Masonlar.org - Harici Forumu

Diger => Guncel Konular => Konuyu başlatan: amurdad - Ocak 12, 2010, 04:14:34 ös

Başlık: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: amurdad - Ocak 12, 2010, 04:14:34 ös
   Bu hafta meclise gelmesi beklenen bir yasa tasarısı var sağlıkta tam gün çalışma yani artık doktorlar,üniversitedeki öğretim üyeleri part time çalışıp özel muhayenelerine gidemeyecekler.Bunun yerine tam gün hastahanelerde duracaklar maaşlarına belli oranda yüzde seksenler nispetinde iyileştirme olucak ve mesaiyeye kalabilecekler,böylece doktor açığı karşılanmış olucak.

   Doktorun ben senin derdinden anlamam bir de özel muhayeneme gel devri bitmiş olucak.Siz bu yasayla değişmesiyle kimleri haklı buluyorsunuz hükümeti mi? Doktorları mı?

   Diğer bir konu ilaç fiyatlarında düşme ve eczanelerin verdiği tepki hükümetin de  marketlerde bile ilaç sattırırım demesi.Hem eczacıların kar oranı düşüyor hemde ilaç fiyatları bu vatandaş için güzel ama eczacılar ilaç sektörünün eczacıların elinde kalan ilaçları yeniden fiyatlandırmadığını belirtiyorlar.Eczacıların bu diklenmesi sizce haklı mı?

   Peki sağlık emekçileri hak aramak için görevlerini bırakıp veya dükkanlarını kapatıp gösteri yapabilmeli mi onların yokluğunda hastahaneler nasıl işliyor.?

   Sağlık,temel ihtiyaçlar gibi konularda birlik olma odalaşma sendikalaşma nasıl olmalı.?Vatandaşların hakkı peki ne olucak.En sonda ulaşım krizi yaşanmıştı bir çok tren sefer yapmamış yolcular yolda kalmıştı.

   Bu bağlamda nerdeyse herkezle kavgalı olan hükümet oy kaybediyor mu?Gerçekten hükümet vatandaşın mı hakkını savunuyor.Hükümet nasıl yuzde kırksekiz alıyor.Biz bize kaba kuvvetini gösterenimi seviyoruz?......

Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: amurdad - Ocak 12, 2010, 04:19:59 ös

CNNTURK'UN HABERİ
Doktorlar ya hastanede ya da muayenehanede çalışacak. Yaklaşık iki yıldır tartışılan Tam Gün Yasa Tasarısı Meclis'e sunuldu. Tasarı ile sağlık personelinin çalışma koşulları düzenleniyor.
     

Üniversite ve sağlık personelinin tam gün çalışmasına ilişkin yasa tasarısı TBMM Başkanlığı'na sunuldu.

Tasarı, Sağlık Bakanlığı'na Bağlı Sağlık Kurumları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanun'da yer alan "serbest çalışıp çalışmaması" ibaresini "tetkik, eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetleri" şeklinde düzenliyor.

Tasarıya göre, personelin katkısıyla elde edilen döner sermaye gelirlerinden personele bir ayda yapılacak ek ödemenin tutarı, ilgili personelin bir ayda alacağı aylık (ek gösterge dahil), yan ödeme ve her türlü tazminat (makam, temsil ve görev tazminatı ile yabancı dil tazminatı hariç) toplamının; klinik şefleri ve şef yardımcıları ile uzman tabip kadrosuna atanan profesör ve doçentlerde yüzde 800;ünü geçemeyecek.

Bu ödemeler, uzman tabip ve tıpta uzmanlık mevzuatında belirtilen dallarda bu mevzuat hükümlerine göre uzman olanlar ile uzman diş tabiplerinde yüzde 700, pratisyen tabip ve diş tabiplerinde yüzde 500, idari sağlık müdür yardımcısı, hastane müdürü ve eczacılarda yüzde 250, başhemşirelerde yüzde 200, diğer personelde ise yüzde 150 ile sınırlı olacak.

İşin ve hizmetin özelliği dikkate alınarak yoğun bakım, doğumhane, yeni doğan, süt çocuğu, yanık, diyaliz, ameliyathane, kemik iliği nakil ünitesi ve acil servis gibi hizmetlerde çalışan personel için yüzde 150 oranı, yüzde 200 olarak uygulanacak.

Nöbet hizmetleri hariç olmak üzere, mesai saatleri dışında gelir getirici çalışmalarından doğan katkılarına karşılık olarak tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlara bu oranların yüzde 30;unu, diğer personele yüzde 20;sini geçmeyecek şekilde ayrıca ek ödeme yapılacak.

Sözleşmeli olarak istihdam edilen personele yapılacak ek ödemenin tutarı ise aynı birimde aynı unvanlı kadroda çalışan ve hizmet yılı aynı olan emsali personel esas alınarak belirlenecek ve bunlara yapılacak ek ödeme hiçbir şekilde emsaline yapılabilecek ek ödeme üst sınırını geçemeyecek.

Üniversite elamanları

Yükseköğretim Kanununa göre Sağlık Bakanlığı merkez teşkilatı ile bağlı sağlık kurum ve kuruluşlarında görevlendirilenler, aynı maddede belirtilen ilave ödemelerden yararlanmamak kaydıyla, Bakanlık merkez veya bağlı sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yaptıkları unvan için belirlenen ek ödemeden faydalandırılacak.

Sağlık kurum ve kuruluşlarında ihtiyaç duyulması halinde, ilgilinin isteği ve kurumlarının onamasıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevli sağlık personeli, haftanın belirli gün veya saatlerinde veya belirli vakalar ve işler için görevlendirilebilecek. Yıl veya ay itibarıyla belirli bir süre için görevlendirme halinde bu kişilere, sadece görevlendirildikleri sağlık kuruluşundaki döner sermaye işletmesinden ödeme yapılacak.

Belirli bir vaka ve iş için görevlendirilenlere ise kadrosunun bulunduğu kurumdaki döner sermaye işletmesinden yapılan ödemenin yanı sıra, katkı sağladıkları vaka ve iş dolayısıyla görevlendirildiği sağlık kuruluşundaki döner sermaye işletmesinden, toplamda tavan oranları geçmemek üzere döner sermayeden ek ödeme yapılacak.

Tıp fakültelerinde de tam gün çalışma

Tasarı, Yükseköğretim Kanunu'nda da değişiklikler içeriyor. Buna göre, öğretim elemanları, üniversitede devamlı statüde görev yapacak. Bu durumda, üniversitelerin tıp fakültelerinde görev yapan öğretim elemanları da tam gün çalışacak.

Öğretim elemanları, bu Kanun ile diğer kanunlarda belirlenen görevler ve telif hakları hariç olmak üzere, yükseköğretim kurumlarından başka yerlerde ücretli veya ücretsiz, resmi veya özel başka herhangi bir iş göremeyecekler, ek görev alamayacaklar, serbest meslek icra edemeyecekler.

Öğretim üyesi, kadrosunun bulunduğu yükseköğretim birimi ile sınırlı olmaksızın ve ihtiyaç bulunması halinde görevli olduğu üniversitede haftada asgari on saat ders vermekle yükümlü tutulacak. Öğretim görevlisi ve okutmanlar ise haftada asgari oniki saat ders verecekler.

Öğretim elemanlarının, ders dışındaki uygulama, seminer, proje, bitirme ödevi ve tez danışmanlıklarının kaç ders saatine karşılık geldiği; kendi üniversitesi dışındaki devlet veya vakıf üniversitelerine bağlı yükseköğretim kurumlarında haftada verebileceği azami ders saatleri ve uzaktan öğretim programlarında verdikleri derslerin örgün öğretim programlarında verilen kaç ders saatine karşılık geldiği YÖK tarafından belirlenecek.

Rektörlerin ders zorunluluğu yok

Rektör, rektör yardımcısı, dekan, enstitü ve yüksekokul müdürlerinin ders verme yükümlülüğü bulunmayacak. Dekan yardımcıları, enstitü ve yüksekokul müdür yardımcıları ve bölüm başkanları, bu madde hükümlerine göre, haftada asgari beş saat ders vermekle yükümlü olacak.

Öğretim elemanları; ilgili kurumların talebi ve kendisinin kabul etmesi, üniversite yönetim kurulunun uygun görmesi ve rektörün onayı ile ihtiyaç duyulan konularda, özlük işlemleri kendi kurumlarınca yürütülmek kaydıyla, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında geçici olarak görevlendirilebilecek.

Bu şekilde görevlendirilenlerin, kadrosunun bulunduğu yükseköğretim kurumlarındaki aylık ve diğer ödemeler ile öteki hakları devam edecek. YÖK, bağlı birimleri ve Üniversitelerarası Kurul ile Adli Tıp Kurumunda görevlendirilenler hariç olmak üzere bu fıkra uyarınca görevlendirilenler döner sermayeden yararlanamayacak.

Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile dernek veya vakıfların yönetim ve denetim organlarında görev yapanlar bakımından ayrıca bir görevlendirme kararı aranmayacak. Ancak, bu görevler, öğretim elemanının bu Kanundan kaynaklanan mesaisini aksatmayacak şekilde yürütülecek.

Üniversitelerde döner sermaye

Yükseköğretim kurumlarında üniversite yönetim kurulunun önerisi ve YÖK'ün onayı ile döner sermaye işletmesi kurulabilecek. Kurulacak döner sermaye işletmesinin başlangıç sermayesine ilgili yükseköğretim kurumu bütçesinde bu amaç için ödenek öngörülmek şartıyla katkı sağlayabilecek.

Döner sermaye işletmesi faaliyetlerinden elde edilen gelirler, birimler itibarıyla ayrı hesaplarda izlenecek.

Döner sermaye işletmesine tahsis edilen sermaye, üniversite yönetim kurulu kararı ile artırılabilecek. Artırılan sermaye tutarı yıl sonu karlarından karşılanacak.

Ödenmiş sermaye tutarı, tahsis edilen sermaye tutarına ulaştıktan sonra kalan yıl sonu karı, döner sermaye işletmesinin hizmetlerinde kullanılmak üzere ertesi yılın gelirine ilave edilecek.

Döner sermaye işletmesinden verilen hizmetler dolayısıyla öğretim elamanları adına her ne nam altında olursa olsun ayrıca ücret talep edilemeyecek.

