Masonlar.org - Harici Forumu

Inanc => Inanc Uzerine => Konuyu başlatan: MYSTICPROVOCATEUR - Haziran 07, 2007, 09:50:10 ös

Başlık: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Haziran 07, 2007, 09:50:10 ös
Bu üç olgu hakkında fikirlerimi yazmak istedim;

Tanrı herşeyin kaynağıdır.Bu sebepten spiritüel dilde genelde kaynak olarak tanımlanır.Bu kaynağın tam olarak tanımlanması insan algısının dışında olduğu için mümkün değildir ancak bu olgunun red edilmesi anlamına gelmemelidir.Sonuç olarak hiç birşey kendi başına meydana gelemeyeceği için tüm bu evrensel harmoninin bir yaratıcısı ve gözeteni vardır.Algı arttıkça kaynağı kavramaya adım adım yaklaşılır.Algının artmasıda tekamül ile mümkündür.Tekamül ise insanın yegane hedefidir.

İnançlar;Tüm inanç sistemleri insanlığın tekamülünün sağlanabilmesi amacı ile düzenlenmiş kimi zaman bilgiler(kapalı bilgi) kimi zaman ise kurallar topluluğudur ve tümü aynı amaca hizmet eder.Farklı isimlerde olmalarının insanları kamplara böldüğü ve bunun yeryüzünde asılar süren karmaşalara ve büyük acılara sebep olduğu yadsınamaz bir gerçektir ancak bununda bir sebebi vardır aslında varoluş amaçlarından bir taneside budur ve bu amaç bu olgunun kavransamasına  vede dolayısı ile insanın tekamülüne hizmet eder.

İnsan;İnsanın sadece etten ve kemikten oluşan bir varlık değildir.Vücut tekamül sağlayan bit çeşit araçtır.Burada radikal bir tanımlama yapmaktan özellikle kaçınıyorum çünkü yanlış anlaşılmalara sebep olmak istemiyorum.Tümümüzün farlı süreler yasam sürüp sonunda da öldüğümüz olgusunu  derinlemesine düşündüğümüzde bu kadar basit ve anlamsız bir var oluş gerekçesi olamayacağını azıcık mantık yürütebilen bir kişi rahatlıkla anlayacaktır.Olay kesinlikle bukadar basit değildir.Insanda bukadar basit bir varlık değildir.

Bu topic ği açmamın sebebi kesinlikle ama kesinlikle belirli bir fikir empoze etmek ve bir tartışma başlatmak değil bu yazı aracılığı ile konuya benimle aynı açıdan bakan kişiler olup olmadığını tepit etmek ve mümkün olursa bu kişilerinde konu ile ilgili yapacakları yorumlardan faydalanmak ve bir çesit paylaşım başlatmaktır.

Saygı ve Sevgilerimle...
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Asli - Haziran 07, 2007, 10:02:24 ös
ne peki bizim var olus gerekcemiz?
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Asli - Haziran 07, 2007, 10:03:09 ös
yazini cok technik yazmishsin. anlayamadim tam olarak ne demek istedigini ben
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Haziran 07, 2007, 10:24:19 ös
yazini cok technik yazmishsin. anlayamadim tam olarak ne demek istedigini ben

Sevgili Asli  insanın birincil varoluş sebebi yazdığım gibi tekamüldür yani gelişmektir.Tam açık olarak özellikle yazmadım çünkü ders veren veya fikir empoze etmeye çalışan biri olarak algılanmak istemiyorum.Sitede daha çok yeniyim özelden mesaj yollanıyormu açıkçası bilmiyorum ancak böyle bir imkan varsa soruna eğer sende arzu edersen detaylı bir cevap yazabilirim.
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Asli - Haziran 07, 2007, 10:32:05 ös
ozel mesaj atiliyor, ozel mesaj atacagin kishihnin profiline gir orda var. ben bu zamanlarda yaz tatili yuzuden giremiyorum siteye, o yuzdhan bence konuyu forumda tutmalisin. burasi ozghur site. istedihin gibi konus. kotu konushmazsan yasak vermezler.
Başlık: Ynt: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Haziran 08, 2007, 06:45:57 öö
ozel mesaj atiliyor, ozel mesaj atacagin kishihnin profiline gir orda var. ben bu zamanlarda yaz tatili yuzuden giremiyorum siteye, o yuzdhan bence konuyu forumda tutmalisin. burasi ozghur site. istedihin gibi konus. kotu konushmazsan yasak vermezler.

Mesjını yolladım sevgili Aslı umarım anlatabilmişimdir.
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: SublimePrince - Haziran 08, 2007, 06:50:43 öö
Keske buraya da yazabilseniz de hepimiz paylasabilsek :)
Başlık: Ynt: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Haziran 08, 2007, 10:06:20 öö
Keske buraya da yazabilseniz de hepimiz paylasabilsek :)

Tabiki sayın sublimePrince bende paylaşımdan büyük mutluluk duyarım ve değerli fikirlerinizi öğrenmek isterim.Burada yayınlamaktaki çekincem bazı fikirlerin herkesce olumlu karşılanmayıp gereksiz tartışmalara yol açabileceği konusundaki endişemdi.Yazdığım mesajı ekliyorum.

Öncelikle bilgi hakkında bir kaç şey yazmak istiyorum.Bilgi kesinlikle bir insana zorla verilmemelidir.Bilgi talep edilmelidir.Zaten bilgiye ulaşmak isteyen insan zamanı geldiğinde aynı aç kalınca yemek aramaya başlamak gibi bilgi arayışına girer ve eninde sonunda aradığına kavuşur.

Edinilen her bilgi insanı bir miktar geliştirir.Zaten forumdada yazmış olduğum gibi bu birincil var oluş sebebimizdir.Bu bir evrensel yasadır.Olaya biraz mantık penceresinden bakıldığında bu amacın tek bir yaşam süresinde olamayacağı açıkça ortaya çıkar.Yani bu amacımızda ilerlemek için tekrar tekrar bedenleniriz.Bunun anlamıda insanın aslında maddesel bir varlık olmadığıdır.Nasıl insanın bir var oluş amacı varsa evrenin de bir var oluş amacı ve kendine özgü yasaları vardır.Tekamül yasası bunlardan sadece bir tanesidir.

Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: MASON - Haziran 08, 2007, 10:51:09 öö
Sayin MYSTICPROVOCATEUR,

Yazilariniz, hakaret, saldiri yada art niyet tasimadigi surece sakincali bulunmaz. Burasi evrensel bir sitedir. Hicbir ulkenin, dinin, siyasi gorusun yada kisinin savunuculugunu yapmaz. Bunlarin hicbirinede engel koymaz. Dusunceleriniz, dininiz, politik gorusunuz ne olursa olsun sitede fikirlerinizi ozgurce yazabilir ve yorum bekleyebilirsiniz. Yanliz dusuncelerinizi yazarken size gelebilecek elestirilerin, yanlizca olumlu elestriler olmayacaginida goz ardi etmemeniz gerekir. Seviyeli fakat olumsuz, olan elestrileride kaldirabilecek olgunluga erismis oldugunuzu dusunuyorum.

Sitede baslangicini yapmis oldugunuz fikirleriniz ilgi cekici oldugu kadar, bilgiye ve bilgi paylasiminada aciktir. Baska yerlerde onceden yazilmis olan yazilari kopyalamanizdansa, kendi fikirlerinizi uzun yazilar halinde yazmaniz elbette sizin bilgi duzeyinizi gosterecektir. Tesekkur ederim.

Saygilarimla
Başlık: Ynt: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Haziran 08, 2007, 11:12:48 öö
Yapmiş olduğunuz açıklamalar için teşekkür ederim Sayın Mason.

Elbetteki eleştiriye açığımdır.Sonuç olarak özellikle olumsuz eleştiri eğer kötü niyetli değilse yol gösterici bir rol oynar.Spirutualizm uzunca bir zamadır yakından ilgilendiğim bir konu olduğu için edinimlerimi paylaşmaktan mutluluk duyacağım.Araştırmalarım sonucu edinmiş olduğum bir takım bilgileri kendi yorumumla vereceğim.Alntı yaptığım takdirde ise kaynak vereceğimden kimsenin şüphesi olmasın.Çünkü fikir hırsızlığının normal hırsızlıktan hiç bir farkı yoktur.

Saygı ve sevgilerimle


Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: sun - Haziran 08, 2007, 04:43:11 ös
Tasavvufta da dünyaya geliş amacımız mutlu olmak. Mutlu olmak içinse kendini sürekli geliştirmek zorundasın yani bence aynı kapıya çıkıyor senin demek istediğinle.
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Asi - Haziran 08, 2007, 04:50:33 ös
Yollar farkli olsa da hedef ayni oldugu sonucta her yol mubahtir diye dusunuyorum :)
Başlık: Ynt: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Haziran 08, 2007, 05:06:32 ös
Tasavvufta da dünyaya geliş amacımız mutlu olmak. Mutlu olmak içinse kendini sürekli geliştirmek zorundasın yani bence aynı kapıya çıkıyor senin demek istediğinle.

Sayın alaaddin izin verirseniz sözünüze söyle bir rötüş yapayım.Mutlu olmak kesinlikle gereklidir.Bu pozitif bir enerjidir.Zaten özde mutsuz olan bir insanın ne kendisine nede çevresine pek faydası dokunamaz.Tasavvufta da sözü geçen mutluluk insanlıga faydalı olmaktan alınan haz sonucu ulaşılan mutluluktur.Yani örnek vermek gerekirse iş hayatında veya özel hayatta yapılan bir aşama sonucu elde edilen mutluluk ile zorda olan bir insana gönülden yapılan bir yardım veya insanlık adına ,insanların bu dünyada yaşamını kolaylaştıracak bir buluş yapan kişilerin hisettikleri mutluluk hissi arasındaki fark gibi.Madiyattan gelen mutluluk değil maneviyattan gelen mutluluktur izlenmesi gereken.

