Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Masonik Sırlar  (Okunma sayısı 13178 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 08, 2011, 08:07:47 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bundan iki yıl kadar önce forumun bu bölümünde bu başlık altında bir konu açılmış. Linki şöyle:

http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=3878.0

Ben buna yanıt vermek yerine yeni bir başlığa taşımak istedim görüşlerimi.

Kimi masonlar, Masonlukta kendilerine özgü birtakım sırlar bulunduğunu, bunları sadece kendilerinin bildiğini ileri sürüp durur.

Bu ileri sürüş, onlara mason oluşlarından ötürü bir doyum sağlar ama o kişilerin henüz "mason" olamadığını göstermesi bir yana genel olarak da Masonluğa zarar verir çünkü antimasonik cephede bu söz çiklet gibi çiğnenip Masonluğun aslı hedefi olan geniş halk kitlelerine yansıtıtılır.

Masonluğun öyle kendine özgü birtakım sırları yoktur çünkü hangi mason ritinde ve hangi derece aşamasında olursa olsun Masonluğun öğretimi, bunun kapsamında yer alan öz deyişler, simgeler ve alegoriler çeaşitli dinlerden, inanç sistemlerinden, efsanelerden, düşünce akımlarından, felsefelerden, sanatlardan alınara Masonluğun amaçları ve ilkeleri doğrultusunda değerlendirilmiştir.

Ötesi, Masonluktaki hemen tüm ritüeller, simgeler, alegoriler, anlatımlar, öğretimler yazılı kaynaklarda, hele bugün artık internette kolayca bulunabilmektedir. Biz bunları bugün burada bu forumda görüşemiyor ve paylaşamıyorsak bunun nedeni belli bir gerekçeyle buna bir kısıtlama getirilmiş, bir diğer deyişle forum kapsamının bunların dışında tutulmuş olmasıdır.

Masonlukta gizli tutulan hiçbir şey yok mudur?... Elbette vardır. Ancak bunlar tıpkı bir ailenin kendine özgü iç işlerinin konuları gibi mason localarının iç işlerine özgü konulardır. Üstelik bunların hiçbiri Masonluğun geneline bile açık değildir ve süreklilikleri de yoktur.

Buna karşılık Masonlukta hiçbir sır yok mudur?... Vardır. O, Masonluğun kendiliğinde yaşattığı ve masonların paylaştığı ülküdür. Belki bunun üzerinde çok şey yazılabilir, söylenebilir ama boşuna... Onu kavrayabilmek için Masonluğu okumak, araştırmak, incelemek, bilmek yeterli değildir. Hatta tüm bunlar sadece su yüzünde kalır ve deryanın aslı değildir. Buna erişmek, bunu kavrayabilmek için mason tophluluğunun içinde olmak, orada masonlarla birlikte Masonluğu yaşamak gerekir.  Bin NEFES gibidir bu; solumadan anlaşılamaz.

Öyle bir sırdır ki bu tanımlanamaz, açıklanamaz, anlatılamaz, betimlenemez, sezdirilemez.

Bu nedenle benim de burada bunları yazışım boşuna...  Ancak işte o sır öyle bir şey... Kimi masonların özenle saklamaya çalıştığı, kimilerinin de ulaşılamaz olduğunu sandıkları somut ve nesnel bir şey deği, soyut ve tinsel... 
 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 08, 2011, 12:29:08 ös
Yanıtla #1

Konu Masonik sırlar olduğu zaman hep gülümsediğim bir durum vardır. Bu sırlardan en fazla muzdarip olanların Masonlar olması...

Bunu açalım biraz,

Mason olmayan birisi Masonlukla ilgili bulduğu her yazıyı hiçbir endişesi olmadan rahatça okur. Bir Mason için ise, derecesine ait olmayan bir bilgi "sır"dır. Okumaktan, bilmekten özenle kaçınması gerekir. Yani, benim için bilinmemesi gereken bir sır olan konular, Mason olmayanların buldukları yerde okumalarına herhangi bir engel olmayan sıradan metinlerdir.