Tıbbı cihaz alımı

Süreklilik arz eden hizmet alımları ile maliyeti yüksek ve ileri teknoloji ürünü olan tıbbi cihazların hizmet alımı yoluyla temini veya kiralanması için döner sermaye kaynaklarından gelecek yıllara yaygın yüklenmelere girişilebilecek.

Döner sermaye gelirlerinden tahsil edilen kısmın asgari yüzde 5;i, üniversite bünyesinde yürütülen bilimsel araştırma projelerinin finansmanı için kullanılacak. Bu oranı artırmaya üniversite yönetim kurulu yetkili kılınıyor.

Bilimsel araştırma projelerine ilişkin ödenekler, üniversite yönetim kurulunca gerekli görüldüğü takdirde, her bir proje için avans verilmek suretiyle de kullandırılabilecek.

Döner sermaye payları

Tıp ve diş hekimliği fakülteleri ile sağlık uygulama ve araştırma merkezlerinin hesabında toplanan döner sermaye gelirleri bakiyesinden, bu yerlerde; gelir getiren görevlerde çalışan öğretim üyesi ve öğretim görevlilerine aylık (ek gösterge dahil), yan ödeme, ödenek (geliştirme ödeneği hariç) ve her türlü tazminat (makam, temsil ve görev tazminatı ile yabancı dil tazminatı hariç) toplamından oluşan ek ödeme matrahının yüzde 800;ünü geçemeyecek.

Bu oran, araştırma görevlilerine ise yüzde 500, bu yerlerde görevli olmakla birlikte gelire katkısı olmayan öğretim üyesi ve öğretim görevlilerine yüzde 600, araştırma görevlilerine ise yüzde 300 olarak uygulanacak.

Devlet Memurları Kanununa tabi personel (döner sermaye işletme müdürlüğü ve döner sermaye saymanlık personeli dahil) ile sözleşmeli olarak çalışan personele ek ödeme matrahının; hastaneler başmüdürü için yüzde 250;si, başhemşireler için yüzde 200;ü, diğerleri için yüzde 150;si, işin ve hizmetin özelliği dikkate alınarak yoğun bakım, doğumhane, yeni doğan, süt çocuğu, yanık, diyaliz, ameliyathane, kemik iliği nakil ünitesi ve acil servis hizmetlerinde çalışan personel için yüzde 200;ü geçmeyecek şekilde aylık ek ödeme yapılacak.

Sözleşmeli personele yapılacak ek ödeme matrahı, sözleşmeli personelin çalıştığı birim ve bulunduğu pozisyon unvanı itibarıyla aynı veya benzer unvanlı memur kadrosunda çalışan, hizmet yılı ve öğrenim durumu aynı olan emsali personel dikkate alınarak belirlenecek. Emsali bulunmayan sözleşmeli personelin ek ödeme matrahı ise brüt sözleşme ücretlerinin yüzde 25;ini geçemeyecek.

Mesai dışı çalışma

Nöbet hizmetleri hariç, mesai saatleri dışında gelir getirici çalışmalarından doğan katkılarına karşılık olarak da personele unvanlarına göre, yüzde 50 ile yüzde 20;sini geçmeyecek şekilde ayrıca aylık ek ödeme yapılacak.

Yükseköğretim kurumlarının tıp ve diş hekimliği fakülteleri ile sağlık uygulama ve araştırma merkezlerinde ihtiyaç duyulması halinde ilgilinin isteği ve kurumlarının onamasıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevli sağlık personeli, haftanın belirli gün veya saatlerinde veya belirli vakalar ve işler için görevlendirilebilecek.

Belirli bir vaka ve iş için görevlendirilenlere, kadrosunun bulunduğu kurumdaki döner sermaye işletmesinden yapılan ödemenin yanı sıra, katkı sağladıkları vaka ve iş dolayısıyla görevlendirildiği sağlık kuruluşundaki döner sermaye işletmesinden, bu maddede belirtilen esaslar çerçevesinde ve toplamda tavan oranları geçmemek üzere döner sermayeden ek ödeme yapılacak.

Rektörlere ek ödeme

Rektör, rektör yardımcısı ve genel sekreterlere, gelir getirici katkılarına bakılmaksızın, üniversite yönetim kurulunun uygun gördüğü birimin döner sermaye hesabından yönetici payı olarak ayrılan tutardan ek ödeme yapılacak. Yapılacak ek ödemenin tutarı, ek ödeme matrahının, rektörler için yüzde 600;ünü, rektör yardımcıları için yüzde 300;ünü, genel sekreterler için yüzde 200;ünü geçemeyecek.

Döner sermaye gelirinin elde edildiği birimlerin dekan, başhekim ve enstitü ve yüksekokul müdürleri ile bunların yardımcılarına, gelir getirici katkılarına bakılmaksızın, görev yaptıkları birimin döner sermaye gelirlerinden yönetici payı olarak ayrılan tutardan ek ödeme yapılacak. Yapılacak ek ödemenin tutarı ek ödeme matrahının, dekan, enstitü ve yüksekokul müdürü için yüzde 250;sini, bunların yardımcıları için yüzde 100;ünü; tıp ve diş hekimliği fakülteleri dekanları ile sağlık uygulama ve araştırma merkezleri başhekimleri için yüzde 500;ünü, bunların yardımcıları için yüzde 300;ünü geçemeyecek.

Bu tasarının kanunlaşarak Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte kısmi statüde görev yapan öğretim üyelerinden, yayım tarihinden itibaren altı ay içerisinde talepte bulunanlar, devamlı statüye geçirilecek. Bu süre içerisinde talepte bulunmayanlar istifa etmiş sayılacak.

Tıbbi kötü uygulama

Kamu sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, tıbbi kötü uygulama nedeniyle kendilerinden talep edilebilecek zararlar ile kurumlarınca kendilerine yapılacak rüculara karşı sigorta yaptırmak zorunda olacak. Söz konusu sigorta priminin yarısı kendileri tarafından, diğer yarısı döner sermayesi bulunan kurumlarda döner sermayeden, döner sermayesi bulunmayan kurumlarda ise kurum bütçelerinden ödenecek.

Özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan ya da mesleklerini serbest yapan tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, tıbbi kötü uygulama nedeni ile kişilere verebilecekleri zararlar ile bu nedenle kendilerine yapılacak rücuları karşılamak üzere mesleki mali sorumluluk sigortası yaptıracaklar.

Haftalık çalışma süresi

İyonlaştırıcı radyasyonla teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerlerde çalışan personel için haftalık çalışma süresi 37,5 saat olacak. Bu süre içinde Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte belirtilen radyasyon dozu, limitleri ayrıca dikkate alınacak.

Söz konusu çalışma süresi içinde doz limitlerinin aşılmaması için alınması gereken tedbirler ile aşıldığı takdirde izinle geçirilecek süreler yönetmelikle belirlenecek.

Nöbet ücretleri

Yataklı tedavi kurumları, ağız ve diş sağlığı merkezleri ve 112 acil sağlık hizmetlerinde, haftalık çalışma süresi dışında normal, acil veya branş nöbeti tutan ancak bu nöbet karşılığında kurumunca izin kullanmasına müsaade edilmeyen memurlar ile sözleşmeli personele, izin suretiyle karşılanamayan her bir nöbet saati için (nöbet süresi kesintisiz 6 saatten az olmamak üzere) ücret ödenecek.

Ücretler, tasarıda hazırlanan gösterge rakamlarının, aylık katsayısı ile çarpılmasıyla hesaplanacak. Ancak ayda 130 saatten fazla çalışma süresi için ödeme yapılmayacak. Ücretler, damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmayacak.

Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurum ve kuruluşları ile üniversitelerin ilgili birimleri, Bakanlık ve üniversitelerce karşılıklı olarak işbirliği çerçevesinde, birlikte kullanılabilecek. Birlikte kullanım ve işbirliğine ilişkin mevzuat hükümleri çerçevesinde, döner sermaye gelirlerinden personele yapılacak ek ödemelere ilişkin esaslar, Maliye Bakanlığı ve YÖK'ün görüşü alınarak, Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek.

Türk Silahlı Kuvvetleri kadrolarında bulunan personelden, rütbelerine göre, öğretim üyesi tabip, uzman tabip, uzman diş tabibi, tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatındaki dallarda bu mevzuat hükümlerine göre uzman olanlar, tasarıda belirtilen oranları geçmemek üzere, orgeneral aylığının brüt tutarı ile çarpımı sonucu bulunan miktarda sağlık hizmetleri tazminatı, ayrıca ödenecek.

TSK'nın sağlık personeli ihtiyacı

Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanlığına bağlı eğitim hastaneleri ile askeri tıp fakültesinde öğretim üyesi veya tabip ihtiyacı doğması halinde, TSK Sağlık Komutanlığının talebi üzerine, Sağlık Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurulu tarafından öncelikli olarak görevlendirme yapılacak.

TSK'ya bağlı sağlık kurum ve kuruluşlarında ihtiyaç duyulması ve TSK Sağlık Komutanlığının talep etmesi halinde, Sağlık Bakanlığına bağlı kurum ve kuruluşlarda veya üniversite hastanelerinde görevli öğretim üyeleri ile diğer sağlık personeli, haftanın belirli gün veya saatlerinde ya da belirli vakalar ve işler için, Sağlık Bakanlığı veya
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: ozak1977 - Ocak 12, 2010, 05:06:53 ös
Bu güzel gelişmelere ek olarak yeşil kartları kaldırıp  yerine SGK sağlık güvencesi yapalım ki  tam olsun yoksa olmaz :)
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: cardiffmonster - Ocak 15, 2010, 01:19:39 öö
Hem güncel hem de sağlık sistemini damardan etkileyecek tasarıya bir yorum yapılmaması ilginç.....

Zannederim tabip odaları ve birliği tam gün yasasında doktorların tercihinin aksine hareket ediyor...

Şahsen, kim olursa olsun halkın ilaç alımında ve sağlık hizmetinde aksamaya yol açacak hareketleri haksızdır. Bu hak ararken, başkasının hakkına zarar verme ve kendisini de haksız duruma düşürecek bir harekettir (eczacıların eylemi ve muhtemel doktorların yapacağı eylemler)..

