Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Serbest kıyafete evet, türbana hayır! - Can Dündar (Milliyet)  (Okunma sayısı 19172 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 03, 2012, 04:28:22 ös
Yanıtla #60
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 261

Sayın Masor1976,

Kimse gerçek duygularını gizlemiyor,sizin anlattıklarınızın tam tersi olmuyor mu?Sanırım her insanla oturduğunuza göre dışarıda  türban veya başörtüsü giyip eğlence yerlerinde o insanların neler yaptığını  biliyorsunuzdur.Esas kanıma dokunan kadınları ve çocukları bir cinsel meta olan gören zihniyettir.

Saygılarımla...
« Son Düzenleme: Aralık 03, 2012, 04:31:32 ös Gönderen: symbol »
Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir.
(Socrates)


Aralık 03, 2012, 05:00:55 ös
Yanıtla #61
  • Ziyaretçi

Sayın Symbol, Ben daha ziyade çocuklara yönelik istismara karşı çıkıyorum. Yani üniversite çağındaki gençlerin ne yaptığı, ne giydiği beni ilgilendirmiyor. Bu istismarda onlara mini etek giydirilmeye zorlanmasına karşı çıktığımı belirtmek istedim fakat konu dallandı budaklandı.

Neticede kedilerin dünyasını bilemiyorum fakat çevremde doğum yapan bir kaç kedi olmuştu ordan ilginç bir izlenim aldım. Erkek kediler yavruları boğmaya çalışıyordu. Anne hem onları sütüyle beslemek için yemek yemek için çöpleri dolaşmak zorundaydı hem de erkek kedilerin bu yavruları boğmasını önleme gayretini izlemiştim. Bunu kedisi olan birine sorduğumda kanım dondu. Erkek kediler, dişi kediler onlarla ilişkiye girmeye yanaşsın diye yavrularını boğuyordu. Demek istediğim dişilerin cinsellikten beklentisi haz duygusu değil çocuk doğurma iç güdüsüdür. Kadının bir erkekte mal varlığı olmasını arzulaması da çocuk doğurma iç güdüsünden kaynaklanıyor. Yani kadın doğacak çocuğunu bakıp bakamayacağını hesaplıyor istemsiz olarak. biz ise kadınları paracanlı olarak algılıyoruz.

Ne kadar kanıma dokunsa da bu erkek kedilerin bu dürtülerini engelleyemessiniz. Erkekler de böyledir. Bu yüzden devletin ve toplumun küçük çocukları koruması ve bu konuda mümkün olduğunca hassas olması lazım. Siz olmayabilirsiniz fakat erkeklerin çoğu bu konuda iki yüzlüdür.

Saygılarımla.


Aralık 03, 2012, 05:27:32 ös
Yanıtla #62
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Ne derseniz diyin kafanin ici hastalikli olunca sonuc degismiyor.

Evet ayni hastalikli kafa bugün Misirdada rölünü oynamaya basladi.

Düsünebiliyormusunuz 14 yasindaki bir kiz cocugu kisa etek giyince "fahise" oluyor ama 12 yasindaki bir kizla evlenince birsey olmuyor.

Yok yok bu kafa hastalikli bir kafa vede insani degerlerden nasibini almamis bir kafa.


Aralık 03, 2012, 05:39:49 ös
Yanıtla #63
  • Ziyaretçi

Sayın Tij'e katılıyorum. Her iki kafa da hastalıklı kafa. Yaptıklarına kılıf yaratıyorlar.

Saygılarımla.


Aralık 03, 2012, 05:47:24 ös
Yanıtla #64
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Tacizden suçlu bulunan AKP'li belediye başkanı görevden alınmıyor
 




Muhalefete ait belediyelere operasyon üzerine operasyon düzenlenirken, şuçu mahkeme tescilli AKP'li başkanlara dokunan olmuyor. Mahkeme tarafından 'cinsel taciz'den suçlu bulunan AKP'li Yozgat Büyükkışla Belediye Başkanı Hanifi Kayıkçı'ya görevden el çektirilmiyor.
 