Sevgiler
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 28, 2007, 04:10:30 ös
Merhaba Sayın Mystic, öncelikle yaşama aynı perspektiften baktığımızı ve Sayenizde eksik kalan araştırmalarımı burada tamamlayacağımı umut ediyorum_
 Yeniden bedenleme konusunda söylediğiniz gibi sadece ulaşılmak istenen bilgi elde edilemeyince aynı Ruh'un defalarca yeniden bedenlemiş olacağını mı iddia ediyorsunuz?
Benim yaptığım bir araştırmaya göre ise;
İnsanoğlunun bayan olsun erkek olsun bu dünyaya ilk geldiği esnada gerçeği bulamadığı zaman tekrardan yeniden bedenlenerek bu dünyaya tekrardan geldiklerini ve önceki yaşamında sahip olduğu olanaklar çerçevesinde başkasına ya da başkalarına verdiği zararı ölümü sonrasında yeniden bedenlenerek geldiği dünyada bu sefer de kendisi zarar görmektedir_
Yani anlatabiliyor muyum bilemiyorum ama yukarda bayan ve erkeği söylerken örneğin erkek olarak gelen bir kişi bir sonraki yaşamında bayan olarak gelmekte ve bu bir tür devinim şeklinde sürüp gitmektedir, bunun dışında bazı insanların yaşamları süresince yapmış olduğu büyük hatalar neticesinde bir sonraki yaşamlarında hayvan olarak bedenlendikleri ve netice itibariyle bu şekilde cezalandırılıdıkları sonucuna ulaştım_
Bunlara ek olarak da İnsanoğlunun yukarıda da bahsettiğiniz gibi bu dünyaya gelişi, yaşayışı ve ölümü hiç de basite alınacak bir durum değil, doğa koşulları, yaşam koşulları, toplumsal ve bireysel koşullar içersinde dahi İnsanoğlu kendi yaşamını kendisi için belirlemek zorundadır,
Ulaştığım sonuç itibariyle İnsan, bu dünyaya farklı şekillerde gelmektedir, bilindiği üzere bitki ve hayvanların da bir ruhu var....
Kısacası, bir sonraki yaşamımızın ne şekilde ve nasıl olacağını biz kendimiz belirliyoruz, yaptığımız olumlu ve olumsuz olan herşeyin karşılığını bu dünyada görüyoruz, ne şekilde olursak olalım, bütün yetkilere de sahip olsak dahi asıl amaç;
İnsani değerlerimizi kaybetmemek olacaktır_
İnsanlığımızdan ödün vermeden yaşamayı bilmektir_
Hayatı olduğu gibi kabullenip, bütün zorluklarla karşılaşsak dahi Merhamet duygusunu, manevi değerleri kaybetmeden yaşamayı öğrenmektir_
SAYGILARIMLA...     
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 28, 2007, 04:27:57 ös
Yani kısa ve öz olarak ifade etmek istediğim şu;
Eğer erkek olarak bir kişi bu dünyaya gelmişse ve kendisine verilen fizyolojik özellik sayesinde bunu kötüye kullanırsa sözüm ona bir kızla tanışıp, onu dalgaya alıp bir şekilde onun yaşamının hüsrana uğramasını sağlarsa bir sonraki yaşamında kendisi kız olarak bedenlenir ve yaptığı şeyin aynısını bu kez de kendisi görecektir_
Bu sadece bir örnekti, bunun gibi örnekler çoğaltılabilir, tecavüz olayı, akla gelen hertürlü şeyi yapan insanlar bir sonraki yaşamlarında kendilerinin başına gelerek bunun bedelini bu şekilde ödeyecektirler;
Bununla beraber, bazı yetkilere sahip olan insanlar bu yetkilerine güverek insani değerlerini yitirise diğer insanlara karşı davranışları gereği anı davranışlara bir sonraki yaşamında kendisi maruz kalacaktır_
Benim bildiğim gerçek ise şudur;
Bu dünya sınanma yeridir ve kullanılan atasözleri boş değildir ve anlamları gereği gene de biz insanoğluna ders verme niteliğini taşımaktadır, ama Kurallar'a uyanlara ne mutlu, acıları yaşayanlara, zarar görmüş olanlara, hakkını yedirenlere, bu dünyada ezilenler çok şanslı sayılmaktadır, kendi kanaatime göre!
Aşağılayan, aşağılanacaktır; Ezen, ezilecektir; acı çektirenler er ya da geç mutlaka acı çekecektirler, meğer doğanın yasası buymuş;
''Kılıçla yaşayanlar, Kılıçla ölürler....
Hakeden gerçek mutluluğa erişecektir_
Bilgiyle ve Sevgiyle Gerçeği aramak koşuluyla bulabilmemiz mümkündür_
Attığımız her adımı bunları bilerek atarsak bu dünyada yaşadığımız bir dakikanın bile sonraki yaşamlarımızı ne şekilde etkileyeceğinin bilincinde olmamız gerekmektedir_
Çoğunluk, bunun bilincinde olmadan yaşamlarını doğal akışa bırakarak kendilerini mahvetmektedir_
Bu dünyada bize verilen yaşam sadece emanettir, ki geri alınmasının sebebi budur_
Mesela çoğunluğumuz başımıza bir felaket geldiği zaman acaba bunu hakettik mi diye düşünebiliriz, oysaki bunun oluşmasına zemin hazırlayan bizim kendi hal ve hareketlerimiz olmuştur_
Reenkarnasyon olayı da zaten bir Ruh'un birden fazla farklı yaşamlarda farklı bedenlerde yeniden dünyaya geldiğini kanıtlıyor!
 
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Genius Loci - Haziran 28, 2007, 04:33:01 ös
Sn. Mystic,

hayat bir tekamülden ibarettir. tekamül , insanı Ahsen-i takvime ulaştıran bir süreci ifade eder.

tekamül ile tenasuh arasında ise farklılıklar vardır. tekamül etmek yeniden bedenlenme anlamına gelmemektedir. tenasuh ise ruh göçü veya ruhun beden değiştirmesi demektir. acaba siz, tekamul ile tenasuh arasında nasıl bir bağlantı kuruyorsunuz?

Yaşar Nuri Öztürk'ün Reenkarnasyon ile ilgili bir yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum.

"Reenkarnasyon meselesi

REENKARNASYON (yeni bir bedenle dünyaya tekrar gelme) konusunun gündeme geldiği her yerde şunun altını mutlaka çizmişizdir: Reenkarnasyon anlayışı, Kur'an'ın áhiret ve haşir inancını en küçük anlamda zedeleyecek bir şekle dönüştüğünde onu kaldırır atarız.

O halde, reenkarnasyonun Kur'an'ın verileri açısından kabul veya reddi, bu kavrama yüklenen anlama bağlı olacaktır.

Biz burada üç noktaya değineceğiz!

Birincisi şudur:

İslam din bilginleri, reenkarnasyon konusunda üçe ayrılmışlardır:

1. Kavramı tümden reddedenler,

2. Herkes için işleyen bir kural olarak benimseyenler,

3. Bazı insanlar için işleyen istisnaî bir reenkarnasyonu kabul edenler.

Tümden reddedenlerin şöyle bir gerekçeleri vardır: Böyle bir kabulün, Hint sistemlerindeki tenásüh anlayışına kapı aralayarak Kur'an'ın haşir inancını zedeleyeceği endişesi... Onlar, böyle bir endişenin varlığı yüzündendir ki Kur'an'ın reenkarnasyona işaret eden ayetlerini tevil ile şu hükümde birleşirler:

'Kur'an, reenkarnasyon düşüncesine kapalıdır.'

Onlar bazen şöyle de derler:

'Bu mesele setredilmiştir, açmayın!'

Kavramı kabul edip herkes için sürekli işlediğini söyleyenlere göre, tekrar bedenlenme süreklidir ve bunun, áhiret inancını zedeleyen bir yanı da yoktur. İslam düşüncesine damga vurmuş bulunan İhvanussafa ekolü, sûfî düşüncenin önemli bazı temsilcileri ve bazı gelenekçi müfessirler bu anlayışı paylaşmaktadır.

Müfessir Süleyman Ateş'le bizim de katıldığımız bir grup ise şu görüşün Kur'an'a uygunluğu kanısındadır:

Reenkarnasyon konusu Kur'an'ın 'müteşábih' (yorum açık) dediği alana giren konulardandır. Yani bu konuda kesin ve tartışmasız hüküm verilemez. Sadece ihtimaller sıralanır.

'Kesin doğruyu Allah bilir' diyerek ihtimalleri sıraladığımızda biz şu ihtimali öne çıkarıyoruz:

Reenkarnasyonun kabulü, eğer mahşer inancını başka gerekçelerle reddetmiyorsanız, áhiret inancıyla çelişmez. Áhiretteki dirilme (ba's), son hesap günü için bir dirilmedir.

Kur'an, mahşerle dünya arası bir devreden söz ediyor. Bu devre, berzahtır. (bk. Müminûn, 100)

Reenkarnasyon, şöyle veya böyle, berzah sürecinde söz konusu olur. Ruh, bir yerine birkaç kez bedenlenmekle berzahın dışına çıkmaz. Mahşer ve hesap, tüm ihtişamıyla bákidir. Ve herkes haşrolacaktır. Dünyaya ister bir kez gelin, ister beş kez, sonunda bedenlenip hesaba çekileceksiniz.

