Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Charles Darwin  (Okunma sayısı 48534 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Haziran 08, 2011, 10:33:50 ös
Yanıtla #40
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

Sayın üyeler bence bira kör dövüşü yapıyorsunuz sanki. Bir bilimsel düşünceyi gerçek yapan geniş halk kitleleri tarafından anlaşılabilir olması değil bizzatihi gerçek olasıdır. Bugün Dünya üzerindeki insanların çoğunluğuna Einstein ve Darwin'i  sorsanız az veya çok tanır. Peki görelilik teorisi nedir derseniz yine birşeyler söyler ancak gerçekte görelilik teorisini anlayabilen kim vardır Dünya'da. Mümkün değil bunu ben değil Richard p Feynman (Nobel ödüllü fizikçi) söylüyor. Görelilik teorisini Dünya'da 3 kişinin anladığını kuantumu ise kendisi dahil hiçkimsenin anlayamadığını esprili bir dille söylüyor. Evrim teorisine gelecek olursak Darwin evrimden bahseden ilk kişi değildir hata dedesi Erasmus Darwin de evrim kitabı yazmıştır. Ancan Charles Darwin'in diğerlerinden farkı gözleme, fosillere ve bilimsel temellere dayalı bir teoriyi uzun yıllar yayınlamaktan çekinerek ortaya koymuştur.
Belki de Wallace'ta aynı sonuçlara ulaşmasaydı yayınlamakta acele etmeyecek belki gelecek kuşaklar onun ölümünden sonra yazdıklarıyla yetineceklerdi.

Charles darwin 5 yıl süren gemi yolculuğuna çıkarken resmi bir görevi yoktur. Çünkü o zamanlarda gemi doktorları bu işi yapıyorlardı Ayrıca Darwin'in biyoloji vaya benzeri bir bilimle ilgili bir diploması yoktur. Kendisi rahiptir. Burada gezinin detaylarına giremeyeceğim ama gemi doktoru onları Güney Amerika'da terkedince Darwin onun yerine getirilmiştir. Bu gezide Darwin incil de yaılanları ispatlamak için bu geziye katılmıştır. Bir başka anlatımla Darwin henüz agnostik değildir hatta İngiltere'ye dönene kadar hiç şüphe duymamıştır. Burada topladığı örneklere İngiltere'ye yollayarak bilim adamları ile bunları paylaşmıştır. Gezi bittikten sonra 1859 yılına kadar gezi notlarını düzenlemiş ilk anlarda dikkatini çekmeyen bazı durumlar sonradan türlerin nasıl çoğaldığı ve farklılaştı konusunda onda yeni fikirler doğurdu.
Mendel ile Darwin aynı dönemde yaşamışlardır. Ancak Darwin ne yazıkki onun kalıtım ile ilgili makalesini okumamıştır. Çünkü kendisi de bireylere (türlere) ait özelliklerin yeni nesillere nasıl aktarıldığını bilememenin sıkıntısını yaşamıştır.

Darwin sayısız makale yazmıştır. Sonradan öngördüklerinin bir kısmı gelişen bilgi ve teknoloji ile birlikte revize edilmiştir. Bilim  ve din üzerine etkisi büyüktür. Biyoloji, bilim tarihi ve jeoloji okumayanların teorisini anlaması mümkün değildir. Anlamış gibi yapabilirsiniz. Yapabiliriz. Evrim ispatlanmıştır. Mikro düzeyde Makro düzeyde. Sıçramalı, sıçraması ne derseniz deyin. Maymun ve insanı işin içine karıştırın.

Bilim artık dogmatik düşünceden sıyrılmıştır. Bunu Darwin yıkmıştır, Kepler yıkmıştır ve diğerleri.

Bu konu foruma sığmayacak kadar geniş.

Herkese saygılar sunarım.
Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Haziran 08, 2011, 11:06:10 ös
Yanıtla #41
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 667
  • Cinsiyet: Bay

