Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Zorunlu askerliğin kaldırılması  (Okunma sayısı 14253 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 15, 2013, 10:34:26 öö
Yanıtla #10
  • Forum ve Uye Yoneticisi
  • Aktif Uye
  • *****
  • İleti: 860
  • Cinsiyet: Bay

Adam olursunuz demedim.Adam olursunuz demek adam değilsiniz demek iş değerdir öylebir saygısızlığıda size yapamam.

İnsan demokrasinin ne olduğunu bilmeyince, çamuru altın sanıyor.Sizde haklısınız.

Size demokrat olmadıklarını ispatlamak üzere, sayfalarca yazı yazabilirim.Cunta konusuna gelince o ap ayrı bir hikaye

Nafile olur, çünkü çok inanmışsınız.

Konu askerlik ise motto mu okuyun  lütfen. Mottom  benim askerde aldığım bir karardır.

Uygulaması çok zor olan bir durumdur.

Askerde günlük kaygılardan uzak geçmisinizi geleceğiniz ile uygun karar ve hedefler koyabilceğimiz bir yerdir.

Saygılarımla
2050 de Türkiye çöl olacak ! Ağaç dikin, ağaç diktirin....
Sayğıdeğer üyeler, forumla ilgili her türlü soru ve sorun için lütfen tarafıma başvurunuz.


Nisan 15, 2013, 02:45:28 ös
Yanıtla #11
  • Ziyaretçi

Askerlikle ilgili sözlerinizi dikkate alacağım. Teşekkürler.

Demokrasi konusuna gelince. Ben hükümetin demokrat olduğunu söylemedim fakat sistemin eskiye nazaran daha demokrat olduğunu söyledim o kadar; bu ülkede yeteri kadar demokrasi vardır demek değildir.

Bir önceki mesajımda çizdiğim tablo çok taraflı ve pozitif gözükebilir. Bir endişeli modern bu tablonun tam tersini çizebilir çünkü şeriattın geleceğinden endişelenir, ben ise cuntacılıktan endişe ettiğim için bu tipin tersi istikamette duruyorum ve hükümetin otoriterleşmesinin farkında olmama rağmen sadece hükümetin eleştirilip cuntacılığın meşrulaştırılmasından, cuntacıların anti-demokrat oldukları gerçeğinin üzerinin örtülmesinden endişe ediyorum. Bu yüzden de demokrasi ile seçilmiş bir otoriter şahsiyeti, demokrasi ile seçilmeden cunta ile başa geçen başka bir otoriter şahsiyete tercih ediyorum.

Demokrasi bizim tarihimizde, kültürümüzde hiç yoktur. İslamcısı da, Kemalisti de, Kürtçüsü de, vs. demokrat değildir. Bizde hep tek adamcılık vardır. Sultanlar, Enver, Atatürk, İnönü, Menderes,..., Evren, Erdoğan, vs.

Fakat demokrasi ile seçilen bir otoriter şahsiyeti, sultanlara, diktatörlere, cuntacılara tercih ederim. Benim tek dileğim bu ülke adına, sağlam ve kaliteli bir muhalefettir, ideolojik olmayan bir anayasadır ve terörün artık bitmesidir, o kadar; bu adımlara da yaklaştık sayılır çünkü terör bitip, anayasa da yapıldıktan sonra milliyetçilerin var oluş nedenleri sona erecektir ve muhalefete hakiki sosyal demokratlar talip olacaktır. Bunlar zaten yakın zamanda gerçekleşecek. Aslolan AB'ye girmek.