Beden birkaç kez değişebilir ama, ruh ve şuur birdir ve son hesap, ruhun mahşerdeki son bedenlenmesi üzerine ve o 'son bedenle' olacaktır.

İkinci nokta:

Kur'an'da reenkarnasyona işaret eden yirmiye yakın ayet vardır. Bu ayetlerin, geleneksel kabullere mahkûm olmadan değerlendirilmesiyle şu sonuçlara ulaşılabilmektedir:

Herkes tekrar tekrar bedenlenmez. Ruh, tekámülüne genellikle dünya ötesi álemlerde devam eder. Ancak bazı ruhlar, dünya boyutuna tekrar indirilir ve tekrar bedenlenirler. Bu bedenlenme, Allah'ın lanetini gerektiren büyük kötülüklere bulaşmış olanlar için domuz, maymun veya zalimlerin uşağı haline getirilme şeklinde olabilir.

Bu son şekle Kur'an ve hadis dilinde 'mesh' (noktalı Hı ile) yani hayvana çevirme denmektedir.

Meshin, insanı olduğu yerde ve anında hayvana çevirme şeklinde değerlendirilmesi müfessirlerin tevilidir. Kur'an böyle bir şey söylemiyor. Bu yolda ileri sürülen bazı rivayetler ise, Yahudi mitolojisi İsrailiyát'tan İslam'a sızmış söylentilerdir. Varlık kanunlarına da aykırıdır.

Hadisler, meshin kıyamate kadar süreceğini ve Muhammed ümmeti için de söz konusu olduğunu açıkça bildirmektedir. (Bu konuyla ilgili hadisler ve açıklamaları için bizim, Son Peygamber adlı kitabımıza bakılabilir.)

Üçüncü nokta:

Konunun dayandığı ayetlerin döküm ve açıklamasını 'Kur'an'daki İslam' adlı kitabımızda yapmış bulunuyoruz. Ayrıca bilgi edinmek isteyenlere rahatça başvurabilecekleri bir kaynak olarak Süleyman Ateş'in Kur'an Tefsiri'ni öneriyoruz.

Ateş, Kur'an'ın şu ayetlerinin reenkarnasyona işaret ettiğini, açık bir biçimde ifadeye koymuştur: Bakara, 28; Nisa, 56; Furkan, 13-14; Fátır, 16; Vákıa, 60-62; Mülk, 1-2; Nûh, 18; İnsan, 28; A'lá, 12-13; Abese, 21-22.

Ateş, Tefsiri'nin ilk baskısının 8. cilt 318. sayfasında, reenkarnasyona işaret eden ayetleri değerlendirdikten sonra, bunları açık anlamlarının dışına çekenlerin durumunu şöyle ifadeye koyuyor:

'Ayetlerin záhirinden de bu mána anlaşılmaktadır. Ancak insanlar, belli yönde şartlanmış olan kamunun tepkisinden çekindikleri için bazı ayetlerin açık anlamlarını tevil etme yolunu tutmuşlardır.'

Özetleyelim:

Kur'an'ın, Hint düşüncesi ve spiritüalist felsefede yer alan reenkarnasyonla eşitlenmeyecek, kendine özgü bir yeniden bedenlenme anlayışı vardır ve bunun, ondaki haşir inancını zedeleyen hiçbir yanı yoktur. Ancak şunu da unutmamak gerekir:

Kur'an'ın dediğini anlamak ehliyet ve emekle, kabul etmekse tabulardan kurtulmuş olmakla mümkündür.

Yaşar Nuri ÖZTÜRK
Star, 27.07.2003"
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 28, 2007, 04:43:59 ös
Bu dünyada elini suya sabuna dokundurmadan yaşayanlara ne mutlu, yaptığın en küçük bir haksızlığın bedelinin ödendiği bu dünyada hareketlerimizi her ne kadar dış etkenler belirlese de sonuç itibariyle yaşadığımız süreçte ilkemiz; başkalarına zarar vermeden yaşamak olmalı, başkalarının hakkını yemeden yaşamak olmalı, yitirilen her canın bile bu küçük bir hayvan dahi olsa bu eylemi gerçekleştiren kişi artık insani vasıflara sahip olmayan yaratık haline gelmiş demektir.
Önemli olan bu dünyada yaşadığımız süre içersinde İnsani vasıflarımızı, değerlerimizi ve özelliklerimizi kaybetmemek olmalıdır asıl bunun için uğraş vermeliyiz, çoğunluğumuzun yaptığı gibi maddi şeyleri kaybetmemek için elimizden geleni yapıyorsak ki bize verilen herşey geri alınmaya mahkumdur, ne kadar uğraşırsak uğraşalım sonuçta elimizden kayıp gidecektir,
Hayatımızı hiçbir biçimde dört dörtlük yaşamımız mümkün değildir, yaşamımızda en çok istediğimiz bir şeye sahip olsak, bu şeye sahip olmadan sahip olduğumuz bir diğer özelliğimizi kaybetmeye mahkumuz!
Aslında burada çok büyük bir yanılsama bulunmaktadır, nasıl ki yaşam seviyemizi yükseltmek adına yaptığımız herşey yaşam kalitemizi yükseltecek görüşü hakimken bu görüş tam anlamıyla bir tuzaktır, bu gibi anlamsız şeyler için hareket ederek sürekli olarak kendi egomuzu tatmin ediyor ve bunu yapabilmek için de hep başkalarına zarar veriyor, başkalarının yaşamlarını mahvediyoruz, aslında zarar görenler tabiki bu dünyada yaşamlarındaki hakettikleri şeylerin ellerinden alınmasına sebebiyet veren olaylarla karşılaşarak canevinden vuruluyorlar ama bilinmelidir ki hiç kimse hiçbirşey boşuna gerçekleşmiş değildir_
Bu dönen bir çark gibidir!Kısır_Döngü
      
