Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Üniversitenin görevi “Atatürkçü yetiştirmek” değildir  (Okunma sayısı 26790 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 19, 2009, 06:10:32 ös
Yanıtla #20
  • Ziyaretçi

sayın, popperist,siz  bu başlıga hiç  hiç girmeseniz.


Aralık 19, 2009, 06:14:53 ös
Yanıtla #21

Ben varlığımı Atatürk'e borçlu değilim.

O senin sorunun, benim değil. İster böyle düşünür, davranır ister aksisi.. beni bağlamaz. Ama ortada bir gerçek vardır ki, Atatürk gibi bir 'Bilinç' olmak da pek kolay değildir. Şahsen benim bahsettiğim O Yüce Insanın bulunduğu -Evrim gereği- pozisyonuna gelebilmem için kaç kez bu dünyaya gelmem, kaç aşamadan geçmem- geçirilmem gerekir; gerçi bunlar da yeterli değil, o ayrı mesele.  Keşke de böyle bir yol- yöntem bulunmuş olsaydı da ' ekmek elden su gölden ' misali herşey kolay olmuş olsaydı ama düşünüyorum da iyiki de zormuş.. Çünkü en azından güncel deyimle ' ekmek aslanın midesinde olmasaydı ' ekmeğin bu denli değerli bişey olduğunu söz misali bundan kastım ince bir mecazi deyişle, - çalışmanın ne kadar önemli birşey olduğunu hiç anlayamazdık- sahip olduğumuz kıt kapasite ve kıt beynimizle ( genelleme yapmıyorum ).. Bu bir idrak meselesidir. Ben, kimseye illa da Atatürkçü olun diyemem çünkü Atatürkçü olmak bile çok zor bir iştir. Herkes kolay kolay O'nun gibi Birini takdir edecek seviyeye gelemeyeceiği gibi mahiyeti gereği arka planda olanları göremez, bilemediği için de maalesef başka yönden anlar o da zaten kişinin bilinç seviyesini otomotikman ortaya koyar.

Bunun için söylediklerimi başka türden anlayıp da maalesef kastetmek istediğim, tam olarak anlaşılamamış ve ben de neyi tam olarak kastetmek istiyorsam böyle uzun açıklamalı yazı yazmak zorunda kalıyorum. Defalarca anlaşılmak istenildiğim gibi anlaşılmak istemiyorum demekten de bana gına geldi artık.. ya bende sorun var ya da lafı başka yönlere çekip istediği gibi kılıf uyduranlarda.. Artık öyle hale gelmiş oldukki maalesef ağzımızı açamaz duruma geldik. Yumurta misali taşlanmaya ne kadar çok meyilliyiz. Ben anlamadım gitti. Tartışma diyorum, tartışmanın 't' sini bile anlamayanlarla yapılan polemiklere tartışma gözüyle bakıldığı için esas mahiyetinden uzak ama gene de buna tartışma diyorlar. Ben böylesine asla tartışma demem ve yapmam da.. İŞin kolay tarafına kaçmak diil elbette ama maalesef güncel insanlarımız haddinden falza önyargıya sahip oldukları için hemen saldırı pozisyonuna geçme taraftarılar ve bu da beni bir hayli sıktığı için o yüzden gerilimden uzak durmaya - kendi yararım için - çalışıyorum :) umarım anlaşılabilindim Sayın Popperrist. Kısacası bu başlık neyi öngörüyorsa ben de tersini savunuyorum, bunun için haklı sebeplerim var.     

 
« Son Düzenleme: Aralık 19, 2009, 06:24:03 ös Gönderen: Isabell »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Aralık 19, 2009, 06:19:08 ös
Yanıtla #22

Üniversiteleriniz de ( yani yüksek öğrenim kurumlarınız ) dahil eğitim-öğretim kurumlarınızda bulunduğunuz devletin kuruluş felsefesi ve temek niteliklerini öğrencilere aktarmazsanız ya da Türkiye gibi ezbere aktarır ya da dayatırsanız bugün ülkenin geldiği malum duruma gelirsiniz. Yıkılan Sovyetler'e de bakarsanız, bugünün süper güçlerine de bakarsanız eğitim-öğretimin birinci amacının "ülkeye faydalı yurttaş yetiştirmek" olduğunu göreceksiniz. Evet, elbette hiçbir eğitim kurumunun amacı "...cı veya ...ist" yetiştirmek değildir. Ancak Engimn Ardıç'ın burada Atatürkçülük'ten neyi kastettiği ortada ...

