Masonlar.org - Harici Forumu

Inanc => 3 Buyuk Din => Yahudilik => Konuyu başlatan: Daemon - Temmuz 14, 2008, 03:07:41 ös

Başlık: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Daemon - Temmuz 14, 2008, 03:07:41 ös
İnternette sıklıkla rastladığım araştırmalardan birini sizinle paylaşmak istedim

..ve İbrahim dedi;ya rab Yehova bana ne vereceksin?(tekvin bölümü 15/2-3)

''Ve tanrı Musa'ya söyleyip dedi:Ben rabbim ve İbrahim'e,ishak'a ve Yakup'a kadir olan tanrı olarak göründüm.Fakat onlara Yehova ismimle malum olmadım.''(çıkış bölümü 6/2-3)

.

''ve Saul'un kızı Mikal'ın ölümü gününe kadar çocuğu olmadı''(II.Samuel bölümü,6/23)

''Saulun kızı Mikal'ın Meholalı Barzillay oğlu Adril'e doğurmuş olduğu 5 oğlunu kral aldı''(Samuel bölümü, 21/8)

.

ve suriyeliler israil'in önünden kaçtılar.Ve Davud,suriyelilerden yediyüz araba cenkçiler ile kırk bin atlı telef  etti ve ordu başbuğu şofakı vurdu vu orada öldü.(II.Samuel bölümü 10/18)

''ve suriyeliler israili'in önünden kaçtılar.Ve Davud,suriyelilen yedi bin raba cenkçiler ile kırk bin yaya asker öldürdü.''(I.tarihler bölümü 19/18)

.

''Arahoğulları yediyüz yetmiş beş''(ezra bölümü2/5)

''Arahoğulları, altıyüz elli iki''(nehemya bölümü, 7/10)

.

''Ahazya kral olduğu zaman kırk iki yaşında idi ve bir yıl krallık etti.(II.tarihler bölümü 22/2)

''Ahazya kral olduğu zaman yirmi iki yaşında idi ve bir yıl krallık etti.(II.krallar bölümü 8/26)

.

''Ve Yakup o yerin adını Peniel koydu,Çünkü:''Allah'ı yüz yüze gördüm ve canım sağ kaldı,dedi(tekvin bölümü 32/30)

''Ve dedi yüzümü göremezsin,çünkü insan beni görüp te yaşayamaz(çıkış bölümü 33/20)

.

2. Tarihler 36:9

“Yehoyakin kral olduğu zaman sekiz yaşındaydı ve Kudüs’de üç ay on gün krallık etti, ve Rabbin gözünde kötü olanı yaptı.”

2.Krallar 24:8

“Yehoyakin kral olduğu zaman on sekiz yaşında idi; ve Kudüs’te üç ay krallık etti...

.

1. Krallar 7:26

“ Ve bir karış kalınlıkta idi; ve onun kenarı bir kase kenarı gibi, zambak çiçeği gibi işlenmişti; iki bin bat su alırdı.”

2.Tarihler 4:5

“Ve kalınlığı bir avuç idi; ve kenarı bir kase kenarı gibi işlenmişti; ve içi üç bin bat su alır ve tutardı.”

.

2.Tarihler 9:25

“ Ve Süleyman’ın atlarla savaş arabaları için dört bin ahırı ve Kudüs’teki kralın yanına yerleştirdiği onikibin atlısı vardı.”

1.Krallar 4:26

“Ve Süleyman’ın savaş arabaları için kırk bin atlık ahırları ve on iki bin atlısı vardı.”

.

2.Samuel, 24:1

“Ve İsrail’e karşı RABBİN öfkesi yine alevlendi, ve : Git, İsrail’i ve Yahuda’yı say, diye Davud’u onlara karşı tahrik etti.”

1.Tarihler, 21:1

“Ve Şeytan İsrail’e karşı kalktı ve İsraili saymak için Davud’u tahrik etti.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Daemon - Temmuz 14, 2008, 03:12:48 ös
Bu kitabı yazan hahamlar nasıl bir çalışma içine girmiş hayretler içinde kaldım. Aynı olayı farklı yerlerde bambaşka şekilde anlatıyorlar , diğerini açıp okusana ne yazdığını kontrol et , bir yerde yetmiş diyor öbür yerde yediyüz , bir yerde kırkiki yaşında diyor başka bir yerde yirmi iki , bunun tanrı kitabı olduğunu iddia etmek sevgili yahudiler kusura bakmasınlar ama hiç mantıklı değil
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: tuana - Temmuz 15, 2008, 01:09:30 öö
ruh âleminde yaşamayan bir insan ve ruh âlemini hissetmeyen bir insan kutsal kitapları anlayamaz.Herşeyde mantık aramaya kalkışırsak herşeyde bi çelişki buluruz bulamadığımız tek şey ise kesinlik olur!
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: asoraman - Temmuz 15, 2008, 05:15:49 öö
degistirilmis bir kitap ve dinden bahsediyoruz zaten  celiski olmamasi mumkun degil o anlamda.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Daemon - Temmuz 15, 2008, 10:41:27 öö
sn.tuana
burda ruhtan falan bahsetmiyoruz aynı kitabın bir yerinde "ahazya" isimli şahsiyetin 42 yaşında kral olduğu söylenirken başka bir bölümünde 22 yaşında kral olduğu söyleniyor. Yani burda ne sembolizminden ne ruhundan bahsedeceksiniz! Mantık hatası arayabilmek mümkün değil lakin tevratın %90'ı mantık hatalarıyla dolu , burda konu edilen bilgi yanlışları , rakamlar ve şahıslar üzerinden aktarılan olaylardaki çelişkiler
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: shemuel - Temmuz 27, 2008, 02:16:53 ös
sn.tuana
burda ruhtan falan bahsetmiyoruz aynı kitabın bir yerinde "ahazya" isimli şahsiyetin 42 yaşında kral olduğu söylenirken başka bir bölümünde 22 yaşında kral olduğu söyleniyor.

Onu Türkçeye çevirenlerin yapmış olduğu bir hatada olamazmı ?  yazım hatası yada telafuz hatası olamazmı?
Şu ana kadar sayısız RAbbinin,Kohenin,Hahamın gözünden kaçan bu mantık hatalarını bulma başarılarından dolayı sizi tebrik ediyorum...

Unutmayın Dünyadaki en uydurma deli saçması inançlarda bile %90 mantık hatası olmaz.
Minareyi çalan kılıfını uydurur diye bir söz vardır.
BAna sorarsanız kutsal kitapların alayı kılıfını iyi ayarlayan insanlar tarafından yazılmış  dede korkut hikayeleridir...
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: shemuel - Temmuz 27, 2008, 02:25:04 ös
degistirilmis bir kitap ve dinden bahsediyoruz zaten  celiski olmamasi mumkun degil o anlamda.
Değiştirilmiş değil Dünyaya açılmamış başkalarına inanma hakkı tanımayan..
Kur-an     da dahil hiç birinin değiştirilmesine gerek yoktur.Asırlar öncesinin anayasa ve ahlak kitapları şimdi ise tarih kitabı olmuşlar.
Nuh tufanı,Musanın deniz yarması,İsanın ölü diriltmesi,MUhammedin uçması v.b.  komik olaylar hariç zevkle okuna bilecek alt tabakaya tavsiye edeceğim kitaplar. ;)
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: bilmeliyimgalilei - Temmuz 31, 2008, 02:34:12 ös
Ben Tanriya inanan bir insanim ama bunlara benzer sayilarin birbiri ile ortusmemesi gibi celiskiler Kuranda da mevcut,Turan dursunun sitesinde bu celiskiler mevcut o nedenle bana da celiski hatasi gibi geliyor,
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Fraternis - Ekim 11, 2008, 01:41:43 öö
Elohim kim - kimlerdir?
 Eger İbranice'yi bilen bir bir arkadasimiz var ise daha ayrintili bilgi verebilir diye dusunuyorum.

