Masonlar.org - Harici Forumu

Mason ve Masonluk Nedir? => Turkiye`de Masonluk => Konuyu başlatan: hewal73 - Mart 03, 2009, 10:51:24 ös

Başlık: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: hewal73 - Mart 03, 2009, 10:51:24 ös
atatürk bilindigi gibi türkiyedeki mason locaları kapatmıştır buna rağmen niye türkiyedeki masonların çogu kemalist cizgidedir mason kardeşlerimizden bunun cevabını verirlerse çok sevinirim
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: karahan - Nisan 26, 2009, 04:18:14 ös
atatürkün mason localarını kapatması ciddi bir konudur.üzerinde cidden tartışılması gereken bir konu bence.atatürkün öncelikle mason iddiası doğrumudur bazı sitelerde atatürküün mason olduğu söylenir hatta atamızın birçok fotoğrafındaki pozları mason ritülleri vardır.napolyon gibi george washington gibi duruşları vardır.bir dönem ilgi duymuş olabilir tıpkı ittihat ve terakkiye duyduğu gibi.ama sonraki dönemlerde atanın bu localara bakışı neden değişmiş ve bir gecede kapatma emri verdiği önemlidir.şimdi masonluk atatürkçüyüz duruşu atanın yaptığına saygı duyuyoruzmu oluyor yoksa başka bir durummudur.belki açıklanması zor belkide açıklanmasının kimseye yararı olmayacak bir konudur diye düşünüyorum
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: asoraman - Nisan 27, 2009, 12:12:58 ös
Atatürk   herşeyden önce bir politikacıydı.Tarihi  karşılatırmalı  olarak okuduğumuzda da Atatürk'ün o anki konjoktüre göre politikalarında zaman zaman  değiştiğini görürsünüz. O  zamanki  konjoktürde   öyle  yapılması  gerekiyorsa Atatürk'te  öyle bir tutum sergilemiştir. Sayın  Mason'un bir yayınladığı  bir  konuda  Atatürk'ün  okuduğu Şemsi Efendi okulunun sabetay biri tarafından  kurulduğu yazmaktadır. Atatürk'ün masonluğa  bakışının o kadarda negatif olduğunu  sanmıyorum.

Saygılarımla
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: karahan - Nisan 27, 2009, 03:12:04 ös
değerlendirmene katılıyorum artı olarak daha fazla anlama imkanı olsun diye o anki şartları hayal edip kendini atatürkün yerine koyup değerlendirmeler yapmak başka olaylarla ilgili olarakta geçerli daha objektif görebilme imkanı olur sanırım.heran değişebilen koşullarda bazı şeyleri sonradanda anlasak verilen kararları yaşanılan olaylar belirliyor
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: ozkann - Nisan 27, 2009, 04:44:05 ös
Merhaba

Masonların 'kemalist' çizgide olduğuna katılmıyorum. 
Masonların kemalizm den önce de bir çizgisi vardı.
Mustafa Kemal hiç doğmasa bile onlar aynı masonik çizgide idi.

Masonların çoğunun Atatürk çü olduğuna da katılmıyorum.
Kaç tane mason tanıdınız ki çoğu hem masonum hem Atatürk çüyüm desin.
Ayrıca hem mason olup hem Atatürk çü olmayan azınlık bir kesim bile var anlamı çıkıyor cümlenizden.

Siz masonların Atatürk çü olduğuna kemalist çizgi (?) de olduklarına nasıl karar verdiniz?

Saygılarımla
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: Genius Loci - Nisan 27, 2009, 04:58:11 ös
e peki siz masonların atatürkçü olmadığına  kemalist çizgide olmadığına nasıl karar verdiniz?

Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: ozkann - Nisan 27, 2009, 08:37:55 ös
Sayın Skull G.

Masonlar Atatürk'çüdür veya değildir demiyorum.

Sayın hewal73 ün masonların çoğu Atatürkçü dür yargısına katılmıyorum. 
Çünkü;

Masonlar Atatürk ten önce de vardı. Atatürk ile birlikte doğru ve güzele yaklaşmak
için Atatürk yöntemlerini benimseyerek, idealize ederek kendilerine yeni bir yön verdiklerini
düşünmüyorum. 

M.Kemal i sevebilir takdir edebilir masonluğa davet edebilirler.  Atatürk bir masonun yapması gereken herşeyi yapmış olabir.

M.Kemal den sonra, yaptıklarına bakılarak kurtuluş mücadelesini sürekli yaşanabilir siyasi bir ideoloji haline getirmeye
çalışan insanlar onun bakış açısı  eylem ve söylemlerini tarzını 'kemalist' çizgi olarak belirlediler.

Masonların kemalist çizgiden beslendikleri, kemalist çizgiyi referans noktası alarak yöntem ve düşüncelerine yön verdiklerini söylemek zor..
Masonluk global ve daha uzun tarihsel süreçlerde rol almış bir kurum.

Referans noktası kemalizm, M.kemalin yaptıkları, yapış şekli  değildir.

M.Kemal'in bu düşüncelere ulaşırken aldığı referans noktası ile Masonların referans noktası da aynı olabilir.
işte bu yüzden Masonların kemalist çizgide olduklarını söyleyemiyorum.. (değillerdir anlamı çıkmasın da)

Aynı bizler gibi,  onu çok sevebilir, kısmen sever, hiç sevmez... masonluğu bağlayıcı değildir.
Diğer iş için ADD vardır...

Fakat şu bellidir; opera ve balede çalışan müzisyenlerin hangi büyük müzisyenleri sevdiğini ve
kimi sevmediğini dinlemediğini  tahmin etmek çok zor değildir.
Çalışan sanatçıların çoğunluğu da aynı müzisyenleri seviyor olabilir. Bu gönül birliğidir.
Herhangi bir -izm cilik olarak ele alınmamalıdır. Operayı (kurumu) bağlayan bir durum yoktur.

İşte o yüzden masonlar Atatürk ü seviyor diye spekülasyon yapılır. Ülkü birliğidir.
Atatürk ile gönül ve ülkü birliği yapmışlardır fakat hala Atatürkçü değillerdir..
Atatürkün sevilmesi saygı duyulması yaptıklarının takdir edilmesi anılması hatırlanması şiir okunup
büst yaptırılması Atatürkçülük değildir.
Atatürkçülük politik ve ideolojik bir bakıştır.

Sayın hewal73 ün masonların çoğu Atatürkçü dür düşüncesine katılmıyorum. 
Çünkü;

Bir grubun çoğu Atatürk çü derseniz azınlığı da Atatürk çü değildir sonucu çıkar.
Halbuki  hem mason olduğunu hemde Atatürk çü olduğunu açıklayan kaç mason vardır?
Hem mason olup hemde Atatürk çü olmadığını açıklayan olmadığı gibi.

Kaç tane mason olduğuyla ilgili gerçek net bir fikre sahip değilken, tanesini sayamadığımız
masonların hepsinin siyasi bakış açılarını ezbere biliyor gibi konuşmak menfi veya müspet önyargıdır.

e peki siz masonların atatürkçü olmadığına  kemalist çizgide olmadığına nasıl karar verdiniz?

e Hayır.
Olmadıklarına karar vermedim. 

Bilinemez ve olamazların sebebini 2 noktada toplamak istedim..
Atatürkçüler veya değillerin tarafı değilim.

Saygılarımla
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: Dino - Nisan 27, 2009, 10:23:04 ös
Sayin Ozkann,

Konu basligi altinda yazdiginiz dusunceleriniz yanlis anlamaya oldukca musait.

Dediginiz cok dogru, masonluk yuce Ataturk'den once vardi, Ataturk'den sonra da devam ediyor. Ama sunu aklinizdan cikartmamaya calisin lutfen, Masonlar ulke ve milletlerini cok seven insanlardir,istisnasiz  herbiri birer vatanseverdir. Turkiye Cumhuriye'ni kuran, felsefeleri ile bizleri bugune tasiyan Ataturk'tur ve O'nun adi her geciste tum Kardeslerimin hala yurekleri ciz etmektedir. Aydinlik Turkiye icin O'nun devrimlerini klavuz edinmek her Masonun siaridir, bizler Ataturk'u anlamaya calisan da bir topluluguz, bazilari gibi kuru kuruya Ataturkcuyuz demiyoruz... Su da unutulmamalidir, Turkiye Cumhuriyeti kimligi tasiyan, hangi din, dil, mezhep, milletten olursa olsun her Mason Ataturkcudur...

Saygilarla,
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: karahan - Nisan 28, 2009, 11:06:43 öö
sevgili arkadaşlar

masonlar atatürkçüdür lafının doğal haline katılmıyorum.masonluk atatürkçülükten önce vardı zaten çok uzun yaşayan bir yapı olmasıda kendi sistemini tavizssiz uygulamasındandır.atatürkçü olmak ben fenerbahçeyi tutuyorum demek gibi bir şey.fenerbahçe nedir desen sadece spor klübü anlamı vardır.atatürkçülük nedir aslında benim anladığım anlamda felsefik ve ideolojik bir yapısı yoktur en azından atamız sağken yoktu.atatürkün yaptığı devrimler acısı ile tatlısı ile o anki ülkemizin yaşadığı konjektürde yapılması en doğal çağdaş devrimlerdi atamızda bunu yaptı.sonradan ona atfedilen ünvanlar sanırım onun yaşarken çok muhatap olmadığı konular.atatürkçülük ve kemalizm bunların anlamı ile ilgili kimse çıkıp bir laf etmez aslında mana olarak 2 side tek.masonların atatürkçü olmaları sadece atamıza duyulan saygıdır başka anlamalr yüklemek masonluğu daha fazla kutsal değerlere yükseltmez.aynı mantıkta bir insan daha çok cumhuriyetçide olmaz.biraz bana bu iş gerçekçilikten öte kendini kandıranlar klübü olarak geliyor.umarım fikri tercüme hatası yapmamışımdır yanlış anlaşılmasın
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: Dino - Nisan 28, 2009, 02:05:20 ös
Sayin Karahan,

"Ataturk'u anlamak" diye bir tabir vardir, bilirsiniz. Dediginiz gibi takim tutar gibi Ataturkcu olanlarin yaninda O'nu anlayan gercek Ataturcu'ler de vardir. Yanlisiniz var; Ataturkculuk ya da Kemalizm bir ideolojidir, felsefesi vardir. Bizler millet olarak asagilik duygusundan kurtuldugumuz zaman bunun ne demek oldugunu anlayacagiz. Ne gariptir ki, bugun bile hala Ataturk'un yaptiklarini hafife alan, sanki yapilmasi kolaymis havasi yaratanlar var, cok yazik. O imkansizi basarip dunyanin kalbine oturmus, herkesin saygisina mazhar olmustur. Ghandi O'nun yolundan gitmistir, Che Guevara olduruldugunde cantasindan Ataturk ile ilgili kitap cikmistir vs vs.

Turk Masonlari elbette Ataturk'e saygi duyuyorlar ama Kemalizm yolundan da yuruyorlar; cagdas medeniyet seviyesine ulasmak icin calisiyorlar, yurtta ve dunyada barisi savunuyorlar...

Umarim farki gormenize yardimci olabilmisimdir.

Saygilarla,
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: Itzhak - Nisan 28, 2009, 04:28:04 ös
 Her zaman vatanperverlik,özgürlük ve bilimi destekleyen HvKEMBL 'nın Yüce Atatürk'ün devrimlerini destekleyip,''Hayatta en hakiki mürşit ilimdir fendir''..özdeyişini benimsemesi harici alemi şaşırtmamalı aksine taasuptan uzak bir masonluk araştırmasına itmelidir..Masonluk Yüce kurucunun yolundan,Yüce kurucuda bilimin yolundan hiçbir zaman ayrılmamamıştır..

Saygı ve sevgılerımle
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: karahan - Nisan 29, 2009, 09:50:20 öö
Sayin Karahan,

"Ataturk'u anlamak" diye bir tabir vardir, bilirsiniz. Dediginiz gibi takim tutar gibi Ataturkcu olanlarin yaninda O'nu anlayan gercek Ataturcu'ler de vardir. Yanlisiniz var; Ataturkculuk ya da Kemalizm bir ideolojidir, felsefesi vardir. Bizler millet olarak asagilik duygusundan kurtuldugumuz zaman bunun ne demek oldugunu anlayacagiz. Ne gariptir ki, bugun bile hala Ataturk'un yaptiklarini hafife alan, sanki yapilmasi kolaymis havasi yaratanlar var, cok yazik. O imkansizi basarip dunyanin kalbine oturmus, herkesin saygisina mazhar olmustur. Ghandi O'nun yolundan gitmistir, Che Guevara olduruldugunde cantasindan Ataturk ile ilgili kitap cikmistir vs vs.

Turk Masonlari elbette Ataturk'e saygi duyuyorlar ama Kemalizm yolundan da yuruyorlar; cagdas medeniyet seviyesine ulasmak icin calisiyorlar, yurtta ve dunyada barisi savunuyorlar...

Umarim farki gormenize yardimci olabilmisimdir.

Saygilarla,

sevgili dino ben farkı görüyorum sözlerinizede katılıyorum.benim burda itirazım olan konu aslen başka.ülkemin atatürkten başkada büyük liderler çıkarmaya ihtiyacı var.ama kurulan düzen maalesef bunu engelliyor.ülkemdeki birtakım başarısızlıklar maalesef bundan kaynaklanmıyormu.kemalizm felsefesini açarsanda sevinirim ben bu felsefeyi türklerden başka dünyada kabul edeni hatırlamıyorum.bu lafımda küçümseme manasında algılanmasın
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: Dino - Nisan 29, 2009, 10:25:37 öö
Sayin Karahan,

"Ataturk'u anlamak" diye bir tabir vardir, bilirsiniz. Dediginiz gibi takim tutar gibi Ataturkcu olanlarin yaninda O'nu anlayan gercek Ataturcu'ler de vardir. Yanlisiniz var; Ataturkculuk ya da Kemalizm bir ideolojidir, felsefesi vardir. Bizler millet olarak asagilik duygusundan kurtuldugumuz zaman bunun ne demek oldugunu anlayacagiz. Ne gariptir ki, bugun bile hala Ataturk'un yaptiklarini hafife alan, sanki yapilmasi kolaymis havasi yaratanlar var, cok yazik. O imkansizi basarip dunyanin kalbine oturmus, herkesin saygisina mazhar olmustur. Ghandi O'nun yolundan gitmistir, Che Guevara olduruldugunde cantasindan Ataturk ile ilgili kitap cikmistir vs vs.

Turk Masonlari elbette Ataturk'e saygi duyuyorlar ama Kemalizm yolundan da yuruyorlar; cagdas medeniyet seviyesine ulasmak icin calisiyorlar, yurtta ve dunyada barisi savunuyorlar...

Umarim farki gormenize yardimci olabilmisimdir.

Saygilarla,

sevgili dino ben farkı görüyorum sözlerinizede katılıyorum.benim burda itirazım olan konu aslen başka.ülkemin atatürkten başkada büyük liderler çıkarmaya ihtiyacı var.ama kurulan düzen maalesef bunu engelliyor.ülkemdeki birtakım başarısızlıklar maalesef bundan kaynaklanmıyormu.kemalizm felsefesini açarsanda sevinirim ben bu felsefeyi türklerden başka dünyada kabul edeni hatırlamıyorum.bu lafımda küçümseme manasında algılanmasın

Sayin Karahan,

Ilk musait zamanimda size detayli bilgi yazacagim.

Saygilarla,
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: dogudanesen - Nisan 29, 2009, 11:15:00 öö
Bir coğrafyanın insanlarını kulluktan yurttaşlığa,
o coğrafyayı çöplükten yurda,
kadınlarını yaratıktan hanımefendiliğe,
kölelikten tam bağımsızlığa taşıyan bir adamı sevmemek için ya APTAL olmak gerekir ya da HAİN BİR ŞEREFSİZ olmak gerekir !

Masonlar ya da başka kim varsa Mustafa Kemal'i seviyorsa,sevmekten öte O'nu anlamaya çalışıyorsa ve yolundan yürümeye çalışıyorsa bundan daha doğal bir şey olamaz !

Atatürkçü-Kemalist ya da neyse deyip de bugüne kadar ülkelerine ve Mustafa Kemal'e her türlü zararı verenleri baz alarak Kemlizm'i
lekeleyemezsiniz! O'nu gerçekten anlamaya ve izlemeye çalışan namuslu,yurtsever ve aydın insanlar gerçekten birer Kemalist-Atatürkçüdür !

