Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: “Atatürk, Sabetayist mi ?”  (Okunma sayısı 14055 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 05, 2008, 02:15:26 öö
  • Ziyaretçi

İşte müthiş bir iddia. Tek satırına bile dokunmadan, yazının Türkçe kısmını c/p yapıyorum. Kaynağıda veriyorum.


Sayın A. R. S,
“Şimdı buraya asılan bu İngilizce yazıda, İsrail Cumhurbaşkanına “Atatürk’ün Yahudi kökenli olduğunu biliyor musunuz?” şeklindeki soruya “Elbette, elbette” diye cevap verdiği söyleniyor. Bu da delil olarak yazılıyor.” diyerek işi geçiştirmeye ve İngilizce bilmeyenlerin konuyu detayıyla öğrenmesine mani olmak amacını güdüyorsunuz.
Atatürk Sabetayci veya değil bunu ne siz ne de ben kesin olarak bilemeyiz ama lütfen konuyla ilgilenenlerin araştırmalarını yalan yanlış ifadelerle baltalamaya çalışmayın.Bu yazıda Atatürk’ün bizzat kendisinin Itamar Ben-Avi adındaki gazeteciye “ben Sabetay Sevi’ye inananların soyundan geliyorum” dediğini gözardı etmeyelim lütfen. Kaldı ki “adı isminde” o Türk’tür de ne demek ?
Yani İsmail Cem, Abdi İpekçi, Tansu Çiller, Rahşan Ecevit, Cahit Arf, Orhan Pamuk, Coşkun Kırca Türk değil mi? Bir
insan hem Kurt hem de Türk olabileceği gibi bu kimseler de hem Sabetayci kökenli hem de Türk olamazlar mı? Kimlerin Türk sayılabileceğini belirlemek size mi kalmış ?Kendisini Türk hisseden herkes Türk’tür. Ne oldu “ne mutlu Türk’üm diyene” ideolojisine. Birinin Türk olması için illa da kanının Orta Asya Türklerine mi dayanması gerekir? Ortaçağda kalmış ırkçı ideolojilerle hiç bir yere varamayacığınız gibi, Türkiye için de hizmette bulunmuş olmazsınız. İngilizce bilmeyenler için makalenin Türkçesini özetleyeyim. Forward gazetesindeki Ataturk’le ilgili yazı bizzat Hillel Halkin adlı, Amerikan asıllı ünlü bir İsrailli gazeteci tarafından kaleme alınmıştır.
Referans verdiği Filistin Yahudisi bir gazeteci olan Itamar Ben-Avi’nin İbranice otobiyografisi de 1940 yılında Kudüs’te yayınlanmıştır. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin en güçlü olduğu bir devirde daha İsrail devleti kurulmamışken ve İslamcılar bugünkü güçlerine kavuşmamışken yayınlanmış eserde bahsedilen bu anı kesinlikle İslamcıların bir palavrası değildir.
Bu anısında Itamar Ben-Avi 1911 yılında, Mustafa Kemal daha 30 yaşında, Trablusgarp Savaşı’na katılmak üzere olan bir subayken o zamanlar bir Osmanlı vilayeti olan Filistin’den geçtiğini berlirtiyor.
Ben-Avi, Kudüs şehrinde bulunan Kamenitz Oteli’nde giderek parlamakta olan Osmanlı subayı Mustafa Kemal ile tesadüfen karşılaşmalarını anlatıyor.
Ben-Avi, gazeteci kimliğiyle , Mustafa Kemal ile dostane bir mülakat yapıyor. Konuşmalarının da ana eksenini o yıllarda Osmanlı İmparatorluğu’nun içinde bulunduğu savaş ortamından nasıl kurtarılabileceği oluşturuyor.
Birkaç gün üstüste devam eden toplantılarının birinde Mustafa Kemal, aslen Sabetay Sevi’ye inananların soyundan geldiğini, fakat Yahudi olmadığını, küçüklüğünde babasının kendisine Venedik’te basılmış eski bir Tevrat’ı okuyabilmesi için Karaim Yahudisi bir öğretmen tuttuğunu belirterek, aklında kalan tek duanın da ; “Shema Yisrael Adonai Eloheinu ve Adonai Ehad” olduğunu söylüyor.
Yani; “Dinle ey İsrail Rabbimiz olan Allah Tektir.”
Itamar Ben-Avi de unutamadığı bu toplantıyı yaşamındaki diğer tüm anılarla beraber 1940 yılında Kudüs’te bir kitap halinde bastırıyor.
Fakat baskı çabucak tükendiğinden ve İbranice olarak basıldığından, bu önemli konu sadece dar bir çevrenin bildiği bir konumda kalıyor. Hillel Halkin ise 1994′te İsrail Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’yi ziyareti dolayısıyla, Atatürk’ün Yahudi geçmişinin iki ülke arasındaki bağları nasıl etkileyebileceğini düşünerek, Cumhurbaşkanı sözcüsüne konuyu gündeme alıp almayacaklarını soruyor.
Onların da bu konudan habersiz olduklarını görmesi üzerine New York’ta yayınlanan 103 senelik bir Yahudi gazetesine konuyu aydınlatan geniş bir özet sunuyor.
Makalesinde, Itamar Ben-Avi’nin otobiyografisinden, Atatürk’ün Şemsi Efendi’nin yönettiği Fevziye Mektebi’nde babası tarafından okutulmasından ve Nazilerce katledilen Selanik Musevilerinin (1912-1943) Atatürk’ün kendi cemaatlerinden çıkmış olmasından ötürü duydukları kıvançtan bahsediyor.
Encyclopedia Judaica’ da bile Atatürk’ün Dönme asıllı olduğuyla ilgili iddialar var.
Sonuçta, Atatürk, Sabetay Sevi’ye inanan ailelerin soyundan gelmiş olabilir.
Bu konuyu herhangi bir duygusal evhama kapılmadan objektif olarak değerlendirmemiz lazım. Dönme dahi olmuş olsaydı, Atatürk, Türk’tür ve bu milletin modern dünyaya katılması için elinden geleni yapmıştır.
 
Bu yazının ingilizce olarak sundaymag gazetesinde Atatürk'ün sabetay soyundan geldiğini ıtamar ben-avı kitabına dayandırıyor gercekten ilginc bir idda zamanın yapılmıs göz gezdirirken şans eseri karsılaştım belki şuan burda bulunan Sn üyelerin haberdar olanları mevcuttur .  http://sundaymag.ca/index.php?id=860# ingilizce olarak burda yayınlanmıs.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
4656 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 17, 2007, 07:43:49 ös
Gönderen: shemuel
28 Yanıt
65350 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 03, 2017, 08:24:27 ös
Gönderen: ADAM
8 Yanıt
10337 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 03, 2014, 07:54:45 ös
Gönderen: Tace
0 Yanıt
3915 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 13, 2009, 10:01:36 öö
Gönderen: karahan
1 Yanıt
29645 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 20, 2009, 09:20:22 ös
Gönderen: Mozart
32 Yanıt
19401 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 19, 2009, 09:29:05 ös
Gönderen: sun
53 Yanıt
33055 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 05, 2017, 08:16:44 ös
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
3713 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 12, 2010, 05:21:11 ös
Gönderen: ozak1977
1 Yanıt
4596 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 02, 2013, 05:31:26 ös
Gönderen: Samuray
1 Yanıt
2768 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 10, 2017, 02:16:11 öö
Gönderen: Tık-Tik-Tak