Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Kalbinin çağırdıgı yerdesin.......  (Okunma sayısı 1911 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 20, 2011, 11:04:57 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 308
  • Cinsiyet: Bay

Terk ettiklerine değdiği için bu yerdesin. Hiçbir şey bedelsiz değil. Bulunamadığın yerlerin güzelliğince pahalı şu anda bulunduğun mekân. Gözlerini bir gündoğumuna kilitlemiş olabilirdin şimdi, ama burada, bu satırlarda dolaşıyorsun. Kaçırdığın gün doğumları kadar eder mi bu kara harflerin tesellisi? Kulaklarında bir çağlayan sesi çoğalıyor olabilirdi ama şimdi beni dinliyorsun. Uzaklarda bıraktığın deniz köpüklerine, kulağını kapattığın kuş cıvıltılarına değer mi bu kuru sözler?

Bedel ödüyorsun. Hem de çok! Terk ettiklerincedir tercih ettiklerinin değeri. Arkada bıraktıkların çoğaldıkça, yanına vardıklarının, önüne aldıklarının bedeli artıyor. Nereye gidiyorsun şimdi? Hangi yolu geride bırakıp hangisine yolcu oluyorsun? Neyi alıp neleri veriyorsun? Neleri arkana attın da, nelerin peşindesin? Tercih ettiklerin terk ettiklerin kadar kıymetli mi? Seçtiklerin geçtiklerinden daha güzel mi?

Yoksa, alışverişte görmüyor musun kendini? Kaçtın mı dükkândan? “Oynamıyorum ben!” mi demelerdesin? Tercihsiz misin? İradeni iptal mi ettin? Hiç seçimsiz mi yaşıyorsun? Öyleyse, kendini sıfırlamayı tercih ettin demektir. Kendini hiç saymaya kalktın demektir. Kendinden geçtin yani. Kendini arkaya attın. Aldığı verdiğinden çok az bir ziyankârsın.

Kaçamazsın işte! Yine seçimdesin. Yine alışveriştesin. Bir şeyleri terk etmeden edemiyorsun. Bir şeyin eksilmesi kaçınılmaz ömrünün cüzdanından. Dünü terk ettin, bugünü tercih ettin. Bugünü harcıyorsun, yarına erişmeyi umuyorsun.

Bir şey almasan da veriyorsun sürekli. Bedeller ödüyorsun. Nefesini tüketiyorsun. Bedenini eskitiyorsun. Ömrünü eksiltiyorsun. Sepetine bir şeyler koymaya yanaşmasan da, varlığından gün düşülüyor sürekli. Kazanmayı/kaybetmeyi dert etmesen de, kaybediyorsun günleri gülleri. “Bana ne!” deme hakkın yok! Hiçbir şey istemesen de, ödüyorsun sürekli. Her an harca(n)maktasın. Işığı kullanıyorsun. Bedenini kullanıyorsun. Göğün altında yer işgal ediyorsun. Sevdiklerinin gönlünde arsa arıyorsun. Gözünü işletiyorsun. Aklını pazara sürüyorsun.

Senin için harcananlara karşılık vermeyeceksen, boşuna yer işgal ediyorsun. Boş yere nefes alıyorsun. İsraf ediyorsun kendini. Saçıp savuruyorsun sana verilenleri. İyice kaybetmeyi tercih ediyorsun. Yitirmeyi seçiyorsun. Anlamsızlığı önceliyorsun. Zararı ziyanı istiyorsun.

Şimdi ne kaldırabilirdi seni yerinden? Hangi şey şimdi ve burada olmandan daha hayatî olurdu senin için? Kim burada şu halde bulunmaktan daha sevimli, daha kârlı, daha tatlı bir hal teklif edebilirdi sana? Arkana bile bakmadan bu odayı, bu bilgisayarı, bu sayfayı, bu koltuğu sana terk ettirecek bir seçenek yok mu sence?

Sen “Allah ve Elçisi’nin çağırdığı yer”den daha güzel bir yer biliyor musun? “Allah ve Elçisi’nin çağırdığı hâl”i arkada bıraktıracak, elinin tersiyle ittirecek, terk ettirecek, unutturacak, göz ardı ettirecek bir hâl var mı acaba? “Orada bulunmaktansa burada bulunmam daha kârlı, daha anlamlı, daha yararlı” diyebileceğin bir yer tarif edebilir misin? Seni senin kadar düşünmeyenlerin çağırdığı yer, sana senin kalbinden de yakın Bir’inin çağırdığı yerden daha kârlı olabilir mi? Senin kalbinin gizli arzularını ve mahrem fısıltılarını hiç duymayan, duysa da önemsemeyen, önemsese de elinden bir şey gelmeyen birilerinin çağırdığı hâl, senin kalbine senden de yakın Bir’inin çağırdığı halden daha sevimli olabilir mi?

Öyleyse, “Ne zaman Allah ve Elçisi [seni] hayat[verecek şeyler]e çağırırsa, hemen git. Bil ki Allah [senin]le kalbi[n] arasına girer.” [Bak. Enfal/24] Yani, seni şimdi bulunduğun yeri terk etmeye çağıran Allah [ve O'nun adına Elçisi] sana senin kalbinden daha yakın ve senin kalbine de senden daha yakındır. Sana senin kalbinden daha yakın Bir’inin çağrısı, seni kalbinden uzaklaştıran bütün çağrıları uzakta bırakmaya değmez mi? Senin kalbine senden daha yakın Bir’inin çağrısı, kalbini unutarak/kırarak/küstürerek/ağlatarak gittiğin yerlerin hepsini terk etmeye değmez mi?

Hem zaten, başka yerlere gitsen de fark etmez. Eninde sonunda yine O’na kalacakmışsın. İster istemez “O’nun huzurunda toplanacak“mışız. [Enfal/24]

Bütün odaları terk edeceğin, tüm şehirleri arkada bırakacağın, cümle kıyılardan çekileceğin, bakışların hepsinden vazgeçeceğin, hevâ ve heveslerini yüzüstü bırakacağın bir adresin var mı? (Alıntıdır)


IŞIK ve SEVGİ ile KALINIZ.......
Işık, sadece ışık ama daha fazla ışık.......


Şubat 20, 2011, 11:08:52 ös
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

ANLADIĞIM ;
1- HİÇ BİR ŞEY BEDAVA DEĞİLDİR. ÖDEME TARZI DEĞİŞİKTİR.
2- CEHENNEME GİDEN YOLLAR İYİ NİYET TAŞLARI İLE DÖŞENMİŞTİR.