Şahsi düşüncem, özellikle son durumda eczacılar odasının *SGK'nın tek tek sözleşme yapmasında* yürütmeyi durdurma çabası, tamamen haksız bir hareket -hukukidir ayrı konu- Bu işlemi çok daha önce ilk tasarılar yapılırken yapmaları gerkiyordu...  Şu an hükümet de aynı agresiflikte  ve hukuken vatandaş ihtiyacı olan ilacı sigortasından karşılanamayacak duruma düşerse , faturasını hem eczacılar hem hükümet öder....
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: cardiffmonster - Ocak 20, 2010, 09:08:27 ös
Dün bu konu ile ilgili, tam gün yasa tasarısına karşı doktorların eylemi gerçekleşti.

Daha doğrusu gerçekleşemedi, anladığım kadarı ile doktorların çok düşük bir oranı iş bırakma eylemine katılmış hatta, bir kaç ildeki tabip odası eyleme katılmayacaklarını açıklamış. Bana ilginç gelen, meslek odaları ile meslek erbabları arasında bir anlayış farkı mı var? Yahut meslek odaları ve birlikleri, işin fiiliyatından habersiz mi çalışıyor?

saygılar
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: merimac - Ocak 21, 2010, 12:16:47 öö
Henüz sadece 9 kişi oy kullanmış ama sonuçlara göre aramızda eczacı yada doktor olmadığı kesin:)

Yalnız Doktorlar haklı  0 (0%)
Yalnız eczacılar haklı  0 (0%)
Hem doktorlar hem eczacılar haklı  0 (0%)
Hükümet haklı  6 (66.7%)
Kararsızım  3 (33.3%)
 
Toplam oy: 9

Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: cardiffmonster - Ocak 21, 2010, 08:00:49 ös
Haklısınız sn merimac,

Zannederim çok ilgi çeken bir konu değil üyelerce. Ancak, benim şahsen tanıdığım doktorlar bu tasarıdan genel itibarla memnun, sadece yaptırım ve içerik kısmen eleştiriyorlar. Ek olarak da tabib odalarının aksine, daha sonradan yapılabilecek eklentilerin de dahil edilmesini yönünde düşünüyorlar.... Bilmiyorum şahsen siyasi-idaresel olması gereken tartışmaların medya ve meslek odalarının siyasi-hizipçi yaklaştığını düşünüyorum.... Gerçi şu durumda çok da yorum/tartışma yapılabilecek bir zemin de yok aslında.

saygılar
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: amurdad - Ocak 22, 2010, 11:33:43 öö
   Böyle önemli bir konu veya güncel bölüm neden masonlar.org'ta ilgi çekmez bunu anlamak mümkün değil bende sizlere katılıyorum eskiden olsa herkez görüşünü yazardı..Forumda rasyonel olmayan şeyler daha çok tartışılır oldu.

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: erdal - Ocak 22, 2010, 12:30:47 ös
saglıkta tam gün yasa tasarısında bir çok taraf var.kafalar karışık. çok boyutlu bir yasa . uluslar arası ilaç ve malzeme boyutu var, hükümet boyutu var doktorlar boyutu var ,eczane boyutu var, bütün bunların yanında halk,ssk emekli ,sigorta vs boyutu var , bütün bunların yanında haklılık demek yerine kim güçlü ona bakmak lazım. kararı sonuçta haklı degil güçlü veriyor. bekleyelim görelim. görelim bakalım.
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: amurdad - Ocak 22, 2010, 05:46:01 ös
saglıkta tam gün yasa tasarısında bir çok taraf var.kafalar karışık. çok boyutlu bir yasa . uluslar arası ilaç ve malzeme boyutu var, hükümet boyutu var doktorlar boyutu var ,eczane boyutu var, bütün bunların yanında halk,ssk emekli ,sigorta vs boyutu var , bütün bunların yanında haklılık demek yerine kim güçlü ona bakmak lazım. kararı sonuçta haklı degil güçlü veriyor. bekleyelim görelim. görelim bakalım.

İşte simdi ne oluyorda ilaç fiyatları yarıyarıya düşüyor ne oluyorda doktora önce ssk hastanesinde kal deniyor bundan önce güçlülerin yönettiği iktidardan yoksa haklıların yönettiği iktidara mı gidiyoruz yani halk daha mı çok egemen...?(Ben tarafsızım..)
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: cardiffmonster - Ocak 22, 2010, 07:27:19 ös
San amurdad'ın vurguladığı gibi ben de tarafsız gözlemimi belirtip biraz derinleştirmek, başka ifade ile kuyuya bir taş atmak istiyorum.

Az sayıdaki bir kaç yazıma *siyasi* ya da başka türlü tepki gelmişti, buna rağmen, belirli bir taraf ithamı olursa da -gerekçesi ile- açıkca belirten olursa sevinirim...

Şu ana kadar ki eczanelerin eylemi ve sağlık-sosyal güvenlik sisteminin temelden değişmeye başladığı aşikar olarak herkes görebilir. Sn erdal, ana başlıklarını yazmış zaten, ilaç fiyatları birden yarı yarıya düşüyorsa, ve şu andaki fiyatlarda avrupa ortalaması dikkate alınarak hazırlanmışsa, benim anladığım, senelerdir hastaların parası *çalınmış*. Dahası, sosyal güvenlik sistemi de dahil edilirse, devletin/milletin parası çalınmış.

Geçen aylarda bir ameliyat geçirdim şahsen yaşadığım, kendi sigortamı yaptırdığım halde, muayene katkı payı adı altında cüzi bir bedel ödedim. Az veya çok önemli değil, sosyal güvenlik sisteminin maddi olarak artık tıkandığının göstergesi olarak, sigortasını ödeyen bir insandan ek bedel tahsil etmek zorunda sistem.... -Daha önceki İlaç firmalarının ve sistemin çatlaklarının artık kırılma noktasına geldiğinin işareti olarak algılıyorum bunu.... Düşündüm ki, herhangibir asgari ücretli çalışan insan da bunu ödemek zorunda kalıyorsa, hukuken, sistemin acziyetini gözler önine sermeye yetiyor bile.... Artı ameliyat sonrasi aldığım ilaçlar için ödemem gereken para da cabası onu da yazmadan geçemiycem.

Şimdi, eczacıların eyleminde, benim gördüğüm, gerekçe olarak hükümetin zincir marketler ve zincir eczaneler adı altında sisteme yabancı sermayeyi dahil etmeye çalışması en temel dayanak idi. Hatta, bunu öne sürerek SGK'nın uygulamasını , ana hattıyla - ilaç fiyatlarının düşürülmesini engellemeye çalıştılar. Sonrasında, eczacılar birliği en başta yapması gereken hukuki yolu kullanarak sistemin neredeyse tıkanması noktasına getirmeyi göze aldı. Bu durum şahsen beni aşırı derece rahatsız etmişti ayrı konu...

İlaç sektörünün birilerine peşkeş çekilmesi gerekçesi, kesinlikle dikkate alınması gerken birnokta olsa da, mevcut durumda çoğu eczanenin, *kardan zarar* ettiğini yakından tanıdığım eczacıların kendisi söyledi, diğer konulardaki ihtilafların da, özellikle ellerinde kalan eski fiyatlı ürünlerin, idari hukuk yolu ile çözülebileceğini kıt hukuk bilgimle ben bile söyleyebilirim....

Bunu mütakip, tam gün yasasında, eczacılar birliği ile tabipler birliğinin tepkileri oldukça benzerdi. Ancak doktorların katılımı ve desteği meslek odasının aksine, oldukça tasarının destekleyicisi bir durum sergiledi. Ki benim gördüğüm, tabip odalarının medyaya yansıyan eylemlerinde, tasarının içeriğinde, düzeltilmesi gereken yerlerini hiçbir şekilde vurgulamıyorlar. Hatta, gene aynı tabiri kullanıcam, benim bildiğim ve anladığım kadarı ile,  bu kanun, daha sonra yapılacak çeşitli düzenlemelerin altyapısı olma niteliğinde.

Eğer kimse çalıştığının karşılığını alamıyorsa, doktorlar bari alsınlar ki diğer sahalara da örnek olsun temennisi ile....

Ayrıca, Türkiye'deki çalışma şartları ve sağlık gibi hassas olan bir alanın çalışma şartları aşikar. Sistemi istismar eden çalışanlar zaten herşeyden müstesna.... Ben bir hasta olarak, halen biliyorum, birçok hastanede hatta küçük kasabalarda bile, istismarcı doktorlar mevcut. Benim verdiğim primden ve vergiden yapılan yatırımlarla açılan bir hastaneden faydalanma hakkımı kullanmama engel teşkil eden her uygulamayı ve yaklaşımı tepki ile karşılamak hakkımdır

Bu kanunda, doktorların maaşlarına, özellikle klinik şefi olmuş, kariyerinin doruğunda olanlara, özel sektörde bile kimsenin alamayacağı kadar bir maaş verilecek. Bu göze batar batmaz ayrı konu, bu maaşı hakedip etmedikleri de ayrı bir tartışma konusu. Ancak, ben hastaneye gittiğimde, doktorun beni başka bir özel kuruma yönlendirmesini, yahut bende ek bir özel muayene parası almasını engelleyecekse, ve ben muayene olurken, benden daha cahilane yaklaşımlarda bulunmayacaksa, bu kanun iyidir diye düşünüyorum....

Ayrıca geçenlerde bir haber vardı, mayıs ayında yangın çıkan bir hastanenin idarecileri, sorumlulukları gereği yandından dolayı hayatını kaybedenlere dair, taksirli adam öldürmeye sebebiyet ile yargılanıyormuş. Neden bunu da yazdım, insanların sağlığını ve hayatını emanet alanların yüklendikleri sorumluluğun gereğini yapmalarını sağlayacak her girişim, *bence* olumludur.

saygılarımla
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: popperist - Ocak 22, 2010, 08:40:18 ös
Bu düzenlemelerden yararlanacak kesim halk. Yani doğrudan halka yönelik, halkın sorunlarını iyileştirmeye yönelik yasalar bunlar. Dolayısıyla halkçıdır.

Bundan zarar görenler ise doktorlar. Eczacıların durumunu tam olarak bilmiyorum, ancak doktorların durumunu biraz açabilirim.

Devlet hastahanelerinde tam verimle hizmet alınamaması söz konusu. Vatandaş gidiyor, ve çalışan doktorların çoğu gelen hastaya özel muayenehanesinin kartını veriyor. Bu belki normal görünebilir, ancak kanser hastaları gibi, umut için yapmayacağı bir şey olmayan hastalar ve yakınları, bazı hastanelerin bazı bölümlerinde sömürülüyor. Ameliyat için de bu böyle.

