Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Sübyancı hafız  (Okunma sayısı 13472 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 28, 2008, 01:47:46 öö
Yanıtla #30
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 562
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Blossom, sizi çok iyi anlıyorum. Ve "senin başına gelse ne düşünürdün?" argümanıyla da henüz yeni yeni başa çıkabilmeye başladım bana yöneltildiği zaman. Sadece şunu düşünüyorum artık; Dünya'da bunlar var. Hep vardı, varlar ve var olmaya da devam edecekler. İdam sizi tatmin eder mi? İdam mağduru tatmin eder mi? İdam acıları dindirir mi? Bence hayır.

Bence cinsel saldırılarda, cinsel istismarda en büyük problem bunun kamuoyuna yansıtılışı... Mağdur, utanması gerekenin kendisi olmadığını bilmeli ve bu hususta topluma güvenebilmelidir. Toplumda bu bilinci oluşturduktan sonra mağdur için de hayatın yarı yarıya daha kolaylaşacağını düşünüyorum. Ceza konusunda çok fazla konuşmak istemiyorum zira sn. SkullG muhtemelen gereken açıklamayı yeterli bir şekilde yapacaktır.

Size söylemek istediğim, sizin hissiyatınızı çok iyi anlıyor olduğum. Ben de içimde bu insanlara karşı nefret doluyorum ve çocukça bir şekilde işkence yöntemleri düşünmeye başlıyorum. Fakat bu düşündüklerimin sağlıklı ve doğru olmadığını da biliyorum ve üçüncü kişilere karşı bir fikir olarak ortaya koymamaya gayret ediyorum. Fakat cinsel saldırının önüne geçemeyiz... İki temel içgüdüye de hitap ediyor zira. Ülkemizde Nuri Alço ve Coşkun Göğen dalga geçilerek de olsa halk tarafından sevilebiliyor. Sanırım Nihat Genç söylemişti "Biz filmlerin tecavüz sahnelerinde mastürbasyon yaparak büyüyen bir kuşağız. Kimse bizden x beklemesin" diye... Çok cesur ve doğru bir tesbit bence.

Biraz pesimistim bu konularda fakat bir erkek olarak erkek dünyasını da iyi tanıyorum doğal olarak. Erkek cinsel organının Türkçe'de ki isimlerinin "silah" anlamına geldiğini de etimolojik cinsel bir tesbit olarak bir tarafa koyarsak, ırksal belleğimizde ki erkek cinselliğini biraz daha anlayabiliriz bence... Çok "cinsel" kelimesi kullandım, özür dilerim. Uzun yoldan geldim, uykusuzluğuma verin =)
Mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo


Nisan 28, 2008, 01:54:41 öö
Yanıtla #31
  • Ziyaretçi

:) :) :) Hoşgelmişsiniz evinize öncelikle.

Haklısınız dediğim gibi, diyecek hiçbir sözüm yok. Ama çocuklara yapılan cinsel istismarlar beni deli ediyor. Birgün evlat sahibi olduğumda korkmadan nasıl çocuğumu sokağa yollayacağımı düşünüyorum. Cezalar ne kadar caydırıcı olsada, öyle düzenlemeler getirilsede, acaba sapkın insanları etkiler mi diyede düşünmekten kendimi alamıyorum. Sonuçta bunlar hasta insanlar. Bimiyorum, hangi tarafından düşünsem tam bir çıkmaz oluyor sanırım :)


Nisan 28, 2008, 02:20:03 öö
Yanıtla #32
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

:) :) :) Hoşgelmişsiniz evinize öncelikle.

Haklısınız dediğim gibi, diyecek hiçbir sözüm yok. Ama çocuklara yapılan cinsel istismarlar beni deli ediyor. Birgün evlat sahibi olduğumda korkmadan nasıl çocuğumu sokağa yollayacağımı düşünüyorum. Cezalar ne kadar caydırıcı olsada, öyle düzenlemeler getirilsede, acaba sapkın insanları etkiler mi diyede düşünmekten kendimi alamıyorum. Sonuçta bunlar hasta insanlar. Bimiyorum, hangi tarafından düşünsem tam bir çıkmaz oluyor sanırım :)


Demek ki neymis, Anayasa Prof'lerinin sayisi (istatiksel olarak bilmiyorum ama) ve dahi Anayasa Mahkemesi uyelerinin sayisi en cok kadinlardan olussaydi, butun kadinlar Blossom gibi annelik ic guduleriyle veya iclerindeki gizli erkek dusmanligi nedeniyle idam cezasini geri getirmeye tesebbus ederler miydi kestirmek guc degil olsa gerek :D


