Bence bu başlık altında Sayın asimov'a haksız yüklenmede bulunuluyor.
Eğer bu sitenin mason üyeleri muntazam masonluk da muntazam masonluk diye tutturmayı bir yana bırakıp, Masonluğun evrensel boyutta birden çok türü olduğunu ve sadece kendi masonluklarının geçerli olmayıp başka türlerinin de geçerliğinin bulunduğunu kabullenecek olgunluğu (masonluğu) gösterebilseler, bir sorun kalmayacak.
Öteki türlü olduğunda, elbette o muntazam denilen nitelikteki Masonluk ile uyuşmayan gelişimci ve evrimsel nitelikli bir Masonluğun, hiç gerekmese de savunması yapılacak.
Burası bir masonlar sitesi... Elbette her konu bağlanabildiği kadar masonluğa bağlanacak. Bağlanmalı. bağlanamıyorsa bir başka Forumda tartışılabilir.
Bizim burada bulunuşumuzun gerekçesi Masonluk ve Masonlukla bağlantılı konular üzerinde bilgi paylaşımında bulunmaktır.
Yoksa bu sitenin üyesi olan masonların başka bir amacı mı var? Masonluğu sadece kendilerinin anlatıp (Hani Masonluk masonlardan öğrenilmeliymiş ya!) başkalarını bu konuda konuşturmamak gibi...
Smokin konusu da elbette Masonluğa bağlanır. Bağlanmıştır da.
Üsteik bu konu hiç de smokine ille de sınır çizmeye çalışanların dediği gibi değil.
Benim ilk smokinim (1960 yılında) siyah değil füme renkiydi ve şal biçimindeki yakaları da saten mi ne o parlak kumaşla kaplı falan değildi. Ön tarafında ilginç bir düğmelenme düzeneği yapılmıştı, kendi kumaşından. Paçaları 21 cm genişliğindeydi çünkü o tarihte moda öyle dar paçaydı. Sizce bu smokin değil idiyse, ben sizin alnınızı karışlarım. Sonraki smokinimin paça genişliği ise en azından 28 cm falandı, çünkü o tarihte tarz değişmişti. Bir arkadaşımın lacivert smokini vardı; birisi de siyah pantolonlu ve beyaz ceketliydi.
Her kim smokine aşırı değişmezlik kuralları koyuyorsa, o kişinin Masonlukta da kesinci ve değişmezci bir tutum içinde olduğunu görebiliyoruz. Smokinin tek tip olabilmesi tarih öncesinde kaldı efendiler... Uyanın.
Uyanmıyorlar mı?
Hayrola!
Değişimden, yenileşmeden, ilerlemeden, gelişimden, çağın gereklerine ayak uydurarak evrimsel doğrultuda yürümekten korkuyorlar mı yoksa? Yorganı tepelerine çekip, dışarıda aydınlık varken onlar içerde kendilerini karanlığa mı döndürmek istiyorlar?
Sayın asimov, bu tutuma karşı özgürce, yüreklice karşı çıkışta bulunuyor.
Susturmak mı istiyorlar? Onları ürkütüyor mu? Endişelendiriyor mu?
İstekleri susturmaksa, o tarz bir tutumun adını da koysalar ne iyi olur.
Sonra bir de anlatsalar bunu Masonlukla nasıl bağdaştırabildiklerini...