Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Bulent Ersoy'a Sorusturma..  (Okunma sayısı 7309 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 25, 2008, 11:03:09 ös
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 574
  • Cinsiyet: Bay

Popstar Alaturka'yi izliyorsaniz konusmaya sahit olmussunuzdur. Kendisi, cocugumu askere yollamam vb. laflar etmistir, daha sonra da Ebru Gundes ile polemige girmistir. Simdide sorusturma acilmistir kendisi hakkinda. BENCE, iyi de olmus. Azinin payini alir insallah...

Haberin tamami: http://www.ntvmsnbc.com/news/437016.asp


Şubat 25, 2008, 11:47:47 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 202
  • Cinsiyet: Bay

Sn. Ersoy'un 3 nedenden yargılanmasını isterdim aslında!

1. Neden: Sn. Poyraz06'nın sözüne ettiği konu,

2. Neden: Ülkedeki travestilerin önünü iyice açtığından

3. Neden: Kendisini sanatçı sanıp, bugüne kadar pek kimsenin elinden tutmadığı ve desteğini insanlardan esirgediği için!


Şubat 26, 2008, 12:05:44 ös
Yanıtla #2
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Ersoy düşüncesini ifade etmiştir YARGILANAMAZ... bir ülkede çocuklarını seve seve ölmeye öldürmeye gönderenler olabilir, ama aynı şekilde çocuklarını ölüme göndermek istemeyenler de olabilir... ölmek ve öldürmek istemeyenlerin düşüncelerini açıklamalarına yasak getirmek, düşüncelerini açıkladıkları zaman "halkı askerlikten soğutmak" cürmünü işledikleri savıyla soruşturma açmak, yargılamak demokratik bir düzende kabul edilemez.

travesti, gay, lezbiyen, transseksüellik birer cinsel tercihtir... yine demokratik bir ülkede GLTT tercihinden dolayı hiç kimse kınanamaz. illa ki herkes doğal(!) olan heteroseksülelliği seçmek zorunda değildir... biz "genel ahlaklılar" (!) tarafından "toplum dışı" veya "doğa dışı" olarak kabul edilerek cinsel tercihleri dışlanan ve yok farz edilenlerin de yaşama hakları mevcuttur. ve bu cinsel tercih, birilerinin olması sebebiyle önü açılmaz...


Şubat 26, 2008, 12:31:48 ös
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

Sn üyeler zaten bizleriz bu tip insanları alkışlayarak bu tile mindiren


Şubat 26, 2008, 01:13:28 ös
Yanıtla #4
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 130

Ersoy düşüncesini ifade etmiştir YARGILANAMAZ... bir ülkede çocuklarını seve seve ölmeye öldürmeye gönderenler olabilir, ama aynı şekilde çocuklarını ölüme göndermek istemeyenler de olabilir... ölmek ve öldürmek istemeyenlerin düşüncelerini açıklamalarına yasak getirmek, düşüncelerini açıkladıkları zaman "halkı askerlikten soğutmak" cürmünü işledikleri savıyla soruşturma açmak, yargılamak demokratik bir düzende kabul edilemez.

travesti, gay, lezbiyen, transseksüellik birer cinsel tercihtir... yine demokratik bir ülkede GLTT tercihinden dolayı hiç kimse kınanamaz. illa ki herkes doğal(!) olan heteroseksülelliği seçmek zorunda değildir... biz "genel ahlaklılar" (!) tarafından "toplum dışı" veya "doğa dışı" olarak kabul edilerek cinsel tercihleri dışlanan ve yok farz edilenlerin de yaşama hakları mevcuttur. ve bu cinsel tercih, birilerinin olması sebebiyle önü açılmaz...

    YENİ DÜNYA DEVLETİ

CFR ve bilderbeg kuruluşlarını duydunuz mu Sn.skullg

1.Yeni uluslar arası ekonomik düzen
2.Yeni politik düzen
3.Yeni dini düzen

Bu üç şeyi amaçlıyorlar.Bize 3. madde şimdilik lazım.Proje ABD nin geliştirmekte olduğu bir projedir.