Muhabbetle


Nisan 28, 2008, 02:21:44 öö
Yanıtla #33
  • Ziyaretçi


Demek ki neymis, Anayasa Prof'lerinin sayisi (istatiksel olarak bilmiyorum ama) ve dahi Anayasa Mahkemesi uyelerinin sayisi en cok kadinlardan olussaydi, butun kadinlar Blossom gibi annelik ic guduleriyle veya iclerindeki gizli erkek dusmanligi nedeniyle idam cezasini geri getirmeye tesebbus ederler miydi kestirmek guc degil olsa gerek :D


Muhabbetle

Yanıma senide alırdım ama :D :D :D


Nisan 28, 2008, 02:45:16 öö
Yanıtla #34
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Ehliyetim yok ki nasil aliyorsun kiz yanina. Hayirdir yoksa torpil, dayi mi koyacan araya?Sahte bir iki hukuk lisan, ust lisans, bir de Patagonya'dan alinmis bri Prof luk haa? Yuhh sana.. Bir Turk kadinina yakisiuyor mu kizim bu..!Aaaa, yapmayin bozuluyorum bak :)


Nisan 28, 2008, 02:49:05 öö
Yanıtla #35
  • Ziyaretçi

Ehliyetim yok ki nasil aliyorsun kiz yanina. Hayirdir yoksa torpil, dayi mi koyacan araya?Sahte bir iki hukuk lisan, ust lisans, bir de Patagonya'dan alinmis bri Prof luk haa? Yuhh sana.. Bir Turk kadinina yakisiuyor mu kizim bu..!Aaaa, yapmayin bozuluyorum bak :)

Bakarız çaresine :P Nerede o torpiller canım benim, geldiğinde görüşürüz mevzuyu :D


Nisan 30, 2008, 07:06:16 ös
Yanıtla #36
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 209



NE YANLIŞA SAHİP ÇIKAR,
NE DE KOMPLOYA BOYUN EĞERİZ


26 Nisan’dan bu yana, Hüseyin Üzmez’in şahsında Vakit Gazetesi ve Vakit Gazetesi’nin şahsında tüm mütedeyyin insanları karalama maksatlı yayınlar herkesin malumudur.

Vakit Yayın Kurulu olarak, bu vesile ile şu hususları kamuoyuna duyurmayı bir borç bilmekteyiz.

Görsel ve yazılı medya, Hüseyin Üzmez üzerinden Vakit Gazetesi ve hatta tüm mütedeyyin insanları suçlayıcı yayınlara devam etmektedir.

ÖRNEK; PEYGAMBER EFENDİMİZ

Üzmez’in suçu henüz kesinlik kazanmamıştır... Buna rağmen, biz bu fiili tasvip etmediğimizi defalarca deklâre ettik... Böyle bir suç işlendiğinde; ölçümüz, Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed’in (sav); “Hırsızlık yapan kızım Fatıma da olsa, elini keserim” şeklindeki ilkesidir. Eylem tasvip edilmediği müddetçe; “fail”in yakınlarının ve çalıştığı kurumun o eylemden sorumlu tutulması mümkün olamaz!..

SUÇ KİMİNSE SUÇLU ODUR

Evrensel hukukta, “suçun şahsiliği” ilkesi esastır. “Fail” kim ise, “eylem” sebebiyle sadece o suçlanabilir ve o cezalandırılabilir.

Eylemin; HüseyinÜzmez’e, “şahsi suç” olarak atfedilen bir “iddia” olduğu, Vakit Gazetesi ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı ortadadır!.. Buna rağmen; ısrarla “Vakit Gazetesi”nin ve mütedeyyin insanların suçlanmaya kalkışılması, olayın “maksatlı” olduğu tezini güçlendirmektedir.

ADI KÖTÜYE ÇIKMIŞ KADIN!

Şu ana kadar Hüseyin Üzmez aleyhine delil olarak küçük kızın karakol beyanlarından başka bir bilgi yoktur. Bu kız da; “adı kötüye çıkmış bir kadın”la dolaştığı için, olaydan iki gün önce babasından “dayak” yiyen ve bu sebeple karakolluk olan bir kızdır. Dolayısıyla o kızın beyanlarının ne derece sıhhatli olduğu şüphelidir.

Kaldı ki; adı geçen kızın, tutuklama sonrasında kendi öz babasına ve teyzesine, olayın gerçek olmadığını açıkladığı tarafımızca bilinmektedir.

ALNIMIZ AK BAŞIMIZ DİK

Tüm bu süreç sonrasında, Hüseyin Üzmez hakkındaki iddiaların, tüm yönleriyle açıklığa kavuşmasını bekliyor, Vakit Gazetesi olarak da; alnımızın ak, başımızın dik olduğunu tekraren kamuoyuna duyuruyoruz..

