Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Kadınlar ve Özgürlük.......  (Okunma sayısı 20867 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 10, 2011, 07:02:45 öö
Yanıtla #10

Sayin Alsah, konu kadinlar ve ozgurluk evet ama ilk mesaji okursaniz konunun ayni zamanda akp politikalari oldugunu goreceksiniz. Nereden cikti? Orhan Bursali nereden cikardiysa oradan. Orada akp elestirilirken iyi. Sorun benim akpyi savunmam mi ? :)

Ben sadece kendisinin yanlislarini gosterdim. Yazdiklarim konu butunluguyle dogrudan ilgilidir. Tum mesajlari okuyun, benim sadece cevap verdigimi goreceksiniz. Kemalist degilim evet, ama bu Ataturk e saygi sevgi beslemiyorum onun devrimlerini onaylamiyorum dmek degildir. Sadece liberalizmin daha iyi oldugunu dusunuyorum hepsi bu.

saygilar.
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Temmuz 10, 2011, 09:59:28 öö
Yanıtla #11
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 886
  • Cinsiyet: Bay

AKP toplumun kendisine karşı beslediği şüpheden sıyrılamamıştır.(1)

Şüphe ile bakıldığından dolayı herhangi bir eylemine şüpheler ile bağıntı kurarak bakılmasını da normal karşılamanız lazım.
Çünkü şüphe oluşturacak cümle, davranşı ve geçmişi biz yaftalamıyoruz, kendileri yaşadılar, yaşattılar ve açıkça ifade ettiler.

Üç çocuk ısrarı nedir Sayın Başbakan'ın diye düşününce bu ve benzeri yazıların doğal karşılanması gerekir.
Şiddetle karşı çıkmak yerine aynaya bakıp, evet biz bunu hak ediyoruz. Geçmişimiz dolayısı ile bize şüphe ile yaklaşıyorlar denilmesi daha anlamlı olurdu. Şu anda izlenen tavır daha önce, geçmişte, AKP kadrolarının bu şüpheleri haklı çıkaracak hiçbir tavır ve davranış içinde bulunmadıkları, herşeyin tamamen yakıştırma olduğunu iddia eder nitelikte. Ama hayır bu kısmına katıılmıyorum.
Hatta fanatik değil iseniz siz de katılmamalısınız. Bu bir gerçek.

Olabilir, AKP'yi savunuyor, oy veriyor, parti çalışmalarına dahi katılıyor olabilirsiniz.
Eğer haklı şüphelerimizi destekleyecek unsurlar ve hareketler tespit ederseniz o partinin saflarından dönün.
Kendinizi, önceki söylediklerinizi yenin de dönün.
Tanıyabildiğim kadarı ile bunu siz yaparsınız da.
Ama kanunlar ve şartlar öyle değişmiş olabilir ki, geri dönüşü olmayan bir yola çoktan girmiş olabiliriz.

Bunca şüpheli geçmişlere ve eylemlere sahip kişileri barındıran bu partinin işte bu kusuru yüzünden demoktarik adımları atması mümkün değildir.

Bir teknede 4 kişi olsak ve birimiz yirmi kere hırsızlıktan sabıkalı; sahildeki unutulan içi para dolu çantayı almaya giden, faydalı iş yapacağını iddia eden hırsız kıyıya yüzmek için atladığında, bir ikimizin 'hayır dur' demesi antidemokratik değildir.
Çantanın oradan alınması adımını faydasız gördüğümüz için de değildir.
İş doğru, kadro yanlış ve şüphelidir.

O yüzden Sayın Başbakan'ın üç çocuk söylemine şüphe ile bakma hakkını saklı ve haklı görüyorum.
Neden bu adam kıyıya gitmek istiyor. Niyeti ciddi mi? Bile bile lades olmayalım....

Saygı ve Sevgilerimle

1) Evet, oy oranını söyleyeceksiniz belki. Bir başka parti yoktur ki oy vermeyenleri ciddi şüpheler taşısın o parti hakkında.
Ben DYP'ye oy vermedim AKP'ye de vermedim. Ama DYP'ye karşı bir şüphe taşımıyorum. Şüphenin varlığını yok kabul etmek eşittir güneşi balçıkla sıvamak.