Nisan 15, 2013, 11:32:15 ös
Yanıtla #12

benim naçizane önerim :
lise mezunu : 6 ay
ön lisans mezunu : 3 ay
lisans mezunu: 1 ay
yüksek lisans yapmış: 14 gün
doktora yapmış: ----
peki askerliği kim yapsın ? madem uzun vadeli bir BARIŞ sürecindeyiz aslında askerliğide sorgulamak lazım, sonrasında ise işi tamamen çoktan olması gereken prfofösyönellere bırakmalı
o kocaman hantal kışlalar yeniden modernize edilerek çeşitli üniversitelere derslik , laboratuvar veya benzeri hizmetler için verilebilir,
bazı kışlalar ise şehirlerin merkezinde olduğu için ihtiyaca göre bazıları ilköğretim okullarına, bazılarıda  pek güzel devlet hastanesine dönüştürülebilir
sevgiler...saygılar...
yenilmek te iyidir, mühim olan her seferinde yenilsende , daha iyi olarak yenildiğini bilmektir


Nisan 16, 2013, 02:10:14 öö
Yanıtla #13
  • Ziyaretçi

benim naçizane önerim :
lise mezunu : 6 ay
ön lisans mezunu : 3 ay
lisans mezunu: 1 ay
yüksek lisans yapmış: 14 gün
doktora yapmış: ----
peki askerliği kim yapsın ? madem uzun vadeli bir BARIŞ sürecindeyiz aslında askerliğide sorgulamak lazım, sonrasında ise işi tamamen çoktan olması gereken prfofösyönellere bırakmalı
o kocaman hantal kışlalar yeniden modernize edilerek çeşitli üniversitelere derslik , laboratuvar veya benzeri hizmetler için verilebilir,
bazı kışlalar ise şehirlerin merkezinde olduğu için ihtiyaca göre bazıları ilköğretim okullarına, bazılarıda  pek güzel devlet hastanesine dönüştürülebilir
sevgiler...saygılar...

Yorumlarınız güzel Sn. sahnesarsan,

Askerî Cumhuriyet devri bittiği için ve aynı zamanda terör de bitip barış sürecine girildiği için bence de askerlik paralı profesyönelliğe bırakılmalı, zorunlu askerlik kalkmalı ve şehir içlerindeki askeri yapılar kaldırılmalı; bu kışlalar şehirlerin içinde olmamalı ve kışlaların Kenan Evren gibi cuntacı teröristlerin isimleri kaldırılmalı.


Nisan 17, 2013, 04:37:07 öö
Yanıtla #14
  • Ziyaretçi

Bende oluşan kanaat askerliğin gerek ülkemize gerekse milletimize en ufak faydası yoktur. Fakat gerek darbeler neticesinde oluşan siyasi ve ekonomik zararları trilyon dolarlarla ifade edilebilir. Yani zararı olmasaydı laf sokmaya çalışmazdım açıkcası ne de olsa zararı yok diye susardım. Dışarıdan bir saldırı oluşursa mücadele veremeyeceğimiz 1.dünya savaşı ile dünyaya hakimken yaşadığmız hüsran ile bir aşikar sonuçtur. Çanakkalede batıda insan kalmayacak ölçüde zayiat vermeyi de zafer olarak algılamamız ilginçtir. Aynen rahmetli Kennedy'nin insafıyla kurtulan Küba'nın onun posterlerini asması gerekirken Che gibi komunist devrimcilerin onları kurtardıklarını sanmaları gibi. Batı istese bizi böcek gibi ezer.

İngiliz sömürgecilik anlayışı gereği ingilizler sömürdükleri yerlerde kurdukları sanal devletleri özgür hissi bırakarak kendi casuslarınca oluşturdukları diktatör rejimler vasıtasıyla, iç savaş ve bu diktatör rejimlere yine kendilerinin liderlik ettikleri  terörist eylemlerle filan milletini fakir ve güçsüz bırakarak sömürür. Neticede oluşan devrimle iktidara gelen yine kendi casuslarıdır fakat halk gelişemez. Batı bu yıkılan harab olan ortamı inşa ve iyilik etme bahanesiyle girip o ülkenin tüm zenginliklerini ucuza kapatır. Ülkedeki gruplar kendilerine ait bir ülke var zannınca politik mücadeleye soyunurlar ve bu mücadele kıyamete kadar devam eder ve ingilizler ingilterede kıyamete kadar sefahat içinde yaşar giderler. Kenetlenip güçlenmesi gereken toplum, savaşarak enerjisini boşa akıtırlar. Bir ülkede devrim, kaos, darbe, terör ve açlık gibi kavramlar varsa orda ingilizlerin operasyonu vardır.