Şimdi burada bir malpractise durumu var. Bizim ülkemizde malpraktis bilinci gelişmemiş. Malpraktis, hatalı, eksik, gereksiz tetkik ve tedavilere deniyor. Yani doktorun işini iyi yapamaması, usulsüz davranması, dolandırıcılık yapması gibi konular.

Bu gibi vakalarda halk bilinçli olup doktoru dava etme cesaretini gösterseydi, devlet hastahanelerindeki bu tür olaylara da gerek kalmayacaktı. Devlet, doktorunu özel olaraş teftiş edemediği ve onunla başaçıkamadığı için, tüm doktorları sadece tek bir yerde çalışmakla cezalandırıyor.

Bence mesai saatleri dışında, kimse kimseye karışmamalı. Devlet hastahanelerinde 5 den sonra ayrılan doktor, istediği yerde işini devam ettirebilmeli. Ama devlet hastahanelerindeki muayenehanelerini bir reklam ve yönlendirme ayağı olarak kullanan doktorlar, kamudaki görevini kötüye kullanmış oluyorlar. Paralı hastaya özel ilgi gösterirken, parasıza azar çekiyorlar. Bugüne kadar ne Sağlık odaları da bunları çözecek bir öneri getiremedi. Devlet de en kolay yoldan bu çözümü buldu.

İki ayrı yerde çalışınca böyle durumlar olabiliyor. Bu açıdan sistem bu yasayla daha da düzelir gibime geliyor. Ama çözüm ille de bu yolda aranmamalıydı. Böyle bir sistem yerine, teftişlik sistemi, veya halkın bilinçlendirilmesi, daha iyi bir çözüm olabilirdi.

Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: cardiffmonster - Ocak 22, 2010, 08:59:19 ös
Sn popperist,

Dediğiniz gibi mesai konusunda bazı karmaşalar yahut hatalı görünen düzenlemeler ilgili kanunda olabilir. Ancak, şu hali ile bile tanıdığım doktorlar ciddi şekilde destekliyor. Zira, ek gelir isteyen doktorlar yani özel muayenehane hastane poliklinik tarzı yerlere giden doktorlara aynı şekilde bu performansı, hastane bünyesinde gösterebilecek. Bu, vurgulanan çalışma saatlerinin yükselmesi anladığım kadarı ile isteğe bağlı bir durum olucak.

Dediğiniz şekilde mesai sonrası serbesti, bakış açınıza göre doğru. Ancak benim fikrim sağlık sektörünün kendine has özellikleri de düşünüldüğünde, daha sonra farklı düzenlemeler ile çözülebilir diye düşünüyorum...

İstismar konusunda, acı bir gerçek, mesai saatini beklemeyen ve hatta kimi hastanede, hiç hasta muayhenesine bile çıkmayan doktorların olduğu gerçektir *azınlıkta olsa da*

Denetim mekanizmasının sağlıklı işleyebilmesi için öncelikle sistemin temellerinin sağlam olması gerekir diye düşünüyorum... Bu konu daha da derinleştirilebilir, fırsatım olursa denetim konusuna bileare atıfta bulunabilirim o konuyu da enine boyuna tartışabiliriz....


Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: amurdad - Ocak 23, 2010, 01:21:45 ös
Geçmiş olsun Sn.cardiffmonster ,umarım şimdi daha iyisinizdir.

Birde ben şunu anlamıyorum her köşebaşı eczane hastane önlerini geçtim,adım başı varlar iki üçtane yanyana ve iki yılda bir iç dekorasyonlarını yeniliyorlar ne karlı bir iş diye düşünüyorum,eczacılık fakültesi bitirmek varmış.Bir ülkede üretim olmaz tüketim olursa böyle olur bu eczacıların ilaç sanayiinde çalışmaları gerekmiyor mu?Serbest piyasa koşullarının rantıbıl dağılmaması bu olsa gerek.Sağlığı ticaretden çıkaralım diyoruz bunu söyleyen hemde sağlık çalışanları ama işleyişe gelince muhatabınız eczanelerde ecza kalfaları,diploma kiralamalar bunlarıda duyuyoruz..

Saat 09.30 da iş başı yapıp saat 14.30 'da özel muyahanesine kaçan klinik şeflerini ben gözlerimle gördüm..

Saygılarımla...
 
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: ozak1977 - Ocak 23, 2010, 04:48:17 ös
Ne sağlık hizmeti , ne de ameliyatlar , ne de ilaçlar çok ucuz değildirler ...Bunun sadece bir taktik olduğunu düşünüyorum...Amaç da özel hastaneleri ve ilaç şirketlerini iflas ettirip ,bu müesseseleri ucuza almaktır ...Gerisi kolay ki yeniden ilaçlar pahalandırılır , sağlık hizmeti pahalanır, sağlık güvenceleri herşeyi öder...Yani işler dışardan sizlerin gördüğü gibi değildir ...Eğer guatr ameliyatını uzman doktora olacaksan fiyatı farklı doçent doktora olacaksan farklı , asistana olacaksan farklı olmalıdır...Hem profesöre ameliyat olayım , hem de cebimden para çıkmasın diye birşey olamaz...Sağlık hizmeti de , ilaç da paralıdır...Herşeyin bir bedeli vardır...Ayrıca Sağlık Bakalığı 'nın kasasını sarsan şey leblebi gibi yeşil kart dağıtılması   ve  özel hastanelerinin  Sağlık Güvenlik Kurumu ile annaşma yapmasıdır...Eğer  özel hastanede ameliyat olmak istiyorsa kişi , devletin kasasından tek kuruş alınmamalıdır...



Saygılarımla
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: popperist - Ocak 23, 2010, 09:21:14 ös
Sayın Ozak1977, öte türlü olsa halkın sırtına biniyorlar diyeceksiniz. Yük özel hastahanelere ve ilaç şirketlerine kaydırılınca, halkın sırtındaki yükün hafifletildiğini görmüyor, fakat bunun altında da "ucuza kapatıp almak" diye bir buzağı arıyorsunuz. Size göre ne yapılmalıydı? Sizin çözümünüz nedir? Eski sistemle devam mı edilseydi?
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: ozak1977 - Ocak 24, 2010, 10:42:15 ös
Sayın Popperist ,


Herhangi bir uzmana bu tarih itibariyle poliklinikte muayene olmak isteyen hastanın  karşılığında ödemesi gerektiği ücret  15 T.L.'dir. Kist dermaid absesini drene etmek için devletin SGK vasıtasıyla hastaneye ödediği para 36 T.L. 'dir. Toplamda böyle bir hastanın küçük bir cerrahi müdahale ile absesini drene edersem   hastaneye ödenecek  para  36 T.L.'dir. Eğer anahtarınızı unutup evden çıkarsanız çilingir çağırmak zorunda kalabilirsiniz değil mi ? Bunu karşılığında  40 T.L. alınacaktır. Yani lokal anesteziyle yaptığınız bu işlemin veyahut hasta muayene etmenin devletin gözündeki değeri   çilingirin kapıyı açmasından daha değersizdir. Doktorları suçlu bulan kesim genellikle konuya hakim  olmayan veya  kötü hatırası olan kişilerdir :)

http://www.tod-net.org/v3/home/haber_detay.asp?id=523&usr=100000000

Yukarıdaki adreste (  Türk Oftolmoloji Derneği 'nin web sitesinde)  niçin hekimlerin bu yeni  yasayı istemedikleri  maddeler halinde  ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Merakınızı gidereceğinden  şüphem yoktur:)

Bir de emek tarif edilirken sadece  işçi veya hamal  düşünülmemelidir. 5 saat süren bir ameliyatın yorgunluğu  , attırdığı ter  en az  inşaatta 5 saat çalışmış işçinin ki kadardır , tek fark işçinin stresi yoktur yani zihni yorulmaz :) Ayrıca    çoğu hastanede  doktorların nöbet ertesi izin kullanmasına izin verilmez , zihni ve bedeni yorgun şekilde yine hasta muayene etmek zorundadır ve bunun karşılığında da komik bir üçret verilir...Neyse ; ''Hekimden sorma, çekenden sor demişler '' :):):)


Saygılarımla
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: amurdad - Ocak 25, 2010, 11:21:02 öö
 Sn.Ozak1977 iki açıklamanızıda okudum ama sizin modern,ulusçu kimliğinizle çünkü şimdiye kadar bize hep ordan seslendiniz ki bu ses aslında iyiydi olmalıydı,son yazdıklarınızı bağdaştıramadım.Efendim halkçı yanınız nerde acaba,hekimlik sıfatınızın size verdiği,kazandırdığı önderlik rolünüz nerde.
Bana dokununca işin ucu ben halkçı olamam bu her sosyal demokratın hastalığıdır, size nerden bulaştı.
Ben muyahane fiyatlarını az çok biliyorum 15,10 TL.Yani fakir için çok para zengin için az para devlet hastanesinde durum bu ama bakıyoruz doktor içinde az para.En azından siz öyle yazmışsınız.Bunun neresi kötü 15 TL az para mı?Asgari ücret ne kadar acaba?...Şunuda anlayamadım çilingir fiyatıyla doktorun emeğini karşılaştırmışsınız 36 TL hastaneye ödenen para size değil.Siz zaten maaş alıyorsunuz ama.Yani devlet özel hastaneye az para ödüyor diye sevineceğimize bir de ağlıyalım mı?Buyazdığınız Sgk için iyi bir şey mantık olarak bakıldığında.

Ondan sonra şunuda belirtmeliyim ki iyi bir şarapta 40 TL bütün serbest piyasa dağılımlarını sizin için değiştirelim mi?Değiştirsem önce işçiler için değiştirirdik zaten bunuda herkez ister bu da devrim olur ama olmuyor maalesef.Hem çilingir fiyatlaması her yerde aynı olmamakla acil durum taşır,gelme maliyeti taşır ve içinde fazladan fiyatlama vardır.Elbetdeki doktor daha çok maaş almalı bizde bunu istiyoruz,keşke bu olsa..