Temmuz 10, 2011, 12:03:18 ös
Yanıtla #12
  • Ziyaretçi

Sayın Ozzkan, insanlar neden Akp'ye oy veriyorlar? Bana sorarsanız bu soruyu size
*evdeki musluktan su aksın diye
*elektrikler her gün ortalama 10 kez kesilip elektronik cihazlar bozulmasın diye
*işe ve okula gitmek için otobüse binebilmek için
 vb. Akp, Özal vb. gibi kendilerini bir türlü beğendirmek konusunda başarı sağlayamamış muhafazakar kafa yapılarının hizmet farkı nedeniyle çağdaş addedilen politikacıların ortalığı kıtlık havasına sokmalarından korktuğu için halk onlara oy veriyor. Tabi ki bu havaya bakıp neden bizim gibi çağdaş kafa yapılarına oy vermiyorlar diye  halkın %60'ı aptal deniliyor. Halk aptal değildir her insan sadece kendisini düşündüğü için kaliteli hizmete oy veriyor. Yolsuzluk olmuyor mu bence mutlaka oluyordur fakat tahminen çağdaş kafa yapılıların çalma oranlarıyla karşılaştırırsak yüzde 1 hizmete gidiyorken bunların yaptığı hizmete bakarak yüzde 1 ini çaldıklarını tahmin ediyorum. Ve bir zamanlar çalabildikleri %99 un mahrumiyetinden dolayı çağdaşların depresyona girmeleri de doğaldır.

Benim şahsi kanaatim Akp hakikaten de iyi çalışıyor. Fakat ben Chp'nin güçlenmesini arzuluyorum. Çünkü hırsızın evini kimse soyamaz diye bir kaba tabir vardır. Chp güçlü olmaz ise Akp çalışmaz ve çalma oranı da artış gösterir.

Saygılarımla.


« Son Düzenleme: Temmuz 10, 2011, 12:10:39 ös Gönderen: Masor1976 »


Temmuz 10, 2011, 12:28:06 ös
Yanıtla #13

Kimse kimsenin bir parti hakkında ne düşündüğüne "şiddetle" karşı çıkmıyor. (Gerçi ben bu forumda onlarca kez Akp'li olduğum için hakarete maruz kaldım. Başka bir partilinin maruz kalmadığı kadar. ;) )

Akp hakkında şüpheleriniz olabilir. Ben buna bir şey demiyorum.

Ben, Akp hakkındaki şüpheleri ilgisiz söylemlerle yamamaya kalkışmanın mantıksız olduğunu ilan ediyorum sadece.

3 çocuk istemenin, gericilik yapmak olduğunu iddia eden bir yazar var. Arap baharının, sekülerleşen halk tarafından yazıldığını iddia eden bir yazar var.

Yazdıklarım yukarıda bellidir. Ben Akp'den şüphe edemezsiniz, böyle şey olmaz demiyorum. Sadece şüphelere temel olan olgularla, şüphenin arasında bir bağlantı olmadığını söylüyorum. Bunları yanlış temele oturtulmuş bir paranoya olarak görüyorum. Kabul edersiniz veya etmezsiniz. Bu benim için çok önemli değil. Ama ne arap baharının arkasında sekülerizm motivasyonlu az doğurganlık vardır, ne de Türk nüfusunun Kürt nüfusuna göre yavaşladığını görerek 3 çocuk istemek gericiliktir. Benim demiş olduğum ve diyeceğim şey bu başlık için sadece bunlardır. Genel politika konuşmak istemiyorum. Başlığı değil.

Saygılar
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Temmuz 10, 2011, 12:38:41 ös
Yanıtla #14
  • Ziyaretçi

3 çocuk yapmanın gericiliği ve Akp politikaları konu başlığıyla alakasız oldu fakat Avrupa görmemiş biri olarak bu yaklaşımım yanlış da olacak. Fakat Antalya'da masörlük yaparken; genelde  sadece fransız ailelerinin geldiği bir tatil köyünde masaj yaparken fransız misafirlerde şu dikkatimi çekmişti. Baba bebek arabasını itiyor, hamile bir anne ufak bir çocuğun elinden tutmuş sahile doğru yürüyorlar. Genel tablo buydu. Merak edip oradaki çalışanlara sorduğumda ailelerin 3 çocuk yapmak için yarıştıklarını, minimum 3 çocuk yapan ailelere her çocuk için 500 euro maaş verdiğini izah etmişti.

Ayrıca masaj yaptıran ve en az 3 çocuk doğuran ennelerin vucutlarının çok sağlıklı olması dikkatimi çekmişti. Genelde çok doğum yapan kadınların özellikle karın bölgesi çok kötü görünüyor. Fransızcam olmadığı için bunun sırrını sorma şansım olmadı fakat fazla doğum yapmanın kadın vücudunun güzelliğini deforme etmediğine şahit oldum.

Aklıma geldiği için paylaşmak istedim.

Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Temmuz 10, 2011, 12:46:17 ös Gönderen: Masor1976 »


Temmuz 10, 2011, 02:44:15 ös
Yanıtla #15
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 667
  • Cinsiyet: Bay

Kadınlara özgürlük verilsin mi verilmesin mi?

