Burada konuya farklı açılardan değinmek gerekiyor. İfade özgürlüğü kapsamında değerlendirilir elbette. Fakat bu durum, hiçbir olumsuz yorum yapılamayacak veya yaptırım uygulanmayacak anlamına gelmez. Çünkü bu bildiriye imza atanlar "sarı çizmeli mehmet ağa" değiller. Devletten maaşını alan memur hepsi.
Üstelik bu bildiri, devlete karşı bir sesleniş niteliği taşıyor. Yani devlet burada birinci dereceden muhattap konumunda. Misal, iş yerinizde çalışan birisi gelip sizin hakkınızda "Ahmet efendi bir katildir, her gün katliam yapar, mahallesindekileri öldürür." diye meydanın ortasında açıklama yaptı diyelim. Siz, basit bir insan olarak, elinizden gelen tüm güçle bu yanlış bilgiyi düzeltmeye uğraşırsınız. Bu bildiride de aynı mesele mevcut. Devlet dediğiniz nedir? Hükümet tarafından kontrol edilen, ülkenin kurum ve kuruluşlarının bütünüdür. Yani bu bildiri bizzat devleti, dolaylı yoldan da hükümeti hedef alarak hazırlanmış.
Hükümetin çıkıpta bu bildiriye her türlü eleştiriyi getirmesi doğaldır. Hatta bu bildiriye imza atan memurları, memurluk kanunları çerçevesinde işten de atabilir. Fakat kanun dışı hareketlerde bulunamaz. İşte çizgiyi çekeceğimiz nokta burası. Yasalara dayalı her türlü yaptırım uygulanır hatta uygulanmalıdır. Ama yasa dışı saldırılarda bulunulamaz.