Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: REGIUS - 10  (Okunma sayısı 2369 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 24, 2010, 01:52:34 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



ON BEŞ NOKTA (1)


 Çoğul yasalar. [78]

[78] Regius'ta asıl yazıma sonradan eklenmiş olduğu söylenen ''noktalar'' burada başlamaktadır. "Birinci nokta'' terimi kullanılmamıştır. Nitekim buradaki ''çoğul" sözü de, yasalara ek yapılmış olduğunun bir anlatımıdır.

 Bu toplantıda düzenlendi birçok noktalar [79]
 Büyük efendi ve üstatlardan alındılar,
 Bu zanaatı tanıyıp isteyen girmeyi,
 Hep sevmeli Tanrı'yı ve kutsal kiliseyi, [80]
 Ve bir arada bulunduğu üstadını da,
 Her nereye giderse taşrada ve ormanda,
 Ve diğer kardeşler de seni seveceklerdir,
 Çünkü zanaatın sana bunu getirir.

[79] Gene Kral Athelstan'ın düzenlediği söylenen toplantıya dönülüyor.

[80] Tanrı'nın yanı sıra "Kutsal Kiliseyi sevme'' koşulu, henüz reform evresini görmemiş olan Hıristiyan Dini'nin, yani Katolik İnancı’nın ilkelerindendir.

Sanırım aynı ilke Anglikan mezhebinde de korunmuş. Zaten Anglikan mezhebi Katolik ilkelerinden sadece birkaçını değiştirmişti; Boşanmanın serbest bırakılması, İngiltere kralının aynı zamanda halkın ruhanî lideri olması gibi… Nitekim bu nedenle çağımızdaki Masonluğun 1723 tarihli ilk ve özgün anayasasını değiştirerek 1738 yılında yeni bir yasa ortaya koymuş olan James Anderson, aslında bir Presbiteriyen rahibi oluşuna karşın Anglikan Kilisesi’nin baskısı üzerine bu anayasada masonların yükümlülüklerini ortaya koyarken buna bir de “Kutsal Kilise’yi sevmek” koşumlunu eklemişti.

 İkinci nokta.
 İkinci nokta şudur size anlattığımca,
 Çalışmalı bir mason tüm iş günü boyunca,
 Yapabildiğini içtenlikle becermeye,
 Kutsal gün için nafakasını hak etmeye, [81]
 Ve bu ilkeye uyup dürüstçe çalışmaya,
 Ödülünü tümüyle hak ederek almaya. [82]

[81] "Kutsal gün" denilen, hafta sonu tatili, daha doğrusu Pazar günüdür. Dinsel inançlardan kaynaklanan bir töresel gelenek uyarınca, masonlar pazar günlerinde kesinlikle çalışmazdı; çalışmamaları gerekirdi. Fakat bunun için de, hafta içindeki günler boyunca, canlarını dişlerine takarak çalışmaları öngörülürdü.

[82] Hafta sonu tatilinin hak edilmiş olması gerekirdi. Fakat altı gün çalışmış olan bir işçinin yedinci gün için de çalışmadığı halde ücreti ödendiğinden, o günün anlayışı uyarınca bu bir "hak" değil bir ''ödül'' olarak niteleniyor.

 Üçüncü nokta.
 Üçüncü nokta çırak olanlarla ilgili,
 Ciddi olarak alınıp iyi bilinmeli,
 Sıkı tutmalı öğütlerini üstadının,
 Ve iyi niyetli olarak kalfalarının;
 Kimseye dememeli odanın sırlarını, [83]
 Ne de locada ne yapmakta olduklarını; [84]

[83] "Oda" (Chamber), masonların kuramsal (teorik) eğitim çalışmalarının yapıldığı yer anlamındadır.

[84] Bu aşamaya kadar "loca" sözcüğü hiç kullanılmamıştı. Sözcüğün buradaki kullanımı "mason topluluğu" anlamındadır.

“Mason topluluğu” mu yoksa bir önceki dizede geçen “oda” mı? Çünkü Operatif Masonluk döneminde mason topluluğu kadar gerek tasarım ve planlama gerekse eğitim çalışmalarının yapıldığı Günümüzde “şantiye” diyebileceğimiz o odanın aynı zamanda “loca” olarak anıldığını da biliyoruz. İlgili mason topluluğu ile o oda özdeşleşmiştir. Hani günümüzde herhangi bir dernek ya da bir kurumun genel merkezinin bulunduğu yerin doğrudan o dernek ya da kurumun adıyla anılışı gibi…

 Her ne duyarsan ve yapıldığını görürsen,
 Hiç kimseye söyleme her nereye gidersen;
 Yüce onurunla gizli tut görüşmeleri,
 Salondaki ve hatta kulübedekileri, [85]
 Olmaya ki bundan çok ayıplanma görürsün,
  Ve zanaatı büyük utanca düşürürsün.

