Masonlar.org - Harici Forumu

Diger => Diger Konular => Konuyu başlatan: BlueRay - Ağustos 27, 2015, 10:17:45 ös

Başlık: Milliyetçilik üzerine...
Gönderen: BlueRay - Ağustos 27, 2015, 10:17:45 ös
90’lı yılların başı.

Tıp doktoru. Aynı zamanda, heykeltıraş. Tatile giderken, Afyon’da mola verir.
Oturduğu çay bahçesine kalabalık bir grup insan gelir. Üstleri başları perişan, alayı gariban, ağlamaktan gözleri şişmiş… Hayrola diye sorar? Şehit cenazesi taşıyan köylülerdir.

Üç yaşında olan ve ortalıkta neşeyle hoplayıp zıplayan kızına bakar, bir de
köylülere… Bir yanda saçının telini dünyaya değişmeyeceği evladı, beri yanda
evladını vatan için toprağa vermiş baba… Utanır. Bi şey yapmalıyım diye düşünür, bu çocukları ölümsüzleştirmeliyim… “Şehit Ağacı” projesi hazırlar.

Terör şehitlerini künyelere yazacak, künyeleri ağaca takacak, çocukların birer yaprak gibi ebediyen salınmasını sağlayacaktır o ağacın dallarında.

Projesini hayata geçirmek için aradığı fırsatı, anca 2003’te bulur. Resim Heykel Müzesi’nin açtığı yarışmaya katılmaya karar verir. İstanbul’a gelir. Künyeleri almak için Tahtakale’ye gider. Sorar soruşturur. Herkes aynı adresi gösterir… Ermeni bi usta.

Mısır çarşısının hemen arka sokaklarından birinde bulur küçücük dükkânı, girer, meramını anlatır. Ermeni usta dinler. Ve, o güne kadar heykeltıraşın hiç
düşünmediği detaya dikkatini çeker, “Asla paslanmaması lazım” der,
“Evlatlarımız ebediyete kadar ışıl ışıl olmalı”.

Olmalı ama, en pahalısıdır o bahsettiği paslanmaz künyeler, tanesi 1 lira 25
kuruş… “Ticari iş değil bu, parayı dert etme” der Ermeni usta, “vatan işi” der.

Beşte bir fiyatına, kâr filan almadan, hatta zarar ederek, 25 kuruştan verir. Üç bin künye… Haftaya gönderirim der. Tam gününde gönderir.

Sonra, kısmet olmaz, araya başka işler karışır, hazırlandığı yarışmaya katılamaz heykeltıraş… Künyeleri paket halinde evinin deposuna kaldırır. Taa ki, amacına ulaşacağı 2009’a kadar.

Ankara Kızılcahamam Belediyesi, Şehit Fatih Duru adıyla park yapmaktadır.
Başvurur. Belediye başkanı derhal kabul eder, başımızın üstünde yerin var der. Kurumuş bir sedir ağacı, heykele gövde olur. Ancak, sorun vardır. Akıp giden yıllar içinde şehit sayısı altı bini aşmıştır, eldeki künye sayısı sadece üç bindir.

Parkın açılışına yetiştirme kaygısıyla, İstanbul’a gelmez, aksilik bu ya, Ermeni
ustanın adını-telefonunu da kaydetmemiştir, internete girer, eksik künyeleri
tamamlamak için askeri malzeme satan tüccarlarla temasa geçer. “Paslanmaz istiyorum” der. “Abi merak etme, künyenin kralı bu” garantisi verirler. Zaman dar… Ermeni ustanın 25 kuruştan verdiği künyeleri, 1’er liradan alır.

Tek tek şehitleri yazar, takar sedir ağacının dallarına… Cumhuriyet Bayramı’nda açılışı yapılır. Maymun iştahlı medyamız ilk gün hücum eder, Türkiye ağlayarak seyreder, sonra unutulur gider.

Ve, kış gelir. Sadece tebrik yağmaz tabii şehit ağacına, yağmur da yağar. Üç bin yaprağı ışıl ışıl parlarken… Gerisi paslanır!

Ermeni ustanın “Vatan işi bu, evlatlarımız ebediyete kadar ışıl ışıl olmalı”
sözü kulağında çın çın çınlayan heykeltıraş, ağlayarak, tek tek değiştirmek
zorunda kalır, Türk tüccardan aldığı garantili(!) künyeleri.

İnsan ol önce, insan.

Soy sop değildir önemli olan.
Milleti kimin soy’duğudur!

