TEKNİK DONANIM
Gitar
Teknik donanımımızı (takımları) kurarken işe, tabii ki, önce gitardan başlıyoruz. Çünkü sinyal kaynağı gitardır (manyetikler). Elektrik sinyali manyetiklerden çıkar ve bir takım pedallar, vs'den geçerek ampliye girer ve ampliden ses olarak çıkar. Yani, gitar üzerindeki kablo bağlantı yeri gitarın çıkışıdır. Aşağıda klasik bir Strat (Stratocaster) modeli gitar görüyorsunuz. Bu model yıllar önce Leo Fender tarafından, kendisi bir gitarist olmamasına karşın, bu işi çok sevdiğinden ve zamanın önemli müzisyenleri ile yakın ilişkiler sonucu, geliştirilmiş ve artık klasikleşmiş ve de tüm firmalar tarafından, ufak tefek değişikliklerle, üretilir olmuştur. Bu tür bir gitarda üç adet manyetik bulunur, yani ses, manyetikler aracılığıyla, üç ayrı bölgeden alınır ve, 5 konumlu bir anahtar yardımıyla, bu sinyallerin belirli karışımları dışarı (artık her nereye gidiyorsa: pedala, prosesöre, ampliye ya da mix masasına) gönderilir.
1 no'lu manyetik: sap tarafında (en bas sesin alındığı yer)
2 no'lu manyetik: ortada
3 no'lu manyetik: alt eşik tarafında (en tiz sesin alındığı yer)
5 konumlu anahtarın konumlarını inceleyelim:
1.konum (anahtar sap tarafına doğru tam yatık): 1 no'lu (sap tarafındaki) manyetik
2.konum: 1 ve 2 no'lu manyetikler beraber (paralel)
3.konum: 2 no'lu (orta) manyetik tek başına
4.konum: 2 ve 3 no'lu manyetikler beraber (paralel)
5.konum (anahtar alt eşik tarafına doğru tam yatık): 3 no'lu (alt eşik tarafındaki) manyetik.
Bir de, bu tür gitarlarda, bir volüm ve iki adet ton düğmesi bulunur. Volüm tüm manyetikleri kontrol eder. Ton düğmelerinden biri ise yalnızca alt eşik tarafındaki manyetiğe bağlıdır çünkü bu manyetik daha keskin çığlıklar atar ve bu yüzden sololarda daha çok kullanılır ve bu yüzden de ayrı bir ton kontrolunun olması düşünülmüştür, ya da, bir diğer standart bağlantı şekline göre, alt eşik tarafındaki manyetiğe bağlı bir ton kontrolu bulunmaz çünkü burası zaten olabildiğince tizdir, daha çok sololarda kullanılır ve genellikle baslaştırılması istenmez, bu durumda, ton kontrollarından biri sap tarafındaki, diğeri ise ortadaki manyetiği kontrol eder (Bu bağlantıları kendi ihtiyaçlarınıza göre değiştirebilir/değiştirtebilirsiniz de).
(Not: İki manyetikli gitarlarda ise üç konumlu anahtar bulunur. Bunun nasıl çalıştığını tahmin edebilirsiniz. Kontrol için, her konumda, tornavida gibi bir metal parçasıyla manyetiklere dokunun, çalışan manyetiklerden ses gelecektir). Hangi bölgedeki manyetik/manyetiklerin çalıştığına bağlı olarak farklı tınılar alacağız: Sap tarafında daha bas (çünkü burada telin salınımı daha geniştir), alt eşik tarafında daha tiz (çünkü burada telin gerilimi daha fazladır).
Manyetikler
Gelelim manyetiklere. Bunlar, temelde, iki çeşittir:
1- Single Coil (tek bobinli-bunlar biraz gürültülü çalışır)
2- Humbucker (Bunlarda ters yönde çalışan iki adet bobin vardır ve tek bobinli manyetiklerde var olan, belirli bir frekanstaki (60 cycle), "hum (uğultu)" sesini süzerler
Fakat, bu manyetiklerin sesleri de birbirinden farklıdır. Single coil olanların sesleri daha tiz ve dolayısıla daha ısırıcı, humbuckerların ise daha boğuk ve karanlıktır. Humbucker'ların çıkışları daha güçlüdür ve bunlardan daha fazla distorsiyon elde edilebilir. Tek bobinlilerin sesi ise, belki, temiz ve parlak blues sound'larına daha uygundur. Bazı Strat tipi gitarlarda alt eşik tarafında, single coil yerine, bir humbucker manyetik takılıdır. Bu bölgenin tiz sesiyle humbucker'ın boğuk sesi arasında bir tür dengeleme yapılmıştır
Parmakla Çalmak
Arpej
Arpej, basitçe, birkaç notayı belirli bir düzen içinde ve peşpeşe çalmak demektir. Şimdi, sağ elinizin parmaklarını teller üzerine şu şekilde yerleştirin:
- 1, 2, ve 3.parmaklar 3 (Sol), 2 (Si) ve 1 (ince Mi) no'lu telleri alttan çekerek çalacak şekilde, tellerin üzerine,
- Başparmak ta 4, 5 ve 6 no'lu tellerden herhangi birini - yukarıdan aşağıya doğru vuruşla - çalmaya hazır vaziyette.
Şimdi bir Am akoru basalım ve telleri, aşağıdaki tablatürde de gösterildiği gibi, şu şekilde çalmaya başlayalım:
- Önce La teline başparmakla yukarıdan aşağıya doğru vuruyoruz,
- Sonra, 1.parmakla Sol telinde basılan La notasını, parmağın etli kısmıyla (tabii bunu tırnak ta takip ediyor), alttan yukarıya doğru çekerek çalıyoruz,
- Hemen ardından, 2.parmakla, aynı şekilde, Si telinde basılan Do notasını çalıyoruz,
- Son olarak ta, üçüncü parmak boş ince Mi telini yine alttan çekerek çalıyor.