Siyasi tarihinden bihaber, yaşadığı zeminin yapısına yabancı öğrencilerden ileride ancak ve ancak ona buna " kariyerli köle " olur. Kendisinden ve efendisinden başkasına da faydası olmaz bu insanların. Ha böyle iyi diyorsanız ya da şu anki sosyal ve kültürel konumumuzda memnunsanız Engin Ardıç'ı sonuna kadar destekleyin.

Ben ne 1923 -1938 arasına sıkışıp kalmış bir insanım ne de Atatürkperest ama cumhuriyetin kuruluş yıllarını baz aldığımda sonraki dönemlerde işin ne kadar kötüye evrildiğini de görüyorum; mantıklı ve objektif bakan herkes de görür. Bu nedenle Atatürk'e ve O'nun aydınlattığı yol haritasına da sadığım.
Bilgi , en kutsal güçtür !


Aralık 19, 2009, 06:24:25 ös
Yanıtla #23
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Benim en çekindiğim nokta Atatürk hususunda, onun insanlıktan çıkarılıp daha değişik bir biçime sokulmasıdır. "Yüce" gibi bir kavramla neyin kastedildiğini az çok algılayabiliyorsam, buna itiraz etmem de gerekiyor demektir. Çünkü insan-üstüleştirme aynı zamanda değersizleştirmedir de. O zaten insan değildi canım tanrının görevlendirdiği birisiydi düşüncesi bence sakat ve son derece hatalı. Bu onun kendi görüşlerine de aykırı. Erişilemeyecek, ulaşılamayacak bir varlık olarak görülmeye başlandığı andan itibaren onun değerlerinin de erişilemezliği-ulaşılamazlığı sonucu doğar. Halbuki yükseklikte sınır yoktur diyerek her an gelişim ve ilerleme içinde olunması gerektiği düşüncesine sahip ya da vücudunun toprak olacağı bilincindeki birisinden erişilemez-ulaşılamaz bir varlık çıkartma uğraşısı, ona mistik değerler atfetme çabası bir daha onun gibisinin gelemeyeceğine dair güçlü iman çekinilmesi ve hatta korkulması gereken noktadır. Ben bu konudaki görüşlerimi daha evvel ilk sayfada arzetmiştim. Yinelemeyeceğim. Sadece "yüce" gibi bir tabirden algıladığımdan korktuğumu belirtmek için bunları yazdım. Akıl ve Bilgelik çalışmalarımızda yol göstersin.