Yılmaz Özdil
Başlık: Ynt: Milliyetçilik üzerine...
Gönderen: Tij - Ekim 10, 2016, 02:10:12 ös
Ah ulan ah.

Ah ulan ahhhhhhhh.

Birazcik lan birazcik,

Ermeniye ermeni gibi davransaydik,

Rumu rum olarak alsaydik,

Kürt´ü kürt olarak kabul etseydik

Illahi hepsini kendimize benzetmeye calismasaydik.

Kimbilir ne olurdu, nasil olurdu bu ülkemin hali.
Başlık: Ynt: Milliyetçilik üzerine...
Gönderen: Metatron - Ekim 10, 2016, 03:01:26 ös
Ankara saldırısı sonrası yaptığınız yorumları okuyanlar ne kadar barışçı ne kadar demokrat ne kadar hak hukuk meraklısı bir insan olduğunuzu zaten anlıyorlar Sn. Tij.

Anlayacağınızı beklemiyorum umudum da yok. Ama belki Atatürk milliyetçiliği nedir diye merak eden ama kitap okumayı sevmeyen arkadaşlar için paylaşmayı yararlı görüyorum.

a) Siyasî varlığımızın haricinde, başka ellerde, başka siyasî zümrelerle isteyerek veya istemeyerek kader birliği etmiş, bizimle dil, ırk, köken birliğine sahip ve hatta yakın uzak tarih ve ahlâk yakınlığı görülen Türk cemaatleri vardır. Bu durum, bugünkü Türk Milletinin birlik ve beraberliğini asla bozamaz.
b) Bugünkü Türk Milletinin siyasal ve sosyal topluluğu içinde kendilerine Kürtlük fikri, Çerkezlik fikri ve hatta Lazlık fikri veya Boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve millettaşlarımız vardır. Fakat geçmişin baskı dönemleri ürünü olan bu yanlış adlandırmalar, düşmana alet olan birkaç mürteci beyinsizden başka hiçbir millet ferdi üzerinde kederden başka bir etki yapamamıştır. Çünkü, bu millet fertleri de bütün Türk toplumu gibi aynı ortak geçmişe, tarihe, ahlâka, hukuka sahip bulunuyorlar.
c) Bugün içimizde bulunan Hristiyan, Musevi vatandaşlar geleceklerini ve talihlerini Türk milletine içten gelen bir istekle bağladıktan sonra kendilerine, yan gözle bir yabancıya bakıyormuşcasına bakmak uygar Türk Milletinin asil ahlâkından beklenebilir mi?”


Türk milliyetçiliği, terakki ve inkişaf yolunda ve beynelmilel temas ve münasebetlerde bütün çağdaş milletlere paralel ve onlarla aynı uyum içinde yürümekle beraber, Türk toplumunun sosyal ve özel karakterlerini ve başlı başına bağımsızlığa dayanan kimlik haklarını saklı tutmaktır.

ATATÜRK


Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ'in bu günleri anlatan bir sözü var Ancak istila ve işgal altındaki bir millet milliyetçilik yaptığı için suçlanabilir. şeklinde.

15 Temmuz gecesi başlayan işgal ve Türkiye Cumhuriyeti'ni parçalamaya yönelik kalkışmadan sonra sağ-sol Alevi-Sünni v.b. kutuplaştırıcı bölücü açıklamalar elbette olacaktır.

Vereceğimiz cevap ise;

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE olacaktır.

Atatürk Milliyetçiliği veya Ne Mutlu Türküm diyene sözü kafatasçı bir anlayışla söylenmiş bir söz bir anlayış değildir.

Bilmem kaçıncı defa yazıyorum, inatla yazmaya da devam edeceğim,

T.C. Anayasası Madde 66. çok açık;

Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.


Siz saçma sapan yorumlar yapmaya devam edin. Siz ve Sizin gibilere karşı, Biz ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİ İYİ BİLEN İNSANLAR HEP BURADA OLACAĞIZ :)


