Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Masonların Teizm şartlanması .  (Okunma sayısı 11768 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 30, 2011, 08:35:25 ös
Yanıtla #10
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 243

Sayin enelsir, iletinizin kaybolmasi buyuk ihtimalle bakim calismasindandir, benim de sizinle ayni zamanlarda bu konuya yazdigim bir ileti ortadan kayboluvermis.

Sorularinizi cevaplamaya calisayim.

Evrenin Ulu Mimari, ya da Kainatin Ulu Mimari veya Ingilizce tabiriyle Grand Architect of the Universe... Masonlar icin kutsal bir ifadedir.

Tarihcesine bakacak olursak, ifadeyi kayitlara gore ilk kullanan Calvin. Ancak Calvin'den once de, mimar Tanri kavrami pek tabii var, Plato zamaninda kullanilan Demiurge/Demiurgos gibi.

Ismin kendisi, Tanri'nin en cok vurgulanan Yaratici ozelligini degil de, var olan belli bir maddeyi istedigi gibi sekillendirerek insa eden, yapici yonunu on plana cikariyor. Bu bazen hariciler icin kafa karistirici olabiliyor.

Dinlerin Tanrilari icin kullandigi isimlerden farkli olarak, notr bir isim olmasi, cok cesitli dinlere inanan Kardeslerin bir arada bulundugu Masonluk'a uyuyor.

Ayrica, Masonik ogreti, hep birseyler insa etmek, bir yapiyi olcmek, bicmek, duzenlemek vb alegoriler icerdiklerinden, Masonlar onluk takan, insa edici dogada kisiler olduklarindan, benzer calismayi tum evren seviyesinde yapan bir Tanri isimlendirmesi de Masonluk icin cok uygun.

Bu gibi sebeplerden, ifade olarak Evrenin Ulu Mimari'ni kullaniriz. Ancak Tanri, en azindan benim icin, ayni Tanri'dir.

Ha bir de, Masonlar, genelde Tanri'nin adini gereksiz yere kullanmaktan sakinirlar, hangi ismi olursa olsun.

Eureka
The mason square doth clear the air of folly and deception
The rule is straight, the angle clear, for greatness has direction


Temmuz 31, 2011, 10:28:09 öö
Yanıtla #11
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Dünyada kaç tür Masonluk olduğuna şöyle bir bakıyorum…

Ohooo! Sürüsüne bereket.

Muntazam (!) masonlar kendi masonluklarının asıl ve tek olduğunu, ötekilerin masonluktan sayılmadığını ya da sayılamayacağını ileri sürüyor.

Peki.

O muntazam masonların masonluklarına bakıyorum: Onların da farklı olanları var.

Sokaktaki adama ya da bilinçsiz antimasonik cepheye sorarsanız tek bir Masonluk var. Ancak onların sözünü ettiği o tek tür Masonluk, muntazam olduklarını söyleyen masonların benimsediği tür Masonluk olabileceği gibi olmayabilir de…

Şimdi ben konuya böyle girince yine başlığın dışına çıktığımı sanmayın sakın. Başlığa geleceğim de, girizgâh yapıyorum.

Aslına bakarsanız girizgâh başlığın kapsamında diyeceklerimden daha uzun da olabilir.

Eh, ne yapayım, sıkılan okumasın.

Bir basitleştirme yaptığım ve Masonluğun o türlerine salt inanç gözlüğüyle baktığım zaman, üç tür Masonluktan söz edilebileceğini görüyorum. (Bu kategorileştirmede yanılmış olabilirim. Öyle gören düzeltsin lütfen)

İşte bu kategorilerden ilki, Masonluktaki Teizm şartlanmasıyla koşut gidiyor.

Kimileri Masonlukta teist nitelikli  bir Tanrı inancını zorunlu görüyor; üstelik hem kurumsal hem bireysel bakımdan…

Nedir teist nitelikli bir Tanrı inancı?

