Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Masonluk İnsanlık Mabedi İnşasını nasıl gerçekleştirecek?  (Okunma sayısı 10381 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 30, 2010, 03:17:15 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 199
  • Cinsiyet: Bay

   Sitede ilk defa soru soruyorum. Hatalarım olabilir.
   
   Masonluk, üyelerine aşıladığı yüksek ahlak ilkeleri ve yükek olgunluk mertebesiyle dünyayı daha yaşanabilir bir yer yapmak için çalışıyor. Din, dil, ırk ayrımının olmadığı, daha aydınlık bir dünya... Kardeşliğin ve barışın hüküm sürdüğü daha güzel yarınlar için çalışıyor. Yani -affınıza sığınarak söylüyorum- fazlasıyla toz pembe bir dünya için çalışıyor. Buraya kadar yanlışım yoktur umarım.
   Sormak istediğim soru şu: Masonluk bunu nasıl yapmayı düşünüyor? Fazlasıyla kapalı kutu görünümündeyken... Benim anladığım kadarıyla sadece kendi üyelerini aydınlatmaya çalışırken... Masonluğun tanıtımını yapmazken... Mason olmayan kişilerle (ki bunların mason olanlardan çok daha fazla olduğunu biliyoruz) nasıl güzel bir gelecek düşünüyor? Benim anlamadığım bu.
   Evet, masonluk üyelerini olgun, erdemli, aydınlatılmış ve kendisinin farkında kişiler yapmayı amaçlıyor. Ama peki ya diğerleri? Mason olmayanlar? Onlar olmadan aydınlık bir gelecek düşünmek imkansız. Masonluk bunu nasıl yapmak istiyor.  Sitede ilk defa soru soruyorum. Hatalarım olabilir.
   
   
Size ne yapacağınızı söyleyebilirler ama ne düşüneceğinizi asla!


Ağustos 30, 2010, 06:40:08 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Çokgüzel bir soru...

Belki de,için için hepimiz soruyoruz aynı soruyu...

Verilebilecek yanıtları bende merak ediyorum.Bu arada sayın MMT'nin yaşının üzerinde bir idrak seviyesi olduğunu düşünüyorum ve kendisine,soru sormaya devam etmesini öneriyorum.


Saygılar
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Ağustos 31, 2010, 07:57:54 öö
Yanıtla #2
  • -M-
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 357
  • Cinsiyet: Bay

Sn MMT ilk olarak fontunuzun rengini degistirmemenizi rica edecegim cunku gercekten rahatsizlik veriyor okurken.

Sorunuza cevap vermek icin yeterli tecrubeye sahip degilim ama tecrubelerime dayanarak yanitlamaya calisacagim, Masonluk bir topluma hizmet etmek amacli bir topluluk olarak algilamamk lazim. Baska felsefe tarikatlariyla kiyaslarsak sorunuzu daha detayli ve anlasilir sekilde yanitlayab ilirim. Bektasilik gibi dusunelim mesela, iyibir insan olmak isteyen, ogrenmek ve aydinlanmak isteyen herkese acik. Seni kimse gelip kurtarmaz, senin kendi cabanla ve tecrubelerinde o mertebeye ulasman lazim. Elma pis agzima dus tabiri gibi olmus sizin sorunuz. Umarim bir nebzede olsa yanitlayabilmisimdir.

Saygilar

Sirius -M-
İmza -M-


Ağustos 31, 2010, 02:54:18 ös
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 199
  • Cinsiyet: Bay

   Sn. Sirius
    Cevabınız için teşekkür ederim ama sizce de bu cevap biraz yetersiz kalmış gibi değil mi? Sn. Mason'un yazmış olduğu "Nasıl mason olunur? Mason olmak için neler gereklidir?" konusunun 2. maddesinde "Fakirler mason olamaz" diyor. Buradaki "fakirler" ifadesinin halkın büyük çoğunluğunu yansıttığını düşünüyorum. Yani iyi bir insan olmak isteyen herkes mason olamaz. Masonluğun onlara ne faydası olacak? Unutulmamalı ki güzel yarınlar onlarsız (bakkal, manav, kasap, memur, işçi...) olamaz. Benim sorum masonluğun onları nasıl o "güzel insan" mertebesine ulaştıracağıdır.
   Teşekkür ederim. Saygılar
Size ne yapacağınızı söyleyebilirler ama ne düşüneceğinizi asla!


Ağustos 31, 2010, 07:11:57 ös
Yanıtla #4
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Bu akşam bu saatte ekran başında yapacak bir şey bulamadan kaldım.

