Sn ADAM 'a amblem konusunda açıklamalarından dolayı teşekkurler.Konuyla ilgili olarak aşağıda linkden bulduğum yazıyı aktarmak istiyorum.
Saygılarımla
http://www.oocities.org/turkishmasons/mahfili3.html]http://www.oocities.org/turkishmasons/mahfili3.html
Kadin Masonlar…
Kadinlarin da "mason" olup olamayacaklari, kadinlari Masonluga kabul eden kuruluslarin birer gerçek mason örgütü sayilip sayilamiyacagi, Masonluk'ta öteden beri bir sorun olagelmistir. Bu konudaki tartismalar daha 18. yüzyil ortalarinda baslamis, günümüzde henüz sona ermemistir.
Dünyadaki mason kuruluslarinin büyük çogunlugu, kadinlarin da "mason" olabilmelerini benimsemez. Buna gerekçe olarak, Masonlugun geleneklerine bagli bir kurum oldugu, eski geleneklerde kadinlara yer verilmedigi gösterilir.
Eskiden, kadinlarin Masonluga alinmayislarinin gerekçesi olarak söyle bir açiklama yapilirdi: «Kadinlar zayif ve duygusal yaratiklardir. Masonlugun ögretimini anlayamaz ve kaldiramaz, çalismalarina uyum gösteremezler.»
Kadinlari küçümseyen bu "erkekçi" yaklasim, gerek birçok tarihsel gerçekle, gerekse bilim ve akil ile bagdastirilamaz. Kaldi ki, 20. yüzyilda artik bu tür bir anlayis çoktan çag gerisinde kalmistir. Kadinlar tarihte "operatif mason" olamamistir; ama "spekülâtif mason" olabileceklerini savunarak, görüslerini kabul ettirmek için yogun çaba göstermislerdir.
18. yüzyilin ikinci yarisinda kadinlarin (özellikle mason eslerinin) Masonluga girme istemleri hayli yogunlasmistir. Bunun üzerine masonlarin önderliginde yalnizca kadinlar için Masonluga benzer (paramasonik) birtakim örgütler kuruldugu, böylece kadinlarin oyalanmasina girisildigi görülmüstür. Bu yeterli olmayinca, sadece kadinlarin üye olarak alindigi ve erkeklerin güdümü altinda tutulan birtakim localar kurulmus, bunlara "adopsiyon localari" denmistir. Bu localarda, sadece kadinlar için olmak üzere, erkeklerin katildiklari localardan farkli yöntemler ve ritüeller uygulanmistir. 19. yüzyil baslarinda bunun farkina varan kadinlar bu kez insan haklari pesinde kosmaya baslamislar, artik adopsiyon localarinda çalismayi istemez, bunu asagilayici bulur olmuslardir.
Kadinlarin bu didinmelerinden olumlu bir sonucun alinabilmesi, nesiller sonra gerçeklesebilmistir. Ancak 19. yüzyilin sonlarina dogru Fransa'daki büyük localar kadinlari da Masonluga kabul etmeye baslamislardir. Bunu Ingiltere disinda Avrupa'daki diger bazi ülkelerdeki büyük localar da izlemistir.
Bu gelismenin ilginç yani, önceleri kadin masonlarin kendi localarini kurup kendi büyük localarini olusturmalarina firsat taninmamis olmasidir. Dünyada yalnizca kadinlarin üye olabildikleri mason örgütlerinin kurulmasi 20. yüzyil ortalarinin ürünüdür. Bundan önce, hem erkek hem de kadin üye kabul eden "karma" localar ve büyük localar olusturulmustur.
Kadinlarin "mason" olup olamayacaklari gibi, Masonluk'ta "karma" bir loca ve büyük locanin olup olamayacagi da yüz yildan bu yana tartisilagelmektedir.
Basta Anglosakson Masonlugu toplulugu olmak üzere, Masonlugu tutucu bir yaklasimla tanimlayip benimseyenler, günümüzde bile kadinlarin "mason" olamayacagi görüsünde diretmektedir. Hatta kadinlari Masonluga kabul eden kuruluslar ile herhangi bir nedenle masonik iliskilerde bulunanlari bile Masonlugun disina iterek "düzensiz" olmakla suçlamaktadirlar.
Masonluk'ta "düzen" çok önemli bir kavramdir. Fakat bu kavramin dünya yüzündeki tüm mason kuruluslarinca ortaklasa benimsenmis tek bir tanimi yoktur. Dolayisiyla bir mason örgütü bu kavrami kendine göre tanimladiktan sonra, "düzenli" saymadigi mason örgütlerinin aslinda bir mason örgütü sayilamayacagini, bunlarin yalnizca Masonlugu taklit ederek yozlastirdiklarini ileri sürebilmektedir. Böylece, yalnizca kadinlari üyeligine kabul edenler degil, kadinlarin "mason" olabilecegini benimseyen örgütler de düzensiz olarak nitelendirilmektedir.
Oysa,
Masonlugun evrensel amaçlarina ve dünyanin her yerinde benimsenen temel ilkelerine bakilacak olursa, kadinlari Masonlugun disinda tutmaya çalismanin hiçbir akla yatkin gerekçesi gösterilemez.
Bugün dünyada kadinlar her meslegi edinebilmekte, yüksek rütbeli asker bile olabilmekte, hükümetlerin ve devletlerin basina geçebilmektedir.
Masonluk, devlet organlarindan ve toplumun diger birçok kurumundan daha üstün bir örgüt degildir.
Kadinlarin da erkekler gibi "mason" olabilmesi insan haklarinin kaçinilamaz bir zorunlulugudur.
Buna karsin, dünyadaki mason örgütlerinin büyük çogunlugu kadinlarin "mason" olmasina karsi direnis göstermeyi sürdürmektedir. Türkiye'de ise, kadinlarin da Masonluga alinmalari daha 1930'lu yillarda gündem konusu edilmistir. Fakat bu ancak günümüzden sekiz yil önce gerçeklesebilmistir.
Türkiye'de 1991 yilinda olusturulan bir özel locada Masonluga giren kadinlar, ayni yil içinde kendi localarini kurmayi basarmistir. Kadin mason localarinin bir araya gelmesiyle Kadin Masonlar Büyük Locasi olusturulmustur.
Kadin masonlarin localarinda, tümüyle Masonlugun amaçlari dogrultusunda, Masonlugun ilkeleri ve örgütlenme sistemi ile çalisma yöntemi bakimindan erkek masonlarin localarindan farksiz çalismalar yapilmaktadir.
Günümüzde dünyanin birçok ülkesinde yalnizca kadinlarin üye olabildikleri mason örgütleri vardir. Ancak, gerek kadinlarin gerekse erkeklerin birlikte çalisabildikleri "karma localar" ve bu tür localarin olusturduklari mason örgütleri, Masonluk'ta hiçbir suretle cinsiyet ayirimi yapilmamasini öngören masonlar tarafindan daha çok tutulmaktadir.
Karma mason localari yer yer Anglosakson Masonlugu'nun etkin ve yaygin oldugu ülkelerde bile görülebilmektedir. Nitekim Anglosakson Masonlugu'nun odagi olan Ingiltere'de bile karma mason localari vardir.
Yurdumuzda henüz "karma localar" kurulamamistir. Sadece, hem erkek hem kadin masonlar birbirlerinin localarina "konuk" niteligiyle katilabilmektedir.