Bir Mason Atatürkçüyüm desin veya demesin Atatürk'ün bıraktığı maddi-manevi mirasa sahip çıkıyorsa ve bunun için savaşıyorsa
ben de bir Masonum ve o Mason da bir Atatürkçüdür ! Mustafa Kemal'i parti logolarına,dar söylemlere,derneklere hapsedemezsiniz.

Atatürk TÜRKİYEDİR,Türkiye ATATÜRKTÜR !

NOKTA .
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: Saygın - Nisan 29, 2009, 12:30:44 ös
Sayin Karahan,

"Ataturk'u anlamak" diye bir tabir vardir, bilirsiniz. Dediginiz gibi takim tutar gibi Ataturkcu olanlarin yaninda O'nu anlayan gercek Ataturcu'ler de vardir. Yanlisiniz var; Ataturkculuk ya da Kemalizm bir ideolojidir, felsefesi vardir. Bizler millet olarak asagilik duygusundan kurtuldugumuz zaman bunun ne demek oldugunu anlayacagiz. Ne gariptir ki, bugun bile hala Ataturk'un yaptiklarini hafife alan, sanki yapilmasi kolaymis havasi yaratanlar var, cok yazik. O imkansizi basarip dunyanin kalbine oturmus, herkesin saygisina mazhar olmustur. Ghandi O'nun yolundan gitmistir, Che Guevara olduruldugunde cantasindan Ataturk ile ilgili kitap cikmistir vs vs.

Turk Masonlari elbette Ataturk'e saygi duyuyorlar ama Kemalizm yolundan da yuruyorlar; cagdas medeniyet seviyesine ulasmak icin calisiyorlar, yurtta ve dunyada barisi savunuyorlar...

Umarim farki gormenize yardimci olabilmisimdir.

Saygilarla,

sevgili dino ben farkı görüyorum sözlerinizede katılıyorum.benim burda itirazım olan konu aslen başka.ülkemin atatürkten başkada büyük liderler çıkarmaya ihtiyacı var.ama kurulan düzen maalesef bunu engelliyor.ülkemdeki birtakım başarısızlıklar maalesef bundan kaynaklanmıyormu.kemalizm felsefesini açarsanda sevinirim ben bu felsefeyi türklerden başka dünyada kabul edeni hatırlamıyorum.bu lafımda küçümseme manasında algılanmasın

Sayın Dino imza kısmına çok güzel yazmış "Bakmak yetmez, görmek gerek" Büyük liderler her dönemde çıkmaz, bunu anlamak için ilk önce "büyük lider" ne demektir bilmek gerekir. Halka huzur sağlayan, ekonomisini ayaktakta tuttan, milletin birlik ve beraberlik bağlarını garantiye alan, ülkeyi çağdaş medeniyetler seviyesinde tutan Bir lidere, "Lider" denir. Bu olması gereken ve normal olandır..

Şimdi büyük lidere gelelim; "Büyük lider" ne demektir?

Alıntı
ülkemin atatürkten başkada büyük liderler çıkarmaya ihtiyacı var.ama kurulan düzen maalesef bunu engelliyor.

Büyük Lider böyle bir engel tanımaz. (bu bir)

Büyük lider imkansızlıkların içinden çıkar. (bu iki)

Büyük lider simsiyah olmuş ülkesini, eliyle gümüş suyuna batırmış gibi çıkarır ve bembayaz, ışıl ışıl milletine teslim eder. (bu üç)

Bu üç maddenin dışında genel olarak tarihe baktığımızda böyle liderler yüzyılda bir çıkar diyebiliriz. Büyük liderlerin böyle bir özelliği de vardır.

Atatürk'ün Büyük liderlerin bu özelliğinden farkı "İKİBİN" yıldır ne yazıkki sadece bir tane çıkmış olmasıdır. Eşi benzeri yoktur ki bir lider; Olmayan vatanını yeniden var etsin, sonrasında kene kadar yapışkan, bir bataklık kadar pis ve derinliği yüz yılları bulan bir rejimi kökünden söksün. Yerine; yeni, aydın, çağdaş ve ışıldayan bir rejim getirsin ve halkına bunu kabul ettirsin. "Kim" olduğunu unutmuş, hiç olmadıkları, olmamaları gereken dalkavuk bir soyun kültürüyle yaşamaya alışmış, okumayı unutmuş o masum milletine yeniden "Kim" olduğunu öğretsin ve herpsinin önünde O "Kim" i tüm dünyaya yeniden tüm saygınlığıyla kabul ettirsin.

Tarih böyle bir lidere ikinci kez rastlamamıştır.

İşte bu noktada "Kemalizm" i anlamanız için size bir fırsat doğuyor. Aksine size "Kemalizm" ve Atatürkçülüğü size ne Sayın Dino nede bir başka kimse anlatamaz.Siz isterseniz kendi olgunluğunuz kadar anlarsınız. Baktıktan sonra eğer görmek istenecek olursa işin aslı budur.

Sevgi ve Saygılarımla,

Başlık: Ynt: Türkiyedeki Masonların Çoğu Neden ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: Genius Loci - Nisan 29, 2009, 12:34:37 ös
"Ölümsüz Önder Atatürk,

Ferdin vicdan, inanç ve düşünce hürriyetlerini ve ahlaki sorumluluğunu; İnsan kişiliğine saygıyı; İnsanların iyiliğine çalışmayı; İnsanların hak ve vazife eşitliğini; İlme saygıyı, birer prensip olarak benimseyen bizler, mensubu bulunduğumuz Masonluğun bu ilkelerini içimize sindirmiş; Vatanına, Milletine ve kurduğun Cumhuriyet ile ilkelerine sadakatle bağlı olarak bir kere daha huzurunda sevgi, saygı ve minnet duygularımızla eğiliyoruz.

Yaktığın ışığı taşıyan eller değişecek ama ışığın ölümsüz kalacaktır.

Salih Evcilerli
Büyük Üstat

Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Derneği Başkanı

27 Ekim 2007"

Anıtkabir Özel Defterinden...
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: Dino - Nisan 29, 2009, 03:07:11 ös
Sayın Karahan,

Aslında Sayın Dogudanesen ve Sayın Saygın çok net açıklamalar yapmışlar. Ben de dilim döndüğünce somut birşeyler yazmak istedim.

Kemalizm'in bir felsefe olduğu ve Atatürk'ün dünyada hala ciddi anlamda saygı duyulan bir lider olduğu su götürmez bir gerçektir. Hepimizin bildiği gibi Mustafa Kemal ATATÜRK dünya döneminin liderleri içerisinden 21 nci yüzyıla geçebilen tek liderdir. Üstelik diğer liderler, kendi halkları tarafından yok edilmemin acısını yaşamışken, o hala halkının ve dünyanın nabzında en büyük canlılığıyla, sevgisiyle, saygısıyla hala yaşayabilen dünyadaki tek lider.

Önemli olanda sanırım, yaşarken ölmek değil, öldükten sonra da bu kadar uzun süre canlı kalabilmeyi başarmak değil midir?

ATATÜRK’ü biz hep tarihe mal olmuş yönleriyle tanıdık: Asker ATATÜRK ya da devlet adamı ATATÜRK olarak. Bu vereceğim örnek dünyada tek olan örnektir. Zaten herhalde bir başkasına da rastlamamız mümkün değildir. En büyük düşmanı; hani şu ordularını denize döktüğü düşmanı, Yunan başkomutanı Trikopis. Hiçbir zorlama olmadan, hiçbir baskı olmadan her Cumhuriyet bayramı Atina’daki Türk büyükelçiliğine gidiyor Trikopis, ATATÜRK’ün resminin önüne geçiyor ve saygı duruşunda bulunuyor. Böyle bir saygıyı en büyük düşmanında uyandırabilen bir Mustafa Kemal’den bahsediyoruz.

Yıl 1938, General Mc Arthur’un en zor, en problemli, en buhranlı dönemi. Birden çok sıkılır ve yanında duran yüzyirmiden fazla kişiye döner ve aynen şöyle der: “Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal’i görmek için neler vermezdim” dedirten o büyük özlemi ve onu oluşturabilen Mustafa Kemal’i.
 
Ya da, yıl 1938. Bir İran’lı şair bir Tahran gazetesine ölümü üzerine bir şiir yazar. İşte o şiirin iki mısrasını sizlerle paylaşmak istiyorum. Diyor ki;
“Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir.” dizelerindeki bu kıskançlığı oluşturabilen Mustafa Kemal.

Yıl 1976, UNESCO, üyelerine bir öneriyle gelir. Öneri paketindeki bir cümlede diyor ki ”Bu gün UNESCO’nun üzerinde çalıştığı bütün projelerin isim babası Mustafa Kemal’dir.” Öneri; O’nun doğumunun yüzüncü yılını, 152 üyesi olan UNESCO’nun tüm ülkelerde aynı anda kutlasın önerisidir. Birden İsveç delegesi ayağa kalkar ve şöyle söyler:

“Ne yani, dünyada bu kadar devlet adamı var, hepsinin doğum gününü böyle kutlayacak mıyız?” şeklindeki kinayeli sözlerine, Rus delegesi ayağa fırlar, yumruğunu masaya vurur ve 152 ülkenin delegelerine aynen şöyle söyler;
”Genç delege arkadaşım hatırlatmak isterim ki; ATATÜRK öyle dünyadaki herhangi bir lider değildir, bırakın onu bir yıl anmayı her ülke her problemimizde çare olarak aramalıyız” sözlerini döktürtebilen bir Mustafa Kemal. Sonra ne mi olur? UNESCO tarihinde ilk ve tekdir, hiç negatif oy yoktur, hiç çekimser oy yoktur, 152 ülke şu metne imza atar; O İsveç delegesi bu imzanın atıldığı gün mikrofona gelir ve aynen şunları söyler;

”Ben ATATÜRK’ü inceledim bütün ülkelerden özür diliyor ilk imzayı ben atıyorum”.

İşte o muhteşem belge diyor ki;
“ATATÜRK KİMDİR; ATATÜRK ULUSLARARASI ANLAYIŞ, İŞBİRLİĞİ, BARIŞ YOLUNDA ÇABA GÖSTERMİŞ ÜSTÜN KİŞİ, OLAĞANÜSTÜ DEVRİMLER GERÇEKLEŞTİRMİŞ BİR İNKİLAPÇI, SÖMÜRGECİLİK VE YAYILMACILIĞA KARŞI SAVAŞAN İLK ÖNDER, İNSAN HAKLARINA SAYGILI, DÜNYA BARIŞININ ÖNCÜSÜ, BÜTÜN YAŞAMI BOYUNCA İNSANLAR ARASINDA RENK, DİL, DİN, IRK AYIRIMI GÖSTERMEYEN, EŞİ OLMAYAN DEVLET ADAMI, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURUCUSU”

Var mı böyle bir metin? Bir filozof der ki “bir ülke için kıstas aradığınız zaman o ülkenin en büyük liderini gözden geçirin”. Şu anda kıstas arayan ülkelere sanıyorum bundan daha iyi bir metin gösteremeyiz. İşte bu metin 152 ülke tarafından imzalanmıştır.

Hadi gelin Haiti’ye gidelim. Yıl 1996, Haiti Cumhurbaşkanı  ölür. Bir vasiyet bırakmıştır, vasiyeti açılır. Vasiyetinde mezar taşına yazılması için bir metin bırakmıştır. Haiti Cumhurbaşkanının bugün mezar taşında yazan hitabe “Bütün ömrüm boyunca Türkiye’nin lideri Mustafa Kemal ATATÜRK’ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm”
Peki yıllar bir şey değiştirir mi? Hayır. 2000 yılında bizim medyanın kaçırdığı bir bilgi var, ABD Başkanı milenyum mesajını veriyor. Mesajın bir yerinde aynen şunları söyler; “Bugün milenyumun hiç şüphe yoktur ki tek devlet adamı Mustafa Kemal ATATÜRK’tür. Çünkü o yılın değil asrın lideri olabilmeyi başarmış tek liderdir.” 2000 de ABD Başkanına işte bu gerçeği de ifade ettirebilen bir Mustafa Kemal var. Asker Mustafa Kemal’in, Devlet adamı Mustafa Kemal’in çok dışında bir Mustafa Kemal.

2003 de bir şey değişti mi ya da 2004 te? Hayır. 2004 de bir konferansta bir hanımefendi ayağa fırladı. Dedi ki “Ben Norveçliyim ve şu anda Norveç’te çok sık kullandığımız bir deyim var, bu deyimin anlamını anladım” dedi. “Norveççe’de “ATATÜRK gibi düşünmek” deyimi var. Çok sık kullanırız bu deyimi, hani bir problem veririz çöz diye o da tembellik eder çözmez. Deriz ki ona bu problemin mutlaka çözümü var. Bir de ATATÜRK gibi düşün”.

Bir İngiliz gazeteci ATATÜRK’le bir röportaj yapar. Röportajını Amerikan Büyük Kütüphanesinden bulup getirtmiş birileri ve bir yerinde Mustafa Kemal’e şöyle sorar gazeteci; ”Birleşmiş Milletlere üye olmayı düşünüyor musunuz?” Mustafa Kemal’in cevabı aynen şöyle :

“Şartlarımızı koyarız. Kabullerine bağlı. Biz müracaat etmeyiz üye olmak için. Eğer davet gelirse düşünürüz”. Birleşmiş Milletler sadece Türkiye’yi davet edebilmek için yasasını değiştirir ve ilk davet edilen ülke olur Mustafa Kemal’in ülkesi, Türkiyesi Birleşmiş Milletlere. Sanıyorum feyz alacağımız çok şey var aslında Mustafa Kemal’den. Bu arada 2005’de yabancı bir gazetede sürmanşet büyük puntolarla şu başlığı atılıyor “Bu gün Ortadoğu’ya düzinelerle ATATÜRK lazım”.

Peki başka bir lider var mı diye araştırdım bir çiçeğe adını veren, başka hiçbir lider yok. Çünkü tabiatıyla bu kadar bütünleşebilen bir lideri dünya tarihi yazmamıştır. Diyor ki Mustafa Kemal; ”çevre hareketi dışında eğer lider olacaksanız, eğer lider olmaya kalkıştıysanız ki içinizde öğrenci arkadaşlar var, mutlaka sınıf başkanları vardır, eğer sınıf başkanı olacaksan bu bir liderliktir, sınırın nedir? Sınıftır... Sınıfın içerisindeki tek bir tebeşir tanesi, tek bir sıra, tek arkadaşının problemiyle ilgilenemeyeceksen o liderliği kabul etmeyeceksin" demektedir Mustafa Kemal.

Peki ikinci sır nedir? İkinci Sır; dünya tarihi bir sıfatı sadece Mustafa Kemal’e vermiştir. Başka dünyada hiçbir liderin alamadığı bir sıfattır bu, hangi sıfattır dersiniz? Bir insan doğumundan ölümüne kadar ya bir askerdir, ya bir devlet adamıdır ya çevrecidir ya tiyatrocudur ya sanatçıdır ya arkeologdur, bir şeydir. Ama bunların hepsi birden olabilen dünyadaki tek lider Mustafa Kemal ATATÜRK olduğu için dünyada “kültür antropoloğu” sıfatı verilebilen tek lider Mustafa Kemal’dir.