''Komplo teorisi'' kurasım geldi.
 sayın asimov, yazınızı okuduğumdan sebep
 Hiç bir bilgi öne sürmeden, (Darwin teorisi ) konu hakkında formda yazanların bu teoriyi savunuyor olmaları bana zorla komplo teorisi ürttirdi. ''İnsaf'' diyorum. Başka bir şey demiyorum.
''Ee'' Diyorum ''Darwin teorisini bir anlatın'' diyorum.  ''Yoo anlatamayız, bu forum a sığmaz taşar'' diyorsunuz bu ne şimdi?
Bilim, önceden dogmatik düşüncelere mi sahipti? hem ne alaka... yine ''insaf''
''Darwin sayısız makale yazmış'',  eee, mesela en çarpıcı bir örnek verin makaladen. ''Yok ,veremeyiz taşar''
nerdeyse her sorulara şöyle yanıt vereceksiniz.  ''Hiç, öyle işte'',peki bu niye öyle? ''Hiç ,öyle işte'' şu niye böyle '' Hiç ,öyle işte
Allahtan, aralara ''bilim'' falan yazıyorsunuzda içi dolu gözüküyor okunduğunda.
Komplo teorimide şimdi buraya yazmıyım. Forumdan taşar.
« Son Düzenleme: Haziran 08, 2011, 11:10:58 ös Gönderen: Hacamat »
Saygılarımla


Haziran 08, 2011, 11:13:28 ös
Yanıtla #42

Sn. Hacamat,

Sadece sizin bildiğiiz bilgi nedir siz paylaştınız mı? Bebekler doğunca ağlar dışında... Ki ağlamaz! O eylemin adı ağlamak değildir. Nefes alırken çıkan sestir. Istakozlar da haşlanırken ağlamaz... O ses kabukların arasında dolaşan buhardan gelir. Ayrıca timsahlar da ağlamaz... Önce ağlamak nedir bir öğrenin.

Peki bu sesin 3 milyon yıl önce de çıktığına emin misiniz? Eminseniz nasıl? Yoksa sadece size satışı yapılan son derece bilimsel bir dergide mi okudunuz?

Biraz ciddiyet lütfen artık...
« Son Düzenleme: Haziran 08, 2011, 11:15:44 ös Gönderen: Mustafa Kemal »
Bir kavramın tarihini bilmediğiniz sürece
Kavramın kendisini idrak edemezsiniz


Haziran 08, 2011, 11:27:19 ös
Yanıtla #43
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Hacamat kusura bakmayın ama yazınızdaki  seviyeyi çok düşük buldum. Ayrıca yazdıklarım şahsınıza yönelik değil. Niye bilim falan yazıyorsunuz içi dolu gözüküyor okunduğunda diye hakaret ediyorsunuz. Sizin uzmanlık alanınız nedir bilemiyorum ancak burada bir bilim dalı size öğretilecek değil herhalde. Buna zaman ve imkan yok. Lütfen iyi niyetli yazın.
Sayısı makalesi makalesi var yazmışsınız kaynak gösterebilir misiniz? diye bende size yanıt yazayım. Benim zaten amacım bu değil lütfen kibarlığı elden bırakmayınız. Bi zahmet kitap okuyunuz.

Çok merak ettiyseniz Charles Darwin'in makale listesini Haluk Ertan'ın Biyolojik Evrim Kuramının arkasındaki yaşam Charles Darwin adlı kitabında sayfa 263-302 arasında bulabilirsiniz.

Saygılar...
Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Haziran 08, 2011, 11:31:26 ös
Yanıtla #44
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 667
  • Cinsiyet: Bay

(Bebekler doğum esnasında ağlar)Böyle bir yazı, teoriyi çürütme adına okumadım. Hele dediğiniz nitelikteki kitapları hiç almadım. Elime geçersede mangalı tutuşturmak için kullanırdım heralde., eğer daha önce bu yazılmışsa bana yakışmamış, Ozaman misalleri çoğaltırım, gerçi çok örneklerle,misallerle bu başlıkta anlattım demek okunmamış.
Evrimin denildiği gibi ''tür değiştirme'' boyutunda olduğunu düşünmüyorum. Neden düşünmediğimi bir çok örneklerle belirttim. Hiç bir yerde bu örneklemelerin ''ö'' sünü bulamazsınız.
Bebek ağlaması, başka kişilerce kullanıldığından uzatmak istemiyorum, fakat yetişkin kişi bile nefes alırken duyulmuyorda minnacık bebek, resmen çığlık atıyor ve siz buna ''nefes alırken çıkardığı ses'' diyorsunuz. İlginç
Daha konu savunucularından, bir bilgi kırıntısı ortaya konulmadı.Ben, beşe - tekim, benden bilgi istiyorsunuz. Hele siz bir açıklayın, ben peşinden gelirim.
Saygılarımla


Haziran 08, 2011, 11:41:03 ös
Yanıtla #45
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 667
  • Cinsiyet: Bay