Aslında elbette yapacak, yazacak çok şey var ama bence hepsi de sıralı olmalı.

Bu başlığa daha önce bakmıştım elbette ve diyeceklerimi sonraya bırakmıştım. Ancak şimdi, dediğimce yapacak başka bir şey bulamadığımdan, öteki konuların alanına girmeden ortaya atılmış soruya bir yanıt getireyim dedim.

Soru "Masonluk İnsanlık Mabedi inşasını nasıl gerçekleştirecek?" biçiminde.

Burnada her şeyden önce bir simgesel terimin kullanıldığı dikkati çekiyor: İnsanlık Mabedi. Sanırım bunun öyle somut bir tapınak falan olmadığı, bir simgesel terim olduğu görüşünde uyuşuruz.

Peki bu simge neyin karşılığıdır?

Masonluğun evrensel amacının.

Peki Masonluğun evrensel amacı nedir?

Aylar önce Masonluğun Amaçları konusunda hayli uzun bir yazı dizisi düzenlemiştim. Forumda isteyen onu okuyabilir.

Demek ki Masonluğun evrensel amacı bir simge olan İnsanlık Mabedi'nin inşası (yapımı) simgesel deyişiyle dile getiriliyor.

Masonluk bunu nasıl yapacak?

Masonluk bunu yapmayacak. Buraya dikkat lütfen: Bunu masonlar yapacak. Masonlar başka masonlar başka.

Hangi masonlar yapacak?

Her mason bir insan. Doğuyor, büyüyor, gelişiyor, Masonluğa girip mason oluyor, Masonlukta daha da gelişiyor (en azından kuramsal olarak çünkü hiç gelişme gösteremeyenler de var)  ve mason olduğu için görevi gereği İnsanlık Mabedi'nin yapımına katkıda bulunmak üzere kendi kendisini yetiştiriyor. Dikkat: Bu simgesel mabedin yapımına katkıda bulunmuyor; bu amaçla kendi kendisini yetiştiriyor.

Yeter mi?

Hayır.

Her şeyden önce herkes gibi bir insan olan mason, bir gün geliyor yaşlanıyor (Masonluktaki çalışmalarına sabırla ve direnmeyle devam ederse; bu arada Masonluğu terk eden ya da ilgilerini yitirenler de oluyor.), bu nedenle artık daha ileriye gidebilme olanağını yitiriyor, sonunda ölüyor. Elbette bir de aslında yaşı ya da gücü bakımından daha bu aşamaya gelemeden ölenler de var. Dolayısıyla Masonluk sürikli olarak kan yitiriyor.

Öte yandan masonluğa yeni girenler oluyor; onlar da aynı işe başlıyor ya da başlanmış bir işi bir bayrak yarışında olduğu gibi sürdürüyor ama ortada belirgin bir iş varsa yapılmakta olan, bu da çoğu kez bütünlenemeden kalıyor.

Masonluğun diğer birçok ezoterik kurumdan belki de en önemli farkı, tüm bu işyerin salt bireysel düzçeyde bırakılmaması. Her masonun üstlenmiş olduğu bir görev, kendisi için her ne yapacaksa bunu çevresindeki, yakınındaki, uzanabildiği alanlardaki tüm insanlar için de yaüpmak, onların da bu doğrultuda çaba göstermeleri için çalışmak.

Bunu da mkimi masonlar yapıyor, kimisi yapmıyor, kimisi umursamıyor bile Masonluğu ve amaçlarını yeterince içine sindirememiş olduğundan.

Dolayısıyla bir masonun görevi, nasıl kendisi ezoterik yöntemle çalışan loca ve/veya atölyelerin bir üyesi olarak kendini yetiştiriyorsa, aynı işi ekzoterik ortamda da yapmak, adı "mason" olmasa bile masonların yetişmesini ve bu ülkü doğrultusunda çalışmalarını sağlamak. Masonlukta onlara "önlüksüz mason" deniyor ama önlüksüz masonların ille de bir mason ile bağlantısının bulunması da gerekmiyor. her toplumda öyle önlüksüz masonlar var ki, aslında onlar bir loca üyesi olan bir masondan daha mason.

Nitekim Masonluğun amaçları doğrultusunda çalışmak, simgesel deyişle İnrsanlık mabedi'nin yapımına katkıda bulunmak için mason olmak zorunlu değil.

Bu iş karıncanın hacca gidişi öyküsüne benziyor; iğneyle kuyu kazmak da diyebilirsiniz.