Nöbet durumuna da değinirsem işte bu kanun geçerse doktor hastahanede kalacak,nöbetden sonrası izinli olacak burada eksikliği zaten birinci ağızdan yazan yine sizsiniz ,doktor çok çalışıyor evet bende bunu diyorum o yüzden sgk lı doktor özel muyahanesine kaçmasın.İşinin başında olsun ki diğer arkadaşları rahat etsin.

Sonra vermiş olduğunuz sayfayıda açtım ordaki isyanıda gördüm ne diyor Üniversite Öğretim elemanı hasta bakacak.Yani halk gerektiğinde Profesöre muyahane olucak bu da güzel.Bir Profesöre muyahane özel hastanede ne kadar?Hem ders veren insana fazla yüklenilmiyor yasada bunun saatleri var.Adam ders veriyor ,hasta bakmıyor...Pratikte yok...Neyse...

Gataya görevlendirme konusunuda okudum eğer bir insan savaş karşıtı değilse orduda görev almak ister,kaldı ki bu rıza ile olur.Orda yazıldığı gibi zorla değil.Yoksa bunca zamandır savunduğunuz Tsk'nın askerin doktor talebine sizde mi kızıyorsunuz?

Son söz olarak sabah 05:00 da hastanede kuyruk bekleyen birine veya eczane anlaşması olmadan önce hastaneden ilaç almak için 2 saat bekleyen birine o günleride hatırlatırım.Herkez şanslı doğmuyor maalesef.......

Saygılarımla......
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: popperist - Ocak 25, 2010, 06:01:20 ös
Sayın Ozak1977

Avatarınızda kullandığınız resime ve konunun doktorlar yönündeki sorunlarına hakim olduğunuza göre bir sağlık çalışanı, doktor olduğunuzu düşünüyorum.

Ben de diş hekimi adayıyım.

Bana kalsa, ben en ideal sistemin kapitalizm olduğunu söylüyorum. Hani diyorsunuz ya çilingir 40 tl, abse 36 tl diye, ben tüm bu fiyatların serbest piyasada belirlenmesi taraftarıyım, bana göre sosyal devlet diye bir şey de olmamalı. Dediğiniz gibi, birileri hakkını alamaz oluyor, bu bazı dönem doktorlar, bazı dönemler de halk alehine oluyor, ve böyle olmak zorunda zaten.

Siz hem sosyal devleti savunup, hem de sosyal devletin kökündeki o metafizik "fedakarlık" doktrinine dudak bükemezsiniz. Devlette çalışan doktorlar hallerinden memnun değilseler, özele açılabilirler.

Ama son dönemde özel sağlık sektörü bile devlet kontrolüne giriyordu. Özel diş hastahanelerinden ve muayenehanelerinden sgk lı hastaya hizmet verilmesi kararlaştırılmıştı yanılmıyorsam. Daha sonra sgk hasta katılım payını %10 dan %70'e çıkarmak zorunda kalmıştı. Neden? Çünkü devlet bunu tamponlayamaz. Zarar devlete gelince, hastanın katılımını arttırma yolunu seçtiler, çünkü herkes kendi hesabına çalışmalıdır ilkesi her zaman geçerlidir.

Normalde bir dolgu ücreti 60 tldir. Eğer o yasa iptal olmasaydı, hasta 6 tl'sini ödeyecek, devlet de 21 lirasını 12 ay vadede ödeyecekti.

Bunu duyduğumda  hocalarımızla kantinde konuşmuştuk. Hocam aynen şöyle dedi "artık yöntem basit çocuklar; kaliteli maldan kaçacaksınız, kanalları güta ile doldurmak yerine, 20 yıl öncesinin usullerine dönüp likid patlarla dolduracaksınız, dolgulara şekil vermek için uğraşmayacaksınız. Kompozit (beyaz) dolgular yerine, Amalgam (siyah) dolgulara döneceksiniz. Eğer dönmezseniz siz cebinizden verirsiniz"

Aynen öyle. Devlet kontrolü gelirse, sistem bu yöne kayacak. Siz abse açarken daha az dikkat göstereceksiniz, parayı hastadan almayacağınız için ona güler yüzle davranmayı keseceksinz, nazını çekmeyeceksiniz, nasıl olsa ben sisteme tedavi kaydını girdikten sonra bana parayı devlet veriyor. O halde tek bir kaygım kalıyor: kısa zamanda en çok tedavi girişini yapmak için, özensiz hızlı ve maliyeti çok düşük tedavi usullerine dönmek zorundaym.

Ama halkçıysanız, sizin bunlardan şikayet etme lüksünüz yoktur. Sosyalistseniz bunlardan şikayet etme lüksünüz yoktur.

Saygılar.
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: ozak1977 - Ocak 26, 2010, 01:17:08 öö
Sayın Popperist ,

Devlet Hastanesi 'nde çalışan Genel Cerrahi uzmanıyım. Muayenehanem hiç olmadı , açmayı hiç düşünmedim ; ancak muayenehane çalıştırmak isteyen hekimleri kınayamıyorum...Devletin verdiği kuş kadar parayla iki çocuğunuzu kolejde okutamaz ve İstanbul gibi bir şehirde yaşayamazsınız...
 Emeğe saygı konusunda hassas iseniz , doktorların emeğine de saygı duymak zorundasınız.

Siz daha yolun çok başındasınız , öğrenciyken konuşması kolaydır ,kuranızı çekin önce , çalışmaya başlayın ,ondan sonra tartışalım :)


Saygılarımla
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: cardiffmonster - Ocak 29, 2010, 03:24:46 ös
Genel halk arasındaki tartışmalara da bakarsak, burada da onun etkisi aynen yansıyor...

Basitce ifade etmek gerekirse, doktorluk avukatlık, mühendislik vb, halk arasında itibarlı görünen mesleklerde her zaman hem gözde olunur hem de, diğer alanlardan daha fazla  gibi bir yerme oluyor. Kimi haklıdır kimi haksız, tartışılır.

Hangi meslek grubu olrusa olsun, herkesin ortak derdi *geçim derdi*dir, bu su götürmez bir hakikat. Ayrıca da her meslek grubunda çok kazanan da vardır az kazananda, işinin hakkını veren de, işini paraya tapmak noktasına getirip, iş ahlakından yoksun olanlarda. 550 milletvekilinin içinde 50 tanesi ahlak dısı kazanc elde ederse geri kalan 500 ü de zan altında bırakır. Kimi avukat para için hırsızlık arsızlık yapanları savunursa, yahut hakkı olan müvekkilinin hakkını almasına yardımcı olurken, bilgisini ahlak dışı kullanıp, müvekkilini/müşterisini soyma düzeyinde sömürüyorsa diğer avukatlarda zan altında kalır. Aynı şekilde, bir hasta, şehir şehir dolaşıp, bıçak parası istemeyen bir cerrah arayıp yüzlerce kilometre yol tepiyorsa, tüm sağlık sistemi zan altında kalır. Hali ile de, doktorlara topyekün bir önyargı oluşur...

Belirttiğiniz rakamlar doğru, SGK'nın tıp merkezi ve özel hastanelere ödediği meblağın yanında 5-10 TL daha fazlasını devlet hastanesindeki muayenelere ödemektedir. Dengesizlik mevcut enrden bakarsanız bakın..

Bir pratisyen hekim aldığı maaş, Türkiye şartlarında iyi bir rakam, ancak bunun sebebi son 10 yıldaki yaşanan ekonomik krizlerde, devletin enflasyon bazında zam yaparken, -diğer meslek gruplarındaki gibi- özel sektör krizlerinden devlet çalışanlarının *zam* konusunda etkilenmemesi. Ancak gerçekliktir ki, diğer meslek gruplarından, öüretim görevlisi, uzman, müfettiş vb gibi ünvanlarla bir arada düşünüldüğünde *piyasa şartlarında* maaş düzeyler çok kötü değildir.

Bu kanunun en son kabul edilmiş halinde, hekimlerin maaşlarına yapılan sabit ek ödeme, sektörüm kendine has olan sıkıntılarına, çalışan doktor açısından faydalı olacağına inanıyorum. Dahası, emekli olan ve ayrılanlara, tekrar devlet hastanelerinde çalışma imkanı verilmesi doktorsuz bölgelere, *vatandas* açısından ilaç gibi gelecektir zannımca.

Hangi meslek grubu olursa olsun, kimsenin cok kazanmasına karsı degilim, yeter ki, çalışarak kazansın, ve işinin hakkını vererek kazansın.  Denetim mekanizması vs, gibi konular hicbir vakit kesin çözüm olmaz, çünki, kişiler özellikle sağlık sektöründe ve Türkiye'de, acık nokta bulduğunda *ahlaki yapısı* bozuksa, o kişi ahlaksızca para kazanmaktan cekinmeyecek, vicdanını susturmak gibi bir derdi de olmadığında zaten yapacak bir sey yok....

Sn ozak1977'ye, her hizmetin ve emeğin maliyeti olduğu konusunda katılıyroum. Ancak isteyenin ünvan sahibine muayene olmaya kısıtlama getirmesine katılmıyorum. Misalen Ben Multiple Sikleroz hastası olsam, bir Nöroloji uzmanından ziyade, rahatsızlığımın üzerine çalışma yapmış bir prof'a muayene olarak onun gözetimi altında olmak isterim. Ve prim ödeyen bir vatandaş olarak sosyal güvenlik sisteminin bunu bana sunmasını isteme hakkım var. Yahut özelde bunu yapacak kurumu secme hakkım. Ayrıca özel ve devlet hastanelerinde bir cok Akademik ünvanlı doktor mevcut -üniversiteler dısında-.

Uzun lafın kısası,

Bu kanun tasarısı, sorunlara çözüm olarak yetersiz *bence*, ancak Tabib Odaları/Birliği'nin aksine, eylemlere doktorların çoğunun katılmaması da aşikar bir sebep, sistemdeki kimi aksaklığın düzeltimesinde olumlu bir adım olarak görüyorum.
Tanıdığım bir pratisyen hekim, mesela, maaşına ek oalrak 3 kuruşluk ek gelir alabilmek için özel sektörde nöbet tutuyor, bu dokorun şu durumda alacağı ek geliri devlet hastanesinde harcadığı mesai ile elde edebilecek durumda...

Saygılar
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: cardiffmonster - Ocak 29, 2010, 04:20:33 ös
Eczacılar açısından bakıldığında ise durum biraz daha farklı,

Bugün fiyat farkından dolayı kimi ilaçlar *üretici kaynaklı* olarak temin edilemiyor. Fiyatlar Avrupa ortalaması alınarak belirlendiğine göre, üreticiler haksız..