“Kültür Antropoloğu” nedir ne değildir uzun uzun başınızı ağrıtmayacağım. Hadi gelin 5 Mayıs 1935, Ahlatlıbel’e gidelim. Ahlatlıbel Ankara yakınlarındaki kazıların başladığı yer biliyorsunuz. Bütün arkeoloji kazılarının yapılma emrini veren Mustafa Kemal, müzelerin açılma emrini veren de Mustafa Kemal. Bakıyorsunuz Efes kazıları başlıyor, iki kere gidiyor, Konya‘da Asar kazıları başlıyor başında, birde bakıyorsunuz Ahlatlıbel kazıları başlamış başında, toprak alıyor, ölçüyor, biçiyor. “Ya ne yapıyor Mustafa Kemal” diyorlar. Çankaya’ya gidiyor, Çankaya’da üç gün üç gece hiç uyumadan; uyumamak için alnına ıslak bezler koydurmuş, birilerini çağırıyor, telefonlar ediyor bir heyecan bir telaş. Üç gün sonra “gelin diyor Ahlatlıbel’e gidiyoruz”. Hemen geliyor diyor ki “arkeologlar toplanın”. Toplanıyor ve diyor ki Mustafa Kemal heyecanla; “kazdığınız yer yanlış, şurayı kazmanız gerekir”. Yabancı arkeologlar “el insaf paşam, anladık iyi askersin iyi devlet adamısın ama yani bu işte bizim işimiz niye karışıyorsun” der gibi aralarında birkaç şey oluyor ama emir büyük yerden. Başlıyorlar Mustafa Kemal’in gösterdiği yeri kazmaya. Sonuç mu? Bütün bulgular oradan çıkıyor. İnat uğruna kendi dedikleri yeri kazarlar hiçbir bulguya rastlayamayacaklardır.
Bunun üç gün sonrası, ATATÜRK Galip ARCAN’ın yazdığı “Sırat Köprüsü” adlı piyese davetlidir. Piyesin başında mutludur, biraz sonra sinirlenmeye başlar, bir müddet sonra bitince “bana Galip ARCAN’ı çağarın” der. Galip ARCAN gelince “bu piyesi siz mi yazdınız? “der. “Evet paşam ben yazdım”. ”Hayır, bu bir Flor Doranj adlı Boldvilin’in aynen çevirisi, neden bunu belirtmediniz, hakkınızda soruşturma açtırıyorum” diyecektir.
Liderleri çok sıkı eleştiren bir eleştirmen diyor ki ATATÜRK için “Liderler içerisinde eleştiri acizliği yaşadığım tek lider Mustafa Kemal’dir. Çünkü bütün Rönesans, bütün reform, bütün aydınlanma çağı etkinlikleri bir adamın kafasında toplanmış, bir çağa sığan etkinlikler on yılda başarılmış, bu büyük bir mucizedir, en büyük radikal Mustafa Kemal’dir”. Bunu biz demiyoruz dünyanın en büyük lider eleştirmeni diyor.
On yılda bir bakıyorsunuz kara tahtanın başında harf öğretiyor, bir bakıyorsunuz şapka giyiyor, bir bakıyorsunuz tiyatro eseri oynatıyor, yok efendim arkeolojik kazılara gidiyor, tren raylarının genleşme hesabını yapıyor, Ankara’daki caddelerin ne kadar mesafede olacağı konusunda şehirleşme planları yapıyor, peki nasıl? Ben esas sırrı nerde buldum biliyor musunuz? Onun bir sözünde. Bu sözü okuyunca keşke şu karga kovalamasını kafalarımıza yerleştireceklerine şu sözünü yerleştirselerdi herhalde Türkiye çok farklı bir yerde olurdu şu anda. ATATÜRK diyor ki; ”Çocukluğumda elime geçen iki kuruştan birini eğer kitaplara vermeseydim bu gün yapabildiğim işlerin hiçbirini yapamazdım”. Esas sır bence burada. Çocukluğunda eline geçen iki kuruştan birini kitaplara verdiği için 35 yaşında general, 40 yaşında başkomutan, 42 yaşında cumhurbaşkanı, 46 yaşında dile dokunabilen tek reformist Mustafa Kemal’dir. İşte bunu yapabilen ve 53 yaşında nutku yazan genç olarak tarihimize geçecektir Mustafa Kemal.
   Okumayla, ama nasıl okuma biliyor musunuz? Anafartalar’da savaşın bir dinlenme yerinde çadırınıza gelirsiniz, postalları çıkarır rahatça dinlenmek istersiniz. Öyle bir şey yok. Macar Türkoloğu Nemet’in, Fransız Türkoloğu Devin’in Türkoloji albümleri duruyormuş. Açıyor onları okuyor Mustafa Kemal. Diyorlar ki “niye bunları okuma gereği duyuyorsun”, verdiği cevaba bakın. “Savaştan sonra bu dilin değişme ihtiyacı var, onu tespite çalışıyorum”. Yıl 1914, gelelim 1916’ya. Bitlis cephesi komutanı Mustafa Kemal, Bitlis cephesinde çökmekte olan bir cepheyi kurtarıyor ve çadırına geliyor, yaveri İzzettin ÇALIŞLAR’ı çağırıyor ve eline bir not veriyor. Notta ne yazıyor biliyor musunuz? “Savaştan sonra ilk işimiz Türk kadınına serbestisini vermek, onu erkeğinin yanında eşit haklara sahip kılmak”. Yıl 1916, Türk kadının değil adı, değil kimliği, hiçbir şeyi yok. Sokağa çıkma hakkı olmayan bir Türk kadını. Peki sizce tam savaşın en hararetli zamanında neden Türk kadını geldi Mustafa Kemal’in aklına. Kurtuluş Savaşında gördüğümüz kadın manzarası, değil ATATÜRK’ü, dünyayı şaşırtan bir manzaradır. Ülkelerin savaşları olmuştur ama topyekün savaş örneği ilk defa Kurtuluş Savaşında görülmektedir.
Bu arada ATATÜRK okumuş da yazmaya da vakit bulabilmiş. Bizler için bir geometri kitabı yazmış. Üçgen, açı, dikdörtgen gibi ve 48 tane geometri teriminin isim babası bu yazdığı kitapla bizzat Mustafa Kemal’dir. Bu arada ATATÜRK basın sektörüne de el atıyor ve bir gazete çıkarıyor. Adı “Mimber”, 52 sayı çıkmış. Bu arada çok güzel şiirler yazmış. İlk şiiri 1908 Şanlı Ordu dergisinde yayınlanmış. Bu arada nutku yazmış, tiyatro eserleri yazmış, sinema senaryoları yazmış, yazmış yazmış.
   
Bir gazetecide Atatürk’e sorar “size de diktatör diyorlar ne dersiniz”. Atatürk şöyle bir bakar, “Eğer ben diktatör olsaydım hanımefendi bu soruyu sorduktan sonra siz asla canlı kalamazdınız “ diyecektir.
İzmir kurtuldu, çok tatlı bir yorgunluk, Ankara’ya hareket edecekler. Trene binerler, kompartımana çekilirler. Ertesi gün kompartımanı çalar yaveri, açar yorgun, bitkin, kravatını yıkamaktadır Atatürk. Yaveri “ya paşam bu ne hal, hiç uyumadınız herhalde, niye böylesiniz” der. “Ya çocuk kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı unutmuşunuz. Kolumu yastık yaptım ağrıdı, setremi yastık yaptım üşüdüm, ben de uyumadım kalktım” der. Yaveri; “aman paşam, birimize haber vereydiniz hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik” der. Ve bir ülke kurtarmaktan dönen komutan  der ki “Geç fark ettim, hepiniz en az benim kadar yorgundunuz. Hiçbirinize kıyamadım. Önemli olan benim uyumam değil milletimin rahat uyuması”. Var mı böyle bir şey? Bu insana diktatör demeye kimin dili varabilir? Ayaklarının altına Yunan bayrağı serildiğinde “bayrak bir ulusun onurudur” diye basmayıp kaldırtan bir insanın kendi milletinin inancını çiğneyebileceğini düşünmek ancak onuru ve şerefi olmayan kişilerin işi olabilir diye düşünmeden de edemiyorum.

ATATÜRK de et artı kemik artı kandı,
İnsanüstü değildi yani ATATÜRK,
ATATÜRK de herkes gibi kusurları olan,
Küçük büyük ve çirkinde olabilirdi,
Ama güzeldi
ATATÜRK yorgunluk kahvesini bir su başında yudumlamayı,
Serhat türkülerini, Alaturkayı, mesela Safiye Aylayı,
Yemeklerden fasulye pilakisini seven,
Miri kelam bir İstanbul efendisi.
Aşık ve şair, mahcup ve ürkek,
Ama Karadenizli değil Karadeniz kadar canlı,
Adanalı değil ama Adanalı kadar sıcak kanlı,
Ve bir Aydınlı kadar oturaklı ve zeybek.
Velhasıl bizim mayamızdan bizim kumaşımızdandı Mustafa Kemal.
İnsan üstü değildi ATATÜRK,
Tam insandı.


Uzun oldu biraz, başınızı ağrıttım.

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: KUZEYDOĞU - Nisan 29, 2009, 03:19:41 ös
Sayın Dino ellerinize sağlık,gözlerim doldu okurken,teşekkürler...
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: akasya - Nisan 29, 2009, 03:37:42 ös
 :)
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: karahan - Nisan 29, 2009, 05:48:51 ös
sevgili dino yüreğinle aklının tüm güzelliğini yazında buluşturmuşsun ne güzel etmişimki kimine aykırıda gelse o soruları sormuşumda böyle güzel bir yazı çıkmış ortaya ağzına yüreğine sağlık noktasına virgülüne itiraz edilemez.ama ben yine devam edeceğim atatürk için benimde anladığım o bir kıstastır ölçüttür.lakin bunları kullanırken yapılan hatalara itirazım vardır hep atatürkü kıstas yapalım derken onun yerine kimseyi koyamazsın yani rekabet yok ilerlemede olmuyor sanki herşey atatürkle başlamış ve bitmiş.ülkem yeni liderler çıkarmakta atatürkten beri bu acımasız hale getirilen kıstaslardan dolayı lider çıkaramaz halde.mesela amerikada washıngtonmu lincolnmü daha değerli kıstası yapılırmı bilmem.ülkeleri daha ileriye liderleri götürür dünyada tabiatta yaşamda devamlı bir süreklilik ile değişim esası var 300 yıl sanrada kıstasım atatürkmü olmalı daha iyisini yapabilecek kapasite yokmu bu halkta atatürk belkide hiç istamayacaği bir biçimde ülkemde put haline getirildi benim itirazım yaptıklarına olamaz ama dahada ilerlememizin önüne konan bir perde gibi duruyor şu an bunuda yapan atatürk değil itirazım onadır.
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: yalçın - Nisan 29, 2009, 06:33:32 ös
Sayın Dino,
Sizin yazdıklarınızın üzerine eklenecek tek kelime yok.
Teşekkürler...
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: ozkann - Nisan 29, 2009, 06:35:16 ös
Sevgili Dino

Atatürk araştırmacısı Prof.Dr.İlknur Güntürk ün (bolu) konferans metninin bir kısmını değil de tamamını (15sayfa)
buraya koyabilseydiniz daha da güzel olurdu.

Zira, Atatürk'ün çeşme başında kahve içebilecek kadar büyük bir insan olduğunu tekrar tekrar anlamamız gerekiyor...
Çiçeğe adını vermiş mesela. Söyleyecek söz bulamıyorum..


İşte şimdi anladım Masonların hepsi Atatürk çü ...... 

'Kimileri birileri bazıları' şeklinde belirsiz işaret eden arkadaşlar da var;
eğer var ise eleştirileri muhattabına  doğru yaparlarsa gerçekten onları daha çok seveceğim.

Anekdotlara ekleme yapacağım ki . . . hepimiz Atatürkçüyüz belli olsun ;)
duvarda eksik tuğla kalmasın yani..

Bu verdiğim örnek dünyada tek olan örnektir. Zaten herhalde bir başkasına da rastlamamız mümkün değil. En büyük düşmanı; hani şu ordularını denize döktüğü düşmanı, Yunan başkomutanı Trikopis. Hiçbir zorlama olmadan, hiçbir baskı olmadan her Cumhuriyet bayramı Atina’daki Türk büyükelçiliğine gidiyor Trikopis, ATATÜRK’ün resminin önüne geçiyor ve saygı duruşunda bulunuyor. Böyle bir saygıyı en büyük düşmanında uyandırabilen bir Mustafa Kemal.

ATATÜRK’ü ağlarken tarih çok ender tespit etmiştir. 25 yıllık araştırmacıyım, 7 tespitim oldu. İlki Çanakkale’de topçu atışımız başladığı sırada döktüğü gözyaşıdır, bir diğeri ise hepimizin bildiği bir hikaye ama ben yine de anlatacağım. O günün Ankarası kurak, çorak bir köy. Çankaya’dan meclise gelirken yol üzerinde sadece ama sadece bir tek iğde ağacı varmış. ATATÜRK o iğde ağacının önünden geçişlerinde arabasını durdururmuş, inermiş ve o iğde ağacına selam verirmiş. “Aman demişler paşam ne yapıyorsunuz böyle?”, “Eee o demiş yediğim meyvenin, sığındığım gölgenin, soluduğum havanın bir neferi. En az diğer neferler kadar bunun da selama hakkı var”. Yani “niye şaşırıyorsunuz?” der gibiymiş. Ve bir gün yanında bulunan arkadaşına “İşte bu benim...” derken bide bakıyor ağaç yok ortada hemen iniyor “Ne yaptınız bu ağaca” diyor. “Paşam” diyorlar “yolu genişletmek için mecburduk kestik o ağacı”. “Yahu diyor bitek bana soraydınız bu ağacı kurtaracak bir yolu mutlaka bulurdum” diyor. Daha fazla dayanamıyor, arabasına biniyor, şoförünün ve arkadaşının gözü önünde hüngür hüngür ağlamaya başlıyor. Bir tek iğde ağacı için mi dersiniz? Hayır. Çok zor şartlarda kurtardığı bu topraklarda yetişen bir canlıdır ve lideri olduğu için de bu toprakların da o iğde ağacının da sorumluluğu Mustafa Kemal’in omuzlarındadırda onun için.

Nebizade diye bir arkadaşı var, Nebizade’nin kafa çok karışık. “Yahu paşam senden başka bir tek kişi burada bir ağaç yetişeceğine inanmadı. Peki sen nasıl anladın burda orman olacağını?” der. “Gel Nebizade gel, şimdi anlatayım sana. Hani Tahsin ÇOŞKAN’ın burda birşey yetişmez dediği günün akşamı tebdili kıyafetle Çankaya’dan kaçtım, burdaki köylülere geldim. Köylüler beni tanımadılar. Köylülere, ağalar dedim burda ağaç yetişip yetişmeyeceğini bana en kolay yoldan nasıl ispat edersiniz dedim. “Al dediler”, bana bir testi su verdiler, bir de kazma kürek. “Kaz orayı iki gün sonra gel biz sana ne olacağını söyleriz” dediler. Ah o iki gün Çankaya’da nasıl geçti bir Allah bilir bir de ben. İki gün sonra gittim testiyi çıkardım, testinin içinde su bitmişti, köylülere uzattım. Dediler ki bana “ağa testide su kalmamış, toprak su emiyor, bakma bunun üstünün kurak olduğuna, biraz uğraş burda ne ekersen biçersin”. Ve hani Tahsin COŞKAN’ın o raporu bana getirdiği gün ben çoktan projeye başlamış epey de ilerlemiştim” diyecektir.

Dünya lideri olmak öyle kolay değil biliyor musunuz. Hani ATATÜRK’e kimdi en çok karşı çıkan, evet Tahsin COŞKAN’dı. Onu da ATATÜRK buraya müdür tayin eder. Evet lider olmak hakikaten kolay iş değil. Bu arada biz bu 130 belgeye hiç çalışmamışız. Çalışmadığımızın en acı örneğini Türkiye yaşadı zaten. Neydi o örnek “17 Ağustos depremi”. Evet deprem bir kaderdir ama kader olmanın ötesinde dolgu alan çöktü, dolgu binalar çöktü. Oysa 1930’dan beri bize “lütfen tabiatla oynamayın, tek bir ağaçla bile oynamayın” diye bize örnek olan bir liderimiz varken yaşadık bu acıyı.

O sırada da “Sanat ve ATATÜRK” adlı araştırmamı yapıyorum baktım resimde Türk tarihinde ilk resim sergisini o açıyor, heykelde dinin etkisini kaldırıyor ama karşıma yedinci sanat dalı geldi. Ne? Sinema. dedim “herhalde burda iddiayı kazandım”. Hey hat, baş yönetmen Cezmi AR, başrolde Mustafa Kemal, film çekiyorlar. Ve Cezmi Ar Mustafa Kemal’e tabi Cumhurbaşkanı ya diyemiyor şöyle dur böyle dur diye diğer oyunculara şiddetle bağırıyor. Atatürk “Gel Cezmi gel, burda başkomutan sensin. ben bu işi bilmem. Önemli olan işin iyi çıkması. Bana da aynı şiddet ve hiddetle bağıracaksın” der. Cezmi AR hayatının son günlerinde “ben bir daha asla öyle bir oyuncuyla çalışmadım” diyecektir.

Yıl 1937, Münir Hayri EGELİYLE odalarına çekilirler. Çankaya’ da ne mi yaparlar? ATATÜRK bir film senaryosu yazmıştır, adını da koymuştur; “Ben bir İnkilap Çocuğuyum” dur adı. Kendi yazdığı film senaryosunu Münir Hayri EGELİ çekecektir, ATATÜRK oynayacaktır. Ama yıl 1937 dir, ömrü vefa etmemiştir. Derim ki haydi filmciler bulun bu senaryoyu filme çekin pokemondan çok daha faydalı olacağına ben kesin gözüyle bakıyorum.

