Masonlar.org - Harici Forumu

Mason ve Masonluk Ne Degildir? => Anti-Masonluk => Konuyu başlatan: shemuel - Kasım 06, 2007, 08:17:23 ös

Başlık: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: shemuel - Kasım 06, 2007, 08:17:23 ös
MASONLARIN DİNE KARŞI SAVAŞI :D

Masonluk varlığını ilk kez 1717'de İngiltere'de resmi olarak ilan etti. Bu tarihten sonra, önce İngiltere'de, ardından başta Fransa olmak üzere kıta Avrupası'nda yayılan masonluk, her ülkede din karşıtlarının toplanma yeri oldu. Kendilerini "hür düşünürler" olarak ilan eden -bununla, İlahi dinleri tanımadıklarını ifade eden- pek çok Avrupalı mason localarında buluştu. Mimar Sinan dergisindeki "Masonluğun İlk Devirleri" başlıklı bir makalede belirtildiği gibi, "Masonluk, kiliselerin dışında hakikati arayanların biraraya geldiği, toplandığı yer, melce oluyordu."113

Dahası "hakikati dinin dışında arayan" bu zümre, dine karşı da büyük bir husumet duyuyordu. Bu nedenle örgüt, kısa sürede Kilisenin, özellikle de Katolik Kilisesi'nin rahatsızlık duyduğu bir güç merkezi haline geldi. Bu masonluk-Kilise çatışması giderek büyüyerek 18. ve 19. yüzyıl Avrupası'na damgasını vuracaktı. 19. yüzyılın ikinci yarısında Avrupa dışındaki coğrafyalara da yayılmaya başlayan masonluk, gittiği her ülkede din karşıtı felsefelerin ve hareketlerin çıkış noktası haline gelecekti.

Mimar Sinan dergisindeki "Politika ve Masonluk" başlıklı bir makalede, masonluğun bu din karşıtı savaşı şöyle açıklanmaktadır:

Franmasonluk siyasal bir parti olmamakla beraber, siyasal ve sosyal olayların akımına uygun olarak uluslararası birleşik ve sosyal bir kuruluş halinde örgütlenmesi 18. yüzyılın başlarına rastlar. Mezheplerin özgürlük kurallarını uygulamaya çalıştığı sırada, onlara yardım için, din adamları kurallarının (ruhban heyetlerinin) nüfuz ve iktidarlarına karşı savaş açmak durumuna giren farmasonluğun yıkmak istediği şey, Kilisenin hükümetler ve halk üzerindeki tahakkümü idi. Bundan dolayı 1738 ve 1751 yıllarında Papa tarafından dinsiz olarak ilan edilmiştir... Farmasonluk, mezhepler özgürlüğü ilkelerini amaç edinen ülkelerde yalnız ismen gizli ve esrarlı toplantıları olan bir dernek halinde kalmış ve bu gibi memleketlerde hem müsamaha ve hem de teşvik görerek, vakit ve hali uygun orta sınıf halk ile yüksek memurlardan taraftarlar bulmuş ve mason olan devlet erkanını kendi örgütlerinin başkanlık makamına geçirmiştir. Katolik mezhebinin herkes için mecburi olduğu güney memleketlerinde ise, gizli, yasak ve kanuni tekib ve izlenmeye maruz devrimci bir dernek niteliğini muhafaza etmiştir. Bu memleketlerde orta sınıftan hür düşünceli gençler ve hükümetlerinin yönetiminden memnun olmayan subaylar mason localarına girmeye ve böylece, İspanya, Portekiz ve İtalya'da ve özellikle Vatikan Kilise Hükümetinin tahakkümü altındaki rejimler aleyhine devrimci tertipler alınmaya başlanmıştır.114

Kuşkusuz burada mason yazar kendi örgütünün lehinde bir üslup kullanmakta, masonluğun "kilise tahakkümü"ne karşı savaştığını ileri sürmektedir. Ancak konuyu yakından incelediğimizde, pek çok ülkede "tahakküm" kavramının asıl olarak masonlar tarafından kurulan veya desteklenen rejimlere uygun düştüğünü görürüz. Öte yandan, masonluğun "tahakküme karşı savaşma" iddiasının da göstermelik olduğu sonucuna varırız. Kilise, -Hıristiyanlığın çarpıtılmış olması sebebi ile- gerçekten de skolastik fikirler ve baskıcı uygulamalar sergilemesine rağmen, masonluğun kilise düşmanlığı bu sosyal meseleden değil, İlahi dinlere karşı duyduğu nefretten kaynaklanmıştır.

Masonluğun yapısına, rit ve ayinlerine bir göz atmak, bu konuda fikir vermek için yeterlidir.

Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: shemuel - Kasım 06, 2007, 08:44:40 ös
BİR MASON LOCASI ÖRNEĞİ: "CEHENNEM ATEŞİ KULÜBÜ"

Masonların 18. yüzyılda nasıl bir örgütlenme içinde olduklarını, nelerle uğraştıklarını anlamak için yapılması gerekenlerden biri, o dönemde ortaya çıkan çeşitli masonik gizli dernekleri incelemektir. Bu derneklerden birisi, 18. yüzyılın ortalarında İngiltere'de aktif olan "Cehennem Ateşi Kulübü"dür. (Hell Fire Club) Bu kulübün masonik yapısını ve sahip olduğu din aleyhtarı, pagan kimliği, mason yazar Daniel Willens "The Hell-Fire Club: Sex, Politics, and Religion in Eighteenth-Century in England" adlı makalesinde açıklamaktadır. Masonlar tarafından açılan "thefreemason.com" isimli internet sitesinde yayınlanan makaleden bazı ilginç pasajlar şöyledir:

İngiltere'de Kral III. George'un hükümdarlığı döneminde, mehtaplı gecelerde, pek güçlü hükümet üyelerinin, önde gelen aydınların ve etkili sanatçıların hep birlikte Thames nehrinin üzerinde bir tekne içinde West Wycombe civarında bulunan bir manastır yıkıntısına doğru yol aldıkları görülebilirdi. Orada, keşiş kıyafetlerine bürünen bu saygıdeğer kişiler, kutsallığını yitirmiş bu manastırın çanlarının çalmasıyla birlikte, her türlü ahlaksızlığa kendilerini kaptırırlardı. Gece, kendini sefahate adamış bir soylu kadının çıplak vücudu ile kutlanan bir Kara Ayin ile doruk noktasına ulaşır, şeytani tapınmalarını tamamlayan ele başları Britanya İmparatorluğu'nun gidişatı ile ilgili komplolar kurmak için cümbüşe ara verirlerdi.

Halk arasında "Cehennem Kulübü" olarak tanınmış olmalarına karşın, bu günah tarikatı, kendilerini, bir Gotik özenti ile "Medmenham'lı St. Francis Keşişleri" diye adlandırırlardı. Bu dedikodu dolu dönemde, topluluğun şeytani etkinlikleri hakkında epey söylenti yayılmıştı, hatta 1765 yılında Charles Johnstone adlı bir yazar Medmenham Keşişleri'nin gizlerini açıkladığı "Chrystal" isimli bir roman yayınlamıştı.


Medmenham Keşişleri'nin en önemli öncüsü, Wharton Dükü Philip (1698-1731) tarafından 1719 yılında Londra'da kurulan Cehennem Kulübü'dür. Wharton, liberal partiden ileri gelen bir politikacı ve bir masondu. Aynı zamanda ateist olan Wharton, satanist şenliklere alenen önderlik ederek, dini alaya almaya çabalardı. Wharton, 1722 yılında Londra Büyük Locası'nın Büyük Üstadı seçildi...

1739 Yılında Dashwood, Abbe Nicolini'yi görmek için gittiği Floransa'da, Divan Kulübüne katılacak olan Lady Mary Wortley Montagu ile karşılaştı. Bu dönemde İtalya'da masonların işleri pek yolunda gitmiyordu. Papa XII. Clement, engizisyonu mason localarının aleyhine döndüren yeni bir kararname yayınlamıştı. Ancak, 1740 yılının başlangıcında Papa öldü. Yeni Papa'yı seçecek olan kardinaller kurulu toplantısı yapılırken, Dashwood Roma'ya gitti. Masonların en büyük düşmanı Kardinal Ottiboni kimliğine girdi ve halkın önünde maskaralıklar ve sövgülerle dolu sahte bir ayin düzenleyerek Ottiboni ile alay etti....

Keşişlerin gerçek eylemlerini öğrenebilmek için gerekli belli başlı bilgiler herhalde toplantı salonunda bulunmalıydı. Ancak salonun hem döşenişi, hem de kullanılış tarzı bu güne kadar esrarını korudu. Sansasyon yaratmaktan hoşlanan yazarlara göre, bu salon tam bir satanist tapınaktı. Oysa, mason toplantıları için kullanıldığını varsaymak çok daha akla uygun görünüyor. Medmenham Keşişleri'nin önde gelen üyelerinden biri olan ve ancak kulüpten ayrıldıktan sonra masonluğa giren John Wilkes , eski dostlarına kara çalan bir makalesinde şunları anlatmıştı: "Kutsal günlerde keşişlerin bir araya gelerek en gizli ayinleri yaptıkları ve şatafatlı törenlerle kutsal adakları BONA DEA adına sundukları, bu Eleusis Gizemleri toplantılarına hiçbir günahkâr göz bile bakmaya cesaret edemezdi." Dashwood'un politik düşmanlarından biri olan ve kulübe kesin bir tavırla karşı çıkan Sir Robert Walpole'un oğlu Horace, manastır hakkında şu alaylı sözleri söylemişti: "Öğretileri ne olursa olsun, uygulamaları tam olarak pagandı: Bu yeni kilisenin şenliklerinde hiç gizlemeden Bacchus ve Venüs'e kurbanlar sunarlar, şarap fıçıları ile tanrıça heykelleri gırla giderdi."...

