Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: TÜRKİYEDEKİ MASONLARIN ÇOGU NEDEN ATATÜRK"ÇÜ  (Okunma sayısı 38756 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 28, 2009, 04:28:04 ös
Yanıtla #10
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 920
  • Cinsiyet: Bay

 Her zaman vatanperverlik,özgürlük ve bilimi destekleyen HvKEMBL 'nın Yüce Atatürk'ün devrimlerini destekleyip,''Hayatta en hakiki mürşit ilimdir fendir''..özdeyişini benimsemesi harici alemi şaşırtmamalı aksine taasuptan uzak bir masonluk araştırmasına itmelidir..Masonluk Yüce kurucunun yolundan,Yüce kurucuda bilimin yolundan hiçbir zaman ayrılmamamıştır..

Saygı ve sevgılerımle
Taslar yerine oturabilecek mi ? İnşaasına basladıgımız yapı nasıl olur da yarım kalır ..


Nisan 29, 2009, 09:50:20 öö
Yanıtla #11
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sayin Karahan,

"Ataturk'u anlamak" diye bir tabir vardir, bilirsiniz. Dediginiz gibi takim tutar gibi Ataturkcu olanlarin yaninda O'nu anlayan gercek Ataturcu'ler de vardir. Yanlisiniz var; Ataturkculuk ya da Kemalizm bir ideolojidir, felsefesi vardir. Bizler millet olarak asagilik duygusundan kurtuldugumuz zaman bunun ne demek oldugunu anlayacagiz. Ne gariptir ki, bugun bile hala Ataturk'un yaptiklarini hafife alan, sanki yapilmasi kolaymis havasi yaratanlar var, cok yazik. O imkansizi basarip dunyanin kalbine oturmus, herkesin saygisina mazhar olmustur. Ghandi O'nun yolundan gitmistir, Che Guevara olduruldugunde cantasindan Ataturk ile ilgili kitap cikmistir vs vs.

Turk Masonlari elbette Ataturk'e saygi duyuyorlar ama Kemalizm yolundan da yuruyorlar; cagdas medeniyet seviyesine ulasmak icin calisiyorlar, yurtta ve dunyada barisi savunuyorlar...

Umarim farki gormenize yardimci olabilmisimdir.

Saygilarla,

sevgili dino ben farkı görüyorum sözlerinizede katılıyorum.benim burda itirazım olan konu aslen başka.ülkemin atatürkten başkada büyük liderler çıkarmaya ihtiyacı var.ama kurulan düzen maalesef bunu engelliyor.ülkemdeki birtakım başarısızlıklar maalesef bundan kaynaklanmıyormu.kemalizm felsefesini açarsanda sevinirim ben bu felsefeyi türklerden başka dünyada kabul edeni hatırlamıyorum.bu lafımda küçümseme manasında algılanmasın
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Nisan 29, 2009, 10:25:37 öö
Yanıtla #12
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 353
  • Cinsiyet: Bay

Sayin Karahan,

"Ataturk'u anlamak" diye bir tabir vardir, bilirsiniz. Dediginiz gibi takim tutar gibi Ataturkcu olanlarin yaninda O'nu anlayan gercek Ataturcu'ler de vardir. Yanlisiniz var; Ataturkculuk ya da Kemalizm bir ideolojidir, felsefesi vardir. Bizler millet olarak asagilik duygusundan kurtuldugumuz zaman bunun ne demek oldugunu anlayacagiz. Ne gariptir ki, bugun bile hala Ataturk'un yaptiklarini hafife alan, sanki yapilmasi kolaymis havasi yaratanlar var, cok yazik. O imkansizi basarip dunyanin kalbine oturmus, herkesin saygisina mazhar olmustur. Ghandi O'nun yolundan gitmistir, Che Guevara olduruldugunde cantasindan Ataturk ile ilgili kitap cikmistir vs vs.

Turk Masonlari elbette Ataturk'e saygi duyuyorlar ama Kemalizm yolundan da yuruyorlar; cagdas medeniyet seviyesine ulasmak icin calisiyorlar, yurtta ve dunyada barisi savunuyorlar...

Umarim farki gormenize yardimci olabilmisimdir.