Bu arada ATATÜRK’ün her şeyi iyide ben iddiadan vazgeçtim, tamam dedim. Kesinlikle iddia falan yok artık, iddiayı Mustafa Kemal kazandı ama merak ediyorum nasıl yaptı diye. Asıl sır nerde? O sırada en büyük lider eleştirmeninin sözü geldi elime. Liderleri çok sıkı eleştiren bir eleştirmen diyorki ATATÜRK için “Liderler içerisinde eleştiri acizliği yaşadığım tek lider Mustafa Kemal’dir. Çünkü bütün Rönesans, bütün reform, bütün aydınlanma çağı etkinlikleri bir adamın kafasında toplanmış, bir çağa sıran etkinlikler on yılda başarılmış, bu büyük bir mucizedir en büyük radikal Mustafa Kemal’dir”. Bunu biz demiyoruz dünyanın en büyük lider eleştirmeni diyor.

İşte günümüzde 25 yıllık araştırmacılığım sonunda size bir itirafta bulunmak istiyorum, diyorum ki ATATÜRK inanın, bugün sanıyorum 7 Şubat 2005, bu günü çok net görmüş, hadi görmekle kalsa iyi, birde bu gün kullanacağımız kadar güncel geçerli ve çözümsel önerileri de yazarak bırakmış bir lider. Söyleyin bana hangi ülkede var böyle bir lider. Diyeceksiniz ki lafı bırak bize somut örnek göster. İşte ilk örneğimiz; dedinizki demin Türkiye’deki sorunları sorduğumda size, dediniz ki önemli olan sorunların bir tanesi de ekonomik sorun. Peki Amerika’nın en ünlü ekonomistlerinden birisi olan Mr. Jhons bize şunu öneriyor, diyor ki “ekonomiyle savaşta bir tek ATATÜRK’ü örnek alsın yeter Türkiye”.


Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: Dino - Nisan 29, 2009, 06:52:58 ös
Oncelikle tesekkur edecek birsey olmadigini belirtmek istiyorum, zira Ataturk'un anlatilmaya degil anlasilmaya ihtiyaci var, ben sadece aklimdakileri buraya dokmeye calistim.

Sayin Karahan,

Aslinda oldukca haklisiniz, bizim lider cikartamamak gibi bir derdimiz var. Aslina bakarsaniz bu dert salt bize ait bir dert de degil, bana 10 yuzyil icinde ortaya cikan bir lider gosterebilir misiniz? Hemen herkes, kendi liderlerinin mirasi uzerine birseyler insaa etmeye calisiyorlar. Bu bile birseydir aslina bakarsaniz. Soguk savas ve ulus devlet kurma donemlerinin yogun olarak yasandigi gectigimiz yuzyilda konjonktur lider yaratmaya musaitti ama gunumuzde bu pek mumkun degil. Ve suna inanin, Ataturk'u anlayip felsefesinden faydalanmaya calissak bize daha yuzyillarca yeter. Her seyiyle gununu degil gelecegi planlamistir Ataturk, bu yuzden buyuktur, bu yuzden uludur. Putlastirma tabirinize katilamayacagim, buna calisanlar vardir elbette ama buna da karsi olmaliyiz.  

Tabii lider denince akla ne geldigi de onemli; siyasi lider ya da sosyal lider gelir hepimizin aklina. Evet, bir ya da bircok lider cikartmamiz gerek, ama yine Ataturk'un o yuce felsefesinden hareket edecek liderler.

Sizleri bilmem ama Ataturk denince benim hala tuylerim diken diken oluyor, uzuluyorum, miras biraktigi ulkeyi getirdigimiz hale bakinca icim aciyor. O ister miydi emperyalizme oyuncak olalim, O ister miydi onun bunun masasi olalim, O ister miydi hergun sehit haberleri alalim, birilerinin gozu ulkemizin topraklarinda olsun, gelen kapiyi acin diye emir versin, olmazsa soykirim derim haa diye tehdit etsin. Kisacasi O ister miydi yuce Turk milleti kendi topraklarinda tutsak yasasin?

Her akliselim kisiden rica ediyorum, O'nun kemiklerini sizlatmamak icin yolundan ayrilmayalim, O'nun yolu bizi refaha cikartacak tek ve yegane yoldur.

Sevgi ve Saygilarla,  
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: Dino - Nisan 29, 2009, 06:56:57 ös
Sayin Ozkann,

Size ozellikle tesekkur ederim, elimde bulunan ve alintilar yaptigim dokumanin Ilknur Gunturk'un konferans metni oldugunu bilmiyordum, ogrenmis olduguma sevindim.

Saygilarimla,
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: Itzhak - Nisan 29, 2009, 06:57:19 ös
Her akliselim kisiden rica ediyorum, O'nun kemiklerini sizlatmamak icin yolundan ayrilmayalim, O'nun yolu bizi refaha cikartacak tek ve yegane yoldur.  


Hepimize yetecek olan yegane düşünce bu olmalıdır kanaatindeyim...

Saygı ve Sevgılerımle
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: ADAM - Eylül 06, 2009, 02:20:54 ös

“Türkiye’deki masonların çoğu neden Atatürkçü?” diye bir soru ortaya konunca ben bunu şöyle alıyorum:  “Türkiye’deki masonların çoğu Atatürkçü… Neden?” Belki “Türkiye’deki masonların çoğu Atatürkçü mü?” diye objektif bir başlangıç daha iyi. Kuşkusuz aşağı yukarı aynı anlama gelirse de “Türk masonlarının çoğu Atatürkçü mü” diye de sorulabilir. Ancak soruyu bu biçime soktuğumuzda bana göre kimi çevrelerin “azınlık” olarak nitelediği ve dinlerinin faklı oluşu ya da bir etnik topluluğun bireyi olmalarından ötürü öyle nitelenen yurttaşlarımız da has Türktür.

Burada “Türk” sözcüğünü de kesinlikle şovenist bir anlamda kullanmıyorum. Her ne kadar Nâzım’ın

“Dört nala gelip Uzak Asya’dan
Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan
         bu memleket bizim!"

diye başlayan şiiri yüzlerce kez dinleyip okumuş olsam da tüylerimi ürpertse, içimde bir duygu fırtınası yaratsa bile, bu ülkenin insanlarının Atatürk’ün deyişiyle Türklerin kökeninin ille de Orta ya da Uzak Asya oluşuna katılamıyorum.  Bu iddiada olanlara da şunu sormak istiyorum: «Elinizde bir aile soy ağacı var mı? Varsa, ne kadar geriye uzanıyor?»

Elbette bunun karşılığında soylarının Göktürklere, Uygurlara, Hunlara uzananı ve bunu kanıtlayabilenleri olabilir. Kaç kişi?

Fazla dağıtmak istemediğim için asal konuya döneceğim. Ne yazık ki çoğu kez yaptığım gibi kinik nitelikli, yanıtını almama gerek olmayan sorular sormam gerekecek?

Türk Silahlı Kuvvetleri subay ve astsubaylarının çoğu Atatürkçü mü? Öyleyse, neden?

Türk aydınlarının (salt okumuşlarının değil) çoğu Atatürkçü mü? Öyleyse, neden?

Türk masonları aydın kişiler mi?

Cumhuriyet kurulmadan önce Türk masonlarının çoğu henüz ancak ümmet olarak görülen ulustan yana mıydı, padişahtan yana mı?

Şöyle dememiş miydi mason olduğu da söylenen vatan şairimiz:

“Ne mümkün zulm ile bîdâd ile imhâ-yı hürriyet
Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten”

Sevgilerle,
ADAM

Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: ADAM - Ekim 01, 2009, 06:38:31 ös

Meğer Türkiye'deki masonlar hiç de Atatürkçü değilmiş!!!

İnanmıyorsanız şu linke bakın.


http://msnyasam.ekolay.net/index.asp?url=http://www.ekolay.net/haber/haber.asp?pid=2908&haberid=649850&reklam=msn

Fakat puan kazandırmak istemiyorsanız hiç bakmayın.

Şu yanlış anlamalar ve ön yargıılı yanlış göstermeler bir türlü bitmedi. Biteceğe de benzemez. İnsanlarımız biraz kafalarını çalıştırsa, biraz her denilene hemencecik inanmayıp araştırsa bu işin doğrusu nedir diye...

Öyle yapsalar bu uydurukçulara, saçmalayanlara, durup dururken bir sorun çcıkarmak için uğraşanlara  alan kalmayacak.

Ben o linki izlemeye hiç de niyetli değielim. Umarım, bir mason yetkili bu konuda bir açıklama yapar.

Ancak sanırım yapmaz. Çünkü yapsa ne olacak? Polemiğe girmesi gerek.

Bu forum alanında bir çalışma sunmaya girişmiştim. O da yukarındaki linktteki sözlerle başlıyordu. O çalışmanın linki ise şu:

http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=6403.105

Bu sunum ilgi görmedi. Oysa yapıt henüz bitmemişti. Kimse devam etmemi istemedi. Ben de orada bıraktım. Belki bu gelişim üzerine devam etmemi isteyen olur. Bilmem. İlginizi çekiyorsa devam edilir; yoksa gerekmez.

Sevgiler.

 









 




Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: jb - Temmuz 30, 2012, 11:27:12 ös
Herkese Merhaba,

Atatürk'ün Mason olduğundan söz edilmiş önceki yorumlarda.

Bildiğim kadarıyla Atatürk'ün Mason olduğuna dair kesin bir belge yok. Ayrıca Atatürk ün mason localarını kapattırdığı da yanlış bir kanı diye biliyorum. Sadece bir sofrada sohbet sırasında "madem bu masonlar çok zararlı bir cemiyet kapatalım gitsin" demiştir. Sohbet sırasında söylenen bir sözdür ve bu söylemden sora bir yaptırım uygulanmamıştır. Ayrıca Masonluk sadece 80-81 yılları arasında 1 yıl kapatılmıştır. Bu da dernek statüsünde olmasından kaynaklıdır. İhtilal döneminde bütün stk ve derneklerin faaliyetleri durdurulmuştur. Yani Masonlara özel bir uygulama değildir.

Bu nedenle Atatürk'ün mason olduğu, locaları kapattığı ve türkiyede masonluğun yasaklı olduğu gibi sorulara verilen cevapların çoğu yanlış bilgi içermektedir.

Saygılarımla.

Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: Hacamat - Temmuz 31, 2012, 12:37:50 öö
''ÇÜ'' ekini alıyorum sorudan ve ''ÇÜ'' yü konuşmak istiyorum.

Bir insan neden ''ÇÜ'' olur ?
Türkiye belli ilkeler çerçevesinde bir araya gelmiş, toplumun kabul gördüğü bir oluşumla,zorluklarla ayakta kalmış bir millettir. Bu oluşumda hiç şüphesis Atatürk önderliğinde oldu.  Güzel ülkemizde, günümüze kadar geçen süreçte henüz Atatürk ilkelerinden bizler için daha yakışanı çıkmadı. İlla bi ''ÇÜ'' olacaksam ATATÜRKÇÜ olurum.

Ne olunması istenir peki bu ülkede yaşayan bireyden,hangi ek bize daha yakışırdı sizce. ArapÇI mı? yoksa vaazCI mı? ne, yada kolayCI olsak sizce uygun olurmuydu. Neyin peşindesiniz. Hadi isterseniz sakalCI olalım, yada sen git dolandırıCI ol. Sana bir ek bulalım sen duyduğun ama asla bilemediğin dini yaşıyorsun ya gel sana ''islamCI''diyelim hadi, orda kendi yalanlarınıza inanın. Bundanda memnun olmadıysan bu ülkede sana bi ek buluruz. Ülkeyi bölmek istiyorsundur belki ,sen istersen bölüCÜ ol hadi. İstemediğin kadar ek var. Yeterki sen iste.

Soru neydi. Türkiyedeki Masonlar neden Atatürkçü
cevap : Türkiyede başka gölge olmadığı için.
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: tcorbaci - Kasım 06, 2012, 09:45:42 öö
Atatürk döneminin eğitim ve kültür anlayışında Fransız etkisini hissetmemek mümkün değildir.O dönem Osmanlıda ve Dünyada büyük bir Fransız etkisi var.Peki Fransız etkisi demek sadece coğrafi-askeri bir anlam mı taşıyor ,kesinlikle hayır...Fransız İhtilali veya devrimini , Özgürlük-Eşitlik-Kardeşlik vurgusunu ,özellikle Aydınlanma denen çağı-dönemi görmeden geçemeyiz. Gelişimsel-Özgür Masonlar kendileri için özgürlük isterken diğer insanlar içinde ister ve bunu onlarla eşit ve kardeş olduğu için ister. Yani Devrimle bu konuda yolları kesişir.Dolayısıyla Fransanın kültürel ve tüketimsel alışkanlıklarını alan Osmanlıda Atatürk'ün okumuş olduğu okulun,etkilenmiş olduğu fikirlerin ,dönemin ulus devlet anlayışının etkisine yok diyemeyiz sanırım.Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gerek kurucu olarak,gerekse başarılı bir komutan, gerekse İlerici bir devlet adamı  olarak Atatürk ün varlığı ve fiiliyatı inkar edilemeyeceği için Masonluk olağandışı bir tavır göstermiyor ve her Türk'ün göstermesi gereken tavrı gösteriyor.Dolayasıyla Masonların çoğu neden Atatürkçü sorusu zaten yanlış bir soru ve yanlış sorunun doğru cevabı olmaz.
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: akcanmd - Aralık 06, 2012, 01:52:12 ös
atatürk bilindigi gibi türkiyedeki mason locaları kapatmıştır buna rağmen niye türkiyedeki masonların çogu kemalist cizgidedir mason kardeşlerimizden bunun cevabını verirlerse çok sevinirim
Masoların çoğunun Atatürk'çü olduğu sonucuna nasıl ulaşılmış, merak ettim.
Öyle ise demekki ideolojik çizgi paraleldir diye düşünüyorum.
Ama çizgi paralelse, Atatürk locaları neden kapatmıştır? sorusuna da cevabım yok.
Belki, locaların zarar gördüğü bir dönemde onları korumak için uykuya geçmelerini sağlamayı amaçlamıştır.
Saygı ile,
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: ADAM - Aralık 06, 2012, 02:38:35 ös

Kimi zaman aynı şeyi defalarca tekrarlamak gerekiyor.

Yorulmadan, bıkmadan, sıkılmadan, defalarca tekrarlayacağız.

ATATÜRK TÜRKİYE'DE MASON LOCALARINI KAPATMIŞ FALAN DEĞİLDİR. BÖYLE BİR ŞEY YOKTUR. BU BİR UYDURMA/BOŞ İDDİADIR HATTA YALANDIR.


Bu konunu ayrıntıları bu Forumda açıkça yazılmıştır.

Tekrarı istenirse, bıkmadan, usanmadan, yılmadan tekrar edilebilir.

 
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: akcanmd - Aralık 06, 2012, 02:48:51 ös
Bende size katılıyorum sayın ADAM,
Yazımda "Atatürk'ün locaları kapatması hususuna -alıntılamış olduğum "heval73" ifadesi- nedeniyle değindim..
Saygı ile,
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: Dor - Aralık 06, 2012, 03:28:01 ös
Bir insan hem Mason hem de Ulusalcı olabilir mi ?
İnsan neden evrensel olmalıdır ?
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: yazbenide - Aralık 06, 2012, 04:44:14 ös
Mustafa Kemal Atatürk ileri görüşlü,cumhuriyetçi ve laik bir düzen lideriydi. Masonlarda farklı düşünce yapısında değiller aslında. Türkler dışında liderimizi seven ve yaptıklarına saygı duyan çok fazla millet var. Sınırlandırmamak lazım. Saygılar efendim...
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: ADAM - Aralık 06, 2012, 07:12:01 ös

Konu dışı olmasına karşın Sayın Dor'un sorusuna yanıt: Evet!... Üstelik başka türlüsü düşünülemez Masonlukta.
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: vitriol - Aralık 07, 2012, 09:16:48 öö
Türk masonların 99% u Atatürkçüdür. Tartışılacak bir konu yoktur.
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: karahan - Aralık 11, 2012, 09:54:21 öö
Türkiyedeki masonların çoğu neden ATATÜRKÇÜ?

Böyle bir soru olamaz soru böyle sorulduğunda ifritim tutuyor yazmasam olmaz,yazınca  birileri kesin ATATÜRK düşmanı gibi görecekler ki bunu ne umursar nede aldırırım.