Kimi masonlar bu sonucu gözle görülmez, geleceğe, çok ileri bir geleceği ilişkin hatta "boşuna" bile de denilebilecek çabadan sıkılmış, ortaya daha somut birtakım yapıtlar koymaya girişmiş. Hem böylece Masonluğu adı da toplum katmanlarında daha bir beğeni kazanır. Okullar, üniversiteler, sosyal yardım kurumları, kütüphaneler, hastaneler, bilimsel araştırma kurumları oluşturmaya girişmişler. Doğrudan kendileri bunu yapamıyorsa, yapılmasına katkıda bulunmuş, pay almışlar. (Türkiye'deki Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay işte bu girişimlerin bir ürünü.) Kimileriyse politikaya girmiş, Masonluğun amaçları doğrultusundaki çalışmalarını o kanaldan yürütmeye girişmiş.   Birçoğu aynı işi diğer sosyal dernek ya da sivil toplum örgütlerini yeğleyerek yapmış.

Hâlâ da yapıyorlar.

Peki bu işin sonu nereye varacak? Ne zaman bu bağlamda gerçekten kayda değer adımlar atılabilecek?

Bakın işte ona çok zaman var. Bugünün insanını umutsuzluğa düşürecek kadar çok zaman. Böyle bir amacın gerçekleşme yoluna girdiğini kendi yaşam süremiz içinde görebileceğimizi sanırsak bu büyük yanılgı olur.

Peki niçin çok zaman var?

Çünkü toplamların bir değişime uğraması ve gelişimi, insanın değişimi ve gelişmesine oranla zaman boyutunda çok daha ağırdır da ondan. Bilim ve teknolojideki değişim ve gelişim, insanın değişimi ve gelişiminden daha hızlı; insan, kendi yarattığı bu canavarları denetim altında tutamıyor.

Masonluğun dünya yüzündeki geçmişi ne kadar?

Siz deyin iki yüz yıl ben kendimi zorlayarak diyeyim ki üç yüze yakın.

Peki insanlığın böyle bir gereksinmesinin, bu özleminin tarihi ne kadar?

Siz deyin altı bin yıl, ben diyeyim yirmi bin ama bu rakamı nereden uydurduğumu sormayın.

Daraltalım. İnsanlığın altı bin yıldan bari bir özlemi, bir gereksinmesi var.: İnsanlık Mabedi’nin yapımı. Masonluk diye iki yüz yaşında bir kurum oluşturulmuş; bunu gerçekleştirmek üzere yola konulmuş. Yaşı iki yüz ama bu yazının başında değindiğim etkenlerle bu iş mehter takımı yürüyüşü gibi; iki ileri bir geri.

Böyle olunca, o simgesel mabedin hiçbir zaman yapılamayacağını söyleyebilirsiniz.

Haklı olabilirsiniz ama insanın evriminin sınırı yok. İnsanın evriminin sınırı olmadığı bilimsel açıdan kanıtlandı. Bir zamanlar “Olamaz. Yapılamaz. Gerçekleştirilemez. Bunlar sadece birer tatlı hayal, düş kurgudur.” denilen çok şey yapıldı, gerçekleştirildi. Dahası yapılıyor gerçekleştiriliyor.

Hangi alanda?

Bilim ve teknoloji.

Bilim ve teknoloji kimin ürünü?

İnsanın.

İnsan böylece bir başka ürün yaratabiliyorsa, o ülküyü gerçekleştirebilecek olan “insan”ı niçin yaratamasın. (Burada kullandığım yaratma kavramının “yaradılış” ile hiçbir ilgisi yok.)

Masonlukta işte bunun yaratılabileceğine ilişkin bir umut var.

Bir gün bu umut kesinlikle biterse, Masonluğun da varlığının gerekçesi kalmaz ve biter.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ağustos 31, 2010, 10:46:58 ös
Yanıtla #5
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 199
  • Cinsiyet: Bay

   Teşekkür ederim Sn. ADAM. Açıklayıcı bir cevap olmuş.
   Sayıgılar...
Size ne yapacağınızı söyleyebilirler ama ne düşüneceğinizi asla!


Eylül 01, 2010, 09:19:47 öö
Yanıtla #6
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Sayın ADAM herzamanki gibi gayet açıklayıcı bilgiler içeren düşüncelerini bizimle paylaşmış,kendi adıma teşekkür ederim.

Sorulan soruyu onayladığım için,kendi düşüncelerimi ve aklıma takılanları paylaşmayı bir sorumluluk olarak hissediyorum.

