Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Akp ve Demokrasi  (Okunma sayısı 7127 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 13, 2008, 07:38:43 ös
Yanıtla #10
  • Ziyaretçi

Halkın tercihine kişisel menfaatlerimize göre yorum getirmektense uzaktan bakıp hiç samimi olmamak daha mantıklıdır..Türk halkını cahillikle salaklıkla suçlayıp "çobanla benim oyum bir mi" diye düşünen laik kesim geçtiğimiz seçimde chp %47 alsaydı şu an türk milletinin ne kadar kültürlü ne kadar akıllı olduğunu tekrarlıyor olurdu..Halk benim değerlerimi kutsadığında büyüktür değerlerimle çakışırsa cahildir demek dünyayı kendi ekseni etrafında dönen ahmak insan tipini benimsemek demektir..Halk yeri gelir iyiyi güzeli doğruyu ödüllendirir yeri gelir en lanet şeyi kutsar..Bir taraftan şehit yardımı kampanyasında trilyonlar toplar bi taraftan oturup seda sayanı izler magazine tapar bi taraftan akp'ye oy verir öbür taraftan futbol için cinayet işler..Halkın kişisel beğeni ve tercihlerine her zaman mesafeli yaklaşırsak kendimizle çelişme gibi bi ihtimalimiz olmaz aksi takdirde bugün lanetlediğin halkın yarın elini öpersin


Nisan 14, 2008, 12:35:05 öö
Yanıtla #11
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 562
  • Cinsiyet: Bay

ne zaman cogunluktan bahsedilse Hitler ornegini veriyorsunuz...
anlamak istemiyorsanız farklı ornekler vereyim..
bu ulke hepsini denedi...
kimi beyni sulanasıya kadar kimi vucut direncini kaybedesiye kimi eceli gelesiye kadar koltuğu bırakmadı..
demokrasiyi nasıl getireceğiz ?
coğunluk sağlamayacak mı ?
kaldıralım yerel seçimleri, 3 , 5 soysuz yonetsin o halde ulkeyi...
bu mudur


Demokrasi'nin türleri vardır sayın One. Eğer bir parti ülke çapında oyların %47'sini alıyor fakat meclisin yani yasama organının %70'ini elinde bulunduruyorsa; bu sayıyla hak etmediği bir güç kazanıyor demektir. Ve bana kalkıp da bu durumun demokratikliğinden bahsetmeyiniz lütfen...
Mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo


Nisan 14, 2008, 10:23:00 öö
Yanıtla #12

Kılıcınız ne kadar keskinse demokrasi de o kadar sizin yanınızdadır. Bütün kavramların birbirine girdiği ya da daha doğrusu çıkarlar için kullanıldığı bu dönemde kimse demokrasi maskesiyle gülücükler dağıtmaya kalkmasın. Bir zamanlar devlet iktidarını tanrıya dayatıyordu şimdi de ben halkım yaşasın demokrasi diyor bunun arasında pek bir fark yok; söylemler farklı uygulamalar aynı...

« Son Düzenleme: Nisan 14, 2008, 10:30:41 öö Gönderen: nietzsche »
ars longa, vita brevis...


Haziran 18, 2008, 03:13:12 ös
Yanıtla #13
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662


Ortadogu uzmani Michael Rubin'in AKP yonetimine karsi sert ithamlar yonelttigi 6.6.2008 tarihli "Wall Street Journal" makalesine

http://www.aei.org/publications/filter.allpubID.28099/pub_detail.asp

AKP yonetiminden gelen iki yanit, bugun ayni gazetede yayinlandi.

Bunlardan birincisinde Egemen Baris diyor ki:


TR'nin demokrat secim yoluyla basha gelmis basbakani RTE ve hukumetini yerinden etmeyi, TR secmeninden baska kimse onermeye cur'et edemez.

Other than the Turkish electorate, no one can dare to suggest the
removal of Turkey's democratically elected Prime Minister Recep Tayyip
Erdogan and its government.


Wall St Journal
June 16, 2008

http://online.wsj.com/page/letters.html?mod=topnav_2_0133

LETTERS: Turkey Is No Russia, Recep Erdogan Is No Putin

Regarding the op-ed by Michael Rubin, "Turkey's Putin Deserves to Go"(June 6): Other than the Turkish electorate, no one can dare to suggest the removal of Turkey's democratically elected Prime Minister Recep Tayyip Erdogan and its government.

This article is full of baseless political allegations and half-truths. It is very easy to distinguish who stands where in Turkey. Our government stands for democracy, law, human rights, free markets and the European Union's political/economic standards. The other side cannot stand any of these, let alone a democratically- elected government, so they promote lies.