Saygilarla,

sevgili dino ben farkı görüyorum sözlerinizede katılıyorum.benim burda itirazım olan konu aslen başka.ülkemin atatürkten başkada büyük liderler çıkarmaya ihtiyacı var.ama kurulan düzen maalesef bunu engelliyor.ülkemdeki birtakım başarısızlıklar maalesef bundan kaynaklanmıyormu.kemalizm felsefesini açarsanda sevinirim ben bu felsefeyi türklerden başka dünyada kabul edeni hatırlamıyorum.bu lafımda küçümseme manasında algılanmasın

Sayin Karahan,

Ilk musait zamanimda size detayli bilgi yazacagim.

Saygilarla,
Bakmak yetmez, gormek gerek...


Nisan 29, 2009, 11:15:00 öö
Yanıtla #13

Bir coğrafyanın insanlarını kulluktan yurttaşlığa,
o coğrafyayı çöplükten yurda,
kadınlarını yaratıktan hanımefendiliğe,
kölelikten tam bağımsızlığa taşıyan bir adamı sevmemek için ya APTAL olmak gerekir ya da HAİN BİR ŞEREFSİZ olmak gerekir !

Masonlar ya da başka kim varsa Mustafa Kemal'i seviyorsa,sevmekten öte O'nu anlamaya çalışıyorsa ve yolundan yürümeye çalışıyorsa bundan daha doğal bir şey olamaz !

Atatürkçü-Kemalist ya da neyse deyip de bugüne kadar ülkelerine ve Mustafa Kemal'e her türlü zararı verenleri baz alarak Kemlizm'i
lekeleyemezsiniz! O'nu gerçekten anlamaya ve izlemeye çalışan namuslu,yurtsever ve aydın insanlar gerçekten birer Kemalist-Atatürkçüdür !

Bir Mason Atatürkçüyüm desin veya demesin Atatürk'ün bıraktığı maddi-manevi mirasa sahip çıkıyorsa ve bunun için savaşıyorsa
ben de bir Masonum ve o Mason da bir Atatürkçüdür ! Mustafa Kemal'i parti logolarına,dar söylemlere,derneklere hapsedemezsiniz.

Atatürk TÜRKİYEDİR,Türkiye ATATÜRKTÜR !

NOKTA .
Bilgi , en kutsal güçtür !


Nisan 29, 2009, 12:30:44 ös
Yanıtla #14
  • Ziyaretçi

Sayin Karahan,

"Ataturk'u anlamak" diye bir tabir vardir, bilirsiniz. Dediginiz gibi takim tutar gibi Ataturkcu olanlarin yaninda O'nu anlayan gercek Ataturcu'ler de vardir. Yanlisiniz var; Ataturkculuk ya da Kemalizm bir ideolojidir, felsefesi vardir. Bizler millet olarak asagilik duygusundan kurtuldugumuz zaman bunun ne demek oldugunu anlayacagiz. Ne gariptir ki, bugun bile hala Ataturk'un yaptiklarini hafife alan, sanki yapilmasi kolaymis havasi yaratanlar var, cok yazik. O imkansizi basarip dunyanin kalbine oturmus, herkesin saygisina mazhar olmustur. Ghandi O'nun yolundan gitmistir, Che Guevara olduruldugunde cantasindan Ataturk ile ilgili kitap cikmistir vs vs.

Turk Masonlari elbette Ataturk'e saygi duyuyorlar ama Kemalizm yolundan da yuruyorlar; cagdas medeniyet seviyesine ulasmak icin calisiyorlar, yurtta ve dunyada barisi savunuyorlar...

Umarim farki gormenize yardimci olabilmisimdir.

Saygilarla,

sevgili dino ben farkı görüyorum sözlerinizede katılıyorum.benim burda itirazım olan konu aslen başka.ülkemin atatürkten başkada büyük liderler çıkarmaya ihtiyacı var.ama kurulan düzen maalesef bunu engelliyor.ülkemdeki birtakım başarısızlıklar maalesef bundan kaynaklanmıyormu.kemalizm felsefesini açarsanda sevinirim ben bu felsefeyi türklerden başka dünyada kabul edeni hatırlamıyorum.bu lafımda küçümseme manasında algılanmasın

Sayın Dino imza kısmına çok güzel yazmış "Bakmak yetmez, görmek gerek" Büyük liderler her dönemde çıkmaz, bunu anlamak için ilk önce "büyük lider" ne demektir bilmek gerekir. Halka huzur sağlayan, ekonomisini ayaktakta tuttan, milletin birlik ve beraberlik bağlarını garantiye alan, ülkeyi çağdaş medeniyetler seviyesinde tutan Bir lidere, "Lider" denir. Bu olması gereken ve normal olandır..