Masonluğun ve masonların bu ulvi ülküsüne kimsenin birşey diyebileceğini sanmıyorum.Aksine tüm aydınlanmış ve buyola koyulmuş bireylerce onaylanmalı.

Ancak yöntemleri ve tutumları sorgulanmalı bence.

Niye mi?...

Kendilerini ve amaçlarını topluma tanıtmaktan imtina eden bir kurum,yapacağı işlerde nekadar samimimi olursa olsun niyetiyle ilgili şüpheleri sürekli sırtında taşımaya mahkumdur.Nitekim,özellikle ülkemizde halen asla haketmediği ithamlarla karşılaşan Masonluk,ulvi amaçlar yüklediği misyonu konusunda kaç kişiyi ikna edebilir,bu konuda nekadar destek görebilir?

Forum üyesi olan bizlerin bile hala Masonlıkla ilgili şüphelerimiz ve önyargılarımız olduğunu,üyelerin paylaşımlarından rahatlıkla görebiliyoruz.Aydınlanmış ve yetkinleşmiş bireyin,çevresini de aydınlatma sorumluluğu yokmudur?Bu forum ortamında bile kaç kişi bu sorumluluğu yerine getirebiliyor?Kaldı ki,toplumu aydınlatma sorumluluğunun gereğini gereğince yapabilsinler...

Elbette her koyun kendi bacağından asılır;ama bilipte yapmayanların yükü bilmeyenlerden oldukça fazla kabul edilmelidir.

Kendini aydın ve yetkin olarak kabul eden veya bu yolu benimsemiş olduğuna inananların,bu bağlamda vicdanlarını sorgulamaları gerekmez mi?


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Eylül 01, 2010, 12:11:33 ös
Yanıtla #7
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Ceycet ile belki pek ender olarak çelişkiye düştüğümüz noktalardan biriyle karşılaştık. O da Sayın Ceycet'in Türkiye'deki mason kuruluşlarını kendilerini tanıtmaktan kaçındıklarına (imtina ettiklerine) ilişkin görüşünden kaynaklanıyor.

Hayır, öyle bir şey yok. Özellikle son zamanlarda yok.

Bundan epeyce zaüman önceydi. Tarihini tam olarak anımsayamıyorum ama sanırım sonu 9 ile biten tarihlerden birindeydi; belki 1989 belki 1999. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası İstanbul'da uzun süreli bir sergi açtı. Bundan başka etkinlikleri de oldu ama sanırım bu yurdumuzdaki en büyük tanıtım etkinliğiydi. Özgür Masonlar Büyük Locası da ara sıra kendi çapında etkinlikler gösterdi. Bu bakımdan Kadın Mason Büyük Locası biraz daha çekingen davranmştır ama bildiğim kadarıyla onun da bambaştka bir nedeni var.

Tüm bu etkinlikler sırasında masonlar hep diken üstünde oturdu. Çünkü çeşitli saldırılara uğradılar. Hatta Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası'nın İstanbul Yakacık'taki lokali dehşetli bir silahlı saldırıya uğradı. Pek yakın bir tarihte şu Mavi Marmara gemisi olayıyla bağlantılı olmak üzere İzmir'de HKEMBL'nın lokali taciz edildi. Ne alâka? Alâkasız ama İzmir'de İsrail konsolosluğu olmadığı için, birtakım taciz gössterilerinde bulunmak isteyenler "Bari Mason Locası'nı basalım." diuye düşünmüş.

Basın ve medyaya gelince... Masonların sözleri ve demeçleri hep saptırıldı. Kırpmalara ve olmadık eklemelere uğratıldı. Özellikle TV yayınlarında masonlar hep polemiğe sürüklenmek istendi; sürüklendi de. Kendilerini ister istemez geri çekmek zorunda kaldılar.

Dolayısıyla yurdumuzda masonların Masonluğu tanıtmamaları için elden ne gelirse yapılıyor. Masonların gözü korkutuluyor. Sindirilmelerine çalışılıyor. Bu koşullar altında onlardan nasıl, ne ölçüde bir yüreklilik beklersiniz? Kendilerini ateşe mi atsınlar?

Biz, Masonluğa ilişkin yetersiz bilgi ve daha çok ön yargısı olan okumuşlar, bu kurum hakkında doğru bilgiler edinmek için elimizden geleni yapıyor muyuz? Biz bu bağlamda bir adım atarsak, inaünın ki masonlar bire doğru iki adım atar gönül rahatlığıyla. Yeter ki ön yargılarımızdan sıydrılmasını bilelim, bağnazca bir tutum takınmayalım, gerçeği arayalım.