Durumun genel görüntüsü budur da, asıl durum bu mudur? O kısım, üzerinde durulması gereken kısım zaten. Okula direkt üniversiteden başladığımızı düşünelim. Oradaki ders kitaplarını okumaya bir engel var mı? Kesinlikle yok. Peki ilkokul, ortaokul, liseyi bitirmeden bunları okuyan bir kişi ne anlar? Korkarım hiçbirşey... Dahası da var. Normal okullardan geçtik, lise bitti. Tıp fakültesine giremedik ama gidip kitapçıdan bütün kitaplarını aldık okuduk. Doktor olur muyuz?

Kendimden bir örnek vereyim. Bir konuyu araştırırken karşıma bir duvarcı ustasının adı çıktı. Sordum bu kimdir diye. "Daha vaktin var öğreneceksin" denildi bana. 3 senedir bunu bekliyorum, inşallah bu sene içerisinde okumaya başlayabileceğim.

Her yerde bulabileceğim bilgilerle bu konuda okumama engel var mı? Yok... Ama anlaşılması istenilen anlaşılsın diye, öncesindeki bilgileri "temessül" etmek lazım ki, öğrenme bir işe yarasın.

Sn. Adam, Masonik sırların TAMAMINI veren, ama hiçbir sırrı ifşa etmeyen çok güzel bir yazı yazmış. Ben de konuya Büyük Üstat Sn. Remzi Sanver'in Masonik sır tanımını vereyim. "Masonluğun tek sırrı Masonluğun kendisidir".

Saygılarımla.
Bir kavramın tarihini bilmediğiniz sürece
Kavramın kendisini idrak edemezsiniz


Şubat 08, 2011, 01:39:46 ös
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Mustafa Kemal'in dedikleri çok doğru.

Ben bu başlık altında bir şeyler yazmaya girişirken, Masonluğun ezoterik niteliğini unutuvermişim nedense. Elbette her bir derecenin kapsamı bir önceki dereceye oranla sır sayılabilir.

Bu bağlamda ilginç bir olgu daha var, çağımızdaki ezoterik sistemin  bir niteliğinden ileri gelmek üzere. Eskiden bir sonraki derece ya da aşamanın bilgisi somut ve nesnel olarak sırdı. Şimdi öyle değil ama demiştim ya bu sır olgusu günümüzün Masonluğundae soyut ve tinsel bir nitelik taşır diye. Bu nedenle bir üst derecenin kapsamını bütünüyle bilen bir kişi, bu bildiğiyle o derecenin inisiyesi olamıyor. Üstelik ne denli bilse de inisyasyonda onun için bir yenilik var. İşte sır orada.

Daüha basite indirgeyelim. Bir mason adayı, herhangi bir yerde kimi zaman "tekris" olarak da anılan Masonluğa Kabul Töreni'ni tüm ayrıntılarıyla okumuş, iyice öğrenmiş olabilir. Ancak o törenin akışı esnasında öyle bir şey olacaktır ki, işte onu hiçbir yerde okumuş, öğrenmiş olamaz.  İşte bu sırdır.

Konuya böyle, bu açadan bakılınca, evet, Masonluğun kendine özgü dehşetengiz sırları vardır ve onları ancak masonlar edinebilir.


 

 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 08, 2011, 09:22:43 ös
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

Ben de konuya Büyük Üstat Sn. Remzi Sanver'in Masonik sır tanımını vereyim. "Masonluğun tek sırrı Masonluğun kendisidir".

Bayıldım :)

Sayın ADAM, uzun zamandır sormayı düşündüğüm ama dillendiremediğim daha doğrusu nasıl sormam gerektiğini bilemediğim bir konuya çok güzel şekilde başlamış. Bu bakımdan Sayın ADAM'a sonsuz teşekkürler.