Eğer o dönemlerde mevcut idiyse bile, Medmenham Keşişleri'nin üye listesi bugün elde değil. Ancak, pek büyük bir olasılıkla kulübe üye olan kişiler arasında, Dashwood'un kardeşi John Dashwood-King, Sandwich Earl'ü John Montagu, John Wilkes, George Bubb Dodington, Baron Melcombe, Paul Whitehead ve daha birçok meslek sahibi kişiler ve yerel toprak sahiplerinin bulunduğu biliniyor... Kamunun gözünde skandal sayılacak kadar önemli kişiler bunlar.

Dashwood'un bugüne dek yarattığı etkinin tam merkezinde din sorunu vardır... Cinsel büyüler, manastırda bulunan Kabala kitabı, her fırsatta ortaya çıkan Harpokrat'ın resmi, Dashwood'un masonlarla olan ilintisi ve Medmenham Manastırı'nda bulunan Theleme sloganı gibi unsurlar, Cehennem Ateşi Kulübünün erken bir "Crowley'cilik" olduğunu düşündürmektedir. Çok daha ciddi bir yaklaşım ise, Dashwood'un mason bağıntılarının üzerinde durarak, manastırın toplantı salonunun bir mason mabedi olduğunu, büyük olasılıkla isabetli olarak, ileri sürebilir. 115

Bu uzun alıntıyı aktarmamızın nedeni, 18. yüzyılda ortaya çıkan masonik örgütlenmenin nasıl bir atmosferde geliştiğine, kişileri nasıl etkilediğine dair iyi bir fikir vermesidir. Masonluk, gizemli, merak uyandırıcı, cezbedici bir örgüt olarak ortaya çıkmış, üye olan kişilerde, toplumun genel inançlarına aykırı davranmanın getirdiği bir tür psikolojik tatmin meydana getirmiştir. Masonik ayinlerin temel özelliği ise, az önceki alıntıda da vurgulandığı gibi, İlahi dinlerin sembol ve kavramları yerine pagan sembol ve kavramları yüceltmesidir. Böylece, sadece sembolizm yoluyla dahi, masonluğa giren kişiler Hıristiyanlığı terk ederek paganlaşmışlardır.

Ancak masonluk sadece garip ayinler düzenlemekle kalmamış, Avrupa'yı İlahi dinlerden uzaklaştırıp pagan bir kültüre sürüklemek için siyasi bir strateji de izlemiştir. Bu bölümde Avrupa tarihinin bazı önemli kilometre taşlarına ülke ülke bakacak ve bu aşamalarda masonluğun dine karşı yürüttüğü söz konusu savaşın izlerini araştıracağız. İlk bakmamız gereken ülke, Fransa'dır.


FRANSA'DA DİN KARŞITI MÜCADELE

Fransız Devrimi'nde masonların oynadığı büyük rolü daha önceki çalışmalarımızda incelemiştik. Aydınlanma filozoflarının çok büyük bir bölümü, özellikle de din aleyhtarı görüşleri en keskin olanlar, masondular. Fransız Devrimi'ni hazırlayan ve ona öncülük eden Jakobenler de yine locaların üyeleriydiler.116

Devrimin içinde masonların oynadığı rol, Comte Cagliostro adlı bir "ajan-provokatör" tarafından henüz o yıllarda itiraf edilmişti. Cagliostro 1789'da Engizisyon tarafından tutuklanmış ve sorgu sırasında önemli itiraflarda bulunmuştu. Anlattıklarının başında, masonların tüm Avrupa'da zincirleme bir devrim yapma planları geliyordu. Masonların asıl amacının ise, Papalığı yok etmek olduğunu ya da Papalığın ele geçirilmesinin hedeflendiğini açıklamıştı. Cagliostro'nun itirafları arasında, uluslararası Yahudi bankerlerin tüm bu devrimci faaliyetleri finansal yönden desteklediği, Fransız Devrimi'nde de yine Yahudi kaynaklı paraların önemli rol oynadığı da yer alıyordu.117

Nitekim Fransız Devrimi, tam anlamıyla bir "din karşıtı devrim" oldu. Devrimciler aristokrasinin yanında din adamlarına karşı da büyük bir tasviyeye giriştiler. Çok sayıda din adamı öldürüldü, dini kurumlar ortadan kaldırıldı, ibadethaneler tahrip edildi. Hatta Jakobenler, Hıristiyanlığı tamamen ortadan kaldırmak ve yerine "akıl dini" adını verdikleri pagan bir inanç yerleştirmek için uğraşmışlardı. Ancak bir zaman sonra devrim onların da kontrolünden çıktı ve Fransa tam bir kaosa sürüklendi.

Masonluğun bu ülkedeki misyonu devrimle birlikte bitmedi. Devrimin ardından doğan karmaşa, sonunda Napoleon'un iktidarı ele geçirmesiyle istikrara kavuştu. Ancak bu dönem de uzun sürmedi, Napoleon'un tüm Avrupa'ya hükmetme hırsı, iktidarının sonunu getirdi. Bundan sonra da Fransa'da istikrar ve monarşi yanlıları ile devrimciler arasındaki çatışma sürdü. 1830'da ve 1848'de ve 1871'de üç ayrı devrim daha yaşandı. 1848'de "İkinci Cumhuriyet", 1871'de ise "Üçüncü Cumhuriyet" kuruldu.

Bu çalkantılı dönemin içinde masonlar her zaman son derece aktif oldular. En büyük hedefleri ise, kiliseyi ve dini inançları zayıflatmak, dini değer ve kuralların toplum üzerindeki etkisini yok etmek, dini eğitimi ortadan kaldırmaktı. Masonluk, "antiklerikelizm" (kilise düşmanlığı) olarak bilinen sosyal ve siyasi hareketin karargahı gibi işlev gördü.

The Catholic Encyclopedia, "Grand Orient" olarak bilinen Fransız masonluğunun bu din karşıtı misyonu hakkında önemli bilgiler vermektedir:

Grand Orient'in resmi bülten ve el kitabında bulunan Fransız masonluğunun resmi dökümanları, Fransız Parlamentosu'na geçmiş Kilise karşıtı tüm kanunların Mason localarına önceden geçirildiğini ve Grand Orient'in yönetimi altında uygulandığını ispatlamaktadır. Ki burada açıkça ifade edilen amaç, Fransa'daki herşeyi kontrol altına almaktır. 1903 Kongresi'nde resmi konuşmacı olan vekil Massé, 1898 Kongresi'ndeki konuşmasını şöyle anlatıyor:

''Masonluğun en önemli görevi politik ve laik mücadelelere her gün daha fazla müdahale etmektir... Kilise karşıtı mücadeledeki başarı büyük ölçüde masonluk sayesindedir. Masonluğun ruhu, programları, yöntemleri galip gelmiştir. Eğer (Kilise karşıtı) blok kurulduysa, bu masonluk ve localarda öğretilen disiplinin sonucudur... Eğer işimizi bitirmek istiyorsak, ki henüz bitmemiştir, tetikte olmalıyız ve karşılıklı güvene sahip olmalıyız. Bu iş, yani kiliseye karşı mücadele, biliyorsunuz ki halen sürmektedir. Cumhuriyet, kendisini dini kurumlardan kurtarmalı ve bunun için onları güçlü bir darbeyle süpürmelidir. Yarım yaptırımlar her yerde tehlikelidir, karşımızdakiler tek bir darbeyle ezilmelidir.118


The Catholic Encyclopedia, Fransız masonluğunun dine karşı verdiği savaşı anlatmayı şöyle sürdürmektedir:

Gerçekte 1877'den itibaren Fransa'da uygulamaya konan; eğitimin dinden soyutlanması, özel Hıristiyan okullarına ve hayır derneklerine karşı yaptırımlar, dini kurumların kapatılması, Kilisenin mallarına el konması gibi "kilise karşıtı" tüm Masonik reformlar, sadece Fransa'da değil, tüm dünyada insan toplumlarının anti-Hıristiyan ve din dışı bir şekilde yeniden organize edilmesi hedefine yöneliktir. Dolayısıyla Fransız masonluğu, Masonluğun tümünün öncüsü olarak, evrensel bir Masonik Cumhuriyetin kurulacağı bir çağın başlangıcını kutlamak eğilimindedir. Grand Orient'in Büyük Üstadı Senator Delpech, 20 Eylül 1902'deki konuşmasında şöyle demektedir:

"Celileli'nin zaferi 20 yüzyıl sürdü, ama şimdi ölüm zamanı geldi... Masonik Birliğin kurulduğu günden, Celileli efsanesinin üzerine kurulmuş olan Roma Kilisesi'nin erimesi de zaten başlamıştı."119

Söz konusu masonun "Celileli" derken kast ettiği kişi Hz. İsa'dır. Çünkü Hz. İsa, İncil'e göre Filistin'in Celile (Galile) kentinde doğmuştur ve yine İncil'de Hz. İsa'ya "Celileli İsa" diye seslenildiği bildirilir. Dolayısıyla masonların Kilise nefreti, Hz. İsa'ya ve onun şahsında tüm İlahi dinlere duydukları nefretin bir ifadesidir. 19. yüzyılda inşa ettikleri materyalist, Darwinist ve hümanist kültürle, kendilerince, İlahi dinleri öldürdüklerini ve Hıristiyanlık öncesinde olduğu gibi Avrupa'yı tekrar pagan yaptıklarını düşünmüşlerdir.