Saygılarımla







Başlık: Ynt: Milliyetçilik üzerine...
Gönderen: Ankara - Mart 04, 2017, 04:29:20 ös
Sayın BlueRay,
Çok anlamlı ve kıymetli bir yazı... Her zaman ki gibi Yılmaz ağabeyden de böyle anlamlı bir yazıyı yazması beklenirdi, ellerine yüreğine sağlık. Size de paylaştığınız için binlerce teşekkürler kucak dolusu sevgiler. Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Milliyetçilik üzerine...
Gönderen: Hacamat - Mart 04, 2017, 05:43:38 ös
Türkler hangi vakit ırkçılık yapmıştır ?
Türkler ırkçılığı bilmez.
Türkiyede lazlar,çerkezler,abazalar,tatarlar,araplar,boşnaklar,göçmenler,çingeneler,kürtler vs hangisine ırkçılık yapılmış. Türke düşman olan Türk düşman bilmiştir hepsi bu. Irkçılık Yahudi geleneğidir.
Başlık: Ynt: Milliyetçilik üzerine...
Gönderen: Tij - Mart 04, 2017, 07:15:52 ös
Irkciligin " Yahudi gelenegi" konusu  biraz acilabilirmi?

Hangi delillere ve/veya tarihi olaylara dayanarak bu söyleniyor?
Başlık: Ynt: Milliyetçilik üzerine...
Gönderen: Ankara - Mart 05, 2017, 02:05:43 öö
Kıymetli üyeler,
Türk milliyetçiliği din ve ırk ayrımı gözetmeksizin, ulus tanımını dil, kültür ve siyasi birliktelik değerlerine dayandıran milliyetperverlik anlayışıdır. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk bunu iyi çözümlemiş ve Türküm diyen her vatandaşını Türk saymıştır. Bu bugün de böyle yarın da.. Önemli olan bu bilinci korumak ve sevmek. Unutmayalım ki Ziya Gökalp(Nurlar içinde uyusun) kürt kökenlidir ama Türkçülüğün fikir babasıdır ki bunu Atam da her seferinde söyler. Benim 2 babam var biri benim manevi kan babam yani Ali Rıza Bey, diğeri düşüncelerimin fikir babası Ziya Gökalp Bey diye. Son olarak size Atam'dan değerli bir ders...

Başbakan İnönü, Atatürk'e azınlıklar konusunu Meclis'e taşımak istediklerini söyler. Atatürk, İnönü'ye bahçesindeki lalelerle cevap verir.

Başbakan İnönü saat 18.00 sularında Florya Köşkü'nde Atatürk'ü ziyaret etmiş:
- Hayırdır İsmet... Habersiz geldin.
- Paşam, azınlıklar meselesi... Konuyu Meclis'e getireceğiz... Ne diyorsunuz?
- İsmet bugün geç oldu... Yarın sabah erkenden gel, konuşalım.

***

İnönü çıkınca Atatürk "bütün görevlileri" toplamış:
- Sadece laleler kalsın... Bahçedeki diğer bütün çiçekleri sökün, atın... Derhal.
İsmet Paşa sabah gelmiş, bahçenin "halini" görmüş ve "görevlilere" sormuş:
- Ne oldu böyle?
- Gazi Paşa Hazretleri emrettiler, söktük.
Başbakan İnönü, Cumhurbaşkanı Atatürk'ün odasına girmiş:
- Paşam, bahçenin durumu nedir?
- Azınlıkları söküp attım İsmet.
İnönü "anladım" dercesine başını öne eğmiş:
Atatürk:
- İsmet, ben "Ne Mutlu Türküm Diyene"
sözünü boş yere söylemedim... Kendini Türk hisseden herkes bu vatanın öz evladı... Ben hayatta olduğum sürece bu böyle bilinsin... Ve sakın azınlıklar ile ilgili bir kanun çıkarılmasın.
"Bunları" dün bize Ateş Ünal Erzen anlattı. "İnan Kıraç'tan dinledim" dedi. Belediye Başkanı Erzen, Ermenilerin "Sevgi Sofrası" adını verdiği kutlamalarda bu "olayı" anlatmış. Dinleyenler ağlamaya başlamışlar.

***

Ateş Ünal Erzen gittikten sonra İnan Kıraç'la konuştuk. "Evet, doğru" dedi.
İnan Kıraç'ın babası Ali Numan Kıraç "Atatürk'ün 6 yıl Amerika'da okuttuğu, Türkiye'nin ilk ziraat mühendisi." Atatürk onu "Atatürk Orman Çiftliği'ne müdür yapmış." "Anlattığımız olay", İnan Kıraç'ın bizzat babasından dinlediği bir olay.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! Türk Museviler, Türk Müslümanlar, Türk Hristiyanlar, Türk ateist-deistler ve nicesi. Özünde hepimizi birarada tutan Ulu Çınar TÜRKLÜK! Her şeyimiz farklı olabilir ama marşımız, bayrağımız, kanımız BİR... Saygılarımla kucak dolu sevgiler.. :)