Evreni yaratan ve yöneten, (Dikkat: Salt yaratan değil, aynı zamanda yöneten), kazaya ve kadere egemen olan, insanların bu dünyadaki yapıp etmelerini sürekli olarak gözleyen, not eden, onlara istediği zaman can verip istediği zaman alan, öteki dünyaya göçtüklerinde onlardan bu dünyadaki yapıp etmelerinin hesabını soran, bu hesap uyarınca ama kendi ölçü ve değerlendirmelerine göre onları ödüllendiren ya da cezalandıran bir Tanrı’nın varlığına, bu Tanrı’nın insanlara buyruklarını vahiy yoluyla ve peygamber denilen aracılar kullanarak gönderdiğine, o gönderilerinin Kutsal Kitap olarak anılan kitaplarda yazılı olduğuna ve dolayısıyla o kitaplara inanmak, dolayısıyla böyle bir inancı öngören bir dine bağlanmak ve onun gereklerini yerine getirmek.

Dinin gerekleri elbette bir dinden ötekine farklıdır ama bu arada bir de ruhun ölümsüzlüğüne inanmak…

Bu sonuncusu nereden çıktı demeyin ve bunu sakın Panteist nitelikli inançlarla özdeş tutmayın. Burada “ruh”, beden öldükten sonra ödüllendirilecek ya da cezalandırılacak asal öğedir. Ölümsüz olması gerekir ki cennette ya da cehennemde gereken işlemden geçsin.

Bunu olabildiğince objektif bir tutumla anlattım. Ne doğruluyorum ne de karşı çıkarak eleştiriyorum.

Bir diğer tür Masonluk anlayışı, yukarıdakini ağır, aşırı, Masonluğun amaçlarıyla tam uyum sağlayamayacak olarak görüyor. Aslında bir Tanrı inancının gerekliliğinden yana ama bunu böyle teist nitelikli bir tarzda ayrıntılarıyla tanımlamaktan yana değil. Tanrı’yı bir ilk neden, bir ilk yaradan olarak görüyor ve gerisini kişinin kendi istem ve buyrultusuyla oluşturacağı inancına bırakıyor. Bir diğer deyişle, buna da deist nitelikli bir tanrı inancının asgari düzeyde zorunlu görülüşü diyebiliriz.

Bu ikincisinin öncekinden farkı, masonların isterlerse teist nitelikli bir Tanrı inancını da benimseyebileceklerini, ancak bunun tüm masonlar için zorunlu tutulamayacağını, herkesin kendi din ve inancında özgür olduğunu öngörmesi… Kurumsal düzeyde de bu zorunluluğu koyması.

Peki bu ikincisinde şu ruhun ölümsüzlüğü konusu?

Eh, var var olmasına da öyle o kadar çok üzerinde durulmuyor çünkü durulacak olursa teist nitelikli inanç zorlamasına yaklaşmak gibi bir keyifsizlik söz konusu olabilir.

Üçüncü tür Masonluk ise, bireysel olmaktan çok kurumsal ölçekte bir tutum benimsemiş. Masonların dinlerine de inançlarına da, dinsizliklerine de inançsızlıklarına da karışmıyor. “İsteyen inansın ve bağlansın, istemeyen inanmasın ve bağlanmasın, bu Masonluğun evrensel ölçekteki amaçları ve ilkeleri çerçevesinde bir kriter olmasın, böylece tüm insanların birlik ve bütünlüğünün sağlanması öngörülsün.” tarzında bir tutum sergileniyor.

Şimdi istenirse bu üç tür Masonluğa birer ad konulabilir, birer nitelik yakıştırılabilir. Fakat ben burada bunu belirtmekten kaçıyorum çünkü bu üç ayrı tutuma göre üç ayrı niteleme söz konusu. Objektif olacağımı söylemiştim; o tanımları da vermeye kalkışırsam yan tutar duruma düşebilirim.

Sonuç: Şayet Masonlukta bir şartlanmışlık varsa, bu bir Teizm şartlanması olduğu gibi Deizm şartlanması da olabilir, Hümanizm şartlanması da.

Bu konuda görüşlerine belirten Sayın Enelsır ile Sayın Karahan, bir başka uzantıya işaret etmiş oluyorlar.