[85] Orta Çağ'daki yapıcıların genellikle iki toplantı yeri olurdu. Bunlardan biri bir han, bir taverna ya da buna benzer bir yerdi; "salon" (hall) olarak geçen yer burasıdır. Burada, yönetimsel nitelikli görüşmeler yapılır, sonra da geleneksel olarak bir şölen (agap) düzenlenirdi. Diğer toplantı yeri ise, yapımı yürütülmekte olan binanın hemen bitişiğinde (ya da yakınında), masonların kendi kullanımları için yapmış oldukları "kulübe" (bower) idi. Bu ikincisi, az önce sözü geçmiş olan "oda" ile özdeştir. Burası, çırak derecesindeki yapıcıların eğitimleri için olduğu gibi, günlük tapınım gereksinmeleri için de kullanılırdı. Başka kaynaklarda verilen bilgilere göre; bu kulübeyi nitelemek üzere "mabet" ya da "loca" sözcükleri de kullanılırdı. Nitekim bir benimseyişe göre, Çağdaş Masonluktaki "mabet" sözcüğünün asıl kökeni bu kullanımdan kaynaklanmaktadır.

Bu açıklama bir bakıma benim az önceki eleştirel görüşümü doğruluyor.

 Dördüncü nokta.
 Dördüncü nokta bize de şunu öğretmekte, [86]
 Olmamalı hiç kimse zanaatında sahte;

[86] Regius'taki madde ve noktaların ilk dizeleri aslında hiç önemli değildir. Fakat burada acaba neden "bize" değil de ''bize de" sözü kullanılıyor? ... Buradaki "biz", yapıcılardan (masonlardan) ayrı kişileri mi niteliyor? Eğer öyleyse, bu da yazarın Yapıcılık Zanaatı'ndan olmadığının bir göstergesi sayılır.


 Zanaatta hiç bir yanılgısı olmamalı, [87]
 Fakat bunları gidermesini başarmalı;
 Ne de düşürmeli kendisini önyargısına,
 Ne üstadına karşı, ne de bir kalfasına; [88]
 Ve çırak korku altında kalmış bile olsa, [89]
 Gene de aynıdır bağlı olacağı yasa.

[87] "Yanılgı" (hata) denilince, burada bundan neyin anlaşılması gerektiği pek belli değil... "Zanaatın uygulamalarında yapılan yanlışlık" mı, yoksa "zanaata karşı olan tutumda yanlışlık" mı? İkincisi daha akla yatkın.

O zaman çeviride “yanılgı” sözcüğü değil, “yanlış” kullanılmalı. Burada bir ayrıntısal fark var. Yanılgıya düşmek ya da hata yapmak, bilmeden, farkına varmadan gerçekleşen bir eylemdir. Yanlış yapmak ise, iyisinin ve doğrusunun nasıl olduğu bilinerek gerçekleştirilmiş bir aykırılıktır.

[88] Orta Çağ'da İngilizlerin biraz dik başlı ve sert tutumlu kimseler oldukları bilinir. Burada bir çırak masonun, üstadına ve kalfalarına karşı yumuşak başlı olmaları gerektiği öğütlenmektedir.

[89] Çırak neden korku altında olsun? Bu ancak herhangi bir ters ya da uyumsuz tutumu karşısında çok sert bir şekilde azarlanışından, hatta belki de ağır bir biçimde cezalandırılışından ileri gelir. Kuşkusuz, kendisine çeki düzen vermezse, locadan atılması işten bile değildir
.




Sonrasını izleyecek bölüme bırakıyorum.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
14 Yanıt
7588 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 27, 2012, 02:50:04 ös
Gönderen: BULGARIA
5 Yanıt
5980 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 14, 2012, 10:09:14 ös
Gönderen: NOSAM33
5 Yanıt
4947 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 30, 2012, 08:06:54 öö
Gönderen: ADAM
9 Yanıt
16016 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 27, 2014, 08:08:46 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
3101 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 11, 2012, 11:14:31 öö
Gönderen: ADAM
14 Yanıt
7876 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 17, 2012, 02:50:10 öö
Gönderen: neumann
0 Yanıt
2378 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 17, 2012, 06:59:11 ös
Gönderen: ADAM
5 Yanıt
3994 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 23, 2012, 10:23:40 ös
Gönderen: neumann
3 Yanıt
2964 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 24, 2012, 05:42:53 ös
Gönderen: ADAM
7 Yanıt
5070 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 27, 2012, 05:26:07 ös
Gönderen: karahan