Masonlar.org - Harici Forumu

Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Hukuk => Konuyu başlatan: ADAM - Temmuz 08, 2010, 11:03:50 öö

Başlık: ORTA ÇAĞDA YAHUDİLER HUKUKU- 2
Gönderen: ADAM - Temmuz 08, 2010, 11:03:50 öö



Antik ya da Pagan Roma Yahudiler Hukuku

Hıristiyan ülkelerindeki Yahudiler hukukunun sayısız kaynağı vardır. Bunların iki Roma hukukudur. Hıristiyanlık öncesi Roma yasalarından Yahudilerle ilgili olanlarının pek azı Orta Çağda varlığını sürdürmüştür.

Romalılar, Antik Helen ve Pers dünyalarından edindikleri hoşgörülü politikayı hukuk sistemlerine de yerleştirmişti. Roma hukukunda Yahudilik, inananlarına dinsel amaçla toplanma ve kendi atalarının hukukuna göre yaşama izni verilen bir collegium (birlik) olarak tanınıyordu. Collegium, çoğunlukla, “eligio licita” ya da “geçerli din” yerine geçmek üzere Yahudilere tanınıyordu.

Roma’nın Yahudilere yönelik hukuk politikası, bazı bakımlardan daha önceki rejimlerin hoşgörülü politikasını aşıyordu bile. Sünnet, tek ve görünmez tanrıya tapma, haftada bir gün çalışmama (Şabat) gibi Romalılara göre kendilerine özgü farklı geleneklerle bezenmiş bir dinle karşı karşıya olan Roma, kendi yurttaşlarına bile izin vermediği “atasal hukuk” kavramını hoşgörü ile karşılamıştı Gerçi bu hoşgörü bir bakıma Roma’nın genel politikasının gereğiydi ama sadece bir hoş görmeydi; “tolerans” anlamına da gelmiyordu.  (Dilimizde kimileri tolerans ve hoşgörü kavramlarını özdeş tutuyorsa da hayır, bunlar birbirinden farklıdır.)

İmparator Augustus’un şöyle bir buyruğu var: “Yahudiler, tıpkı büyük din adamları Hyrcanus zamanında yaptıkları gibi kendi geleneklerini atalarının hukukuna göre sürdürecektir...”

Bir yasa sayılmış olan bu buyruk, Romalı yöneticilerin Yahudilere yönelik hoşgörülü tutumlarını yüzyıllarca tutarlı ve sürekli şekilde uygulamalarına neden oldu. Romalılar ancak İmparator Hadrianus’un Şabat törenini ve sünneti yasakladığı 132-135 yılları arasındaki Yahudi isyanı sırasında, Yahudi tapınmasının yasallığı konusundaki tutumlarını değiştirdi.

İmparator Hadrianus’un kararları ise bir süre sonra İmparator Antonius Pius  tarafından yürürlükten kaldırıldı. 212 yılında İmparator Caracalla, kendi ülkesinde yaşamakta olup da aslında Romalı olmayan herkese yurttaşlık hakkını tanıdı.

İmparator Caracalla’nın buyruğu, özel olarak Yahudilerden ya da bu açıdan herhangi bir “yabancı grup”tan söz etmese bile, hukuk adamları bunun Yahudileri de kapsadığı konusunda genelde görüş birliği içindedir. Böylece, Pagan Roma yönetiminin son yüzyılında Yahudiler, hukuksal olarak basitçe hoşgörüyle karşılanan bir topluluk olmaktan çıkıp, diğer Roma yurttaşlarıyla eşit duruma yükseldi.

Yahudilere karşı gösterilen hoşgörü, Roma’nın çoktanrıcı dininden kaynaklanıyordu. Çoktanrıcı bir inancı benimseyen toplumlarda tanrılar ve o tanrıların halkları, birbirlerinin varlığını hoşgörürdü. Tektanrıcılık ise niteliği bakımından dışlayıcı, ötekileştiricidir. Aslında öyle olması gerekmez ama öyle olmuştur işte.

Bu nedenle, Hıristiyanlık öncesi antik dünyadaki tektanrıcılar yani Yahudiler, Pagan Roma’nın dinsel hoşgörüsüne hiç de karşılık vermedi. Aksine Romalıları kendi dinlerinin gerçek din olduğu konusunda ikna etmeye çalıştılar; onları kendi dinlerine kabul etmeseler bile…

İlk Hıristiyanlar, Romalı Paganlara olan tektanrıcı hoşgörüsüzlüğü Yahudilerden devraldı. Sahnedeki yeni tektanrıcılar olarak, kendi tanrısının gerçekliğine inanan Hıristiyanlar, bir dinsel rekabet kaynağı olarak Yahudilerin varlığıyla karşılaştı. 4. yüzyılda Hıristiyanlık Roma İmparatorluğu’nun devlet dini olarak Paganlığın yerini alınca, gerek çoktarıcılığın gerekse Yahudiliğin etkisini kırma olanağı doğdu.

Hıristiyanlar, Pagan Roma döneminde kendilerine gösterilmesini istedikleri toleransı ne Paganlara ne de Yahudilere karşı gösterdi.