Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Bir Tapınak Yapıldı - 23  (Okunma sayısı 3703 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 13, 2010, 06:05:04 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Kral Süleyman sonunda tahtından kalktı. Yoapert’e yaklaştı. Çevresinde ağır ağır bir tur attı.

«Sen buraya nereden girdin?» diye sordu.

Yoapert yanıt vermedi. Başı öne eğik, sadece eliyle gizli kapının olduğu yeri işaret etti.

«Ya!... Orada bir kapı bulunduğunu nasıl bildin?»

«Bilmedim. Aralık kalmıştı. Gördüm.»

Süleyman o gizli kapının aralık kalmış olmasından hiç hoşlanmamıştı ama bu bakımdan Yoapert’e kusur bulamazdı. O kapıyı sadece kendisi kullanırdı. Kusur kendisinin olsa gerekti.

«Ne yapıyordun orada?» diye sordu.

«İşsiz güçsüz kaldım. Sıkılmıştım. Dolaşıyordum.» diye yanıtladı Yoapert.

«İnşaata gitseydin…. Senin işin, görevin o. Orada görünmek. Böyle burada ortalığı gözetlemek değil.»

«Gidiyorum gitmesine de, oradakiler ben yakınlarına gelince biraz rahatsız oluyor ve işlerini aksatıyorlar. Onun için daha seyrek gitmeyi yeğliyorum.» dedi Yoapert. Gözetleme suçlamasını yanıtsız bıraktı.

«Ya!» dedi Süleyman. «Peki, aralık kalmış bir kapı bulunca hemen oradan içeriye dalman mı gerekiyordu? Bu yaptığının densizlik olduğunu bilmez misin? Neden girdin içeri?»

«Sert bir tartışma işittim.» diye zorlukla konuştu Yoapert. «Birisi Yüce Kralımız Süleyman’a saldırıyor gibi geldi bana. Silâhım olmasa da belki onu korumaya çalışabilirdim.»

«Ya!» dedi Süleyman yine. Gidip tahtına oturdu.

Bir süre daha geçti. Neden sonra, hayli sert bir tonla «Ayağa kalk!» dedi.

Yoapert doğruldu. Süleyman’ın karşısına dikildi. Eğilerek selâmladı kralı ama utancından hâlâ yüzüne bakamıyordu. Bakabilseydi, karşısında bir çift çatık kaş görecekti.

Nitekim Süleyman, «Yüzüme bak!» dediğinde gördü de.

«Yaklaş.»

Yoapert yakınına gelince, «Gerekçesi her ne olursa olsun, sen bugün burada nasıl bir suç işlemiş olduğunun farkında mısın?» diye sordu.

Yoapert bunun farkında olduğunu, buraya ne zaman ve nasıl girilebileceğini bildiğini, bu olaydan ötürü kendisini savunamayacağını, sadece kötü niyet taşımadığını, özür dilemek de bir işe yaramayacağı için cezası her ne olursa olsun çekmeye hazır olduğumu belirtti.

«Madem öyle, şu halde sana üç soru soracağım.» dedi Süleyman, «Bunlara biraz önce kullanamamış olduğun o aklını bu kez iyi kullanarak yanıtlayabilecek olursan seni bağışlayacağım. Beceremezsen, işte o zaman başına gelecekleri düşün. Anladın mı?»

Yoapert bir şey demedi. Başıyla anlamış olduğumu belirtti.

«Söyle bakalım… Sen nereden geliyorsun?»

Yoapert buna nasıl bir yanıt vermeliydi ki?... Acaba Kral Süleyman bu soruyla ne demek istiyordu?... Fenike’den geldiğini söylese bu elbette yanlış olurdu, çünkü geleli neredeyse yedi yıl olmuştu. Üstelik Kral Süleyman bunu zaten biliyordu. Kendisine yatıp kalkması için verilmiş odayı da sormuyordu herhalde.

Süleyman akılını iyi kullanarak yanıt vermesini söylemişti, zaten bildiği bir şeyi değil. Çok dikkat etmeliydi. Kafasını çalıştırmalıydı. Ağzından çıkacak tek bir sözcük bile sonu olabilirdi.

Bu sorunun altında mutlaka başka bir şey yatıyordu. Demek yanıtı da öyle olmalıydı. İyi bir yanıt gelmişti aklına ama o da çok riskliydi.

Tüm cesaretini topladı; riski üstlendi.

«Her yerden.» dedi.

Süleyman hiç ses çıkarmadı. Bu yanın kendi beklediği gibi olup olmadığını ya da beğenip beğenmediğini söylemedi.

«Ne zaman çalışırsın?» diye sordu.

Yoapert bu kez hiç duraksamadan «Her zaman.» diye yanıt verdi.

Sıra üçüncü soruya geldiğinde Yoapert artık iyice havaya girmişti. Nitekim Süleyman «Bundan sonra nereye gideceksin?» diye sorunca, «Her yere.» diye yanıtladı kendine güvenerek.

İnsanı gerçeklere ulaştıran en doğru yol bilimsel nitelikli bilgidir. Fakat bazı zaman insan o bilgiden yararlanma olanağını bulamayabilir. Bilimsel nitelikli bilgi birikimi, araştırdığı gerçeklere ulaşabilmesi bakımından yetersiz kalabilir. O zaman araştırmaya girişmesi, bilginin gelişimine çalışması gerekir.

