Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: koltuk meselesi...  (Okunma sayısı 2177 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 02, 2008, 02:40:50 ös
  • Ziyaretçi

kadın: hayatım yardım eder misin? şu koltuğu kaldıralım.

adam:....................

kadın: hayatım kiminle konuşuyorum ben?

adam: bilmem. seni dinlemiyordum. ama biraz düşünsen kiminle konuştuğunu
hatırlayabilirsin.

kadın: yardım etsene, kaldıramıyorum!

adam: kaldırma o zaman.

kadın: yerini değiştirmek istiyorum, kaldırmadan nasıl yapacağım, söyler
misin?

adam: yapamayacaksın, çünkü ben ve koltuk bu değişime karşıyız. dikkat
edersen ikimizde yerimizden kalkmak istemiyoruz.

kadın: beni deli etmek istiyorsun yine. ne var kalksan, iki saniye sürer.

adam: işim var.

kadın: ne işin var?

adam: oturuyorum. üstelik sadece oturmuyorum, aynı zamanda düşünüyorum da.
anlayacağın, çok yorgunum. başımı kaşıyacak vaktim yokken nasıl koltuk
kaldırırım. benim senden daha fazla yardıma ihtiyacım var.

kadın: ne yapabilirim acaba senin için.

adam: mesala başımı kaşı.

kadın: sen şimdi kalkmıyor musun?

adam: sevgilim, ben tipik bir kalkmayacak adamım. kalkacak adam böyle mi
konuşur? zaten o konuşmaz ki, direkt kalkar. ama ben oturuyor, düşünüyor ve
konuşuyorum. yani bütün kalkan adamlardan daha meşgulüm.

kadın: yani bu evdeki bütün işleri ben yapmak zorundayım öyle mi?

adam: hayır yavrum en zor işleri ben yapıyorum. oturmak, düşünmek, konuşmak
ve yazmak. bunların dördü de senin en beceremediğin faaliyetler ve takdir
edersin ki bunlar geri zekalı bir koltuğu gereksiz bir biçimde kaldırmaktan
daha ağır işler.

kadın: nasıl yani? ben oturmayı konuşmayı falan beceremiyorum öyle mi?

adam: daha temel birşeyi atladın. sen düşünemiyorsun. ama bunu sorun etmeye
gerek yok. bazı insanların işi budur. mesela geothe hayatı boyunca hiçbir
koltuğu yerinden kaldırmamıştır. ama isterse bu konuyla ilgili kitap
yazabilirdi. öte yandan tüm hayatını koltuk moltuk kaldırarak geçiren ama
tek bir satır yazamayan insanlarda var. sen hangisiyle evli olmak isterdin.

kadın: biraz daha yardım sever geothe en iyisi olurdu galiba.

adam: bunun yardım sevmekle ilgisi yok, kaldı ki ende yardım severim. hep
birileri bana yardım etsin isterim ayrıca geothe faust'u yazdı, daha nasıl
yardım bekliyorsun adamcağızdan? yani adam hem faust'u yazıp hem de
taşınmamıza yardım edemez ki.

kadın: senin gibisine düşünür falan değil tembel denir.

adam: bütün düşünürler tembeldir hayatım. senin anladığın anlamda bir
fiziki faaliyet yapmazlar ama kafalarının içinde hamal gibi çalışırlar.
mesela sen koltuk taşırken çok rahatsın ama ben o sırada kürt sorunu nasıl
çözülecek, eşcinsel bir kaplumbağa çevresi tarafından yadırganıyor mudur?
kanguruların karınları guruldadığı zaman karnındaki cepte bulunan yavru
durumdan olumsuz etkilenir mi? ya da bir balığın sesi kısılırsa bunu nasıl
anlarız gibi sorunları düşünüyorum. söylesene hangimiz daha yoğun bir
faaliyet içindeyiz?

kadın: bak şimdi lafı aldı nereye götürdü.

adam: evet götürdüm ve sen kılını bile kıpırdatmadın. o kadar lafı bir
yerden bir yere tek başıma götürmek kolay iş mi zannediyorsun? ama ben seni
yine de bu yüzden tembellikle suçlamıyorum.