Şeytani idaellerinden biridi Kilise yapısını bozmak,bunun için yayın kuruluşlarından ele geçirmek daha kolay olsa gerek.diğer bir unsur ise aile yapısı , bunu ortadan kaldırmak için leyzbiyenliği ve homoseksüelliğe teşvik ediyor

ABD başaknı bush da onların yanındaydı.Beyaz Saray  ilk defa o davet etti.Pornografinin önündeki sınırlamaları kaldıran değişiklikler hep onun zamanında yapıldı
Bu ülkede kimse satranç oynamayı bilmez.Bu millet kaderini zar atarak belirler.


Şubat 26, 2008, 01:53:18 ös
Yanıtla #5
  • Ziyaretçi


izle yorumla


Şubat 26, 2008, 02:08:05 ös
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

Sn. skullG, hukuk bilginiz ile zaten haklısınız (sadece bu açıdan baktığım vakit) fakat zaman bu sözlerin sarf edilebileceği bir zaman değil... Bülent Ersoy' un cinsel tercihi beni ilgilendirmez fakat özel hayatı ile gündeme sıkça gelen bir insan için de insanların yorum yapması olası ve engellenemez bir durum...


Şubat 26, 2008, 04:17:34 ös
Yanıtla #7
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Perihan Mağden'in bugün Radikal'de yayımlanan köşe yazısını büyük bir zevkle ve hissiyatıma tercüman olması nedeniyle sizlerle paylaşıyorum.