Fiyat farklarından doğan zararların karşılanması için eczacıların eylem yapmalarında haklı görünseler de, anladığım kadarı ile, üreticiler bu farkları tazmin için, tibbi ürünler ile mahsup yolunu seçmiş ve eczacılar da bu konudan rahatsız -medyaya yansıyan kadarı-  verilen ürünler satılamayacak yahut kazanç getiremeyecek tarzda ürünler. Gene kaynakta üreticiler haksız..

Vatandaş olarak, ilaç bulunamaması, eczanelerin kapanması, vb gibi nedenlerle sağlık konusunda mağdur olamasından ötürü ---Vatandaş Haklı-----

Eczacılar birliği, konunun üreticiler nezdinde çözülmesi veya SGK'ya tavır alarak sistemi kitleyecek tavır alması; Haksız...
Eczacıların, eczacılar birliği (eczanelere karşı yaptırım gücü olmasından dolayı ) ile SGK arasında sıkışıp kalması sonucu zarara uğraması; Eczaneler Haklı....

Türkiye'de ilaç sanayinin gelişmemesi ve Uluslararası İlaç Firmalarına karşı mücadele edilemeyen durumda, üniversitelerden hiçbir tutarlı proje çıkmaması,,,,, ACI GERÇEK.....

Not: Özellikle, H1N1 grip aşısı ile gündeme gelen, kimi Asya ülkelerinde bile 24 saat gibi bir sürede aşı üretim kapasitesi olmasına rağmen, ülkemizde bırakın ilaç sanayisini, acil bir durumda aşı üretimi kapasitesi bile olmaması gerçekten acı bir durum. Üniversite adını vurgulamam, bu işin araştırma ve geliştirmesini yapacak güçte özel firmaların zayıf kalması nedeni ile, tek çıkar yolun üniversiteler olması idi. Diyeceksiniz, *devlet* yapsın *hükümet* yapsın... DPT her yıl araştırma ve geliştirme amaçlı laboratuvar kurulumu için, çeşitli projeler için destek sağlıyor, bir kaç üniversite örnek olarak, yakın zamanda tek kalemde 20-30 milyon dolar tutarında teknik tesislerini aynı kaynaktan sağlayarak açtı.... Acıdır ki, sağlıkta maalesef, benzer proje/talep *saygın* kurumlarda bile yok. Sorumlu, o işe girişmeyen akademisyen midir? Çokuluslu kartel midir? Şu mudur ? Bu mudur?

......

saygılar
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: cardiffmonster - Şubat 11, 2010, 09:03:51 ös
Bir kac gun once bir haber gozume ilisti, dis hekimleri birliklerinden, tam gun yasasi kapsamina alinmadiklarina dair sikayet vardi. Cevaben de idari hukuk yolu ile esitlik ilkesinden yola cikilarak dis hekimlerinin de yararlanabilecegi yonde idi. Anladigim kadari ile dis hekimleri de hususi olarak kendilerine dair bir duzenleme olmamasina karsin bu yasa kapsamina girmek istiyorlar bu da kanun kapsaminin hekimler acisindan olumlu oldugunu gosteriyor zannimca....
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: popperist - Şubat 11, 2010, 11:50:06 ös
Evet Sayın Cardiffmonster, diş hekimleri de sosyal devlet olmanın avantajlarından yararlanmak istiyor. Ama bir fark var.

Hükümet bu uygulamayı devlet hastahanelerinde çalışan doktorlar için düzenliyor. Yani tabii ki devlette çalışan diş hekimi de tam gün yasasından yararlanacak. Ancak diş hekimleri odalarının istedikleri farklı;

Diş hekimleri özel muayenehanelerin de sosyal güvenlik düzenlenmelerine alınmasını istiyor. :)
Açıkçası devlet de buna niyetlenmişti, fakat danıştaydan döndü.

Bu, açıkçası benim içime sinmeyen bir şey. Yani devlet özel sağlık sektörüne karışmamalı.

Devlet bu sistemi yürütemez. Mali yönden devlete çok büyük bir mali yük getirir. Ki zaten gerekçede bu da yazıyordu. Sanırım zaten maliye bakanlığı bu konuya soğuk bakmış.

İkincisi TDB'nin resmi dergisinde bu ay okuduğum haberde, bu uygulamanın iptali için "hükümet sözünde durmadı" gibi bir kapak başlığı koymuşlar ve ilgili konuda yazdıkları yorumda şöyle bir pasaj da gözüme çarptı;

"bir çok meslekdaşımız muayenehanelerini kapatma noktasına geldi..."

Çoğu kişi için önemsiz gibi gelebilir, fakat bu cümle bana çok şey anlatıyor.

Diş hekimleri birliği, muayenehanelerin bekleme odasına bir afiş gönderiyor: "Sağlık hakkından faydalanmak için, devlette sıra beklememeniz ve aynı kalitede hizmeti alabilmeniz için, özelden de hizmet almak sizin de hakkınız. Lütfen bize destek olun" gibi bir şey.

Fakat saik belli "artık az kazanıyoruz".

Diş hekimleri birliği bunu "sosyal duygu" ile değil, "ekonomik kaygıları" nedeniyle istiyor. Birçok diş hekimi muayenehanesini kapatma noktasına gelmeseydi, herkes bundan 10-15 yıl önceki gibi çok iyi kazansaydı, acaba bugün böyle bir söylemde bulunurlarmıydı? Kesinlikle hayır. İşin diğer kısmı tamamen politika ve demagoji.

Bir kere devletin böyle bir gücü yok. İngiltere'de "national health programme" diye anılan sistem çöktü. Artık şirketlerle anlaşıp, dış ülkelerde tedavi ettiriyorlar "national" insanlarını.

İrrasyonel olan irrasyoneldir. Devletin parası yoksa, bunu yapamaz.

Hekimler yeterince kazanamıyorsa, ücretleri aşağı çekmeyi denemelidirler. Bu kadar basit. Hem az ücretle daha fazla talep çekersin. Hem de düşük fiyatla halk da ucuza tedavi yaptırmış olur. Al sana sosyal duygu.
Az kazanmak kimsenin işine gelmez, fakat bu "ben tedavi edeyim, devlet paramı versin" sistemini savunmayı da haklı kılmaz. Bu tamamen gayri ahlaki bir durumdur. Devletin, ve o devlete vergi veren insanların sömürülmesidir. Akılsız ve yağmacı bir bencilliktir.

Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: cardiffmonster - Şubat 12, 2010, 09:44:11 öö


Diş hekimleri özel muayenehanelerin de sosyal güvenlik düzenlenmelerine alınmasını istiyor. :)
Açıkçası devlet de buna niyetlenmişti, fakat danıştaydan döndü.
........
Diş hekimleri birliği, muayenehanelerin bekleme odasına bir afiş gönderiyor: "Sağlık hakkından faydalanmak için, devlette sıra beklememeniz ve aynı kalitede hizmeti alabilmeniz için, özelden de hizmet almak sizin de hakkınız. Lütfen bize destek olun" gibi bir şey.

Fakat saik belli "artık az kazanıyoruz".

Diş hekimleri birliği bunu "sosyal duygu" ile değil, "ekonomik kaygıları" nedeniyle istiyor. Birçok diş hekimi muayenehanesini kapatma noktasına gelmeseydi, herkes bundan 10-15 yıl önceki gibi çok iyi kazansaydı, acaba bugün böyle bir söylemde bulunurlarmıydı? Kesinlikle hayır. İşin diğer kısmı tamamen politika ve demagoji.

Bir kere devletin böyle bir gücü yok. İngiltere'de "national health programme" diye anılan sistem çöktü. Artık şirketlerle anlaşıp, dış ülkelerde tedavi ettiriyorlar "national" insanlarını.

İrrasyonel olan irrasyoneldir. Devletin parası yoksa, bunu yapamaz.

Hekimler yeterince kazanamıyorsa, ücretleri aşağı çekmeyi denemelidirler. Bu kadar basit. Hem az ücretle daha fazla talep çekersin. Hem de düşük fiyatla halk da ucuza tedavi yaptırmış olur. Al sana sosyal duygu.
Az kazanmak kimsenin işine gelmez, fakat bu "ben tedavi edeyim, devlet paramı versin" sistemini savunmayı da haklı kılmaz. Bu tamamen gayri ahlaki bir durumdur. Devletin, ve o devlete vergi veren insanların sömürülmesidir. Akılsız ve yağmacı bir bencilliktir.




Sn popperist

Dogru yorumlamis ve gozlemlemissiniz,

Genel olarak eczanelerle baslayan catismalarda da eczacilarin kaygilari, ayni sekilde tamami ile daha az kazanmak durumunda kaldiklari ve sonrasinda da siyasi zeminde, -sorarlar odalara, birliklere; siz ne is yaparsiniz diye- varlik gosterme adina, fiili proje uretmek yerine eylem ile ses duyurma gayreti idi -benim gozlemim-

Ancak su var Ingiltere"de sistemin cokmus oldugu cok dogru, bunun yaninda, Norvec ornegi var ki, Saglik sisteminde, devletin sosyal guvenlik kurumlari, -tum branslarda- ozel muayenehaneler ile anlasmali. Turkiyede"ki durumda ise, sistem zaten asiri derece daginik, duzensiz, -20 sene oncesi icin- rezalet bir durumda idi.

Ozel sektor alternatifini getirerek, devletin mevcut hastanelere ayirdigi odenekler ile dhaa fazal hastane yatirimi yapmasi durumunda altindan kalkamayacagi asikar...

Maddi kaygilarin olmasi dogal, zira madi kaygidan benim anladigim; "calismak sureti ile para kazanma" oldugu surece sorun yok, mesele "calismadan kazanayim, calayim cirpayim" olursa sakat ki, insan sogasi bu iki ihtimal de fiiliyatta aci sekilde sagliktan hukuka, her alanda mevcut. Kimi devletin kaynaklarini , kimi musterilerini sadece para sagacak, daha agir ifade ile kaziklayacak materyal gorudgu surece zaten sistem celiskilerle icicedir.

saglikli bir piyasa -denetim mekanizmalari ile birlikte- olustugu anda ancak fiyatlarin asagi cekilmesi vs mumkun. Mevcut durum bir gecis donemi, sistem bir sekilde rayina oturacak ve surekli kendini piyasa sartlarina gore uyum saglayacak duruma gelmek zorunda.

