Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: BHAGAVAT-GİTA’DAN SEÇME İFADELER  (Okunma sayısı 3005 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 05, 2009, 02:57:49 öö
  • Ziyaretçi



BHAGAVAT-GİTA’DAN SEÇME İFADELER

 

Bhagavat Gita nedir?

 

Bhagavat-Gita Hind’in kutsal destanlarından olan Mahabharata’nın içinde yer alan adeta ayrı duran kutsal bir metindir. Hindu dinine ait tüm idraki doktrinleri kapsayan ve özümsemiş olan Bhagavat-Gita günümüzde bile ezoterik metinler arasında en etkileyici ve okuyucuya doğrudan hitap edenidir.

Yazım tarihi hakkında kesin bir bilgi yoksa da İsa’dan birkaç yüz yıl önce kimliği bilinmez birisi tarafından kaleme alınmıştır.

Destan, kendi akrabalarıyla savaşmak zorunda kalan Arcuna adlı prens kahraman ile ona bu savaşın gerçekte nefsi ile mücadelesinin bir tecellisi olduğunu fark ettirmeye çalışan O’nun en yüksek kişiliği Rab Krişna arasında geçen diyaloglara dayanmaktadır.

Gerçekte Arcuna’nın bölünmüş krallıktaki hakkı için meşru bir savaşın içinde olmasına rağmen içine dolan bencil merhamet onu bu savaştan alıkoymak istemekte, Rab Krişna ise savaştan kaçmasının hakikatten kaçması demek olduğunu, ruhunu arındırmak için nefsinin bencil arzu ve tutkularından sıyrılması gerektiğini sürekli vurgulamaktadır.

Bu yönüyle nefse karşı bir savaşa dönük ezoterik doktrinleri olabildiğine alegorik bir üslup ile anlatmaktadır. Krişna Arcuna’ya ıslarla “vazifesini” hatırlatır; içine duygusallık, bencillik katılmadan Varoluşu özümseme vazifesini…

 

 

1: İhlas:

Özverili çalışma yolunda inançsızca ilerlemeye çalışanlar Bana erişemezler. Ey düşmanlarını yenen Arcuna; onlar maddesel dünyanın doğum-ölüm çemberine geri dönerler. Ben, tezahür etmemiş halimle iine girdiğim bütün kozmik evrendeki canlıları kapsarım; onlar Beni kapsayamazlar…

 

2: Varlık ve yokluk:

Yok olmak diyorsun… kim yok olacak? Her canlı ezelden ebede akan bir ırmak. Ömrümüz zaman kadar uzun.

Çocuktu bir vakitler, genç olduk… yarın ihtiyarlayacağız. Partal bir libas gibi atacağız aşınan bedeni, yeni bir bedenle doğacağız.

Mevsimler gelip geçer, renkler, kalıplar değişir. Beyaz bir perdeye vuran gölgeler gibi sevinç ve kederler.

Yokluktan varlığa geçilemez. Aşılmaz bir duvar var varlıkla yokluk arasında. Evrenin dokusu ölümsüz. Ölümsüzü kim yok edebilir? Ruh kalıptan kalıba girer, aşınmaz. Başlangıcı yok ki hayatın sonu olsun. Ne ezelde başlayan yok olur ne ezelde olmayan var olur…

 

3: Bilge:

Bilge bütün arzulardan soyunan. Zafere dudak büken, bozguna gülen: bilge. Sevmeyen, korkmayan, kızmayan, kendine yeten: bilge. Güzele kaymamalı bakışın. Beni düşünmelisin yalnız. İçinde arzular kanatlanmamalı. Azgın bir ihtiras olur arzu…

 

4: İki Yol:

İki yol var önünde Arcuna… Ya ilme vereceksin kendini ya amele. Kaçış yok bu kanundan, nafile.

Ne yapsan içindesin oyunun. Amelsiz yaşayamazsın. Hüner arzulara dizgin vurmak, elini kolunu bağlamak değil.

