Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Türkiye’deki mason örgütlerinin ilişkileri nasıldır?  (Okunma sayısı 15183 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 15, 2009, 08:05:11 öö
Yanıtla #10
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Mustafa Kamil'in soruları üzerine:

Önce şunu benimsersek çok iyi olur: Türkiye'deki iki büyük locanın birleşmesi değil, birleşmemesi çok daha yararlıdır. Çünkü bu bölünme o tarihte o şekilde olmasaydı bile, sonradan bu şekilde olacaktı ve olmalıydı da... Ancak iki büyük loca birbirlerine tanımazlık, aldırmazlık, umursamazlık taslayacağına, karşılıklı olarak selamlaşsalar ve aralarında bir biçimde iletişim kurulsa hepsinden daha iyi olur.

Bir büyük locanın tek başına büyük üstat ve onanla birlikte yönetimde bulunanların tartışılmaz egemenliği altında olması düşünülemez. Bir büyük loca imparatorluk değildir. Büyük üstat ve yöneticilerin hesap vermek zorunda olduğu genel kurulu bir yana bırakalım, bu kurumda mutlaka bilgili, deneyimli, hatırı sayılan üstatlar vardır. Gerçi bu örnekte bunlardan kimilerinin hâlâ eski bir sorunu canlı tutmaya çalışmaktadır; bu nedenle kendilerinden sonra gelenlerin kimilerini de olağanüstü düzeyde etki altına almışlardır. Kan davası gibi bir şey... Ancak elbette bir gün bunun sonu gelecektir. Umalım öyle olsun.

Kaya Paşakay ile bağlantılı olaylar basın ve medyada çok dallanıp budaklandı ama henüz masonik literatüre yerleşmedi. Bu nedenle benim de bu konu hakkında bildiklerim pek sınırlı. Sadece soru numaralarına bağlı kalarak şunları söyleyebilirim:

1- Büyük Üstat Kaya Paşakay, derneğin olanaklarını umarsız kullandı.  Çok aşarıya kaçtı. Bu da derneği mali bakımdan sıkıntıya soktu. Olay derneğin kendi bünyesi içinde çözümlenebilirdi ama çözümlemek istemediler. Mahkeme böyle sonuçlandığına göre, artık bu suçlamada bulunan masonlar düşünsün. Masonluğun evrensel yasaları, masonik konuların mahkemelere taşınmamasını gerektirir. Ancak bildiğim kadarıyla sonuçlanmış olan ceza davasıdır. Bir de hukuk davası olmalı, çünkü olay kişisel davranışlardan değil mali konulardan kaynaklanmıştır. Bu bile bence masonların kendi aralarında çözümlenebilirdi; çözümlenebilmeliydi.

2- Bildiğim kadarıyla Paşakay dernek üyeliğinden çıkarıldı. (Burada bir yanlışı düzeltelim: Üstad-ı Muhterem loca başkanıdır. Büyük Loca başkanı Büyük Üstat unvanını taşır.) Ancak yine döner mi, dönmez mi; dönebilir mi, dönemez mi, orasını bilemem. Dönse bile eski görevine gelmesi söz konusu olamaz.

3- Masonlar bu olayı elbette kendi iç yargı ya da disiplin organlarında çözümleyebilirdi ama istemediler. Bir güçlü grup ya da belki de çoğunluk istemedi desek beltki daha doğru.

4- Mason aidatları sanıldığı kadar yüksek değildir. Bir rakam veremem çünkü bu ilgili locanın bulunduğu bölgeye, oranın olanaklarına, orada kaç mason bulunduğu gibi koşullara bağlıdır.  Şöyle diyelim: Bir mason lokali var. Buranın en büyük iki harcama kalemi lokalin işletimesi ve personel gideridir. Bu giderleri orada kaç mason varsa onların paylaşması gerekir. Ödenti (aidat) buna göre belirlenir.

Sevgiler.

