Felsefenin cikis noktasi;
Bana gore dusuncedir. Dusunme yetenegini kazanmak ve soru sorma sanatina haiz olmak demektir. Insanlar, baslangicta yani ilkel caglarda Senin de bildigin gibi Sevgili Shemuel; konusmayi ilk ogrendikleri anda soru sorarak Evreni anlamaya, arastirma yoluyla Medeniyetin baslangicini teskil ettiler. Ayni durum, dikkatini cektiyse eger bebeklik doneminden cocukluk donemine dogru yasanilan gecis surecinde cocuklarimiz defalarca soru sorarlar. Neden cunku aldiklari cevaplar dogrultusunda ogrenme yetileri gelismekte.
Felsefenin de ogrenme ve arastirma ile baslayan bir bilim dali oldugu icin soru sorarak ilerleyerek baska bilim dallarina isik tutmustur ve Filozoflari dusundugumuzde ise gene ayni sonuca varmaktayiz : Felsefe ducunce yoluyla zihnini berraklastirip beyin jeneratorumuzu calistiran guzel bir alan, diye dusunuyorum.
Bilgi alimini surekli olarak tazelemek ve yenilemek gerektiginden zihni guzel ve onemli bilgilerle doldurarak, yasam yonumuzu bilgi yolunda guzel bir sekilde saglayabiliriz. Dusunsene metafizik anlamda soyut dusunmek somutsal ogeleri anlayip yorumlamaktan daha zordur ve dusunce yoluyla akil ve mantik ilkesini de gozardi etmeyerek surekli dusunce uretir konumuna rahatlikla gelebiliriz ki, bunu beynimizin daha yuzdelik oranini kullanmamiza ragmen bircogumuz ozellikle de Filozoflar bunu en guzel sekilde bizlere yansitabilmislerdir. Bu da demek oluyor ki, bizler beyin yoluyla, dusunce ve fikir baglaminda bilgi seviyemizin yukselmesine paralel olarak deneyimimizi - tecrubelerimizi saglikli birsekilde irdeleyebiliriz. Hayatta en guzel seye sahibiz o da Beyin ve beyni kullanmak, kullanmayi ogrenmek Insanogluna sinirsiz bilgi akimini da sunabilmektedir. Bunu ogrenmenin yolu ise, kendi dusuncemizden gecer
Saygilar,