Bilindigi uzere Tevrat'ta sik gecen Elohim terimi tanri YHVH ' nin diger adi gibi bilinmektedir. Ancak bir sorum var okudugum kadariyla ''Eloh'' tekil ''tanri'' anlamina gelirken ''Elohim'' tanrilar anlamini veren cogul bir kelimedir. Bu durumda ''Tek Tanrili Semavi Dinlerin İlki Yahudilik'' kitabinda gecen bu kelime eger yazarlarin bilerek yaptigi bir hata degilse kac tanriya inanir. Simdi mevzuyu biraz bilen arkadaslar bu konuda Elohim Tanriya saygidan dolayi ''siz-biz'' gibi cogul kullanilip tekil anlami veren ozel bir sozcuktur diyebilirler peki o zaman ''El'' takisi yani Mezopotamya Tanrilarinin oncusu bir tanrinin ismi orjinal bir tanriyi ifade etmek icin neden secilmistir. Kitabi yazanlar dikkatte kusur mu etmisler yoksa henuz bu ifade (elohim) yazıldıgı sırada inaclari bir panteon modeli mi gostermekteydi? bilemiyorum.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Fraternis - Ekim 11, 2008, 01:54:51 öö
ibranice'de elohim sözcüğünün karşılığı tanrılar olarak verilebilir. ancak bu tam doğru bir karşılığı vermeyecektir. bu sözcüğün mastarı "el" dir ve güç anlamına gelir; "el-oha" ise güçlü ya da güçlü olan (kişi) anlamındadır. tanrı yehova için kullanıldığında saygı ifadesi olarak eloha'ın çoğulu olan elohim kullanılmıştır. burada yaratılma oluşumu tanrının özellikleri olarak başlar, kutsal isimler olarak somutlaşır ve yaratılış dört olarak adlandırılır.

örnek:

ayet 1:27 ve allah insanı yarattı: vayivra elohim et ha adam
ayet 2:7 ve allah insana şekil verdi: yhvh elohim vayitzer et ha adam
el: güç
eloha: güçlü olan
elohim: güçlü olan (çoğul şekli, tanrı yehova için kullanıldığında tekil ve saygı ifadesi olarak çoğul şekli)
ibranice'deki bazı sözcükler elohim ya da eloha sözcüğünün mastarını içermektedir. anlamları verilerek bazı örnekler şöyledir: mikael, ismael, israel, cebrael.
yahudlier genellikle tanrıyı elohim ve yehova şeklinde adlandırmaktadırlar. elohim tanrı'nın gazapkalın yazı tarafını, yehova ise rahmet tarafınıtemsil eder. yahudiler tanrı'nın gazabından çok korktukları için elohim adını daha çok kullanmayı tercih ederler.

Alıntıdır.

Burada bir aciklama getirilmeye calısılmıs ancak detaylı bilgisi olan varsa daha kapsamlı ve tatmin edici bir acıklama okuyabiliriz.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: popperist - Ağustos 10, 2009, 11:25:51 ös
Arkadaşlar, Tevrat'ta bu çelişkilerin olduğu doğrudur, ancak Tevrat'ın yazılış biçimi sizin bildiğiniz gibi değildir.

Çok kısa anlatıcam, ileride bu konuyla ilgili genel bi başlık açabilirim.

Bilindiği gibi İsrail, Süleyman'dan sonra ikiye bölünüyor. Kuzeyde "İsrail" güneyde "Yahuda" isimli 2 devlet kuruluyor. Bu iki devlette 12 boy ayrılıyor. Güneyde toplamı diğer 11 boyun toplamına eşit bir Yahuda boyu ve 3-4 boy daha, geri kalanı da Kuzeydeki İsrail'de.

Bugünkü Tevrat çelişkilerinden en garip olanları aynı kişi hakkında bir yerde "a" denirken bir yerde "b" denilmesi. Bir kişi öyle oluyor ki, bir yerde iyi gösteriliyor, bir yerde kötü.

Bu, siyasi olarak parçalanan bir toplumun, kendi kitaplarını biçimlendirme hevesidir. İki devletin rahipleri, tevrat'ı kendi devletlerinin meşru olduğuna inandırmak ve kendi boylarından gelen nesillerin "iyi" diğerlerinin "kötü" olduğunu doktrine etmek için tekrar biçimlendirmişlerdir. Sonucunda bir yerde 22, bir yerde 42 yaşındaki karakter vardır. Bilindiği gibi Kudüs yahuda devleti içindeki hac merkezidir, kuzeydeki İsrail, vatandaşlarının düşman devlet içine girip hac yapmasını önlemek için kurban kesimini yasaklamıştır mesela ve buna benzer ayetler bugün hala elimizdeki tevratın pentatok "bereşit" bölümünde bulunur.

Sorulması gereken soru şu; Bu iki ayrı tevrat anlatısı nasıl birleşti?

Bilindiği gibi kuzey devleti 8.yy'da Asurlular, güney devleti de 6. yüzyılda Babilliler tarafından istila edildi.  İranlılar gelip Babili yıktığında, 50 yıllık sürgün hayatları sona erdiğinde, Üzeyir peygamber 'in (Ezra) Bu iki kitabı birleştirdiği söylenir. Bunun amacı da milli birlik ve beraberliği korumak için. Kimseyi kırmamak için iki kitap, aynı konuları aynı konulara geçecek şekilde birleştirildi. Yani bir kitaptan sonra bir kitap başlamadı. O iki kitabın aynı konulu bölümleri, iç içe anlatıldı. Bunu iki deste iskambil kağıdını birbirinin içine geçirmek olarak anlayabilirsiniz.

Tabi redaksiyondan ayıklanamayan bazı çelişkiler bugün görülebiliyor. Bunu "Dinde mantık aranmaz" diye geçiştirmemek lazım. Mehmet Sakioğlu'nun "tevrat'ı kim yazdı" adlı kitabını okuyabilirsiniz. Kötü bir uslubu var, ancak yazar yabancı kaynakları derlediği için, çok kötü bir uslupla yazılmış olsa da bilgi verebiliyor.

Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Asha - Ağustos 23, 2010, 11:58:14 ös
Bu konunun savunalacak bir tarafi yok. zaten yahudiler de bunu inkar ettilerini sanmiyorum. Nasil ki Tur dagina cikan Hz. Musa daha dönmeden dinlerini tahrif ettiler ise peygamberi hayatta iken bunu yapan bir zihniyet binlerce yil sonra en oz 10 kitap yazar. Apacik bir gercek karsimizda duruyor Islam ve Kur'an degismeden bugune gelen tek inanis bicimi, Hristiyanlik etkinligini iyiden iye yitirirken geriye sadece su iki inanc kaliyor Islam ve Yahudilik. Aydinlik ve Karanlik(gizem). Artik hangi rengin kime ait oldugunu ve neyi temsil ettigine siz karar verin.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: rigormortis - Ağustos 24, 2010, 12:06:31 ös
Tarihteki en önemli sembol bilimcilerin Yahudiler olduğu gerçeği doğrultusundan yola çıkarsak Tevratta mantık hataları vardır demek oldukça acımasız bir yargı olmaz mı?

Kaldı ki Musa'nın semboller ve gizemlerle örtülü bir kitap bırakıp bu sembollerin anlamlarını belli başlı kişilere öğretmiş olduğu düşünüldüğünde böyle acımasızca yargılar Tevrat'a ve Yahudiliğe saygısızlık olmuyor mu?

Sembollerle örtülmemiş mesajların kutsallığına ne kadar itibar edebiliriz?

Tevrat'ı ve Yahudiliği - Kur'an, İslam ve Müslümanlıkla kıyaslamak bu konuda kesin yargılar varmışçasına sonuçlar üretmek ne kadar doğru olur?

Müslümanlığın bozulmamış bir din olduğunu ne derecede kanıtlayamıyorsak Yahudiliğinde bozulmuş bir din olduğunu o derecede kanıtlayamayız.

Sayın Asha, neden elimizde sadece İslam veya Yahudilik veyahut Hristiyanlık olsun ki?

Sayın Fraternis, semavi dinler olarak adlandırılan tüm dinler pagan dinlerinden veya mevcut coğrafyada ki farklı inanışlardan etkilenmemişler midir?

SAYGILARIMLA...
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Escalation - Ağustos 28, 2010, 01:02:17 öö
Tarihteki en önemli sembol bilimcilerin Yahudiler olduğu gerçeği doğrultusundan yola çıkarsak Tevratta mantık hataları vardır demek oldukça acımasız bir yargı olmaz mı?

Kaldı ki Musa'nın semboller ve gizemlerle örtülü bir kitap bırakıp bu sembollerin anlamlarını belli başlı kişilere öğretmiş olduğu düşünüldüğünde böyle acımasızca yargılar Tevrat'a ve Yahudiliğe saygısızlık olmuyor mu?

Sembollerle örtülmemiş mesajların kutsallığına ne kadar itibar edebiliriz?

Tevrat'ı ve Yahudiliği - Kur'an, İslam ve Müslümanlıkla kıyaslamak bu konuda kesin yargılar varmışçasına sonuçlar üretmek ne kadar doğru olur?