Sanırım bu şablon bize de oturuyor. Dünyadaki soğuk savaş ise amerikanın ruslarla değil ingiliz sömürgeciliğine son verme mücadelesi olarak görmek de yanlış durmuyor. Ki benim kanaatim rusya da ingiliz sömürgesiydi. neticede 7 adet siyonist yahudinin tüm rusyayı ele geçirmesi ingilizlerin zeki oyunlarından biri gibi duruyor.

Bizde ciddi bir devlet taassubu var. Ki bu konuda dincilere çok kızıyorlar. Fakat taassubun babasını bizim laik devlet kendisi yaşıyor. Bizdeki Askerlik kurumu başlı başına zamanın gerçeklerine ters bir kurumdur ve dışardaki halkı ve içerdeki erleri dövmekten öteye bir görev bilinci de oluşmamıştır. Umarım gelecekte tüm dünya ordularının terhis olacağı günleri yaşarız.

Gerçi ingiliz zekasının yaratacağı iç ve dış savaşların  barış kavramını  yeneceğini düşünüyorum malesef. En bariz gösterge ingilizlerin yarattığı siyonizmin israil etrafında, yine ingiliz zekasının ürünü olan devrimciliik ve komunizmin çin'de, iran'da filan   hala canlı olmasıdır. Tüm ingiliz sömürgesi olan bölgelerde insanların böcek gibi öldürülmeleri, bu bölgeleri ele geçrimeye çalışan bir amerikan varlığı, amerikanın da kendi içinde ingilizlerle mücadelesi filan... Bu yüzden TSK nın var ve  güçlü olmasında da gereklilik  hissetmemek de mümkün değil.  Benim önerim ise İsrail modelidir. Yani her evin ve kadın erkek her vatandaşın en modern silahlarla eğitim verilip  ağır silahlarla donatılmasıdır. Bu şekilde hırsızlık v.b konular da suçlular can korkusu ile vazgeçebileceği için azalacaktır ve ülke ekonomisine de silahlı kuvvetler elemanı azaltılarak katkı saglanabilir.

Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Nisan 17, 2013, 05:26:01 öö Gönderen: Masor1976 »


Nisan 17, 2013, 11:04:23 öö
Yanıtla #15
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 645
  • Cinsiyet: Bay