Sanırım Nefertiti dönemlerinde dünyaya kadın hakimmiş.'' Belki daha eski yıllarda '' demek doğru olacak. Kısaca kadının hakim olduğu dünya,bir dönem oldu. Fakat kadınlar ne yaptılarsa artık, özellikle tek tanrılı dinlere geçildiğinde ''Tanrı erkektir'' denilip kadının elinden hakimiyet alındı. Bildiğiniz gibi elçilerinde erkek olması kadının hükümdarlığına son verdi. Çeşitli kaynaklarda yazılanlara göre kadınlardan o kadar korkulmuş ki doğan kız çocukları bile diri diri gömülür olmuş. Örneğin erkeğe ''cadı'' denmez kadına ''cadı'' denir. Bu sebebepleri topladığımızda kadınla ilgili çok çarpıcı tarih içinde gerçekleri göre biliriz. Kısaltarak yazıyorum, her bir cümlemi paragraf yapabilirim.
Toparlarsam, Kadının egemenliğine son vermişken binlerce yıl sonra, giderek kadın egemen toplum haline dönüşüyoruz... Eski insanlardan aldığımız tecrübeler ışığında haraket edersek '' Kadının aklını boşbırakmaya gelmez '' diyebiliriz.
Dünya ilk dönemlerinde kadın erkin di, sonra erkek egemen oldu, kısa bir dönem çocuk erkin toplumu yaşadık, buradan tekrar kadının egemen olduğu bir dünyaya geçiş yapılıyor. Cadılar hortluyor :).
Sayın popperist,sanırım askersiniz ve genç yaşdasınız, dolayısıyla kadınların ne denli tehlikeli olduğunu henüz farkedememiş olabilirsiniz. Bakın bir kadın beni 14 yıl kandırabildi. Hem de beni... Sayın popperist kadınları birazdaha gözlemlemenizi tavsiye ediyorum. Ondan sonra espiri mi yapıyorum?, nazire mi yapıyorum? tartışırız...
« Son Düzenleme: Temmuz 10, 2011, 02:48:06 ös Gönderen: Hacamat »
Saygılarımla


Temmuz 10, 2011, 04:13:12 ös
Yanıtla #16
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay

 
 Sayın Hacamat'ın yazdıklarına bakıyorumda... Tebessüm etmekten başka bir şey gelmiyor elimden. Şu ondört yıl kandırılma mevzuu...Ne garip... Sayın Hacamat'tan ilk duyduğumda onun adına çok üzülmüştüm. Hala da öyle. Keşke böyle bir olayı hiç yaşamasaydı...Fakat bunu yaşamış olmanın kendisini daha dikkatli ve sağlam yaptığını düşünüyor... İşte ben tam da bura da tebessüm ediyorum... Çünkü ( bütün kalbimle olmamasını isterim ) , bırakın ondört yılı, bir yirmidört yıl daha bu şekil de geçirebilir... Çünkü ''dünyada ki yalanların en tatlısıdır aşk'' ( alıntıdır).

 Sayın popperist'e kadınları biraz daha tanımasını salık veriyor... Ben de bunun imkansız olduğunu iddaa ediyorum. Kadınları tanımaya çalışmak nafile bir çaba gibi geliyor. Oysa kişinin kendini tanımaya yönelmesi ve enerjisini bu yönde kullanması daha makul ve daha mantıklı. Çünkü '' ben olmadan, biz diye birşey olamaz''.

 Kadınları tanımak mı? Yanılmıyorsam Freud' un ölmeden önceki son sözleri şunlarmış: '' Bütün ömrümü insanların neyi neden yaptıklarını araştırmakla geçirdim, fakat şu soru hala bütün bilinmezliğiyle karşımda duruyor: Kadınlar ne ister? ''

 Erkek veya kadın farketmez, kişi önce kendini bilecek...Bulacak.