kadın: güzel... ama şu anda ciddi bir sorunumuz var sayın düşünür.

adam: nedir?

kadın: bu koltuğun pencerenin önüne konması gerekiyor ama ben bunu tek
başıma yapamıyorum.

adam: hımmm.... koltuk ne diyor bu işe?

kadın: birşey demiyor. öyle lök gibi durmuş bekliyor.

adam: güzel, eşyanın tabiatına uygun bir durum. bir koltuktan da daha
fazlası beklenmez zaten. o zaman şöyle yapalım. koltuk yerinde kalsın. sen
pencerenin önüne git ve bu konuyu düşün.

kadın: hangi konuyu?

adam: konu serbest hayatım. seni sınırlamak istemiyorum. düşün yeter.

kadın: bütün bunları gereksiz buluyorsun, değil mi? çünkü sen düşünür ve
yazarsın. ama pantolonunun ütüsünde çift çizgi olursa bunu bir kavga sebebi
yaparsın. söylesene hangi ermiş ya da düşünür böyle bir şey yüzünden
delirmiştir.

adam: bir kere hemen şunu söyleyeyim: pantolonunda çift çizgi vardı cümlesi
durumu tam olarak anlatmıyor. pantolonunmda bir karayolları haritası vardı
demek daha doğru. sorun şu, ben o pantolonu sivas'a en kısa hangi yoldan
gidileceğini öğrenmek için kullanmıyorum. iznin olursa şık olmak istiyorum o
kadar. ermiş ve düşünür meselesine gelince. evet bütün iyi düşünürler
yaşamın bütün detaylarını ciddiye alır. çok daha basit şeyler yüzünden
delirmiş birçok düşünür biliyorum. mesela midyaus, pirinç pilavından taş
çıktığı için delirmiş ve elinde kaşığı olduğu halde bütün dünyayı dolaşıp
taşsız pirinç aramıştır. bu da midyaizm adlı, kısaca gereğinden fazla
mükemmeliyetçilik ya da mükemmel üstü mükemmellik arayışı diye
tanımlanabilecek bir felsefi akımın doğmasına neden olmuştur. midyaus'un
yaklaşık yirmidört yıl boyunca taşıdığı kaşıktan tek bir pirinç tanesini
düşürmemesi ise efsanesini daha da yücelten bir etken olmuştur. öte yandan
midyaus'un en iyi öğrencilerinden biri sikrindis, aynı işlemi bulgur pilavı
ile denemiş ancak sadece onbir yıl taşıyabilmiştir. onbir yıl sabırla
taşıdığı kaşıktaki bulgur taneleri, bir gece gördüğü karabasandan sıçrayarak
uyandığı sırada yere saçılmıştır. bunun üzerine sikrindis'in öğrencileri de
yeni bir öğretinin yolunu açmışlardır. onlara göre sikrindis'in gördüğü
kabus tanrının bu olaya direkt bir müdahalesi sayılmalıdır. çünkü gerçek
mükemmellik tanrıya has bir özelliktir. insanlar ancak bunu arayabilir, asla
bulamazlar. yani onlara göre midyaus bulmaya çalışıyordu, sikrindis sadece
arıyordu. midyaus imkansızı arayan bir deli, sikrindis ise gerçek bir
ermişti. anlatabildim mi hayatım?

kadın: ilginç... bu anlattıklarının hepsi doğru mu gerçekten?

adam: hayır değil. yani ben uydurana kadar gerçek değildiler. ama bundan
sonra olabilirler.

kadın: vay alçak, demek uydurdun hepsini. hay allah! alem adamsın vallahi.
neyse... haydi yardım et de şu koltuğu kaldıralım.

adam:? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ?

yılmaz erdoğan (gürbüz vural - aktuel dergisi)


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
6 Yanıt
13705 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 04, 2011, 12:56:23 ös
Gönderen: martı
5 Yanıt
3403 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 15, 2012, 09:04:18 ös
Gönderen: BULGARIA