Bu sözlerin söylendiği 1902 yılında, Fransa'da çıkarılan bir seri kanun, din karşıtlığını ileri boyutlara götürmüştür. Tam 3000 dini okul kapatılmış, okullarda herhangi bir dini eğitim verilmesi yasaklanmıştır. Pek çok din adamı hapsedilmiş, bazıları ülkeden sürgün edilmiş, dindarlar adeta ikinci sınıf insan uygulaması görmeye başlamıştır. Bu nedenle 1904 yılında Vatikan, Fransa ile olan tüm diplomatik ilişkilerini kesmiş, ama Fransa'nın tavrında bir değişiklik olmamıştır. Ta ki Fransa I. Dünya Savaşı'na girip, Alman orduları karşısında yüz binlerce insanını kaybedip, gururu kırılıp, "maneviyat"ın önemini anlayana dek.

Fransız Devrimi'nden başlayarak 20. yüzyıla kadar süren din karşıtı savaş, The Catholic Encyclopedia'nın belirttiği gibi, "önceden mason localarında geçmiş olan kanunların meclise onaylatılması" ile yürümüş, yani temelde Fransız masonluğunun (Grand Orient'in) bir operasyonu olarak devam etmiştir. Bu gerçek, mason kaynaklarından açıkça anlaşılmaktadır. Örneğin Türk masonlarının bir yayınında "Gambetta Birader'in 8 Temmuz 1875 günü Clémente Amitié Locası'nda Yaptığı Konuşmadan" şu alıntı yapılmaktadır:

İrtica hortlağı Fransa'yı tehdit ederken, din doktrinleri ve geri fikirler, modern cemiyetin prensiplerine ve kanunlarına karşı hücuma geçerken, Fran-masonluk gibi çalışkan, ileri görüşlü, hür ve kardeşlik umdelerine bağlı bir teşkilatın sinesinde, Kilisenin hudutsuz iddiaları, gülünç izamları ve adi tecavüzleri ile mücadele etme kuvvet ve tesellisini buluyoruz... Uyanık olmalıyız ve mücadeleye dayanmalıyız. Beşeriyetin nizam ve tekamül idealini teessüs ettirmek gayesiyle, aşılamayacak siperimizi temin edecek dayanışmayı kuralım.120

Dikkat edilirse masonik edebiyat sürekli olarak kendi fikirlerini "ilericilik" olarak göstermekte, dindarları ise "gericilikle" itham etmektedir. Oysa burada yapılan bir kelime oyunudur. Alıntıda "irtica hortlağı" olarak söz edilen kavram, zaten gerçek dindarların da karşı olduğu bir olgudur. Ama masonlar bu ifade ile gerçek ve hak dini hedef almakta, insanları dinden uzaklaştırmaya çalışmaktadırlar. Ayrıca belirtmek gerekir ki, asıl olarak masonluğun savunduğu materyalist-hümanist felsefe, Eski Mısır, Eski Yunan gibi pagan medeniyetlerden miras kalmış oldukça batıl ve "geri" bir düşüncedir.

Dolayısıyla masonların "ilericilik-gericilik" söyleminin hiçbir gerçekçi temeli yoktur. Gerçekte böyle bir temel de olamaz, çünkü masonlar ile dindarlar arasındaki çelişki, her ikisi de tarihin en eski devirlerden bu yana var olan iki fikrin arasındaki çelişkinin bir tekrarından başka bir şey değildir. Bu iki fikirden birincisi, insanın Allah'ın dilemesiyle yaratılmış ve O'na ibadet etmekle sorumlu bir varlık olduğunu beyan eden dindir, ki doğru olan da budur. Diğeri ise, insanın yaratılmadığını, başıboş olduğunu ve hayatının da bir amacı bulunmadığı öne süren inkarcı düşüncedir. Bu gerçek anlaşıldığında, gericilik-ilericilik gibi yüzeysel kavramların pek bir mana taşımadığı da görülür.

Masonların "ilerleme" kavramını kullanarak gerçekte dini yok etmek istedikleri, The Catholic Encyclopedia tarafından şöyle açıklanıyor:

Aşağıdakiler (masonluk tarafından kullanılan) en önemli yöntemler olarak sayılabilir:

Açık bir baskı politikasıyla veya Devlet ve Kilise arasındaki ayrım adı altındaki daha ikiyüzlü sistemi kullanarak, Kilisenin ve dinin tüm sosyal etkisini yok etmek... Kiliseyi, tüm gerçek dini, yani insanüstü bir kaynaktan gelen dini ortadan kaldırıp, bunun yerine "insanlık" gibi soyut kültler yerleştirmek... Aynı şekilde "dinler arasında ayırım yapmamak" sloganı altında, tüm özel ve kamusal hayatı, en başta da toplumsal yönlendirim ve eğitimi sekülerleştirmek.

Grand Orient (Fransız Büyük Locası) tarafından kast edildiği manasıyla, söz konusu "dinler arasında ayırım yapmamak" kavramı, anti-Katolik, anti-Hıristiyan, ateist, pozitivist veya agnostiktir.

(Grand Orient'e göre) çocukların düşünce özgürlüğü ve vicdanı tamamen ve sistematik olarak okulda şekillendirilmeli ve mümkün olduğunca Kilisenin ve din adamlarının hatta kendi ailelerinin bile etkisinden çıkarılmalı, bunun için gerekirse fiziksel ve manevi yaptırımlar kullanılmalıdır. Grand Orient grubu, bunu, nihai hedefi olan evrensel sosyal cumhuriyetin kurulması... için asla vazgeçilemez ve yanılmaz bir yol olarak görmektedir.121

Görüldüğü gibi masonluk, "sosyal yaşamın özgürleşmesi" adı altında, toplumun tamamen dinsizleştirilmesine yönelik bir program yürütmüştür ve hala da yürütmektedir. Bunun, her vatandaşın dini inancına saygı duyan, bu inancın özgürce yaşanması için fırsatlar sağlayan demokratik laiklik modeli ile karıştırılmaması gerekir. Söz konusu demokrat laiklik modeli, dindar olan veya olmayan her bireyin veya grubun özgürlüğünü güvence altına almaktadır. Oysa masonluğun amaçladığı "sekülarizasyon", toplumun ve bireylerin zihninden dinin tamamen çıkarılmasını ve bu amaçla dindarlara baskı yapılmasını hedefleyen bir kitlesel beyin yıkama programıdır.

Masonluk içinde bulunduğu her ülkede, o ülkenin kültürüne ve şartlarına uygun biçimde bu programı yürütmeye çalışmıştır.

Bu ülkelerden biri, Almanya'dır.  :D :D

SEVGİLİ DOSTLARIM GÜLMEK İÇİN BUNLARI OKUYUN GÖRDÜMDE BÖYLE YALAN VE UYDURMA SUÇLAMALAR GÖRMEDİM :D :D

Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Kasım 06, 2007, 09:01:24 ös
Sn shemuel,

Beyaz bir kağıda kara bir çizgiyi ancak kara bir kalem çizebilir.Beyaz bir kalemle karalama yapamazsınız.Sonuç olarak beyaz kağıdı baştan sona karalamak isteyen kalem eninde sonunda bitip kendisini tüketecektir .Yani kötüleme yapanın ,nefret kusanın içide mutlaka kötüdür aksi takdirde zaten kötülük yapamaz.İçi kötü olanında bu kötülüğü bitirebilmesi için bir taraflara sürtüp tüketmesi gerekir.Karalama silinince ortaya yine beyazlık çıkar çünkü asıl olan zaten odur.Kara kalemde tükene tükene bir gün beyaz yazmayı öğrenecektir.

Saygılarımla,
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: shemuel - Kasım 06, 2007, 09:06:09 ös
Sn shemuel,

Beyaz bir kağıda kara bir çizgiyi ancak kara bir kalem çizebilir.Beyaz bir kalemle karalama yapamazsınız.Sonuç olarak beyaz kağıdı baştan sona karalamak isteyen kalem eninde sonunda bitip kendisini tüketecektir .Yani kötüleme yapanın ,nefret kusanın içide mutlaka kötüdür aksi takdirde zaten kötülük yapamaz.İçi kötü olanında bu kötülüğü bitirebilmesi için bir taraflara sürtüp tüketmesi gerekir.Karalama silinince ortaya yine beyazlık çıkar çünkü asıl olan zaten odur.Kara kalemde tükene tükene bir gün beyaz yazmayı öğrenecektir.

Saygılarımla,
kesinlikle haklısınız ;)
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: Prenses Isabella - Kasım 06, 2007, 09:27:19 ös
                                              ''Kara Kalem de Tükene Tükene Bir gün Beyaz Yazmayı Öğrenecektir.''

Buna tüm benliğimle ve içtenliğimle Katılıyorum. Bununla ilgili düşüncelerimi söylemek istedim artık bu anın gelmesini o kadar çok istiyorum ki umarım bu söz yerini en kısa sürede alır. Tek temennim budur.   
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: shemuel - Kasım 06, 2007, 09:29:34 ös
                                              ''Kara Kalem de Tükene Tükene Bir gün Beyaz Yazmayı Öğrenecektir.''

Buna tüm benliğimle ve içtenliğimle Katılıyorum. Bununla ilgili düşüncelerimi söylemek istedim artık bu anın gelmesini o kadar çok istiyorum ki umarım bu söz yerini en kısa sürede alır. Tek temennim budur.   