Müslümanlığın bozulmamış bir din olduğunu ne derecede kanıtlayamıyorsak Yahudiliğinde bozulmuş bir din olduğunu o derecede kanıtlayamayız.

Sayın Asha, neden elimizde sadece İslam veya Yahudilik veyahut Hristiyanlık olsun ki?

Sayın Fraternis, semavi dinler olarak adlandırılan tüm dinler pagan dinlerinden veya mevcut coğrafyada ki farklı inanışlardan etkilenmemişler midir?

SAYGILARIMLA...

Bende din kitaplarının gizemini araştırıyorum ancak bazen insan kafayı yeme noktasına geliyor haklı olarak sonra araştırmayı bırakıp gidiyor. Bence bu gizem kısmı sonradan üretilen bişey matematikçiler tarafından üretilen bir newage dini diyebiliriz.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Masor1976 - Mayıs 24, 2011, 09:07:48 ös
ruh âleminde yaşamayan bir insan ve ruh âlemini hissetmeyen bir insan kutsal kitapları anlayamaz.Herşeyde mantık aramaya kalkışırsak herşeyde bi çelişki buluruz bulamadığımız tek şey ise kesinlik olur!

Buna katılıyorum.

Edebiyatla derinden ilgilenen insanlar, bir insanın yazdığı bir şiir için ciltlerce açıklamalı kitap çıkartabiliyorlar. O derece ilginç şiir yazabilen şairler vardır. Ben okusam şairin asıl anlatmak istedigini anlamam imkansızdır hatta ateistlerin dini kitaplara bakış açısı gibi okuduklarım saçma bile gelebilir  eğer o şiir ve edebiyat  ilmini bilmiyorsam.
Kaynak veremeyeceğim için üzgünüm fakat örnek olması açısından söylemek istiyorum.  Hz. Muhammed zamanında arap yarımadasında okuma yazma olmasa da hafızaları çok kuvvetli olduğu için şairlerin şiirleri dilden dile dolaşırmış. Bir kaç ünlü şairin Kuranı dinledikten sonra insan üstü bir edebi güç görerek iman ettiklerini anlatan bir olay anımsıyorum. Hatta okuduğu ayetin mana tesirinden bayılanlar oluyormuş.

Aynı şekilde Tevrat gibi ibranice eserlerin tercümeleriyle veya Kuranın Türkçe tercümesiyle insan çok şey anlayamaz. Anlasa da örneğin Kurandaki bir ayete yüzeysel bakıp Hristiyan ve Yahudileri düşman ilan edebilir ilk fırsatta bu kişileri doğramaya bile kalkabilir. Din  bir insan ömrünün yetmeyeceği kadar derin bir ilimdir o nedenle üniversitede 4 sene eğitim alan kişilere uzman gözüyle bakmak yanlıştır. Manevi tarafları zaten başlı başına her insanın kaldıramayacağı sırlar ve yükler içeriyor.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Prometheus - Mayıs 24, 2011, 11:18:55 ös
Bir kere şunda uzlaşmamız şart ki, dinlerin olduğu yerde mantık yürütülemez. Ne tevrat nede başka bir dinde mantık bulmak çok zordur. Zamanın ihtiyaçlarına göre uydurulmuş hikayelerdir. Hatta çoğu mitlerden alıntıdır.
Bazı arkadaşlar kuranın bozulmadığını iddia etseler de aslında bu konuda bile bir sürü iddia vardır. Kuranın 200 yıl sonra yazıya döküldüğü gerçeği gibi. Ancak bu tür şeyler tarih tarafından hemen yok edilir. Mesela Türklerin nasıl islamlaştırıldığını detaylı anlatmayız. Katliamlar, hainlikler ve çekilen acıların üzerine sünger çekilir. Onca şeyden sonra birde üstüne üstlük anlayış ve sevgi dini yapıveririz. Oysa hepimiz biliriz ki kılıçtan dönme diye bir terim hala köylerimizde dolaşmaktadır. Bu bile yeterli bir ispattır. Tabi saplantısı olan ve kalıplarına hapsolmuş insan değilsek.

Neyse ki her şeyin bir ömrü olduğu gibi dinlerinde bir ömrü vardır. Zaman içinde doğarlar, büyürler ve işlevsizleşmeye başlarlar.

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Masor1976 - Mayıs 25, 2011, 05:43:07 öö
Bir kere şunda uzlaşmamız şart ki, dinlerin olduğu yerde mantık yürütülemez. Ne tevrat nede başka bir dinde mantık bulmak çok zordur. Zamanın ihtiyaçlarına göre uydurulmuş hikayelerdir. Hatta çoğu mitlerden alıntıdır.
Bazı arkadaşlar kuranın bozulmadığını iddia etseler de aslında bu konuda bile bir sürü iddia vardır. Kuranın 200 yıl sonra yazıya döküldüğü gerçeği gibi. Ancak bu tür şeyler tarih tarafından hemen yok edilir. Mesela Türklerin nasıl islamlaştırıldığını detaylı anlatmayız. Katliamlar, hainlikler ve çekilen acıların üzerine sünger çekilir. Onca şeyden sonra birde üstüne üstlük anlayış ve sevgi dini yapıveririz. Oysa hepimiz biliriz ki kılıçtan dönme diye bir terim hala köylerimizde dolaşmaktadır. Bu bile yeterli bir ispattır. Tabi saplantısı olan ve kalıplarına hapsolmuş insan değilsek.

Neyse ki her şeyin bir ömrü olduğu gibi dinlerinde bir ömrü vardır. Zaman içinde doğarlar, büyürler ve işlevsizleşmeye başlarlar.

Saygılarımla...

Öncelikle sabit fikirli olmamak iyidir, kötü niyetli kişilerce kullanılmamak adına bu özellik her insanda olmalıdır. Her kez bir şekilde bir dini akıma inanıyor bu insanın ruhunda olan susama gibi bir ihtiyaçtır. Darwinist düşünce bile belli bir noktadan sonra kendilerini hedef alan ilk başlangıç nasıl oldu  soru işaretleri karşısında evreni daha gelişmiş beyin ve teknolojilere sahip uzaylıların dünyaya bıraktıkları hayatı start yapan dnalarla filan bizi yarattığına inanırlar. Bu fikri The X Files dizisini tüm bölümlerini izleyince görebilirsiniz ki çok severek izlediğim bir dizi. Sanırım bu mantaliteyi insanlara aşılamak adına hazırlanmış bir projedir. Hatta bu projelere ve şu an internette dönen sahte uzaylı istilası projesi komplo teorilerine bakınca insanların şuurunu darwinist duşunceyle ve bu tarz filmlerle sahte uzaylı istilasına hazırlıyor olabilirler diye düşündürüyor.  Amaç ise Allah inancını sarsmak ve imansız insanları bu sahte istilayla öldürerek imansız ölmelerini sağlamak olabilir. Çünkü iman ile ölmüş bir insan şeytanın işine yaramayacaktır. Kısacası şeytanla kontakt kurarak ondan emir alan çok güçlü bir cemiyetin uygulamalarıyla sarmaş dolaş yaşıyoruz da denebilir .

Bu radikal görüşleri ve manyak düşünceleri ifade ederek başlamamın asıl nedeni ise lisede felsefe adlı derste felsefi akımları incelerken bir izm çok dikkatimi çekmişti. Adını anımsayamadığım bir izm fakat fikir şuydu. Aslında dogru diye bir kavram yoktur. Süslü cümleler ve edebiyatın gücüyle insanları etkilemek ve görüşünüzü doğru diye aşılamak mümkündür. Yani "dinlerin olduğu yerde mantık yürütülemez" cümlenize katılmakla birlikte aslında tüm inanışlar çok zeki bir kaç adamın insanların mantık mekanizmasına yaptıkları ilüzyon yani aldatmaca olarak bakabiliriz bahsettiğim izme dayanarak...

Bu noktadan itibaren gözlerinizle görebildiğiniz beyaz bir duvara dinde siyah denildiği için dininizde arada kalmışlık hissiyle Allahı inkara kadar varan felsefelere bulanmak mümkündür. Fakat her ne kadar mantıksız dursa da o duvara siyah diyenlerle karşılaşınca ne ahmak adamlar diyebilirsiniz. Fakat iman kavramı bence beyinle kavranan bir kavram degil kalple hissedilebilen bir kavramdır. Bu nedenle din ruhsal gelişimini sağlayamamış kişilerin gerçek manada yaşayamayacağı ve anlayamayacağı bir şeydir. Olayı beyinle irdeleyerek insanların yapabildiği şeyler şeytani ilüzyonlara maruz kalmak olabilir.