Bakınız bırakın masonları normal bir insanın bile atatürk taraftarı olmasına karşıyım ben.
Nedenlerine gelince;

İlk nedenim din simsarlarını dini sömürenleri bağnazları burada yererken aynı bağnazlığı ATATÜRK üzerinden tarafgirlik yaparak yakınılan hataya düşmüş olmuyormusunuz.

Taraftar olmak bir başka konuda hem yazarak hem eleştirerek üncel tutmaya çalıştığım bir konu zararlarını toplumu nasıl böldüğünü ifade ediyorum.
Burada kullanılan taraftar kelimesi altı çizilerek abartılmıyormu,toplumda bölünmeye yol açmıyormu,ne demek ALLAH'ınızı severseniz Atatürk taraftarı olmak manası ne mantığı ne verilen mesajı ne.

ATATÜRK'ü sevmek ile ona taraftar olmak nasıl yanyana konuyor,üstelik yaşamayan bir insanın nasıl taraftarı olunuyor bu kadar beyinleri sanala hapsetmek neden?aklım almıyor burada bazen öyle sorular soruluyorki ister istemez yazıyorum.

Taraf tutmak karşı tarafı benimsememek olur burada karşı taraf yani bölünerek karşıtlığını yarattığınız kim?
Adı ATATÜRK düşmanımı onamı tarafsınız.Bırakın bu işleri aklınızı kullanın

Bakınız spor konusunu işliyorum bir başka yazıda oradaki konuda taraftarlık alın size bu hafta galatasaray fenerbahçe derbisi var 2 ayrı taraf var bölünmüş tüm canavarlar ellerini oğuşturmuş bekliyorlar nemalanmak için.

Taraf olmak sadece bölünmek demektir  ne o taraf ne bu taraf tek taraf aklımız.
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: akcanmd - Aralık 11, 2012, 11:04:07 öö
Sn. Karahan,
Tartışılabilir tabii ama şöyle durup düşününce ifadelerinizin altındaki özgürlükçü ve eşitlikçi samimiyeti görünce söylediklerinize bir yönüyle katılmamak elde değil. Yazdıklarınızın bir çoğuna katılıyorum...
Ancak yapılan tartışmalara çok temel düzeyde bir değerlendirme yapılacak olursa kimse Atatürkçülükle aslında taraftar olma, düşman olma, ayrışmayı kastetmiyor diye düşünüyorum. Kastedilen Atatürk'ü bir önder olarak görmek ve örnek almak. İnsan istediği çağdan birini örnek alabilir. Ama bunu sizin de belirttiğiniz gibi bir ayrışma, ya da diğerlerine üstün olma aracı olarak görmemelidir.
Kişiler geçici olabilir ama öğretiler her zaman yaşar, örnek alınanlarca yaşatılır. Gerçek Atatürk'çüler bunu zaten yaşam tarzı olarak içten içe, samimice, kimseyi düşman görmeden yaşıyor......
Dediğiniz gibi, ülkemizde Atatürkü istismar edenlerin bozgunculuk kokan sesleri daha tiz ve yüksek çıkıyor..
Sanki orta yolu bulmak gerekiyormuş gibime geliyor...
Saygı ile,
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: karahan - Aralık 11, 2012, 11:18:44 öö
İnsanların taraftar olma anlayışı dini tapınma modeline eş oldu artık.

Bir taraftar bağırıyor ölmeye ölmeye ölmeye geldik senin uğruna ölmeye geldik diye.Bir insan kendi canının önüne taraff olduğu şeyi koyuyor ise bunun adına salaklık denir.Taraf olduğun şey bugün doğru görükebilir lakin yarın değişir.Taraf olma insanların sanki artık dini alternatifleştirmeleri gibi geliyor bana.

Bir şey yaratayım onun tarafında olayım ve taraftar bulayım modern çağın putlaştırma ve put bulma totem yaratma işi bunlar.

Beni bırakın kendime ATATÜRK ü nasıl seveceğime ben karar vereyim önce onu insan olarak hazmedeyim ve seveyim ve onu daima insani ölçüler içinde değerlendirebileyim insan üstü olarak değil.Bu şarlatanlıktan hep nefret ettim ve edeceğim.

İşin adı istismardır başka bir şey değil ATATÜRK o kadar acımasızca istismar edilerek sömürülüyorki bunuda yapan hemde acımasızca yapan maalesef atatürkçü geçinenler.Böyle bir soru ilede masonlara yamıyorlar güya masonlar ölçü birimi onlar atatürkçü ise ha tamam ozaman onlar herşeyi doğru yaparlar bir bildikleri vardır sevmeseler ne olacak acaba.

Alevilerin atatürkü sevme nedenleri ile masonların sevme nedenleri arasında acaba bir fark varmı?

neden kıstası masonların atatürkçülüğü üzerinden vermek gerekirki.

Atatürke misyonu olmayan yükleri yükleyerek haksızlık ettiğimizin ne zaman farkına varacağız acaba.
Dünyada hangi asker kökenli lider ideolojik bir devrim yapmıştır örneği varmıdır yoksa bizmiyiz sadece?

Bu yalaka kültür despotizminden ne zaman kurtulacağız bilemiyorum.
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: symbol - Aralık 11, 2012, 11:37:05 öö
29 Ekim 1923 ' te kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ' nin tüm dünyaya laik,demokratik,insan haklarına saygılı çağdaş bir hukuk devleti olduğu ilan edildi.Ulusun ve devletin yönü bu temel kavramlara döndürüldü.Geçmiş yöneticilerin saltanat ve istibdada dayanan,halkı ümmet,kul olarak gören anlayışla ortaçağ karanlıkları yaşayan Osmanlı Devleti ' nin tamamen son bulduğu,Atatürk ve arkadaşları tarafından ortaya konuldu.Bazı devrim yasaları getirildi.Bu yasalar halifeliğin kaldırılması,öğretimin birleştirilmesi,Şeriye ve Evkaf Bakanlığı ' nın kaldırılması idi.Halifelik kaldırılmak zorundaydı,çünkü Tanrı ' nın yeryüzündeki temsilcisi anlayışı çağdışıydı.Laiklikle bağdaşmıyordu.Şeriye ve Evkaf Bakanlığı kaldırılmalıydı çünkü devletin laik olması gerekiyordu.Öğretim birleştirilmeliydi,çünkü 479 adet olan Abdülhamit medreselerinde okutulan derslerin yüzde 76 ' sı din dersi,yüzde 5 ' i matematik yüzde 19 ' u sosyal ve diğer derslerdi;okullar bilimsel eğitiminden uzaktı,çağdaş okullara dönüşmeliydi.Bu bağlamda araştıran,inceleyen,sorgulayan,özgür düşünen ve düşüncesini ortaya koyup tartışan bir eğitim sistemi kuruldu.Bugün getirilen 4+4+4 sisteminin ne kadar çağdaş olduğu geçerliliğini yitirmiştir.Ancak tekke ve zaviyelerinde hala dini ağırlıklı eğitim yapılmakta idi.Bu eğitimde cemaatlerin,mezheplerin,tarikatların her birinin kendi ritüellerine göre davranış sergilemesi laik eğitim veren okullar ile bağdaşmıyordu ve bu yüzdendir ki bugün açılmak istenen tekke ve zaviyeler kapatılmıştır.

Atatürk Türkiye Cumhuriyeti ' ni kurarken ''Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir'' demiş ve 23 Mart 1924 ' te anayasanın 25.maddesinde Atatürk ' e verilmek istenen ''Meclis'i fesih'' yetkisi Meclis ' te 130 milletvekilinin katılımı ile yapılan oylamada 127 ret ve bir çekimser oyla reddedilmiştir.Bugünlerde herkesin bildiği ''Türk tipi sultanlık'' sistemi getirilmeye çalışılıyor ve Atatürk hiç bir zaman ne sultan ne de dikdatör olmuştur.

        Platon’un dediği gibi:’Korkaklar hiçbir zaman zafer anıtları dikmemişlerdir.’

Mustafa Kemal ATATÜRK ‘ün ilke ve devrimleri ışığında fikir ve eylemler üreten topluluğumuz, dünyadaki tüm ulusların ve insanların eşitliğini savunuyoruz. Bugün; hukukun üstünlüğünün değil, üstünlerin hukukunun uygulandığı, onurlu kalemlerin, aydınların, askerlerin, öğrencilerin ve daha nicelerinin evrensel hukuk normlarına aykırı şekillerde tutsak edildiği, zulme, adaletsizliğe başkaldıran, emeği, özgürlüğü ve tam bağımsızlığı savunan, direnen insanların susturulmaya ve sindirilmeye çalışıldığı bir süreci yaşıyoruz. İnsanı ister istemez karamsarlığa iten böyle bir süreçte, bizlere düşen görev bellidir. Uğruna şehitler verdiğimiz tam bağımsız, laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni savunmaktır.Çünkü Türk milletinin görev belgesi Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’dir.

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: akcanmd - Aralık 11, 2012, 11:40:27 öö
Dünyada hangi asker kökenli lider ideolojik bir devrim yapmıştır örneği varmıdır yoksa bizmiyiz sadece?


Sn. Karahan,

Atatürkçülerin veya Atatürkçü geçinenlerin yaptıkları hatalar, sizin tabirinizle Atatürk'ü tapılacak modern bir put, Atatürkçülüğü de bir alternatif din olarak görmeleri veya daha başka her ne kadar sizce saçma hatalar yapmaları..... Sizin Atatürk tarafından yapılan ideolojik devrimi yalnışlamıyor ve devrimi kötülemenizi gerektirmiyor. Bir asker, darbe gibi salt silahlı güç kullanarak yönetime kullanmaksızın -ki Atatürk bunu yapmamıştır- neden ideolojik bir değişime ön ayak olamasın?

Bundan sizin derdinizin Atatürkçülük, Atatürkçüler veya öyle geçinenlerle olmadığı aksine Atatürk ve yapmış olduğu devrimle olduğunu gösteriyor.

Atatürk'e (Atatürkçülük demiyorum) karşı iseniz bunu açabileceğiniz yeni bir başlığa konu edebilirsiniz. Belki diğer üyeleri de aydınlatırsınız. Bizde Atatürk'ü yanlış biliyor isek öğrenip ona göre tekrar değerlendiririz.

Tartışılmayacak bir şey yok. Herşey daha doğruya ulaşmak için olmalı, kavga etmek için değil............

Saygı ile,
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: karahan - Aralık 11, 2012, 05:04:58 ös
Dünyada hangi asker kökenli lider ideolojik bir devrim yapmıştır örneği varmıdır yoksa bizmiyiz sadece?


Sn. Karahan,

Atatürkçülerin veya Atatürkçü geçinenlerin yaptıkları hatalar, sizin tabirinizle Atatürk'ü tapılacak modern bir put, Atatürkçülüğü de bir alternatif din olarak görmeleri veya daha başka her ne kadar sizce saçma hatalar yapmaları..... Sizin Atatürk tarafından yapılan ideolojik devrimi yalnışlamıyor ve devrimi kötülemenizi gerektirmiyor. Bir asker, darbe gibi salt silahlı güç kullanarak yönetime kullanmaksızın -ki Atatürk bunu yapmamıştır- neden ideolojik bir değişime ön ayak olamasın?

Bundan sizin derdinizin Atatürkçülük, Atatürkçüler veya öyle geçinenlerle olmadığı aksine Atatürk ve yapmış olduğu devrimle olduğunu gösteriyor.

Atatürk'e (Atatürkçülük demiyorum) karşı iseniz bunu açabileceğiniz yeni bir başlığa konu edebilirsiniz. Belki diğer üyeleri de aydınlatırsınız. Bizde Atatürk'ü yanlış biliyor isek öğrenip ona göre tekrar değerlendiririz.

Tartışılmayacak bir şey yok. Herşey daha doğruya ulaşmak için olmalı, kavga etmek için değil............

Saygı ile,

Yazdıklarımı ya iyi okuyamadınız ya iyi analiz yapamadınız ben ATATÜRK düşmanı değilim bu yazımdan bunu nasıl ve ne şekilde çıkardınız benim derdim başka anlatmak istediğim şey başka.Konunun başlığı bir kere başlıbaşına problem

TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ

Bu başlığın analizi nasıl yapuılmış her mason olana Girişte Atatürkçü olacaksın şartımı vardır yada en iyi atatürkçüler hep masonlarmı olur kıstasları nedir derdim bu benim.Siz kalkmış benim dert edinmediğim şeyleri derdimmiş gibi anlatıyorsunuz ne alaka nerelerden çıkarım yaptınız bunları.

Ben orada şu soruyu sordum Asket kökenli Atatürkten başka ideoloji kuran varmıdır bizemi has bir durum.

Çok basma kalıp ifadelerle beni Atatürk düşmanı gibi göstermeye çalışıpta burada beni polemiğin içine sokmaya çalışmayın ben yemem böyle bir şeyide mazur görmem kasıt ararım.

Size tavsiyem yazdıklarımı bir okuyun sonrada kendi verdiğiniz cevabı bir okuyun en sonundada en son cümlenizi okuyun

Tartışılmayacak bir şey yok. Herşey daha doğruya ulaşmak için olmalı, kavga etmek için değil........

hertürlü içinizi döküp tsonrada aman kavga etmeyelim diyorsunuz.

Benim derdim Atatürk üzerinden yapılan yalaka muhabbet ve oluşturulan kültürledir.

Sn.Symbol

O yazıdaki hedefiniz ben değilim sanırım çünkü yazdıklarınızda eksik bir taraf görmek bir yana ilave edilecek bir sürüde yan var anlattıklarınızla bir derdim yok benim.
Atatürkün icraatlerinin hiç birine karşı yada muhalif değilim kaldıki ben atatürk olsam aynını yapardım diye çok yazdım buradan.Yöntem ve metodlar doğrumudur yanlışmıdır bakabileceğimiz irdeleyeceğimiz tek yer orasıdır,kaldıki bakılmalı ve irdelenmelidir bugünkü sorunlarımızın kökü çünkü en az 150 yıllık bir tarih diliminin içinden geliyor buna cumhuriyet sonrası uygulamalarda dahil.
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: akcanmd - Aralık 11, 2012, 06:02:27 ös
Sn. Karahan,

Konu başlığı problem: haklısınız,

Atatürkçü geçinenler ideolojik istismarcı: haklısınız,

Atatürk putlaştırılıyor dediniz: kısmen haklısınız

"Bakınız bırakın masonları normal bir insanın bile atatürk taraftarı olmasına karşıyım ben" dediniz: karşı olabilirsiniz, ama yorumunuz, yaklaşım tarzınız hatalı

Atatürkçü ideolojiyi yani Atatürkün (gerçek Atatürkçüler için) fikirlerine kıymet vermeyi ve ideoloji olarak benimsemeyi (ki bu fikirler ulusun birliği, beraberliği yanısıra dünya barışını salık vermektedir) spor takımı tarafatarlığı ile bir tuttunuz: Haksızsınız,

".... yazınca  birileri kesin ATATÜRK düşmanı gibi görecekler ki bunu ne umursar nede aldırırım" dediniz: Ben sizi Atatürkçülere karşı olduğunuz için suçlamadım. Her türlü karşı olabilirsiniz. Kendilerini taraf olarak görseler bile siz onları yok sayarak, istismarcı addederek EN BÜYÜK TARAF OLUYORSUNUZ.

"Siz insanları taraf olmakla suçladıktan sonra, En kral TARAF veya ANTİ-TARAF oldunuz" ama hemen akabinde "Taraf olmak sadece bölünmek demektir  ne o taraf ne bu taraf tek taraf aklımız." dedinizz: Size sonuna kadar hak verdim.

"Dünyada hangi asker kökenli lider ideolojik bir devrim yapmıştır? Örneği var mıdır? yoksa biz miyiz sadece?" diyerek ne dediğiniz ortada ve kendini belli ediyor: bundan dolayı aslında sizin Atatürk'e karşı olduğunuz sonucuna vardım. Bu ifadeden başka sonuç çıkaran varsa bana da anlatırsa çok sevinirim. Yok eğer sadece soru olarak sordu iseniz o zaman ifade tarzınız yanlış. Sorunuzun cevabı da evet gerçek anlamda halkla birlikte ideolojik bir devrim yapan tek askeri lider bizdedir. Diğerler silahın gücü ile kaba darbe yapmıştır.....

Ek bir husus olarak kime düşman olup olmadığnız hiç umurumda değil. O sizin bileceğiniz iş. Eyvallah der geçerim.