[Not: Akorun bas notasının nasıl değiştirildiğine, düz ve ters çalışlara ve, 3 ve 6.ölçülerdeki hammer-on'lara (sol elin bir parmağı herhangi bir notaya basarken sağ el vuruşu yapılır, sonra vuruş yapılmaz, ikinci nota sol elin diğer bir parmağının tele baskısıyla tınlatılır) dikkat ediniz.]
Aşağıdaki ¾'lük ölçüde, bastaki notayı üç kez değiştirebilme şansına sahibiz. Bu kez Em akoruyla çalışıyoruz. Yine hammer'larla yapılan süslemeler var (2.ölçü). Yine düz-ters çalışlar var. Ayrıca, çalma gruplarının yerlerini değiştirerek te farklı etkiler elde edebilirsiniz (3 ve 4.ölçüler).
Değişik Akordlar
Blues'un köklerini oluşturan insanlar beyaz adamın pamuk tarlalarında çalışan siyah köleler ve göçebe işçilerdi. Bunlar formal bir müzik eğitimi olmayan insanlardı. Zaten bununla ilgilenmiyorlardı da. Enstrümanlarını istedikleri gibi akord ediyorlardı. Amerika'daki Rock'n'Roll müziği bu insanların müzikal kültürlerinden doğmuştur. Ve tabi, onların değişik akordları da rock müzik içinde kendine bir yer bulmuştur. Eski değişik akordları günümüze taşıyan müzisyenler olduğu gibi, yeni değişik akordlar keşfedenler de var. Pearl Jam, Soundgarden gibi rock grupları bu olayı sıkça kullananlardan. Böylece, gitarı daha isyankar bir düzen içinde çalıp onu okul sınıflarından kurtararak, daha özgür nefes alan ve aynı zamanda, karanlık ve tehlikeli sınırlara taşımaya çalışıyorlar. Böyle bir ortamda, daha önce ezberlenmiş gamlar ve arpejler, vs artık daha fazla geçerli olmuyor tabî. Değişik akordları kullananlar yalnızca grunge grupları değil. Örneğin, "slide" çalmak için de hemen her zaman başvurulan bir yöntem bu. Her değişik akord şekli belirli bir amaca hizmet ediyor aslında.
Slide Akordu
Slide çalarken, notalara basan parmaklardan birine slide (Biliyorsunuz bunlar metal ya da cam ve uzun ya da kısa olabilirler) takılı olacağından, az parmakla çok iş bitirmek gerekiyor. Açık/boş tellerin akordlarının belirli bir akorun seslerini verecek şekilde yapıldığını düşünün, böylece, tek bir parmakla bare basarak majör ya da minör akor çalmak mümkün olur. Örnekteki akordları inceleyin:
İsterseniz; sus2, sus4, 6'lı, 7'li, maj7'li, vs gibi diğer akorlara gore de slide akordları yapabilirsiniz.
Yukarıdaki örneğe tekrar bir göz atın. Buradaki "açık Em" akordunda, 3.telde (Sol teli) 1.perdeye , standard basış şeklindeki gibi, basıp g# notasını alarak akoru major de yapabilirsiniz. Gördüğünüz gibi, bir bare parmağı ve bir de ikinci bir parmakla tüm bir major ya da minor akoru altı telde basmak mümkün oluyor. Bu tür slide akordlarının ortaya çıkışı doğal olarak akustik enstrümanlarda olmuştur ama bugün akustik ya da elektrik çeşitli gitaristlerce kullanılıyor.
Bu konuda, dinlemenizde yarar olabilecek bazı gitarist isimleri verelim: Folk rock gitaristleri Joni Mitchell, David Wilcox, Steve Stills ve David Crosby; parmakla çalan John Fahey ve Leo Koltke, genç besteci/icracı akustik gitaristler Michael Hedges, Pierre Bensusan, Will Ackerman ve Alex Grassi; açık A, G, D, E ve diğer akordlarda çalan sayısız blues gitaristi ve Bert Jansch, Martin Simpson, Martin Carthy ve John Renbourn gibi İngiliz gitaristleri.
Düşük Akord
Standard akord edilmiş bir gitarın toplam akordunu yarım ses, bir tam ses ya da daha büyük bir aralıkta düşürerek bir takım neticeler elde edebilirsiniz. Bu yöntem kimi zaman, şarkı söyleyen kişinin, uzun olabilecek sahne performansları sırasında, sesini yıpratmaması ve konserin sonunu daha rahat getirebilmesi için uygulanır, ancak, buna karşı çıkanlar da olabiliyor tabî. Bunlar, her şarkının istenen duyguyu en iyi verebileceği belirli bir ton olduğunu söylüyorlar. Aslında, bu tür şeyler şarkıcılara bağlı olarak değişebilir. Ya da, stüdyoda, kalıcı olacak kayıtlar yapılırken ideal ton, konserde ise, fazla zorlamayacak, biraz düşük akord, bu da olabilir.
Daha çok rock grupları açısından ise, düşük akordun bir başka anlamı daha var: Akordu biraz düşürerek daha karanlık tonlar ve ritmlerde biraz daha esneklik elde edebiliyorsunuz (Black Sabbath, Metallica, Nirvana ve grunge gruplarının çoğunun yaptığı gibi).