AMEN.............. :)
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: LuckyEye2 - Kasım 06, 2007, 09:46:04 ös
Mizah anlayışınız beni hasta etti...Bunların içinde benim yazımda var sizi güldürebildiğime sevindim...
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: shemuel - Kasım 06, 2007, 10:10:29 ös
Mizah anlayışınız beni hasta etti...Bunların içinde benim yazımda var sizi güldürebildiğime sevindim...
Ciddi bu yazılara senindemi katkın var ;D gerçektende bu kadar komik olduğunu bilmiyordum

senin bu yönünü yeni öğrendim. :D
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: shemuel - Kasım 06, 2007, 10:15:39 ös
Benim daha çok görmek istmeyeceğin yönlerim vardır
Ya sen boş ver diğer yönleri onlar boş laflar
komik olmaya devam et. :)
kendi işini yap herkesin işi kendine
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: Prenses Isabella - Kasım 06, 2007, 10:17:47 ös
Aranızdaki sorunun ne olduğunu bilmiyorum ama bence olayı giderek kişiselleştiriyorsunuz en azından bu anlamı çıkardım. Lütfen artık bir yerde buna son verin
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: paragon - Kasım 06, 2007, 10:19:15 ös
Brakın beyler bu tavırları. Herkez zaten barut kıvılcım olmaya bukadar heveslenmeyin ...Formda boşu boşuna ti ye alınıp vakite geçirilecek konular haricinde ele alınması ve bizzat düzeltilmesi gereken meseleler var .....
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: shemuel - Kasım 06, 2007, 10:22:52 ös
BEN SADECE KOMİK SUÇLAMALARA GÜLÜYORUM O ÜZERİNE ALINIYOR




ALMANYA'DA DİN KARŞITI KAMPANYA: "KULTURKAMPF"



Otto von Bismarck
 
Bundan 150 yıl önce Avrupa'da Almanya diye bir ülke yoktu. Bugünkü Almanya'nın topraklarında pek çok prenslik hüküm sürüyordu. Bunların en büyüğü ise, bugünkü Almanya'nın doğu kısmını ve Polonya'nın büyük bölümünü kaplayan Prusya idi. Prusya 1860'larda diğer Alman devletçiklerini kendine katmaya başladı ve 1871'de Birleşik Alman İmparatorluğu'nu kurdu. Bu yeni devletin hakimi ise Prusya Başbakanı ve Almanya Şansölyesi Otto von Bismarck'tı.

Bismarck özellikle dış politika yönünde başarılı bir devlet adamıydı. Ama iç politikada aynı başarıyı gösteremeyecekti. Bunun nedenlerinde biri, "Ulusal Liberaller" olarak bilinen ve aynı Fransa'daki "antiklerikler" gibi din aleyhtarı bir politikayı savunan "aydınlar" zümresiydi. Ulusal Liberaller Almanya'nın birliğinin sağlamlaşması için, halkın diğer tüm aidiyet duygularından kurtarılması gerektiğini düşünüyorlar, buna en büyük engel olarak da nüfusun üçte birini oluşturan Katoliklerin Papa'ya olan bağlılığını gösteriyorlardı. Ulusal Liberaller'in teşvikiyle Bismarck, ülkesindeki Katoliklere karşı bir kampanya başlattı. "Kulturkampf", yani "kültürsavaşı" olarak anılan bu kampanya, "Almanların zihinlerini kontrol etme mücadelesi" olarak da tarif ediliyordu.122

Kulturkampf sırasında Almanya'nın özellikle güneyinde yaşayan Katolikler önemli baskılarla karşılaştılar.

1872 yılında çıkarılan bir yasa ile ülkedeki tüm Cizvit rahipleri bir gecede sürüldü ve sahip oldukları kurumlara el kondu. 1873 yılında çıkarılan "Mayıs yasaları" ile, devlet hizmetinde çalışan tüm rahipler işten atıldı, evlilik ve eğitim konularında Kilisenin herhangi bir uygulamada bulunması yasaklandı ve Kiliselerdeki vaazlara sınırlandırmalar getirildi. Bazı başpiskoposlar tutuklandı, tam 1300 kilise rahipsiz kaldı.

Ama tüm bu uygulamalar ülkedeki Katoliklerin yönetime daha fazla tepki duymasına neden olunca, Kulturkampf da yumuşatıldı. Bismarck, kendisini bu kampanyaya sürükleyen "Ulusal Liberaller"in telkinlerini göz ardı ederek Kulturkampf'ı aşama aşama geri çekti ve sonunda da tamamen lağvetti. Tüm bu kampanyanın sonucu, Almanya'daki dindar Katoliklere baskı yapılması ve ülkenin toplumsal huzurunun bozulmasından başka bir şey olmadı. Bugün çoğu tarihçinin kabul ettiği gibi, Kulturkampf, Almanya'nın toplumsal huzurunu parçalayan bir "fiyasko"ydu. Dahası Kulturkampf dalgası, Almanya'dan sonra Avusturya, İsviçre, Belçika, Hollanda gibi ülkelere de sıçradı ve bu ülkelerde de büyük bir toplumsal gerilime neden oldu.


İşin ilginç yanı, Bismarck'ı bu politikaya sürükleyen "aydınlar" zümresinin masonik kimliğiydi. The Catholic Encyclopedia, bu konuda şunları yazıyor:

Masonlar kuşkusuz Prusya'nın Almanya'nın lider devleti haline gelmesini sağlayan hareketin ilerlemesini sağladılar, Prusya'yı "dini tutuculuğa", "bağnazlığa" ve "Papa baskısına" karşı "modern evrimin temsilcisi ve koruyucusu" olarak kabul ediyorlardı. Aynı zamanda Kulturkampf'ı da onlar başlattılar. Bu çatışmanın en önde gelen ajitatörü, ünlü bir hukuki danışman ve mason olan Büyük Üstad Bluntschli idi. Bluntschli aynı zamanda İsviçre'deki Kulturkampf'ı da kışkırttı... Alman masonları, ulusun tüm yaşamında Masonik prensiplere uygun ve büyük bir etki elde etmek için yorulmak bilmeyen çabalar ortaya koydular, ve böylece daimi ve sessiz bir "Kulturkampf"ı ayakta tuttular. Kullandıkları temel araçlar, halk kütüphaneleri, konferanslar, benzer dernek ve kurumlar üzerindeki etkileri, gerektiğinde yeni kurumların oluşturulması olarak sayılabilir; bu yollarda masonik ruh tüm ulusa yayılmıştır.123

Yani Kulturkampf Bismarck tarafından resmen durdurulmasına rağmen masonlar tarafından fiilen sürdürülmüş, bu amaçla topluma yönelik din karşıtı bir propaganda daimi olarak devam ettirilmiştir. Alman toplumunu dinden uzaklaştırmak için yürütülen bu savaşın en acı meyveleri ise 1920'lerde ortaya çıkmıştır: Alman milletini Hıristiyanlık öncesi pagan kültürüne döndürmeyi hedefleyen Naziler giderek güçlenmiş ve 1933 yılında iktidarı ele geçirmişlerdir. Naziler'in en önemli icraatlarından biri ise, dini otoritelere karşı ikinci bir "Kulturkampf" başlatmak olmuştur. Amerikalı yorumcu Elbridge Colby, "Nazilerin Katolik Kilisesi'ne karşı yeni bir Kulturkampf başlatarak rahipleri hapsettiklerini veya görevden aldıklarını ve 1870'lerdeki ilk Kulturkampf'dan daha da ileri giderek Protestan kiliselerine de baskı yaptıklarını" belirtmektedir.124

Kısacası Alman masonlarının başlattığı "toplumu dinden uzaklaştırma" hareketi, tarihin en kanlı diktatörlüklerinden biri olan Nazi İmparatorluğu'nun yolunu açmış, dünya bu yüzden 55 milyon insanın hayatına mal olan II. Dünya Savaşı'na sürüklenmiştir.


 :D ALIN SİZE KOMİK BİR YAZI DAHA,BEN BUNLARA GÜLÜYORUM

ARKADAŞ ORDAN HEMEN ATLADI BUNLARI BEN YAZDIM DEDİ.HER KİM BİZLERİ GÜLDÜRDÜYSE TEŞEKKÜR EDİYORUM ::)

Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: LuckyEye2 - Kasım 06, 2007, 10:26:33 ös
Gerginlik yok. Yazılanlar seviyeyi gösterir burada seviye gösterisi var isteyen istediğini söylemekte hürdür ben olumsuz bi şey söylediğimi sanmıyorum
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: paragon - Kasım 06, 2007, 10:28:09 ös
Dünya ve form  barışı için  lütfen .......Eger niyetin yarayı kaşımaksa samuel bırak zahmet etme zaten o yara kanıyor....
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: LuckyEye2 - Kasım 06, 2007, 10:32:19 ös
Sn. Paragon yara mara boşverin birileri boynun niye kalın falan diyor galiba size Kurtlar vadisinden bir aforizma sunayım;