Konu Tevrat olsada lafı geçtiği için değinmek istiyorum. Kuran harflerinin bozulmadığını hafızlar yetiştirilerek sağlanmıştır. Ki o zamanlarda insanların hafızaları çok güçlüydü. Hatta "unutmak" gibi bir kavramın olmadığı iddia ediliyor.  İslam dini her ne kadar Kuran harfleri bozulamadan gelmiş olsa da diger dinler gibi insanlarca farklı türevleri yaratılmış bir dindir.  Hemen hemen her kesimden insanı ele alırsak hep farklı bir islam anlayışıyla karşılaşmamızın nedeni budur. Yani Kuran ayetlerinin tefsirinde farklı tezler ortaya atabilmenin mümkün olması. Dünya üzerinde 1 milyona yakın çeşit Kuran tefsiri vardır. Bu çok başlılık nedeniyle islama inanan insanlar bütünleşip bir sosyal güç halini alamamışlardır. Bu saatten sonra da alabileceklerine en ufak ihtimal veremiyorum.

Ben bir müslüman olarak islamın Hz.Ali'nin vefatıyla siyasi hayattan silindiğine inanıyorum. Ki şarapla abdest alıp çıplak kadınlarla namaz kılan, peygamberin torunlarını öldürten yezid ve muaviye gibi  adamların ilk islam halifesi olması bunu destekler . Yani Türkleri katlederek islama sokma çabası onları hidayete erdirmekten çok siyasi güç gösterisi olabilir. Gerek Tevrat'taki gerek Kuran'daki savaş ayetleri bahanedir. Kaba bir tabir vardır, bazı insanların yanından geçerken şeytan besmele çeker diye.. Malesef insanoğlunun içindeki ihtiraslar ve nefs kavramı nedeniyle bozgunculuk kavramı da peşlerinden gelmektedir.

Bu gibi olumsuz insani olaylara bakıp da Allaha küsmek ne kadar doğru olur. Belki de insanlara olan güven unsurunun yerlerde sürünmesi nedeniyle Budha gibi insanlar gerçeğe ulaşabilmek adına insanlardan kaçarak mağaralara sığınmışlardır

Lafı çok uzattım galiba özür dilerim. Saygılar.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Kaufmann - Mayıs 29, 2011, 02:41:58 öö
Cok ilginc gercekten..Ilk semavi din olan Musevilik bunca yildir okunup yazilmis olmasina rahmen sizden baskasi bu yanlisliklari gormemesi gercekten ilginc. :)

Turkce cevrisinde bence hata olmus olabilir. Ibranice arapca gibi cok karmasik bir dildir.Cevrisinde kesinlikle yanlis telefuzlar olur. Mesela en basitinden bizim Turkcemiz bile cok karisik bir dildir. Osmanli Turkcesi ve gunumuz Turkcesi arasinda gercekten cok fark vardir.Birinden digerine bircok anlam bulabiliriz.Birde Zeki Muren Turkcesi var oda farkli bisi :)
Uzun lafin kisasi bence kesinlikle bir ceviri hatasidir.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Escalation - Haziran 06, 2011, 11:39:57 ös
Yazilanlari oldugu gibi anlamak gercek korluktur. Ama yine siz bilirsiniz, bugunde Israilin modern bilimle celisen bir suru uygulamasi var, dini bayramlarin disardan ithal edip mayasiz yufka ekmek yemeleri onlarda demir ve de cinko eksikligi yapmakta. Din zaten insan potansiyelini kisitlayan bir olgu.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: shakespeare - Haziran 07, 2011, 12:25:49 öö
sevivon.com adlı sitede tüm çelişkili gördüğünüz noktalara cevap bulabilirsiniz
sevgiler...saygılar...
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Waldow - Haziran 07, 2011, 01:19:36 öö
Çelişki aranırsa her dinde bulunabilir. Bu birazda bizim orada yazılandan ne anladığımıza bağlı. Dinin kuralları belli ve doğmatiktir. Ya inanırsınız ya inanmazsınız.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Prometheus - Haziran 07, 2011, 01:27:00 öö
Biraz eksik olsa da fikrinize aynen katılıyorum sayın Waldow.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Waldow - Haziran 07, 2011, 01:34:52 öö
Mesajımda eksik olduğunu düşündüklerinizi yazar mısınız Sn.Prometheus. Böylelikle bende yeni bir şeyler öğrenmiş olurum belki.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Kaufmann - Haziran 07, 2011, 01:48:30 öö
Bence zaten tum dinler bir erkek tarafindan yazildigina isaret ediyor gibi... Surekli isin sonunda kadinlarla odul,akan sarap nehirleri,sonsuz zevkler falan filan... Kadin kismina Islam dahil diger tum dinlerdede avucunu yalamak dusuyor.. O yuzden Deizm :)
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Prometheus - Haziran 07, 2011, 01:59:27 öö
Mesajınız miktar olarak eksik. Yani o kadar yazıyla bir dini tanımlamak zor. tabi ki size upuzun yazılar yazın demiyorum. O kadar kelime bende olsam ancak bu kadar anlatabilirdim. Belirtmek istediğim buydu.

Sayın Kaufman, ben olsam o yüzden deizm diyemezdim. Bir inancım varsa bunu diğer inançların boş görünmesinden dolayı olmaz, inandığım şeyin altını doldurabildiğimden dolayı olurdu.



Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Kaufmann - Haziran 07, 2011, 02:04:47 öö
Sayin Prometheus, inandiginiz degerlerin altini doldurma cogu zaman koru korune inanmaya gecer.Dinlerde cogu zaman koru korune inanmaya iter insanlari.Cogu esitlikten bahsederken halbuki daha ilk dakikada kadinlar arkaya diyerek yenilmis olur.Bu noktadan sonra soleyecegi her soz malasef ilk hatalari dogru yapmaz.. Dimi?
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Prometheus - Haziran 07, 2011, 02:08:31 öö
Sitede hanüz tamamlamadığım bir yazı dizisi var, dilerseniz okuyun. Belki demek istediğimi daha iyi anlatabilirim
http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=12248.0 (http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=12248.0)

http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=12271.0 (http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=12271.0)
3. ve son bölümüde yakında yayınlayacağım.

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: smyrnali - Haziran 07, 2011, 09:00:38 ös
Şeytanın cennetten kovulmadan önceki ismiydi lucifer henüz Adem ve Havva yaratılmamışken.Tanrı'nın en çok sevdiği en gözde meleğiydi,favorisiydi.

Şeytan, önceleri Tanrı'nın yaratmış olduğu parlak ve öncü meleklerden biriydi. Tanrı' nın melekler ordusunda çok önemli bir yeri ve görevi vardı.
Öyle ki luciferin anlamı light-bearer yani ışığı getiren ve morning star-venüs yani sabah yıldızıydı.

Ezekiel 28:12–19: "..güzellerin ve bilgelerin en mükemmeliydin. Eden'de, Tanrı'nın bahçesindeydin. Giysilerin hep güzel taşlarla – yakut, zümrüt, aytaşı, beril, onix, safir, turkuazla - ve altın işlemelerle süslüydü. Bunlar sana sen yaratıldığın gün verildi. Seni kudretinle ve gücünle bekçim yaptım. Tanrının kutsal dağına gidebiliyor ve ateş tarlalarında yürüyebiliyordun. Yaptıklarından tamamen muaf tutulurdun ta ki için kötülükle dolana dek. Bu varlık içinde bile daha büyük şiddet yarattın ve günahkar oldun. Seni tanrının dağından men ettim ve seni bekçilik ettiğin ateş tarlalarından sürgün ettim. Güzelliğin yüzünden için kibirle doldu ve bilgeliğini kendi ünün için harcadın. Seni içine hapsettiğim ateşle beraber dünyaya attım. Seni takip edenlerle beraber sonunuz ateşler içinde küle dönecek. Çok feci bir sona geldin."
  
sayfa basındakı alıntılardan aldım...
simirnalica yorumlayalim mi?

Yaratımda ilk cennet ve meleklerin mevcudiyeti vardır. sonrada Ademin yaratılısı.......
Butun guzellikler,muhtesem yaratımın gorkemini  zenginligini kapsayan ödul mekan cennet ...
ve guzellik,bilgi,zenginlik, lusiferde mevcut...yarataldıgı gun verildi......
Kudret ve gucunden dolayı bekci.... demekki bunlarada sahipti,ates tarlalarında yurumesi ,ates onu yakmiyor.Tanrının kutsal dagına girmesi...
Tanrının en yuce yeri neresi? dunyada baktıgımızda daglar yucedir ulasılması zordur.

