Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İDEAL TOPLUM YÖNETİMİ TASARILARI - 4  (Okunma sayısı 6380 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 08, 2009, 09:53:32 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




SOSYAL DÜZEN İÇİNDE AİLE VE KÖLELİK

Utopia’da ataerkil bir aile düzeni öngörülmüştür. Tüm erkek çocukların yaşamları boyunca aynı aile içinde kaldıkları evin hâkimi en yaşlı babadır. Evlenen kızlar, kocalarının ailesine katılır. Kentlerin nüfus sayıları belirli mertebede tutulacağından, aile plânlaması konusuna çok dikkat edilir. Kadınlar da erkekler gibi çalışır ama fiziksel yetenekleri uyarınca hafif görevlerle yükümlüdürler. Kölelik, toplum yasaları uyarınca idamdan bir önceki cezadır. Savaş tutsaklarından köle yapılmaz; kölelerin çocukları köle olarak değil, özgür doğar. Yabancı bir ülkeden Utopia’ya gelen bir köle de orada diğer insanlar gibi özgürlüğüne sahiptir. Ne var ki, kölelik cezasına çarptırılan bir kişi, özgürlüğünü bütünüyle yitirir ve bundan böyle karın tokluğuna ömür boyu hizmette bulunarak hiçbir nimetten yararlanamaz.

Güneş Ülkesi’ndeki aile düzeni ve kölelik anlayışı Utopia’dan çok farklıdır. Köle ya da savaş tutsağı aynı şeydir; bunların alım satımı devlet tarafından yapılabilir fakat asla ülkeye sokulmazlar. Çünkü ülkede kurulan sosyal yaşam düzeninin diğer ülkelerde benzeri yoktur. Bunun en belirgin örneklerinden biri de, Güneş Ülkesi’nde “aile” denilen küçük toplumun bulunmayışıdır. Cinsel ilişkinin amacı, tek tek insanların soylarının değil, insanlık soyunun sürdürülmesidir. Dolayısıyla erkek-kadın ilişkileri en verimli dölün alınabileceği biçimde düzenlenir. Çocuklar sütten kesilince eğitimcilere verilir ve ana-baba bilmeksizin devlet eliyle yetiştirilirler.

Görülüyor ki, aynı konu üzerinde yani ideal bir devlet ya da ülkenin tasarlanmasında, hemen aynı çağın iki ayrı yazarının tasarıları arasında birbirine karşıt denebilecek ölçüde ayrılıklar bulunabilmektedir. Utopia’daki tutucu aile kuruluşuna karşılık Güneş Ülkesi’nde tüm ülke tek bir aile biçimindedir. Bu aykırılığın nedeni, yazarların yaşadığı dönemde ülkelerinin içinde bulunduğu ve kendi görüşlerine göre yozlaşmış sosyal yaşam düzenidir.

Soylu ailelerinin giderek yozlaştığı ve soyluların yurttaş, ülkedeki diğer tüm insanların köle olarak kabul edildiği 16. yüzyıl İngilteresi’nde Thomas More, Utopia’daki düzeni bir çözüm yolu olarak görmektedir.

Campanella’ya göre ise; insanın bir evi, bir karısı ve kendi çocukları oldu mu, mal ve mülk derdine düşmesi, oğlunu yükseltmek ve zengin etmek kaygısından kendisini kurtaramaması olağandır. Yurt sevgisinin eski Roma döneminde olduğu gibi gerçekleştirilebilmesi için, kişisel çıkarlardan olduğu kadar aile çıkarlarından da vazgeçilmelidir. Kölelerin ve savaş tutsaklarının Güneş Ülkesi halkı ile ilişki kurdurulmayışı, Campanella’mn düşünce evreni hakkında şöyle bir yoruma örnek olabilir: İdeal ülkenin sınırları tüm dünyayı kapsayamaz; ideal devlet, evrensel niteliğe bürünemez. Diğer ülkelerde insanın insana sahip olması gibi kötülükler ve buna yol açan savaşlar süregidebilir. İdeal ülke yöneticileri bu kötülüklerin kendi beldelerine sıçramaması için sakınmalı hatta gerekirse kendilerini korumak için savaşmalıdırlar.