Sayın Mustafa Kemal'de, bu konu hakkında ki anlatımı ve örneklemeleri "Okula direkt üniversiteden başladığımızı düşünelim. Oradaki ders kitaplarını okumaya bir engel var mı? Kesinlikle yok. Peki ilkokul, ortaokul, liseyi bitirmeden bunları okuyan bir kişi ne anlar? Korkarım hiçbirşey... Dahası da var. Normal okullardan geçtik, lise bitti. Tıp fakültesine giremedik ama gidip kitapçıdan bütün kitaplarını aldık okuduk. Doktor olur muyuz?" , sanıyorum ki Mason olmasının verdiği avantajla, inanılmaz hoş ve bir haricinin rahatlıkla anlayabilceği basitlikte ama bir o kadar da net şekilde açıklamış.

Benim açımdan çok verimli ve Masonik sırlar konusunda, bir baş ucu eseri niteliğini taşıyacak bir paylaşım olmuş. Sayın ADAM ve Sayın Mustafa Kemal, bu paylaşım için ne kadar teşekkür etsem azdır.

Saygılarımla


Şubat 09, 2011, 01:05:47 öö
Yanıtla #4
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 319
  • Cinsiyet: Bay

Bu konuyu Masonluk, Masonlardan Öğrenilmelidir deyimine en uygun başlıklardan biri olarak görüyor ve emeği geçen Sn. ADAM ve Sn. Mustafa Kemal'e teşekkürlerimi sunuyorum.


Mayıs 16, 2012, 11:10:10 öö
Yanıtla #5
  • Skoç Riti Masonu
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 31
  • Cinsiyet: Bay

Masonik Sırlar


Sır( r ), Arapça bir kelime olup gizli iş veya söz, insan aklının erişemediği ilahi hikmet, bir işin dikkat, kabiliyet, tecrübe ve sezgi ile anlaşılabilen en güç ve ince tarafı, bir maksat için kullanılan gizli ve hususi yollar, usuller gibi manalara gelmektedir. Masonluğa kabul edilecek aday,  tekris töreni öncesinde bilerek, isteyerek ve hiçbir dış etki altında kalmadan mason olmak istediğini beyan ederek Türk Masonluğunun ve kendisini kabul edecek Locanın yöntem ve kararlarına uyacağına, çalışmalar esnasında işitip göreceklerini başkalarına söylemeyeceğine dair şerefi üzerine söz verir. Nura kavuşmadan önce kendisine emanet edilen bütün sırları saklı tutacağına dair yemin eder.

Anderson Yükümlülüklerinde,” Gerek sözlerinize ve gerek tavrınıza öyle dikkat etmelisiniz ki, en meraklı bir yabancı bile bilmemesi gerekenleri keşfedemesin ve konuşma mecrasını değiştirmeli ve Muhterem Kardeşliğin onuru için sözü basiret ile yönlendirmelisiniz….. Yabancıyı dikkatle sorguya çekiniz, size öğretilen ihtiyatlı metot ile ki, cahil ve sahte bir taklitçi sizden yararlanamasın ve onu aşağılayarak istihza ile reddedesiniz ve bilginizden hiçbir imada bulunmayasınız.” Diyerek sırların korunması konusunda Masonları uyarır.

Masonlukta sır; Mason olmayanlara, daha alt derecelerde olanlara söylenmemesi ve açıklanmaması gereken bilgilerdir. Kendi başlarına sır olmamakla birlikte, Masonik işaret ve kelimeler sır olarak nitelendirilir. Her Mason yeminiyle üstlendiği bu mükellefiyeti yerine getirmede çok hassas davranmalı, kelimenin tam anlamıyla bir erdeme dönüştürmelidir. Mabette yapılan çalışmaların ve görüşmelerin mabette bulunanlarca sır olarak korunması, çalışmalara katılanların düşüncelerini özgürce ifade etmelerini sağlar.