Cennet dedigimiz mekanda temiz guzel erdem olan her sey var...ve melekler Allaha kosulsuz iman ederler..
onlarda tabiyet var ,lucifer yada seytana sunulan yaptiklarindan muaf olus var,yani sen Tanri gibisin denmis.

Insandada benzer durumu goruyoruz.......
Hani ayete der insani kendi suretimde yarattim, sana şah damarindan yakinim,sende gizliyim ,ozgur iradeyi vermis,yeryuzune halife kilmis,buradaki tanim insanda mevcut degilmi ?cennet ve cennettede tum bu oduller sunuluyor ve secimlerde  hata varsa ates cehennem .....

Yaratim zenginlik ve sinirsizlik icinde ve  buyumekte ise kosulsuz ibadette olan itaakar meleklerin icinden birinin tezati kutbiyeti ortaya cikartmasi gerekmez mi ? bunu kim yapiyor iclerinde en guzel en akilli olan,bilge olan yapiyor,
Yani sen en mukkemel en Tanrisal sifatlarin icinde(Tanrinin daginda) olsanda guc ve bilgelik icindede olsan, kibir ve kotuluk ile bu gucu ve bilgiyi kullandiginda surgun ediliyorsun ,icine hapis ettigim ates dedigi ates , cehennem atesi yada nefretin ,ofkenin atesi bu seni hep yakacak..

Dunyaya atilmak bir düşüş, bir ceza,  tekamul denen prgramda her varlik yukselis hedefinde kaybettiklerini kazanmak cabasindadir,
buda sanirimin yaratimin cemberi.





Araf (11-25): Andolsun, size yeryüzünde imkan ve iktidar verdik. Sizin için orada birçok geçim imkanları da yarattık. Ama siz ne kadar az şükrediyorsunuz! Andolsun, sizi yarattık. Sonra size şekil verdik. Sonra da meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” dedik. İblisten başka hepsi saygı ile eğildiler. O, saygı ile eğilenlerden olmadı. Allah, “Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?” dedi. (O da) “Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın” dedi. Allah, “Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddine değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın” dedi. Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver.” Allah da, “Sen süre verilenlerdensin” dedi. Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım.” “Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın.” Allah dedi ki: “Yerilmiş ve kovulmuş olarak çık oradan. Andolsun, onlardan sana kim uyarsa sizin, hepinizi cehenneme doldururum.” “Ey Âdem! Sen ve eşin cennette kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.” Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedi kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı.” “Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim” diye de onlara yemin etti. Bu sûretle onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü. Derhal üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rableri onlara, “Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?” diye seslendi. Dediler ki: “Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.” Allah dedi ki: “Birbirinizin düşmanı olarak inin (oradan). Size yeryüzünde bir zamana kadar yerleşme ve yararlanma vardır.” Allah dedi ki: “Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan (mahşere) çıkarılacaksınız.”


Adem icin butun melekler saygi ile egildi.....seytan haric...seytan bir bilgedir,ve yaptiklarindan muaf .... burada su soruyu sormazmiyiz?.secde etmemeside onun secimi ,bu hak ona verilmis,neden cezalandiriliyor?

Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedi kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı.” “Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim” diye de onlara yemin etti.

Burada adem ve havvada melekmis demmek ki....seytan onlara ,ogut vererek bilgi vererek bilgiyi dusunmeyi iradeyi acmis olmuyormu?


Burada itaat etmemesine karsilik bir nevi Allahla pazarlik ediyor...bir nevi anlasma var aralarinda.....
(seytan pazarlik ediyor Allahla ama adem ve havva dan hic ses cikmiyor,nedense pazarlık edebılecek kadar yetkımı yok?bılgı mı yok? )
“(Öyle ise) bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver.”
- “Sen süre verilenlerdensin.
Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım.” “Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın.

demekki burada anlasmali bir prgram yapiliyor...
Bu prgram geregi ilk Tanrisal vasiflarda iyi guzellik bilgeligin kendi icinden ayrilmasi  yine  bilgeligi temsil eden  bir saf ,kibir ve gucu kotuye kullanmak yolu ile ayrisiyor....sonrada elma hikayesi ve adem ile havvanin yasaklari cignemesi yolu ile birbirine karsi saf olmasi basliyor......
“Birbirinizin düşmanı olarak inin (oradan). Size yeryüzünde bir zamana kadar yerleşme ve yararlanma vardır.” Allah dedi ki: “Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan (mahşere) çıkarılacaksınız.”
butun bu yaratim prgraminin basladigi tek yerden ayrilip cikis var ,yaratim cesitlilik ve cogalmaya ayrila ayrila basliyor.

 Buradan su sonunclara gidebilirmiyiz?
 Bilgi,guc,ozgur irade ....bunlarin birlikte uygunluk ve uyumu ile Tanrisal vasiflara sahip oluyor,kendine hizmette yada kotuye kullanimi varligi dusurur......bilgi guc ve irade kullanimini Ademe gosterip ogreten seytan ışıgı getirendir,
isik bilgidir,tanrisal guctur, tehlikelidir ve kazanmak zordur ...butun yaratimin amaci isiga ulasmak...guneslede sembol edilen RA bilgilerinde anlatilan misirda /dinlerde gecen ,bilgelik noktasidir.
 
Birde soyle bakalım olaya seytan ademe secde etmedi ,ondan ustun oldugunu soyledi.....buna kibir diyoruz.. kibir  varlıgı dusurur kabul...
Seytan tek yaradici Allahi biliyordu ve Allahin yarattigi Ademe secde etmedi....Allaha sirk kosmak istemedi...
yada seytan bılge bıle  olsa her seyı bılen degıl...bu yuzdende <Hani ayete der insani kendi suretimde yarattim, sana şah damarindan yakinim,sende gizliyim ,ozgur iradeyi vermis,yer yuzune halife kilmis >dedimiz olayda , ALLAH ademin  suretinde kendini sakladi ve seytan saygı ile eğilmedigi adem dediginda sakli olani goremedi gizli bir sirkmi yapti ?

guc ve bilginin bekcisi şeytan goruyor..bunu iyi guzel kullanmazsan ceza var ..şeytanda sembolik olarak bir anlatı olamazmı? bu melek olunca iyi guzel tanrısal vasıf....kotu olunca cenneten atılan cezalanan varlık.insanin seytani yani akil zeka ve guc,meleksi yani sevgi sefkat itaatkarlik gibi ?


ki bence su meshur prometheus hikayeside bir lusifer hikayesidir.
Tanrilardan atesi insanlara getiren ve bunun cezasini goze alan prometheus insanlara (ates ) ayni zamanda bilgiyide getirmisti..
mitler/dinler sembolikte olsa ayni hikayeleri insanlara getirir sunar ......bliginin ozu ayni sadece zaman ve mekan degismistir..

(bu ıkılık yada dualıte  olayında kademlı olarak düşüş surdukce farındalık kavramı kayboldu.bu yüzdende dınler hatırlatıcı olarak verıldı.Ademın dını yoktu, aracıyada ıhtıyacı yoktu ,yaratıcı ıle dırek ırtıbatı vardı...)
Banada  burada mıkserlık duştu ben karıstırdım bilen düzeltsin:))
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: AQUA - Haziran 07, 2011, 10:13:47 ös
Hala varoluşunu tam  olarak bilemeyen insanoğlunun '' kendini  anlamlandırma  çabasından''  başka bir şey değil gibi   geliyor; birbirini  farklarla  tekrar eden  benzer hikayeler.Hepsi  kendi  içinde yarattığı  sembollerin yansıması, en kolayıda hazır  olana inanmak.
Saygılarımla
AquA
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Alşah - Haziran 07, 2011, 11:46:04 ös
       Sayın smyrnali, Kutsal kitaplarda  çelişkiler çok rastlanan bir durumdur. Ne yazık ki; bu çelişkileri tartışabilecek  ortamlar maalesef mevcut değildir. Bildiğiniz üzre , gerek Tevrat ve gerekse Kur'an'a  inananlar bu konularda tartışmayı kolay kolay kabul etmezler.
      Saygılar-sevgiler.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: smyrnali - Haziran 07, 2011, 11:51:05 ös
Çelişkilerin olması bizim sorgu yapmamız icin olabilirmi? inanc imanla karısmamalı...inanclar sorgulanabilmeli....İsanında inanclarda uyarısı vardır.kuranında .....bana atanızdan gordugunuz inancla gelmeyin der.sorgularak anlıyarak inanarak iman onemli.....körükörüne olan degil.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Alşah - Haziran 08, 2011, 12:11:27 öö
        Sayın smyrnali, benim sözünü ettiğim şey,  reform gibi. Mümkün mü ?
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Hacamat - Haziran 08, 2011, 12:16:54 öö
Pan'ın Labirenti
Sayın smyrani, yazınızı okuduğumda bu film geldi aklıma.
Hayatın kendisinde çelişki vardır. Tüm dinleri bir tarafa koyun, ( dünyada hiç din olmadığını farzedin) hayata çıplak bakın bu çelişkiyi net görebilirsiniz.
Tevrat ''ışık yokdu'' diye başlar, devmında ''ışık vardı'' demez. Konu başlığındaki yazıları okuduğumda ,net bir çelişki ortaya konulmamış ayrıca.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: smyrnali - Haziran 08, 2011, 12:19:57 öö
Tevrat ''ışık yokdu'' diye başlar,
Dogru ısık karanlıktan dogdu..celiski yoksa  mesele de yok ne guzel:))
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: AQUA - Haziran 08, 2011, 12:20:05 öö
Herşeyi bir  bütün  olarak  algıladığınızda çelisen bir sey yok, denge  ve  düzen var.
Aqua
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Mustafa Kemal - Haziran 08, 2011, 12:23:40 öö
Aslında tam olarak "ışık yoktu" demez... Işığın da herşeyle birlikte yaratıldığını anlatır. Big Bang'den çok farklı değil yazanlar :)