Bilgi bütün günahları arıtan su. Bilgi bütün günahları yok eden ateş. Bilgi, huzur limanına götüren kayık.

Bilgiyi gönlünde bulup vahdet sırrına eren, bütün şüphelerinden kurtulur. Şüphe, bilgisizliğin çocuğu…

 

5: Keder:

Bilgece sözler söylerken kederlenmeye değmeyecek şeyler için kederleniyorsun. Bilgeler ne boşa geçmiş bir zamana, ne de kayıp bir yaşama kederlenirler.

Mutluluk ve acıdan etkilenmeyip her ikisinde de sürekliliği aksatmayan, özgürlüğe kavuşmaya yakındır…

 

6: İlahi Şuur:

Nefsinin isteklerini yerine getirmekten vaz geç. Geleceğin için kurduğun hayali seneryolardan vaz geç. Uyandırılmış bilincinin kendi kendini bilen duru haliyle yetin, onunla mutlu ol. Buna ilahi şuura sıkı sıkıya sarılmak denir…

 

7: Öfke:

İnsan algılayabildiği objeleri seyrettkçe, dikkatinin giderek objelere takılıp kaldığı bie eğilim geliştirir. Bu eğilim isteklere neden olur, onlar da öfkeye neden olurlar.

Öfke inanılmaz bir yanılsamaya neden olur. Anımsanan şeylerde yanılmak kafa karışıklığına ve o da aklın yitirilmesine neden olur. Aklını yitiren kişi düşer, bayağılaşır…

 

8:Sorumluluklar:

Kendi özüyle barışık olan mutlu bir kişi için tüm yaşamı, kendini tanımak ve mükemmelleşmeye çalışmaktan ibaret olanlar için, mutluluklarını yalnızca kendi özbenliklerinde bulan kişiler için ve kendi kendisiyle dopdolu olanlar için görev diye bir şey yoktur…

 

9: Maddesel Dünyanın Üç Yansıması:

Gerçek bilgiye göre hareket eden kişi bile özünün doğası dışına çıkamaz. Çünkü herkes, maddesel dünyanın –kendi seçtiği- üç yansımasından birinin (erdem, tutku, cehalet) yolundan gider. Bunu görmezden gelmek neye yarar?

Sonsuz canlı doğa ile ilişkiye geçince bu üç ifade şekliyle şartlanır…

 

10: Yapmak ve Yapmamak:

Hiçbir şey yapmamak içinde bir şeyler yapmak fiilini, bir şeyler yapmak fiili içinde de hiçbir şey yapmamak fiilini gören kişi akıllıdır ve çeşitli işlerle uğraşmasına rağmen aşkın boyuttadır.

11: Ruhsal Bilgi:

Ruhsal bilgiyi kurban etmek, sahip olunan objeleri kurban etmekten daha iyidir. Verilen tüm kurbanların amacı; son tahlilde ruhsal bilgi ışığında faaliyete geçmektir zaten…

 

12: Üst Ruh:

Üst Ruh olarak Ben; herkesin kalbindeyim…

 

13: A:

Ben harfler içinde ilk harf A’yım. Birlikte okunan harfler içerisnde ben çift harflerim. Ben sonsuz zamanım ve yaratıcılar arasında Brahma benim…

 

14: Seçenekler:

Eğer Yoga yapamazsan faaliyetlerini benim rızam için yap, benim rızam için çalışarak mükemelleşebilirsin.

Bu şuurla benim için çalışmaya hazır değilsen, çalışmalarının bütün ürünlerini reddetmeli ve özbenliğine sarılmasın.