Onların dediği de şu açıdan doğru: Masonlukta kurumsal tanımlamaların dışında ve asıl çalışma konusu olan ritüel açısından “Tanrı” ya da benzeri bir kavrama pek az rastlanabiliyor. O da bizim burada öncelikle sözünü ettiğimiz Simgesel Masonlukta değil, bazı ritlerin bazı yüksek derecelerinin bazı uygulamalarında. Ancak “Evrenin Ulu Mimarı” kavramı var. Üstelik hemen hepsinde var. (“hepsinde” değil, “hemen hepsinde”) Her mason, kimilerinde ilgili mason kuruluşunun yetkili organı, bu kavramı kendi değerleri ve tutumu uyarınca yorumluyor. (Türk Masonluğunda artık “Kâinatın Ulu Mimarı” kavramı kullanılmıyor. ) Ancak Evrenin Ulu Mimarı kavramını değerlendirmek, hir ni kadar Sayın Eureka bu bağlamda bir yaüzı yazmışsa da bana bu konu başlığının dışına taşar gibi geliyor. Hem bunu daha öne forumda bir başka başlık altında yapmıştık diye de hatırlıyorum. Bu kavram bakımından Sayın Eureka'nın dediklerinin çoğunu kabul edebilirim ama iş bu kadarla kalmaz. Üstelik bu kavramın tarihsel bakımdan çıkış noktası da Süayın Eureka'nın dediğinden biraz farklı. Neyse, dedim ya bu konuyu başka bir başlık altındazincelemek gerekir diye. Çünkü Evrenin Ulu Mimarı kavramı ile Masonluktaki Teizm Şartlanması olayı biraz çelişkiye düşebilir.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ağustos 02, 2011, 12:51:23 öö
Yanıtla #12
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

       Sayın maylgos'un ilk yazısına  kısaca bir not düşmüş ve konu hakkında çok faydalı tartışmalar olabileceğini belirtmiştim. Tahminimde yanılmadığım gerek sayın ADAM'ın, gerek  sayın Mustafa Kemal'in,gerek  sayın Eureka'nin  ve  gerekse sayın enelsır'ın  bir birinden doyurucu anlatımları ile ortaya çıkmıştır.   Sayın Eureka bulunduğu konum itibariyle aydınlatıcı bilgiler vermiş isede sayın ADAM'ın endişeleri  , sayın enelsır'ın soruları da de bence son derece yerindedir.
       Masonluğu anlamaya çalışırken endişeler ve sorular hep olacaktır. Olmalıdır da. Aksi tardirde bu sitenin ne özelliği kalır ki!
       Hülasa, bu şekilde ki paylaşımlardan büyük keyif aldığımı belirtmek istedim.
       Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Ağustos 14, 2011, 09:48:20 ös
Yanıtla #13
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Tanrı inancı,daha açık tabirle insanın kendinden üstün bir iradenin varlığına olan inancı alçakgönüllüğün inşasına katkı sağlar;alçakgönüllülük ise,gelişimin olmazsa olmazıdır.


Malesef günümüzde ve günümüze gelene kadar,Tanrı inancı ile dogmaları koşulsuz kabullenme birbirine karıştırılmaktadır.İşte bu biat mevsu da buradan kaynaklanmaktadır.Aklın ve vicdanın reddettiği hiçbirşeyi,Tanrı kabul edemez.Dolayısıyla,aklının ve vicdanının sesini dinleyen birey,onlara biat etmiş olur ve Tanrı'yı da mulu eder.



Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Mart 28, 2012, 02:21:20 öö
Yanıtla #14
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 689

farklı bakış açıları tek taraflı ve yanlı değil. Emeği geçenlere teşekkür ederim.
Doğru rehberini bulana ne mutlu...


Mayıs 14, 2012, 01:48:57 ös
Yanıtla #15
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 76
  • Cinsiyet: Bay

>>Mason olmak için neden ille bir yaratıcıya biat etmek şarttır?

Hayır, bkz. Özgür Masonlar Büyük Locası

>>Elbette inanma zorunluluğu olmayan localar da var, fakat bunlar sonradan ortaya çıkmış.

Evet, yavaş yavaş insanoğlu akıllanınca bu localar ortaya çıktı

>>Orjinalinde Neden kendimizi bir yaratıcıya teslim etmek zorundayız?