-kurda sormuşlar boynun neden kalın diye, kurt cevap vermiş, kafamın kalın olmasından iyidir.
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: shemuel - Kasım 06, 2007, 10:38:21 ös
Dünya ve form  barışı için  lütfen .......Eger niyetin yarayı kaşımaksa samuel bırak zahmet etme zaten o yara kanıyor....
sevgili paragon ne yarası
dostum Dünyada hiç bir zaman barış olmayacak nasıl ki sürüler halinde yaşayan insanlar sürünün liderini öldürdü.işte o zaman insanın savaşı başladı.
sürmeye devam edecek
Sizinle her türlü barışırım ortak bir yan mutlak buluruz.Ama iftira ve karalama amacıyla yazılmış yazıların arkasında durursanız sizinle nasıl barışık olabiliriz.Siz  derken sadece örnek verdim.yanlış anlamayın ::)
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: LuckyEye2 - Kasım 06, 2007, 10:42:31 ös
Sn. shemuel bunların iftira olduğuna ancak yazanlar ve Mason lanr kanaat getirebilir (bazı masonlar) siz bir mason değilsiniz bunu muhakeme edecek yetide biri de değilsiniz sizinle hiç sorunum olmadığını da biliyorsunuz sanal ortamın azizliği bazen ortamı olduğundan farklı görebiliyorsunuz...
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: shemuel - Kasım 06, 2007, 10:48:58 ös
Sn. shemuel bunların iftira olduğuna ancak yazanlar ve Mason lanr kanaat getirebilir (bazı masonlar) siz bir mason değilsiniz bunu muhakeme edecek yetide biri de değilsiniz sizinle hiç sorunum olmadığını da biliyorsunuz sanal ortamın azizliği bazen ortamı olduğundan farklı görebiliyorsunuz...
Arkadaş o zaman bırak Masonlar konseyi karar versin ben ken kendime yazıp gülüyorum.Hatta yanımda 7 yaşında bir çocuk var o bile gülüyor.Mason locası bu yazıları ciddiye bile almaz. :D
Alıyorsada kararı versinler. ;)
Görünüyorki bu işi sadece sen ciddiye almışsın
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: Prenses Isabella - Kasım 06, 2007, 10:51:14 ös
Bence de Şemuel çok haklı
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: shemuel - Kasım 06, 2007, 10:53:45 ös
Bence de Şemuel çok haklı
BİLMEMKİ NE İSTER BENİM GİBİ ALLAHIN GARİBİNDEN ::)

Demekki ezikliğimi her yerde belli ediyorumki üzerime geliniyor :( ::)
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: Prenses Isabella - Kasım 06, 2007, 10:55:29 ös
Aman aman verdiğin cevaplara bakılırsa ne kadar çok eziksin ya anlaşılıyor Şemuel!  ;)
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: shemuel - Kasım 07, 2007, 09:00:27 ös
İTALYA'DA DİN KARŞITI MÜCADELE


İtalyan masonluğuna ait bir yayın
Masonluğun din karşıtı faaliyetinin belirgin olduğu bir diğer ülke ise İtalya idi.

İtalya toprakları üzerinde, 1870 yılına dek, çok sayıda küçük devlet vardı. Feodalizm döneminin kalıntıları sayılabilecek olan bu küçük devletlerin en önemlilerinden biri ise, merkezi Roma'da bulunan ve Orta İtalya'nın büyük bölümünü kontrol eden Papa Devleti idi. Fransız masonluğunun bir uzantısı olarak kurulan ve 19. yüzyılın başından itibaren İtalya'da etkin olan masonlar ise, Papa Devleti'ni yıkmak ve İtalya'nın genelinde Kilise otoritesini yok etmek için uğraştılar. The Roman Catholic Church and the Craft (Roma Katolik Kilisesi ve Masonluk) adlı kitabın yazarı, üstad mason Alec Mellor'a göre, "19. yüzyılın ortasından sonra İtalyan siyasetinin bir numaralı faaliyeti olan Papa'yla mücadele, doğrudan localar tarafından yönetildi".

Masonluk, İtalya'daki din karşıtı mücadelesine kendi kontrolü altında kurulan bir başka gizli dernek aracılığıyla başladı. Derneğin adı "Karbonari"ydi.

İlk kez 19. yüzyıl başında Napoli'de faaliyeti duyulan bu derneğin ismi "kömür işçileri"nden geliyordu. Masonların "duvar işçiliği" kavramını kullanmaları ve sembollerle ifade etmeleri gibi, Karbonari derneği de kömür işçiliği kavramını benimsemişti. Ama derneğin bundan daha farklı amaçları vardı kuşkusuz. Dernek üyeleri, önce İtalya'da ardından da Fransa'da siyasi bir program yürütmeyi, Kilise etkisini yok etmeyi, yeni bir yönetim kurmayı ve tüm toplumsal kurumları sekülerleştirmeyi hedefliyordu.

Masonluğun Karbonari ile bağlantısı ise aşikardı. Masonlar Karbonari derneklerine otomatik olarak üye oluyor, hem de derneğe girdikleri anda "üstad" derecesi kazanıyorlardı. (Oysa diğer Karbonari üyelerinin bu dereceye gelmesi uzun bir süreçten sonra mümkün oluyordu.) Nitekim Consalvi ve Pacca adlı iki kardinal, 15 Ağustos 1814'de yayınladıkları Kilise bildirisiyle, Masonluk ve Karbonari'yi birlikte hedef alıp, sosyo-politik karışıklık ve din düşmanlığı organize etmekle suçladı.

Karbonari üyelerinin düzenledikleri siyasi cinayetler ve silahlı ayaklanmalar ise bu suçlamayı haklı çıkaracak nitelikteydi. 25 Haziran 1817'de Macerate bölgesinde çıkan silahlı ayaklanma, Karbonari tarafından örgütlenmişti. Ama Papa Devleti'nin güvenlik güçleri tarafından bastırıldı. Karbonari, 1820'de İspanya'da ve Napoli'de, 1821'de ise Piyemonte'deki Kilise ve düzen karşıtı devrimci ayaklanmaların da organizatörüydü.

Karbonari'nin masonlar tarafından kurulmuş ve masonluk paralelinde faaliyet göstermiş devrimci bir örgüt olduğu, ansiklopedik kaynaklar tarafından dahi kabul edilen bir gerçektir. Örgüt, Fransa'da 1830'daki Temmuz Devrimi'nden sonra zayıflamış ve giderek kaybolmuştur. İtalya'da ise Guiseppe Mazzini adlı bir devrimcinin kurduğu "Genç İtalya" örgütü ile birleşmiştir.


Garibaldi'yi büyük bir kahraman gibi tasvir eden masonik bir propaganda
Mazzini, uzun yıllar boyu Papa Devleti'ne ve Kiliseye karşı yürüttüğü mücadele ile sonunda İtalyan Birliği'ni kuracak olan yüksek dereceli bir masondur. Ateist olduğu bilinmektedir. Kendisine destek olan diğer iki ünlü masonla, yani Guiseppe Garibaldi ve Count di Cavour'la birlikte, 1870 yılında İtalyan Birliği'ni kurmuş ve Papa Devleti'ni bugünkü Vatikan'ın sınırlarına sıkıştırmıştır. O tarihten sonra da İtalya, Mussolini'nin 1920'lerdeki faşist diktasına zemin hazırlayacak bir "dinden uzaklaşma" sürecine girmiştir.

Kısacası Mazzini, Garibaldi ve Cavour'un, Avrupa'daki din karşıtı mücadelede önemli bir görev üstlenen üç önemli lider olduğunu söyleyebiliriz. Mazzini, sadece siyasi bir lider olarak değil, aynı zamanda bir ideolog olarak da din karşıtı savaşta rol oynamıştır. Ortaya attığı "her ulusa bir devlet" sloganı, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorluğu gibi çok uluslu imparatorlukların yıkılmasına sebebiyet verecek olan azınlık isyanlarının ateşleyicisi olmuştur. Mazzini'nin bu sloganı, insanları "din kardeşliği" düşüncesinden uzaklaştırarak, soy nedeniyle birbirleriyle çatışmaya iten, "öfkeli soy koruyuculuğu"na (Fetih Suresi, 26) sürükleyen bir çağrıdır.

Bu çağrının sahiplerinin birer mason, hem de çok üst düzey birer mason olması kuşkusuz anlamlı bir tablodur. 10.000 Famous Freemasons (10.000 Ünlü Mason) adlı loca yayınında bildirildiğine göre, Mazzini uzun yıllar süren masonik yükselişinin ardından, 1867'de İtalyan Grand Orient Büyük Üstadı seçilmiştir. 1949'da Roma'ya dikilen Mazzini heykelinin açılışında yer alan 3.000 mason da bu büyük üstadlarını minnetle anmıştır. Mazzini'nin sağ kolu olan Garibaldi ise, 33. dereceye 1863'te İtalya Süprem Konseyi'nde ulaşmış, 1864'de ise İtalya Büyük Üstadı seçilmiş bir masondur. Amerika'da da bu büyük üstadın anısına, New York "vadi"sine 542. numarayla bağlı "Garibaldi" adlı bir loca bulunmaktadır.

Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: shemuel - Kasım 07, 2007, 09:30:23 ös
RUSYA'DAKİ MASONİK DEVRİM GİRİŞİMLERİ

Sadece İtalya'daki değil, diğer pek çok Avrupa ülkesindeki din karşıtı devrimci hareketlerde de masonluğun izini bulmak mümkündür. The Catholic Encyclopedia, "Fransa, İtalya, İspanya, Portekiz, Orta ve Güney Amerika'daki devrimci hareketlerde masonik gruplar çok aktif rol oynamıştır. Rusya'da da masonluk ülkeyi kaplayan politik bir komploya dönmüştür" diye yazmaktadır.125

Özellikle Rusya'daki masonik komplonun gelişimi ilginçtir. :D(sözde komplo)



Rusya'daki masonik darbe girişimini organize eden masonlar arasında ünlü yazar, Kont Pushkin de yer alıyordu. 
Masonluğun bu ülkeye girişi 18. yüzyılın ikinci yarısında olmuştu. Örgüt özellikle entelektüeller arasında yayıldı. Dıştan yalnızca kültürel bir kulüp gibi görünmesine karşın, localarda Avrupa kaynaklı din ve yönetim aleyhtarı düşünceler gelişiyordu. Bunu ilk fark edenler ise Ortodoks Kilisesi'ni yöneten rahiplerdi. Rahipler, masonların Çar Rejimini yıkmak için komplo düzenlediklerine dair aldıkları istihbaratı, Kilise ile arası oldukça iyi olan Çar Alexander'a ilettiler. Çar bunun üzerine 1822 yılında bir kanun yayınlayarak ülkedeki tüm mason localarının kapatıldığını ve örgütün de yasadışı sayıldığını ilan etti. Ancak masonlar yok olmadılar, yalnızca yeraltına indiler.