Şimdi büyük lidere gelelim; "Büyük lider" ne demektir?

Alıntı
ülkemin atatürkten başkada büyük liderler çıkarmaya ihtiyacı var.ama kurulan düzen maalesef bunu engelliyor.

Büyük Lider böyle bir engel tanımaz. (bu bir)

Büyük lider imkansızlıkların içinden çıkar. (bu iki)

Büyük lider simsiyah olmuş ülkesini, eliyle gümüş suyuna batırmış gibi çıkarır ve bembayaz, ışıl ışıl milletine teslim eder. (bu üç)

Bu üç maddenin dışında genel olarak tarihe baktığımızda böyle liderler yüzyılda bir çıkar diyebiliriz. Büyük liderlerin böyle bir özelliği de vardır.

Atatürk'ün Büyük liderlerin bu özelliğinden farkı "İKİBİN" yıldır ne yazıkki sadece bir tane çıkmış olmasıdır. Eşi benzeri yoktur ki bir lider; Olmayan vatanını yeniden var etsin, sonrasında kene kadar yapışkan, bir bataklık kadar pis ve derinliği yüz yılları bulan bir rejimi kökünden söksün. Yerine; yeni, aydın, çağdaş ve ışıldayan bir rejim getirsin ve halkına bunu kabul ettirsin. "Kim" olduğunu unutmuş, hiç olmadıkları, olmamaları gereken dalkavuk bir soyun kültürüyle yaşamaya alışmış, okumayı unutmuş o masum milletine yeniden "Kim" olduğunu öğretsin ve herpsinin önünde O "Kim" i tüm dünyaya yeniden tüm saygınlığıyla kabul ettirsin.

Tarih böyle bir lidere ikinci kez rastlamamıştır.

İşte bu noktada "Kemalizm" i anlamanız için size bir fırsat doğuyor. Aksine size "Kemalizm" ve Atatürkçülüğü size ne Sayın Dino nede bir başka kimse anlatamaz.Siz isterseniz kendi olgunluğunuz kadar anlarsınız. Baktıktan sonra eğer görmek istenecek olursa işin aslı budur.

Sevgi ve Saygılarımla,

« Son Düzenleme: Nisan 29, 2009, 12:32:54 ös Gönderen: Saygın »


Nisan 29, 2009, 12:34:37 ös
Yanıtla #15
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

"Ölümsüz Önder Atatürk,

Ferdin vicdan, inanç ve düşünce hürriyetlerini ve ahlaki sorumluluğunu; İnsan kişiliğine saygıyı; İnsanların iyiliğine çalışmayı; İnsanların hak ve vazife eşitliğini; İlme saygıyı, birer prensip olarak benimseyen bizler, mensubu bulunduğumuz Masonluğun bu ilkelerini içimize sindirmiş; Vatanına, Milletine ve kurduğun Cumhuriyet ile ilkelerine sadakatle bağlı olarak bir kere daha huzurunda sevgi, saygı ve minnet duygularımızla eğiliyoruz.

Yaktığın ışığı taşıyan eller değişecek ama ışığın ölümsüz kalacaktır.

Salih Evcilerli
Büyük Üstat

Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Derneği Başkanı

27 Ekim 2007"

Anıtkabir Özel Defterinden...
« Son Düzenleme: Aralık 11, 2010, 11:46:56 ös Gönderen: dogudan »


Nisan 29, 2009, 03:07:11 ös
Yanıtla #16
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 353
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Karahan,

Aslında Sayın Dogudanesen ve Sayın Saygın çok net açıklamalar yapmışlar. Ben de dilim döndüğünce somut birşeyler yazmak istedim.