Sözcü gazetesinin haberine göre, AKP’li Hanifi Kayıkçı (58), 2009 yılında Yozgat Büyükkışla Belediye Başkanı seçildi. Kayıkçı, yanında çalışan M. G.’yi (31) taciz ettiği iddiasıyla Boğazlıyan Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. Mahkeme, AKP’li Belediye Başkanı Kayıkçı’yı, Yozgat ve Ankara’da gerçekleştirdiği "cinsel tacizden" suçlu buldu. "Eylemin zincirleme şekilde işlendiği" sonucuna varan mahkeme, Kayıkçı’ya önce 2 yıl ceza verdi. Ancak "kamu görevinin ve hizmet ilişkisinin kötüye kullanılması" nedeniyle ceza artırıldı. AKP’li Başkan Kayıkçı, “cinsel taciz”den 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Görevden el çektirilmiyor
 Mahkeme kararındaki TCK 53. Madde "belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma"yı düzenliyor. Yasa, “bu maddeden ceza alan kişiler vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi ve denetçisi olmaktan yoksun bırakılır” hükmünü içeriyor. Yani mahkumiyet kararından sonra AKP’li Hanifi Kayıkçı’nın görevinden el çektirilmesi gerekiyor. Ancak mahkemenin kararı kaymakamlık ve kolluk birimlerine bildirmesine rağmen Kayıkçı hâlâ görevinin başında.


Aralık 03, 2012, 09:02:51 ös
Yanıtla #65
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 599
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Masor 1976,

Afedersiniz ama siz hangi çağda yaşıyorsunuz.Bir söz vardır;'İnsanın fikri neyse zikri de odur' diye,sizn 13,14 yaşındaki kızlarımızı nasıl böyle çağdışı bir anlayış ile düşünebilrisiniz.Ama doğru İstanbul Fatih'de eşofman ile otobüse binen bir kızımıza neler yapıldığı herkesin hafızasındadır.

Saygılarımla...


Bu bahsettiğiniz olaydan sonra bir süre sinir harbi yaşadım kendi kafamda... Yeri gelmişken söyliyeyim dedim konu ile alakası varmı bilmiyorum ama.
Ölü Gibi Sessiz...Mezar Gibi Ketum...



חמישים אחוזים חמישים אחוזים בולגרי של יהודים....!!! O:


Aralık 03, 2012, 09:34:02 ös
Yanıtla #66
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 301
  • Cinsiyet: Bay

Bunları yazmak zorundayım. Burası Masonlar nokta org, bazı konular şirazesinden sapmış durumda. Ancak bunun da haricinde bir İNSAN olarak yorum yapma ihtiyacındayım.

Sayın Masor1976...

Öncelikle erkek kedilerin iç güdüsel hareketlerinden yola çıkarak, düşünerek hareket eden insanlar hakkında bir sonuca ulaşmanız mümkün değil. Bilim de buna imkan vermiyor. O zaman şöyle yapalım; bu bahsettiğiniz dişi kediler kendileri ve yavrularını tehlikede hissettiklerinde nasıl erkek kedi, erkek köpek dinlemeden tereddüt etmeden karşısındakinin ağzını yüzünü kırabiliyorlarsa, gelin biz de onay verelim insanlar ve kadınlar da kendilerini cinsel olarak ezmeye kalkşacak veyahut kıyafetinden dolayı kendine seks işçisi muamelesi yapmaya kalkışacak erkeklerin ağzını yüzünü kırma serbestisine sahip olsunlar. OK?

"Normal erkeklerin kadınlara nasıl baktığını bildiğimden" diyorsunuz; belirtmeliyim ki 13-14 yaşında kızlara bakan erkekler NORMAL değiller, ayrıca hiçbir NORMAL erkek de kendi karısı gibi giyinmeyen tüm diğer kadınları seks işçisi zannetmez. Tüm insanlar, bu konunun lüzumsuzca sarktığı yer özelinde de kadınlar, kendi seçtikleri gibi giyinme, kendi seçtikleri hayatı yaşama ve kendi seçtikleri erkekle beraber olma hakkına sahiptir. Bu hak da kimsenin lütfettiği bir hak değildir. Bir birey olmak yeterlidir bunun için.

Sonuç olarak, çok kibarca ifade etmek istiyorum; bir kabile değiliz biz, bu nedenle kendimizi de başkaları, başkalarının eşleri ya da küçücük kızlarının giyim ve yaşayış şeklinden sorumlu hissetmemiz işgüzarlık olur.

Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Aralık 03, 2012, 09:38:48 ös Gönderen: gnothi »
"Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır."
Ludwig Wittgenstein


Aralık 04, 2012, 05:07:40 öö
Yanıtla #67
  • Ziyaretçi

Sayın Gnothi lütfen mantıklı olalım.