Sizinle bu konuyla ilgili naçizane bilgilerimi paylaşayım, sonra fikirlerimi belirteyim.
1- Öncelikle "Türkiye'de neden zorunlu askerlik var?" sorusuna cevap vermek lazım.
      a- Stratejik olarak: Türk Ordusu, esas görevini vatan savunması olarak görür. Örneğin bir senede 8-10 tane savunma tatbikatı yapılırsa, 3-4 tane taaruz tatbikatı yapılır. Peki  bu savunma nasıl olacak? Mesela, olmaz ama hem İran'la hem de Yunanistan'la savaşa girdik, ordu ne yapacak? 1970'li yıllarda emekli bir generalin kitabından alıntı yapayım size. TSK böyle bir durumda iki yerde savaşabilicek güçte olamayabilir. En tehlikeli olan yere ordu asıl gücünü yığacaktır (bu örnekte İran oluyor). Düşmanın zayıf olduğu tarafa ise daha zayıf kuvvetler verip, bu kuvvetler hem savaşacak, hem de halkı savaşa dahil edecektir. Veya bir şehir düştüğü zaman, o şehre gizlice sızacak, yerel direniş başlatacaktır. Bunlar için önceden eğitim almış, silah kullanmayı bilen, emir ve disiplinin ne olduğunu bilen insanlar gerekmektedir. Bunun için Türkiye'de zorunlu askerlik vardır. zorunlu askerliğin kalkması için, Türkiye'nin savunma stratejisini değiştirmesi gerekir ki bu da on yıllar alır ve milyarca liraya mal olur.
      b- Geleneksel olarak: Dünya'da bir anket yapılsa, ordularıyla meşhur, askerlikle nam salmış bir millet söyleyin denilse, Türk Milleti ilk 3'te yer alacaktır. Evet demokrasi, insan hakları, adalet ve ekonomik kalkınma gibi şeyler dururken askerlikle nam salmak hoş birşey değildir. Fakat gerçek budur.
2- Yukarda bahsettiğim stratejiye hizmet eden bir askerlik anlayışı şu an var mıdır? Evet demek veya hayır demek yanlış cevaplar olacaktır. Kısmen var denilebilir.
3- Bu strateji için bu kadar uzun askerlik süreleri gerekli midir? Hayır kesinlikle değildir. Daha kısa ama daha sıkı bir eğitimle bu sorun çözülebilir.
4- Vatana hizmet etmenin en iyi yolu askerlik yapmak mıdır? Hayır, kesinlikle değildir. O kadar önemli konumlarda çalışan kişiler var ki (hem özel sektörde hem de kamuda), o kişinin bir ay izin alması bile büyük kayıplara neden olabilir. Örneğin ünlü bir sporcu, 6 ay askerlik yaptığında mı vatana daha iyi hizmet eder,, yoksa önemli bir müsabakada dereceye girdiğinde mi?
5- Keşke askerlik militarizm hiç olmasa, ama bu dünyanın gerçeği. Bu yüzden her ülkenin, kendi çapında, kendi amaçların hizmet eden bir ordusu olması lazım. Tamamen kaldırmak askerliği bence bir ütopya. Amerika'da sözde zorunlu askerlik yok ama zengin değilsen veya sporcu değilsen, bir şirketten burs almıyorsan, üniversite okumak için ordudan burs alıyorsun ve zorunlu askerlik yapmış oluyorsun.
Saygılarımla
* MASON OLMAK İÇİN KİŞİSEL YARDIM, DANIŞMANLIK VE REHBERLİK TALEBİNDE BULUNMAYINIZ.
* MASONLUKLA İLGİLİ SORULARINIZI ÖZEL MESAJ İLE  SORMAYINIZ, FORUMA BAŞLIK AÇARAK SORUNUZU FORUMDA PAYLAŞINIZ.


Nisan 17, 2013, 12:03:52 ös
Yanıtla #16
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 718
  • Cinsiyet: Bay

Vatan savunması asker sayısıyla değil, teknolojiyle ve savunma sanayi ile yapılır. Kendi teknolojik altyapısına sahip, küçük ve vurucu gücü yüksek bir kuvvet, çok daha kalabalık asker sayısına sahip ama teknolojik olarak çağ dışı kalmış bir orduyu kısa sürede yok edecektir.

Türk Milleti madem ki askerliğiyle ve askeri vasıflarıyla bu kadar övünüyordu, ve hatta askeri vesayet altında yıllarını geçiriyordu, Amerika'nın hurda yığını işi bitmiş silah sistemlerini envanterinde on yıllar boyunca tutacağına, savunma sanayini ve teknolojisini geliştirseydi... Çok daha güçlü bir silahlı kuvvete sahip olurdu. Halen inanamıyorum TCG Heybeliada'nın bilmem kaç yüz yıldır Türk mühendislerin tasarımı ve üretimi ile yapılmış ilk savaş gemisi olduğuna. Ya da ilk yerli savaş tankının daha 2016 yılında ortaya çıkacağına. Örnekleri katlayarak çoğaltabilirim ama gereği yok, bu forum bu konuların tartışılabileceği bir yer değil. 

NATO'nun en güçlü 2. ordusu olmak gibi hem şovenist hem de hayal ürünü söylemlerle yıllar boyunca kandırıldık. Askerlik tabi ki zorunlu olmamalı. Çünkü gerçek şu ki her Türk asker doğmuyor. Bunu yapabilecek adam var, yapamayacak adam var. Askerliğin zorunlu olması, ekonomik ve teknolojik geriliğin bir göstergesi sadece. Yani teknolojim, yerli savunma sanayim yoksa ne yapacağım? Tabi ki yüzbinlerce asker tutacağım ki, konuya yabancı olanlar, askeri gücü asker sayısıyla belirleyenler beni güçlü sansınlar.
Live long and prosper.