Yar.1: 1 Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

Yar.1: 2 Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu.

Yar.1: 3 Tanrı, "Işık olsun" diye buyurdu ve ışık oldu.

Yar.1: 4 Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.

Yar.1: 5 Işığa "Gündüz", karanlığa "Gece" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu.

Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: smyrnali - Haziran 08, 2011, 12:30:20 öö
Sunu belirtmek isterim ki benim karanlık kelimesinden algım gece yada kötuluk degildir.Bu tabirler icin de karanlık kullanılır.
Karanlık yaratıcının bilinmezligi algılarımızın ötesini SIR dedigimiz kısım olarak idirak ediyorum.
Ayna olmak kelimesindede  herkesin birbirine ayna olamacagınıda belirtigim olur.Ayna olabilmek icinde sırra vakıf olmak gereklidir diye dusunurum :)
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: AQUA - Haziran 08, 2011, 12:38:18 öö
Ama  bütün bu  tanımlamalar insan gözüyle bakıldığında yapılabilecek  tasvirler.Işık  da karanlıkta bizim fiziksel  özelliklerimizle algılayabildiğimiz, isimlendirdiklerimiz.
Saygılarımla
AquA
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Alşah - Haziran 08, 2011, 12:54:06 öö
      Sayın AQUA,
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: AQUA - Haziran 08, 2011, 01:04:45 öö
Işık dediğimiz dalga boyu ama biz siddetini  parlaklık  olarak  algılıyoruz.Her dalga boyunuda cıplak  gözle göremiyoruz mor  ve kızıl  ötesi ışınımlar gibi.Karanlık  denilen şey ısığın  yokluğu,oysa karanlık diye bir sey yok.Bu durumda  hangi karanlık  hangi aydınlık.
Saygılarımla
AquA
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Masor1976 - Haziran 10, 2011, 04:06:00 ös
Düşünmesini engelleyemediğiniz bir beyniniz varsa bu tarz konular beyninizin yoğurup şekil vermeye çalıştığı bir olgu halini alır ve bu binlerce yıl sürebilir.

Baştan pes etmek gibi görülebilir fakat  kitaplarını bir kenara bırakırsak Allah'ı anlayamadığımızı ve anlayamayacağımızı düşünüyorum. Bunu düşünmemin nedeni ise bize verilen imkanların cüzi(sınırlı) olması... Cüzi bir beyin ve güçle külli(sınırsız) bir gücü ve beyni nasıl anlayabiliriz bu mümkün müdür? Deizm veya Ateizm cüzi bir beynin külli bir akıl karşısında yenilgisinden ibaret bir görüntüdür kanaatimce.

Bence Allahın bizden beklediği şey: "Allahlık isteme kulluk iste"... (bu cümle kimindi hatırlayamıyorum)

Saygılarımla..
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: 418 - Temmuz 14, 2011, 11:31:59 öö
merhaba,

öncelikle şunu belirtmeliyimki, tanakh'ı anlamak kolay değildir , bunu 1 kere okuyuşta kavramanız mümkün değildir, ibranicede harfler'e sayılar tekabul eder, sayılara anlam yüklenir bunları anlamak kolay değildir iyi bir zeka ve zaman gerektirir, özellikle bu işle uğraşan yahudiler zeki insanlardır onlar bile kitabı yorumlarken zorlanırlar , kriptoloji ile ilgilenen arkadaşlar varsa bilirler, bir kriptoyu kırmak kolay değildir,(algoritma vs.. belli değilse) ayrıca museviler bu yazılanları günlük kelime kelime cümle cümle çalışırlar ve anlamak için kafa yorarlar.... tabiki normal bir insan okuduğunda çelişki görmesi doğaldır.....
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: smyrnali - Temmuz 14, 2011, 01:01:26 ös
sevgili masor1976

"Allahlık isteme kulluk iste"......haklısın,

Kullukla baslanıyor, gözün zirvede ise ilk basamaktan cıkmaya baslamak gerekli ...hele bir baslansında sonrası gelir ,zirveye cıkılamasada oldugun yerde saymaktan  iyidir :)))

minik bir tavsiye ,kısıtlama zihnini, kendine  mahkumiyet duvarları örme derim..
 farkındalıklı olursan ,örecegin   duvarlar ilk bilgiyi toplamakla ,işçilıkle örulmeye baslanıyor ,ögrenip sindirdikce binayı insa ediyorsun.( ister han yap ister hamam,istersende mabed..)  o binanın efendisi olursun,bir sure sonra  saltanının kolesi olmamak icin yada binada hapis olmamak icin onu yıkıyorsun.....sonsuz sınırsızlıga kanat cırpmak icin ..

Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Masor1976 - Temmuz 14, 2011, 01:43:36 ös
Sayın Smyrnali insan istese de hatta silah zoruyla bile zihnini sınırlandıramaz.

Kulluk kavramı fiziksel bakışla ilk basamak gibi yani sürünme dönemi gibi duruyor fakat aslında o son basamaktır insan için. Kul olabilmek için nefsi emmareyi geçebilmek gerekir ki bu gerçekten de zor bir kavramdır. Yani kısaca özetlemek gerekirse evrim teosininin manevi hayata yansıtılması gerekiyor. Yani maymundan insana dönüşmek gerekiyor. :)

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: smyrnali - Temmuz 14, 2011, 01:56:47 ös

o sınırlar maselef var ve kaynagı korku..

Kuluk kavramı nefıs terbıyesı baslar,Allaha kul olmak icin ibadetlere baslarsın ,

Temizlik ögrenirsin abdestle,kibrini yere surersin namazla .. belını ,dilini terbiye edersin ,sabırı ögrenirsin oruçla ... sevgı ,sefkat,edep, hormet,tevvekul etmeyı ogrenırsın, her daım onun huzurunda olmayı ögrenırsın..kullugun bıttıgı yerde ,gelen hak gıden hak..sende en el hak :))
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: smyrnali - Temmuz 14, 2011, 02:01:53 ös
İnsanı kendi suretimızde yarattık denmesinin sırrıda burada ..evrim dedigin gibi bilincten geciyor ..:)
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Masor1976 - Temmuz 14, 2011, 02:11:24 ös
Sayın smyrnali konu tevrat olduğu için tasavvufi konulara girersek tepki çekebilir. Fakat kısaca şöyle demek istiyorum. İnsan olmak çok zor bir meseledir. Dediğiniz gibi bilinç olarak da insanlaşmak da gerekiyor. Fakat tasavvufçulara göre  insanoğlunun  manevi sureti genelde insan değildir. Kalp gözü açıldığı taktirde pek çok insanın eşini yuvasını terketmesinin nedeni budur. Biraz korku filmi senaryosu gibi oldu :)

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: ceycet - Temmuz 14, 2011, 03:59:46 ös
Nasıl yani?....

Tevrat'ta çelişki var,Kuran'da yokmu?...

Zaten,içrek unsurları göz ardı edersek;ne Tevrat'tan nede Kuran'dan ne anlayabiliyoruz.

Lütfen birisi bana söyler mi,kabukçu zihniyetle okunan ve anlaşılmaya çalışılan kutsal metinlerin neresinden kim ne anlıyor...

