birçok ağaçtan sadece biridir. Ancak öncelikle şu algıyı ekarte etmeyi faydalı buluyorum. Ben sedir ağacının Tevrat'ta geçiyor diye Masonlukta kullanıldığı fikrine asla katılmıyorum. Zira bu tür bir argüman karşısında birileri çıkıp 'Aynı sedir ağacı Kuran'da da geçiyor. O halde neden Kuran'dan değil de Tevrat'tan alındı diyorsunuz' diye sorabilir. Onun için buraya ayraç koyalım.
Hz Muhammed bir arkadaşı öldüğünde veya bir başkası İslamiyet'e girdiğinde onların sedir yaprakları ile yıkanmasını tavsiye ediyordu. Sedir ağacı güçlü bir temizleyici olduğu ve sağlıklı olduğu için Peygamberin böyle bir tavsiyede bulunmuş olma ihtimali çok yüksek. Sedir ağacının günümüzde de aynı fonksiyonları ile kullanıldığı tıbbi sahalar hala var. Mesela sedir yağı iyileşmesi geciken yaraları kapatmada ve iyileştirmede çok tesirli bir ilaç gibi görülüyor. Hatta bugün Sibirya'da sedir yağı dendiğinde akan sular bile duruyor.
Peki Kuran’da sedir nasıl geçiyor ?
‘’Buna rağmen onlar yüz çevirdiler. Biz de onların üzerlerine barajları yıkan o seli gönderdik. Onların bahçelerini acı yemişli, meyvesiz ve içinde birkaç sedir ağacı bulunan iki verimsiz bahçeye dönüştürdük.’’
Şimdi soralım. Bu sözlerde sedir, verilen cezanın yanında bir ek ceza olarak mı veriliyor yoksa ceza yanında bir teselli olarak mı veriliyor? Çünkü açık açık ‘’sedir ağacının bulunduğu iki verimsiz bahçeye dönüştürdük’’ diyor. Burası da bir hayli bir tartışma götüreceği için biz buradan da atlayarak asıl konumuza geçelim.Buraya kadar olan kısım sedirin sadece dinlerdeki yerini dile getiriyor. Şimdi ise sedir ağacının ekolojik ve morfolojik yapısını dile getirmeye çalışalım. Belki buraya eğilince sedirin Masonlukta kullanılma ip uçlarını yakalayabiliriz.
Sayın ADAM bu konuyu bir zamanlar işlerken sedir ağacının türlerine ilişkin herhangi bir bilgi vermemişti. Biz biraz oraya değinelim. Temelde dört tür sedir ağacı olduğu söyleniyor ve ben Masonluğun sedirdeki yerini de tam olarak buraya bağlıyorum. Yani Masonlukta sedirin yerinin tamamen onların yapısından ve özelliklerinden ileri geldiğini düşünüyorum. Bu sedir türleri :
1- Atlas sediri
2- Himayala sediri
3- Kıbrıs sediri
4- Lübnan sediri
Birinci bağlantı, bu dört tür sedirin de ‘yarı ışık ağacı’ olarak bilinmeleridir. Yani ışığa çok fazla ihtiyaç duyan ağaç olmalarıdır.
İkinci bağlantı ise bu türlerden yaygın olan Atlas sedirinin görünümünden kaynaklanıyor. ( Aynı görünüm Himayala ve Lübnan sedirleri için de geçerli) Bu ağaç :
‘’Piramit biçimlidir.Dipten itibaren dallanır ve yaşlanınca da bu formunu kaybetmez.’’ Burası önemli.
Tabi kimi sedirler bu görünümde olmayabilir. Mesala Kıbrıs sediri silindirik görünümlüdür.
Son olarak sedir ağacının Masonlukla bağlantısını,başka bir caddeye çektikten ve küçük bir özet düştükten sonra sözü siz değerli üyelere bırakmak istiyorum.
Günümüzde ve eskilerde sedir ağacının şöyle bir özelliği vardı. Bu ağaç türü bazı kesimler tarafından gücü ve kuvveti simgeliyordu. Buna örnek olarak Lübnan bayrağını gösterebiliriz. Lübnan bayrağının tam ortasında beyaz zemine işlenmiş piramit görünümde yeşil bir sedir ağacı vardır. Çünkü sedir onlara göre ülkenin güç ve kuvvet simgesidir ve onu temsil ediyordur.
Şimdi olası kafa karışıklıklarını ve yığılmaların önlemek adına Masonluk sedir ağacı bağlantısını 3 madde ile sadeleştirmek ve gözler önüne sermek sağlıklı olur diye düşünüyorum. Hem bu sayede Masonluk ve sedir filmini bir de kısa metrajlı izlemiş oluruz.
Sediri’in, fikrimce :
1- Işığa fazlaca ihtiyaç duyması
2- Pramitsel görünümü
3- Gücü ve kuvveti temsil etmesi
gibi özellikler taşıması onu Masonluk için dikkat çekici bir ağaç haline getirmiş ve bu özellikler onun Masonlukta kullanılması noktasında öncülük etmiştir.
Saygılar.