Kemalizm'in bir felsefe olduğu ve Atatürk'ün dünyada hala ciddi anlamda saygı duyulan bir lider olduğu su götürmez bir gerçektir. Hepimizin bildiği gibi Mustafa Kemal ATATÜRK dünya döneminin liderleri içerisinden 21 nci yüzyıla geçebilen tek liderdir. Üstelik diğer liderler, kendi halkları tarafından yok edilmemin acısını yaşamışken, o hala halkının ve dünyanın nabzında en büyük canlılığıyla, sevgisiyle, saygısıyla hala yaşayabilen dünyadaki tek lider.

Önemli olanda sanırım, yaşarken ölmek değil, öldükten sonra da bu kadar uzun süre canlı kalabilmeyi başarmak değil midir?

ATATÜRK’ü biz hep tarihe mal olmuş yönleriyle tanıdık: Asker ATATÜRK ya da devlet adamı ATATÜRK olarak. Bu vereceğim örnek dünyada tek olan örnektir. Zaten herhalde bir başkasına da rastlamamız mümkün değildir. En büyük düşmanı; hani şu ordularını denize döktüğü düşmanı, Yunan başkomutanı Trikopis. Hiçbir zorlama olmadan, hiçbir baskı olmadan her Cumhuriyet bayramı Atina’daki Türk büyükelçiliğine gidiyor Trikopis, ATATÜRK’ün resminin önüne geçiyor ve saygı duruşunda bulunuyor. Böyle bir saygıyı en büyük düşmanında uyandırabilen bir Mustafa Kemal’den bahsediyoruz.

Yıl 1938, General Mc Arthur’un en zor, en problemli, en buhranlı dönemi. Birden çok sıkılır ve yanında duran yüzyirmiden fazla kişiye döner ve aynen şöyle der: “Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal’i görmek için neler vermezdim” dedirten o büyük özlemi ve onu oluşturabilen Mustafa Kemal’i.
 
Ya da, yıl 1938. Bir İran’lı şair bir Tahran gazetesine ölümü üzerine bir şiir yazar. İşte o şiirin iki mısrasını sizlerle paylaşmak istiyorum. Diyor ki;
“Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir.” dizelerindeki bu kıskançlığı oluşturabilen Mustafa Kemal.

Yıl 1976, UNESCO, üyelerine bir öneriyle gelir. Öneri paketindeki bir cümlede diyor ki ”Bu gün UNESCO’nun üzerinde çalıştığı bütün projelerin isim babası Mustafa Kemal’dir.” Öneri; O’nun doğumunun yüzüncü yılını, 152 üyesi olan UNESCO’nun tüm ülkelerde aynı anda kutlasın önerisidir. Birden İsveç delegesi ayağa kalkar ve şöyle söyler:

“Ne yani, dünyada bu kadar devlet adamı var, hepsinin doğum gününü böyle kutlayacak mıyız?” şeklindeki kinayeli sözlerine, Rus delegesi ayağa fırlar, yumruğunu masaya vurur ve 152 ülkenin delegelerine aynen şöyle söyler;
”Genç delege arkadaşım hatırlatmak isterim ki; ATATÜRK öyle dünyadaki herhangi bir lider değildir, bırakın onu bir yıl anmayı her ülke her problemimizde çare olarak aramalıyız” sözlerini döktürtebilen bir Mustafa Kemal. Sonra ne mi olur? UNESCO tarihinde ilk ve tekdir, hiç negatif oy yoktur, hiç çekimser oy yoktur, 152 ülke şu metne imza atar; O İsveç delegesi bu imzanın atıldığı gün mikrofona gelir ve aynen şunları söyler;

”Ben ATATÜRK’ü inceledim bütün ülkelerden özür diliyor ilk imzayı ben atıyorum”.

İşte o muhteşem belge diyor ki;
“ATATÜRK KİMDİR; ATATÜRK ULUSLARARASI ANLAYIŞ, İŞBİRLİĞİ, BARIŞ YOLUNDA ÇABA GÖSTERMİŞ ÜSTÜN KİŞİ, OLAĞANÜSTÜ DEVRİMLER GERÇEKLEŞTİRMİŞ BİR İNKİLAPÇI, SÖMÜRGECİLİK VE YAYILMACILIĞA KARŞI SAVAŞAN İLK ÖNDER, İNSAN HAKLARINA SAYGILI, DÜNYA BARIŞININ ÖNCÜSÜ, BÜTÜN YAŞAMI BOYUNCA İNSANLAR ARASINDA RENK, DİL, DİN, IRK AYIRIMI GÖSTERMEYEN, EŞİ OLMAYAN DEVLET ADAMI, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURUCUSU”

Var mı böyle bir metin? Bir filozof der ki “bir ülke için kıstas aradığınız zaman o ülkenin en büyük liderini gözden geçirin”. Şu anda kıstas arayan ülkelere sanıyorum bundan daha iyi bir metin gösteremeyiz. İşte bu metin 152 ülke tarafından imzalanmıştır.