Bunun başarılı sonuçlanması için tek olanak, bilimsel yöntemi uygulamaktır. Bu da sırasıyla, gözlem, deney, varsayım ve sınama aşamalarından geçmeyi gerektirir. Varsayım, gözlemle elde edilen yinelenmeler üzerine kurulur. Ancak yapılan sınamalar ile yeterli bir düzeyde doğrulanamazsa yani aynı koşullar altında aynı sonuçlara varılmazsa, başa dönerek gözlemleri artırıp yinelemek, sonra varsayımı yeni baştan kurmak  gerekir. Sınamalarla yeterli bir düzeyde doğrulama elde edilirse, varsayım bir kurama dönüştürülerek artık ilgili yasaların belirlemesine geçilebilir.

Yasalar belirlenince mutlak gerçeğe varıldığı sanılmamalıdır. Ulaşılmış olan gerçek göreli olacaktır. Gerek oluşturulmuş kuramın gerekse yasaların noksanları, yanılgıları, geçerli olmadığı koşullar bulunabilir. Çalışmayı sürdürmek gerekir; her zaman ve her yerde.

Bazı zaman bu aşamaların izlenmesi hatta gözlem yapmaya başlanması olanağı bile elde edilemez. İşe nereden ve nasıl başlanmasının uygun olacağı belirlenemez. Öyle bir belirsizlik var diye hiçbir şey yapmayıp beklemek ise, insanı hiçbir zaman başlayamamak gibi bir olumsuzluğa yöneltebilir. Akıl yolunu kullanıp seçenekler arasında en uygun düşenini belirlemek gerekir. En uygun seçeneği belirlemekte ise, akıl yolu da yetersiz kalabilir ama bu riskin alınması gerekir.

Karar vermekte risk alamayan, vereceği kararın doğru olup olmayacağından korkan, ilk girişiminde yanılgıya düşmekten sakınmayı öngören insan hiçbir girişimde bulunamaz. Kararsızlık, insanın gerçekleri araştırma uğraşısına girişmesine engel olur.

Yoapert’in böyle yüreklice yanıtlar vermesi üzerine Süleyman bir süre durdu. Sonra, «Peki Yohaben... Şimdi gidebilirsin. Yarın bu saatte çalışma odama gel. Sakın gecikme.» deyince, Yoapert kralı her zamanki gibi selâmlayarak geri geri kapıya doğru yöneldi.

Süleyman onu durdurdu. «Hayır!... Oradan girmediğine göre oradan çıkamazsın. Nereden ve nasıl girmişsen, aynı yerden aynı biçimde çık.» diye uyardı.

Bunun üzerine Yoapert gizli kapının bulunduğu yana yöneldi. Tam çıkacaktı ki Süleyman arkasından seslendi. «Sıkıca kapat. Öyle sıkı kapat ki bir daha sen bile yerini bulamayasın.»

Yoapert perdenin arkasına geçti. Şimdi önünde kapı yok, düz duvar vardı. Oysa o girerken kapıyı aralık bırakmıştı. Demek birisi, olası ki Zerbal dışarıdan gelip sıkıca kapatmıştı. Çıkamayacak mıydı? Geri de dönemezdi. Gizli kapının orada bir yerde olması gerekiyordu ama nerede? Hem nasıl açılacaktı acaba?

Bir süre endişeye kapılmışsa da bunu çabuk giderdi. Önündeki duvarı yoklaya yoklaya kapının yerini buldu. Daha doğrusu, itekleye itekleye ulaştı kapıya. Dışarıya çıkıp kapattıktan sonra da derin bir “Oh!” çekti.

Merakı az kalsın başıma olmadık büyük bir dert açıyordu. Bundan böyle sarayda dolaşırken daha dikkatli olmalıydı. Burada kim bilir bilmediği daha ne incelikler ne gizli geçitler vardı. Burnunu sokmamalı, olur olmaz işlere girişmeye de kalkışmamalıydı.

Görev duygusundan kaynaklanan, temelinde bağlılık ve iyilik düşüncesi olan eylemler, önceleri yanlış değerlendirilebilir.

Göreve bağlılık ve doğruluk yolunda gerçekleştirilen herhangi bir davranış kusur sayılsa hatta töreye aykırı olsa bile, hoşgörüyle karşılanabilir. Fakat görev duygusundan kaynaklanmakta olsa bile aşırı merak, insanı tehlikeye sürükleyebilir. Bu nedenle, meraklı olan bir kişinin, bu karakterini bilerek, karşılaşabileceği tehlikeleri önceden düşünerek önlemli olması gerekir. Bu hem kendi bireysel güvencesini hem de görevini esenlikle yapabilmesini sağlar.

Yoapert koridordan çıkıp odasına doğru giderken, Zerbal arkasından kıs kıs gülüyordu. Sonra o da bir kez daha aynı koridora girdi; gizli kapıyı sıkıca kapatmış mı diye bakmak için.



« Son Düzenleme: Aralık 09, 2010, 02:34:07 ös Gönderen: dogudan »
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
4316 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 07, 2010, 02:11:05 ös
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
5475 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 09, 2016, 11:25:50 öö
Gönderen: kurt
0 Yanıt
3845 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 13, 2010, 03:40:47 ös
Gönderen: ADAM
5 Yanıt
4708 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 13, 2016, 02:54:24 öö
Gönderen: resurrected
0 Yanıt
3853 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 20, 2010, 11:38:49 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3994 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 23, 2010, 11:14:59 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3646 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 25, 2010, 04:19:21 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3902 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 27, 2010, 10:54:02 öö
Gönderen: ADAM
8 Yanıt
7037 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 10, 2016, 10:21:48 ös
Gönderen: kurt
0 Yanıt
3477 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 15, 2010, 12:47:11 ös
Gönderen: ADAM