"Çok basma kalıp ifadelerle beni Atatürk düşmanı gibi göstermeye çalışıpta burada beni polemiğin içine sokmaya çalışmayın ben yemem böyle bir şeyide mazur görmem kasıt ararım." demişsiniz: Arayın, bulursanız bana da haber verin. Sizi tanımam etmem. Neden bir kastım olacağı paranoyasına kapılıyorsunuz?

"Tartışılmayacak bir şey yok. Herşey daha doğruya ulaşmak için olmalı, kavga etmek için değil........" demişim ben.. E tabi, ne yani kavga mı edelim....

Fikirlerinizin, söylemlerinizin başım üstünde yeri var ama -eğer o fikirleri umuma açık bir alana yazıyorsanız- lütfen medeni bir şekilde eleştiri hakkımı da kullanmama izin verin. Siz de beni eleştirin. Hatalı yönlerimi gösterin, kabul edersem, düzelteceğimden emin olabilirsiniz...

Esenle kalınız....
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: karahan - Aralık 11, 2012, 06:45:51 ös
"Bakınız bırakın masonları normal bir insanın bile atatürk taraftarı olmasına karşıyım ben

Tabiki b usözü ben söyledim ve arkasındayım bu sözümünde,lakin bu anlatımın arkasında şu var ben osmanlıcıyım ,ben atatürkçüyüm tarafı söylemlerine karşı söyledim her 2 düşüncedede bu şekli rahatsız edici atatürkü olduğunu söylesen ne olurki bu bölünme değilmidir.Ben böyle bir durumda taraf belirtmenin saçma olduğunu düşünürüm tarafım bana kalsın.

Ben asker kökenli ideolojist varmı atatürkten başka diye sordum evet bu soru boş değil verilecek güzelde cevabı var.
Siz bu sözden sadece beni atatürk düşmanı olarak algılıyorsanız gerisini söylemiyeyim.Ne alakası var Kemalist ideolojiden bahsediyor atatürkçüler nedir bu ideoloji Bunun kuramcısı kimdir Atatürkmüdür almış kağıdı kalemi eline kurduğu devlet için ayrıca bir ideolojimi yazmıştır yahutta aynen hz.isa misali isaya yapılan gibi o öldükten 100 yıl sonra hristiyanlık adlı din kurdular isanın böyle bir şeyden asla haberi olmadı.

Atatürkün durumu nedir bu kemalist ideolojiden haberi varmıydı kurduğu türkiye cumhuriyetinin resmi ideolojisi budur demişmidir neyi konuşuyor neyi savunuyoruz bilmek ve öğrenmek hakkımız değilmi.

Asker kökenlidir atatürk her tür ideolojiyi okur ve elbette bilir bilmese zaten komünizm tehlikesinden yıllarca bahsetmez idi.
Benim karşı çıktığım tarihte örneğine rastlamadım askerden ideolojist olduğuna ve Yine bildiğim Atatürkte ideolojist değil idi.

Bu kadar yalanlarla örtülü bir dünyada herşeyi atatürke yamayıp ondan nemalanan kapitalist zihniyet ve cüruhtan nefret ediyorum.
Ben kendisine atatürkçüyüm diyen zavallılardan daha cesur bir atatürkçüyüm bu kadarda iddialıyım samimiyetimden.

Burası umuma açık bir yer elbetteki eleşitirilecek bir yer var ise eleştirin bizde öyle yapıyoruz zaten fakat eleştiri yapacağım diyede sınırları aşmamak lazım.

İnsanları birden atatürk karşıtı,düşmanı yada din düşmanı gibi basitçe suçlamak ve karalamak eleştiri değildir.
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: symbol - Aralık 12, 2012, 11:18:54 öö
Çünkü; biat yöntemine,Cumhuriyet son vermiştir.Tebaalık,yurttaşlık sıfatıyla konum değiştirmiştir.Eğitim,sağlık,ulaşım,sanayi ve tarımı kapsayan üretime dayalı çabalar,toplumsal aşamalardır.Hukuk,kadın hakları,yazı,dil,harf,kıyafet ve güzel sanatlara ilişkin atılımları yapmıştır.Atatürk,zulümden kurtarmak için başına geçtiği ve onurlu bir yaşamsallık sağladığı halkına güvenmiştir.Ama yurtsever halkın arasına karışarak ''haince pusu kuranlara'' da işaret etmiştir.Çünkü onlar,''ret ve inkar'' dolu hınçlarını hiç eksiltmemişlerdir.Önce canice tertiplerle canına,sonra da Cumhuriyet ve devrime kastetmişlerdir.
Atatürk ' ün şu sözü sanırım bizim ilke ve görüşlerimizi çok iyi anlattacağını düşünüyorum

''Ben, manevî miras olarak hiç bir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında, belki gayelere tamamen eremediğimizi fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir.''

Ayrıca gelecekte,bilgi en değerli para birimi olacaktır.Bilime ve bilgiye bu kadar fazla önem veren başka lider var mıdır?

İşte ben o yüzden ATATÜRK ' çüyüm..

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: karahan - Aralık 12, 2012, 02:34:06 ös
''Ben, manevî miras olarak hiç bir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında, belki gayelere tamamen eremediğimizi fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir.''


Sn.Symbol

Atatürkçülük yarışmasına girme niyetim yok,lakin yukarıda alıntıladığınız söz Atatürke ait,ben Atatürkün her yaptığına körü körüne iyidirde diyenlerden asla değilim.

Bakınız yukarıdaki alıntı sözünde Atatürk bir kıyasa giriyor diyorki ben hiç bir ayet ve doğmatik öğreti bırakmıyorum diyor ve ilim ve akılı işaret ediyor.
Bu söz problemli bir söz bunu Atatürk değilde başka biri söylese sonrasında bu sözün kasti sorgulandığından amacına bakıldığında amaç ve kasıtın net olarak ortaya dökülmesi lazımdı yine bu sözü başka biri ettiğinde kasti aşan bir söz olduğunu kabul ederdi.

Hiç bir ayet ve doğma bırakmıyorum dediğinde bu işi yapan zaten var oda Allah burdaki kastı ve kıyası omudur yada peygambermidir.
İşte yıllarca muhafazakar kesim ile başını belaya sokan cümlelerden biridir bu söz.

Lakin ben Atatürkü bu söz ile değerlendirecek ve değerlendiren değilim.Yukarıda sizin belirttiğiniz sebeplerden ötürü ve en önemlisi ve en kötüsü biat eden toplumdan kurtarması için oların hepsini yapması gerekiyordu.

Biat eden toplumdan değişen ne vardırki toplum olarak hala bu biat devam ediyor,etmiyormu?

Türk toplumunun karakteristik özelliğinden olsa gerek aşırılık genlerimizde var bizim orta hiç yok ya aşırı severiz ya aşırı nefret ederiz.

Gerçeği bilmek seni özgür kılar diyor hz.isa bu sözü sık kullanır ve severim
can yücel ise bir şiirinde şöyle diyor Yalan söylememek degil, gerçegi gizlememekmis marifet,
Tarih önünde aldatıldığın hissine bir kapılırsan eğer güven duygunda bir aşınma olursa işte ozaman sorgularsın herşeyi acımasızca,gerçeğin peşinden koşarsın öğrenmek için karşılaştıkların canını yaksada anlamaya çalışırsın nedenleri.
ya körü körüne sorgulamadan inanacaksın herşeyi ve herşeye gözlerini ve kulaklarını kapatacaksın ve yüreğini susturacaksın,
yada herşeye rağmen gerçeği arayıp özgür olacaksın ve bulduğun o gerçeğe o her ne ise ona rağmen yinede çıkıp ben Atatürkçüyüm diyebileceksin.


Diğer türlüsü Atatürkü put yapmaya götürür işi (bana göre)
ozamanda herkesin putu değerli olduğu için kimse putuna söz söyletmez tapındığından dolayı.

Eğer hakikaten bilgi peşinde iseniz sizden ricam sn.symbol o sözün bana mantıklı bir açıklamasını ve hangi nedenleri kapsadığını açıklayabilirseniz sevinirim bildiğim haricinde yeni bir bilgiye kavuşmuş olurum bende.

saygılarımla
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: symbol - Aralık 12, 2012, 11:01:09 ös
Sayın karahan,

Dikkat ederseniz cümleme ''Çünkü'' ile başladım ve konuyu bitirirken de sonuç bölümünde  ''işte bu yüzden Atatürk'çüyüm'' diye bitirdim.Yani ne siznle ne de bir başkası ile yarışa girmem söz konusu bile olamaz.Ben sadece konu başlığının  kendimce cevabını vermeye çalıştım.

Sorunuza da elimden geldiği kadar cevap vermeye çalışacağım.Bilim yalnızca gerçeği arar ve ona değer verir. Gerçek dışı şeylerin bilimde yeri yoktur. O halde, bilimi kendine kılavuz yapan insan ve toplumlar gerçeğin yolunda ilerlerler. bu yol doğrunun, doğruluğun yoludur. Doğruluğun olduğu Yerde de iyilik ve güzellik vardır. İnsan ya da toplum bu yolda dünyayı, geleceği ve her şeyi olduğu gibi görebilir. Böyle olunca da uygarlık yarışında güvenli adımlarla İlerler. Her yeni gün bir ilerleme, bir gelişme ve bir kalkınma günü olur. Çünkü bu yolda tutuculuk yoktur, geri kalma yoktur. Akıl, yeteneklerini gerektiği gibi kullanabilir.

İnsan bilgisizlikten, bilgisizliğin karanlığından kurtulur. Yaşadığı hayatı daha iyi tanır. Daha iyi yaşamanın yollarını bulur. Bilimin yasaları vardır. Birtakım varsayımlar, kişisel görüşler ve kalıplaşmış, katı düşüncelerin bilim diye tanıtılması her zaman olagelmiştir. Ama bunlar bilim olmadığı gibi bilimin ortaya koyduğu gerçeği de hiçbir zaman değiştiremezler. Bilim ancak doğrunun ve gerçeğin ortamında oluşur. Ancak onunla iyiye ve güzele gidilebilir. Böyle olduğu için, bilim, insanda hoşgörü yaratır. Katı ve kalıplaşmış düşünceli, ön fikirli olmayan insanlar yetiştirme ortamını oluşturur. Bilimin verileri ile iyi insan, iyi vatandaş yetiştirme olanakları elde edilebilir. Bilime dayalı gerçeklerle yetiştirilmiş insanlar hiçbir görüş ve düşüncenin tutsağı ve yobazı olmazlar. bir ülke bilimi kendine kılavuz seçerse her alanda büyük ilerlemeler gösterir. Dünya uygarlık düzeyinin üstüne çıkar.

Şu an ki toplumda biz ne yapıyoruz daha çok karanlığa doğru gidiyoruz(şahsi görüşümdür).İlkokullarda baş örtüsünü getirmeye çalışıldığı bir zamandayız,okullarda yavaş yavaş ilim ve fenden uzaklaşılmaya başlandığı fikrindeyim.

Voltaire:''İnsanlar yiyecek ekmekleri ve yatacak yerleri olduğu zaman düşünmeyi red ederler.'' demiştir.

Düşünmeyen tutucudur.
Düşünemeyen aptal.
Düşünmediğine aldırmayan ise köle.

Umarım cevap verebilmişimdir..

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: Masor1976 - Aralık 14, 2012, 04:12:26 öö
Voltaire:''İnsanlar yiyecek ekmekleri ve yatacak yerleri olduğu zaman düşünmeyi red ederler.'' demiştir.

CHP'nin Türk milletini neden ekmek ve yağ kuyruklarında beklettiğini hep merak etmiştim, halbuki gayet iyi niyetli bir yaklaşımmış. Koyu kemalistlerin her iktidara geldiklerinde kıtlık olması da bundanmış meğerse... İnsanlar düşünmeleri için aç mı kalması gerekiyor?..

Biz hep kötü yönden baktığımız için bardağın dolu taraflarını göremiyoruz. Yine koyulaştırılmış kemalistlerin çenesini kaşıyabilen her kesimden yüzbinlerce insanı askeri zindanlara sokarak çok daha  derin düşünebilmelerini; testislerine elektrik bağlayıp milletin çağdaş aydınlanmasına olanak sağladıklarını da göremeyecek kadar kör ve düşüncesiziz. Voltaire bu sözünde ne demek istedi bilemiyorum fakat bizim Atatürkçüleri çok derinden etkilemiş.

Sayın Symbol lütfen üzerinize alınmayınız eleştirim size gelmedi. Fikir bazında Kemalizm güzel dursa da pratikte yaşanılan onca şey varken Atatürkçüleri eleştirmemek başımızı kuma sokmaya benzerdi.

Ayrıca Voltaire'in bu sözü tasavvufi yaklaşıma uygun bir sözdür. Maneviyat açısından riyazet ve çile çok önemlidir. Fakat zahiri ilimler için buna gerek yok. Yani bilim adamlarının antifrizi bulabilmeleri için Hitler gibi bir caninin yarına kadar icad edemesseniz hepinizi öldürürüm tarzı bir direktifine ihtiyaçları yoktur.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: NOSAM33 - Aralık 14, 2012, 05:44:38 öö
Alıntı
Voltaire:''İnsanlar yiyecek ekmekleri ve yatacak yerleri olduğu zaman düşünmeyi red ederler.'' demiştir.

Bu büyük İnsan ; Anadolu da yaşayan asil ruhlu İnsanları tanısaydı zannedersem çok daha farklı düşünürdü . Kemalistleri bilmem lakin bizim sistemin tek suçu KAPİTAL denen kavramın önemini benim cahil bırakılan halkım ne olduğu bilemedi taki 24 Ocak kararlarından sonra yandım Allah dedi lakin iş işten geçti .Bilmem anlatabildimmi.

Yarına bakmakta fayda var Akşam olduğu zaman ertesi gün GÜNEŞ doğduğunda ne yapacağımız bence daha önemlidir . SİZCEEEE ...

Saygılar
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: symbol - Aralık 14, 2012, 09:54:56 öö
Sayın Masor1976,

Susuz köylere çamaşır makinesi, elektriksiz köye buzdolabı dağıtmak gibi karikatürize edilmiş bir biçim alsa da, yardımlar,sadaka ve biat mantığıyla insanların işleri ve mideleriyle bağlantılı bir siyaset anlayışından medet ummakla insanları köleleştirme mantığından başka bir şey değildir.

Sizin bahsettiğiniz Chp nin politikası değil zamanın getirdiği bir olaydır.Düzeyli tartışmalara her zaman varım Sayın Masor1976...

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: karahan - Aralık 14, 2012, 10:15:02 öö
Sn.symbol'un tesbitine katılıyorum,her ne kadar cumhuriyet dönemi chp'sini sevmesemde olayları dönemi içinde değerlendirmekte fayda var en azından adil oluruz.

Yine belirttiği üzere sn.symbolun bu zamanında biat kültürü ozamanın acz kültüründen farklı değil ,değilde ozaman şu söze ne demeli

egemenlik kayıtsız şartsız milletindir

ozaman acziyet vardı dolayısı ile biat şimdi yine daha fazla şeylerden yine biat var.

Şimdi sorarım arkadaşlara biatın olduğu bir yerde egemenlik hatta kayıtsız şartsız egemenlikten bahsedilebilirmi.

Benim bir başka konu olarak açtığım spor ile alakalı konu idi oradaki tartışmanında özünde spor barış ve kardeşliktir  sözüne atıf vardı çok ilgi gösteren olmadı ama özde bu problemler hep aynı.

Sporda asla ve asla barış ve kardeşlik değildir

ya egemenlik kayıtsız şartsız sözü sadece sözde kalmıyormu tıpkı sporun barış ve kardeşlik sözü gibi.

Biat eden ve biat etmeye alışmış bir toplum nasıl kendi haklarına egemen olabilir duygu yolu ile sömürü değilmi bu.

Bu sözün tek geçerli olduğu zaman dilimi seçim zamanlarıdır işte ozaman bir parça kendini yönetenlere egemen olduğunu hisseder bu halk ama sadece ogün için geçerli ertesi gün olay biter.

Egemen olmak için egemen olmanı gerektirecek her konu üzerinde önce bilgin olacak haklarını bileceksin,hukuğunu bileceksin sınırlarını bileceksin hesap sorabileceksin aidiyet duygun olacak en önemlisi bu topraklara sahip olduğun bilincine varacaksınki egemen olasın,sadece yönetenlerin egemen olduğu ve yönetilenlerinde her tür hak ve hukuğunu yönetenlere devrettiği sistemin adı egemenlik olamaz o ancak sıkça eleştirdiğimiz doğunun biat kültürüne dayalı aşiret düzeninden ne farkı varki.

