Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Dinler Tarihi--Japon Dini--Şintoizm  (Okunma sayısı 1473 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 28, 2016, 02:28:49 öö
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

Japonya'da büyük din Şintoizm'dir. Bu yerli dinin uzun zaman bir adı olmamıştır. M.S. VI. yüzyılda 'Buda'nın Yolu' anlamına gelen 'Butsudo'  terimine karşılık olarak 'Tanrılar Yolu,Tanrısal Yol' anlamına gelen Şinto sözü icad edilmiştir.

Japonlar yazı yazmayı bilmediklerinden ve yazı da onlara ancak M.S. V. yüzyılda Çinlilerden gelmiş olduğundan , dinle ilgili gelenekleri tespit asırlarca mümkün olamamıştır. Başlıca kutsal metin 'Eski Nesneler Kitabı'dır.  VIII. yüzyılda yazılmış olmakla beraber çok daha eski görüşleri izah etmektedir. Aynı sıralarda , başka bir kutsal kitap olan 'Nihongi' Çince olarak yazılmıştır.

Şintoizm bilhassa Kami'lere,  yani ölülerin ruhlarına tapınıştır . Japonca'da Kami sözü genel olarak 'konuşanın üzerinde olan her şey' anlamına gelir.

XVIII-XIX. yüzyıllarda Şintoizm'in bir yorumcusu olan Hirata'nın yazdığı gibi , "bütün ölüler Tanrı haline gelirler. Tabiat olaylarını idare edenler onlardır. Dünyayı nufuslandırırlar,tarlaları bereketlendirirler,mevsimlerin gelmelerini sağlarlar, ayrıca âfetlerle kıtlıklara da sebep olurlar.  İyilikte olduğu kadar kötülükte de kudretli olduklarından,  yaşayanlar onları unutup ihmal ederlerse kötücül davranırlar.  Mükâfat verdikleri gibi, ceza da verirler.

Böylece ,ölülerle diriler arasında karşılıklı bir bağ meydana gelmiş olur. Ölülerin yaşayanlara ihtiyacı vardır. İlkel inanca göre ölülerin rahatlığı ,dirilerin onlara karşı gösterdikleri iyi bakıma ,mezarlarının üzerine koydukları yiyeceklere, içkilere,  eşyaya bağlıdır.

Şintoizm'in yorumcuları kendi dinlerinde ne ahlâk yasası, ne de "On Buyruk" bulunduğunu, çünkü Japonların böyle şeye hiçbir zaman ihtiyaçları olmadığını ileri sürmüşlerdir. Zira Tanrısal bir ırk olduklarından ,kendi tabiatlarına uymaktan gayrı yapacakları şey yoktur. Motoori'ye göre , takip edilecek yol olmadığını bilmek , Tanrılar Yolunu bilmek ve takip etmek demektir.

Şintoizm'de bir aile ahlakı vardır. Yunan-Irlanda aslından olup Japon vatandaşlığına geçen büyük yazar Lafcadio Hearn'e göre "Aile bir dindir, aile ocağı ise bir tapınaktır." Ataların tabletleri önünde dua etmek, onlara hediyeler sunmak gerektir. Sonra , Hearn'in yazdığı gibi, " ölüler geçmişin manevi şerefe aykırı bir tutumla onları üzmek , büyük suçtur. Hirata'ya göre , ataların hâtırasına bağlılık,  bütün faziletlerin kaynağıdır.

Ayrıca ölülere karşı ödevlerini de iyice yerine getirecektir. Çocukların ana-babaya,kadınların erkeklere itaat etmeleri gerektir. Evlenip çocuk yetiştirerek aileyi idame etmek de ana bir ödevdir. İnsan erkek bir çocuğa sahip olmalı , olamazsa böylesini evlât edinmelidir. O da atalara saygı göstermeye devam edecektir.

Japonya bugün dahi ibadetgâhlar ve Şinto tapınakları ile doludur. Rahiplerin bekâr kalmaları mecburi değildir.  Hatta bunlar başka bir zanaat da yapabilirler.

Tapınma , çok eski zamanlardan kalma birtakım duaları ya da büyülü birtakım formülleri ezbere okumaktan ve Tanrılara pirinç ,sebze,yemiş, balık gibi hediyeler sunmaktan ibarettir. Bu ibadette genç kızlar tarafından yapılan rakslar da vardır ve papazlar gibi genç kızlar da Tanrıya karşı herhangi bir ahitte bulunmak zorunda değildirler. Bu rakslar Udzume'nin güneş Tanrıçasının mağarası önünde yapmış olduğu dansları ve ışığın yeryüzüne dönüşünü anıp kutlamak için yapılır.

Büyük dinsel merkez İse'dir ki Amaterasu 'nun en çok gidilen tapınağı burada bulunmaktadır.