Sayın asimov, ben size hakaret etmedim. ''yazıların içini doldurun'' demenin nesi hakaret, sizde gerçekte, hakaret oalrak algıladığınızı düşünmüyorum. Sizin nasıl zamanınız yok yazamıyorsunuz konu hakkunda bilgileri. Benimde zamanım yok yazarken inceltmeye. Seri yazıyorum... yanlış anlaşıldıysam özür dilerim.
Saygılarımla


Haziran 08, 2011, 11:42:24 ös
Yanıtla #46
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 236
  • Cinsiyet: Bayan

Kişisel  tartışmaları  kimin haklı kimin haksız kimin  neyi  anladığını bir kenara bırakırsak genom projesi ve  olabilecek sonuçları  üzerinde düşünmek  daha faydalı  olacaktır kanaatindeyim.

Genom Projesi

Genetik bilimciler için heyecan verici günlerin yaşandığı bir dönemde bulunmaktayız. Bunun en önemli nedeni kuşkusuz İnsan genom Projesinin tamamlanmasına tanık olmamızdır. DOE (Amerikan Enerji Dairesi) ve NIH (Ulusal Sağlık Örgütü) gibi Amerikan kurumları tarafından resmi olarak 1990’da başlatılan projeye bu kurumların dışında çeşitli ülkeler (Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Danimarka, Fransa, Almanya, İngiltere, İsrail, İtalya, Japonya, Hollanda, Kore, Meksika, Rusya, İsveç) ve Celera, IBM, Compaq, Dupond gibi firmalar da katılmış ve ortalama yılda 200 milyon dolarlık bir bütçe ile desteklenmiştir.
İnsan Genom Projesi 100.000 olduğu tahmin edilen insan genlerinin yapılarının, genomdaki yerlerinin ve fonksiyonlarının anlaşılabilmesi için insan genomunu oluşturan 3 milyar bazın diziliminin belirlenmesi için başlatılmıştır. Bu proje ile gerçekleştirilmek istenen temel hedefler insan genomunun ayrıntılı analizinin yapılmasının yanısıra;
Çeşitli model organizmaların (Drosophila melanogaster - meyva sineği, Caenorbabditis elegans - bir nematod, Escherichia coli - bakteri, Saccharomyces cerevisiae- maya, Arabidopsis thaliana - tere bitkisi) genetik haritalarının ve nükleotid diziliminin yapılması,
4000’den fazla genetik hastalığın moleküler temelinin anlaşılması ve tedavisi,
Genom bilgilerinin toplanması ve dağıtımı,
Konunun etik, yasal, ve sosyal yanlarının ortaya konması ve gerekli tedbirlerin alınması,
Genom haritalamaları için gerekli teknolojinin geliştirilmesi ve transferi olarak belirlenmiştir.
Projenin gelişim süreci içinde, 22. insan kromozomunun haritalanmasının Aralık 1999’da, Drosophila melanogaster’in Mart 2000’de, Nisan 2000’de 5., 16.,19. ve Mayıs 2000’de 21. insan kromozomlarının haritalanmasının tamamlanması izlemiştir. Haziran 2000’de dönemin ABD başkanı Clinton’un insan genom haritasının %90’ından fazlasının tamamlandığını duyurmasını takiben içinde yaşadığımız günlerde, planlandığından iki yıl önce insan genomunun kaba haritasının tamamen yapıldığı açıklanmıştır. Böylece insanın saç renginden, boy uzunluğuna, çeşitli hastalıklara yatkınlığından, zeka düzeyine kadar tüm özelliklerinin şifresini taşıyan kalıtsal materyalindeki (DNA) genetik bilginin temelini oluşturan nükleotidlerinin dizilimi belirlenmiştir. Bu temel bilginin ortaya konulmasını takiben tamamlanacak aşamalar şöyle sıralanabilir:
1) İnsan genomundaki bireysel farklılıkların bulunması: Elde edilen veriler DNA bilgisinin %99’undan fazlasının tüm insanlar için ortak olduğunu ortaya koymuştur. DNA’nın nükleotid dizilimindeki çeşitliliğin belirlenmesi ile bireyler arasındaki farklılıklar, kanser, diyabet, çeşitli dolaşım ve mental hastalıklar gibi birden fazla genin etkili olduğu hastalıkların genetik temelleri anlaşılabilecektir.
2) Halihazırda DNA tanısı yapılabilen Alzheimer, Kistik fibroziz, Duchenne kas erimesi, hemofili, fenilketonüri, orak hücre anemisi, Akdeniz anemisi, çeşitli kanser türleri (meme, kolon, ovaryum) gibi hastalıklara ilaveten 4000’den fazla olduğu düşünülen genetik hastalığın tanısı için test sistemlerinin oluşturulması.
3) Haritalanan genlerin fonksiyonlarının anlaşılabilmesi: Kullanılmaya başlanmış olan DNA çipleri yoluyla gen ürünlerinden (mRNA, proteinler) yararlanarak genomda fonksiyonu bilinmeyen gen dizilerine fonksiyon bulunmasına olanak veren mikrodizilim (microarray) teknolojisinin hız kazanması.
4) Farklı canlı grupları arasında genomun nükleotid diziliminin karşılaştırılması: İnsanda gen ve gen karşılığı olmayan DNA dizilerinin anlaşılması için farklı canlı gruplarının genom haritalarının karşılaştırılmasından yararlanılır. Ayrıca farklı türlerin gen ve gen olmayan dizilerinin karşılaştırılması evolüsyon çalışmalarında da türlerin evrimi açısından son derece belirleyici olacaktır.
5) Genom bilgisinden yararlanarak kişiye özel ilaç geliştirilmesi, hastalık yatkınlığının ve ilaçlara olan duyarlılığının belirlenmesi.
6) Elde edilen genom bilgilerinin kötü amaçlar için kullanılması, ayrımcılığa neden olmaması için etik, sosyal ve yasal düzenlemelerin oluşturulması.
7) Genom karşılaştırılması ve genlerin fonksiyonlarının anlaşılması çalışmaları için etkin bilgi ağlarının (biyoinformatik) kurulması.
Bu projeden ortaya çıkan teknolojilerin ve bilgilerin, özel sektöre lisansla transfer edilerek, biyoteknoloji endüstrisinin gelişmesini hızlandırmada, yeni ve orijinal tıbbî uygulamaların kullanıma geçirilmesinde alt yapı olacağı tahmin edilmektedir. Projeyi Amerika Birleşik Devletleri adına yürüten kurum, Milli Sağlık Enstitüsü İnsan Genomu Araştırma Enstitüsü'dür.