Orjinal windows 95 te diske veri yazarken diski çıkartınca mavi ekran veriyor. siz hala windows 95 mi kullanıyorsunuz?

>>Masonluğa böyle bir dogmanın nasıl pozitif yarar sağlayacagını merak ediyorum açıkçası... '' sürç-i lisan ettiysem, affola. Amacım sadece, öğrenmek .

Dogmanın hiçbir türlüsü mason olsun ya da olmasın kimseye yarar sağlamaz. İnsanlar kendini geliştirmekte yavaş kalıyor sorun orda.

>>Tanrı inancı,daha açık tabirle insanın kendinden üstün bir iradenin varlığına olan inancı alçakgönüllüğün inşasına katkı sağlar;alçakgönüllülük ise,gelişimin olmazsa olmazıdır.

Doğru değil, tanrı inancı diğer tüm inançlar gibi dogmatiktir, Freud inancı bir tür zihinsel hastalık diye tanımlıyor. Hastalığın adını unuttum bakınca editleyecim.
« Son Düzenleme: Mayıs 14, 2012, 01:52:55 ös Gönderen: vitriol »


Mayıs 14, 2012, 02:45:00 ös
Yanıtla #16
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 75
  • Cinsiyet: Bay

Bu konuda neden bu kadar spekülatif tartışmaların döndüğünü anlamıyorum.. Mason olmayı çok isteyen bir insan yaratıcıya inanmasa bile "inanıyorum" diyerek işin içinden çıkabilir. Neticede masonlar size, oku bakim iki fatiha gerçekten inanıyor musun? diye sormuyor.. Kimse sizden locada sabah namazı kıldırmanızı, kur'andan yada incilden hatim indirmenizi falan da beklemiyor. Formaliteden bir kural işte.. Uzatmanın anlamı yok! Haa sen ait olmak istediğin bir kurumun tamamıyle formalite amaçlı öne sürdüğü bir sözle dile getirilen şartı bile yerine getiremeyeceğine inanıyorsan zaten mason olabilecek olgunluğa sahip değilsin demektir.. Çocuk musun sen, masonlar tanrı'ya inanmak zorundadır denildiğinde "hayır ben tanrıya inanmıyorum" şeklinde inat edeceksin?
Her emir özgürlüğün suratında patlayan bir tokattır!
Michail Bakunin


Mayıs 14, 2012, 03:06:41 ös
Yanıtla #17
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın b12 bu konuda çok güzel bir noktaya parmak basmış.

Öyle yapmış ve kişilere bir yol göstermiş ama gösterdiği yol doğru mu, onu sorgulamalı.

Bir mason kuruluşu var... Bu mason kuruluşuna katılmak isteyenlere dinleri, inançları hatta bir dinsel inançları olup olmadığı sorulmuyor. Dinlisi de girebiliyor, dinsizi de, inançlısı da girebiliyor dinsel bakımdan inançsızı da. Bu kurum kendini dinlerin ve inançların dışında ve üstünde tutmuş.

Bir diğer mason kuruluşu var... Bu kuruluşa katılmak isteyenlerin bir yücü varlığa inanmaları gerekiyor. O yüce varlığın adını her ne koyarsanız koyun.

Bir diğeri belirgin bir şekilde teist nitelikli bir tanrı inancını zorunlu kılıyor.

Sayın b12 ile anlaşamadığımız nokta burada.

Bana soruyorlar: "Sen bir yüce varlığa inanıyor musun?" diye. "Evet" diyorum göğsümü gere gere.

Ötekiler soruyor: "Sen evreni ve tüm varlıkları tek tanrının yarattığına, insanların kaza ve kaderini onun çizdiğine, insanları yapıp etmeleri bakımından izlediğine, ölümden sonra onları bu dünyadaki yapıp etmelerine göre ödüllendirip cezalandıracağına, ruhun ölümsüz olduğuna, o tek tanrdının tüm insanların babası olduğuna, bundan ötürü tüm insanların kardeş sayılmaları gerektiğine inanıyor musun? diye... Soru çok uzun olduğu için sonuna geldiğimizde başını unuttum ama ben bu kuruma girmek istediğim için "Evet" diyorum övünçle.

Oldu mu?