For the last six years the Justice and Development (AK) Party government has been accountable to the electorate, to the nation, to
the constitution and -- within the membership process -- accountable to the EU. Turkey, as described in this article, does not exist. If our
words are not enough, the EU statements made since mid-March are the best confirmation that the AK party government has been, is, and will be Turkey's and Eurasia's best hope.

So Turkey's government is being deceptive, the Turkish electorate is misled, the whole set of EU government leaders, EU parliamentarians and EU high officials are being fooled and the whole world has been blinded. Instead, you have one single talent who exclusively preaches the "truth." What he does is to shamelessly throw mud around, wrapped in the Journal.

Egemen Bagis
Ankara, Turkey

Mr. Bagis is AK Party Vice Chairman in charge of Foreign Affairs and a
Member of Turkish Parliament.

As the highest-ranking bureaucrat who oversees and coordinates the governmental process, including appointments at the Prime Ministry, I feel the need to explain certain points, because of the courtesy we feel to The Wall Street Journal's readers' right to get the correct information.

Starting in 2002, when the current government first came into power, it has taken effective steps in Turkey regarding fundamental rights and freedoms and the institutionalizatio n of democracy. In this context, itinitiated the EU accession process by fulfilling the Copenhagen political criteria and implemented some amendments about election of the president by the Turkish public, and lowered the parliamentary terms from five years to four years. It is disrespectful to accuse the chairman of the political party who has implemented those reforms of "impatience with the rule of law and his dictatorial tendencies."

The government has not passed any amendment about the engagement of the civil servants and the retirement of judges. Allegations on those issues are totally incorrect. The retirement age for judges is governed by the constitution.

References implying that Prime Minister Erdogan fails to comply with the court's decisions happened long before the current government came into power. If the prime minister is seeking remedy in court against the publications, it shows his respect for democracy and the rule of law.

The assertion that the prime minister stepped into the sale of a media group before the bidding process of the Savings Deposit Insurance Fund (TMSF) and forced the withdrawal of all competing bidders is untrue. The bidding was conducted in the most open way and was broadcast on live television.

Accusing the prime minister of offending civil rights is ridiculous. A law which guarantees personal rights and freedoms against bugging and illegal police surveillance was enacted by the AK party government in 2005.

Efkan Ala
Undersecretary of the Prime Ministry
The Republic of Turkey
Ankara

__._,_.___


Haziran 18, 2008, 07:51:12 ös
Yanıtla #14
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 202
  • Cinsiyet: Bay

Akp kapanırken niye demokrasi istemiyosunuz ?

:) tamam işte, demokratik bir çözüm söz konusu burada... Kapatılma davası da gayet demokratik değil midir? %47 dediğin nedir ki? herşeyi kusursuzca organize eden teknoloji, bu konuda da yapacağını yapmadı mı seçimlerde? Ali Kırcanın sevinci halen gözümün önünden gitmiyor seçim günü:)


Temmuz 05, 2008, 12:49:44 ös
Yanıtla #15
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Ak Parti'nin başını yakan 3 irtica gösterisi!

Diyorlar ki: "Ergenekon gözaltıları, Ak Parti hakkındaki kapatma davasında Başsavcının sözlü savunma yaptığı güne özellikle denk getirildi.. Böylece Başsavcının iddiaları gündemden düşürülmek istendi.."

Bu iddianın ne kadar boş bir iddia olduğunun kanıtı şudur:

Hükümet tam tersine, bu gözaltılar nedeniyle Başsavcının bazı sözlü iddialarının gölgede kalmasından hiç mi hiç mutlu olmamıştır.

Olmamıştır; çünkü Başsavcının sözlü iddialarından bazıları bırakınız gündeme gelmeyi gündemden hiç düşmeyecek denli büyük bir vahamet arz etmektedir.

Gündemde pek yer bulamayan sözlü iddialardan biri şu: (Ama önce lütfen arkanıza yaslanın, sonra derin bir nefes alın..)

Diyor ki Başsavcı: "Ak Parti döneminde içki satışları düştü.. Bu durum, irticanın varlığının kanıtıdır.."

Demek ki neymiş? "İçki satışı düştükçe, irtica trendi yükselmiş oluyor"muş.

Yani dindarlık olgusu yükseldikçe içki satışlarının düşeceğini anlarım da, içki satışının düşmesi halinde irticanın otomatik olarak yükseldiğini niye anlayamıyorum, bilmiyorum; anlayanın da "beri gelmesini" hassaten rica ediyorum!

Merak ediyorum, içkiye benzine telefona ÖTV konulduğunda, bu vergilerin "sosyal devlet" ilkesini ihlal ettiği iddiasıyla neden kapatma davası açılmadı?!

Anayasa'nın değiştirilemez ilkesi sadece laiklik ilkesi midir? Sosyal devlet ilkesi diye bir ilke yok mudur?