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 29, 2007, 10:34:49 öö
Mesela bu dünyada bazı insanlar travesti, gay, ya da kendini erkek gibi hisseden bayanlar, buna karşılık kendini kız gibi hisseden erkekler....
Bu, en bariz örnektir.Dünyanın temel döngüsü içersinde İnsanoğlunun devinim gösterdiği apaçık ortadadır.
Dışımızda oluşan büyük olaylar var ve bunun bilincine varılması gerekmektedir, bilincine varıldığı an İnsanoğlunu kendini zevk veren bütün herşeye kapatır, bunu yapamadığı taktirde yeniden dünyaya gelme zorunluluğuna maruz kalacaktır_
Ne yazık ki gerçekler acıdır ama yol göstericidir, öncelikle bunun farkına varan insan acı çekmekten mutluluk duyar ve çoğunluğun tersine mutlu olmaktan kaçınır_
Bu amaçladır ki gelişmiş beyin yapısına sahip olan insan için evlenip çoçuk yapmaktan ve kendi egosunu tatmin edecek şeyler yapmaktan ve en önemlisi de kendisi için değil Tanrı için Yaşama alternatifini tercih etmesi koşuluyla bu dünyada yaşabilme olanağına sahip olabilir!
Birçok insan geçmişte İnsanlık adına büyük buluşlar yapmıi ve çok büyük katkılar sağlamıştır, bunlara karşın çoğunluk yaşamını kendi istek ve ihtiyaçları çerçevesinde yaşayarak geçirmişlerdir ama hangisi daha kazançlıdır?
Tabiki bu dünyaya gelip de gününü gün eden insanlar değil herhalde..... 
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 29, 2007, 11:41:45 öö
Peki İnsanı ayakta tutan şey nedir?Bu dünyadaki herşey insanı ayakta tumaya yetecek güce sahip değildirler!Çünkü bu dünyada bağlandığın herşey biranda kaybedilirde insanoğlu için büyük bir yıkımdır, bu nedenle yaşamda insanlar için çok büyük kayıplar söz konusudur_
Düşünsenize sizi hayata bağlayan şeyler arasında sonsuza dek varolacak ve bunun garantisini sağlayacak ne var bu dünyada....
Dünyamız ruhların oluşturmuş olduğu hayaletler ordusundan da ibarettir aynı zamanda...
Peki bunların içersinde kötü ruhların asıl işlevi sizce de ne olabilir?
Kötü ruhların İnsanoğlunun hertarafına girerek onu etkisi altına aldığı ve yönlendirdiği gerçek değil mi?
İşte bu sebepten dolayı Tanrı, bizlere onların kötü etkilerinden kurtulmamız için Dua yöntemini gerek Melekleri gerekse seçmiş olduğu birtakım İnsanlar aracılığıyla bizlere sunmamış mıdır?
Çünkü bir insanın burnundan, kulağından hatta cinsel organlarından girebilen bu kötü ruhlara ''Dua'' dışında hangi silahla kendimizi koruyabiliriz?
Bizleri yanlış yola sürükleyen ve bizi İnsani değerlerden yoksun bırakan ve adeta bizi hayvan haline getirerek pis bir mahluka çeviren bunlar değil midir?
Söyleyin bakalım bunca şey arasında biz kendi kendimizi nasıl koruyabiliriz?
Geçerli bir neden öne süren arkadaş varsa onu ayakta alkışlamaya hazırım....   
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 29, 2007, 11:51:59 öö
Ben, hiçbir zaman Kutsal Kitaplarla hareket etmem, herhangi bir Din'e de mensup olmam, ve bir Dinin gerkelerini de yerine getirmem, benim için önemli olan Tanrı'yı Kendi Düşünce ve İrademle bulmaktır_
Bu iradeye sahip olan herkes için dinlerin de herhangi bir faydası düşünülemez_
Bana en yakın Din, İncil olarak gözüküyorsa da o da günümüze dek diğer kitaplar gibi değiştirilmiş ve İsa Mesih'in yaşamını kaleme aldıkları için ama bu demek değildir ki sadece Hıristiyanlığa bağlı kalıp da diğer dinlere gözümü kapatayım!
Diğer dinler derken de Musevilik'ten tutun felsefe kaynaklı dinler olan Taoizm, Budizm, Konfüçyüstlük ve Hinduizm gibi dinlerden de faydalanırım_
Herşeyde olduğu gibi Din konusunda da Evrenselliği yakalamaya çalışırım, Amaç dünyadaki bütün dinlerden kanımca doğru olan bilgileri  alıp diğer gereksiz bilgileri almamaktır_ 
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Genius Loci - Haziran 29, 2007, 12:08:47 ös
Sn. Sevil,

Bilgiçlik taslama olarak algılamamanızı dileyerek...

Dinin evrenselliği hususunda Muhyiddin İbn Arabi'yi okumanızı öneririm. İbn Arabi vahdet-i edyan düşüncesi sizin araştırmalarınız açısından bir açılım sağlayabileceğini düşünüyorum.

saygılarımla...
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Genius Loci - Haziran 29, 2007, 12:11:14 ös
ve dinlerin (aşkın) birliği meselesinde İmam MAturidi'nin çok güzel bir düşüncesi vardır Pasajı aktarıyorum