Masonluğa böyle girilir mi? Böyle bir kişiye "mason" denilebilir mi?

Diyenler var, biliyorum.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mayıs 14, 2012, 04:18:36 ös
Yanıtla #18
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay

Bu konuda yapılan yorumları okuyorum... Şüphesiz Sayın vitriol'ün sorularının da Sayın ADAM'ın açıklamalarının da bir açıklaması yapılabilir... Fakat hangi açıdan bakarsak bakalım Sayın b12'nin söyledikleri kabul edilemez.

Dilerseniz sırayla gidelim... Şimdi biz "masonların teizim şartlanması" derken ne demek istiyoruz? Şu bir yaratıcıya inanma koşulundan mı? Eğer böyleyse... Yani iş bir yaratılmaya inanmak ön koşuluysa, bu yaratma işini birden çok tanrının paylaştığı dinsel inançları veya inanç sistemlerini ne yapacağız. Yani bir yaratıcıya inanmaktan mı, yoksa yaratılmış olmaya inanmaktan mı bahsediyoruz?

 Öte yandan biz yaratıcıya inanmak koşulunu bir zorlama olarak görüyorsak, şöyle bir soru sorsak nasıl cevaplar alırız acaba?: Dogmaları yaratan Tanrı mıdır, yoksa bütün bunları Tanrı adına yaptığını söyleyen dinler mi? Bütün dinlerin Tanrı tanımını bir gözden geçirsek, işi biraz daha kurgusallaştırıp desek ki: Bu niteliklere sahip  Tanrı böyle bir dinin mensubu olabilir mi?... Nasıl cevaplar verebileceğimizi bir düşünelim...

Sorun Tanrıya inanıp inanmamak sorunu değil, insanoğluna has araştırma ve gerçeğin peşinden koşabilme dirayetini gösteremeyecek bir tembellik yüzünden, bazı kurallar ortaya koyup, bunları da Tanrı istiyor diyerek işin içinden sıyrılma sorunudur.

 Daha açıklayıcı olması için şöyle sorsam... Dinler Tanrıyı savunur da... O dinlerin savunduğu Tanrı o dinleri savunur mu?... Biz dogmalar derken Tanrının da bir dogma olduğunu mu söylüyoruz, yoksa dinlerden mi bahsediyoruz?

 Benim şahsi görüşüm Tanrı Müslüman da değildir, Hristiyan da değildir, Yahudi de değildir?... Bunların çok ötesinde bir yerde ve çok ötesinde bir şeydir.

 Gelelim Sayın b12'nin yorumuna. Sayın b12, benim bu forumdan öğrendiğime göre bir ateist bile bir gün mason olabilir, fakat sizin o örneklemeye çalıştığınız kişi "Mason" olamaz. Çünkü yine bu forumdan öğrendiklerime göre Masonluk " İyi insanları daha iyi insanlar" yapmak için çalışır ve " Onursuz" bir insan iyi bir insan değildir.
« Son Düzenleme: Mayıs 14, 2012, 04:25:28 ös Gönderen: enelsır »
enelsır


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
5 Yanıt
15675 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 28, 2008, 10:54:15 ös
Gönderen: Dino
Bu site masonların olmasaydı?

Başlatan Santander « 1 2 3 4 » Yorumlar

30 Yanıt
16251 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 12, 2015, 03:10:12 ös
Gönderen: Waldow
25 Yanıt
22034 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 28, 2013, 11:43:22 ös
Gönderen: evvah
64 Yanıt
42498 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 14, 2016, 09:36:17 ös
Gönderen: night manager
10 Yanıt
9800 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 21, 2009, 03:22:56 ös
Gönderen: Prenses Isabella
16 Yanıt
25603 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 27, 2018, 02:07:52 öö
Gönderen: Venus
3 Yanıt
5232 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 20, 2009, 06:19:47 ös
Gönderen: ADAM
4 Yanıt
7358 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 25, 2010, 02:46:37 öö
Gönderen: Cornelius
23 Yanıt
45245 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 05, 2019, 01:42:47 ös
Gönderen: Arslan
8 Yanıt
6036 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 06, 2020, 01:51:40 ös
Gönderen: Özgürefe