Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: GERÇEĞİN ÇAĞRISI  (Okunma sayısı 1592 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 19, 2012, 05:00:12 ös
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Kalıplarımızın dışına çıkamadığımız için başkalarının düşünceleriyle düşünüyoruz çoğu zaman. Kapasite altı çalıştırmaktan, paslanmaya bıraktığımız beyinlerimizle -kırılmamak için- tamamen açamadığımız ve küçülttüğümüz yüreklerimizle “yarım kapasite” yaşıyoruz hayatımızı…



Yarattığımız korkularımız ve dev egolarımızla, büyük sanrılarımızın içinde debelenip duruyoruz çoğu zaman. Önce zihnimizde korkular üretiyoruz. Düşüncelerimiz yeterince aydınlanmadığında; korkularımızı, yetersiz ışıkta devleştiriyoruz ve sonra kendi yarattığımız gölge devlerimizle savaşıyoruz… Korunaklı düşüncelerin sınırlı frekanslarında; almak istediklerimizi, egomuzu besleyen şeyleri alıp, duymak istediklerimizi duyup; gerçeğe sırt çeviriyoruz, güvenli limanlarımızdan ayrılmamak için… Acıdan, yenilgiden, denemekten ve bilinmeyenden korkup; sınırlı idrakımızın, düşüncelerimizin hapisliğinde bir kere ölmeyi, azar azar ama her gün ölmeye yeğ tutuyoruz. Başka kaynakları da de besleyen, korku nehirlerinde her gün yıkanarak korkuları büyütüyoruz günden güne…

Shakespeare, insanların korkularını ve korkuların insan yaşamını nasıl kuşattığını dizelerinde çok güzel bir biçimde ifade etmiş: 

  İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor.

Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için

Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.

Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için.

Shakespeare
 



Düşüncelerimize; üç boyutlu değil, dört hatta beş boyutlu bakabilmeyi öğrendiğimizde, bakış açımızı geliştirdiğimizde ve ufkumuzu genişlettiğimizde, gerçeğe daha da yaklaşıyoruz. Gerçeğe ulaşmanın en kestirme ve güvenilir yolu, onu kendimizin dışında bir şeyde değil, bizzat kendi içimizde aramamızdır. Bunun hakkında Carl Jung çok güzel bir söz söylemiş: “Görüşün netleşmesi ancak kalbinin içine baktığın zaman mümkündür. Dışarı bakan rüya görür, içeri bakan uyanır.”

Gerçeği saklamak veya gerçekten saklanmak da bir nevi yalan sayılır. Gerçeğe sadık bir şekilde bağlı olanlar, şeffaf düşünür ve hayatı şeffaf yaşarlar. Seçtikleri bu huzurlu, daha kolay hayat biçimleriyle; hayata karşı cesur duruşlarından dolayı da korkularından arınıp, kurtulurlar…  İçimizdeki korkuları, sızıları bastırmayıp, üstüne gitmeliyiz. Eğer bunu yapamazsak hayatı yaşayamayız; Bunun yerine korkularımız ve hayat bizi yaşar, tüketir… Krişnamurti’nin gerçeğe dair söylediği, güzel bir cümleyi sizinle paylaşmak istiyorum; “Gerçek yolu olmayan bir ülkedir (onu herhangi okült hiyerarşi, herhangi bir guru, herhangi bir doktrin aracılığıyla aramanız gerekmez.) Önemli olan zihninizi kıskançlık, nefret ve şiddetten arındırmaktır ve bunun için sizin bir örgüte ihtiyacınız yoktur.” Evet, hayat bir eylem sahnesidir ve izlenerek yaşanmaz! Hayat çoğunlukla bir meydan savaşıdır, korkup kaçanlar da asla zafere ulaşamaz! Başarısızlığa ve mutsuzluğa giden en keskin yol, hakikatlerden uzaklaşmak olsa gerek… Okuduğum ve çok beğendiğim, gerçeği öven eski bir Vedik ilahisiyle yazıma noktayı koyuyorum. 

Vedik İlahisi

Yüce öğretmen olan hakikati selamlıyorum. Doğası mutluluktur; en yüksek mutluluğu sunandır, saf zekadır. Bütün niteliklerin ötesindedir ve gökyüzü gibi sonsuzdur. Kelimelerin ötesindedir. Bir ve ebedi olandır. Saf ve sakindir. Tüm değişikliklerin ve fenomenlerin ötesindedir. Tüm düşünce ve duygularımızın sessiz tanığıdır. En yüce öğretmen olan hakikati selamlıyorum.


SAYGILAR
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Şubat 20, 2012, 10:46:05 öö
Yanıtla #1

sayın  karahan,
bu kez yazının kaynağını belirtmeniz  , iyi oldu, teşekkürler...
bir kez daha,  shakespeare i  andık
tüm alıntılarınızın kaynağını belirtmeniz dileği  ile...
sevgiler...saygılar
yenilmek te iyidir, mühim olan her seferinde yenilsende , daha iyi olarak yenildiğini bilmektir