Biz; duruşunu, güvenilirliğini tüm kamuoyu nezdinde ispat etmiş bir gazeteyiz.

VAKİT'E SALDIRANLARA NE KADAR GÜVENİLİR?

Peki; Üzmez üzerinden Vakit Gazetesi’ne saldıranlara ne derece güvenilir?

Onlar; “porno” yayından kesinleşmiş mahkûmiyeti olan “sabıkalı bir patron”un, halen emrinde çalışan gazeteciler (!) değil midir?

Onlar; Etibank’ı hortumlayıp, bir şekilde kendilerini çete suçundan sıyırıp, bir başka patronun kontrolünde yayınlarına devam eden gazeteciler (!) değil midir?

Onlar; patronlarının “banka hortumu”na sessiz kalan, fakir fukaranın üzerine milyarlarca dolarlık borç yıkan, hatta patronları tutuklandıktan sonra bile, ona destek yazıları yazan, destek haberleri yapan gazeteciler (!) değil midir?


ONLAR; TRT'Yİ DOLANDIRANLAR

Onlar; TRT’yi dolandırma suçundan yargılanıp mahkûm olan, basın kartı hamili sözde gazeteciler değil midir?

Eşi dışında bir kadın ile yatak sahneleri internet sitelerinde halen yayında olan, üstelik o görüntülerdeki “sadistçe” fiilleri apaçık ortada iken, bu sadistleri ana haber bülteni sunması için büyük transfer bedelleri ile kanallarına getirenler, onlara program yaptıranlar kimdir?

Toplumun ahlâkını bozmak için özellikle sübvanse edilen; kağıt bedelinin bile altındaki bir fiyatla satılan ucuz gazetelerinde “Aldatan kadınlar” başlıkları ile tam sayfa “zina dizi yazıları” yapanlar kimdir?

ARKA SAYFA GÜZELİ PAZARLAYANLAR KİM?

Çıplak kadın fotoğraflarını “arka sayfa güzeli” adı altında pazarlayanlar kimdir?

Zina suç olmasın diye kampanya başlatıp, “hayvanlar gibi özgürce sevişmek” isteyenler kimlerdir?..

Devletin anayasal düzenini değiştirme suçundan gözaltına alınıp, 83 yaşında olması dolayısıyla, 15 günde bir imza verme şartı ile salıverilen ve bu suç sebebi ile yurtdışına çıkışı yasaklanan başyazarlarına, bu suçlamadan aklanmadan başköşelerini açanlar onlar değil midir?

Çete sanığı başyazarlarını; tebriklerle, kutlamalarla, alkışlarla göklere çıkaranlar onlar değil midir?


VAKİT FARKI BUDUR

Bizim ölçümüz, “fasıklardan gelen habere itibar etmemek”tir. Bu ölçü gereğince; biz ortalığa saçılan haberlere ihtiyatla yaklaşacak ve olayın tamamen açıklığa kavuşmasını bekleyeceğiz.

“İddia”lardan bu yana HüseyinÜzmez’in tek bir yazısı bu gazetede yayınlanmamıştır.

Ama sadece Üzmez’i değil, onun üzerinden topyekûn bir camiayı suçlayanlar, “pornodan mahkûm olan patron”un emrinde, halen yazı yazmaya, gazetecilik (!) yapmaya devam etmektedirler.

İşte Vakit’in farkı budur.

Vakit; henüz netleşmiş bir durum olmamasına rağmen, Hüseyin Üzmez aklanıncaya kadar onun yazılarına ara vermiş ve suçu sabit görüldüğünde “yollarını ayıracağını” deklâre etmişken, onlar hortumcuların kontrolünde gazete çıkarmaya devam etmekte hiçbir beis görmemektedir.

Vakit, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da “inananların yüzakı” olma misyonunu sürdürecektir.
İnananların gören gözü, işiten kulağı, haykıran sesi olmaya devam edecektir.

Bomba koydurarak, kaleşnikofla taratarak, çete reisine iftira ettirerek, 28 Şubat sürecinde 400 polisle baskın yaptırarak susturulmak istenen sesimiz, Allah’ın izniyle bundan sonra da gür bir şekilde çıkmaya devam edecektir.

Hiç kimsenin yanlışına sahip çıkmayacak, ancak komplolara da boyun eğmeyeceğiz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
Gerçeğin çölü


Mayıs 05, 2008, 05:02:11 ös
Yanıtla #37
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Bu yorumu burada paylasmamin sebebi, Sn One'nin son mesajindaki Vakit'in kendini savunma ve hasimlarina gozdagi mekanizmasi olarak kamuoyuna verdigi demecti. Ahmet Hakan' katiliyorum. Hukuki dava sonuclanmadan bu konu hakkinda hic bir yazarin yorum yapmasina izin verilmemeliydi bence. Vakit zamaninda ve halen hic agza alinmayacak kufurleri edebiliyor hasimlarina karsi. Ama  bu olay gosteriyor ki, demek ki elin geliniyle eglenirken bir gun kendi kizindan da ayni seyi gorebilecegi ihtimalini goz onunde bulundurmali insan.


