Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Maddenin Boşluğu hakkında ne düşünüyorsunuz?  (Okunma sayısı 7057 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 08, 2014, 01:26:41 ös
Yanıtla #10
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Propulsion gayet güzel açıkladı. Açıklamalarından sanırım herkes fizik bilgisi ölçüsünde yararlandı.
Evet bir boşluk var ama doğadaki 4 kuvvet sonucunda yakın veya uzak  madde birbirleriyle etkileşim halinde. Bu konuda daha çok şey keşfedilecek elbette...
O zaman bu kadar yanıt veridiğine göre Sayın MysticMind'ın yorumlarını bekleyelim. Bu konunun neresinin gizli ilimler olduğunu bir açıklasın bakalım.

Yoksa laf olsun diyemi konuştu, konu başlığı açtı...
Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Temmuz 08, 2014, 11:17:27 ös
Yanıtla #11
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 45
  • Cinsiyet: Bay


Bakınız...

Burası herhangi bir forum değildir.

Burası öncelikle bir Masonluk forumudur.

Masonluğun ilk düşünsel değerlendirme ilkesi bilimselliktir.

Burada bir bilimsel konu başlığı açılmıştır.

Bilimsel konu üzerinde görüş belirtilemez; bilgi belirtilir.

Sevgili rahmetli Uğur Mumcu'nun demiş olduğu üzere, bilmeden görüş belirtmek abesle uğraşmaktır.

Burada hiç kimsenin yazısı engellenmekte değildir. Fakat bu Forum üyeler arasında kapalı bir forum da değildir. Dışarıdan izlenmektedir ve asıl işlevi Forumu dışarıdan izleyenleri bilgilendirmektir.

Durum böyle olunca, Forumda yazı yazanların ne yazdığına dikkat etmesi gereklidir.

Bu yazı da Forumu dışarıdan izleyenlerce okunmaktadır.

Üslübumuzda azarlama değil, uyarı vardır. Kimilerine sert gelebilir. O da onların sorunudur.

Kaldı ki, buradaki eleştiri doğrudan bu başlıktaki "ne düşünüyorsunuz" sorusu üzerine yapılmıştır.


Sayın ADAM,
Polemiğe girmeyi istemem. Forumun tadını kaçırmayı da hiç istemem. Ama, bu konuda tartışmayı kesmek de istemem, zira bana göre henüz taşlar yerine oturmadı.
"Burası her hangi bir forum değil" diyorsunuz..
Hangi forum olursa olsun, edebimizi ve nezaketimizi korumak durumundayız. Aksi halde, çevremizdeki insanlar üzerinde hoş bir intiba bırakmayız, onları üzeriz. Bunu hiç istemeyiz, değil mi sayın ADAM?

Üyesi olduğum tüm forumların prestijini sarsabilecek sözcüklerden ve davranışlardan kaçınan bir üye olmaya özen göstermişimdir, ki bu zaten benim aldığım aile terbiyesi ve içinde yetiştiğim topluluğun kültürel değerleri ile tıpa tıp uyum içindedir. Buna azami derecede dikkat ederim ve edeceğim.

Madem Masonluğun ilk ilkesinin bilimsellik olduğunu biliyorsunuz, o zaman lütfen bilimsel düşününüz ve üyelerin soruları ve yanıtları karşısında oluşan duygularınızı psikoloji biliminin öğretileri ışığında bir kez daha değerlendirerek, düşünerek, gözden geçirerek yanıt yazınız.

Bir çok insan bilimsel düşündüğünü ve davrandığını iddia etmekle birlikte gerçek çok farklı olabiliyor.

"Bilimsel bir konu üzerinde görüş belirtilemez, bilgi belirtilir" diyorsunuz...

Yanılıyorsunuz sayın ADAM...

Bilim insanları önce görüş belirtirler.. Aksi ya da doğruluğu ispatlanıncaya kadar bu bir teorik görüş/bilgi olarak kalır..
Teknolojinin deney yapma, ölçme, gözlemleme, ispatlama imkanları geliştikçe, bilim adamları tarafından ileri sürülmüş görüşler (teoriler) daha çok kabul görür amma hala kesinlik kazandığı düşünülemez... Her zaman bir açık kapı, bir şüphe, bir acaba vardır.. Zira, bilim adamının acaba, nasıl, niçin, neden soruları hiç bitmek, tükenmek bilmez..

Ben de Sayın Uğur Mumcu' yu saygı ve takdirle anmaklar birlikte, bu konuya dahil olmak isteyeceğini hiç sanmıyorum.. Mamafih, dahil olmasında siz bir yarar gözetiyorsanız, sizin tercihinizdir..