Aralık 19, 2009, 06:36:39 ös
Yanıtla #24

Dünya yüzeyinde yaşayan Insanlara baktığımızda kaç kişi bu bilinç seviyesine sahiptir? Sayılı Kişilerin aracılığıyla yeryüzünde köklü değişimler yaptırılmışsa bunun nedenine inmek gerekir, düşüncesindeyim. En azından saygı gösterme erdemliliğine sahip değilsek ki bu bizim eksikliğimizdir, en azından yapılmaya çalışılan şeyleri anlama kapasitesine sahip olmaya yönelik girişimlerde bulunarak kendimizi de belirli bir bilinç seviyesine yükseltmeye çalışarak kendi yaptıklarımızla dünya geneli olmasa dahi ki bu asla mümkün değil, Insanlık namına yararlı faaliyetlerde bulunmayı becerebilirsek ki bu da ne yazıkki elimizden gelmiyor, illa gericiliğe doğru yol almaya çalışarak yozlaşmış beyinlerimizi daha da köhne ve kıtlaştırmaya çalışarak Insanlıktan çıkmış birer **** gibi ortalıkta dolaşarak O'na atfen olumsuz yargılarda bulunanlara söylüyorum. Zaten herkes iradesinde hürdür, benim kimseyi bu yönde tenkit etmem bile mümkün değilken, anlatmaya çalıştığım O'nun seviyesine bir gelin ve ondan sonra eleştiri yapabilme yetisine sahip olun diyorum. Hayır anlamadığım bu, daha ne zamana kadar devam edecek? Herşey bitti de gündemde bunları mı okuyup, göreceğiz, hala mı ilerleme kaydedemeyeceğiz. Nelerle uğraştığımıza bir bakalım, artık yeter, pes diyorum. Birşeyler üretmeye çalışmak daha makulken, kendimizi ve çevremizdekileri geliştirme yönünde daha faydalı çalışmalar yapmak varken neden hala durduğumuz yerde dönüyoruz, döndüğümüz gibi de böylesi anlamlı Kişileri de eleştirmekten kendimizi bir türlü alıkoyamıyoruz. Yahu geçmişte yapılanlara bakın.. Biraz ders alın da ibret misali yaşananlardan utanıp kendimize çeki düzen verelim dicem bu da beni bağlar, kimseyi değil, o yüzden sorunum sadece kendimde, kendimi düzeltmeye çalışıyorum. Ama böylesi yapılanları da görürken sessiz kalmak da artık benim işim değil.

Toprak olmuş bir bedene mi saygı duyulmaz Sayın skullG yoksa yeryüzüne gelmiş de gerçekleştirdiği Büyük Amaç ' a mı? Neyse ben fazla derinine inmek istemiyorum, şimşekleri de üzerime hiç çekecek durumda ve vaziyette değilim, kusura bakılmasın.. Sadece katılamadığım durumlarda konuşma hakkımı kullanıyorum. Tersini savunduğum için..    
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Aralık 19, 2009, 06:39:13 ös
Yanıtla #25

Sayın Isabell,

Bu sizin sorununuz diyorsunuz, doğrudur. Bu benim ve benim gibilerin sorunudur, sizlerin değil. Ama bununla kalsa iyi, bu bize zarar veren bir sorundur da. Bu ülkede "Atatürkçülük" ideolojisinden herhangi bir sapmaya karşı, birileri hemen müdahale gücünü elinde tutuyor ve biz bu yüzden küreselleşmede geri kalıyorsak, bugün belinde silahı olan ve benim ödediğim vergiyle üstüne üniforma, beline silah takan asker beni tv'lerden savaş gemisi üzerinde konuştuğunun altını çizerek tehdit ediyorsa, bazı çeteler "Atatürkçülük" adına çocukları havaya uçurmayı dahi planlıyorsa, kusura bakmayın, bu, benim haklarımı çiğneyen bir sorundur, ve hallolması gerekir.

Atatürkçülük, bugün artık Atatürk'ün siyasi kimliğinden uzaklaşmış, bir "idol" kültüne dönüşmüştür. Tek adamcılık, ve başka adam tanımamazlık, ve bunu herkese yutturalım, ve biz hükmedelim, çün biz en iyisini bilirizcilik, Türkiye'nin kanını emmiştir.

Tartışmayı beceremediğinize dair son paragrafınıza katılmak durumundayım. Eğer bunları söylemekten bıkmışsanız, lütfen biraz daha düşünün, reenkarnasyondan, vb.. şeylerden yazılarınızı arındırın ve ne kast etmek istiyorsanız onu söyleyin. Mesela "bu başlığın düşüncesine karşıyım" diyebilirsiniz. Ama başlığı savunmak için "varlığımızı ona borçluyuz" gibi gerçek olmayan bir iddiada bulunursanız, eleştirilmeyi de hak edersiniz.
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Aralık 19, 2009, 06:44:51 ös
Yanıtla #26
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Sn. isabell, ne demek istediğimi anlamış olduğunuzu zannetmiyorum. Ben saygıyla ilgili bir söz söylemedim. Dikkatinizi çekerim. İnsanüstüleştirme ile ilgili korkumu dile getirdim o kadar. Ha siz Atatürk'ün insanüstü bir varlık olduğunu düşünüyorsunuzdur, buyurun düşünün. Ben onun benim gibi bir insan olduğunu düşünüyorum. Ve bu yüzden onun yapabildiklerinin ne kadar imkansız olursa olsun gerçekçi olduğunu görüyor ve bizim de yapabileceğimize inanıyorum. İnsanüstüleştirmede ortaya çıkan sorun burdadır işte, insan-üstü varlık statüsüne konulursa o zaman onun yaptıkları da insan tarafından yapılamayacak olaganüstülükler olarak görülür. Sonra... Sonra oturur Mehdi bekler gibi Atatürk beklenir.