"Hak din
gökten inen suya benzer. Tıpkı gökten tek tür su indigi gibi, aslında gönderilen din de
birdir; fakat insanlar farklı dinlere ve mezheplere sâhiptirler. Halbuki kendisine
uyulması emredilen din bir tanedir. Su gökten temiz ve esit olarak indigi halde, indigi
topragın bilesiminde bulunan unsurların renginin, tadının ve kokusunun degisik olması,
suyun da tadını, rengini, kokusunu degistirir...
Eger yeryüzünün her tarafı aynı durumda olsaydı, su degismezdi, dolayısıyla
kullananlar da farklı degil, aynı suyu kullanırlardı. Tıpkı bunun gibi, din de degistirilmeseydi,
her yerde aynı din olurdu; dolayısıyla dîni kullananlar da yâni dînin
mensupları da bir ve aynı ümmet olurdu." (Özcan, Hanifı, Mâtürîdî'de Dînî Çogulculuk, İstanbul, 1995, s. 99-100)
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 29, 2007, 01:09:13 ös
Hayır, merak etmeyin Sevgili skullG, bu Site özgür bir Site olduğuna göre ben dahil herkes kendi fikirlerini yazabildiğine göre benim açımdan hiçbir sorun yok!
Yalnız gelgelelim, İslamiyet dışındaki bütün dinleri araştırdığım için bunlara gereksinim duymadığımı hissediyorum ama gene de tavsiyeniz için çok teşekkür ederim her ne kadar tavsiyeniz üzerine de olsa müslümanlığa dair hiçbir araştırma yapmama ve yapmayacağıma rağmen_
SAYGILAR bizden,
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 29, 2007, 01:13:34 ös
Bu arada Sayın Mystic, açıklamalarımı Siz'in konularınızın devamı olarak yazıyorum ama eğer Siz'e dair herhangi bir sakıncası olması durumunda konu bölümlenmesi yapılabilir, bu da Sayın Site Yöneticileri'ne kalmış bir durum....
SAYGILARIMLA...
Başlık: Ynt: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 29, 2007, 02:20:35 ös
Şimdi uzun yıllardır yeryüzündeki bütün Dinler konusunda uzun araştırmalarım olmuştur ve yaptığım tek şey şu yöntemi kullanmak oldu;
Bütün dinlerden ki buna Zerdüşlük de dahil, saf, öz ve kanımca bana mantıklı gelen bilgileri bir süzgeç gibi eleyerek ortaya çıkardığım bütün bilgileri birleştirdim ve Sentez oluşturmaya çalıştım_
Her dinin doğru ve yanlış olan yanlarını farkettim, bu yüzden böyle bir yönteme başvurma gereksinimini hissettim, ama hiçbir zaman herhangi bir dinin gereklerini uygulamadım_
Sonuçta ortaya çıkardığım bu bilgilerin tabi felsefi boyutu yüksek olduğu için genel geçer doğru olarak kabul ettiğim bu bilgilerden yola çıkarak kendimi, dünyayı ve evreni anlama yöntemiyle hareket ettim_
Sonuçta yaşam derslerini alarak kendi yaşamımdaki karşılatığım her olaydan bir anlam ve ders çıkardım, zorluklardan kaçmadım, üstesinden gelmeye çalışarak kendi irademle düşünce yoluyla Tanrı'yı bulma çabasına girdim, çünkü şimdiye dek deforme olmamış saf bir dinin olamayacağını düşündüğüm için kendi arşatırmalarımla doğru yolu kendim buldum_
Maddiyatın hiçbir önem ve değer taşımadığını farkettikten sonra manevi değerlere yöneldim, İnsani değerlerimi kaybetmemek için çoğunluk gibi salt bir dine mensup olarak ibadetlerini sadece yerine getirdikleri gibi birşey hiç yapmadım ve sadece ibadet etmekle Tanrı'ya ulaşılamayacağını çok iyi anladım_
Herşeyde olduğu gibi Din konusunda da evrenselliği yakalamaya çalıştım, İnsanoğlu olarak bu karmaşa dolu dünyada sırf bayan olduğum için değil bu bütün insanlar için geçerli bir durumdur, kendi kendimi koruyacak güce sahip olamadığım için beni Yaratan Yüce Tanrı'ma sığındım_
Yaşadığım her gün için beni koruduğu için Yüce Tanrı'ma Şükrettim, içtiğim bir damla su için yediğim bir lokma yemek için ki bu kuru ekmek dahi olsa Şükrettim, beni kötü ruhlardan koruduğu için beni zavallı bir mahluka düşmekten alıkoyduğu için ve en önemlisi beni İnsan olarak bu dünyaya gönderdiği için....
Günlük yaşantımı söz etmemin bir anlamı yok ama sabah kalktığım zaman günümün nasıl geçeceğini bilmediğim için ve gün boyunca nelerle karşılacağımı bilmeden yanlı bir adım atmamak adına bir 2 duayla başlarım, gün ortasında beni kötü ruhlardan koruması için 3 dua okurum, yemek yemeden önce 1 dua okurum, yemek yedikten sonra 1 dua okurum ve Şükrederim, uyumadan önce gün boyunca beni bütün tehlikelerden koruduğu için 1 kez daha dua okur ve yatarım_
Ama dıştan bakıldığında hiçbir insan beni değil dinci, dinlerin yanından bile geçtiğimi sanmaz, çünkü inancımı ona buna göstererek değil kendi içimde gerçekleştiririm,
Tanrı'ya olan bu kadar bağlılığımı asla hiçkimseye göstermem, İnsan olarak yaratılışım ereği Tanrı'ya Hizmet Etmek'tir ve bunu sağlamak için de kendi yaşamımı O'na adarım, O'nun için yaşarım_
Hiçbir insanla tartışma yoluna asla girmem, hiç kimseye kendi fikrimi asla empoze etmem, bana saygı duymalarını sağlayacak hiçbirşey yapmam, beni üstün görmeleri için hiçbirşey yapmam, başkalarını asla hiçbir şekilde yargılamam, yargılarsam yargılanırım_
Ve hiçbir insana asla hiçbir şekilde kötü muamele etmem, hiçkimsenin hakkını yemem, çünkü bu düyada yaşıyorsak hepimiz insanız ve hepimizin her yönden belirli hakları vardır, hiçkimseye sadece insana değil bir hayvana dahi eziyet etmem, vicdani yönümü her zaman yüksek tutarım,
Bütün bunları edindiğim dini bilgiler neticesinde öğrendim ve yaşamıma geçirdim, şuan mutlu muyum diye sorarsanız; ben gerçek mutluluğu bunları uygulayarak yakaladım_
     
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Genius Loci - Haziran 29, 2007, 02:34:00 ös
çok anthrocentric bir yaklaşım :D

bu arada bir düzeltme yapmam gerek bütün dinler değil çünkü daha yeni de ifade ettiğiniz üzere islamiyet konusunda hiçbir araştırma yapmamışsınız, yapmaya da niyetiniz yok
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 29, 2007, 02:45:01 ös
Çok doğru haklısınız, gereken düzeltme şimdi yapılmıştır;
''İslamiyet dışındaki bütün Dinler'' konusunda araştırma yaptım_
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 29, 2007, 03:00:15 ös
Ben, bir dinin mensubu olarak bir kişiyi öldürüyorsam kendimden önce o dinden şüphe duyarım, neymiş efendim yeyüzündeki basit din savaşları, hepimiz insanız ve bunu yaptıran hangi din olursa o dinin karşısındayım,
Tanrı, İnsan Neslinin yok olmaması için Kendi Oğlu'nu Kurban ettiyse buna karşın yeryüzündeki herhangi bir din bana başkasını öldür diyorsa o zaman o din, din olmaktan çıkar, menfaat ve baskı unsuruna dönüşür_
Eğer din bana bayanım diye kapanacam diyorsa kusura bakmayın bu dini ben baştan saçma görürüm çünkü namus örtü kalkanıyla değil bayan olsun erkek olsun farketmez namus sadece bayanlara özgü bir durum değil kendini bilen erkekler için de aynıdır, işte bu gibi dinlere ben din gözyüle asla bakmam_
Bir din benim ne yapacağıma nasıl hareket edeceğime asla karışamaz, ben benim, ben ben olduğum için de kendi özgür irademi kullanırım_
Nice dinadamlarının içyüzünü gördüm, Para, statü menfaat peşinde koşan dinadamlarının oltasına takılan zavallı çoğunluğa acırım ben....
Bir din kılıç kullanarak yayılıyorsa o dine ben din gözüyle hiç bakmam_
Bence yeryüzünde gerçek din yok, dinin gereklerini yerine getirerek de hele hele şu kişi sözüm ona ''gavur'' bu kişiyi öldürürsek Cennet'e gideriz diye mantıksızca düşünmeye vesile olan dini ben hiç de araştırmaya kalkmam_
 