Hadi gelin Haiti’ye gidelim. Yıl 1996, Haiti Cumhurbaşkanı  ölür. Bir vasiyet bırakmıştır, vasiyeti açılır. Vasiyetinde mezar taşına yazılması için bir metin bırakmıştır. Haiti Cumhurbaşkanının bugün mezar taşında yazan hitabe “Bütün ömrüm boyunca Türkiye’nin lideri Mustafa Kemal ATATÜRK’ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm”
Peki yıllar bir şey değiştirir mi? Hayır. 2000 yılında bizim medyanın kaçırdığı bir bilgi var, ABD Başkanı milenyum mesajını veriyor. Mesajın bir yerinde aynen şunları söyler; “Bugün milenyumun hiç şüphe yoktur ki tek devlet adamı Mustafa Kemal ATATÜRK’tür. Çünkü o yılın değil asrın lideri olabilmeyi başarmış tek liderdir.” 2000 de ABD Başkanına işte bu gerçeği de ifade ettirebilen bir Mustafa Kemal var. Asker Mustafa Kemal’in, Devlet adamı Mustafa Kemal’in çok dışında bir Mustafa Kemal.

2003 de bir şey değişti mi ya da 2004 te? Hayır. 2004 de bir konferansta bir hanımefendi ayağa fırladı. Dedi ki “Ben Norveçliyim ve şu anda Norveç’te çok sık kullandığımız bir deyim var, bu deyimin anlamını anladım” dedi. “Norveççe’de “ATATÜRK gibi düşünmek” deyimi var. Çok sık kullanırız bu deyimi, hani bir problem veririz çöz diye o da tembellik eder çözmez. Deriz ki ona bu problemin mutlaka çözümü var. Bir de ATATÜRK gibi düşün”.

Bir İngiliz gazeteci ATATÜRK’le bir röportaj yapar. Röportajını Amerikan Büyük Kütüphanesinden bulup getirtmiş birileri ve bir yerinde Mustafa Kemal’e şöyle sorar gazeteci; ”Birleşmiş Milletlere üye olmayı düşünüyor musunuz?” Mustafa Kemal’in cevabı aynen şöyle :

“Şartlarımızı koyarız. Kabullerine bağlı. Biz müracaat etmeyiz üye olmak için. Eğer davet gelirse düşünürüz”. Birleşmiş Milletler sadece Türkiye’yi davet edebilmek için yasasını değiştirir ve ilk davet edilen ülke olur Mustafa Kemal’in ülkesi, Türkiyesi Birleşmiş Milletlere. Sanıyorum feyz alacağımız çok şey var aslında Mustafa Kemal’den. Bu arada 2005’de yabancı bir gazetede sürmanşet büyük puntolarla şu başlığı atılıyor “Bu gün Ortadoğu’ya düzinelerle ATATÜRK lazım”.

Peki başka bir lider var mı diye araştırdım bir çiçeğe adını veren, başka hiçbir lider yok. Çünkü tabiatıyla bu kadar bütünleşebilen bir lideri dünya tarihi yazmamıştır. Diyor ki Mustafa Kemal; ”çevre hareketi dışında eğer lider olacaksanız, eğer lider olmaya kalkıştıysanız ki içinizde öğrenci arkadaşlar var, mutlaka sınıf başkanları vardır, eğer sınıf başkanı olacaksan bu bir liderliktir, sınırın nedir? Sınıftır... Sınıfın içerisindeki tek bir tebeşir tanesi, tek bir sıra, tek arkadaşının problemiyle ilgilenemeyeceksen o liderliği kabul etmeyeceksin" demektedir Mustafa Kemal.