Bu projenin tamamlanmasıyla ortaya çıkması muhtemel faydalar
Moleküler Tıpta
5.000 kadar olduğu bilinen genetik hastalıkların teşhisinde oldukça yüksek seviyelerde iyileşmelere yol açılabilecek, genetik bakımdan belli hastalıklara meyilli olanların daha erken safhada tespiti mümkün hâle gelebilecektir.
Daha hususî ve yan tesirleri az olan, hedefe yönlenmiş ilâç üretimi mümkün hâle gelecek, gen tedavisi bir çok hastalık için kullanılabilir hâle gelecektir.
Her biri başlı başına birer sanat eseri olan bakteri, mantar, tek hücreli hayvanlar gibi mikroorganizmaların genomlarının deşifre edilmesiyle, yeni alternatif biyoyakıt kaynakları keşfedilebilecektir. Çevredeki kirleticileri belirlemek için genom dizi tayinleri tam olarak tespit edilmiş model mikroorganizmaların genomları değiştirilerek, çevre kirliliğini gösteren ikaz lâmbaları olarak kullanılabilecektir. Toksik (zehirli) atıkların, genetik yapısı, hususî olarak plânlanıp dizilmiş mikroorganizmalar tarafından; emniyetli, ucuz ve hızlı bir şekilde temizlenebilecektir. Biyolojik ve kimyevî silahlara karşı mikroorganizmaların kullanılması söz konusu olabilecektir.
Doku ve organ nakillerinde, doku uygunluğunun tespit edilmesinde iyileşmeler sağlanacaktır. Tahılların, sebze ve meyvelerin, evcil hayvanların, soyağaçlarını çıkarmada ve iyi vasıflara sahip damızlık fertleri belirlemede kullanışlı yeni usûller ortaya konulacaktır. Yenilen gıdaların kalitesini belirlemede de yine bu genom bilgisinden istifade edilebilecektir.
Risk değerlendirmesine katkı
Düşük dozda radyasyona maruz kalmanın ve gıdalarda kansere sebep olan kimyevî toksinlerin insan sağlığına olan mutasyon yapıcı tesirlerini değerlendirmede gelişmeler sağlanacaktır. Ayrıca nesilden nesile geçen (kalıtılabilir) mutasyonların ebeveynlerden yavrulara geçme riskini azaltmak mümkün hâle gelecektir.
Biyoarkeoloji, ve İnsan Göçleri konusunda yapılan çalışmalara faydası
Değişik sülâlelerin cinsiyet hücrelerindeki mutasyonları takip ederek soy ağacı kütükleri daha sağlıklı şekilde yapılabilecektir. Mitokondrilerin DNA'larındaki belli gen gruplarının dağılım desenlerini esas alarak, insan ve hayvan topluluklarının ilk yaratıldıkları odak noktaları ve tarih içindeki göçlerini araştırma çalışmaları ciddi şekilde çözüme yaklaşabilecektir. İnsanın soyağacını çıkarmada erkeklerdeki Y kromozomunda bulunan mutasyonların veya tek nükleotid değişimine bağlı çeşitleri incelemek de mümkün hâle gelecektir.
Adlî tıpta kullanılması
Her türlü cinayetlerde ve adlî vakalarda, failin geride bıraktığı hücre örneklerinden, herkesin kendine has olarak yaratılmış DNA programını kullanarak gerçek suçluyu belirleme imkânında büyük ilerlemeler olacaktır. Analık-babalık, velâyet ve miras davalarındaki ihtilafların çözümünde inkârı mümkün olmayan sağlam deliller ortaya konulacağı için, büyük kolaylıklar yaşanacaktır.
Hayvancılık, ziraat ve biyo-endüstri sahasında yapacağı katkılar
Hastalıklara, zararlı böceklere, kuraklığa ve tuzluluğa dirençli bitki türleri geliştirmek.
Daha sağlıklı, daha verimli ve hastalıklara dirençli çiftlik hayvanları elde etmek.
Gıda değeri yüksek sebze, meyve ve süt üretmek.
Ziraî zararlılara karşı, seçilmiş model organizmalara biyopestisid (tabiî böcek öldürücüler) ürettirerek, tabiatı zehirlemeden mücadele etmek.
Bugün yenilmeyen değişik sebze ve meyvelere müdahale edilerek, onları da insanlık için yenilebilir bitkiler hâline getirmek.
Koyun ve inek gibi, hayvanların süt miktarı artırılabileceği gibi, etlerinin ve yünlerinin hususiyetleri değiştirilebilir. Çevre temizliğinde kullanılacak şekilde, çeşitli bitkileri genetik olarak değiştirmek mümkün olabilir; havayı, suyu ve toprağı, dolayısıyla gıdaları kirletebilen bakteri ve diğer organizmaların erken dönemde daha sağlıklı şekilde tespiti mümkün hâle gelebilir.
Bütün bu beklenen faydaların ortaya çıkması, büyük bir ekonomik faaliyet alanının ve endüstrinin doğmasıyla mümkün olduğundan, bundan böyle 21. yüzyılın kritik teknolojisi, demir ve metale bağlı gri teknolojiler değil, canlıların genom bilgisini kullanmaya bağlı model organizmaların, birer fabrika olarak kullanılacağı gen teknolojileri olacak denilebilir.
Kaynak:
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü Biyoteknoloji ve Genetik Mühendisliği, Araştırma ve Uygulama Merkezi