Maddi kaygisi olsun olmasin, ben vatandas olarak istedigim yerde saglik ihtiyacimi karsilayabilmeliyim. Bu benim en temel hakkim. Ozelmis, tuzelmis, hukumetmis siyasiymis, bu benim derdimde degil acikcasi. Aci bir sey de soyliyeyim, genelde ozel kurumlar suistimal ile itham edilir, -kismen dogru, cunki ozel saglikkurumu acikca para kazanma amaci ile acilmistir, nasil kazanacagi idaresinin ahlaki yapisi ile ve denetim kistaslari ile sinirlidir- Ancak en cok, gereksiz tetkik ve tedavi maalesef, devlet ve universite hastanelerinde uygulaniyor. Bu gecmis yillarda, net olarak, sosyal guvenlik bakanligi yanlis hatirlamiyorsam resmi aciklamasinda belirtilmisti....

Saygilar
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: ozak1977 - Şubat 12, 2010, 05:30:27 ös
Hem 5 kuruş daha ucuz olsun , hem pencere kenarı olsun , hem çok kalabalık olmasın ...:) Talepler sadece güldürücü. Tesisat değil bu , marangozluk da değil. İnsan canı  .... Hasta muayenesi 15,00 T.L. olmamalı. Haaa bu kadar ucuz yaparsan  muayene ve  ameliyatı  ; o kadarlık can sağlığı alırsın , fazla da bıdılanmanın gereği olmaz.
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: popperist - Şubat 12, 2010, 06:20:16 ös
Sayın Ozak1977,

Devletin şemsiyesi altında yaşıyorsanız, tedavi ücretlerinin 15 tl olmasına da bir şey diyemezsiniz.

15 TL aldığınızda yaptığınız iş marangozluk olmuyor ki. Yine bir insanı muayene ediyorsunuz.

Ben diyorum ki "haa madem bu şartları beğenmiyorsun, özel muayenehaneni açarsın".

İşveren devletse, ve devletin de mali gücü kısıtlıysa, doktora ödeyeceği ücret aşağı yukarı bellidir. Herkes matematik biliyor. Devletin gücü bir muayeneye 80 tl vermeye yetmiyor işte. Neden? Doktorlara "gıcık" kaptığından, veya "insan canı"nı bir marangozluk işiyle bir gördüğünden değil; parası olmadığından. Mali gücünün ve mali kontrolünün yetersizliğinden.

Ama bunları görmezden gelmek daha çok işimize geliyor. Nedense.

Bununla beraber 15 tl ile göstereceğiniz performansa siz karar veriyorsunuz tabii. "o kadarlık can sağlığı alırsın" diyorsunuz ya. Aynen öyle. Eğer bu parayı hak etmediğinizi düşünüyorsanız, o paranın hakkı kadar emek verirsiniz. Ben bunu gayri ahlaki bulmuyorum. Çok mantıklı buluyorum.

Sosyal devlet, "kolektif"in yararına inanan insanların olduğu yerde geçerlidir. Vergi kaçıran, arabesk sızlanma kültürüyle geçinen insanların olduğu bir memlekette, insanlar eğer 15 tl'nin üzerine bir sakal atmıyorsa (bilerek böyle yazdım) 15'tllik ilgi gösterilir. O sakal da sakal değildir; kaçırdığı vergidir zaten, hakkınızdır.

Peki vatandaşların vergilerini doğru dürüst ödediği İngiltere gibi ülkelerde de sistemin hata vermesi nedir? Diye sorulabilir. Çok açıktır; alınan vergiye göre verilen hizmetlerin fazla olması. İngiltere'nin yapacağı şey, vergileri düşürüp, vatandaşlarına sunduğu sağlık sigortasının kapsamını daraltmak ve kalan işi özel sektöre bırakmaktır. Ama böyle yapınca da yağmacılar çıkıp "şu hakkımız engelleniyor, şu hakkımızdan yararlanamıyoruz" vb. diyor.

Neden? Çünkü "hak" kavramını açamıyor. "hak" birinin size o hakkın nesnesini sağlayıp önünüze koyması değildir, "hak", eğer o hakkın nesnesine sahip olmak için çalışırsan sana kimsenin engel olamayacağının deklare edilmesidir. "Barınma hakkı" mesela devletin size ev sağlamak zorunda olması demek değildir. Size ev almak özgürlüğünün tanınmış olmasıdır. Aynı şekilde "sağlık" hakkı da, devletin sizin tüm hastalıklarınızı tedavi etmek zorunda olması demek değildir. Siz tedavi olmak istediğinizde size kimsenin engel olmayacağının deklare edilmesidir. "hak" bir bağışlama değildir, "hak" bir özgürlük deklarasyonudur. Daha fazlası değil. Aradaki tüm dengesizlikler "sivil toplum" ile sağlanacaktır. Yani

"Maddi kaygisi olsun olmasin, ben vatandas olarak istedigim yerde saglik ihtiyacimi karsilayabilmeliyim. Bu benim en temel hakkim. Ozelmis, tuzelmis, hukumetmis siyasiymis, bu benim derdimde degil acikcasi."

Demenin hiçbir mantıki gerekçesi yoktur Sayın Cardiffmonster. İnsanlar devleti kurarken böyle bir anlaşma imzalamamışlardır. İmzalamış olsalar dahi, bugün çoğunluk bu anlaşma ahdine vergi vermeyerek vefa göstermedikleri için bu ahdin felsefi, etik gerekçesi ortadan kalkmıştır.






Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: ozak1977 - Şubat 12, 2010, 08:53:24 ös
Sayın Popperist ;


Anadolu 'da bir kasabada Genel Cerrahi uzmanı olarak çalışmaktayım. Ameliyathanesi açık olmadığından sadece poliklinik hizmeti verilmektedir.  Çalışma saatleri 08:00 ile  16:00 arasındadır. ( Arada yarım saatlik öğlen yemeği molası vardır)  Hergün istisnasız 80 hasta bakmaktayım. Sınır koymasam  bu sayı 120 ye kadar çıkabilmektedir. Toplam çalışma saati 8 saat olduğunu göre 8* 60= 480 dk  çalışma süresi eder. Hasta başına düşen muayene süresi  480:80 = 6 dk 'dır.

Standart olarak Dünya Sağlı Örgütünün optimal hasta muayenesi için öngördüğü süre ''en az'' 20 dk. dır. Yani  en az 20 dk. olması gereken hasta muayenesi 6.dk. 'ya inmektedir.

Şimdi efenim bu muyenelerimizin büyük kısmını pekçok hekimin de tanımladığı gibiyeşiller oluşturmaktadır.  Yani  sağlık sigortası için para ödemeyen , memurların maaşlarından kesilen paralarla , diğerlerine bakmak üzre düzenlenen karneler oluşturmaktadır...(Nasıl fakir oluyorlarsa hastaneye özel arabalarıyla gelmektedirler)


Eğer  bu kişilerin elinde yeşil kart olmasa  , önce 1 No.'lu Sağlık Ocağı 'na , ordan çıkıp 2 No.'lu Sağlık Ocağına , ordan da çıkıp Hastane 'ye bana gelip , muayene olup ,ilaç yazdırmaya çalışmazlar...Böylece ; hem gerçekten hasta olan insanların süresinden çalmazlar ,hem de Doktoru , Hemşireyi lüzumsuz meşgul edip devlete yük olmazlar...


Ne kadar uğraştıysak  80 hastanın sayısını daha fazla  azaltamadık , yoksa kaymakama kadar şikayete gitmektedirler...Ne yaptık , ne ettiysek  aynı gün 3-4 ayrı doktora görünmelerine engel olamadık.

 Yeşil Kart için ödenen hasta muayene parası ile de  bir hastanın muayenesi için en çok 6.dk. ayrılmaktadır. Ondan sonra da bana tanı koyamadılar ...:) Hadi yaa !Göründüğü üzre , sağlığın  şakası da yoktur , pardonu da :)

 Türkiye 'deki yeşil kart sayısı bize fakir insan sayımızı değil , uyanık hasta sayısını vermektedir...Yani paraları olmadığından değil , sağlığın o kadar da önemli bişey olmadığını düşündüklerinden ya da doktoru küçümsediklerinden  sağlık için para ödemek istemiyorlar...Yani ülkemizde  insanlar  özel hastaneye gidip parayla muayene olmak şöyle dursun , sigorta kurumuna kayıt olup  primini bile ödemek istememektedirler :)

 Kişisel fikrim  eğer kişi özel hastaneye gitmek istiyorsa bunun tek kuruşunu devlet ödememelidir... Ben şahsen ilaca ihtiyacım olduğu zaman paramla almayı tercih ediyorum ki devlete fazla yük olmasın , zaten  büyük indirim oldu ilaç fiyatlarında :antibiyotikler , ağrı kesiciler , şeker ve tansiyon hapları  ucuzladı... Ancak zamanımızda özel hastanelerin birtakım zincirlerinin  devletle anlaşması vardır. Ben bunu çok sakıncalı buluyorum. Bu devletin sırtına en az yeşil kart kadar  yük olan bir kamburdur...

Yani diyeceğim o ki ; yeni çıkan  kanunu destekliyorum ; ancak saat 16:00 'dan sonra özelde çalışmak isteyen doktor olursa buna engel olmamak gerekir...Denetimi sıkı yapılır , hastaları muayenehanesine mahkum eden hekimler  teknik takibe alınıp yakalanabilir ; filan  ...Çareler  tükenmez...  Ancak  mesai saatinden sonra muayenehane işletmek isteyenin önüne engel koyulmamalıdır ...( Ben muayenehane hiç açmadım  açmayı da düşünmüyorum) Bu devlet  doktora  hakettiği parayı veremiyeceğine göre , muayenehanesinde çalışmasına izin vermelidir.



Saygılarımla
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: popperist - Şubat 13, 2010, 12:13:52 öö
Evet Sayın Ozak1977, genel hatlarda uyuşuyoruz.

Aramızdaki tek fark, devletin yeşil kart uygulaması gibi irrasyonelliklerinden hem şikayet edip (ki bu şikayette haklısınız), hem de "muayenehane açmak istemiyorum" deyip yine de bu irrasyonel sistemde çalışmayı tercih etmeniz.