Sünnet denilen kavram,Kuan'ın neresinde yazıyor,hatta daha ileri gidelim mi,"Namaz kılın"diye bir telkin veya onun ritüellerine yönelik bir tanımlama hangi kutsal metinde var?

Var ise de,olduğunu iddia edenler bana açıklayabilirler mi doğuştan cenneti  hak eden veya hak etmeyenlerin kul olma samimiyeti ne derecede öngörülebilir?

Artık yaşadığımız yüzyılın zamanın hangi diliminde olduğunu anlamamız gerekmiyor mu?

Hala çocuklarımıza bu hurafeleri mi dayatacağız?...

Birisi bana söylermi?...Müslüman olmanın öncül şartı olan şehadette,ilk müslüman olan İslam peygamberi,kendi,kendine mi şehadet etmiştir?...

Veya bilinen anlamıyla kılınan namaz esnasında ettehiyatü suresinin okunuşunda ki son ayette,İslam peygamberi "Ne"demektedir?

"Ben senin elçin olduğuma şahitlik ederim"Doğru mu?

E doğru!....

O nun elçisi olmayan var mı?

Demiyor mu,insan türü benim halifetullahımdır diye...


Neyse,yeniden biraz daha kısa deyip noktalıyalım.


Saygılarımla....

Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Masor1976 - Temmuz 14, 2011, 04:13:09 ös
Sayın Ceycet, dini inanış aşk gibidir, birinin ölümüne aşık olduğu bir kadının suratına bile bakmak istmeyebilirsiniz  örneğin. Deist yaklaşımla her dini kendi ayetleriyle çürütebilirsiniz fakat bu sadece mantığı çürütebileceği için insan kalbine etki etmez ve insanlar bu dine inanmaya devam ederler.

Ki genelde kutsal metinlerin özünde Allah insanın yaptıklarına amellerine ve beyin yapısına değil kalbine bakıyor. Eğer insanlar bu aşk ateşini hissedebiliyorsa islam olmuş, hristiyan olmuş, musevi olmuş hiç farketmez. Eğer hissedemiyorlarsa islam olmuş, hristiyan olmuş, musevi olmuş hiç farketmez.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: ceycet - Temmuz 14, 2011, 04:33:20 ös

Sayın Ceycet, dini inanış aşk gibidir, birinin ölümüne aşık olduğu bir kadının suratına bile bakmak istmeyebilirsiniz  örneğin. Deist yaklaşımla her dini kendi ayetleriyle çürütebilirsiniz fakat bu sadece mantığı çürütebileceği için insan kalbine etki etmez ve insanlar bu dine inanmaya devam ederler.




Ki genelde kutsal metinlerin özünde Allah insanın yaptıklarına amellerine ve beyin yapısına değil kalbine bakıyor. Eğer insanlar bu aşk ateşini hissedebiliyorsa islam olmuş, hristiyan olmuş, musevi olmuş hiç farketmez. Eğer hissedemiyorlarsa islam olmuş, hristiyan olmuş, musevi olmuş hiç farketmez.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Sayın Mason 1976



Allah,nereden nereye bakıyor?...

Allah nere de?....

Uzakta,gökte oturup bizleri seyreden bir Allah'mı var?...

Hangi Aşk?...

Aşk'tan anlaşılan "Ne"dir"?....

Ölümüne,dolayısıyla yok olduğuna inanılan bir kadına nasıl aşık olunur?...

Ölüm,yok oluşmudur,yoksa değişimmi?...

Şahdamarımızdan daha yakın olduğu kutsal sayıldığı öngörülen metinlerce onaylanmış bir Allah,neden farklı dinleri telkin eder?...

Size hiç vahiy gelmiyor mu?....

Niye "Kul"olma kavramı...

Allah niye kul ister?...

Niye,halifetullah olanlar "Kul"olarak tanımlansın?...


Daha binlercesini yazabilirim,ama yanlış anlaşılmaktan korkarım.Zira,inanın ki bendeniz Tanrı'ya kesinlikle inanırım.Ama bana dayatılana değil!...

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Masor1976 - Temmuz 14, 2011, 04:48:45 ös
Sayın Ceycet tabi ki aşk kavramı çok derin bir kavram. Benim kanaatimce insanlar bir mıknatısa benziyor Allah da öyle. Ve mıknatısın birbirini çektiği gibi aşk insanı Allah'a doğru çekiyor. Bir kadına aşık olmaya da şöyle bakıyorum. Şöyle düşünelim bir masanın üstüne bir büyük mıknatıs ve bir ufak mıknatısı koyarsak çekim sırasında ufak mıknatıs büyüğe doğru sürüklenecektir. Bu çekim esnasında ufak ve büyük mıknatıs arasına silgi gibi bir cisim  koyarsak ufak mıknatıs bu silgiye yapışır. ufak mıknatıs silgiden çekim aldığını ve aşkı bulduğunu zanneder. Bir kadına aşık olan her erkek bunun cinsel çekim olmadığını anlayabilir ve daha seksi kadınlarda bu hazzı tadamazlar.

İslami kaynaklara göre her keze vahiy gelir. Hz. Muhammed'in "salih rüyalar paygamberlikten bir cüzdür" şeklinde hadisini anımsattı bana. Diğer anımsadığım ise rahmetli Necip Fazıl'ın bir eserinde dikkatimi çeken bir yazısıydı. Ona göre şiir rahmani veya şeytani ilhamlardır ve insan ürünü değildir.

Kısacası benim kanaatimce insan hangi dinden olursa olsun aşkı hissediyorsa boşta değildir. Hissedemiyorsa derdine çare bulması çok zor ve onu hiç bir din ve inanış kurtaramaz.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: karahan - Temmuz 14, 2011, 05:13:25 ös
İnsanın hissettiği aşk nedir peki.Tasavvufi gözle baktığında kabuğa göre kula yada kadınadır içrek baktığında yani öze göre ise allahadır.insanın allaha aşık olabilmesinin küçük bir dışa yansımasıdır kadın erkek aşkı eğer çok derinse bu aşk insanı kendinden geçirip vecd haline getirip mecnun edebiliyorsa olmuşsun sende mevlana ile şems gibi demektir.anlatılan her kavram yada görüntüde özü yakalamaya uğraşırsan eğer aslında hiç bir şey bizimle ilgili değildir herşey allahadır.insanın vecd hali kaç türlü olabilir diye sormak biraz beyin fırtınası için iyi gelir
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Masor1976 - Temmuz 14, 2011, 05:26:47 ös
Sayın Karahan çok güzel ifade etmişsiniz. Fakat bir kadına aşık olan bir insan aşkı bulmuş sayılmaz. Sadece bir engele takılmıştır bu yolculukta. Fakat aşk kavramının tadının neye benzediğini hissedebilmek açısından değerli bir deneyimdir. Zaten zamanla çekim bitecek ve aşk da bitecektir. İnsanoğlu da cinsel anlamda hoşlandığı bir başka insanda tekrar aşkı tadabileceği bir kadın arayışına geçecektir. Farkındalık bu konuda çok mühim. Aklıma bir hikaye geliyor. Bir gurup gezgin bir köye uğrarlar ve halka "burada güzeller var mıdır?" diye sorarlar. Adamın biri onlara "Ahmetin  kızı 19 yaşında şöyle güzel böyle güzel, mehmetin kızı şöyle böyle" diye anlatmaya başlar. Gezginler der ki "Biz onlara güzel demeyiz Allaha yakın olanlara güzel deriz" diye cevap verirler.



Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: shakespeare - Temmuz 14, 2011, 05:34:18 ös
nasıl bir geleceğe ve nasıl bir dünya ya gidiyoruz
yaşanılanların değilde , yaşanacakların ve geleceğin çelişkileri üzerine biraz da dursak
otomobilimize parça alır gibi kök hücrelerimizden üretilen ve doğal uyumlu organ satın almamıza şurda 3-5 sene kaldı
şu haber bir bakalım


Kök hücreden diş yaptılar
Japon araştırmacıların izlediği teknikle üretilen dişlerin tanesi 6 bin liraya mal oluyor.
   
ntvmsnbc ve Ajanslar
Güncelleme: 11:24 TSİ 14 Temmuz. 2011 Perşembe
Tokyo Üniversitesi uzmanları, ilk kez laboratuvar ortamında kök hücreden tam diş geliştirdiklerini duyurdu.

Araştırmacılar, laboratuvarda süt dişinin özünde bol miktarda bulunan kök hücrelerini çeşitli kimyasallar ve vitaminlerle karıştırıp beklemeye bıraktı. Beş gün sonra ufak bir diş tomurcuğu oluştu.