Nisan 17, 2013, 06:39:12 ös
Yanıtla #17
  • Ziyaretçi

Bizim övündüğümüz ordunun bir şey yaptığı yok, sadece sözü halka geçiyor, darbe yapıyor, iç savaş çıkarıyor, yaptığı darbe ve işkencelerle insanları bıktırıp PKK gibi bir örgüt yaratıyor. Atatürk'ün adı kullanılarak militarist bir Atatürkçülük yapılıyor ve sadece diktatörlük kurmaya yarıyor. Senelerce yenildikten sonra dünya savaşını da son olarak kaybetmiş bir ordunun tek derdi ülke içinde darbelerle meşgul olmak. Ve ordu, asker olarak sadece Kemalist subaylar kabul görüyor, birkaç darbeci hapse girince ordu içeri alınmış oluyor fakat kendileri 1960'da darbe yapınca ordudan attıkları on binlerce asker, subay, general Türk ordusu, Türk askeri sayılmıyor. Maalesef ordu uzun süredir teröristlerin elinde ve insanların canına okuyorlar.

Sn. Masor1976, Çanakkale konusunda da size katılıyorum. Yani Çanakkale Zaferi o savaş günlerinde övünülecek bir şeydir fakat hemen sonra İstanbul zaten işgal ediliyor; İstanbul işgal edildiğinden beri tek adamcılık propogandasından dolayı hâlâ bu zafer ile övünülmesi ve ayrıca bu zaferin başkomutanı olan Enver Paşa ve Alman Paşa'nın geri plana itilip Kemal Paşa'nın sanki başkomutanmış gibi yansıtılması tamamen yalandır, siyasidir.

Saygılarımla.


Nisan 17, 2013, 06:57:24 ös
Yanıtla #18
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 68

İsrail'de, İran'da ve diğer komşularda ne zaman kalkarsa bizde de o zaman kalkar. Sizce içinde bulunduğumuz politik ortamda zorunlu askerliğin kalkması mantıklı mı? Ama merak etmeyin yapılan planlar doğrultusunda kalkmasına gerek yok zaten içi boşaltılıp itibarsızlaştırıldığı için çok fazla bir önem arz etmeyecek yakın bir tarihte.Saygılar


Nisan 18, 2013, 02:58:45 öö
Yanıtla #19
  • Ziyaretçi

Sayın Kaan, Kemalizm ile Atatürk kavramını aynı kefeye koymak çok büyük hatadır. Ki kemalistlerin iddiaları da çok yanlış değildir 7 düvelle cehpede savaşarak olmasa da siyasi açıdan olağan üstü mücadele vermiştir. Savaş sadece cephede olmuyor siyasi savaş da önemlidir.

Tarih bilgisi iyi olan arkadaşlar yanlışım varsa beni lütfen düzeltsinler. Sevr ile bize Ankara ve civarında bir kaç şehir vereceklerdi. Atatürk, marmara, ege, akdeniz ve karadenizi masa başında kurtarmıştır. Güneydoğu ise Kürt aşiretleri Atatürkten ayrılmak istemeyince ingilizler bize bırakmak zorunda kalmışlardır.

Batı sömürge ülkeleri tamamen yok etmez. Onlara kendilerin özgür hissetmeleri için sanal bir bayrak ve sanal bir ülke verir. yani bize de bir ülke verilecekti fakat fazla müdahale şansımız olmayacaktı, Atatürk yaşadığı dönem boyunca dış müdahaleleri ve baskıları asgari ölçüde tutmayı başarmıştır kısacası.