Bu son olasılıktan başka bir yol düşünmediğiniz için de ücretler konusunda devletten bir iyilik yapmasını bekliyorsunuz. Ben de bunun ütopik olduğunu düşünüyorum. (Aslında doğru bir gelir politikası ve makul bir vergilendirme ile, doktorlara ve öğretmenlere dolgun maaş verilmesi taraftarıyım. Sağlık ve öğretim alanının sosyal devletle en çok ilgili olan sektörler olduğunu düşünüyorum. Ama şu anda ülkede maalesef bu otokontrol ve ahlaki zihniyet gelişmiş değil. Belki bizim nesil bir şeyler yapabilir.)

Ben genel cerrah olsaydım özelde çalışmak istermiydim orasını doğru düzgün düşünemiyorum. Henüz diş hekimliğinde staj tecrübemden başka kişisel tecrübem olmadı, fakat çocukluğumdan beri diş hekimlerinin içinde büyüdüğüm için, onların özele açılmasının her zaman kolay ve sorunsuz olduğunu gördüm. Belki bu yüzden özel seçeneğini yadırgamanız konusunda sizi anlayamıyor olabilirim.

Saygılar.
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: ozak1977 - Şubat 13, 2010, 09:08:20 ös
Sayın Popperist ,


İstanbul ' da  özel hastanede 1 yıl çalıştım ...Çok ameliyat yaptım ;ayda 12 nöbet tutup , gündüzleri de çalıştım ve maaşımı  alamadım , sadece benim değil diğer uzman hekim arkadaşlara da aynı uygulama yapıldı...

Sağlık Bakanlığı özel hastaneleri doğrudürüst denetlemiyor ;yapabilir ama yapmıyor...Çalışan hemşirelerin çoğunun sigortasını yapmıyorlar , doktorların maaşını onda biri veya onbeşte biri gösterip uyanık geçiniyorlar  vs...Tabi büyük , köklü özel hastaneler değil , varoş semtlerdeki muhasebeciden bozma sahibi olan özel hastaneler bunu çok yapıyorlar ,ayrıca denklik sınavını almamış , komşu ülkelerden gelen doktorları kaçak olarak boğaz tokluğuna çalıştırıyorlar veyahud paralarını vermiyorlar.

Herkes herşeyin farkında ; kişisel fikrim  yerleşik büyük özel hastaneler dışındaki hastanelerin hepsi kapatılmalıdır. Özel hastanelerin  SGK ile anlaşmaların hepsi iptal edilmelidir.Hasta özelde ameliyat olmak istiyorsa , özel muamele istiyorsa bunu da cebinden ödemelidir. Özel hastaneler  hem devlete yüktürler (SGK ile anlaşmaları var ) , hem de etik çalışmamaktadırlar , hastaları ve çalışanları mağdur olmaktadırlar...

Muayenehanede her isteyen hekim çalışabilmelidir ( hastanedeki hastaları mağdur etmeden) ,  muayenehane açmıyorsam bu benim kişisel tercihimdir ,burada savunduğuma ters bir durum yoktur. Ben zaten 7/24 hastane için çalıştığım için , okumaya ve dinlenmeye de vaktim olsun istiyorum :)



Saygılarımla
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: cardiffmonster - Şubat 13, 2010, 09:43:13 ös

Peki vatandaşların vergilerini doğru dürüst ödediği İngiltere gibi ülkelerde de sistemin hata vermesi nedir? Diye sorulabilir. Çok açıktır; alınan vergiye göre verilen hizmetlerin fazla olması. İngiltere'nin yapacağı şey, vergileri düşürüp, vatandaşlarına sunduğu sağlık sigortasının kapsamını daraltmak ve kalan işi özel sektöre bırakmaktır. Ama böyle yapınca da yağmacılar çıkıp "şu hakkımız engelleniyor, şu hakkımızdan yararlanamıyoruz" vb. diyor.

Neden? Çünkü "hak" kavramını açamıyor. "hak" birinin size o hakkın nesnesini sağlayıp önünüze koyması değildir, "hak", eğer o hakkın nesnesine sahip olmak için çalışırsan sana kimsenin engel olamayacağının deklare edilmesidir. "Barınma hakkı" mesela devletin size ev sağlamak zorunda olması demek değildir. Size ev almak özgürlüğünün tanınmış olmasıdır. Aynı şekilde "sağlık" hakkı da, devletin sizin tüm hastalıklarınızı tedavi etmek zorunda olması demek değildir. Siz tedavi olmak istediğinizde size kimsenin engel olmayacağının deklare edilmesidir. "hak" bir bağışlama değildir, "hak" bir özgürlük deklarasyonudur. Daha fazlası değil. Aradaki tüm dengesizlikler "sivil toplum" ile sağlanacaktır. Yani

"Maddi kaygisi olsun olmasin, ben vatandas olarak istedigim yerde saglik ihtiyacimi karsilayabilmeliyim. Bu benim en temel hakkim. Ozelmis, tuzelmis, hukumetmis siyasiymis, bu benim derdimde degil acikcasi."

Demenin hiçbir mantıki gerekçesi yoktur Sayın Cardiffmonster. İnsanlar devleti kurarken böyle bir anlaşma imzalamamışlardır. İmzalamış olsalar dahi, bugün çoğunluk bu anlaşma ahdine vergi vermeyerek vefa göstermedikleri için bu ahdin felsefi, etik gerekçesi ortadan kalkmıştır.



Sn popperist

Mantik cercevesini biraz aciklama luzumu hasil oldu zannindayim.

"Hak"dan kastim, sigorta primi odeyen bir vatandas olarak, hastalandigim zaman, tedavimin, bu odedigim prim karsiliginda , ki bunun icin devlet teorisine girmeye gerek yok. Bu basit bir temel ticari sigortadir. Bu ticari hizmeti sunan devlet olunca da, hali ile, odedigim primin karsiligini sorgulama hakkim vardir.

Sn ozak1977, anlattiklarinizin, okyanusda bur damla su bile olmadigini siz benden daha iyi biliyorsunuz anladigim kadari ile. Sonucta yeni duzenlemedeki eksiklerin, -bence- zamanla duzeltilecegini dusunuyorum. Yahut meslek orgutleri adamakilli ve tutarli politikalar uretmeye basladiklarinda en azindan daha tutarli duzenlemeler cikacaktir zannindayim.

Devletin sigortalilari ozel sektore havale etmesindeki en buyuk sorun, sistemin yogunlugunun kaldirilamamasi. Arti denetimde zaten siz de biliyorsunuzdur, kimi doktor gunde 100u askin hastayi muayene ederken, kimi de sadece imza atmaya hastaneye gitmektedir (az da olsa vardir). Yesil kart konusucok aci ki, hakikaten ihtiyaci olanlara kimse bir sye diyemez, ancak 100 bin nusuflu bir yerde 60 bin yesil kartli varsa, cok pis kokular gelmektedir.... sisteme ufak bir duzenleme (dogru ya da yanlis) mudahalesinde bile ne kadar sallanti cikiyorsa, korkarim ki topyekun bastanasagi yeniden yapilacak bir duzenlemede ne kadar karisacagi asikar....

Bir de not duseyim,

Ozel hastanelerin bir cogu devlet kredisi ile acilmistir, dediginiz gibi bir anlasma iptali, kapattirma  -yalan dolan is yapanlar istisna- isleminden zarari gene devlet gorecektir....
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: ozak1977 - Şubat 13, 2010, 09:49:36 ös
SGK ile anlaşması olan  özel hastaneler devlet zararına çalışır . Bunun tartışması yok.
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: cardiffmonster - Şubat 13, 2010, 10:06:27 ös
Hmmm,

Sn ozak1977, sahsi tecrubemle soylediginize bir ornekle katilicam -ancak kismen- bir hasta muayene oldugu ve tahlil tetkik yaptirdigi ozel hastaneden cikip bir kac gun sonra baska bir gerekce ile devlet hastanesine gidiyor, ve orada ozel hastanede yatarak tedavi altinda oldugunu ogreniyor!!!! Arti sistemdeki ehliyetsiz ozel hastaneler de herkese zarar veriyor onda da katilirim.

Ancak bu hatali uygulamalarin topyekun, fesihe gitmesi bana gore yanlis. Sektorden bir uzmansiniz, fikrinize saygi duyarim ayri konu...

 Size tamamen katilmam icin devlet hastanelerinde cok daha verimli hizmet verilebilecek durumda olmasi lazim, keza, tanidigim basi insanlar ozellikle yakin cevrelerindeki ozel tip merkezlerinin SGK anlasmalari sonrasi, devlet hastanesinde hic olmadigi kadar ilgi ve alaka gormeye basladiklarini bilfiil yasayarak anlattilar
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: cardiffmonster - Şubat 13, 2010, 10:08:16 ös
Ayrica, SGK, devlet hastanelerine muayene ucretlerinde ozel kurumlardan daha yuksek bir meblag odemektedir, bu cift tarafli bakildiginda, tamami ile yasal ve resmi calisildiginda bile devlet hastanelerinin maliyeti daha yuksektir...
Başlık: Ynt: Sağlıkta tam gün yasa tasarısında,son yaşanan eczane krizinde kim haklı?
Gönderen: NOSAM33 - Mart 30, 2012, 01:03:57 öö
Sayın  Ozak1977

Devlet Hastanesi 'nde çalışan Genel Cerrahi uzmanıyım. Muayenehanem hiç olmadı , açmayı hiç düşünmedim ; ancak muayenehane çalıştırmak isteyen hekimleri kınayamıyorum...Devletin verdiği kuş kadar parayla iki çocuğunuzu kolejde okutamaz ve İstanbul gibi bir şehirde yaşayamazsınız...
 Emeğe saygı konusunda hassas iseniz , doktorların emeğine de saygı duymak zorundasınız.


Hocam % 100 haklısınız benim gibi 925 tl emekli maaşı alan biri ne yapsın EMEĞE saygı diyorsunuz haklısınız bizim gibi alt gelir grubunda olanlar ne yapsın ? Saygılar



NOT.: Bu ülkem ne zaman sermayeyi tabana yayar o zaman insanca yaşamaya başlarız. Sakın SOSYALİZ' imden bahsetmiyorum.Adam gibi adil bir düzenden bahsediyorum. 8) 8) 8)