Saygılarımla
AquA
Quoddam ubiquae, Quoddam semper, Quoddam ab omnibus, creditum est!


Haziran 08, 2011, 11:54:53 ös
Yanıtla #47
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay


 Bir de bu konunun hangi tarafıyla tartışıldığını düşünelim isterseniz. Şimdi elimizde bir teori var. Adı üstünde teori ( her ne kadar benim için bir teorinin ötesinde olsa da). Yanlış anlaşılmamak için baştan söyleyeyim: bu teorinin doğruluğuna inanıyorum. Fakat bu iletiyi yazışım onu savunmak adına değil ( teori kendi savunmasını kendi yapıyor). Ben başka bir tarafıyla ele almak isterim.

 Evet bu bir teori, doğal olarak karşı çıkanlar , kabul etmeyenler var. Saygı duyarım. Fakat konunun hangi yönüyle ele alındığı tartışmayı netleştirir ve güzelleştirir. Mesela karşı çıkanlar neden karşı çıkıyor? Bu karşı çıkış din temelli bir karşı çıkış mı? Bu teoriyi Tanrı varlığına inaçları sebebiyle ve bu inancın karşısında gördükleri için mi karşı çıkıyorlar? Sebebi buysa bence rahat olsunlar. Çünkü bu teori bırakın Tanrıyı yok saymayı , bizzat kanıtlar bile ( bi dakka! bi dakka! bana göre öyle). Bu konu da çok şey yazabilirim ancak forumumuzun üyelerinden sayın Popperist bu konu da o kadar güzel bir yazı yazmıştı ki, altına imzamı atmak bana yetiyor. Dileyen okuyabilir.  http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=7525.0.