Peki ikinci sır nedir? İkinci Sır; dünya tarihi bir sıfatı sadece Mustafa Kemal’e vermiştir. Başka dünyada hiçbir liderin alamadığı bir sıfattır bu, hangi sıfattır dersiniz? Bir insan doğumundan ölümüne kadar ya bir askerdir, ya bir devlet adamıdır ya çevrecidir ya tiyatrocudur ya sanatçıdır ya arkeologdur, bir şeydir. Ama bunların hepsi birden olabilen dünyadaki tek lider Mustafa Kemal ATATÜRK olduğu için dünyada “kültür antropoloğu” sıfatı verilebilen tek lider Mustafa Kemal’dir.

“Kültür Antropoloğu” nedir ne değildir uzun uzun başınızı ağrıtmayacağım. Hadi gelin 5 Mayıs 1935, Ahlatlıbel’e gidelim. Ahlatlıbel Ankara yakınlarındaki kazıların başladığı yer biliyorsunuz. Bütün arkeoloji kazılarının yapılma emrini veren Mustafa Kemal, müzelerin açılma emrini veren de Mustafa Kemal. Bakıyorsunuz Efes kazıları başlıyor, iki kere gidiyor, Konya‘da Asar kazıları başlıyor başında, birde bakıyorsunuz Ahlatlıbel kazıları başlamış başında, toprak alıyor, ölçüyor, biçiyor. “Ya ne yapıyor Mustafa Kemal” diyorlar. Çankaya’ya gidiyor, Çankaya’da üç gün üç gece hiç uyumadan; uyumamak için alnına ıslak bezler koydurmuş, birilerini çağırıyor, telefonlar ediyor bir heyecan bir telaş. Üç gün sonra “gelin diyor Ahlatlıbel’e gidiyoruz”. Hemen geliyor diyor ki “arkeologlar toplanın”. Toplanıyor ve diyor ki Mustafa Kemal heyecanla; “kazdığınız yer yanlış, şurayı kazmanız gerekir”. Yabancı arkeologlar “el insaf paşam, anladık iyi askersin iyi devlet adamısın ama yani bu işte bizim işimiz niye karışıyorsun” der gibi aralarında birkaç şey oluyor ama emir büyük yerden. Başlıyorlar Mustafa Kemal’in gösterdiği yeri kazmaya. Sonuç mu? Bütün bulgular oradan çıkıyor. İnat uğruna kendi dedikleri yeri kazarlar hiçbir bulguya rastlayamayacaklardır.
Bunun üç gün sonrası, ATATÜRK Galip ARCAN’ın yazdığı “Sırat Köprüsü” adlı piyese davetlidir. Piyesin başında mutludur, biraz sonra sinirlenmeye başlar, bir müddet sonra bitince “bana Galip ARCAN’ı çağarın” der. Galip ARCAN gelince “bu piyesi siz mi yazdınız? “der. “Evet paşam ben yazdım”. ”Hayır, bu bir Flor Doranj adlı Boldvilin’in aynen çevirisi, neden bunu belirtmediniz, hakkınızda soruşturma açtırıyorum” diyecektir.
Liderleri çok sıkı eleştiren bir eleştirmen diyor ki ATATÜRK için “Liderler içerisinde eleştiri acizliği yaşadığım tek lider Mustafa Kemal’dir. Çünkü bütün Rönesans, bütün reform, bütün aydınlanma çağı etkinlikleri bir adamın kafasında toplanmış, bir çağa sığan etkinlikler on yılda başarılmış, bu büyük bir mucizedir, en büyük radikal Mustafa Kemal’dir”. Bunu biz demiyoruz dünyanın en büyük lider eleştirmeni diyor.
On yılda bir bakıyorsunuz kara tahtanın başında harf öğretiyor, bir bakıyorsunuz şapka giyiyor, bir bakıyorsunuz tiyatro eseri oynatıyor, yok efendim arkeolojik kazılara gidiyor, tren raylarının genleşme hesabını yapıyor, Ankara’daki caddelerin ne kadar mesafede olacağı konusunda şehirleşme planları yapıyor, peki nasıl? Ben esas sırrı nerde buldum biliyor musunuz? Onun bir sözünde. Bu sözü okuyunca keşke şu karga kovalamasını kafalarımıza yerleştireceklerine şu sözünü yerleştirselerdi herhalde Türkiye çok farklı bir yerde olurdu şu anda. ATATÜRK diyor ki; ”Çocukluğumda elime geçen iki kuruştan birini eğer kitaplara vermeseydim bu gün yapabildiğim işlerin hiçbirini yapamazdım”. Esas sır bence burada. Çocukluğunda eline geçen iki kuruştan birini kitaplara verdiği için 35 yaşında general, 40 yaşında başkomutan, 42 yaşında cumhurbaşkanı, 46 yaşında dile dokunabilen tek reformist Mustafa Kemal’dir. İşte bunu yapabilen ve 53 yaşında nutku yazan genç olarak tarihimize geçecektir Mustafa Kemal.
   Okumayla, ama nasıl okuma biliyor musunuz? Anafartalar’da savaşın bir dinlenme yerinde çadırınıza gelirsiniz, postalları çıkarır rahatça dinlenmek istersiniz. Öyle bir şey yok. Macar Türkoloğu Nemet’in, Fransız Türkoloğu Devin’in Türkoloji albümleri duruyormuş. Açıyor onları okuyor Mustafa Kemal. Diyorlar ki “niye bunları okuma gereği duyuyorsun”, verdiği cevaba bakın. “Savaştan sonra bu dilin değişme ihtiyacı var, onu tespite çalışıyorum”. Yıl 1914, gelelim 1916’ya. Bitlis cephesi komutanı Mustafa Kemal, Bitlis cephesinde çökmekte olan bir cepheyi kurtarıyor ve çadırına geliyor, yaveri İzzettin ÇALIŞLAR’ı çağırıyor ve eline bir not veriyor. Notta ne yazıyor biliyor musunuz? “Savaştan sonra ilk işimiz Türk kadınına serbestisini vermek, onu erkeğinin yanında eşit haklara sahip kılmak”. Yıl 1916, Türk kadının değil adı, değil kimliği, hiçbir şeyi yok. Sokağa çıkma hakkı olmayan bir Türk kadını. Peki sizce tam savaşın en hararetli zamanında neden Türk kadını geldi Mustafa Kemal’in aklına. Kurtuluş Savaşında gördüğümüz kadın manzarası, değil ATATÜRK’ü, dünyayı şaşırtan bir manzaradır. Ülkelerin savaşları olmuştur ama topyekün savaş örneği ilk defa Kurtuluş Savaşında görülmektedir.
Bu arada ATATÜRK okumuş da yazmaya da vakit bulabilmiş. Bizler için bir geometri kitabı yazmış. Üçgen, açı, dikdörtgen gibi ve 48 tane geometri teriminin isim babası bu yazdığı kitapla bizzat Mustafa Kemal’dir. Bu arada ATATÜRK basın sektörüne de el atıyor ve bir gazete çıkarıyor. Adı “Mimber”, 52 sayı çıkmış. Bu arada çok güzel şiirler yazmış. İlk şiiri 1908 Şanlı Ordu dergisinde yayınlanmış. Bu arada nutku yazmış, tiyatro eserleri yazmış, sinema senaryoları yazmış, yazmış yazmış.
   