Sırrı saklamak insan iradesinin ve benliğinin bir sınavıdır. Esas olan sır değil sırrı saklamaktır. Mason olmayanlar Masonluk hakkında geniş bilgi edinebilseler de, inisiye olmamış kişilerin Masonluğu kavramaları mümkün değildir. Bu nedenle Masonluk harici için her zaman anlaşılamayan bir sır ve gizlilik perdesi olarak kalacaktır.

Masonluğun bir “sırrı” olduğu yaygın olarak benimsenmiş bir görüştür. Mason olmayanlar bu “sırrın” ne olduğunu oldum olası merak ederler. Masonluğun sırları,  Hür Masonluğun yöntem ve kurallarına uygun olarak Masonların yüreklerinde ve akıllarında saklanmaktadır.” Masonluktaki “Sır” ancak kendi hür iradeleri ile Masonluğa katılan bireyler arasında paylaşılabilir. Bu sır ve tevazu Masonları birbirine bağlayan harçtır. “Sır”, paylaşılan bir tecrübedir. Masonluğun sırrı öğretisindedir. Çünkü Masonluk ezoterik bir kuruluştur. Ezoterizm insanın yalnızlık içinde kendi iç dünyasına dönüp düşünerek gerçeği aramasından doğar. Hiç düşünmeden “gerçek” diye benimsediğimiz bilgilerin gizli anlamlarını düşünme ve araştırma merakının ürünüdür. Bu yöntem, tarih boyunca dinlerin, tarikatların ve doktrinlerin izlediği yoldur. Akılla çatışan düşünceler her kese açıklanamaz, ancak istidatlı kişilere öğretilebilir. Gerçekleri kavrayabilecek bir düzeye gelmemiş, basmakalıp düşüncelere, inançlara körü körüne saplanmış kişilere bazı düşünceleri anlatmak çok güç, belki de sakıncalı olabilir.

Mesela, ahlak biliminin babası Sokrates’in felsefeyi ışıklandıran düşüncelerini yaşadığı toplum anlayamamıştır. Sokrates ruhun manevi bir varlık olduğuna ve ölümsüzlüğüne inanıyordu. Ona göre Tanrı, en yetkin kıvamına gelmiş akıldı. Tanrı dünyayı aklın yasalarına göre yönetiyordu. Dinsizlikle suçlanan Sokrates ölüm cezasına çarptırıldı. Bu cezaya boyun eğen Sokrates, baldıran otunun suyunu içerek sonsuzluğa göçtü.

İslam düşünürü Şeyh Bedrettin, “Her bilgi kendi aşamasında haktır.” Der. Hermes de, “Her insan gerçeği kavrayamaz, bu nedenle gerçeği gizlemek gerekir.” Diyerek  aynı görüşü savunur. Toplumun duygu, düşünce ve inançlarıyla çatışan bilgilerin yalnızca bu bilgileri kavrayabilecek kişilere öğretilmesi zorunludur.

Hermes M.Ö.3000’lerde Mısır’da yaşamış bir terzidir. Kur’an’a göre üçüncü peygamber İdris, Yunanlılara göre ise üç kez bilgindir. Hermes’e göre insanlar ölümlü, tanrılar ise ölümsüz insanlardır. Evren tek bir varlıktır. Hermes’in yaydığı, eski Mısır öğretisine Hermetizm adı verilmiştir. Hermetizm Masonluğun düşünce yapısının kuruluşunda etkili olmuş, Mason ezoterizminin Hermetizme dayandığı pek çok yazar tarafından da benimsenmiştir.

Sırlar öğreterek, gizli törenlerle Masonluğa eriştirmenin ( inisiyasyon ) amacı, bir iç esin yaratarak adayın benliğinde ruhsal bir ışık yakmaktır. Aday böylece simgesel olarak yeni bir yaşama kavuştuğunu sezerek gerçek bilgiye yönelecektir. Ruhsal ışık simgesini benimseyen Masonlar kendilerine “Işığın Çocukları” adını vermişlerdir. Ruhsal ışıkla aydınlanmak, tanrısal gerçeği, mutlak varlığı sezmek yoluna girmektir.