Çar Alexander, locaları yasakladıktan üç yıl sonra yakalandığı hastalık nedeniyle öldü. Yerine genç Çar Nicholas geçti. Ancak Nicholas'ın tahta çıkması bir dizi çekişme ve entrika sonucunda gerçekleşmiş ve ülkede de ciddi bir kaos ortamı doğmuştu. Bu ortamı değerlendirmek isteyen ve rejimi yıkmayı hedefleyen "birileri", yeni Çar'a karşı bir darbe planı yaptılar. Ordu içinde çok sayıda yandaşları vardı. Buna güvenerek 14 Aralık 1825 sabahı başkent St. Petersburg'da devrimci askerler ve onları destekleyen bazı siviller Çar'ın sarayına doğru yürüyüşe geçtiler. Devimciler ile Çar'a bağlı birlikler arasında silahlı çatışma çıktı ve devrimciler yenildi. Bu grup, devrim yapmaya kalktıkları tarihten dolayı "Aralıkçılar" olarak adlandırıldı. Aralıkçılar'ın liderleri tutuklandı ve 5 tanesi asılarak idam edildi.

"Aralıkçılar", masonlardan başkası değildi... Subaylar, entelektüeller ve yazarlardan oluşan bu grubun üyelerinin hepsi, üç yıl önce Çar Alexander tarafından yasaklanmış olan locaların üyeleriydi. Bu devrimci masonlar arasında ünlü yazar Kont Pushkin de yer alıyordu.126

Aralıkçılar'ın girişimi başarısızlıkla sonuçlandı ama masonluk, Çar'ı devirme hedefinden vazgeçmedi. 19. yüzyılın sonunda ve 20. yüzyılın ilk çeyreğinde Rusya'da örgütlenen Çarlık aleyhtarı grupların içinde masonluk her zaman büyük rol oynadı. 1917'de gerçekleştirilen Şubat Devrimi'nin lideri olan Alexander Kerensky ve neredeyse tüm yakın destekçileri masondu.127 Kurduğu hükümetin çoğunu da masonlar oluşturmaktaydı.128 Kısa süreli Kerensky Hükümetinin tarihe yaptığı tek "katkı" ise, ülkeyi Lenin'in öncülüğündeki Bolşeviklere teslim etmekten başka bir şey olmadı.

GÖRDÜMDE YALANIN İFTİRANIN BÖYLESİNİ GÖRMEDİM >:(

Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: LuckyEye2 - Kasım 07, 2007, 09:33:42 ös
Sn. Samuel ee ozaman hiç birşey görmemişsiniz ortalıkta ben masonum diye gezen adamlar var aslında mason değiller ama öyle maosnuz diyorlar siz hiç rastladınızmı öyle tiplere ben rastladım onlara ne demeli :)
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: shemuel - Kasım 07, 2007, 09:56:28 ös
Sn. Samuel ee ozaman hiç birşey görmemişsiniz ortalıkta ben masonum diye gezen adamlar var aslında mason değiller ama öyle maosnuz diyorlar siz hiç rastladınızmı öyle tiplere ben rastladım onlara ne demeli :)

Ben görmedim Tonla Yahuhidiyi ,masonu, tanıyan sensin :D
Sana bir şey demiyorumki bu palavracı BAV cılar var ya ben onlara diyorum.
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: shemuel - Kasım 07, 2007, 10:01:22 ös
AL SANA BİR YALAN VE İFTİRA DAHA

20. YÜZYIL MASONLUĞU: SESSİZ VE DERİNDEN

Dikkat edilirse buraya kadar incelediğimiz Fransa, Almanya, İtalya, Rusya gibi ülkelerdeki masonik faaliyetler, masonluğun amacının bir "düzen değişikliği" olduğunu açıkça göstermektedir. Masonluk, dini kurumların, dini inançların ortadan kaldırıldığı bir "yeni düzen" kurmayı hedeflemiş, bu amaçla da dine uyumlu olan monarşileri yıkmaya çalışmıştır. Pek çok Avrupa ülkesinde masonluk, din karşıtlarının buluşma yeri olmuş, bu buluşma yeri çok kez darbe, ayaklanma, suikast gibi kararların alındığı merkezlere dönüşmüştür. 1789'daki Büyük Fransız Devrimi'nden 20. yüzyıla kadar uzanan süreç içinde irili ufaklı pek çok devrim, darbe girişimi, ayaklanma, siyasi komplo veya din karşıtı siyasetin ardında masonluğun etkisi vardır.

İngiliz tarihçi Michael Howard'a göre, mason locaları 19. yüzyılın ikinci yarısında çabalarını Avrupa'da kalan iki önemli imparatorluğu, Avusturya-Macaristan ve Rus İmparatorluklarını yıkmak için yoğunlaştırmışlar ve bu amaçlarına I. Dünya Savaşı ile ulaşabilmişlerdir.

Bir diğer deyişle, masonluk "mevcut düzeni yıkmak" hedefine 20. yüzyılın başlarında büyük ölçüde ulaşmıştır.

Dolayısıyla da 20. yüzyıl, artık masonluk için bir "düzen yıkma" yüzyılı olmamıştır. Önünde engel kalmadığını düşünen masonluk, siyasi komplolarla, devrim hazırlıklarıyla, ayaklanma kışkırtmalarıyla uğraşmaktan ziyade, artık kendi felsefesini toplumlara yayma yolunu seçmiştir. Masonluğun, materyalizm, hümanizm ve evrimcilik kavramlarıyla özetlenebilecek felsefesi, bilim, sanat, medya, edebiyat, müzik ve her türlü popüler kültür aracıyla kitlelere yayılmıştır. Masonluk bu propaganda sonucunda, ani bir devrimle değil, uzun vadede İlahi dinleri ortadan kaldırarak tüm insanlığı kendi felsefesi içinde aşama aşama birleştirmek istemektedir.


Amerikalı bir mason, masonluğun bu yöntemini şöyle özetler: "Masonluk çalışmasını sessiz bir şekilde yürütür. Fakat bu çalışma, okyanusa doğru sessiz bir şekilde vuran derin bir nehrin işleyişi gibidir."129

ABD'nin Georgia eyaletinin "Büyük Üstad" dereceli masonların biri olan J. W. Taylor ise, aynı konuda şu ilginç yorumu yapmaktadır:

Eski kavramların terk edilmesi ve yerine yenilerinin yerleştirilmesi, her zaman dünyanın ilk olarak dikkatini çeken algılanabilir sebeplerden kaynaklanmaz, daha çok insanların zihninde uzun yıllardır işlev gören prensiplerin bir toplamıdır. Ancak son anda uygun şartlar oluşur ve elverişli bir çevre meydana gelir, o zaman gizli olan gerçek hayata aktarılır... böylece her insanı büyük bir ortak hedefe doğru teşvik eder ve büyük hedeflere varmak için tüm ulusları sanki hepsi birer insan gibi hareket ettirir. İşte masonluk kurumunun, dünyadaki insanoğlu üzerindeki etkisi bu prensip üzerinde gerçekleşmektedir. Sessiz ve gizli olarak çalışır, ama çok yönlü ilişkileri sayesinde toplumun her detayına ve boşluğuna sızar; masonluğun eserlerini görenler bu eserlere karşı hayrete düşerler, ama kaynağının ne olduğunu bilip söyleyemezler.130

Chicago Büyük Locası'nın yayınladığı Voice dergisine göre ise, "Masonluk sessiz bir şekilde, fakat kesinlikle ve sürekli olarak insan toplumunun harcını inşa etmektedir".131 Söz konusu "harç inşası", masonik felsefenin temelleri olan materyalizm, hümanizm ve Darwinizm'in topluma empoze edilmesiyle gerçekleşmektedir.

Masonluğun bu sessiz ve derinden işleyen stratejisinin en büyük özelliği, bu stratejide görev alan masonların, bunu masonluk adına yaptıklarını hemen hiçbir zaman açıklamamalarıdır. Farklı kimliklerle, farklı sıfatlarla, farklı makamlarda görev yapar, ama masonluk aracılığıyla benimsedikleri ortak bir felsefeyi topluma empoze ederler. Türk localarının büyük üstadlarından Halil Mülküs, yıllar önce kendisiyle yapılan bir röportajda, bu gerçeği şöyle açıklamıştır:

Masonluk, masonluk olarak ortaya çıkıp hiçbir şey yapmaz. Masonluk bireyleri yönlendirir, burada yetişen bireyler, zikir talimi üretimine katılan Masonlar dış alemde bulundukları yerlerde, çeşitli seviyelerdeki mesleklerdedirler. Bunlar üniversitelerdedirler, rektördürler, bunlar profesördürler, bunlar devlet adamıdırlar, bakandırlar, doktordurlar, hastane başhekimidirler, avukattırlar, vs. Bulundukları yerlerde bu masonluğun talim ettiği fikirleri yaygın bir biçimde topluma aktarma gayreti içinde olurlar.132

Oysa masonluğun büyük bir ısrarla "talim ettiği ve topluma aktarma gayreti içinde olduğu" bu fikirler, önceki bölümlerde incelediğimiz gibi birer aldatmacadan başka bir şey değildir. Masonluk, Eski Mısır, Eski Yunan, Kabala gibi pagan kültürlerin hurafelerinden kaynak bulan felsefesini, "akıl ve bilim" ambalajı ile süsleyip "talim ettiği ve topluma aktarma gayreti içinde olduğu" sürece, hem kendisini hem de insanlığı aldatmaktadır.