Bir gazetecide Atatürk’e sorar “size de diktatör diyorlar ne dersiniz”. Atatürk şöyle bir bakar, “Eğer ben diktatör olsaydım hanımefendi bu soruyu sorduktan sonra siz asla canlı kalamazdınız “ diyecektir.
İzmir kurtuldu, çok tatlı bir yorgunluk, Ankara’ya hareket edecekler. Trene binerler, kompartımana çekilirler. Ertesi gün kompartımanı çalar yaveri, açar yorgun, bitkin, kravatını yıkamaktadır Atatürk. Yaveri “ya paşam bu ne hal, hiç uyumadınız herhalde, niye böylesiniz” der. “Ya çocuk kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı unutmuşunuz. Kolumu yastık yaptım ağrıdı, setremi yastık yaptım üşüdüm, ben de uyumadım kalktım” der. Yaveri; “aman paşam, birimize haber vereydiniz hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik” der. Ve bir ülke kurtarmaktan dönen komutan  der ki “Geç fark ettim, hepiniz en az benim kadar yorgundunuz. Hiçbirinize kıyamadım. Önemli olan benim uyumam değil milletimin rahat uyuması”. Var mı böyle bir şey? Bu insana diktatör demeye kimin dili varabilir? Ayaklarının altına Yunan bayrağı serildiğinde “bayrak bir ulusun onurudur” diye basmayıp kaldırtan bir insanın kendi milletinin inancını çiğneyebileceğini düşünmek ancak onuru ve şerefi olmayan kişilerin işi olabilir diye düşünmeden de edemiyorum.