14 civarı yaşta olan kızlar çabuk serpiliyorlar ve normal bir kadın gibi duruyorlar. Erkek çocuklar daha geç gelişiyorlar. Neticede her erkek bu kızlardan çocuk görüntüsünden sıyrıldığı için etkileniyor, ki kilodu görünecek düzeyde mini etek giyiyor ise etkilenmemesi anormal olur. Etkilenmiyorsa ya çok dindardır bakmıyordur  ya da hormonlarında sorun vardır. Eğer bir erkeğin mini etekli bir kızdan etkilenmesi sapıklık diyorsanız size katılmıyorum. Bu her normal sağlıklı erkeğin hissettiği bir dürtüdür. Cinsel dürtüler ciddi oranda uyarılırsa mantıklı düşünme kaabiliyeti kaybolur. Ve tacizler ve tecavüzler yaşanır.

Bu yaştaki kız çocuklarının aklı bir karış havadadır ve çok tehlikeli bir dönemden geçerler. Her tarafa çekmek kolaydır. Kadınlar ne kadar uyanıksa, o kızlar da o kadar saftır. Kaşının üstünde gözün var deseniz tavlayabilirsiniz.

Muhafazakar aileler bu nedenle kızlarını okula göndermiyorlar. Köy enstitüleri gibi olağan üstü güzel bir projenin devletin elinde patlamasının nedeni de budur. Bizim toplum yapımız 90 senedir değiştirilememiştir bu saatten sonra da değiştirilemez bırakın aileler isterse başörtüsü taktırsın kızlarına fakat okula yollasın.

Demek istediğim şeyi sanırım yine anlatamadım. Daha fazla da uzatmaya niyetim yok. Anlatmak istediğim şeyi anlatmakta zorlanıyorum çünkü.

Fakat şu sözünüze  katılıyorum. "Sonuç olarak, çok kibarca ifade etmek istiyorum; bir kabile değiliz biz, bu nedenle kendimizi de başkaları, başkalarının eşleri ya da küçücük kızlarının giyim ve yaşayış şeklinden sorumlu hissetmemiz işgüzarlık olur."

Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Aralık 04, 2012, 05:11:09 öö Gönderen: Masor1976 »


Aralık 04, 2012, 07:49:41 öö
Yanıtla #68

Clinton kampanya bile yapmıştı

Uğur KOÇBAŞ / VATAN
ABD’de okul üniforması tartışması uzun yıllardan beri yapılıyor. İlk kez üniforma uygulaması 1987’de Baltimore’da bir ilkokul tarafından başlatıldı. Bu uygulamanın 21 eyalete yayılması ise 1995 yılında California’nın Long Beach bölgesindeki okullarda üniformanın zorunlu hale getirilmesi ve 5 yıl sonra çıkarılan istatistiklerde çok önemli verilere ulaşılmasıyla oldu. Long Beach’teki okullarda üniformanın zorunlu olmasının ardından,

- Okul çevresi suç oranlarında % 91,

- Disiplin cezalarında % 90,

- Taciz olaylarında % 96,

- Vandalizm olaylarında ise % 69’luk düşüş kaydedildi.

Marka savaşına karşı

1996’da dönemin ABD Başkanı Bill Clinton, Ulusa Sesleniş Konuşmasında ‘Eğer öğrencilerin pahalı kıyafetler için birbirini öldürmelerini engelleyecekse tüm devlet okullarında üniformaya geçilmeli’ dedi. Ardından da okul üniformasıyla sınıfların daha düzenli ve disiplinli olacağını savunarak tüm eyaletlere, nasıl zorunlu üniformaya geçebileceklerini anlatan kitapçıklar gönderdi. ABD’de bu konuda karar eyalet yönetimleri tarafından veriliyor. Bugün 22 eyalette okul üniforması uygulaması az ya da çok bulunuyor. ABD’nin en kalabalık 5 eyaleti (California, Florida, Illinois, New York, Teksas) de tavrını üniformadan yana koymuş. 1969 yılında ABD Yüksek Mahkemesi, siyah kol bantı taktıkları için okuldan atılan öğrencilerin kendilerini ifade etme özgürlükleri olduğuna hükmettiği için üniformanın yanısıra rozet, arma, kol bantı takmak da ABD genelinde serbest. 2000’de yapılan bir anket, okulların yüzde 23’ünde üniforma zorunluluğu olduğunu ortaya koymuştu. Geçen 12 yıl içinde bu oranın daha da arttığı belirtiliyor. 2008’de yapılan bir araştırma devlet okullarının yüzde 55’inde okul üniformasının uygulandığını ortaya çıkardı.

TEK TİPİN ARTILARI

- Velileri, sürekli yeni kıyafet almak zorunluluğundan kurtarıyor.

- Öğrencilerin dışarıdan giydikleri kıyafetlerle değerlendirilmesinin önüne geçiyor.

- Grup bilinci oluşmasını sağlıyor.

- Disiplini artırıyor. Ders başarısına olumlu etki ettiği iddia ediliyor.