 Yok eğer bu karşı çıkış bilimsel temelli bir karşı çıkışsa o hal de bunu bilimsel verilerle ortaya koymalılar... Bekliyoruz.

 Saygılarımla.
enelsır


Haziran 09, 2011, 12:06:15 öö
Yanıtla #48

Sn. enelsır,

Bilimsel tabi, ama o bilimi henüz sadece 1 kişi biliyor :)
Bir kavramın tarihini bilmediğiniz sürece
Kavramın kendisini idrak edemezsiniz


Haziran 09, 2011, 12:09:33 öö
Yanıtla #49
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

"Bilim, önceden dogmatik düşüncelere mi sahipti? hem ne alaka"
son bir şey daha yazayım başka bir şey yazamayacağım. Sayın Hacamat'ın  bu söz bence çok önemli çünkü 17. VE 18. yy'da doğa bilimleri ile uğraşanlar ki o zamanlarda sistemetik bir bilimden söz edemiyoruz  hep din adamlarıydı yani rahiplerdi. Bunun anlamı doğa olaylarının açıklanması ve doğrulanması için İncil deki hikayeler ve doğru kabul edilenler kullanılıyordu. Eğer incile uymuyorsa bu sakıncalıydı. Önceki yazımda da belirttiğim gibi Darwin'de bir din adamıydı yani diploması bu şekilde. Ancak bir ayrıntı vereyim kendisi bunu bir meslek olarak seçmek için değil de diploma almak için tercih etmiştir. Öncesinde tıp okumuş ancak yarıda kesmiştir. Kopernik'te bir din adamıydı. Güneş merkezli evren modelini öngören kitabını yaşarken bastırmaya cesaret edemedi. Tabi ki bilim dinin tekelindeydi. Yeryüzü şekillerinin oluşumu Tufan ile açıklanıyordu. Canlıların kusursuz bir şekilde bir defada yaratıldığı ve hiç değişmediği düşünülüyordu. Darwin seyahati sırasında Sili depremine tanık olur. Soyu tükenmiş canlı türleri bulur. Dağların yüksek kesimlerinde deniz kabukluları bulur. Bunlar dini öğretilere ters gelecek olaylardır. Ancak ilk anda ve hatta İngilteye döndüğünde bile hala inaçlıdır. Sonradan Agnostik olduğu söylenir.

Bilim tarihi bizim okullarımızda okutulmayan biar dderstir. Birkaç üniversitede Lisans düzeyinde eğitim veriliyor. Bilimsel düşüncelerin yapısı ve nasıl geliştiklerini anlamak çaba gerektiriyor. Ben 20 yıldır bu konuya ilgi duyuyorum. Benim anlatmak istediğim böyle bir forum ortamında ki ben çok sık girme şansım olmuyor ve çoğunlukla yazılanları okuyarak bilgilenmeye çalışıyorum. Bilgi birikimi ve teknik detaylar gerektiren konularda net sorular ve yanıtlar olmadan kimse kimseye yararlı olamaz.

Ne kadar ilginizi çeker bilemiyorum ama bana kısa ve net jeoloji, astronomi, coğrafya, bilim tarihi ile ilgili kısa yanıtlı olabilecek sorular sorarsanız ben size mutlaka yanıt verebilirim. Uygun  zamanlarda.

Saygılar...
Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
3526 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 08, 2010, 12:20:58 öö
Gönderen: Isis
0 Yanıt
3001 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 30, 2011, 12:03:14 ös
Gönderen: ozkann
53 Yanıt
15671 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 07, 2012, 09:04:41 ös
Gönderen: Masor1976
27 Yanıt
11119 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 14, 2018, 11:00:12 öö
Gönderen: Novayst
0 Yanıt
2315 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 22, 2013, 10:05:42 ös
Gönderen: asimov
0 Yanıt
3755 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 22, 2013, 11:04:23 ös
Gönderen: asimov
1 Yanıt
2642 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 22, 2013, 11:33:15 ös
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
3820 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 23, 2013, 08:52:49 ös
Gönderen: asimov
1 Yanıt
2773 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 24, 2013, 07:23:29 öö
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
1522 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 19, 2015, 12:11:30 öö
Gönderen: Risus