ATATÜRK de et artı kemik artı kandı,
İnsanüstü değildi yani ATATÜRK,
ATATÜRK de herkes gibi kusurları olan,
Küçük büyük ve çirkinde olabilirdi,
Ama güzeldi
ATATÜRK yorgunluk kahvesini bir su başında yudumlamayı,
Serhat türkülerini, Alaturkayı, mesela Safiye Aylayı,
Yemeklerden fasulye pilakisini seven,
Miri kelam bir İstanbul efendisi.
Aşık ve şair, mahcup ve ürkek,
Ama Karadenizli değil Karadeniz kadar canlı,
Adanalı değil ama Adanalı kadar sıcak kanlı,
Ve bir Aydınlı kadar oturaklı ve zeybek.
Velhasıl bizim mayamızdan bizim kumaşımızdandı Mustafa Kemal.
İnsan üstü değildi ATATÜRK,
Tam insandı.


Uzun oldu biraz, başınızı ağrıttım.

Saygılarımla,
Bakmak yetmez, gormek gerek...


Nisan 29, 2009, 03:19:41 ös
Yanıtla #17
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 259
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Dino ellerinize sağlık,gözlerim doldu okurken,teşekkürler...
Her şey bir adımla başlar...


Nisan 29, 2009, 03:37:42 ös
Yanıtla #18
  • Ziyaretçi



Nisan 29, 2009, 05:48:51 ös
Yanıtla #19
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

sevgili dino yüreğinle aklının tüm güzelliğini yazında buluşturmuşsun ne güzel etmişimki kimine aykırıda gelse o soruları sormuşumda böyle güzel bir yazı çıkmış ortaya ağzına yüreğine sağlık noktasına virgülüne itiraz edilemez.ama ben yine devam edeceğim atatürk için benimde anladığım o bir kıstastır ölçüttür.lakin bunları kullanırken yapılan hatalara itirazım vardır hep atatürkü kıstas yapalım derken onun yerine kimseyi koyamazsın yani rekabet yok ilerlemede olmuyor sanki herşey atatürkle başlamış ve bitmiş.ülkem yeni liderler çıkarmakta atatürkten beri bu acımasız hale getirilen kıstaslardan dolayı lider çıkaramaz halde.mesela amerikada washıngtonmu lincolnmü daha değerli kıstası yapılırmı bilmem.ülkeleri daha ileriye liderleri götürür dünyada tabiatta yaşamda devamlı bir süreklilik ile değişim esası var 300 yıl sanrada kıstasım atatürkmü olmalı daha iyisini yapabilecek kapasite yokmu bu halkta atatürk belkide hiç istamayacaği bir biçimde ülkemde put haline getirildi benim itirazım yaptıklarına olamaz ama dahada ilerlememizin önüne konan bir perde gibi duruyor şu an bunuda yapan atatürk değil itirazım onadır.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
7 Yanıt
10790 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 25, 2010, 12:46:58 öö
Gönderen: Ozan Erturk
4 Yanıt
5127 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 14, 2008, 04:55:44 ös
Gönderen: Prenses Isabella
14 Yanıt
13775 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 25, 2012, 12:45:33 ös
Gönderen: BULGARIA
5 Yanıt
5081 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 21, 2013, 05:03:29 ös
Gönderen: ADAM
26 Yanıt
21463 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 20, 2013, 12:35:15 ös
Gönderen: GOASISG
3 Yanıt
4383 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 21, 2009, 10:22:26 ös
Gönderen: ozak1977
0 Yanıt
4067 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 20, 2010, 12:11:29 öö
Gönderen: Mozart
4 Yanıt
5437 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 18, 2012, 08:55:42 öö
Gönderen: ADAM
19 Yanıt
15592 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 05, 2016, 08:08:14 ös
Gönderen: ADAM
9 Yanıt
5987 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 27, 2014, 11:37:03 ös
Gönderen: hayalet