 

 

   
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 20, 2009, 05:36:13 ös
Yanıtla #11
  • Ziyaretçi


Sayın Mustafa Kamil'in soruları üzerine:

Önce şunu benimsersek çok iyi olur: Türkiye'deki iki büyük locanın birleşmesi değil, birleşmemesi çok daha yararlıdır. Çünkü bu bölünme o tarihte o şekilde olmasaydı bile, sonradan bu şekilde olacaktı ve olmalıydı da... Ancak iki büyük loca birbirlerine tanımazlık, aldırmazlık, umursamazlık taslayacağına, karşılıklı olarak selamlaşsalar ve aralarında bir biçimde iletişim kurulsa hepsinden daha iyi olur.

Bir büyük locanın tek başına büyük üstat ve onanla birlikte yönetimde bulunanların tartışılmaz egemenliği altında olması düşünülemez. Bir büyük loca imparatorluk değildir. Büyük üstat ve yöneticilerin hesap vermek zorunda olduğu genel kurulu bir yana bırakalım, bu kurumda mutlaka bilgili, deneyimli, hatırı sayılan üstatlar vardır. Gerçi bu örnekte bunlardan kimilerinin hâlâ eski bir sorunu canlı tutmaya çalışmaktadır; bu nedenle kendilerinden sonra gelenlerin kimilerini de olağanüstü düzeyde etki altına almışlardır. Kan davası gibi bir şey... Ancak elbette bir gün bunun sonu gelecektir. Umalım öyle olsun.

Kaya Paşakay ile bağlantılı olaylar basın ve medyada çok dallanıp budaklandı ama henüz masonik literatüre yerleşmedi. Bu nedenle benim de bu konu hakkında bildiklerim pek sınırlı. Sadece soru numaralarına bağlı kalarak şunları söyleyebilirim:

1- Büyük Üstat Kaya Paşakay, derneğin olanaklarını umarsız kullandı.  Çok aşarıya kaçtı. Bu da derneği mali bakımdan sıkıntıya soktu. Olay derneğin kendi bünyesi içinde çözümlenebilirdi ama çözümlemek istemediler. Mahkeme böyle sonuçlandığına göre, artık bu suçlamada bulunan masonlar düşünsün. Masonluğun evrensel yasaları, masonik konuların mahkemelere taşınmamasını gerektirir. Ancak bildiğim kadarıyla sonuçlanmış olan ceza davasıdır. Bir de hukuk davası olmalı, çünkü olay kişisel davranışlardan değil mali konulardan kaynaklanmıştır. Bu bile bence masonların kendi aralarında çözümlenebilirdi; çözümlenebilmeliydi.

2- Bildiğim kadarıyla Paşakay dernek üyeliğinden çıkarıldı. (Burada bir yanlışı düzeltelim: Üstad-ı Muhterem loca başkanıdır. Büyük Loca başkanı Büyük Üstat unvanını taşır.) Ancak yine döner mi, dönmez mi; dönebilir mi, dönemez mi, orasını bilemem. Dönse bile eski görevine gelmesi söz konusu olamaz.

3- Masonlar bu olayı elbette kendi iç yargı ya da disiplin organlarında çözümleyebilirdi ama istemediler. Bir güçlü grup ya da belki de çoğunluk istemedi desek beltki daha doğru.

4- Mason aidatları sanıldığı kadar yüksek değildir. Bir rakam veremem çünkü bu ilgili locanın bulunduğu bölgeye, oranın olanaklarına, orada kaç mason bulunduğu gibi koşullara bağlıdır.  Şöyle diyelim: Bir mason lokali var. Buranın en büyük iki harcama kalemi lokalin işletimesi ve personel gideridir. Bu giderleri orada kaç mason varsa onların paylaşması gerekir. Ödenti (aidat) buna göre belirlenir.

Sevgiler.

Cevaplarınız için teşekkürler.

Yüksek Şura ile Hür ve Kabul Edilmiş Masonların Paşakay olayına bakışları aynı mı ?