Aralık 19, 2009, 06:49:41 ös
Yanıtla #27

Arkadaşım, sorun bireysellikten çıkıp da ulusal bir hal almışsa burada hepimizin söz söylemeye hakkı vardır. Siz sorunu bu yönden çözmeye çalışıyorsanız ben de öbür yönden çözmeye çalışırım. O zaman ne olur hiç düşündünüz mü? Tam bir kaos.. O zaman en akılsız, mantıksız birine de söz hakkını tanımak zorunda kalırsınız. Sorunların çözümü ortaktır ama ne yazıkki ortakça hareket edemeycek yapıda bulunduğumuz için de maalesef sorunları şiddetsel yoldan, yaptırım gücünü kullanarak çözümlemeye çalışıyoruz ama bunu bile beceremiyoruz. Baksanıza her şiddet daha da aşırısını meydana getirmektedir. Sorun, falan düşünceden olmayanları öldürün, yok edin, taraftarlarına söz hakkı tanımadan yargısız infaz misali bir yöntemle de halledilir, hallolunamadığını geçmişten günümüze dek seyreden sosyal gelişmelerden pekala anlayabiliyoruz. Bu Ülkede kaç Aydın öldürüldü? Bunun sorumlusu kim ya da kimler? Siz sorunları böyle mi çözümleyebileceksiniz? Çözüm yolu işte bu noktada kapanır tabi siz de..

Şimdi senin düşüncene göre Üniversitenin görevi Atatürkçü yetiştirmek değildir, diyorsun ben de haklı olarak çünkü gerekçelerim var hayır diyorum, Atatürkçü yetiştirmektir. Peki bu durumda nasıl olacak? Sizin düşüncenizde olmadığım için beni kendi düşüncenize mi ikna edeceksiniz? Ya da beni yok mu ederek amacınızı daha kolay birşekilde gerçekleştirebileceksiniz? - Burada direkt sizi kastetmiyorumz, siz misalsiniz- Sizin ve sizin gibilerin düşünceniz olabileceği gibi benim ve benim gibi düşünenlerin de bulunabileceğini asla unutmayın!..
« Son Düzenleme: Aralık 19, 2009, 06:53:54 ös Gönderen: Isabell »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Aralık 19, 2009, 06:51:35 ös
Yanıtla #28

Sn. isabell, ne demek istediğimi anlamış olduğunuzu zannetmiyorum. Ben saygıyla ilgili bir söz söylemedim. Dikkatinizi çekerim. İnsanüstüleştirme ile ilgili korkumu dile getirdim o kadar. Ha siz Atatürk'ün insanüstü bir varlık olduğunu düşünüyorsunuzdur, buyurun düşünün. Ben onun benim gibi bir insan olduğunu düşünüyorum. Ve bu yüzden onun yapabildiklerinin ne kadar imkansız olursa olsun gerçekçi olduğunu görüyor ve bizim de yapabileceğimize inanıyorum. İnsanüstüleştirmede ortaya çıkan sorun burdadır işte, insan-üstü varlık statüsüne konulursa o zaman onun yaptıkları da insan tarafından yapılamayacak olaganüstülükler olarak görülür. Sonra... Sonra oturur Mehdi bekler gibi Atatürk beklenir.

:) Anlıyorum. Fakat ben de daha fazla derinine inemediğim bazı sebeplerden dolayı O'nun zaten bizim gibi bir Insan olamayacağını daha da üstün bir Insan olduğunu kastetmek istedim. Bu yüzden..

