Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: EVRENİN BİR AMACI VAR MI? - 6  (Okunma sayısı 3565 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 22, 2009, 02:57:27 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


SANMIYORUM

Lawrence M. Krauss – Fizik ve Astronomi Profesörü, Case Western Reserve Üniversitesi


Belki daha güçlü bir saptama bekliyordunuz, o ya da bu anlamda… Ancak bir bilim adamı olarak tek bir yorum yapabileceğime inanmıyorum.

Biyoloji, kimya, fizik, jeoloji, astronomi veya kozmolojideki hiçbir şey, amaca yönelik olarak doğadan direkt kanıt sunamamış olsa da bilim aynı zamanda böyle bir amacın olmadığını da asla net bir şekilde kanıtlayamamıştır. Carl Sagan’ın dediği gibi  “kanıtın yokluğu, yokluğun kanıtı değildir”.

Eğer tanrısal bir yönlendirme ve amaç var ise, bunun pozitif kanıtını su yüzüne çıkarmak adına kuşkusuz hiçbir şey bilimi durduramaz. Örneğin yarın akşam gökyüzüne baktığımızda yıldızlar “buradayım” yazar şekilde sıralanırsa, sanırım en katı bilim adamı bile yukarıda bir şeylerin olduğunu düşünmeden edemeyecektir.

Ancak dünyamız hakkında yüzyıllardır süren keşiflerde ortaya konulan milyonlarca verinin arasından buna benzer net işaretler ortaya çıkmamıştır. Zaten tam olarak bu nedenledir ki bir bilim adamı tanrısal bir amacın olamayacağı sonucuna varır. Eğer yaratanın bir amacı olsaydı, o zaman yarattıklarına amacını gösterebilmek için her halde biraz daha açık davranırdı.

İsteyen, kimilerinin yaptığı gibi, doğanın kurallarını amacın işaretleriymiş gibi algılamakta özgürdür. Örneğin Belçikalı fizikçi rahip George Lemaître’in Einstein’ın genel görelilik kuramını evrenin bir başlangıcı olduğunu gösterir şeklinde sunmasının ardından Papa Pius’un yaptığı gibi… Papa bunu tekvinin yani yaradılışın bilimsel bir kanıtı olarak yorumlarken, Lemaître ondan bunu söylemeyi terk etmesini istiyordu. Büyük patlama, bilindiği haliyle, tanrısal bir başlangıç varmış gibi yorumlanabilir ama aynı şekilde denklemden Tanrı’nın bütünüyle kaldırılması şeklinde de yorumlanabilir. Varılan sonuç kişinin beynindedir ve bilimsel kuram ile varsayımların yargısı dışındadır.

Sonuç olarak; evrenin gizli bir amacı olsa bile, kozmos hakkında bildiklerimiz bizim bunun içinde merkezi bir rol oynamadığımızı gösterir. Biz bir gezegen olarak, kozmik anlamda önemsiziz. Dünyamızdaki yaşam, geçmişte sayısız gezegenlerde de büyük bir olasılıkla olduğu üzere, gelecekte sona erecektir. Gördüğümüz bütün yıldızlar ve galaksiler bir anda yok olacak ve evren aşağı yukarı şimdi olduğu gibi davranmaya devam edecektir. Doğa bu duruma bir yön vermediği gibi, bunu pek umursar da görünmemektedir.

İnsanlığı bazı tanrısal plânların merkezine oturtan organize dinler, aslında saygınlığımıza ve zekâmıza saldırıda bulunmaktadır. Amaçsız bir evren ne bizi üzmeli ne de yaşamlarımızın amaçsız olduğu anlamına gelmelidir. Böylesine dehşetli bir kozmik geçmişle kendimizi uçsuz bucaksız evrenin bir köşesindeki uzak bir gezegende zekâ, kendini bilme ve farkına varma ile zenginleşmiş buluruz. Umutsuzluğa kapılmamalıyız; aksine bu zenginliklerin pek çoğunun oluşması için çaba göstermeliyiz ve ılık güneşin keyfini çıkarmalıyız. 


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 24, 2009, 07:55:54 ös
Yanıtla #1

Aslında dünyamızın ve içersinde yaşayanlar olarak bizlerin hatta bizlere verilen yaşamların bir öneminin olmadığı hususunda bir düşünceye kapılmış olursak haliyle bir umutsuzluğun içersinde kendimizi bulmamızı da sağlamaktadır. Bunun için de nasıl olsa önemsiziz diyerek yaşamımızı öylesine geçirirsek maalesef kazançların yerini belirli bir süre sonrasında önemli kayıpların alması düşünülebilinir.

Ne dünyamız evrenin içersinde önemsiz bir durumda, ne bizler, ne de bizlere verilen yaşamlar.. Bu düşünceye kapılmamız durumunda ise ileriye dönük ufuklarımız genişler ve böylelikle içimizde rahatlatıcı ve umut verici bir ışığın huzurunu hissedebilmiş olabiliyoruz.

Neye bakarsak onu görüyoruz. Muhakkak ki karşılaştığımız herşey bize bir sinyal verebilir, hatta zaman zaman bulutların şekli bile bizim kendi düşüncelerimize göre bir anlam kazanabilir. Bu olay, bazılarımıza saçma bazılarımıza göre tam anlamıyla mantıklı gelebilmesi doğaldır. Aynı şekil, bana göre bir filken, diğerine at şekli gelmesi her ikimizin sahip olduğu düşüncelerin farkılığından kaynaklanabilinmektedir. Bunun için de alacağımız mesajlar bize göre değişkenlik arzedebilir. Sahip olduğumuz bilinç farklılıklarından ve değişik evrim basamaklarında bulunmamızdan kaynaklanmaktadır.

Saygılar,           
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
3404 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2009, 07:21:50 ös
Gönderen: Prenses Isabella
1 Yanıt
3294 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2009, 07:27:34 ös
Gönderen: Prenses Isabella
1 Yanıt
3653 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2009, 07:37:37 ös
Gönderen: Prenses Isabella
1 Yanıt
3436 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2009, 07:46:40 ös
Gönderen: Prenses Isabella
1 Yanıt
3412 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2009, 08:02:52 ös
Gönderen: Prenses Isabella
1 Yanıt
4356 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2009, 08:05:11 ös
Gönderen: Prenses Isabella
5 Yanıt
5045 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 10, 2016, 02:11:01 ös
Gönderen: Tık-Tik-Tak
0 Yanıt
2745 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 26, 2009, 08:23:52 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3191 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 26, 2009, 03:40:32 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3080 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 27, 2009, 10:02:46 öö
Gönderen: ADAM