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Eylül 01, 2010, 01:17:47 ös
Yanıtla #8
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Ben,sayın ADAM'la çelişkiye düştüğümüze inanmıyorum;zannımca ben söylemek istediklerimi yeterince ifade edemedim.

Bugün ülkemizde faliyet gösteren ezoterik oluşumların neredeyse tamamının temsilcileri,kamuoyu önünde kendilerini tanıtmaya,inançlarını,düşüncelerini kolaylıkla ifade etmeye başladılar.Eskiden onlarda kendilerini geri çekilmek zorunda hissediyorlardı.

Günümüzde,geçmişte varolan tabuların çoğu yıkıldı.Bundan 10 yıl önce toplum içerisinde "Ben aleviyim"diyebilmek neredeyse imkansızdı,hatta onlarda kendilerinin hayati tehlikeleri olduğuğunu öngörüyorlardı;son derecede haklıydılar.Ancak görüldüğü gibi,artık herkes bunu rahatlıkla dile getirebiliyor,farklılıklarını özgürce dile getirerek oluşumlarını rahatlıkla tanıtabiliyorlar.

Neden Masonluk'ta bu keyfiyeti kullanmasın?Elbette herşey açıklanmayabilir;hiç olmazsa Masonluk hakkında forum alanında ifşa edilenler kamuoyuyla paylaşılamaz mı?Entellektüellerin bile önyargıyla yaklaştığı Masonluk hakkındaki yargılar bu şekilde değiştirilemez mi?

İnanın ben mason olmadığım halde,entellektüel olarak kabul ettiğim çevremdeki çoğu kimsenin Masonluk'la ilgili önyargılarını değiştirmeye çalışıyorum.Önyagılarında haklılar mı?

Kısmen...

Çünkü masonlar,Masonluğu kamuoyuna anlatmamışlar.İçinde bulunduğumuz forum ortamında bile,Masonluğu,kendilerini mason olarak tanımlayanlardan dinleyemiyoruz.

Ülkemizde 15-20.000 civarında mason olduğunu sanıyorum.Masonların kendilerini tanıtabileceği,anlatabileceği tek elektronik ortam olan forum alanımızda ortalamaya vurursak, günde kaçtane kendisini mason olarak tanımlayan üyemizin görüşlerini okuyabiliyoruz.

Ben açıkçası kendimi biryerlere ait hissetmiyorum.Hissedebilseydim,her boş vaktimde ait olduğum yerin bekçiliğini,savunuculuğunu severek,rahatlıkla ve onurla yapardım.

Kimse lütfen yanlış anlamasın;amacım kimseyi eleştirmek değil.Sadece kendime ait düşünce ve duygularımı ifade etmek istedim.


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Eylül 01, 2010, 04:02:06 ös
Yanıtla #9
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Bay ceycet,

Bence Masonluk birileri tarafından destek görmeyi beklememektedir. Gerekte olduğunu düşünmüyorum. Art niyet ortadan kalksın yeterli.

Kendilerini ve amaçlarını topluma tanıtmaktan imtina eden bir kurum,yapacağı işlerde nekadar samimimi olursa olsun niyetiyle ilgili şüpheleri sürekli sırtında taşımaya mahkumdur.Nitekim,özellikle ülkemizde halen asla haketmediği ithamlarla karşılaşan Masonluk,ulvi amaçlar yüklediği misyonu konusunda kaç kişiyi ikna edebilir,bu konuda nekadar destek görebilir?

Her zaman söylüyorum; Mason olmayan biri, istediği kadar kitap okusun, sahaflarda satılan Masonik dergileri okusun ve çevresindeki, ailesindeki Masonlarla sohbet etsin, yinede tam olarak her şeyi öğrenemeyecek. Mason olan kişi de üst derecelerde bir çok şeyi öğrenecek, sabır.

Forum üyesi olan bizlerin bile hala Masonlıkla ilgili şüphelerimiz ve önyargılarımız olduğunu,üyelerin paylaşımlarından rahatlıkla görebiliyoruz.

Aydınlanmış ve yetkinleşmiş birey, üyesi olduğu grubun liderinden korkuyorsa, sürekli bir ihraç korkusu da varsa, kendi grubu içerisinde eğer diğerlerine göre rütbesi düşük diye konuşamıyorsa, açık açık hiç birşeyi  yazamaz. Bu çok acayip bir olay, anlayabilmiş değilim.

