Masonlar.org - Harici Forumu
Diger => Guncel Konular => Konuyu başlatan: RANA - Mart 02, 2017, 03:47:28 ös
-
Bu yaziyi yazip yazmama konusunda tereddut ettim ama yine de diger insanlarin yasadiklari, dusundukleri seyleri ogrenme arzuma karsi koyamayarak yaziyorum.
28 Şubat...
Sizin icin sadece bir tarih mi ifade ediyor?
Yoksa haksizlik,adaletsizlik ve zulmun diger adi mi?
Cok uzatip paragraflar yazmaya gerek yok diyorum ve sozu sizlere birakmak istiyorum.
Yalniz, lutfen yasadiginiz,hissettiginiz seyleri veya goruslerinizi samimi ve acik bir sekilde paylasmanizi rica edecegim.
Cunku degerlendirmelerinizi arastirmama eklemek istiyorum
Saygilarimla..
-
Sayin RANA " cok uzatmayin " demis. Bizde kisa keselim.
28 Subat "eski sistem"in ( ismini siz koyun ) son cirpinisiydi.
1000 yil dendi 5 yil zor dayandi cünkü arkasinda kendisine destek olacak kimse kalmamisti
Hani ünlü Alman din adami Pasteur Niemöller´in bir siirinde dedigi gibi.
75 yil Kürt´leri, Alevi´leri, solculari, sosyalistleri, aydinlari öldürmekten, sira onlara geldiginde arkalarinda kimse yoktu.
Ve kendi yarattiklari canavar kendilerini yedi ve simdi onlarla beraber bütün ülkeyi 1000 yillgina karanliga gömmeye celisiyorlar.
-
28 Şubat süreci, Necmettin Erbakan'ın başbakan, Tansu Çiller'in dışişleri bakanı olduğu 28 Şubat 1997'de olağanüstü toplanan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı, ordu ve bürokrasi merkezli[1] süreç. Türkiye siyasi tarihine geçen kararlar ve bu kararların uygulanması sırasında Türkiye'de siyasi, idari, hukuki ve toplumsal alanlarda yaşanan değişimlere neden olan bir süreçtir. Yaşananlar, post-modern darbe olarak da adlandırılmıştır.[1][2] "İrticayla mücadele eylem planı" ile anılan bu süreçte verilen kararların ve yaptırımların uygulanıp uygulanmadığı denetlemek için Çevik Bir öncülüğünde Batı Çalışma Grubu kurulmuş, 28 Şubat sürecinin yargılamaları ilk kez Ergenekon davaları ile başlamıştır.
Alıntı
Kısaca KOMEDİ ...
-
Yargı mensuplarınca bilinen şöyle bir cümle vardır: "Usulü bilmeyen, esasa mahkum olur" Biz ne usulü ,ne de esası anlayabildik.Dünya dengeleri, "soğuk savaş" sürecinde ,Türkiye Cumhuriyet'inin militarist bir ülke olarak kalmasını uygun görüyorlardı; (Jeopolitik nedenler) ve bu tip müdahaleler yukarıdan aşağı; ABD,NATO,TSK 3'lüsü dahilinde gerçekleşiyordu.İç ve dış etkiler belli oranlarda yorumlana bilir.
Bu etkiyi yalnızca Türkiye'nin iç dinamikleriyle ifade etmek ne kadar yanlışsa, dış güclerin Türkiye'de mutlak bir hâkimiyet kurduğunu ve istediği kurumları istediği gibi kullanabileceğini düşünmek de bir o kadar yanlıştır.
Türkiye Cumhuriyet'i Kuruluş itibarı ile de militarist bir yapıya sahiptir; NATO üyeliği,soğuk savaş yılları ,TSK yapılanması, ülkeyi içten içe dizayn etti.Soğuk savaşın bitmesi ile de militarist bir Türkiye artık NATO için önemini yitirmeye başladı ve 28 şubat TSK'nın ve Türkiye'nin yeni dengelere göre dizayn sürecinin başlangıc noktası oldu.
Bütün bunların cıkarımı: Sağcı,solcu ayrımcılığı, soğuk savaş etkileri idi.
Dünya'yı ve Ülkeleri bazen dinler,bazen askerler,bazen şirketler yönetir; bizi kimler,ne zaman,nasıl yönetti de şu an ırkcı yobazlara dönüştük hala anlayamıyorum.Irkcılık,yobazlık ayrı kavramlardı; ne oldu da...
Saygılar-Sevgiler
-
Merhabalar, sizlerle yaşadığım kısa bir haksızlığı paylaşmak istiyorum.28 şubatta Askeri darbe diyelim.Meslek Lisesi çıkışlu olduğum için hazirlandigim Üniversite Sınavından çok yüksek puan aldığım halde İstanbul'da iki yıllık bir üniversiteye gidebildim.İkiyillik bir üniversite içime sinmesede okumaya karşı okadar çok istekliydimki hep okuma hevesi icimde kaldı.28 şubatı beklemek tekrardan istediğim bölümü okuma çok vakitler aldı.Şuan için eğitimde mesleki teknik okulları öğrencileri bizlerin yaşadığı durumları yaşamadığı için onlar için sevincliyim.Bu süreçte insanlarin gelecek hayallerini çaldılar.
-
Sayin Tij cok uzatmayip sozu size birakayim derken kendimi kastetmistim.
Sanirim acik yazamamisim
Saygilarimla..