Globalleşme çağında "Global Masonluk"un işlevi budur.

Bu aldanışın sonuçları ise çok acıdır. Masonluğun 18. ve 19. yüzyıl boyunca sürdürdüğü "kitleleri dinsizleştirme" programı, ırkçılık, faşizm, komünizm gibi kan dökücü ideolojilerin doğmasına neden olmuştur. Sosyal Darwinizm'in yayılması, insanları "çatışmak için yaşayan hayvanlara" dönüştürmüş, bunun kanlı sonuçları 19. yüzyılın ikinci yarısında ve 20. yüzyılda ortaya çıkmıştır. I. Dünya Savaşı, Darwinist telkinler sonucunda savaşı ve kan dökmeyi "biyolojik bir gereklilik" olarak gören Avrupa liderlerinin eseridir. Bu savaşta 10 milyon insan bir hiç uğruna ölüme gönderilmiştir. Ardından gelen II. Dünya Savaşı, yine masonluğun attığı dinsizlik tohumlarının ürünleri olan faşizm ve komünizm gibi totaliter ideolojilerin eseridir ve tam 55 milyon insanı yok etmiştir. 20. yüzyıl boyunca dünyanın dört bir yanına acı veren savaş, çatışma, zulüm, adaletsizlik, sömürü, açlık, ahlaki dejenerasyon gibi belalar, temelde dinsiz felsefe ve ideolojilerin ürünüdür. (Ayrıntılı bilgi bkz. Harun Yahya, Darwinizm'in İnsanlığa Getirdiği Belalar, 2000)

Kısacası masonluğun felsefesi çok acı meyveler vermiştir. Başka türlü olması da düşünülemez, çünkü bu İlahi bir kuraldır. Tarihte, Allah'ın dinini reddederek atalarının dinini, geleneksel hurafelerini tercih eden tüm pagan kavimler, kendilerini helaka sürüklemişlerdir. Bu paganların çağdaş temsilcisi olan masonluk ise, kendisiyle birlikte tüm dünyayı helaka doğru sürüklemektedir.

Ve işte bu nedenle, insanlığı bu felaketten korumak, Bediüzzaman'ın ifadesiyle "maddiyun ve tabiyyun taununun" (maddecilik ve tabiatçılık hastalığının) telkinlerini kırmak ve bu yolla kitlelerin imanını kurtarmak gerekmektedir.

Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: shemuel - Kasım 07, 2007, 10:06:56 ös


Masonların inandığı ve savunduğu materyalist-hümanist dogma, 20. yüzyılda dünyaya büyük acılar yaşatmıştır. 55 milyon insanın hayatına mal olan II. Dünya Savaşı'nda yüzü bombayla parçalanmış olan bu askerin görüntüsü, materyalist-hümanist dogmanın sonuçlarını yansıtmaktadır.

BAKIN YUKARIDAKİ YAZIYA  BAKIN
İNSANLARI KİM ÖLDÜRÜYOR YADA ÖLÜMÜNE SEBEP OLUYOR. BU TÜR YAZILARI YAZANLAR ASIL ÖLÜMLERDEN SORUMLU KİŞİLERDİR.
SEVGİLİ ARKADAŞLAR BU TÜR YAZILAN YAZILARI BAŞKA SİTELERDE GÖRÜP SAKIN İNANMAYIN
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: Genius Loci - Ocak 24, 2008, 12:14:13 ös
şimdi aktaracağım yorum için mizah bölümünde yeni konu mu açsam diye yoksa shemuelin açtığı bu başlık altında mı aktarsam diye çok düşündüm, ama en sonunda burasının uygun olduğuna kanaat getirdim.

Bu benim şimdiye dek duyduğum en komik suçlama çünkü... diğer hepsi alt etmiş bunun yanında... bir forumda masonluk üstüne konuşuluyor ve birisi aynen şu yorumu yapıyor




Merhaba!

Masonları siz insanlara açıklayayım.Masonlar yahudi doğmayan ama yahudilerin inanç ve doktrinine sahip olan kölelerdir.Siz mason olmayan insanlarda masonların kölelerisiniz bu yüzden onlardan nefret etmek için yeterli sebebiniz var.Daha bitmedi....

Sırlarının ise hala açığa çıkarılmadığına hala şaşıyorum.Her mason her bilgiye sahip diildir elbetteki....Tamam insanlık için önemli olan sırları işte bu:Orion yıldız sisteminden gelen uzaylılar(reptilianlar)masonlara piramitleri yaptırdılar ve insanları köle olarak kullandılar.Nerden mi biliyorum çünkü babam söyledi ve o da bir reptilian...Şuanda dünyanın her yerinde yeraltı üsleri var(bizim ev dahil) ve dünyada kaybolan insanları orada kafeslerde tutup üzerlerinde deneyler yapıyorlar,gıda olarak türektiyorlar.Tek taptıkları şey güç ve para..Dünyada savaşları çıkaranlar ve toplumda kargaşaya neden olanlar onlar.Onları durdurmaya çalışan uzaylı insan ırkları da var..Neyse şimdilik bu kadar yeter!


 ;D  ;D  ;D

daha komiğini bulacak varsa hodri meydan  ;D

aynı kişinin bir başka yorumu,

Masonluk=YAHUDİLERİN  köleliğidir.Yahudileri düşman bilin masonluğu ise aptallık...Yahudiler insan diiller.Sadece paraya taparlar ve kendi çürümüş ırklarını düşünürler...İnsanlar varolmak istiyorlarsa kesinlikle yahudi doktrinini dünyadan silmeliler tamamen,sapıkça ve iğrenç bir dindir yahudilik=masonluk!!!



Sevgi ve Saygılarımla...
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: shemuel - Ocak 24, 2008, 12:22:49 ös
inanki bundan daha komiğini bulmaya kimse çalışmaz :D cesaret edemez ;D

Bu yazıları yazan kim ya  nerede yazmış? en önemliside evrim geçirip okuma yazmayı nasıl öğrenmiş
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: Genius Loci - Ocak 24, 2008, 12:26:01 ös
Kardeşim,

adamın babası Orionlu onlar telepatiyle bile öğreniyorlar ... (bkz. star wars serisi)

bence sargonlardan da olabilir tabi bunlar malum mayoz bölünebilen makineler (bkz. battle star galactica tüm bölümleri) :D

adresi vermeme gerek yok senin de bulunduğun bir ortamda yazılmış bunlar yani istediğin zaman görebilirsin. kimin yazdığını bilemiyorum tabi ama arkadaş kendisine Stardestroyer gibi çok manidar ve duyanı dumura uğratacak bir nickte bulmuş :D : D
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: poyraz06 - Ocak 30, 2008, 11:26:10 öö
şimdi aktaracağım yorum için mizah bölümünde yeni konu mu açsam diye yoksa shemuelin açtığı bu başlık altında mı aktarsam diye çok düşündüm, ama en sonunda burasının uygun olduğuna kanaat getirdim.

Bu benim şimdiye dek duyduğum en komik suçlama çünkü... diğer hepsi alt etmiş bunun yanında... bir forumda masonluk üstüne konuşuluyor ve birisi aynen şu yorumu yapıyor




Merhaba!

Masonları siz insanlara açıklayayım.Masonlar yahudi doğmayan ama yahudilerin inanç ve doktrinine sahip olan kölelerdir.Siz mason olmayan insanlarda masonların kölelerisiniz bu yüzden onlardan nefret etmek için yeterli sebebiniz var.Daha bitmedi....

Sırlarının ise hala açığa çıkarılmadığına hala şaşıyorum.Her mason her bilgiye sahip diildir elbetteki....Tamam insanlık için önemli olan sırları işte bu:Orion yıldız sisteminden gelen uzaylılar(reptilianlar)masonlara piramitleri yaptırdılar ve insanları köle olarak kullandılar.Nerden mi biliyorum çünkü babam söyledi ve o da bir reptilian...Şuanda dünyanın her yerinde yeraltı üsleri var(bizim ev dahil) ve dünyada kaybolan insanları orada kafeslerde tutup üzerlerinde deneyler yapıyorlar,gıda olarak türektiyorlar.Tek taptıkları şey güç ve para..Dünyada savaşları çıkaranlar ve toplumda kargaşaya neden olanlar onlar.Onları durdurmaya çalışan uzaylı insan ırkları da var..Neyse şimdilik bu kadar yeter!


 ;D  ;D  ;D

daha komiğini bulacak varsa hodri meydan  ;D

aynı kişinin bir başka yorumu,

Masonluk=YAHUDİLERİN  köleliğidir.Yahudileri düşman bilin masonluğu ise aptallık...Yahudiler insan diiller.Sadece paraya taparlar ve kendi çürümüş ırklarını düşünürler...İnsanlar varolmak istiyorlarsa kesinlikle yahudi doktrinini dünyadan silmeliler tamamen,sapıkça ve iğrenç bir dindir yahudilik=masonluk!!!