Ahmet HAKAN
 ahmethakan@hurriyet .com.tr

Vakit fetvayı aldı: Tacizcimiz mümindir


İSLAMİ camiada "Konyalı değerli alim", "Günümüzün İslam müçtehidi" ya da "Hocaefendi" gibi sıfatlarla selamlanan Abdullah Büyük isimli bir adam var...

Vakit’te köşe yazarlığı da yapan bu adamın bağlıları var... Yani adam resmen bir cemaat lideri...

İşte bu adam, "Vakit"çilerin bir türlü ağızlarından çıkaramadıkları baklayı çıkardı.

Hiç mırın kırın etmeden, "küt" diye fetvasını verdi ve "çocuk tacizciliği" ile suçlanan Hüseyin Üzmez hakkında şu cümleyi yazdı:

"Kulaklarınıza gelen haber doğru olsa bile, Hüseyin Üzmez ağabeyimiz, Müslüman bir insandır, mümin bir insandır."

Ardından da ekledi:

"Bir Müslüman, Allah’ın dinini yaşamak ve yaşatmak için mücadele ederken, ayağı sürçer, hata yapar ve günaha bulaşırsa, daha fazla destek, daha fazla ilgi ve daha fazla iletişim içine gireriz."

Demek ki neymiş?

Hüseyin Üzmez’in küçük bir kıza sulandığı, sulanmakla kalmayıp resmen sarkıntılık ettiği hukuken sabit olsa bile... İslami açıdan bir sorun yokmuş... "Abdullah Büyük Hocaefendi", çocuk tacizcisi ağabeyine her durumda destek çıkarmış...

O halde ben de "müptedi" bir talebe gibi, "Büyük Hoca"ya sorayım:

"Sayın hocam... Hüseyin Üzmez ağabeyiniz, hapisten çıksa... 14 yaş ve altındaki mümin kızlarımızın kendisinin yanında yalnız kalmasında İslami açıdan bir beis var mıdır? Eğer yoksa kendi kızınızı, torununuzu ya da yakınınızın bir kızını bu mümin ve Müslüman ağabeyinizle yalnız bırakır mısınız hocam?"

Güzel şeyler

NİMET ÇUBUKÇU’YA BRAVO Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, dini bütün koca adamların çocuk istismarı suçlamasına "sıradan çapkınlık" muamelesi çektiği bir ortamda, "çocuk olmak" meselesiyle ilgili öğretici bir açıklama yaptı. Dedi ki: "Çocuklar sadece çocuk oldukları için korunmaya muhtaçtır ve çocuk oldukları için mağdurdur. Burada karine, çocuğun masumiyeti karinesidir. Ben her zaman çocuklardan yana taraf olurum." Bu tespiti yaptıktan sonra da "Bir avukat olarak çocuklara yönelik istismarı savunamam" dedi... Bu duyarlılık nedeniyle Bakan’ı kutluyorum.. .

VAKİT’İ BIRAKAN YAZAR Bir yazar, bunca hır gür arasında sessiz sedasız Vakit Gazetesi’ni bıraktı... Hüseyin Üzmez olayı ve bu olayın ardından gazetenin takındığı "koruma ağırlıklı" tutum, Vakit yazarı Mehmet Emin Kazcı’yı pes ettirdi... Mehmet Emin Kazcı, onurlu ve erdemli bir tutum takınarak Vakit’te yazmayı bıraktı...

DEĞİŞEN MESAJLAR Vakit’e dair şu ana kadar çok şey yazdım: "Katil sevicilik" yapmayın dedim... "İşkenceciyi korumayın" dedim... "Hedef göstermeyin" dedim... "Dilinize hákim olun" dedim... "İftira etmeyin" dedim... Fakat ne yazık ki ben bunları dedikçe Vakit’in saf, inanmış okurlarından hep olumsuz mesajlar aldım... Ancak... Şu Hüseyin Üzmez olayı gözlerdeki perdeyi indirdi... Gazetenin tutumu, okuru da çileden çıkardı... Artık bana gelen mesajlarda, "Ben de Vakit’in dininden değilim" vurgusu var... Ne diyelim... Gayret bizden, tevfik Allah’tan...
« Son Düzenleme: Mayıs 05, 2008, 05:10:55 ös Gönderen: Kirlangic »