Ülkenin bir Kurucusuna da Üniversitenin görevi Atatürkçü yetiştirmek değildir sözü beni çileden çıkarttı. Bu kadarına da artık olmaz dedirtti. Ülkenin Kurtuluşu O'na bağlıyken, O'nun sayesinde bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti kurulmuş ve bizler de varlığımızı O'na borçlu değiliz de kime söyler misiniz? İşgal altında bir Ülke ve başka Ülkelerin himayesinde kalınmış köleci bireylerden oluşturulmuş toplulukta mı yer alsaydık daha güzel olurdu? Vatanın her yeri işgal altında kalmış üstüne üstün çok zor koşullar altında bana gösterebilir misiniz hangi birey O'nun gibi davranarak Ülkeyi düşmanlardan kurtarmayı başarmış ve Osmanlıdan daha demokrat, çağdaş  bir Türkiye modelini -ki şuanki günümüzde bunun esintilerini bile ne yazıkki göremiyoruz, o da ayrı mesele tabi- ortaya koyma kapasitesinde yer alır? Hiç kimse! O yüzden de benim O'nun gibi Birini de yüceltmeye hakkım var, diye düşünüyorum.Bu arada düşman misalini sadece Yurdumuzu işgal etmeye çalışan o dönemin zihniyeti adına kullandığımı, şuanki başta Avrupa Devletleri olmak üzere hepsine Sonsuz bir Saygı içersinde bulunduğumu ifade etmek isterim. Neyse ben, bu kadarıyla yetineyim, ister istemez daha kırıcı olmak istemiyorum. Kendimi kontrol edemiyorum, henüz o olgunluğa erişemedim de..

Saygılar,
« Son Düzenleme: Aralık 19, 2009, 07:06:46 ös Gönderen: Isabell »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Aralık 19, 2009, 07:05:50 ös
Yanıtla #29

Sayın Isabell,

Ben size bir düşünceniz olmaz demedim.

Ben size, aksi yönde düşünenleri yok edelim de demedim.

Ben, Atatürkçülüğün, bir tek adamcılık olduğunu, kimsenin Atatürkçülük kriterleriyle düşünmek zorunda olmadığını söyledim.

Ancak birileri çıkıyor diyor ki" Atatürkçülük kriterleriyle düşüneceksiniz, düşünmezseniz, başka yollara saparsanız, gerisini siz düşünün."

O yakıp yıkma olaylarını bana bu güruh yapıyor. Kaç aydın ölmüş? Bunun konuyla ne ilgisi var? Ben burada katilleri savunmuyorum. Ama eğer ille de konuyu yakıp yıkmaya bağlayacaksanız, Uğur Mumcu olayının ardını ve şimdiki büyük bir dava sürecini inceleyin derim. Hatta çok uzaklara gitmeyin, bir Danıştay saldırısına bakın derim.

Yoksa siz düşünün, düşünmekten ne zarar gelir? Sorun Atatürkçü olmayanlara olan yaptırımda. Yani benim haklarımda.
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
3239 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 17, 2007, 07:39:41 ös
Gönderen: shemuel
0 Yanıt
4656 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 17, 2007, 07:43:49 ös
Gönderen: shemuel
48 Yanıt
31746 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 04, 2007, 08:23:33 ös
Gönderen: shemuel
28 Yanıt
65348 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 03, 2017, 08:24:27 ös
Gönderen: ADAM
8 Yanıt
10336 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 03, 2014, 07:54:45 ös
Gönderen: Tace
0 Yanıt
14054 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 05, 2008, 02:15:26 öö
Gönderen: bugfree
0 Yanıt
3914 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 13, 2009, 10:01:36 öö
Gönderen: karahan
1 Yanıt
29645 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 20, 2009, 09:20:22 ös
Gönderen: Mozart
32 Yanıt
19398 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 19, 2009, 09:29:05 ös
Gönderen: sun
53 Yanıt
33054 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 05, 2017, 08:16:44 ös
Gönderen: ADAM