Bu şekilde de hareket edemezsen ilimle meşgul ol ve fikirler üret. Ondan daha iyisi tefekkür yani meditasyondur. Daha da iyisi insanın yaptığı işlerin sonuçlarından vazgeçmesidir. Çünkü insan iç huzurunu böyle kazanır…

 

15: Yollar:

Maddesel dünyanın, canlıların felsefesini ve doğanın ifade tarzlarının etkileşimini kavrayan kişi, her kim olursa olsun kesinlikle kurtulacak ve bu dünyada yeniden doğmayacaktır. Kimileri üst ruhu tefekküre, meditasyona dalarak, kimileri ilim yolunda ilerleyerek, kimileri de maddesel sonuç almayı beklemeksizin faaliyette bulunarak tanırlar…

 

16: Cehenneme Götüren Yollar:

Cehenneme giden üç yol vardır; zavk, öfke ve ihtiras…

 

17: Karma:

Hak ettiğin sadece karmadır yoksa karmanın meyvesi değil. Hiçbir zaman meyvesini almak amacıyla bir eyleme girmemelisin, hiçbir zamanda karmadan kaçmamalısın.

Bu dünyada kendini iç dünyasında tesis etmiş biri olarak nefsani bağlılıklar oluşturmadan, başarıda da başarısızlıkta da itidalini kaybetmeden eylem yap. Yoga, gönlün kusur bir biçimde itidalli olmasıdır…

 

18: Aldırmazlık-Eylemsizlik:

Aklın vehimlerden kaynaklanan kargaşayı alt ettiğinde hem duymakta olduğun hem de duymuş olduğun şeylere karşı manevi bir aldırmazlık haline ereceksin. Fikri kargaşadan etkilenmediğinde ve aklın tam olarak tek bir noktada odaklandığında kusursuz yoga haline erersin…

 

19: Arifler ve Karma:

Tüm faaliyetleri nefsani arzulardan ve güdülerden uzak olan ve tüm karması Öz’e ilişkinin bilginin ateşinde yanıp gitmiş olan kişiye, bilgeler tarafından arif denilir. Karmanın meyvelerine olan bağlılığı terk etmiş, her daim kanaatkar ve başkalarına bağımlı olmayan bir halde, karma eylese bile yine karma eylemiş olmaz. Hiçbir beklentisi olmaksızın, gönlü ile bedeni sarsılmaz bir şekilde kontrol altına alınmış olarak, maldan mülkten feragat ederek ve sadece bedeni aracılığıyla karma eyleyerek hiçbir günah edinmez…

 

20: İlahi Aşkla İbadet:

Ben bütün varlıklara aynı gözle bakarım. Benim açımdan insanların değerinin ne daha az ne de daha fazla olması söz konususdur. Ne ki bana ilahi aşkla ibadet edenler Ben’dedir ve Ben de onlardayım…

 
 

(Bu yazı Bhagavat-Gita’nın çeşitli tercümelerinden derlenmiştir.)

 


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
4 Yanıt
10903 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 26, 2012, 03:58:28 ös
Gönderen: hypatia
0 Yanıt
7555 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 04, 2007, 11:17:23 ös
Gönderen: shemuel
1 Yanıt
4374 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 14, 2007, 02:45:36 öö
Gönderen: LEON COMANDANTE
0 Yanıt
3082 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 08, 2007, 03:32:47 öö
Gönderen: Supeluta
2 Yanıt
6317 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 16, 2007, 08:55:00 ös
Gönderen: shemuel
45 Yanıt
23440 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 18, 2013, 11:16:30 öö
Gönderen: serdar-turk
0 Yanıt
4769 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 13, 2008, 05:52:48 ös
Gönderen: Genius Loci
Rembrandt’ın Yahudileri

Başlatan newyork Tarih

1 Yanıt
4878 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 25, 2008, 05:56:11 ös
Gönderen: akasya
Doktor seçme metodu ve masonluk

Başlatan abezethibou Genel

8 Yanıt
4406 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 13, 2013, 09:15:51 ös
Gönderen: Alşah
0 Yanıt
1396 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 03, 2015, 01:43:33 ös
Gönderen: egeran