Şöyle bize, foruma ve üzerinde çalıştığımız konuya yaraşır yaklaşımlar ve paylaşımlar olunca ne kadar seviniyorum. Onca "noise" arasında belki birilerine kıvılcım olacak bir sözcük bile çıkması, işte bunun için burada değil miyiz?
Sevgili Midyad. Kılıç meselesine çok derinlemesine girmeyeyim. Ancak hangi elde olduğunun simgesel bir anlam içerdiğini belirtmekle geçeyim. Ve hatta kimi yerlerde ne yöne doğru tutulduğu, neresinden tutulduğu vs. de... Ancak Masonik bilgidir.
Fakat ben kökenleri hep teoloji ve mitolojide arama taraftarıyım. Örneğin sadece düz bir kılıç kullanılmaz ki şövalyelikle ilgili olsun. "Alevli kılıç" diye bir şey var misal. Bu nereden gelir?
Hemen bakarsınız Tevrat'a:
Yaratılış 3;24: "Onu kovdu. Yaşam ağacının yolunu denetlemek içinde Aden bahçesinin doğusuna Keruvlar ve her yana dönen alevli bir kılıç yerleştirdi."Neymiş, koruyormuş! Nereyi? O zaman dışarıda bununla korunan bir yer, neyi simgeler ki?
Neyse uzatmayalım. İkinci kısma bakalım. Operatif Masonlukta yok muydu yani hiç bu teknikler (Art of Memory vb.)
Masonlar arasında dahi - bence çok yazık şekilde- adı neredeyse hiç duyulmayan ama Mimarinin babası sayılan Vitruvius (Evet Rozkrua Büyük Üstadı Da Vinci'nin Vitruvian Man'inde ki ) Vitruvius Pollio. Julius Sezar ve İmparator Agustus'un mimarı. Masonluk için bu kişi mutlaka incelenmeli.
Mesela üç sütun kavramının kökeni bu kişi olabilir. Ne diyor?
Mimaride olmazsa olmaz üç durum olarak “
Utilitas, Firmitas, Venusta” yani
‘‘Kullanışlılık, Sağlamlık, Güzellik” öne sürüyor bunları da mimarinin üç temel sütunu iyon, dor ve korint ile özdeşleştiriyor.
Başka ne diyor?
“Geometri mimaride çok işe yarar. Bize cetvel ve pergelin faydalarını, gönye, düzeç ve şakulü doğru kullanmayı öğretir.”Başka ne diyor?
"İyi bir yazar, Geometriye hakim, müzikten anlayan, tarih bilen, filozofları dikkatle takip eden, ilaçlar ve tıp konusunda bilgiye sahip ve astronomi ile tanışık olması gereken Mimar, ancak böylece kalıcı eserler verebilecektir."[
İngilizce tam metin: The architect should be equipped with knowledge of many branches of study andvaried kinds of learning, for it is by his judgement that all work done by the other arts is put to the test. This knowledge is the child of practice and theory. Practice is the continuous and regular exercise of employment where manual work is donewith any necessary material according to the design of a drawing. Theory, on theother hand, is the ability to demonstrate and explain the productions of dexterity onthe principles of proportion. It follows, therefore, that architects who have aimed at acquiring manual skillwithout scholarship have never been able to reach a position of authority tocorrespond to their pains, while those who relied only upon theories and scholarship were obviously hunting the shadows, not the substance. But those whohave a thorough knowledge of both, like men armed at all points, have the sooner attained their object and carried authority with them... Let [the architect] be educated, skilful with the pencil, instructed in geometry, know much history, have followed the philosophers with attention, understand music, have some knowledge of medicine, know the opinions of the jurists, and be acquainted with astronomy and the theory of the heavens.] (Kaynak : The Architecture of Marcus Vitruvius Pollio in Ten Books, London, 1874 (
https://warburg.sas.ac.uk/pdf/kfh125b2128022.pdf))
Yani görüleceği gibi MÖ 80 li yıllarda bile meslek erbabı hiçbir zaman salt operatif olmaya yönlendirilmemiştir. Bu Roma Kolejlerinde de, Diyonisos İşçilerinde de böyledir.