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 29, 2007, 03:05:11 ös
Bu arada isteyen istediğini düşünür banane, ben kendi görüşlerimi söylerim o kadar, benim hiçkimseyle hiçbir biçimde herhangi bir anlaşmazlığım olamaz çünkü herkes kendisinden sorumludur, ve fikirlerimin aksisini düşünenler benim yazılarımı hiç okumasınlar ama inanın benim karakteristik bir özelliğim vardır ve bu Site'de bu özelliğimi devam ettirme niyetindeyim, hiçkimseyle herhangi bir konuda tartışma yapmak istemiyorum_
Herkesin fikri kendine, hiçkimse fikirlerini bir başkasına asla empoze edemez_
Aksi düşünenler elbette yazılarını yazabilirle ama tartışma yoluna asla gitmeyeceğim bilinsin_
SAYGILARIMLA....   
Başlık: Re: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 29, 2007, 03:09:47 ös
Bu arada Sevgili skullG, ince anlatımınızdan dolayı teşekkür ederim, aslında önemli olan farklı görüşlerde bulunsak dahi birbirimiz kırmadan ve incitmeden hassasiyeti elden bırakmadan konu paylaşımımızın olmasına hakikaten kendi adıma çok sevindiğimi bilmenizi isterim, ama yukarda da bahsettiğim siz dahil hiçkimseyle asla tartışma yoluna gitmicem...
SAYGILARIMLA....
Başlık: Ynt: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: Isis - Nisan 09, 2008, 12:27:56 öö
Bugun sart-i adinin bittigi, sebeplerin tukendigi, katiyyetle iki cihan bir araya gelse olacagina ihtimal vermedigim, tasavvurlarimi asan,  adeta hani ucurumdan yuvarlandigim ve ucurumdan duserken daha yere cakilmadan artik umidimin tamamen bittigi bir anda, buradan ote hayat yoktur dedigim bir anda Allah tekrar can verdi ve hayata geri dondum. Sanirim umidimi kestigim o anda bu kurtulus ilahi bir sefkat tokadi olarak geri dondu bana. Sen misin, daha yere cakilmadan atmosferin yarisinda umini kesmek denildi adeta.


Ve bu haletten siyrilinca, acaba yeis'e dustugum o kisacik anda Allah'a olan imanimi kaybetmis sayilir miyim, inkarcilardan sayilir miyim diye uzunca muddet huzne gark oldum... Allahim beni affet, beni kendine kul kabul et, zira senden baska gidecek bir kapim yok...Seni  ogrenmeye, sevmeye calisiyorum, lutfen bu iman ve amel fakirinin elini birakma, birakip ta sensizlige ducar kilma...Neyin eksik olur Ya Rab..!


Başlık: Ynt: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: blossom - Nisan 09, 2008, 12:34:13 öö
Bugun sart-i adinin bittigi, sebeplerin tukendigi, katiyyetle iki cihan bir araya gelse olacagina ihtimal vermedigim, tasavvurlarimi asan,  adeta hani ucurumdan yuvarlandigim ve ucurumdan duserken daha yere cakilmadan artik umidimin tamamen bittigi bir anda, buradan ote hayat yoktur dedigim bir anda Allah tekrar can verdi ve hayata geri dondum. Sanirim umidimi kestigim o anda bu kurtulus ilahi bir sefkat tokadi olarak geri dondu bana. Sen misin, daha yere cakilmadan atmosferin yarisinda umini kesmek denildi adeta.


Ve bu haletten siyrilinca, acaba yeis'e dustugum o kisacik anda Allah'a olan imanimi kaybetmis sayilir miyim, inkarcilardan sayilir miyim diye uzunca muddet huzne gark oldum... Allahim beni affet, beni kendine kul kabul et, zira senden baska gidecek bir kapim yok...Seni  ogrenmeye, sevmeye calisiyorum, lutfen bu iman ve amel fakirinin elini birakma, birakip ta sensizlige ducar kilma...Neyin eksik olur Ya Rab..!




Allah dualarını kabul etsin, doğru yolda yürümen için O' na olan sevgin ışığın olsun. Kalbin hep nur ile dolu olsun...
Başlık: Ynt: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: ceycet - Mayıs 01, 2009, 12:32:48 ös
Bu üç olgu hakkında fikirlerimi yazmak istedim;

Tanrı herşeyin kaynağıdır.Bu sebepten spiritüel dilde genelde kaynak olarak tanımlanır.Bu kaynağın tam olarak tanımlanması insan algısının dışında olduğu için mümkün değildir ancak bu olgunun red edilmesi anlamına gelmemelidir.Sonuç olarak hiç birşey kendi başına meydana gelemeyeceği için tüm bu evrensel harmoninin bir yaratıcısı ve gözeteni vardır.Algı arttıkça kaynağı kavramaya adım adım yaklaşılır.Algının artmasıda tekamül ile mümkündür.Tekamül ise insanın yegane hedefidir.

İnançlar;Tüm inanç sistemleri insanlığın tekamülünün sağlanabilmesi amacı ile düzenlenmiş kimi zaman bilgiler(kapalı bilgi) kimi zaman ise kurallar topluluğudur ve tümü aynı amaca hizmet eder.Farklı isimlerde olmalarının insanları kamplara böldüğü ve bunun yeryüzünde asılar süren karmaşalara ve büyük acılara sebep olduğu yadsınamaz bir gerçektir ancak bununda bir sebebi vardır aslında varoluş amaçlarından bir taneside budur ve bu amaç bu olgunun kavransamasına  vede dolayısı ile insanın tekamülüne hizmet eder.