 En içten sevgi ve saygılarımla.
enelsır


Temmuz 11, 2011, 12:37:51 öö
Yanıtla #17
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

      Sayın popperist, ben her hangi bir siyasi parti adını telafuz etmedim. Sayın Orhan Bursalı'nın yazısını kastederek yaşadığımız gerçekle çelişkili olduğunu belirttim. Sanırım çelişkinin ne olduğunu siz de fark etmişsinizdir.
       Diğer taraftan,  Kemalist olmadığınızı  ama devrimlerini takdir ettiğinizi bildiriyorsunuz. Doğrusu bu durumdan pek memnun oldyğumu söyleyemeyeceğim ama her şeye rağmen takdir etmeniz  en azından kadirşinaslıktır diye düşünüyorum. Zira , günümüzde bırakın takdir etmeyi Mustafa Kemal'in adını dahi duymaya tahammülü bulunmayan sözde aydınlar var. Şu kadarını söyleyebilirim ki, bu günkü varlığınız Mustafa Kemal'in eseridir. Size önerim O'nun "Türk Gençliğine Hitabı"nı sindire sindire okumanızdır. Mustafa Kemal zamanındaki Türki'ye ile bu günkü Türkiye'yi zamanı gelince kıyaslama yoluyla tartışabiliriz , bu ayrı bir konu.
Bir de  Arap baharı diye bir şeyden bahsediyorsunuz. Göreceğiz bakalım neler olacak. Siz  Tunus'ta , Yemen'de , Mısır'da olanları, Suriye'de olacakları bahar olarak mı görüyorsunuz?. Ve ne yazık ki, bu kadarla da kalmayacak, çok yakında çevremizde ve ülkemiz deki oluşumları da göreceğiz.
       Siz mensubu olduğunuz parti için tabiiki iyi şeyler düşünebilirsiniz. Benim zorum o veya bu parti değil,  Ülkem ve Ülkem insanı. Ben Ülkemi ulu önder Mustafa Kemal'in dediği gibi " Muassır medeniyetler seviyesinde " , Ülkem insanlarını da çağa yakışan bir yaşam içinde görmek isterim.
       Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Temmuz 11, 2011, 01:17:14 öö
Yanıtla #18
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

       Sayın Hacamat, ben de sayın enelsır gibi düşünüyorum. Yanlız tebessüm edemiyor üzülüyorum (Her ne kadar sayın enelsır bunun gerekçesini çok iyi açıklamış olsa bile). Muhakemem,  kadın olsun erkek olsun " İHANET"e asla izin vermiyor. Bilemiyorum. Bu da benim zaafım  herhalde. Ne diyeyim senin canın sağ olsun. Bunda da bir hayır ara.
      Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Temmuz 11, 2011, 01:34:50 öö
Yanıtla #19
  • Ziyaretçi

Sayın Alşah haklı. İnsanlar genelde 1. katın penceresinden bakıyor fakat Atatürk gibi şahıslar yüzlerce kat yukarıdan bakıyor. Derinden inceleyen her antikemalist, Atatürk'e hak vermek zorunda kalacaktır. Bu nedenle Atatürk'ü koruma kanunun kalkmalı ve Atatürk özgürce araştırılabilmelidir diye düşünüyorum. Bu şekilde Atatürk'ü ilahlaştıran ve lanetleyen aşırı gruplar yok olacaktır.

Gerçi Allah bilir geleceği fakat sayın Alşah'ın korkularına ben de katılıyorum yani çevre ülkelerde çok ciddi anlamda kan gövdeyi götürecek gibi duruyor. Fakat tam tersi de olabilir. Ciddi bir barış ve refah rüzgarı da doğabilir.

Sayın Hacamat'a katılmıyorum dersem yalan olur fakat para için erkeklerin de yapamayacağı şey yok. Yani sadece kadınlara faturayı kesmek çok doğru değil bence İnsanoğlu kadın olsun erkek olsun karşısındaki insanı sömürebiliyorsa genelde elinden geldiğince sömürür. Hatta örneğin aklı tam oturmamış bebekler bile anneyi sömürebilmek için ağlama silahını kullanırlar.

Sayın Alşahın ihanet yaklaşımı da çok doğru değil. Hiç kimse aldatılmak istemiyor fakat her ne hikmetse çok az insan hariç her kez aldatıyor..

Saygılarımla....


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
4 Yanıt
4265 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 06, 2013, 03:25:50 öö
Gönderen: Melina
Kadınlar ne ister?

Başlatan blossom « 1 2 » Diger Konular

19 Yanıt
8897 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 14, 2016, 02:48:21 öö
Gönderen: night manager
2 Yanıt
3063 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 27, 2008, 07:49:27 ös
Gönderen: Supeluta
0 Yanıt
2597 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 21, 2011, 10:48:54 öö
Gönderen: oasis
90 Yanıt
37869 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 30, 2015, 06:44:46 ös
Gönderen: ADAM
25 Yanıt
11475 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 06, 2014, 08:12:45 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2759 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 25, 2014, 08:45:05 öö
Gönderen: ADAM
21 Yanıt
10260 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 01, 2014, 06:15:12 ös
Gönderen: ADAM
19 Yanıt
9084 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 07, 2014, 10:50:09 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
3295 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 14, 2014, 07:51:22 öö
Gönderen: ADAM