Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Sanal Bağımlılıktan Kurtulmak.......  (Okunma sayısı 2667 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 13, 2010, 05:44:28 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 308
  • Cinsiyet: Bay


    Balıklı Rum Hastanesi Anatolia Klinikleri Şefi Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, teknolojinin getirdiği yeni bağımlılık türlerinden ''internet bağımlılığının'' en çok gençler ve 18-35 yaş arası erkeklerde görüldüğünü bildirdi.

    Beyazyürek, yaptığı açıklamada, son 1 yıldır polikliniğe gelen hastalarda bir farklılık gözlemlediklerini ve bu nedenle de internet bağımlılığı kliniğini açtıklarını söyledi.

   ''Çocuğum okuldan geliyor evde odasına kapanıyor, dışarı çıkmıyor. Acaba uyuşturucu mu kullanıyor ya da bir akıl hastalığı mı var?'' kuşkusuyla anneleri tarafından getirilen çocuklarla yaptıkları görüşmelerde, odaya kapanmanın sebebinin ''internet'' olduğunu tespit ettiklerini belirten Beyazyürek, şöyle konuştu:

   ''Bu tür vakaları sıkça görmeye başladık. Bunun yanı sıra bir başka şeyi de karı-koca arasında gördük. Daha önce çiftler 'kocam bana bağırdı, beni dövdü, karımın dırdırından yıldım' gibi şikayetlerle gelirken, bu şikayetler 'kocam işten geliyor, yemek yemeden doğru internetin başına geçiyor' şeklinde olmaya başladı.

    Bu nedenle böyle bir klinik açma ihtiyacı hissettik. Artık gelen hastalarımıza sorunu ne olursa olsun, 'internet kullanıyor musun ve ne kadar süre geçiriyorsun?' şeklinde bir soru sormaya başladık.''

    RAHATSIZLIKLAR

    Beyazyürek, internette saatlerce kalkmamanın psikolojik, sosyal, ekonomik ve omurga bozukluklarından, beslenmeye kadar birçok organik bozukluğa yol açtığını vurgulayarak, ''İnternetin başında uzun süre kalanlarda en çok kaygı bozuklukları ve depresyon görülüyor. İnsanın bedensel ve sosyal kadar bir de psikolojik yapısı var. O psikolojik yapının beslenmesi lazım. Sanal bir ortamın bunu beslemesi mümkün değil'' dedi.

    Bir kişiye ''internet bağımlısı'' demek için bir takım kriterler gerektiğini kaydeden Mansur Beyazyürek, şunları kaydetti: ''Eğer kişi sosyal, psikolojik ve organik yapısı olumsuz etkilendiği halde, internetin başından ayrılamıyorsa 'bağımlı' demektir. Kişi okuluna gidemiyor veya geç gidiyorsa, derslerinde bir düşüş varsa, omurga şikayetleri başlamışsa, beslenme alışkanlıkları değişmişse, bilgisayarın başından onu kaldırdığınızda sinirli ve gergin oluyorsa, bu kişinin internetle bir sorunu var demektir. Ancak işi icabı uzun bir süreyi internet başında geçirenleri bunlardan ayırmak lazım,''

    Prof. Dr. Beyazyürek, artık internette bile ''internet bağımlığı ve tedavi yöntemlerine'' ilişkin siteler bulunduğuna dikkat çekerek, bunu ''ironi'' olarak nitelendirdi.

    KADINLARA DA DİKKAT

    Beyazyürek, yaklaşık 1 yıl önce açılan internet bağımlılığı kliniğinde bugüne kadar 200'ün üzerinde internetle sorunu olan insana yardımcı olmaya çalıştıklarını ifade ederek, ''İnternet bağımlığı en çok gençler ve erkeklerde, özellikle de 18-35 yaş arası erkeklerde daha fazla görülüyor. Bizim hastalarımızın da yüzde 70'ini bu grup oluşturdu. Ancak bilmediğimiz ve bize yansımayan çok ciddi bir grup olduğunu da tahmin ediyoruz. Kadınlara da dikkat... Ev kadınları da yavaş yavaş bu işin içine giriyor'' dedi.

    Gençlerde bu durumun daha tehlikeli olduğunu kaydeden Beyazyürek, ''Kişilik ve ruhsal yapısı olgunlaşmaya, değişime uğramaya başladığı ve şekillendiği bir dönemde sanal alemle bu kadar sıkı-fıkı olması, gençlerde gelecekte çok ciddi ruhsal sorunlara yol açabilir'' diye konuştu. Beyazyürek, özellikle aile ilişkileri bozuk olan erkeklerin de interneti bir kaçış yolu olarak gördüğünü dile getirdi.

    TEDAVİ VE ÖNERİLER.

    İnternet bağımlılarını da diğer bağımlılar gibi ele aldıklarını ifade eden Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, ''Önce hangi sitelere girdikleri ve burada ne kadar saat geçirdiklerini tespit ediyoruz. Daha sonra internette kalma sürelerini yavaş yavaş azaltıyoruz. Eğer bir psikolojik sorun yaşıyorsa yanına da ilaç tedavisi ekliyoruz'' dedi.

    Mansur Beyazyürek, ailelerden 10 yaşından önce çocuklarını bilgisayar başına oturtmamalarını da isteyerek, şu önerilerde bulundu: ''Çocuğunuzun bilgisayar başında geçirdiği süreyi, okuldaki durumunu, arkadaşlarını, arkadaşlarıyla ilişkilerini, evin dışında geçirdiği hayat içinde bilgisayarın ne kadar yer aldığını, sosyal olaylarla ne kadar ilgilendiğini mutlaka gözleyin. Eğer bunlardan uzaklaşıyorsa arkadaş ilişkilerinden kopmuşsa ve bunların üzerine bilgisayarı koymuşsa hiç vakit geçirmeden bir profesyonele danışın.''


IŞIK ve SEVGİ ile KALIN.......

Işık, sadece ışık ama daha fazla ışık.......


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
6 Yanıt
4898 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 13, 2007, 03:34:52 öö
Gönderen: shemuel
0 Yanıt
2082 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 22, 2008, 11:53:23 öö
Gönderen: bugfree