"Oldukça hastayım.
O yüzden de sersem sepelek, titrek ve mütereddit, enerjisiz ve durgun; güne (benim bugünüm, sizin dününüz, hepimizin pazartesi'si) başladım.
Yıldırım (Türker) çok sıkı bir 'Kara Harekâtı' yazısı yazmış.
O, iyi geldi.
Komşum Esin'le buluştuk. O kahve içti, ben çay- temelde. Sinemadan ve siyasetten konuştuk. İlk kez şahane bir komşu- arkadaşım oluyor hayatta.
O, iyi geldi.
Medyanın internet siteleri de; özzz medyamız kadar sağcı, yanlı, yancı, milliyetçi, klişeci, siyaseten yanlışçı. Birkaç site Alaturka Star mıdır nedir, o yarışmada işte, Bülent Ersoy'un 'korkunç' 'gaflarını' duyurmuş.
O 'gaflar' iyi geldi.
Hakikaten gazete(miz) Radikal de: Genelgeçer Medya'dan geri kalmama telaşesinde midir, neyin içindedir, bilemeyeceğim(iz) dinamikler (ya da dinamiksizlikler) leğeninde- acayip acayip manşetler köşecikler. Hepten savaş yanlısı. Kahramancı filan.
Ve fakat Bülent Ersoy'a dönersek; ki, kendisini 'Hepimiz Ermeniyiz!' sloganına gösterdiği pseudo- ümmetçi reaksiyon numerolarından ötürü bir nevi Siyaseten Yanlışçılar Kraliçesi ilan etmişliğim mevcuttur-
Öncelikle, sapır sapır vatan evladlarını şehit verdiğimiz BU günlerde, nasıl olur da Şarkı Yarışmaları'na devam ederlermiş! (Ağız bu-Medya Leğeninde.)
Beyaz programını, yarıda mı/sona yakın mı ne keserek bir nevi Vatan Kahramanı ilan edildi biliyorsunuz. (Ya da öğrenmiş oldunuz.)
Tüm bu Medya BoyaBadanacıları hayatlarının 'normal' akışında en ufak bir değişiklik vs. yapmamışlardır kesinlikle. Ama böyle asmalar/kesmeler/enkahramanRıdvan numaraları! Bunların bini bir para BU günlerde.
Neyse işte BU süper kritik/milli birlik beraberlik ve Ertuğrul Özkök aryalarına ennn muhtaç olduğumuz günlerde; programlarını kesmedikleri GİBİ-
Bülent Ersoy "Doğurgan olsaydım oğlumu ASKERE GÖNDERMEZDİM"- dememiş mi? Size? Bize? Türkler'e?
Buyrun işte (benim kronik yargılanma maddem olmuş bulunan) 318'den ve yani HALKI ASKERLİKTEN SOĞUTMAKtan yargılanmasını Ersoy'un gerektirecek buzzzlukta ifadeler!!
Yetmemiş, frenlerini tespit edememiş "Ben doğurduğum çocuğu TOPRAĞA VERMEM" lafını da etmemiş mi Ersoy?
Allahtan ve Kutsal'dan, tam oracıkta, Milliyetçi İlkokul Mezunu,
Bir Zamanların Palavralar Kraliçesi (hani babasının öldüğünü ilan edip
küçükken evlendiği 'gerçeğini' vs.
gizlemişti), Nasyonalist Hissiyatlanmalarımızın Büyükelçisi Ebru Gündeş programın vatanseverliğini de kurtaracak müthiş bir manevrayla, bir trilyonluk "Allah bana asker anası olmayı nasip etsin. Şehitler ölmez, vatan bölünmez," doğru cevap kutusunu (içdüdüleriyle) bulmuş! İşaretlemiş!
Bu 'muhteşem' ve hepimizin Özkök İnsanı önderliğinde/etrafında kenetlenmemizi gerektiren 'şahana' cevaplamaya karşılık, Bülent Ersoy NE fışkırtsa beğenirsiniz?
"HEP AYNI KLİŞE LAFLAR!"
Buyrun bakalım! Karşımızda feci şekilde haklı bir Bülent Ersoy! Jüride 'Eşlikçi Kız' rolünü oynamaktan iyice sincaplaşmış Ebru Gündeş'in, Nasyonel 1 Abide'ye dönüştüğü anların buzdan heykeller misali bu ultra gerçekçiliğin ısısı karşısında eriyip yok olduğunu ümid edeceğimiz anlar!
Dünyaca Tanınmış Sayılı 1 (Numerolu) Türk Transseksüeli olarak Bülent Ersoy HAKİKİ BİR ANANIN vereceği cevabı vermekten, söylenmesi mecburi olanı değil, içinden pek tabii olarak geçecek duyguları haykırmaktan (gözlerden on sekiz bininci kez düşmek pahasına) imtina etmiyor- Edemiyor.
Hakiki 1 Kadın+Potansiyel 1 Anne olduğunu varsaydığımız E.Gündeş ise klişe mi klişe/duygusuz mu hakikatlerden uzak bir amigoluğu yapı yapıvermekten
vazgeçmiyor. Tribünlere. Birkaç albüm satar bu sayede, dileriz ki.
OYSA Ebru Gündeş'in oğlu olsa, yurdumuzun yakasına kene gibi yapıştırılmış BU savaş, (Allah korusun ama) hâlâ bitirilememiş, tercihen bitirilmemiş olsa; çocuğunu kaplanlar gibi koruyacağına: diyelim Kentucky Fried Chicken Üniversitesi'ne mastır/kastır yapmaya, ya da Dubai'ye (d)işçilik kariyeri yapmaya filan, yollayacağına sular seller gibi eminim ama-
Hiçbir ünlümüzün, güçlümüzün, zenginimizin, pozisyon sahibimizin, medya badanacımızın, köşe tacirimizin evladı/yakını/akrabası vs. şehit düşmedi şimdiye kadar. HİÇ!
Orta ve üst orta sınıflar bir yolunu buluyor, evladlarının şehitlik 'mertebesine' yükselmesine mutlaka mâni oluyor.Lar.
Bu yüzden ve her yüzden, boşşş laflar bunlar Ebru hanımkızım. Ve de içiboş mu, afâki, her yüzden de ayıplı, kusurlu laflar.
Saygın Başbakanımız Diyarbakır'da haklarını talep eden Kürtler'e "Bekâra karı boşamak kolaydır," demekten hicap duymadı.
Ben de savaş taciri Türkler'e aynı lafı etmek istiyorum. "El âlemin çocuğunun kanıyla, kahramanlık gerdeğine girmek kolaydır" lafını da. Yaratıklandırıyorum.
Savaş propagandası yaparken az biraz saygılı, edepli olun!!
Gidenlerin anaları, babaları, yakınları var.
Savaş makinesi değil; insan yavrusu, ANA kuzusu onlar."