Üslubunuzun "azarlar nitelikte değil ama uyarı niteliğinde "olduğu düşüncesi size aittir..
Önemli olan muhatabınız ya da toplum tarafından nasıl algılandığınızdır..
Sosyal olarak "ben yaparım olur, ben söylerim olur, başkası ne düşünürse düşünsün, o onun sorunudur" yaklaşımı içerisinde olmamalıyız..

En içten sevgi ve saygılarımla, esenlikler dilerim efendim...


Temmuz 09, 2014, 01:20:25 öö
Yanıtla #12
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 45
  • Cinsiyet: Bay


Herkese merhaba,
Öncelikle sayın ADAM gibi forumun tecrübeli, en çok katkı veren bilgili bir üyesinin beni adres göstermesi beni çok mutlu etti.  Ben ve hepimiz yani tüm forum üyelerinin birbirimizden birçok şey öğreneceğimiz noktasında da hiç kuşkum yok.

Bu konuda öncelikle kendi fikirlerimi söylemeden sayın asimov'un da üzerinde durduğu gibi  boşluk tanımlamasını yapmak gerekir. Boşluk kelimesi TDK sözlüğünde “olmama” biçiminde tanımlanır.

Kusura bakmayın bu konu oldukça karmaşık bir konu olduğundan biraz uzunca yazdım (yine de yeterli değil ama)

Acaba maddenin boşluğu derken hangi ölçekte bahsediyoruz.

Madde derken, temel yapıtaşı olarak kabul edilen atomlar oluşan maddeyi mi kastediyoruz. Yani atomlar birleşip maddeyi oluşturur dersek soru “atomlar arası boşluk” sorusu hakkında bahsetmek isterim. Bu durumda maddenin hangi halde olduğu sorusuna cevap vermek gerekir. Şayet katı ise madde parçacıkları arası mesafe çok azdır. Katı haldeki madde sıkıştırılamaz kabul edilir (yani sıkışma esnasında yoğunluğu değişmez).   

Sıvı halde ise katı madde kadar da olmasa yine sıkıştırılamaz kabul edilir (örneğin su dolu pet şişeye basarsak kapağı sıkışamaz ve patlar).

Madde gaz halinde ise madde parçacıkları arası mesafe çok uzaktır ve iki aynı madde parçacığı arası açıktır. Eğer bu madde vakumda ise evet boşluk vardır diyebiliriz. Ama peki vakum değilse iki madde parçacığı arasındaki mesafede hangi madde içinde o vardır.

Plazma durumu var fakat onu da gaz gibi düşünebiliriz ama önce tanımını yapmakta fayda var. Plazma, maddenin gaz halinden sonra elde edilmiş yüklü (elektronlar ve bu elektronların terk ettiği iyon haline gelmiş atomlar) ve yüksüz yani henüz elektron vermemiş olan atomlardan oluşan topluluktur (plazma konusu çok detaylı bir biçimde başka bir başlık altında incelenebilir).

Atomu incelersek durum nasıldır? Atomu tanımlamak istersek: Atom merkezde çekirdek (içinde proton + nötron ve onları bir arada tutan gluonlar. Gluon isimi verilen bu parçacıklar + yüklü protonların birbirini itmeyip bir arada durmalarını sağlar) ve etrafında belirli enerji seviyelerinde dönen elektronlar.

Protonlar ve nötronlar ise kuark adı verilen temel parçacıklar yine bunları bir arada tutan gluon adlı parçacıklarından oluşur.  Unutmadan elektronlar maddeye dair temel parçacık olup tıpkı kuarklar gibi fermiyon tipi lepton grubu atom altı parçacıklarıdır. Atom altı parçacıklar parçacık fiziğinin standart modeli değimiz bir model ile açıklanmaya çalışılmaktadır. Bu konu sayın MysticMind’ın dediği modeldir.

Bir atomun çapı, elektron bulutu da (Heisenberg Belirsizlik ilkesi de dikkate alındığında elektronun bulunacağı ortalama pozisyon) dahil olmak üzere yaklaşık 10^-8 cm civarında iken Atom çekirdeğinin çapı ise 10^-13 cm kadardır. Atomlar, boyutlarının görünür ışığın dalga boyundan (10^-5 cm mertebesinde) çok küçük olması sebebiyle optik yöntemlerle değilse elektron mikroskobu, x ışını mikroskobu, nükleer manyetik rezonans gibi yöntemler ile incelenebilir. Bakıldığında çekirdek ve elektronlar arasında mesafe çekirdeğin 100000 katı kadardır.

Peki, bu arada ne var? Bu arada hiç bir maddeye dair parçacık yani fermiyon (kuarklar + leptonlar - bu konu çok detaylı bir biçimde başka bir başlık altında incelenebilir) grubu parçacık yoktur. Fakat bozon (bu konu çok detaylı bir biçimde başka bir başlık altında incelenebilir) denilen kuvvet taşıyıcı parçacıklar olabilir.