Bu tomurcuk daha sonra özel yapılmış plastik bir kaba konarak bir farenin vücuduna yerleştirildi. Bu sayede büyümesi için gerekli vücut sıvılarına ve kimyasallara maruz kalan tomurcuk, 60 gün içinde tam bir dişe dönüştü.


Büyümesi tamamlanan diş, daha sonra farenin çene kemiğine yerleştirildi. 6 hafta sonra dişin çene kemiğine kaynadığı gözlemlendi. Diş minesi, kıkırdak ve sinir hücreleri gibi gerçek bir dişte bulunan bütün özelliklere sahip olan yapay diş, kişinin kendi kök hücresiyle geliştirildiği için son derece doğal bir görünüm sağlıyor. Tanesi 2 bin sterline (6 bin TL) takılacak dişlerin, kişinin ağız yapısına da kolayca uyum sağladığı belirtildi.

devrim!!!

sevgiler...saygılar...
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: karahan - Temmuz 14, 2011, 05:38:23 ös
Aşkın birçok tanımı vardır ama beni en çok etkileyen ise tasavvufi tanımı olmuştur.sizin yukarıda bahsettiğiniz tanımın aşkla alaakası yoktur bugün bu kadın yarın başkası tanımı aşkla ilintili değil.kadın erkek aşkı doğru gözle bakıldığında insanın ayaklarını yerden kesip bir vecd hali yaratıyorsa o aşk artık kadın ile erkeğe ait bir kavram olmaktan çıkar,tıpkı rahman ve rahimin birleşmesi gibi tekliğe giden yolu bulursun.Vahdeti vücut felsefeside işte bu tekliğin peşindedir.Teke ulaşıp tekliğin içinde kendi varlığını unutma hali.Allah bunun örneklerini yeryüzünde insana bakabilen için vermiş kabukla değil özle ilgilenen herkesin aslında çok çabuk görebileceği birşeydir.mesela benim idrak ettiğim bir örnektir kadın ile erkeğin cinsel ilişki sırasındaki beyinle uyumlu çiftlerin o kendilerinden geçiş halini neye benzetebilirsin yada ömer hayyamın rubailerind anlattığı sarhoşluktaki vecd hali,böylesi bir çok örnek tekliğe ulaşma isteğine örnek verilebilir.

o yüzden tekliğe ulaşmak isterken habire yol değiştirilmez(başka kadına yada başka erkeğe aşık olma hali)o yolda insanlar o zaman kesintiye uğrarlar varmak istedikleri hedefe kolay varamazlar ne tat aynı taddır nede öz aynı kalır.bir kadına aşık olmak ve o yola o aşık ile devam etmek daha mantıklı ve daha kolay bir yoldur.her çiçekten bal alan aşıktan yolcu olmaz
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Masor1976 - Temmuz 14, 2011, 05:45:50 ös
Sayın Karahan, karşı cinse duyulan aşk duygusunun ilahi aşkla aynı olduğunu savunmak aşkı ufaltmak anlamına gelir. Benzeşme olabilir. Cinsel ilişki sırasında yaşanılan orgazmı bir dervişin vecdine benzetmek gibi.. Yaşamayanın asla bilemeyeceği duygulardır bu nedenle yaşanılan duygulardan örnek verilmek suretiyle ilahi aşkın neye benzeyebileceğini tahmin edebiliyoruz. Bence farklı kulvardaki hazlar bunlar.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: karahan - Temmuz 14, 2011, 05:53:08 ös
Benim anlattığım ve verdiğim örnekler farklı şeyleri anlatmak istedim ben sizin anladığınız ile benim anlatmaya çalıştığım şey farklı aslında bu kabuğa bakmaktan içi göremiyorlar deyişinede örnektir biraz.Allah yeryüzündeki herşeyi bakmasını bilenler için kendi suretine yaratmış ve yine bakanlar için yeryüzünde örnekleri var demiş.Aşkın tanımını ufaltmıyorum tersine anlatmak istediğim aslında daha büyük bir şeydi.Mevlana ile şems arasındaki ilişkiyi o dönem konyalılar cinsellik olarak anlamlandırmışlardı şemsin başına gelenler o iddia üzerinedir çoğunlukla ama gerçek ise tam tersi idi ikisinin arasındaki aşk tekliğe yönelikti birbirlerinde onu bulup anlamışlardı.

örnekleri farklı yoruumlamaya çalışın bence özüne bakın.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Masor1976 - Temmuz 14, 2011, 06:00:34 ös
Sayın Karahan dediğiniz gibi aynı şeyi anlatmaya çalışıyoruz. Hayatında hiç muz yememiş birine muzun tadını  anlatmaya çalışsaydım muhtemelen kavunun tadını  örnek verirdim. Fakat asla anlatamazdım sanırım.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: karahan - Temmuz 14, 2011, 06:18:13 ös
güzel örnek
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Makbenah - Temmuz 26, 2011, 08:25:00 ös
Alıntı
ibranice'de elohim sözcüğünün karşılığı tanrılar olarak verilebilir. ancak bu tam doğru bir karşılığı vermeyecektir. bu sözcüğün mastarı "el" dir ve güç anlamına gelir; "el-oha" ise güçlü ya da güçlü olan (kişi) anlamındadır. tanrı yehova için kullanıldığında saygı ifadesi olarak eloha'ın çoğulu olan elohim kullanılmıştır. burada yaratılma oluşumu tanrının özellikleri olarak başlar, kutsal isimler olarak somutlaşır ve yaratılış dört olarak adlandırılır.

örnek:

ayet 1:27 ve allah insanı yarattı: vayivra elohim et ha adam
ayet 2:7 ve allah insana şekil verdi: yhvh elohim vayitzer et ha adam
el: güç
eloha: güçlü olan
elohim: güçlü olan (çoğul şekli, tanrı yehova için kullanıldığında tekil ve saygı ifadesi olarak çoğul şekli)
ibranice'deki bazı sözcükler elohim ya da eloha sözcüğünün mastarını içermektedir. anlamları verilerek bazı örnekler şöyledir: mikael, ismael, israel, cebrael.
yahudlier genellikle tanrıyı elohim ve yehova şeklinde adlandırmaktadırlar. elohim tanrı'nın gazapkalın yazı tarafını, yehova ise rahmet tarafınıtemsil eder. yahudiler tanrı'nın gazabından çok korktukları için elohim adını daha çok kullanmayı tercih ederler.

Alıntıdır.

Burada bir aciklama getirilmeye calısılmıs ancak detaylı bilgisi olan varsa daha kapsamlı ve tatmin edici bir acıklama okuyabiliriz.


Sayın  Fraternis,
Bir Rav'ın (Hahamın) yazdığı kitaptan okuduğuma göre e-lo-him sonunda -him kökü itibariyle eril bir anlam taşır.Rav,kitabında bunu Tanrı'nın hem adaleti sağlayan sert tarafının hem de şefkatli ve sevecen tarafının belirtilmesinde kullanıldığını söylüyor.Yani şefkatli ve sevecen tarafından bahsederken A-do-nay ve adaleti gerçekleştiren sert tavırlı tarafından bahsederken E-lo-him kullanılıyor.Bunu da en iyi Şema duasında görmek mümkün.
Yahudilik.yapısı itibariyle çok tanrıcılığa,iki tanrıcılığa karşı olan bir din dolayısıyla zaten bunun açıklamasının başka türlü olması beklenemezdi.Yahudilikte Tanrı, kadir-i mutlak ve tektir.
Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Tevrattaki çelişkiler
Gönderen: Ares - Şubat 09, 2016, 12:59:27 öö
Çelişkilerin olması bizim sorgu yapmamız icin olabilirmi? inanc imanla karısmamalı...inanclar sorgulanabilmeli....İsanında inanclarda uyarısı vardır.kuranında .....bana atanızdan gordugunuz inancla gelmeyin der.sorgularak anlıyarak inanarak iman onemli.....körükörüne olan degil.

İman etmek başlı başına bir bağlanmadır. Körü körüne deyimi ile bütünleştiğini anlamamak güç değil.

Öncelikle inançlar sorgulanamaz. İnançları sorgulamak bir dini inancı barındırmayan bireyler için geçerlidir o halde inancın sorgulanması inanan birey için geçersiz bir kullanımdır.

İsa'nın inançlarda uyarısı vardır demişsiniz. Bunlar nedir bilmek isterim?

Bana atanızdan gördüğünüz inançla gelmeyin demişsiniz. İnanç geçmişten gelerek geleceğe taşınan bir öğreti olarak nitelendirilir. İnanç şekillenip, evrilip, değişimlere uğrar.