Sayın Oasis, öyle derin şeylerden bahsetmişsiniz ki, forumda yeni olduğum bugünlerde ilk yorumumu bu konuya yapmak istedim.
Ben bir bayanım ve diğer arkadaşlara biraz kadın bakış açısından bahsetmek istiyorum.
Tecavüz kelimesi kulağa ne kadar nahoş geliyorsa maruz kalınan durum bunu milyonlara katlar. Size gerçek bir olaydan söz edeceğim.
21 yaşında bir bayan sevdiğini sandığı ve 2 yıl kadar birlikte olduğu (fiziksel bir birliktelik değil) kişi tarafından bu ahlaksızlığa maruz kalıyor. İlk şokun ardından hemen kendi evine giderek temizlenme ihtiyacı hissediyor. Ertesi gün oturduğu semtin karakoluna giderek şikayette bulunuyor -sözlü bir şikayet. Karşısındaki polis memuru yasal prosedürlerden bahsediyor ve kadının temizlenmesinin delilleri ortadan kaldırabileceğini de ilave ediyor. Kadın kendini, ailesini, çevresini ve bu olayı ispat edemez ise başına gelebileceklerini düşünerek malesef o son cesareti gösteremeden şikayetten vazgeçiyor. Yaşadığı süreç öylesine içler acısı ki, kelimelerle tezahürü mümkün değil. Psikolojisi, fiziksel gücü, düşünceleri bir anda yerle bir oluyor. Yadsınamaz bir gerçekte şudur ki; 'suçlunun cezasını çekememesi' tüm teselli ihtimallerini de ortadan kaldırıyor -hoş hangi teselli fayda eder.
Ülkemizde tecavüze maruz kalanın olaydan sonra ki yaşadıkları, belki o olayın diğerlerinin yanında daha masum diye düşündürüyor bana. Hele hele psikolojisi bozulmuş mu, bozulduysa ne kadar bozulmuş gibi bir inceleme içler acısı vaziyette olduğumuzun göstergesidir. Bu tarz şikayetlerde tüm yetkili organların anında ve gizli bir şekilde olayın çözüme kavuşturulması gerektiği inancındayım. Mağdur kişi için çözümsüz geçen her günü acılarına acı katmaktan öteye geçmez.
Fakat toplumumuzda şöyle de bir gerçek var ki, herkes şikayette bulunma cesareti gösteremiyor. Buna yasal süreçte etken olduğu gibi, toplumun bakış açısı da bu cesaretsizliği ve adaletsizliği tetikler nitelikte.
Bu konuyla ilgili sayfalar dolusu yazı yazabilirim bıkmadan lakin yer işgal etmek istemiyorum. Sadece kendi düşüncelerimi ifade etmek istedim.
Bu çok önemli bir sorun. Yani tecavüze uğrayan birinin, kanıtlar üzerinden silinmişse, hak arama mücadelesi zorlaşıyor.
Bu masumiyet karinesi dolayısıyla uygulanması gereken bir durum aslında. Çünkü iftira gerçeği de her zaman gözönüne alınması gereken bir olasılık olarak olduğu yerde duracaktır.
Bu konuda insanların bilgilendirilmesi gerekir.
Bir diğer konu da tecavüz suçunun mahiyeti konusunda. Tecavüz, adam öldürme, hırsızlık, gasp, tehdit gibi somut sonuçları olan bir durumdan daha çok ahlaki ve psikolojik kavramlarla tanımlanan bir suç. Bunun temelinde kişilerin algıları yatıyor. Tabii ki tecavüz mağduru psikiyatri kliniklerinde gayet somut sonuçlar gösteriyor, bunu kastetmiyorum. Bu suçun, öncesi ve sonrasında, adam öldürme, hırsızlık gibi, somut bir zarar bırakmamış olması, zararın sadece kurbanın ruh sağlığında objektif teşhisi zor izler bırakıyor olması tecavüz suçunun tespitini çetrefilleştiriyor.
Bazen öyle insanlar oluyor ki, rıza ile ilişkiye girip, tecavüz edildiğini öne sürebiliyor, ve bu davayı kazanıyor da. Onların "adım çıkar" diye bir korkusu olmuyor. Bu durumda hukuk son derece zor bir duruma düşmüş oluyor. Bu yüzden aslında adli tıbbın psikiyatri dalı da, kişilerin geçmiş yaşamlarını, karakterlerini, suça eğilimi olup olmadıklarını saptaması gerekiyor. Fakat.. İşte tüm sorun da burada başlıyor ki, bu tespitleri yapmak için, psikiyatri, sosyal bilimlerin, yani göreceli olan alanların araçlarını kullanmak zorunda kalıyor. Bu da raporun güvenini sarsıyor. Bilmiyorum belki zaten böyle bir rapor yetkisi vardır adli tıbbın.
İşte eğer böyle bir şey mümkünse, verdiğiniz örnekteki kurbanın ve sanığın karakterlerini incelemek az da olsa veri sağlayacaktır. Bununla beraber, olayın duyulmsı gibi korkuları önlemek için, hukukun, verileri dışarı sızmayacak derecede koruması gerekecektir. Fakat sanığın bunu duyurması çok basittir. Tabi böyle olunca da o kişinin geleceği biraz karışıklaşıyor.
Hatta sanık cezasını alsa bile, böyle bir durumun duyulmuş olması, tecavüze uğrayanı yine mağdur edebiliyor.