Peki, neden böyle? Çünkü elektronların çekirdek etrafında dönmelerini sağlayan kuvvetler(yörüngede tutunmalarını sağlayan) hem elektromanyetik kuvvetler hem de çekimsel kuvvetlerdir. Bu iki kuvvetten elektromanyetik kuvvetleri taşıyan parçacığa (yani bozona) foton denir. Çekimsel etkileri taşıyan ise graviton olarak isimlendirilen fakat henüz gözlemlenmemiş (yani teorik olarak hesaplarda öngörülmüş fakat henüz gözlenmemiş)  parçacıktır.

Çekirdek ve elektron bulutu arasındaki boşlukta bu tip atom altı parçacıklar vardır. Yani bozonlar vardır. Foton herhangi bir durağan kütleye sahip olmayan ve enerjisi ise frekansının büyüklüğüne bağlı olan parçacıktır. Graviton ise henüz varlığı kanıtlanmamış ve çekimsel etkileşimleri taşıdığına inanılan kütlesiz atom altı parçacıktır. Gravitonun varlığı etkileri sayesinde bilinmektedir.

Saygılarımla,

propulsion

Sayın Propulsion,
Öncelikle bizleri aydınlatmak için harcadığınız zaman ve çaba için şahsım adına teşekkür ederim.
Bilim insanları yıllardır maddenin "ne" den meydana geldiğini araştırmak üzere "high energy particular accelerator" tabir edilen yüksek enerjili parçacık hızlandırıcıları ile deneyler yapıyorlar. Bunlardan en yüksek kapasitede olanı bildiğiniz gibi CERN, Geneva, İsviçre'de dir. Bu çalışmalar bizim tartıştığımız konuya da ışık tutabilecek nitelikte midir yoksa daha fazla bilgiyi başka kaynaklardan mı araştırmamız gerekecek? Saygılarımla.


Temmuz 09, 2014, 02:28:11 öö
Yanıtla #13
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 45
  • Cinsiyet: Bay

Sayın ADAM sert çıkınca yazayım mı diye düşündüm. Hatta doğrudan Sayın Propulsion'u adres göstermiş.
Soru güzel olsa da öyle gizli ilimler falan denilince işin tadı kaçıyor.

Sayın ADAM haklı ama tepkisinde...
Bir kere boşluk nedir? Bilimsel olarak birkaç bilgi verirsin. Sonra sorunu sorarsın.Bir konu hakkında bir şey bilmeden iyi soru soramazsınız.

Fiziksel boşluk var ama sayın student'in dediği.gibi kuantum anlamında bütün parçacıklaar birbirleriyle etkileşim halinde. Yani boşlukta bile enerji vardır.

O zaman ben bekleyeyim.
Boşluk (fiziksel) ile ilgili bilim tarihinden benim de anlatacağım kısa bir hikaye var...

Sayın asimov, merhaba,
"fiziksel boşluk var" derken neyi, hangi, neredeki boşluğu kastediyorsunuz,  o kısmı anlayamadım.
"içinde madde olmayan alanı" mı kastediyorsunuz?
Örneğin, güneş ile dünya, hidrojen çekirdeği ile yörüngesindeki elektron ya da otomobilin bagajındaki boş alan?
Herhangi bir boşluk, ne şekilde olursa olsun, kaçınılmaz olarak -evrende var olduğu için- zaten fizikseldir.. Fiziksel derken "dokunabileceğimiz, beş duyumuzla algılayabileceğimiz" ölçümleri düşünmemeliyiz diye düşünüyorum ( "düşünüyorum" kelimesi neredeyse bir fobi haline gelecek ama, ben halen düşünüyorum) Saygılar sunarım sayın asimov.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
32 Yanıt
12064 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 08, 2007, 01:35:30 öö
Gönderen: LEON COMANDANTE
4 Yanıt
3652 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 12, 2007, 08:28:07 ös
Gönderen: Prenses Isabella
8 Yanıt
5781 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 12, 2017, 01:29:27 öö
Gönderen: HomoSapıens
1 Yanıt
3218 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 28, 2009, 06:08:54 ös
Gönderen: Quantum
0 Yanıt
2274 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 22, 2012, 07:09:59 ös
Gönderen: karahan
2 Yanıt
3740 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 10, 2014, 09:01:35 ös
Gönderen: Ali Genetic
14 Yanıt
8976 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 25, 2014, 09:21:53 ös
Gönderen: yazbenide
6 Yanıt
3324 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 31, 2014, 07:14:55 ös
Gönderen: Nicolus
18 Yanıt
6455 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 19, 2015, 10:22:02 ös
Gönderen: Samuray
15 Yanıt
10993 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 03, 2015, 03:56:56 ös
Gönderen: propulsion