Sevgi ve Saygılarımla...


koptum :D

ayric bir taane daha var. Ataturk u de masonlar oldurtmus. Mim Kemal Oke zehirlemis goya :D
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: bilmeliyimgalilei - Ocak 30, 2008, 02:17:59 ös
Evet yukarıdaki alıntı bir hayli komik..fakat sn.Poyraz06 söylediğiniz cümle ile ilgili herhangi bir kitap veya araştırma okuma şansınız oldumu hiç?Bu yöndeki iddialar komik değil hatta bazılar bir hayli düşündürücüdür.
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: Santander - Ocak 30, 2008, 07:28:53 ös
Masonluğa bundan sonra bir 50 bin sene daha bu suçlamalar yapılır yapanlar da çenesinin yorulduğuyla kalır.Tanrı daima iyinin yanındadır ve iftira en büyük günahtır
Başlık: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: poyraz06 - Ocak 30, 2008, 11:19:36 ös
Evet yukarıdaki alıntı bir hayli komik..fakat sn.Poyraz06 söylediğiniz cümle ile ilgili herhangi bir kitap veya araştırma okuma şansınız oldumu hiç?Bu yöndeki iddialar komik değil hatta bazılar bir hayli düşündürücüdür.

bence de oyle de onu nasil dusunebiliyor bir insan. ona cok sasiriyorum. onun icin
Başlık: Ynt: Re: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: Felix Steiner - Ağustos 26, 2011, 10:04:58 ös

Merhaba!

Masonları siz insanlara açıklayayım.Masonlar yahudi doğmayan ama yahudilerin inanç ve doktrinine sahip olan kölelerdir.Siz mason olmayan insanlarda masonların kölelerisiniz bu yüzden onlardan nefret etmek için yeterli sebebiniz var.Daha bitmedi....

Sırlarının ise hala açığa çıkarılmadığına hala şaşıyorum.Her mason her bilgiye sahip diildir elbetteki....Tamam insanlık için önemli olan sırları işte bu:Orion yıldız sisteminden gelen uzaylılar(reptilianlar)masonlara piramitleri yaptırdılar ve insanları köle olarak kullandılar.Nerden mi biliyorum çünkü babam söyledi ve o da bir reptilian...Şuanda dünyanın her yerinde yeraltı üsleri var(bizim ev dahil) ve dünyada kaybolan insanları orada kafeslerde tutup üzerlerinde deneyler yapıyorlar,gıda olarak türektiyorlar.Tek taptıkları şey güç ve para..Dünyada savaşları çıkaranlar ve toplumda kargaşaya neden olanlar onlar.Onları durdurmaya çalışan uzaylı insan ırkları da var..Neyse şimdilik bu kadar yeter!


 ;D  ;D  ;D

Ahahahahahh  :D
Aslında bana 3 yıl önce konuştuğum bir arkadaşımı aklıma getirdi. Kendisi bana annesinin bir Demon olduğunu ve Masonların pençesinden kurtulamadığını falan iddia ediyordu.
Güleriz ağlanacak halimize...
Başlık: Ynt: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: Masor1976 - Ağustos 27, 2011, 12:31:33 öö
Sayın Felix Steiner, büyü gibi şeytani ilimlerle uğraşan insanlar mevcut. Aslında bu gibi konular komik değil ciddi konular. Masonlar hakkındaki komplo teorileri nedeniyle bu tarz insanlarla özdeşleşmesinden dolayı insanlar mason denilince aklına bu tip olaylar geliyor. Ya da bu tip olayların içine düşenler mason kavramını bilinç altından çıkartıp ortaya koyuyorlar. Mason kelimesinden ürkülmesi de sanırım bundan ötürüdür. Ezoterik bir yapı olmasından dolayı insanlar bu gibi hikayelere kolay inanıyorlar. Masonlar bu forumda gördüğüm kadarıyla büyücülük gibi işlerle uğraşmadıklarını dile getiriyorlar.

Ben de meslek hayatımda benzer önyargılar yaşıyorum. Örneğin masaj yaptığım bir bayan müşterimi görünce bir erkek arkadaşım buna nasıl saldırmadan baş başa kalıyorsun diye dudağını koparır gibi ısırmıştı. Halbuki masaj anında en ufak bir cinsel dürtü uyanmıyor. Bunu bu mesleği yapmayan insana izah edemiyorsunuz.

Konuyla çok fazla bağlantılı değil fakat mühim olduğu için bir anımı anlatmak istiyorum. Büyü mevzusuna çok kafayı takan bir bayan arkadaşım var. Arada sırada muhabbet ediyoruz, konu sürekli bana büyü yaptılara çıkıyor, işler durgunsa büyü yaptılar, sevgilisinden ayrılırsa büyü yaptılar vb.. Sürekli olarak kahve falı bakıyor, kahve falına veya tarota baktırıyor, büyücülere bende büyü var mı diye baktırıyor filan. Dikkatimi çektiği kadarıyla özellikle kadınlar bu konularda çok meraklılar ve çok da para harcıyorlar. Geçen hafta tekrar görüştük ve bir büyücüye gidip büyü bozma ayini yapmışlar onu anlatıyordu ve 2 bin lira da para kaptırmış hocaya. Ona dedim ki büyü islama göre haktır yani vardır fakat büyücülük ilmi yasaklanmıştır. Sana biri büyü yaparsa Allah izin vermediği müddetçe o büyü sana tesir etmez. Örneğin insan hayatında pek çok kez alnını  sivri bir yere vurur fakat gözüne denk gelmez yakınlarına denk gelir. Gözü Allah koruyor. Aynı şekilde Allah insanı büyüden korur. Mühim olan can güvenliği için sadaka vermektir. Yani sen 2 bin lirayı hocaya vereceğine dar gelirli bir öğrenciye verseydin daha çok korunurdun.

Saygılarımla.





Başlık: Ynt: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: Felix Steiner - Ağustos 27, 2011, 09:38:30 öö
Sayın Felix Steiner, büyü gibi şeytani ilimlerle uğraşan insanlar mevcut. Aslında bu gibi konular komik değil ciddi konular. Masonlar hakkındaki komplo teorileri nedeniyle bu tarz insanlarla özdeşleşmesinden dolayı insanlar mason denilince aklına bu tip olaylar geliyor. Ya da bu tip olayların içine düşenler mason kavramını bilinç altından çıkartıp ortaya koyuyorlar. Mason kelimesinden ürkülmesi de sanırım bundan ötürüdür. Ezoterik bir yapı olmasından dolayı insanlar bu gibi hikayelere kolay inanıyorlar. Masonlar bu forumda gördüğüm kadarıyla büyücülük gibi işlerle uğraşmadıklarını dile getiriyorlar.

Ben de meslek hayatımda benzer önyargılar yaşıyorum. Örneğin masaj yaptığım bir bayan müşterimi görünce bir erkek arkadaşım buna nasıl saldırmadan baş başa kalıyorsun diye dudağını koparır gibi ısırmıştı. Halbuki masaj anında en ufak bir cinsel dürtü uyanmıyor. Bunu bu mesleği yapmayan insana izah edemiyorsunuz.

Konuyla çok fazla bağlantılı değil fakat mühim olduğu için bir anımı anlatmak istiyorum. Büyü mevzusuna çok kafayı takan bir bayan arkadaşım var. Arada sırada muhabbet ediyoruz, konu sürekli bana büyü yaptılara çıkıyor, işler durgunsa büyü yaptılar, sevgilisinden ayrılırsa büyü yaptılar vb.. Sürekli olarak kahve falı bakıyor, kahve falına veya tarota baktırıyor, büyücülere bende büyü var mı diye baktırıyor filan. Dikkatimi çektiği kadarıyla özellikle kadınlar bu konularda çok meraklılar ve çok da para harcıyorlar. Geçen hafta tekrar görüştük ve bir büyücüye gidip büyü bozma ayini yapmışlar onu anlatıyordu ve 2 bin lira da para kaptırmış hocaya. Ona dedim ki büyü islama göre haktır yani vardır fakat büyücülük ilmi yasaklanmıştır. Sana biri büyü yaparsa Allah izin vermediği müddetçe o büyü sana tesir etmez. Örneğin insan hayatında pek çok kez alnını  sivri bir yere vurur fakat gözüne denk gelmez yakınlarına denk gelir. Gözü Allah koruyor. Aynı şekilde Allah insanı büyüden korur. Mühim olan can güvenliği için sadaka vermektir. Yani sen 2 bin lirayı hocaya vereceğine dar gelirli bir öğrenciye verseydin daha çok korunurdun.

Saygılarımla.

Sayın Masor1976, büyü gibi kavramları komik bulmuyorum. Haklısınız, büyü İslam'da yasaktır çünkü kötü niyetlerle kullanılabiliyor. Ben sadece kafasından uzaylı senaryoları üretenlerden bahsediyorum. Görüştüğüm kişinin "demon"dan kastı bir çeşit reptilian türüymüş. Annesi onun yurtdışına gitmesine izin vermediği için öyle olduğunu falan düşünüyormuş, neyse.
 Yahudi ırkının insan olmayıp, aslında uzaylı olması, insanları sömürmek için gelmiş olmaları gibi şeyler bana saçma ve komik geliyor.  Bana kalırsa bu düşünce Adolf Hitler'in görüşleriyle neredeyse aynı. İsrail'in Filistin'e uyguladığı politikalar nedeniyle bütün Yahudi ırkı lanetlenip duruyor.
Masonlar konusunda insanların bilinçaltına hiç olumlu şeyler yüklenmediği konusunda sonuna kadar katılıyorum. Hep gizli, şeytani işler çeviren insanlar deniyor. Başka ülkelere ajan olarak sızıyorlar diyenler de var.  Masonların hepsinin Yahudi olması gibi anlamsız bir iddiaya hiç girmeyelim bile... Bunlar da yine dediğiniz gibi "ezoterik" bir yapı olmasından dolayı. Söylenecek bir şey yok.
Saygılarımla.
Başlık: Ynt: MASONLUĞA YÖNELİK KOMİK SUÇLAMALAR
Gönderen: Chosen - Aralık 22, 2014, 03:13:29 ös
Masonluk din değildir.