İnsan;İnsanın sadece etten ve kemikten oluşan bir varlık değildir.Vücut tekamül sağlayan bit çeşit araçtır.Burada radikal bir tanımlama yapmaktan özellikle kaçınıyorum çünkü yanlış anlaşılmalara sebep olmak istemiyorum.Tümümüzün farlı süreler yasam sürüp sonunda da öldüğümüz olgusunu  derinlemesine düşündüğümüzde bu kadar basit ve anlamsız bir var oluş gerekçesi olamayacağını azıcık mantık yürütebilen bir kişi rahatlıkla anlayacaktır.Olay kesinlikle bukadar basit değildir.Insanda bukadar basit bir varlık değildir.

Bu topic ği açmamın sebebi kesinlikle ama kesinlikle belirli bir fikir empoze etmek ve bir tartışma başlatmak değil bu yazı aracılığı ile konuya benimle aynı açıdan bakan kişiler olup olmadığını tepit etmek ve mümkün olursa bu kişilerinde konu ile ilgili yapacakları yorumlardan faydalanmak ve bir çesit paylaşım başlatmaktır.

Saygı ve Sevgilerimle...




          Yukarıdaki yazıda ifşa edilenlerin kabulü,ilahi adaletin,tecelli mantığını anlamak için yeterli olacaktır diye düşünüyorum.Aksi taktirde gördüğümüz rüyanın içinde barındırdığı;unsurları,figürleri,resimleri,isimleri,vakaları,adil olarak nitelendiremeyeceğimiz için,isyan ve dışlanmışlık anlayışı hakikati algılamamızı perdelemeye ısrarla devam edecektir.

Sevgi ve saygılarımla...
Başlık: Ynt: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: martı - Mayıs 01, 2009, 02:16:05 ös
bu topic açılalı 2 sene olmuş,ben yeni gördüm,ilgimi çeken konular dolayısıyla.Ancak şunu söylemek ve fikirlerine çok değer verdiğim Sn. Mystic'e bir soru sormak istiyorum.Tekamülü ilk varoluş amacımız olarak yorumlamışsınız,ancak bu insanın ilk amacı olmalıdır.Tanrı'nın yaratma amacını nasıl tanımlarsınız,ben bunu merak ediyorum.Doğrusu benim fikrime göre,insan beyni henüz bunu kavrayacak seviyede değil ve algı seviyesi henüz bu konuya kapalıdır ama yanlış da düşünüyor olabilirim,fikirlerinizi merak ediyorum.

Teşekkürler...
Başlık: Ynt: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: martı - Mayıs 05, 2009, 12:25:11 ös
Sanırım Sn.Mystic sorumu görmedi o yüzden,beklemede olduğumu,kendisinin vereceği cevabı gerçekten merak ettiğimi söylemek isterim...
Başlık: Ynt: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Mayıs 05, 2009, 04:09:39 ös
bu topic açılalı 2 sene olmuş,ben yeni gördüm,ilgimi çeken konular dolayısıyla.Ancak şunu söylemek ve fikirlerine çok değer verdiğim Sn. Mystic'e bir soru sormak istiyorum.Tekamülü ilk varoluş amacımız olarak yorumlamışsınız,ancak bu insanın ilk amacı olmalıdır.Tanrı'nın yaratma amacını nasıl tanımlarsınız,ben bunu merak ediyorum.Doğrusu benim fikrime göre,insan beyni henüz bunu kavrayacak seviyede değil ve algı seviyesi henüz bu konuya kapalıdır ama yanlış da düşünüyor olabilirim,fikirlerinizi merak ediyorum.

Teşekkürler...

Sayın Martı,

Bu topic i açtığımda forumda bir harici olarak bulunuyordum hatırlatmanız hoş bir nostalji oldu.Geç yanıtım için lütfen kusuruma bakmayınız.Sorunuza yanıt vermeye çalışacağım;

Tanrı nın ne amaçla yaratma eyleminde bulunduğu sizinde belirttiğiniz üzere bizim algı dışımız olan bir konudur.Spiritüel felsefeye biraz aşina olanlar bilirler ruhsal varlıklarda da bir derecelendirme sistemi vardır.Bu derecelendirme tekamül seviyesi baz alınarak yapılır.Okuduğum kaynaklarda  temas sağlanan en üst düzey varlıklar bile bu soruya yanıt verememişler veya vermemişlerdir.Çünkü algı dişi bir şeyi anlatmak mümkün değildir.Bu bir kediyi karşınıza alıp ona matematik öğretmeye çalışmaya benzer.İmkansızdır.Ancak tekamül yasası gereği insanın öğrenmediği sır kalmayacaktır ancak sırlarında sonu yoktur.

Saygılarımla

Başlık: Ynt: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: martı - Mayıs 05, 2009, 04:18:21 ös
Aynı şekilde bu cevabı o kurulan temaslarda aramıştım okuduğum hiçbir ruhsal celsede bu sorunun cevabını bulamadım ve kafamı da gerçekten kurcalayan bir konuydu.Sonunda ben de bu kararı verdim.Paylaşımınız için tekrar teşekkürler...
Başlık: Ynt: Tanrı,İnaçlar ve insan
Gönderen: ceycet - Haziran 26, 2009, 01:38:00 ös

Birçok spirütüel eserde "Tanrı'nın gizli bir hazine olduğu ve anlaşılmak için evreni yarattığı"şeklinde bir tema vurgulanıyor.Yarattığı evren ve üzeründeki canlı,cansız nesnelerin ise,sadece kendisinin tezahürü,yansıması veya gölgesi olduğu,aslında tek varlığın Tanrı'dan ibaret olduğu tekrarlanıyor.

"Kendinden yükseğe yükselemezsin,O nu kendinden başka yerde arama"tabiri ile de,batıni ekoller,O nun beşerin kalbinde olduğunu,O na ulaşmak için içe dönüp,içindeki nur ile girilen ilişki vesilesiyle tekamülün gerçekleşebileceği iddia ediliyor.

Tekamül,Kundalininin yükselişi,Vicdan O nun sesi,tekamül sürecindeki aşamalar da sekine olarak kabul gördüğünde,bu yaklaşımın mantık çerçevesine oturtularak,kavranılması kolaylaşıyor.


Saygılarımla...