İnisiyasyon töreni sezgiye dayanır. Törenin sahneye konuş biçimi ve öğretilen semboller sezgiyi uyandırmak içindir. Aday sembollerin anlamlarını tören esnasında anlayamaz. Bu semboller önceden tespit edilmiş sırlar değil, bir öğretinin dilidir. Masonluğa alınan kişi, bu sembollerin özündeki bilgiyi zamanla anlamaya çalışacak, kendi çabasıyla düşüne düşüne hakikati benliğinde bulacak duruma ulaşacak, istidadı var ise ermiş bir kişi olacaktır.

Masonluğun “sırrı” budur ve felsefesini anlayacak yetenekteki tüm erdemli kişilere kapıları açıktır.
                                                                                                       
Bibliyografya:
Kamus-u Türki..........................................................Şemsettin Sami
Masonların İçinden.........................................................Martin Short
Anderson Nizamatı 1723.....................................................Anderson
Sır ( Mimar Sinan 121 ).................................................U.ğur Tuzlacı
Masonların dünyası...................................................Sabahattin  Arıç
Rehber.........................................................................Acar Tekinel 



CERBERUS


Mayıs 16, 2012, 11:53:19 öö
Yanıtla #6
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın cerberus'un bu konuda yapmış olduğu bu derlemeyi pek beğendim doğrusu.

Her bakımdan, en ince noktasına kadar beğenip beğenmediğimi sorarsanız, kaynakça olarak belirttiği kitap ve yazılardan alıntıları nedeniyle karşı çıkacağım sözcüler ve deyişler bulunabilir.

Aslında Sayın cerberus'u şöyle eleştiririm: Yazının tümünde bir üslup bütünlüğü yok. Bu sağlansaydı, güzelliğine güzellik katılmış olacaktı.

Ben kaynakçaya bakıyorum ve asıl o bağlamda birkaç eleştiride bulunmak istiyorum.

O "Anderson Nizamatı 1723" denilen kimin çevirisi acaba? Bu konuda çok daha yetkin düzeyde bir kitap ve Türkiye'de yayınlanmış. Hem günümüzün Türkçesiyle yazılmış, hem açıklamalar verilmiş hem de sonra geçirilen evreler anlatılmış.

Sabahattin Arıç adlı bir zamanın masonu, o kitabı yayınlamakla hiç mi utanmadı acaba? Tamam mason ritüelleri gizli saklı şeyler değil ama "Masonların Dünyası" adı altında sadece bir birinci derece d-ritüeli yayınlamak, bir masona yakışmayacak üstelik Sayın cerseris'un bu yazısında sözünü ettiği sır saklama andı ile kesinlikle bağdaşamayacak bir durum.

Zaten bu yüzden hep Masonluk başka masonlar başka deniyor. Bir mason hiçbir zaman Sayın cerberus'un yazısının sonunda belirtmiş olduğu üzere eremeyecek. Biri öyle demiş belki ama  birçokları buna karşı çıkar.
     
Teşekkürler ve sevgiler.
 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mayıs 16, 2012, 12:59:36 ös
Yanıtla #7
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay

Konu Masonik sırlar olunca ve masonların bu sırlar üzerinde yaptıkları yorumlarla karşılaşınca hep aklıma Mevlana'nın " Ney" üzerine yaptığı bir yorum gelir. Ben de yaşamımın bir döneminde " Ney" üflemeye çalıştığım ve bu konuya merak sardığım için zihnime kazınmış bir yorumdur.

Ney için şöyle demiş Mevlana:  Ney'in sesi insanı buradan alır başka yerlere götürür... Fakat herkesi başka başka yerlere götürür".