İdeal ülkenin yalıtılması konusundaki benzer görüşlere Thomas More ve Platon da değinir. Platon, 16. ve 17. yüzyıl yazarlarının yaptığı gibi ideal devletindeki sosyal düzenin ayrıntılarına inmemiştir. Bununla birlikte kölelik sınıfına ideal devlet kuruluşunda da Antik Grek uygarlıklarında olduğu gibi yer vermiştir. Bu durum, çağımızın düşünce çerçevesi içinde bir çelişki olarak nitelendirilebilir. Çünkü Platon bir yandan ideal kentin yurttaşlık haklarını kölelerin haklarından ayırırken, diğer yandan şöyle bir görüşün savunmasını yapmaktadır: «İster yurttaş ister köle olsun, içinde erdem bulunan herkes önce insandır ve ona insanlığını kazandıran belli bir soydan gelip özgür doğmuş olması değil, erdemidir.»  der.

Platon’a göre hiç bir üçgen tam bir üçgen değildir; gerçek üçgen ancak bir düşüncedir.  Önemli olan, gerçeğin nasıl göründüğü değil, erişilmesi gereken bir gerçeğin var olduğu bilincini edinebilmektir. Geometride çıkarılan sonuçlar nasıl biçimleri nesnelerle göstererek değil de düşünce ile çıkarılıyorsa, ideal kenti oluşturacak olan salt iyilik, salt güzellik ve salt doğruluk gibi kavramlar da ancak düşüncelerde bir anlam kazanacaktır. Eğer ideal kentin kuruluşu gerçekten salt ise, kent bütün iyilik, doğruluk ve güzellikleri sağlamak için kendi kendine yeterlidir. Ancak böylesine erdem dolu bir kente yakıştırılamayacak olanlar için bir başka kent kurulmalı ve kişiler yasalarla kıskıvrak bağlanmalıdır. Bu yasalar devlet gücünün ve cezalandırma organının temsilcisi değil, erdemin yardımcıları olmalıdır; benimsenmeleri için de kaynaklarını dinden almalıdırlar.

Bu görüş basitçe yorumlanacak olursa; Platon, erdem dolu ideal kentin dışında düzenli bir yaşamın sürdürülebilmesi için şeriat düzenini öngörmektedir. Bu düzendeki aile kuruluşlarının da dinsel temellere uyularak oluşturulmuş yasalara göre biçimleneceği kuşkusuzdur.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 08, 2009, 01:18:28 ös
Yanıtla #1

İdeal bi Toplum Düzeni ancak ve ancak Yeni Dünya Düzeni sayesinde yürürlüğe geçilebilecektir, başka alternatif maalesef mümkün değildir. Tek yolu budur.
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ekim 08, 2009, 01:55:14 ös
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Her şeyden önce şunu söylemek isterim: Ben burada sadece Platon, More ve Campanella'nın kitaplarının bir karşılaştırmalı özetini yapıyorum. Belki bunların sonuna bir "görüş" eklerim. Orasını şimdilik bilemiyorum; aşama aşama çalıştığım ve bunları daha önce yapmış olduğum bir özetten aldığım için.

"Yeni Dünya Düzeni" denilince, bunu çok kişi pek farklı biçimlerde tanımlıyor. Dolayısıyla ya bu terimle ne denilmek istendiği ortaya konmalı ki, öteki tanımlardan hengisinin benimsendiği veya hiçbirinin benimsenmeyip daha değişik bir tanım yapıldığı ortaya konulsun ya da bu terimi kullanmaktan kaçınmalı. Bence, yanlış anlama olmaması için ikincisi daha uygun.

Sevgiler.

 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
4063 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 25, 2006, 11:21:56 öö
Gönderen: MASON
6 Yanıt
5115 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 06, 2008, 03:45:22 öö
Gönderen: Original Life
0 Yanıt
3117 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 02, 2008, 03:48:29 ös
Gönderen: shemuel
3 Yanıt
7517 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 02, 2014, 11:35:07 ös
Gönderen: Katharsis
1 Yanıt
3751 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 07, 2009, 08:13:34 ös
Gönderen: ozak1977
2 Yanıt
5692 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 15, 2010, 02:25:22 ös
Gönderen: popperist
0 Yanıt
2909 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 09, 2009, 10:17:59 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2809 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 10, 2009, 10:37:07 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
6740 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 11, 2009, 09:58:32 öö
Gönderen: karahan
12 Yanıt
8842 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 25, 2013, 09:20:07 ös
Gönderen: karahan