Detayı ise çok zekicedir. Atatürk siyasi bir dahidir denebilir kısaca. Sürgüne yollandığı dönemde şu an üç beş ülkeden oluşan suriye bölgesini milli mücadele ve savaş için örgütlemişti. Çanakkale savunmasından sonra ingilizler ülkeyi ele geçirdiler. Yunanistan izmiri filan işgal ettiler. Fransızlar suriye bölgesini üç beş ülkeye böldü ve bu şekilde zaptetmeye çalıştı fakat Musafa Kemal'in örgütleiryle mücadele etmekte zorlanınca Mustafa Kemal ile masaya oturmak zorunda kaldılar. Mustafa Kemal, marmara, ege, akdeniz ve güneydoğu kısacası bu günkü Türkiye coğrafyası karşılığında suriye bölgesinin tansiyonunu düşürmüştür. Türk silahlı kuvvetlerini kurabilmek için de fransızlardan silah temin de etmiştir. Suriyeyi dizginlemek için ise izmirde Türk ordusunun Yunan ordusunu denize döktüğü yalanı uydurulmak zorunda kalınmıştır. Bu Suriye bölgesindeki milli mücadele ruhuna bizi de kurtaracak umudu aşılamış ve sakinleşmişlerdir. Bu noktada Atatürkün suriyelileri oyuna getirdiği de duşunulebilir. Fakat vefatından sonra istanbulda soba fabrikası görüntüsü altında gizli bir silah ve mühimmat fabrikası kurduğu ve osmanlı topraklarını gizli gizli silahlandırdığı ortaya çıkmıştır. Bu gizli fabrika kundaklanarak havaya uçurulmuştur. Hatta sorumlu subay patlayıcı olan deponun kapısını kendini feda ederek kapatmasa taksim civarını yok edecek ölçüde patlayıcı madde olduğu o dönemin gazetelerinde geçiyor. İkinci dünya savaşının geleceğini görüp bu bölgeyi o karmaşadan faydalanarak geri almayı planlıyor da olabilirdi beyninden neler geçiyor anlamak gerçekten zor. Bu gün bu ülkenin varlığını aslında suriye bölgesindeki Atatürkçülere ve onların fransızlarla çatışmasına borçluyuz. Atatürk'ün bu denli deist ve islam düşmanı lanse edilmesi bence hala bu korkunun devam ettiğini gösteriyor. Kemalizmin resmini çizdiği Atatürk kavramını bu coğrafyada sevdiremessiniz. Yani Atatürk kavramının eski osmanlı topraklarında bir milli mücadele olmasa da avrupa birligi gibi bir birliktelik oluşturabilir diye düşündürüyor. Bu dünyayı sömüren güçlerin hiç işine gelmeyecektir. ki Türk birliği ve kimliğinin doğurulmaya çalışılması o bölgeyi sömüren Rusların hiç hoşuna gitmeyecekti filan. kısacası ölüsünden bile korkulan bir lider.

Antikemalistlerin iddiaları gibi Atatürk'ün bir ingiliz ajanı olduğu tezi çok çürüktür. Çevresini saran kemalistler belki olabilirler o konu düşünülebilr.

Atatürk dönemi ile ölümü sonrasındaki dönemi karşılaştırmak kemalizmle Atatürk arasında yakalarına Atatürk rozeti takmaları haricinde hiç bir bağ olmadığını ortaya koymaya yeterlidir dersem de çok ağır kaçacak. Belki onlar da bazı şeylere mecbur kalmış olabilirler yani o devrin şartlarını filan iyi masaya yatırıp ondan sonra o insanları yargılamak ve eleştirmek daha dogru olacaktır.

Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Nisan 18, 2013, 03:40:37 öö Gönderen: Masor1976 »


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
40 Yanıt
43063 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 17, 2019, 02:23:49 ös
Gönderen: Surgeus
0 Yanıt
3126 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 13, 2008, 12:42:49 ös
Gönderen: MASON
57 Yanıt
26754 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 27, 2013, 06:44:40 ös
Gönderen: yazbenide
3 Yanıt
4339 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 27, 2013, 05:39:06 ös
Gönderen: yazbenide
1 Yanıt
2809 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 13, 2011, 12:39:10 öö
Gönderen: MASON
2 Yanıt
3577 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 27, 2011, 10:32:40 ös
Gönderen: shakespeare
3 Yanıt
3664 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 11, 2012, 11:09:35 öö
Gönderen: karahan
7 Yanıt
4195 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 18, 2018, 08:06:16 ös
Gönderen: vendor