Şubat 26, 2008, 04:22:16 ös
Yanıtla #8
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

"halkı askerlikten soğutma" sucunun düzenlendiği o 318. madde AİHS'ye aykırıdır... kadınlar gibi askerlik yükümlülüğüne tabi olmayanlar başta gelmek üzere, genelde barışı, özel olarak da vicdani ret hakkını savunmak düşünce ve ifade özgürlüğünün koruması altındadır ve bu konuda verilebilecek bir mahkumiyet kararının AİHM'den döneceği açıktır. TCK'nin -öngördüğü suç tanımı fazlasıyla belirsiz olan ve geniş bir şekilde yorumlanabilen- 318. maddesi, bu haliyle, Anayasa'ya ve AİHS'ye aykırı bir yapı arz etmektedir ve ileride Türkiye'nin başını fazlasıyla ağrıtacaktır: "301 kere hayır" diyenler "318 kere hayır" demeyi sürdürdükleri ve yasa bu haliyle yürürlükte kaldığı sürece bu aykırılığın devam etmesi kaçınılmaz.

Bu nedenle, savcıların, Anayasa'nın 90. maddesinde yer alan "(..) temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır" hükmü gereğince, AİHS'ye ve dolayısıyla AİHM kararlarına ve Anayasa'ya aykırılığı tartışmasız bu gibi soruşturma ve davaları açmaktan mümkün olduğunca kaçınmanın kişisel bir tercihten öte anayasal bir zorunluluk olduğunu unutmamaları gerekiyor.

Oysa, "savaşa, silah tutmaya, öldürmeye ve ölmeye hayır" demenin artık neredeyse hiçbir medeni ülkede suç olmadığı, aksine, savaş kışkırtıcılığının insanlık suçu olarak muamele gördüğü bir dünyada "askerlikten soğutma" gibi bir suçun artık eski günlerde kalmış bir güvenlik anlayışı ile ordu-millet düşüncesinin günümüz insan hakları anlayış ve hukukuna aykırı düşen bir yansıması olduğunu kabul etmek gerekiyor.

Karakterlerinin ve ruhlarının "başkasını öldürmeden/ölmeden insanca yaşama" çağrılarına uyarak ve vatan hizmetini "bilim ve sanatta eser ortaya koyma" gibi -ölümü değil- yaşamı yücelten faaliyetler üzerinden tanımlayarak, vicdanlarına aykırı düşebilecek fiilleri deneyimlemeye bile gerek duymadan ve dolayısıyla kendilerine yabancılaşma yoluna girmeden daha baştan "hayır" demeyi tercih eden yürekli insanlar, mızıkçı muamelesi görmek ve karakoyunlanmak yerine sadece medeni cesaretleri nedeniyle bile övülmeyi ya da en azından düşüncelerine saygı gösterilmesini hak etmiyorlar mı?

Bir annenin "çocuğumun ölmesini istemiyorum" feryadı devlet yetkililerinin "gerektiğinde ölebilir" demesi kadar meşru ve hukuka uygun değil midir? Özetle, "her şey vatan için" diyenlerin şu soruyu da yanıtlamaları gerekmez mi: "Peki vatan ne için?..."


Şubat 26, 2008, 04:53:16 ös
Yanıtla #9
  • Ziyaretçi

Sn. skullG, yukarıda yazılanların hepsine harfiyen katılmak ile birlikte, "Ateş düştüğü yeri yakar" atasözünüde vurgulayarak ben yavrusu ölen anaların halinden ne anlarım diyerek soruyorum size: Bizim başımızdaki bu musallattan nasıl kurtulacağız? Biz yıllardır bu derdi çeker iken, insanların aklına yeni mi geliyor şu cümleler: "Ben evladımın ölmesini istemiyorum. Ben olsam yollamazdım evladımı". Peki Bülent Ersoy evladını yollamazdı çünkü onun evladını yollamama opsiyonu var, diğerleri ne yapsın? Peki hiç kimse evladını yollamasın, nasıl bir çözüm getirelim bu işe? Kaç senedir dur diyebildik mi şimdi diyebileceğiz? Nedir çözüm bu işe?


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
2279 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 27, 2008, 12:53:17 öö
Gönderen: Isis
1 Yanıt
3484 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 28, 2011, 01:18:08 ös
Gönderen: Eser