Kendisini sembollerle anlatan Masonluğu düşününce Mevlana'nın bu deyişi aklıma geldi. Mesela ben... Şimdi elime " Tekris" törenini en ince detayına kadar anlatan bir kitapçık alsam ve bütün dikkatimle okusam. O tekris törenini bizzat yaşamış birinin hissettiklerini anlayabilir veya hissedebilir miyim?... Bunun da ötesinde o tekris töreninden geçen herkesin de aynı şeyleri hissettiğini düşünmek ne kadar doğru olur?

 Düşünüyorum da masonların sır dedikleri şey biraz da bu olsa gerek. Okursun anlayamazsın, bakarsın göremezsin... İçinde olup yaşamak gerekli galiba... Ne diyelim, dileyen ve hak eden herkese nasip olur umarım.
enelsır


Mayıs 16, 2012, 11:42:24 ös
Yanıtla #8
  • Skoç Riti Masonu
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 31
  • Cinsiyet: Bay


Sayın cerberus'un bu konuda yapmış olduğu bu derlemeyi pek beğendim doğrusu.

Her bakımdan, en ince noktasına kadar beğenip beğenmediğimi sorarsanız, kaynakça olarak belirttiği kitap ve yazılardan alıntıları nedeniyle karşı çıkacağım sözcüler ve deyişler bulunabilir.

Aslında Sayın cerberus'u şöyle eleştiririm: Yazının tümünde bir üslup bütünlüğü yok. Bu sağlansaydı, güzelliğine güzellik katılmış olacaktı.

Ben kaynakçaya bakıyorum ve asıl o bağlamda birkaç eleştiride bulunmak istiyorum.

O "Anderson Nizamatı 1723" denilen kimin çevirisi acaba? Bu konuda çok daha yetkin düzeyde bir kitap ve Türkiye'de yayınlanmış. Hem günümüzün Türkçesiyle yazılmış, hem açıklamalar verilmiş hem de sonra geçirilen evreler anlatılmış.

Sabahattin Arıç adlı bir zamanın masonu, o kitabı yayınlamakla hiç mi utanmadı acaba? Tamam mason ritüelleri gizli saklı şeyler değil ama "Masonların Dünyası" adı altında sadece bir birinci derece d-ritüeli yayınlamak, bir masona yakışmayacak üstelik Sayın cerseris'un bu yazısında sözünü ettiği sır saklama andı ile kesinlikle bağdaşamayacak bir durum.

Zaten bu yüzden hep Masonluk başka masonlar başka deniyor. Bir mason hiçbir zaman Sayın cerberus'un yazısının sonunda belirtmiş olduğu üzere eremeyecek. Biri öyle demiş belki ama  birçokları buna karşı çıkar.
     
Teşekkürler ve sevgiler.

"Anderson Nizamatı 1723" (Hür Masonluk Tarihi, Yükümlülükleri, Tüzükleri) Abdurrahman Erginsoy, Turgay Koçak, M.Kemal Tunusluoğlu, İstanbul 1989

CERBERUS


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
9 Yanıt
8174 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 26, 2015, 10:24:46 ös
Gönderen: Erbeks
Masonik Sırlar

Başlatan bilmeliyimgalilei « 1 2 3 4 5 » Masonluk ile ilgili Sorular ve Cevaplar

45 Yanıt
26039 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 06, 2008, 01:59:11 ös
Gönderen: Y. Altun
2 Yanıt
5933 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 23, 2008, 05:37:03 ös
Gönderen: blossom
3 Yanıt
5299 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 07, 2011, 12:18:38 ös
Gönderen: ADAM
10 Yanıt
9599 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 01, 2009, 12:23:42 öö
Gönderen: lucifer
31 Yanıt
17457 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 08, 2015, 11:58:23 ös
Gönderen: Alşah
34 Yanıt
22199 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 11, 2011, 10:47:23 ös
Gönderen: Asli
5 Yanıt
9291 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 18, 2011, 07:51:21 öö
Gönderen: ADAM
10 Yanıt
8256 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 15, 2011, 06:54:17 ös
Gönderen: Atila
4 Yanıt
10652 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 10, 2011, 04:17:35 öö
Gönderen: Masor1976