Sistem kendini bu özde kurmuş görülmesi gereken nokta bu egemenlerin egemen olduğu zümreye bakışları değişmediği müddetçe sistem oturmaz.
Bir vakit burada yazmıştım eski ankara belediye başkanı cumhutiyet döneminde ankaraya ilk asfaltı yapıyor nevzat tandoğandı sanırım köylününde biri ilk görmüş asfaltı üzerinde çamurlu ayakları ile yürüyor tandoğanda bunu görünce asfaltı pis ayaklarınla kirlettin diye köylüyü bir güzel dövdürüyor ve ankaranın oldukça dışında bir yere gece vakti bırakıyor.

İşte egemen ile men'in durumu bu ülkemizde aşiretlerdede şehir hayatındada aslında çok değişen bir şey olmamış.

saygılarımla
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: karahan - Aralık 14, 2012, 12:01:47 ös
Sözü tam verelim bari bakalım nevzat tandoğan ne demiş?

"Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek."

 3 Mayıs 1944 yılında tutuklanıp huzuruna çıkarılan Osman Yüksel Serdengeçti’ye söylüyor bu sözü.


sizce egemenlik kayıtsız şartsız hala milletinmidir o zaman için soruyorum kaldıki şimdide pek farklı değil durum.
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: symbol - Aralık 14, 2012, 01:02:01 ös
Hâkimiyetin tek kişinin tekelinde olduğu zamanlar düşünüldüğünde egemenlik tam anlamıyla özgürlük anlamına gelir. Yönetimde söz sahibi olmak bir yana her şeyi kabul etmek zorunda bırakılan bir halkın böylesine bir şeref ile ödüllendirilmesi Mustafa Kemal liderliğinde gerçekleştirilmiştir. Mustafa Kemal bir konuşmasında “Huzurlu toplum, güvenli toplum, insan kişiliğine saygılı toplum tam ulusal egemenlikle sağlanır. Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması, istikrarı ve korunması, ancak ve ancak tam ve kesin anlamı ile ulusal egemenliğin sağlanması ile devamlılık kazanır. Bundan dolayı, hürriyetin de eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası ulusal egemenliktir.” sözleri ile bu konuya verdiği önemi göstermiştir.

Bugun ku gelinen nokta tek adamlık noktası değilmidir?

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: karahan - Aralık 14, 2012, 01:22:37 ös
Hâkimiyetin tek kişinin tekelinde olduğu zamanlar düşünüldüğünde egemenlik tam anlamıyla özgürlük anlamına gelir. Yönetimde söz sahibi olmak bir yana her şeyi kabul etmek zorunda bırakılan bir halkın böylesine bir şeref ile ödüllendirilmesi Mustafa Kemal liderliğinde gerçekleştirilmiştir. Mustafa Kemal bir konuşmasında “Huzurlu toplum, güvenli toplum, insan kişiliğine saygılı toplum tam ulusal egemenlikle sağlanır. Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması, istikrarı ve korunması, ancak ve ancak tam ve kesin anlamı ile ulusal egemenliğin sağlanması ile devamlılık kazanır. Bundan dolayı, hürriyetin de eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası ulusal egemenliktir.” sözleri ile bu konuya verdiği önemi göstermiştir.



Bugun ku gelinen nokta tek adamlık noktası değilmidir?

Saygılarımla...

bu sözlere ne denirki
ama şu sorulur

Peki bu halk yukarıda söylenen sözlerin hangisini hangi dönemde yaşamıştır veyahut gerçekleştirmiştir.
bu sadece bir özlem olarakmı kalmıştır?
her tür şartta biat etmek zorunda kalan ve bırakılan bir halk için egemenliği konuşulabilirmi?
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: symbol - Aralık 14, 2012, 01:53:25 ös
Atatürk’ün nihai hedefinden, ulus ve halk kavramları arasında ayrım görmediği ve her iki kavramı birbirinin yerine kullandığı gerçeğinden yolaçıkarsak halk egemenliği ilkesinin Atatürk tarafından da benimsendiği görülecektir. Halkçılık ilkesi Atatürk’ün çok önem verdiği ilkelerden biridir.Bu ilke ile Atatürk’ün anlatmak istediğide egemenliğin halkın elinde bulunmasıdır.Egemenlik iç ve dıs egemenlik olmak üzere ikiye ayrılır.Dıs egemenlik devletin daha yüksek bir merciye hesap vermemesidir ve içsel iktidarın özelliğinden alanını ve sınırlarını soyutladığı için özünde resmidir.Dıs egemenlik bir devletin uluslararasıiliskiler bakımından diğer devletlerle hukuki açıdan esit olması, bağımsız olması demektir. Dolayısıyla dıs egemenlik aynı zamanda baska bir devlete tabi olmamayı, bağımsız bir aktör olarak hareket edebilmeyi de içermektedir.İç egemenlik ise devletin kendi ülke sınırları içerisinde en üstün otorite olması ve bu otoritesini tüm gerçek ve tüzel kisilere kabul ettirmesi demektir. İç egemenlik, ülke toprakları üzerinde yasayan insanları yönetme yetkisi olarak da değerlendirilebilir.İç egemenlik, kimin neyi hangi yetki ile yönettiğini, alanını ve sınırlarını belirleyen normatif bir içeriğe sahiptir.Sanırım cevap olabilmiştir.Buradan nezaman bu şartların gerçekleştiğini bulabilirsiniz...

Saygılarımla...

Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: NOSAM33 - Aralık 14, 2012, 02:13:38 ös
Alıntı
Nevzat Tandoğan kimdir?
 
Nevzat Tandoğan, Tek parti döneminin sembol isimlerinden birisidir. Atatürk döneminden başlayarak intihar edene kadar Ankara valiliği yapmış olan Tandoğan “Bu memlekete komünizm gelecekse onu da biz getiririz” sözlerinin sahibidir. Despotluğu hukuk tanımazlığı ile meşhur olup valiliğinin yanı sıra 18 yıl Ankara belediye başkanlığı da yapmıştır.
 
Said Nursi’yi makamına getirterek zorla şapka giydirmeye çalışmış, kendi döneminde köylüleri n Ankara’ya girmesini yasaklamıştır.
 
Osman Yüksel Serdengeçti’nin kendisi hakkında konuştuğunu işitince tutuklanmasını istemiş, makamına getirildiğinde Serdengeçti’ye “Ulan Öküz Anadolulu! Milliyetçilik, komünizm size ne, Sizn göreviniz mahsul yetiştirmek ve oğullarınızı  askere göndermektir. Sizden beklediğimiz sadece bunlardır”  demiştir.





Alıntı
Osman Yüksel Serdengeçti (d. 15 Mayıs 1917- Akseki Antalya), (ö. 10 Kasım 1983), Türk siyasetçi gazeteci.
 
Serdengeçti dergisinin sahibi ve Yazı İşleri Müdürü gazetecidir. Asıl adı Osman Zeki Yüksel'dir. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi öğrenciliği sırasında 1944 mayısında meydana gelen olaylara karıştığı için Hüseyin Nihal Atsız'la birlikte bir süre hapis yatmış, hapisten çıktıktan sonra öğrenim için aynı fakülteye başvurmuşsa da bu isteği reddedilince dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'e hitaben yazdığı ve "Yüksek makamın alçak vekiline" diye başlayan yazı yüzünden yeniden hapsedilmiştir.
 
Hapisten çıkarak Toplam 33 sayı yayınlanacak olan ve birçok sayısı siyasi irade tarafından toplattırılacak olan Serdengeçti dergisini çıkartmış, dergideki yazılarından dolayı okuyucuları onu Serdengeçti olarak tanımlamışlar ve bu sebepten kendisi de sonradan Serdengeçti soyadını almıştır.
 
Osman Yüksel Serdengeçti, 1965-1969 yılları arasında Adalet Partisi listesinden Antalya milletvekilliği de yapmıştır. Partisine yönelttiği eleştiriler yüzünden bir süre sonra Adalet Partisi'nden ihraç edilmiştir. Milletvekilliği sırasında kravat takmadığı için uyarı almıştır, uyarıları dikkate alınmayınca genel kurula girişi yasaklanmıştır.Bu kez beline bağladığı kravatla içeri girmiş, yakasına takması gerektiğini söyleyenlere ise, “Kanunda nereye takılacağı belli değil. İstediğim gibi takarım” demiştir.[kaynak belirtilmeli] Necip Fazıl'ın yakın arkadaşlarından olan Serdengeçti hazır cevaplığıyla tanınır ve muhafazakar dünyanın en sevilen fikir adamlarındandır.Türkçülerin "Tanrı Türk'ü Korusun" demesi üzerine Serdengeçti "Tanrı Türk'ü, Allah da Müslümanı Korusun"diyerek bir döneme damgasını vurmuştur.
 
Yeni İstanbul gazetesinde "Selam" başlığı altında yazılar da yazmıştır.

ALINTIDIR. 8)

Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: NOSAM33 - Aralık 14, 2012, 02:18:09 ös

Alıntı
"Ulan öküz Anadolulu!


Tanrı yaradırken bazı zamanlar böyle fabrikasyon hataları da yapıyor demekki .  :'(
Böyle cinsler yüzünden Ülkemde hiç bir zaman HUZUR OLMAYACAK .

Saygılar
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: karahan - Aralık 14, 2012, 02:25:05 ös
sn.nosam33

Bu hoş katkı için teşekkürler okurken bayağı güldüm çok hoştu
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: NOSAM33 - Aralık 14, 2012, 02:49:57 ös
Alıntı
Bu kez beline bağladığı kravatla içeri girmiş, yakasına takması gerektiğini söyleyenlere ise, “Kanunda nereye takılacağı belli değil. İstediğim gibi takarım” demiştir.


Hadi biraz daha GÜLELİM , AĞLANACAK Halimize . :-[

Saygılar
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: karahan - Aralık 14, 2012, 02:54:27 ös
sn.symbol
Hâkimiyetin tek kişinin tekelinde olduğu zamanlar düşünüldüğünde egemenlik tam anlamıyla özgürlük anlamına gelir.

Hemen hemen aynı şeyleri söylüyoruz cumhuriyet kurulduğundada şimdide durum aslında tamda sizin özetledğiniz gibi,lakin haksızlık yapmamak için bir şeyi ayırd etmek lazım oda şu

cumhuriyet ilan edildiğinde meşrutiyetten bir geçiş yapıldı ve tüm dünyada bu tip radikal devrimler yada geçişlerde hep benzeri sıkıntılar yaşanmıştır Atatürkün uygulamalarını ve tek adamlığını bu bab da değerlendirmek daha doğru bir yol olur.

Anadoluda belki on yıllarca cumhuriyetin ne olup olmadığını bile bilmeden yaşayan binlerce insan vardı.

Ya şimdi işte bu durumu şimdi değerlendirmek daha kolay

Her tür şart değişti ülkemde hemen hemen her tür gelişim var lakin halk hala egemenmi?
kendi egemenliğine hakim olmayan halkın gelişmişliği ne ölçüde doğrudur.

Benim tek bildiğim egemenlik vardır oda

Hak güçten doğar

Güçlünün egemen olduğu sistem haricinde dünyada birkaç yer hariç halkın kendi egemenliğinin farkında olduğu bir yeryüzü ancak ütopyadır.

Böyle sözlerin söylenmesi bunu söyleyenin Atatürk bile olması sonucu değiştirmiyorsa;
Bu tarz söylemler için sadece şunu söyleyebiliriz

Hoş temennilerdir
uygulamada ve uygulanmışlarda ne var ona bakmak lazım.
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: NOSAM33 - Aralık 14, 2012, 03:01:56 ös
Alıntı
Egemenlik Nedir
Egemenlik (hakimiyet) en genel anlamıyla devletin ülke toprakları üzerinde siyasi yönetim yetkisini kullanma hakkıdır.
--------------------------------------------------------------------------------

Egemenlik Nedir ? (Detay)
Egemenlik ya da hâkimiyet, bir devletin ülkesi ve uyrukları üzerindeki yetkilerinin tümünü ifade eder. Bir başka deyimle egemenlik, devleti başka tüzel kişiliklerden ve örgütlenme biçimlerinden -- örneğin şirketlerden, derneklerden, kulüplerden, çetelerden, din ve mezhep birliklerinden, feodal bağlılık ve yönetim birimlerinden -- ayıran özelliktir. Egemen olmayan devlet olmaz; kaynağını Devlet'ten almayan egemenlik de olmaz.

Fransızca souverainité (İng: sovereignty) teriminin karşılığı olarak geç dönem Osmanlı Türkçesinde hakimiyet (Osm: حاكمية) sözcüğü benimsenmiş, 1935 yılı dolayında da bunun Yeni Türkçe karşılığı olarak egemenlik kabul edilmiştir.

Birbirleriyle içiçe geçmiş hukuki ve siyasi anlamlara sahip olan egemenlik kavramı,içsel ve dışşal egemenlik olarak iki şekilde incelenebilir.

- İçsel Egemenlik : Bir devletin kendi ülkesi üzerindeki herşey ve herkes üzerinde yasama,yürütme ve yargı yetkilerini kullanabilmesidir.
- Dışşal Egemelik : Devletin davranışları üzerinde kendi rızası dışında hiçbir etkiyi ve sınırlamayı tanımaması anlamını taşır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na göre: "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." (Eski dilde: "Hakimiyet bila kayd ü şart milletindir.")

Günümüz Türkçesinde egemenlik, anlam genişlemesiyle, her türlü iktidar ve güç anlamında kullanılmaktadır. (Örnek: X ilinde falan partisi egemendir; Ali Ayşe üzerinde egemenlik kurdu.) Bu maddede, egemenliğin, sadece siyasi teori ve devletler hukukundaki özgün anlamı ele alınacaktır.


Egemenlik Kavramın Tarihçesi
Ortaçağ Avrupası'nın büyük bir bölümünde, kaynağını kralla vassalleri veya vassallerle diğer yerel güç odakları arasındaki sözleşmelerden alan feodal ilişkiler egemendi. Bunun yanısıra, çeşitli derecelerde bağımsız olan şehirler, köy birlikleri, federasyonlar, ortak yönetim alanları vb. mevcuttu. Ayrıca bazı yönleriyle krala bağlı, bazı yönlerden tamamen bağımsız olan Kilise de önemli bir siyasi güçtü.

Modern krallıkların ortaya çıkmasıyla birlikte, devleti devlet yapan temel hak ve yetkilerin tanımlanması sorunu ortaya çıktı. Fransız hukukçu Jean Bodin (1530-1596) modern egemenlik kuramının kurucusu sayılır. 1576'da yayımladığı Les six livres de la république (Devlet'e Dair Altı Kitap) adlı eserde Bodin egemenliği "Devlet'in mutlak ve kalıcı gücü" olarak tanımladı. "Mutlak", egemenliğin bölünemeyeceği ve paylaşılamayacağı anlamındaydı (ancak bu mutlaklık sadece kamu hakları alanındaydı ve bireyin özel haklarına tecavüz edemiyordu). "Kalıcı" olması ise bu gücün hükümdarın ölümü ile sona ermediği ve bireylerden bağımsız olduğunu gösteriyordu. Egemenlik belirtilerinin bir bölümünü hükümdar şahsen kullanabilir, bir bölümünü memurlarına ve kurumlara kullandırabilirdi. Ancak egemenliğin kendisi devredilemezdi.

17. yüzyılda Holandalı hukukçu Hugo Grotius (1583-1645) modern devletler hukukunun ilkelerini egemenlik kavramıyla temellendirdi. 1648 Westfalya Barışı ile, egemen devletlerin hukuki eşitliği ilkesi modern Avrupa devletler sisteminin temeli olarak benimsendi. 17. ve 18. yüzyıllarda Hobbes, Locke, Montesquieu, Rousseau gibi düşünürler egemenlik hakkının felsefi ve analitik temelleri üzerinde günümüze dek etkili olan düşünceler ürettiler.

Charles de Montesquieu (1689-1755), 1745'te yayımladığı Esprit des Lois (Kanunların Ruhu) adlı eserinde, egemenliğin üç uygulama alanını birbirinden ayırarak, yasama, yürütme ve yargı erklerinin dengelenmesinin önemine değindi. 1789'da kabul edilen ABD Anayasası, Montesquieu'nün görüşlerinin etkisiyle, yasama, yürütme ve yargının mükemmel denge içinde olacağı bir Devlet düzeni tasarladı.