Aydınlanmış ve yetkinleşmiş bireyin,çevresini de aydınlatma sorumluluğu yokmudur?Bu forum ortamında bile kaç kişi bu sorumluluğu yerine getirebiliyor?Kaldı ki,toplumu aydınlatma sorumluluğunun gereğini gereğince yapabilsinler.

HKEM'ın yeni büyük üstadıyla, eskisinden daha fazla, uygun kesimler aydınlatılacak. Bir açılım süreci olacak mı onu da zaman gösterecek ama aydınlatma kesin.
Bugün ülkemizde faliyet gösteren ezoterik oluşumların neredeyse tamamının temsilcileri,kamuoyu önünde kendilerini tanıtmaya,inançlarını,düşüncelerini kolaylıkla ifade etmeye başladılar.Eskiden onlarda kendilerini geri çekilmek zorunda hissediyorlardı..

İşte hep, Siz gibi düşünenlerin yüzünden Aleviler sanki bu ülkede yokmuş gibi gösteriliyor. Bayım, ben 25 yaşındayım, benim çocukluğumdan beri Alevi arkadaşlarım çok çok çok fazla oldu, ancak Sizin dediğinizin tersine aileleri ve kendileri "ben Aleviyim" diyebiliyorlar/dı, rahatlıkla söylemelerini engelleyen bir şey de olmadı. Kimseden de çekinmezler. Aleviler, spor takımı değil, süreki ben Aleviyim demelerini bekleyemezsiniz. İnsanları sanki bu ülkenin küçük, bastırılmış bir grubu gibi göstermeye hakkınız yok, lütfen. Kendi bulunduğunuz ortamın, bastırılmış duyguları, kendini ifade edemeyen benlikleri sadece Siz ve çevrenizdeki insanları bağlar, herkesi zan altında bırakmayınız.

Günümüzde,geçmişte varolan tabuların çoğu yıkıldı.Bundan 10 yıl önce toplum içerisinde "Ben aleviyim"diyebilmek neredeyse imkansızdı,hatta onlarda kendilerinin hayati tehlikeleri olduğuğunu öngörüyorlardı;son derecede haklıydılar.Ancak görüldüğü gibi,artık herkes bunu rahatlıkla dile getirebiliyor,farklılıklarını özgürce dile getirerek oluşumlarını rahatlıkla tanıtabiliyorlar.

Kamuoyunda çok fazla gözönünde olmamaları bence gayet başarılı bir strateji, çünkü bizim televizyonlarımız, gazetelerimiz reyting malzemesi yaparlar. Gazetelerde belli sene arılıklarla kendilerini anlatıyorlar, bu da yeterli. Gazetede bunları okuyan kişi de, bir kitapevine gidecek ve Masonlukla alakalı kitaplar okuyacak.
Ayrıca ülkemizde bulunan iki büyük loca da kendileri uygun bulduğu gruplara ve seçtiği kişilere anlatmaktadır. Tabii sadece büyük üstad izni olması gerekiyor, ek olarak kendileri de böyle aydınlatmalar yapmaktadırlar.

Çünkü masonlar,Masonluğu kamuoyuna anlatmamışlar.İçinde bulunduğumuz forum ortamında bile,Masonluğu,kendilerini mason olarak tanımlayanlardan dinleyemiyoruz.

Sevgiyle Kalın


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
19345 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 01, 2021, 03:03:15 ös
Gönderen: july12
süleyman mabedi

Başlatan ahu « 1 2 ... 5 6 » Yahudilik

59 Yanıt
31183 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 23, 2013, 04:10:03 ös
Gönderen: murad salman
9 Yanıt
8688 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 24, 2013, 01:18:22 öö
Gönderen: kerberos
3 Yanıt
5871 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 31, 2016, 02:09:53 öö
Gönderen: karahan
4 Yanıt
6482 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 16, 2010, 04:59:51 ös
Gönderen: king76
20 Yanıt
6596 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 13, 2013, 04:01:39 ös
Gönderen: Melina
12 Yanıt
8848 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 25, 2013, 09:20:07 ös
Gönderen: karahan
8 Yanıt
6080 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 25, 2014, 12:17:35 öö
Gönderen: propulsion
0 Yanıt
2136 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 21, 2015, 03:44:56 öö
Gönderen: Risus
0 Yanıt
1531 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 31, 2015, 12:34:56 öö
Gönderen: MEDUSA