Bu söylenen Mason Örgütleri dışında daha başka bilmediğimiz localar var mıdır. Mesela İtalya'daki olaya benzer ülkemizdede P-2 Mason Locası tarzında örgütlenmeler mecut mu.


Ocak 14, 2010, 11:28:25 ös
Yanıtla #12
  • Ziyaretçi

Sayın ADAM

Bildiğim kadarıyla bu ayrılığın nedeni Demirel olayı olarak biliniyor Fakat sizin de belirttiğiniz gibi temelinde bir gurubun genel gidişattan mutsuz oldugu için bunu bahane ettiği söyleniyor ama benim anlamadıgım; Özgür Masonlar; Demirel olayında HK Masonların genel kuralları çiğnediğini ileri sürerek ayrılıyorlar sonra kendi kurdukları büyük locada bu genel kuralları kendileri çiğniyorlar biz masonlukta dogmalara karşıyız diyorlar, benzer bir biçimde de HK Masonlar da Demirel olayında kuralları çiğneyebiliyorlar daha sonrada Özgür Masonları kuralları çiğnedikleri için düzensiz Mason ilan edip kendilerinden saymıyorlar. İlginç


Ocak 15, 2010, 08:47:29 öö
Yanıtla #13
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Merimac'ın ne demek istediğini doğrusu tam anlayamadım. Ancak açıkça ortada olan şu var: bu ayrılığın temel nedeni kamuoyunda sansasyon yaratmak amacıyla "Demirel olayı" gibi yansıtılmıştır. Öyle bir olay yok mudur? Vardır. Ancak aradaki olaylardan bir tekidir. Bunun nasıl ve niçin olduğunu tam olarak kavrayabilmek için önce birtakım kişilerin yapılarına ve aralarındaki bireysel ilişkilerin ne ve nasıl olduğuna bakmak gerekir. Sonra da Nafiz Ekemen'in "Arşivlerimiz İçinde 1965 Olayları" adlı kitabını çok dikkatlice, baştan sona okumak gerekir. Sonra bu bölünmenin oluşmasının hemen ardından yayınlanmış olan bildigeleri dikkatle incelemek gerekir. Sonra Celil Layıktez ve Murat Özgen Ayfer'in kitaplarını okumak gerekir. Özetle gerekir de gerekir. Ancak bunlardan sonra kimin ne zaman, nerede ve hangi kuralları çiğnediği belirlenebilir. Ben demiyonum ki Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası kuralları çiğnemiş, buna kaşılık Türkiye Büyük Mason Mahfili ya da Türkiye Yüksek Şûrası her şeyi tam kuralına uygun olarak yapmıştır.  Bu konuda hem nalına hem mıhına tarzı bir irdeleme yapılmadıkça tutum ön yargılı ve yan tutucu bir biçimde yürür.

Sevgiler.
   
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 15, 2010, 04:50:52 ös
Yanıtla #14
  • Ziyaretçi

Sayın Adam,

İskoç Riti'nin hakim organı Yüksek Şura değil mi ? Süprem Konsey nedir?
Günümüzde böyle bir örgütlenme var mıdır?


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
10 Yanıt
9070 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 07, 2009, 04:59:51 ös
Gönderen: erdal
15 Yanıt
10608 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 07, 2009, 03:30:50 ös
Gönderen: karahan
0 Yanıt
3354 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 08, 2009, 03:34:37 ös
Gönderen: ADAM
14 Yanıt
11831 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 10, 2009, 06:21:26 ös
Gönderen: aashooter
0 Yanıt
2980 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 11, 2009, 01:03:43 ös
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
4349 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 14, 2009, 08:56:22 ös
Gönderen: erdal
30 Yanıt
14057 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 21, 2013, 11:02:18 öö
Gönderen: Felix Steiner
5 Yanıt
7779 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 29, 2010, 07:45:02 ös
Gönderen: ozkann
4 Yanıt
11155 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 26, 2016, 08:42:00 ös
Gönderen: moonlight
12 Yanıt
18396 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 19, 2015, 07:37:38 öö
Gönderen: ADAM