Egemenlik ve Halk
Klasik dönem düşünürlerinin hemen hepsinde egemenliğin nihai kaynağı olarak halkın iradesi gösterilir. Roma hukukundaki omnis imperium ex populo ilkesi bu düşüncenin kaynağıdır. Devletin bir "Toplum Sözleşmesi" ile kurulduğu görüşü de aynı düşünceyi ifade eder. Ancak ilk kaynağı halk olan egemenliğin nasıl ve ne ölçüde hükümdara aktarıldığı, sınırlarının ne olduğu, o sınırlar aşıldığı zaman hangi tedbirlere başvurulacağı, egemenlik aktarımından sonra halkta hangi bakiye güçlerin kaldığı, tartışma konuları olarak kalır. Egemenliği halka dayandıran görüşle demokrasi fikri ilk kez 19. beynini kaybetiim sonra atladım denize köpekbalıklarını öldürdüm.


Türkiye'de "Egemenlik Milletindir" İlkesi
Türkiye'de milli egemenlik fikri ilk kez, padişahın cülusunda "anayasaya riayet ve vatana ve millete sadakat" yemini etmesini zorunlu kılan 3 Ağustos 1909 tarihli Kanun-ı Esasi (anayasa) değişikliğiyle gündeme geldi. 1876 Anayasası'nda hükümranlık hakkının temelleri tanımlanmamış, sadece bu hakkın "eski usul gereğince" Osmanlı hanedanından bir kimse tarafından kullanılacağı belirtilmişti. 1909 Anayasa değişikliğiyle hükümranlık hakkı vatan ve millete sadakat koşuluna bağlanıyor, "vatan ve milletin" anayasa yoluyla ifade bulan üstünlüğü teyit ediliyordu.

Ankara'da toplanan Büyük Millet Meclisi'nin 20 Ocak 1921'de kabul ettiği Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun birinci maddesi, "Hakimiyet bila kayd ü şart milletindir" (egemenlik koşulsuz ve sınırsız olarak ulusundur) ilkesini ilan ederek radikal bir adım attı.

Bu ilke, öncelikle padişaha ve onun şahsında somutlaşan geleneksel güçler dengesine verilmiş bir cevaptı. "Milleti" temsil ettiği kabul edilen Meclis'in, kendi dışında hiçbir güç ve irade tanımadığı bildiriliyordu.


Atatürk’ün milli egemenlik (hakimiyet) ile ilgili özdeyişleri
Egemenlik, hiçbir mâna, hiçbir şekil ve hiçbir renkte ve işarette ortaklık kabul etmez. 1922 (Nutuk II, S. 700)

Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin devamlı şekilde sağlanması ve korunması ancak ve ancak tam ve kat’î mânasiyle millî egemenliğin kurulmuş bulunmasına bağlıdır. Bundan ötürü hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası millî egemenliktir. Toplumumuzda, devletimizde hürriyet sonsuzdur. Ancak onun hududu, onu sonsuz yapan esasın korunmasıyla mevcut ve çevrilidir.

Bir insan, belki kendi arzusiyle şahsî hürriyetini yok etmek ister, fakat bu teşebbüs koca bir milletin hayatına ve hürriyetine zarar verecekse, muazzam ve şerefle dolu bir millet hayatı, bu yüzden sönecekse ve o milletin çocukları ve torunları bu yüzden yok olacaksa bu teşebbüsler hiçbir vakit meşru ve kabule değer olamaz. Ve hele böyle bir hareket hiçbir vakit hürriyet namına müsamaha ile telâkki edilemez.

Hiç şüphe yok, devletimizin ebedi müddet yaşaması için, memleketimizin kuvvetlenmesi için, milletimizin refah ve mutluluğu için hayatımız, namusumuz, şerefimiz, geleceğimiz için ve bütün kutsal kavramlarımız ve nihayet her şeyimiz için mutlaka en kıskanç hislerimizle, bütün uyanıklığımızla ve bütün kuvvetimizle millî egemenliğimizi muhafaza ve müdafaa edeceğiz. 1923 (Atatürk’ün S.D. I, S. 298)

Millî emeller, millî irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil bütün millet fertlerinin arzularının, emellerinin bileşkesinden ibarettir. 1923 (Atatürk’ün S.D. II, S. 95)

Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir. 1923 (Atatürk’ün S.D. II, S. 58)

Kuvvet birdir ve o milletindir. 1937 (Atatürk’ün K.A.N., S. 41)

Millî egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, yok olur. Milletlerin esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmağa mahkûmdurlar. 1929 (Atatürk’ün B. N., S. 82-83)

Bir millet, varlığı ve hukuku için bütün kuvvetiyle, bütün fikri ve maddî güçleriyle alâkadar olmazsa, bir millet kendi kuvvetine dayanarak varlığını ve bağımsızlığını temin etmezse şunun, bunun oyuncağı olmaktan kurtulamaz. Millî hayatımız, tarihimiz ve son devirde idare tarzımız, buna pek güzel delildir. Bu sebeple teşkilâtımızda millî güçlerin etken ve millî iradenin hâkim olması esası kabul edilmiştir. Bugün bütün cihanın milletleri yalnız bir egemenlik tanırlar: Millî egemenlik... 1920 (Nutuk III, S. 1185)

Dünyanın belli başlı milletlerini esaretten kurtarmak için egemenliklerine kavuşturan büyük fikir akımları, köhne müesseselere ümit bağlayanların, çürümüş idare usullerinde kurtuluş kuvveti arayanların amansız düşmanıdır. 1923 (Atatürk’ün S.D. I, S. 309)

Arkadaşlar! Türkiye devletinde ve Türkiye devletini kuran Türkiye halkında tacidar yoktur, diktatör yoktur! Tacidar yoktur ve olmayacaktır. Çünkü olamaz.

Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdani ve mevcudiyetidir. 1923 (Atatürk’ün S.D. I, S. 300)

Egemenliğine doğrudan doğruya sahip olmanın kıymetini pek iyi anlayan ve pek iyi bilen millet, bu mukaddes egemenliğine karşı baş gösterecek her tehlikeyi kahredecektir. 1923 (Atatürk’ün S.D. II, S. 135)

Millî egemenlik uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun. 1923 (Atatürk’ün S.D. II, S. 76)

Kendilerine bir milletin tahili bırakılan adamlar, milletin kuvvet ve kudretini yalnız ve ancak yine milletin hakikî ve elde edilmesi mümkün menfaatleri yolunda kullanmakla görevli olduklarını bir an hatırlarından çıkarmamalıdırlar. Bu adamlar düşünmelidirler ki, bir memleketi zabt ve işgal etmek o memleketin sahiplerine hâkim olmak için kâfi değildir. Bir milletin ruhu zabt olunmadıkça, bir milletin azim ve iradesi kırılmadıkça, o millete hâkim olmanın imkânı yoktur. Halbuki asırların getirdiği bir millî ruha, hiçbir kuvvet mukavemet edemez.

Mahkûm olmak istemeyen bir milleti, esareti altında tutmağa gücü yetecek kadar kuvvetli müstebitler artık dünya yüzünde kalmamıştır. 1924 (Atatürk’ün B.N., S. 81)

Büyük Millet Meclisi Türk milletinin asırlar süren aramalarının özeti ve onun bizzat kendisini idare etmek şuurunun canlı bir timsalidir.

Türk milleti mukadderatını Büyük Millet Meclisinin kifayetli ve vatanperver eline tevdi ettiği günden itibaren karanlıkları sıyırıp kaldırmış ve ümitle istikbale yönelmiştir.

Yeni Türkiye Hükümetinin öz cevheri millî hâkimiyettir. Milletin kayıtsız ve şartsız hâkimiyetidir. (1923)

Gerek askerlik, gerekse siyaset hayatımın bütün devir ve safhalarını dolduran mücadelelerimde daima hareket düsturum millî iradeye dayanarak milletin, vatanın muhtaç olduğu gayelere yürümek olmuştur. (1920)


ALINTIDIR

NOT: Bu fakirinde bu çorbada tuzu olsun diye katkıda bulundum .Haddimi aştıyam AFFOLA ...

Saygılar
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: Tij - Aralık 14, 2012, 06:09:12 ös
Sadece merekimdan soruyorum, acaba ülkemizde Atatürkcü olmayan Masonlar"da varmi?
Hatta forumumuzda böyle bir Mason arkadasimiz varmi ?
Varlarsa eger ülkemiz hakkinda neler düsünüyorlar?
Ülkemizin tahlilini birde onlardan okusak aslinda cok enteresan olurdu.

Saygilarimla
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: ADAM - Aralık 15, 2012, 01:32:48 ös

Biz ya da bu forumun üyeleri tartışmayı beceremiyor muyuz acaba?

İşte ekseninden iyice saptırılmış bir başlık daha.

Burada tartışılması gereken bir varsayımın gerekçesi.

Varsayım "Türkiye'deki Masonların çoğu Atatürkçü" diyor.  Bunun kesin bir yargı olabilmesi için, bilimsel yöntemle bir istatistiksel araştırma yapılmış olması gerek. Yapılmış mı? Sanmıyorum. Yapılmış olsa böyle bir sonuç alınacağı varsayılıyor.

Sonra da soruluyor neden diye...

Konu bu... Varsayım doğruysa eğer, bunun nedeni, gerekçesi...

Şimdi bu konuya katkıda bulunmuş, bu başlık altında bir şeyler yazmış olanlar, dönüp kendi yazılarına bir baksın... Yazdıklarının bu konuyla ne ölçüde bağlantısı var?

Böyle olunca, ben bu başlık altında asıl yazmak isteyebileceklerimi yazamıyorum.

Forumda bir başlık daha böylece yitirilmiş oluyor.

Umarım bir katılımcımızın aklına gelir de "Türk Masonları Atatürkçü Olmalı mıdır?" gibi, bilgiye değil, doğrudan yorum ve değerlendirmeye açık bir başlık getirir de onun altında tartışırız.

Sevgiler.
 
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: karahan - Aralık 15, 2012, 02:01:05 ös
sn.adam

Nedenlerin nedeni dogmatik değilmidir?
Doğma sadece dinde yokki Atatürk çü olma deyimi bile bana doğmatik geliyor tıpkı dini araştırmadan,öğrenmeden ,sindirmeden dindar olunur gibi konu Atatürk'e geldiğindede bu yol izleniyor.

Ben bu konuya yazarken baktığım perspektif bu benim,Masonların neden Atatürkçü olduğu sorusuna genelde cevap vermesi gerekenler ilk önce masonlardır.
Bir iki mason arkadaş haricinde oda bana göre sadece kıyısından cevap vermekten öte gidemediler.
İlk cevap bu konularda önce onlardan gelmeli kapıyı onlar açmalı yola onlar sokmalı bakış açısını onlar vermeliler.
Bu tip sorular biz hariciler cevap verdiğimizde iş böyle oluyor.

Siz belki serzenişinizde haklı olabilirsiniz ama Masonlara sorulan yada masonların cevap vermesi daha uygun olana sorulara haricilerde onlaran önce cevap vermeye başlayınca yine kargaşa çıkıyor ve problem oluyor.

Konu başlığı sapıyor sapmasına hatta saptıkçada bu olay sizde saplantı olmaya başlıyor.
Ben laf arasında sordum alevilerin aAtatürkçü olmaları ile masonların Atatürkçü olmaları arasında ne fark vardır diye.Belki bir başka başlı altınada alınabilir ama çokta gerekli değil bence,fakat bence nedensellikleri aynı gibi geliyor bana.

saygılar
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: GOASISG - Kasım 02, 2015, 04:40:32 öö
Hiç tanışmadığınız bir İnsan için ne cok şeyler yazmışsınız

İlk ağızdan güzel bir anı
--------------------
-Biz Beşiktaş'ta Akaretler'de oturuyorduk... Annnem, ağabeyim, bir de ben... On altı tane neferimiz, altı tane de evlatlığımız vardı...

Ağabeyim odasının tavanına kadar haritaları dizmiş... Yemeden, içmeden günlerce o haritalarla uğraştı... Onların başında çalışıp durdu...

-Nasıl çıkaracağız Almanları?.. diye kendi kendine söyleniyordu.

Bir akşam ona koridorda rastladım...

Kendisiyle konuşmaya imkân yok... Mecnun gibi... Zihni bu derece meşgul...

-Gene ne var ağabeyciğim? dedim.

Sesimi duymuş, fakat ne söylediğimi anlamamıştı:

-Birşey mi istiyorsun Makbuş? dedi.

-Hayır... Seni biraz üzüntülü gördüm de...

-Yok birşey!

-Yok olur mu ağabey, yüzünden belli!

Sözümü dinlemedi bile... Çekip gitti odasına...

..................

Ben annemle beraber ağabeyimin bu üzüntülü halini tahlile çalışırken odasından sesini duyduk:

-Tamam!..

diye haykırmıştı... Ve sevinçle koridora çıktı... Çok neşeliydi... Herhalde günlerden beri zihnini yoran bir şeye hâl çaresi bulmuş olmalıydı... Yüzü gülüyordu... Atatürk'ün o gün gözlerinde parlayan sevinci, hiç unutamam!..

Yine bir gün bir başka sevincine şâhit oldum... Ankara'daydık... Kütüphanesine kapanmış yine hummalı bir çalışma içine gömülmüştü.

Beni bir aralık yanına çağırdı...

-Makbuş gelsene biraz!..

Gittim.

-Bana bir parça yardım eder misin kardeşim?

-Hayhay ağabey, eğer bir faydam dokunacaksa, memnuniyetle!

Eliyle raflardaki kitapları gösterdi.

-Şu kitapları teker teker yere indir!..

-Peki ağabeyciğim!..

Ben bir taraftan gösterdiği kitapları indirirken, o da başka bir raftaki kitapları tetkik ediyordu.

Bütün tarih kitaplarını yere attı... Sonra o gece geç vakte kadar o kitapların içinde birşey aradı... Odasından çıktığı zaman aradığı şeyi bulmuş insanlara mahsus bir sevinç içindeydi.

Dudaklarında tatlı bir tebessüm, gözlerinde mes'ut bir parlaklık vardı...

-Peki Makbule Hanım, en üzgün ve mustarip olduğu günleri de hatirlıyor musunuz?

-Vallahi paşa evlâdım, Atatürk üzüntülerini ve acılarını bize söylemezdi... Kafasını işletiyordu o... Kimseden teselli ve yardım beklemiyordu...

Makbûle Atadan
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: karahan - Kasım 02, 2015, 12:46:46 ös
Konu basligi aslinda belli.

Karahan
Başlık: Ynt: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ
Gönderen: karahan - Kasım 02, 2015, 04:04:29 ös
Merhaba

Masonların 'kemalist' çizgide olduğuna katılmıyorum. 
Masonların kemalizm den önce de bir çizgisi vardı.
Mustafa Kemal hiç doğmasa bile onlar aynı masonik çizgide idi.

Masonların çoğunun Atatürk çü olduğuna da katılmıyorum.
Kaç tane mason tanıdınız ki çoğu hem masonum hem Atatürk çüyüm desin.
Ayrıca hem mason olup hem Atatürk çü olmayan azınlık bir kesim bile var anlamı çıkıyor cümlenizden.

Siz masonların Atatürk çü olduğuna kemalist çizgi (?) de olduklarına nasıl karar verdiniz?

Saygılarımla

Konu açıldığında hemen verilen cevaplardan biri sn.özkann a ait.Ne denirki doğru söze.Atatürkçü olmak bir spor klübü tutmak değildir.Atatürkçü olmak için Kemalist te olmak gerekmez.Atatürkçü olmak önce sorgulamayı sonra neden Atatürkçü olmalıyım sorusuna cevap bulmayı ve vermeyi gerektirir.
Masonların Atatürkten çok önceleride bir çizgileri zaten vardı.Atatürk bunu ne oranda etkilemiştir de Masonlar Atatürkçü olmak gibi bir düşünceye kapılmış olmalıdırlar?

Toplum içerisinde en nefret ettiğim ve muhabbetlerde dahi cevaplamakta zorlandığım bir sorudur bu Atatürkçümüsün?

Hayat yaşam hep ileri gider geride bıraktıklarımız anılarımızdır.Geride kalanların topluma önderlik ettikleri vakaa değildir.
Atatürkte geride bıraktıklarımızdandır,Türkiye cumhuriyeti ise daima ileri gidecek ve yaşayacaktır ülkümüzde budur.

Öncelikle bu konunun daha iyi anlaşılabilmesi için;

Atatürkçü olmak nedir?
Ne olmalı?neyi anlamalı ve yapmalıyız?
Gibi bir takım soruların cevabının verilmesi lazım.
Aksi taktirde bugün Atatürk isminin yaşadığı en büyük sorun olan putlaştırma iddiasını onu sevenler maalesef yapmış olurlar.

karahan