Olmaz olur mu? Başsavcı bunu hiç bilmez mi? Bilir ve bu sosyal devlet ilkesine bakınız nasıl bakar..

Ama lütfen dikkat ediniz; Başsavcı, Ak Parti'nin sosyal devlet ilkesini göz ardı ettiğini iddia etmiyor..

Tam tersine Ak Parti'nin sosyal devlet ilkesini de göz önünde bulundurmak istemesinden şikayet ediyor!

Peki bunu nasıl "başarıyor"?

Allem edip kallem edip kapattıracak ya; din "allamesi" gibi kelam edip şöyle buyuruyor:

"AKP, zekat müessesini teşvik etmek için harekete geçti.."

Peki zekat nedir? İşçilerden para toplayıp Aydın Doğan'a para vermek midir?

Ya da zekat, orduevlerinde bir bardak çayın 5 kuruşa satılması için özel gayret göstermek midir?

Benim bildiğim zekat, zenginlerin yoksullara "gönüllü" olarak, tekrar yazıyorum, gönüllü olarak verdiği para demektir..

Zekat kavramına sırf İslami bir terim olduğu için karşı çıkılıyorsa "şehit" sözcüğüne şimdi biz ne diyeceğiz?

Şehitlik mertebesi nirvanaya ulaşmak isteyen bir Budizm felsefesinden mi sadırdır?

Yoksulları düşünen bir felsefeyi teşvik etmek ne zamandan beri irtica oldu?

İrtica bu kadar basit bir olgu mudur?

İrtica, kadınlara seçme hakkı dahi tanımamak değil midir?

İrtica, daha geçenlerde Suudi Arabistan'da bir belediyenin tertip ettiği toplu nikah töreninde beşyüz damadın yanında sırf kadın oldukları için gelinlerin bulunamaması değil midir?

İrtica, bu memlekette demokratik bir şekilde seçilmiş meşru bir hükümeti şapkadan tavşan çıkararak alaşağı etmek demek değil midir?

İrtica, genelkurmay savcısının Taraf gazetesine bir faks göndererek "Evrakı gönder, yoksa ben gelirim haa.." demek değil midir?

İrtica, reşit çağdaki bir erkeği üniversiteye sokup, aynı rüştü ispatlamış olan bir genç kızı üniversiteye sokmamak için zulüm yapmak değil midir?

İrtica bu kadar boş bir kavram mıdır? Ya da irticanın içini boşaltmak bu kadar kolay mıdır?

Aynı Başsavcı, aynı sözlü savunmasında bir "irticai" gelişmeye daha "barnak basiy" ki, o basılan parmak keşke "Ben ne yapıyorum?" diyerek başı kaşımak için kullanılmış olsaydı?

Aha o "irticai terakki".. ve aha insanı okuduğunda "dinden imandan çıkaran o menfur ve mel'un "mürtecilik dalgası":

"Dini bayramlar, bu hükümet döneminde ulusal bayramların önüne geçti.."

Hayır; dalga geçmiyorum, dalga dalga yayılan "gericilik" işte buymuş!

Hani, Başsavcı içki satışlarının düşüşünün irticanın ne kadar arttığına kanıt olduğunu dillendiriyordu ya..

Bu mantığa göre demek ki, dini bayramlarda akide şekeri, baklavalık un, limon kolonyası gibi tehlikeli madde içeren "irticai metaların" satışının artması da irticanın ne kadar vahim boyutlara geldiğinin delili oluyor!

Hele hele kurban bayramı döneminde dağda bayırda kırda ovada "davar" kalmaması, Türkiye'yi otomatik olarak İranlaştırmaktadır!

O yüzden Kurban bayramlarında inek ve koyun satışının artmasına "dikkat çekilmiştir".

O yüzden çekilmekle kalınmamış; milli iradeyi kurban etmek suretiyle millet koyun yerine konulmuş ve böylece buzağısı sütten kesilmiş olan "Sarıkız" namında bir darbe planlanmıştır!

FİKRİ AKYÜZ/YENİ ŞAFAK


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
11 Yanıt
5270 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 27, 2008, 06:31:37 ös
Gönderen: Isis
DEMOKRASi

Başlatan karahan Insan

7 Yanıt
6231 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 24, 2010, 01:12:51 öö
Gönderen: Ozan Erturk
1 Yanıt
2810 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 07, 2015, 11:26:49 ös
Gönderen: GOASISG
4 Yanıt
4629 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 01, 2011, 12:21:57 ös
Gönderen: baron
6 Yanıt
5724 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 28, 2011, 04:50:08 ös
Gönderen: WaleC
10 Yanıt
6539 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 23, 2012, 03:03:40 ös
Gönderen: karahan
0 Yanıt
2887 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 04, 2014, 11:59:07 ös
Gönderen: Enkidu