EKSİ YÖNLERİ

- Öğrencilerin kendilerini giyimleriyle ifade etmelerinin önüne geçiyor.

- Üniformalar da pahalı ve aile bütçesine olumsuz etki ediyor.

- Otoriter bir rejim görüntüsü yaratıyor.

- Çete oluşumlarını engellediğine dair delil yok.

- Öğrenciler tarafından çoğunlukla çirkin bulunuyor.

Dünyada bir standart yok

Milli Eğitim Bakanlığı, serbest kıyafet uygulamasına gerekçe olarak, dünyadaki uygulamaları da gösterdi. Yönetmelikte, “Gelişmiş ülkelerde tek tip kıyafet veya önlük gibi bir kıyafet zorunluluğu bulunmamaktadır” dendi ve birkaç ülkeden örnek verildi. Ancak dünyada bu konuda bir standart yok...

İNGİLTERE: Kral 8’inci Henry’den beri, yani yaklaşık 600 yıldır İngilizler okul üniformasını benimsemiş durumda. İngiltere genelinde çoğu devlet okulu ve özel okullarda üniforma kuralı uygulanıyor.

İTALYA VE ALMANYA: Bu iki ülke benzer realiteler yüzünden okul üniformasına dünyada en soğuk bakan ülkeler. İtalya’da üniformalar Mussolini’nin faşist rejimi sırasında değişmez ve sorgulanamaz bir standarttı. Almanya’da da üniforma Hitler Gençliği’ni çağrıştırdığı için sevilmiyor. Çok az sayıda okulda var.

AVUSTRALYA: İngiliz kültürünün de etkisiyle ülkenin tamamında okullarda üniforma var.

BREZİLYA: Hem özel okullarda hem de devlet okullarında uygulanıyor.

KANADA: Ülke genelinde okul üniforması zorunluluğu yok. Ancak okula uygunsuz olduğu düşünülen kıyafetlerle gelinmemesi konusunda sıkı kurallar var.

DANİMARKA: Çok köklü iki okul dışında tek tip kıyafet yok.

İSPANYA: Okul üniforması zorunluluğu bulunmuyor. Ancak özel okulların çoğu tek tip kıyafeti tercih ediyor.


sevgiler...saygılar...
yenilmek te iyidir, mühim olan her seferinde yenilsende , daha iyi olarak yenildiğini bilmektir


Aralık 04, 2012, 04:41:14 ös
Yanıtla #69
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Alıntı
İTALYA VE ALMANYA: Bu iki ülke benzer realiteler yüzünden okul üniformasına dünyada en soğuk bakan ülkeler. İtalya’da üniformalar Mussolini’nin faşist rejimi sırasında değişmez ve sorgulanamaz bir standarttı. Almanya’da da üniforma Hitler Gençliği’ni çağrıştırdığı için sevilmiyor. Çok az sayıda okulda var.


Bizdede tek tip üniformanin (siyah önlük) kullanis amaclarindan biride biraz tarihteki en iyi müttefiklerimize benzer aslinda.

Tek ulus ( yalnizca türk olacaksin )
Tek din ( yalnizca sunni olacaksin)
Tek dil ( yalnizca türkce konusacaksin, tabi bu sözkonusu kürtce, zazaca, lazca, ermenice olunca böyle oluyor. Yoksa ingilizce, almanca, fransizca olunca is degisiyor, nedeolsa bu dillerin konusuldugu ülkelere göbek bagindan bagliyiz)
Ve tabiki tek tip elbise veya üniforma.

Saygilarimla


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
12 Yanıt
6631 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 02, 2012, 07:15:41 ös
Gönderen: yazbenide
28 Yanıt
16115 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 13, 2010, 11:05:39 öö
Gönderen: Mozart
2 Yanıt
4669 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 20, 2010, 06:00:21 ös
Gönderen: Texan
2 Yanıt
2930 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 01, 2012, 09:50:42 ös
Gönderen: NOSAM33
1 Yanıt
3144 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 21, 2010, 01:11:50 öö
Gönderen: Texan
SERBEST RADİKALLER VE SİGARA

Başlatan Özer Baysaling Saglik

0 Yanıt
3723 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 27, 2011, 11:40:11 öö
Gönderen: Özer Baysaling
6 Yanıt
3561 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 17, 2012, 05:10:14 ös
Gönderen: günışığı
11 Yanıt
8240 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 04, 2012, 06:09:56 ös
Gönderen: Tij
12 Yanıt
5345 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 10, 2012, 11:28:02 ös
Gönderen: Alşah
0 Yanıt
3057 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 22, 2013, 09:22:13 öö
Gönderen: Etimolog